Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/611 E. 2018/720 K. 25.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/611 Esas
KARAR NO : 2018/720

DAVA : Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/05/2014
KARAR TARİHİ : 25/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 13/05/2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı … A.Ş’nin bayisi olarak faaliyet göstermekte iken, davalı tarafça müvekkili şirketin haklı gerekçe gösterilmeksizin sisteme girişinin engellendiğini, sonrasında … 6.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bayilik sözleşmesinin feshedildiğinin öğrenildiğini, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi davalı tarafça müvekkili şirketin Aralık 2011 Ocak 2012, Şubat 2012 aylarına ilişkin olarak yapılan işlemlrede bu aylara ait usulsüz fatura tahsil edildiği iddiası ile feshedildiğini, müvekkili şirket söz konusu fesih işleminin usulsuz ve hukuka aykırı olması sebebiyle defalarca davalı şirket yetkilileri ile görüştüğünü ve feshe konu edilen usulsüz işlemlere ilişkin bilgi ve belgeler hakkında taraflarına açıklama yapılmasını istemişseler de davalı tarafça hiçbir bilgi verilmediği gibi söz konusu varlığı meçhul usulsüz işlemler sebebiyle müvekkilinin bayilik sözleşmesi hukuka aykırı olarak feshedildiğini, davalı şirket ile müvekkil arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin müvekkiline verilmediğini, davalı şirket tarafından hazarlanan ve matbu olan bayilik sözleşmesinde müvekkilinin müdahalesine izin verilmediği gibi kendi çıkarları doğrultusunda hakkaniyete aykırı olarak keyfi bir şekilde defalarca sözleşme hükümlerini değiştirildiğini, müvekkili ile davalı şirket arasında yapılan bayilik sözleşmesi uyarınca …bank T.A.O …Şubesi tarafından düzenlenen teminat mektubunun söz konusu bayilik sözleşmesi davalı şirket tarafından tek taraflı ve hukuka aykırı olarak feshedildiği için müvekkiline iadesinin gerektiğini, ancak davalı keşide edilen ihtarnameye rağmen teminat mektubunun iade edilmediğini bildirerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin bayiliği süresince davalı şirket nezdinde doğan tüm alacaklarının ve hak kazandığı primleri şimdilik 100,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren avans faizi ile müvekkile ödenmesine, bayilik sözleşmesinin davalı tarafından tek taraflı ve hukuka aykırı olarak feshedilmesinin tespiti ile haksız fesih sebebiyle uğranılan zarar için şimdilik 100,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren avans faiz ile müvekkile ödenmesine karar verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; davacı ile müvekkili şirket arasında 01/07/2010 tarihnide bireysel bayilik sözleşmesi imzalandığını, bayilik sözleşmesinin müvekkili şirket tarafnıdan keşide edilen … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ve … tarih ve … yevmiye numaralı düzeltme ihtarnamesi ile davacının satış performans hedeflerini yerine getirmediğinin ve satışlarının bu hedeflerinin altında kaldığının tespit edilmesi sebebiyle feshedildiğini, davacı yanın dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddalarının haksız olduğunu, davacı yanca teminat mektubunun taraflarına iade edilmediği iddia edilmiş ise de; teminat mektunun davacıya gönderildiğini, davacı ile müvekkili işrekt arasındaki borç alacak süresinin tamamlandığını bildirerek; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce davacının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi suretiyle bayilikten dolayı davacının alacağının olup olmadığının tespiti açısından Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiş olup, ibraz edilen 11/06/2015 tarihli talimat raporunda; davacının resmi defter bilgilerine göre bayilik sözleşmesinin sonlandırıldığı 2012 hesap dönemini takip eden 2013 dönemi yevmiye defteri açılıkş maddelerine dayanarak davacının davalıdan alacağının olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce davalının ticari defterleri, talimat raporu ve dosya incelenmek suretiyle bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshedilip feshedilmediği, davacının talep edebileceği tazminat talebinin ne olduğu konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, ibraz edilen 13/06/2016 tarihli raporda: davalının fesih bildiriminin haklı nedene dayandığı, bu nedenle davacının sözleşmesinin feshinden kaynaklanan yoksun kalınan kara ilişkin tazminat talebinin yerinde olmadığı, davacının davalıdan herhangi bir prim veya cari hesap alacağının da bulunmadığı, ticari defter ve kayıtların incelenmesi sonucunda davalının da herhangi bir alacağına rastlanılmadığı, davacının teminat mektubunun iade edilmesi gerektiği bildirilmiştir.
Mahkememizce davacı vekilinin bilirkişi raporuna yapmış olduğu itirazların değerlendirilmesi açısından bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, ibraz edilen 01/06/2017 tarihli raporda; davalının fesih bildiriminin haklı nedene dayanmadığı, bu nedenle kök raporlarındaki görüşlerinden rücu ederek davacının sözleşmenin feshinden kaynaklanan yoksun kılınan kara ilişkin tazminat talebinin yernide olduğu, davacının talep edebileceği kar mahrumiyetinin 63,4 TL, olarak hesaplandığı, davalının ayrıca teminat mektubunun geç iade edilmiş olması nedeniyle, fesih ihtarname tarihi olan 17/05/2012 tarihinden iade tarihi olan 27/05/2014 tarihine kadar, 1.050,00 TL komisyon bedelini ödemesi gerektiği, davacının davalıdan herhangi bir prim veya cari hesap alacağının bulunmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce kök ve ek rapor hüküm vermeye elverişli olmaması sebebiyle mali müşavir …, sektör bilirkişi … marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, ibraz edilen 19/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davalı firmanın davacı ile imzalanmış sözleşmenin yenilenmesine ilişkin 2012 yılı süre sonu 01/07/2012 tarihi olup, davalı tarafından bu tarih öncesinde haklı feshine ilişkin net veriler ortaya koyulamadığı kanaatine varıldığı, sözleşmenin davalı … A.Ş’nin belirtmiş olduğu hususlar yönünden haklı bir gerekçe ile iptal edilmiş olduğu kanaatine varılamadığı, davalı … firmasında yapılan incelemelerde davacı tarafından ekranlarının sözleşme fesih tarihinden önce kapatılması ile sözleşmenin fiilen erken feshedilmiştir iddiası davalı veya davacı tarafından hangi tarihte kapatılmış olduğunun belgelenemediği, bu nedenle kar kaybının başlangıcı 03/05/2012 tarihli ihtarname düzenlenme tarihi esas alınarak sözleşme süre bitim tarihi olan 01/07/2012 arasında sistemin kapalı kaldığını ve davacının bu sürelerdeki mahrum kalmış olduğu kazanç tutarının hesaplamaya esas alınabileceği, davacı ile davalı … firması arasında imzalanmış sözleşmenin bitim tarihi olan 01/07/2012 tarihi itibariyle sona erdirilmiş olduğu Mahkemece uygun görüldüğü takdirde davacı firmanın mahrum kaldığı gelir kaybının ve tazminat talebinin 03/05/201 ile 01/07/2012 tarihleri arası 60 gün 9,01 TL’den 540,60 TL olarak sözleşme fesih ihtarname tarihinden sözleşme yıl sona erme tarihi arasnıdaki süre için 540,60 TL tazminat talep edebileceği, dava tarihinden itibaren 100,00 TL üzerinden 3095 sayılı yasa 2/2 maddesi doğrultusunda T.C Merkez Bankası tarafından belirlenmekte olan değişen oranlarda avans faizi uygulanması gerektiği bildirilmiştir.
Davacı vekili vermiş olduğu 12/05/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile; 200,00 TL üzerinden açmış olduğu davasını toplam 9.311,01 TL daha arttımış olup, ıslah harcını yatırmıştır.
Davacı ile davalı arasında akdedilen 01/07/2010 tarihli bayilik sözleşmesi , davalı …’in … 6.Noterliğinin … tarih , … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile Aralık 2011, Ocak, Şubat 2012 aylarına ilişkin olarak yapılan incelemelerde; usulsüz fatura tahsil edildiği ve bayilik sözleşmesinin 7.10 maddesi hükmüne göre performansa ilişkin bilgilerin paylaşılmaması ve performans kriterlerine uyulmaması gerekçesiyle sözleşmenin 20/2.maddesi uyarınca 7 gün önceden bildirim yapılarak tebliği izleyen 7.günün sonunda bayilik sözleşmesinin kendiliğinden ve derhal feshedildiği davacıya bildirilmiştir.
Davacı tarafından … 16.Noterliğinin … tarih … yevmiye sayılı cevabi ihtarnamesi keşide edilerek 2011 yılı Aralık, 2012 yılı Ocak, Şubat aylarına ilişkin usulsüz fatura kesildiği iddia edilmiş ise de; bu fatura tahsilatlarına ilişkin belge ve evrakların gönderilmesinin istenmiş olmasına rağmen taraflarına herhangi bir cevap verilmediği, bayilik sözleşmesi süresince doğan tüm alacaklarının ve hak kazandığı primlerin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde ödenmesi gerektiği davalıya bildirilmiştir.
Davalı taraf fesih ihtarnamesinde davacının satış performansının düşüşüne hem de usulsüz fatura tanzim edilmesini hem de sözleşmenin 20.2 maddesi uyarınca 7 gün önceden bildirmek koşuluyla sözleşmeyi her zaman sona erdirme hakkına dayalı olarak feshettiğini bildirerek birden fazla sebebe dayanmıştır.
Davalı tarafından fesih ihtarnamesinde performans düşüklüğüne ve usulsüz fatura tanzim edildiğine dayanılarak sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği iddia edildiğinden bu iddianın ispat edilmesi gerekmektedir. Davalı tarafından davacının usulsüz fatura düzenlediği ispat edilememiştir.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2005/13606 E, 2007/430 Karar sayılı ve 18/01/2007 tarihli kararında da “…fesih nedeni olarak ileri sürülen prim artışının azlığı ve hasar prim oranının yüksekliği nedenlerinin haklı fesih nedenleri sayılamayacağı, bunun sözleşmeye göre özen yükümlülüğüne aykırılık oluşturabileceği…” şeklinde hüküm oluşturulduğu, taraflar arasındaki sözleşmede davacının belirli bir satış hedefini gerçekleştirilmesine ilişkin herhangi bir taahhüde rastlanmadığı, davalı tarafından da bu yönde somut bir delilin sunulmadığı, bu sebeple davacının faaliyetlerinin verimlilik sınırları altında kalması gerekçesiyle sözleşmenin feshedilmiş olmasının haklı neden sayılamayacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 3.maddesinde sözleşmenin devamı süresince herhangi bir zamanda …’in 7 gün önceden ihbarda bulunmak koşuluyla sözleşmeyi her zaman sona erdirebileceği, fesih bildiriminin tebliğ alındığı tarihi izleyen 7.günün sonunda bayilik sözleşmesinin kendiliğinden sona ermiş olacağı kabul ve taahhüt edilmiştir.
Davalının fesih ihtarını gönderdiği tarih itibariyle fesih ihtarındaki süreye riayet etmeksizin davacının ekranını kapatmak suretiyle taraflar arasındaki sözleşmeyi fiilen sona erdirdiği, yapılan fesih bildiriminin de haklı olmadığı, davacının sözleşmenin haksız surette feshinden dolayı yoksun kaldığı karı, teminat mektubunun geç iade edilmesinden kaynaklanan komisyon bedelini ve haksız şekilde kesilen prim ceza kesintilerini talep etme hakkına sahiptir. Bayilik sözleşmesinin 20.maddesinde davalının bayinin sözleşmeye aykırı hareketlerinden dolayı sözleşmedeki ceza sistematiğinde yer alan yaptırımları uygulamakla serbest olduğu, 4.4 maddesinde bayinin …’in bildirimlerine uygun hareket edeceği, 4.5 maddesinde …’in ürün ve hizmetlere yönelik tariflerde yapılacak değişiklikleri uygulamaya geçmeden önce bayiye duyuru olarak bildireceği, bayinin ise duyuru ilan edildiği anda konu hakkında bilgilenmiş olacağı ve işletmelerini de bilgilendireceği, 5.11 maddesinde de sözleşme konusu ürün ve hizmetlere ilişkin tarifelerde sözleşmenin tabi olduğu mevzuat ve kurallarda yapılacak değişikliklerin aynen kabul edileceği, söz konusu değişikliklerin kendisine bildirim tarihinden itibaren derhal uygulamaya başlanılacağı düzenleme konusu yapılmıştır.
Davalı tarafından davacıya prim kesintisi ve ceza kesintisi olarak toplam 7.720,41 TL’lik ceza uygulandığı, ancak cezai şartların net biçimde ve neler olduğu hangi oranlarda ve hangi tutar üzerinden uygulandığına ilişkin sözleşmede net hükümler olmadığı gibi davalının da bu prim kesintisi ve cezaları hangi oranda ve hangi işlemlere yönelik veya hangi tutarlar üzerinden uyguladığına dair incelemeye dayanak belgelerini sunmadığı, prim ve ceza kesintisi alacağını ispat edemediği, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu anlaşıldığından davacının 7.720,41 TL’lik prim kesintisi ve ceza kesintisi talebinin yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.
Sözleşmenin haksız surette feshedilmesi dolayısıyla davacı sözleşmenin feshinden kaynaklanan mahrum kalmış olduğu gelir kaybının tazminini talep edebilir. Davacının 20 aylık sözleşmenin ayakta kaldığı süre içerisinde 12 aylık mahrum kalınan karının 3.241,97 TL olduğu, davalının sözleşmeyi 7 gün önceden bildirmek suretiyle feshedebileceğinin sözleşmede ön görüldüğü, bu sebeple davacının 7 günlük kar kaybı talep edebileceği, 7 günlük kar kaybının da 63.4 TL olduğu 27/04/2017 tarihli bilirkişi raporuyla anlaşıldığından davacının talep edebileceği kar kaybının 63.4 TL olduğu sonucuna varılmıştır.
Davacının sözleşme kapsamında davalıya teminat mektubu verdiği, teminat mektubunun sözleşmenin fesih tarihi olan 17/05/2012 tarihinden itibaren 27/05/2014 tarihinde iade edildiği, geç teslimden dolayı davacının 1.050,00 TL komisyon bedeli ödediği, bu komisyon bedelini de talep edebileceği sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davalının taraflar arasında akdedilmiş olan bayilik sözleşmesini haksız surette feshettiği, prim ve cezai şart kesintilerinin neye göre yapıldığının dayanak belgelerinin sunulmadığı, bu sebeple davacı tarafın haksız surette kesilen prim ve cezai şart kesintilerinin iadesini talep edebileceği, sözleşmenin haksız feshinden kaynaklanan 63.4 TL’lik kar kaybı ve 1.050 TL teminat mektubunun geç teslim edilmesinden doğan komisyon ödemesinin davalıdan tahsilini talep edebileceği hüküm vermeye elverişli son bilirkişi raporu ile anlaşıldığından; Davanın kısmen kabulüne, 63.4 TL kar kaybı, 1.050 TL komisyon bedeli, 7.720,41 TL ceza uygulama bedeli olmak üzere toplam 8.833,81 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın kısmen kabulüne, 63.4 TL kar kaybı, 1.050 TL komisyon bedeli, 7.720,41 TL ceza uygulama bedeli olmak üzere toplam 8.833,81 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 603,43 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 185,20 TL peşin harçtan mahsubu ile, bakiye 418,23 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 185,20 TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 4.525 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısma tekabül eden 4.163,00 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davanın reddedilen kısmı üzerinden yapılan hesaplamaya göre davalı tarafından yapılan 110 TL yargılama giderinden davanın red edilen kısma tekabül eden 8,8 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13.maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücreti maktu vekalet ücretinden az olayamacağından 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan vekalet ücreti Avukatlık kanunun 13.maddesi uyarınca maktu vekalet ücretinden az olamayacağı gibi reddedilen kısmı da geçemeyeceğinden, 677,20 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi 25/06/2018

Katip

Hakim

HARÇ BEYANI
K.H: 603,43 TL
P.H:185,20 TL
B.H: 418,23 TL

Davacı gideri :
Bilirkişi ücreti: 3.750 TL
Tebligat gideri: 775,00 TL
Toplam: 4.525,00 TL

Davalı gideri:
Tebligat gideri 110,00 TL