Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/531 E. 2019/786 K. 16.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/531 Esas
KARAR NO : 2019/786

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 12/02/2013
KARAR TARİHİ : 16/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; Davalı … yönetimindeki … Plakalı aracın 08.03.2008 tarihinde … İli, … Mahallesi, … Caddesinde yürümekte olan davacı …’e çarparak ağır şekilde yaralanmasına neden olduğu, olay sonrası düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında, davalı sürücünün olayın meydana gelmesinde tam kusurlu bulunduğu, davacının kaza sonrası uzun süre tedavi gördüğü, sürekli iş göremezlik kaybına uğradığı, diğer davacılar olan anne ve babasının kaza nedeniyle büyük üzüntü yaşadıkları gibi çocuklarının tedavisi süresince maddi zararlara uğradıkları belirtilerek, davacıların fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın 08.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, kazaya neden olan aracın trafik kaydına ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı …’ya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davalı … vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle: 6111 Sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra meydana gelen trafik kazaları nedeniyle müvekkili şirketin zarar görenlerin tedavi giderlerinden sorumlu olmadığını, davacının kaza sonrası sürekli iş göremezlik zararının tazmini için müvekkiline herhangi bir başvuruda bulunmadığını, kazanç kaybına ilişkin zararların poliçe teminatı dışında kaldığını, olaydaki kusur durumlarının ve zararın tespiti gerektiğini, müvekkilinin poliçe limiti dahilinde sorumlu tutulabileceğini savunmuş, zarar durumunun ispatlanamaması ve sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunun tespit edilmesi halinde davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Tic. A.Ş.’ye usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmekle davalı …Tic. A.Ş. Vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; Kaza yapan aracın olaydan önce uzun süreli kira sözleşmesi ile dava dışı … Tic. A.Ş.’ye kiralandığını, araç sürücüsünün müvekkili şirketin çalışanı olmadığını, davanın aracın işleteni şirkete yöneltilmesini gerektiğini savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’e usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davalı … vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; müvekkilinin olayda kusurlu bulunmadığını, davacının tam kusurlu olduğunu, davacının yaya geçidinde trafik ışıklarını kullanmak yerine araçlara yeşil yanan ışıkta geçtiğini, geçiş hakkının araçlarda olduğunu, müvekkilinin olayda herhangi bir ihmalinin bulunmadığını beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkememiz dosyasının 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/75 Esas 2013/382 Karar ve 06/09/2013 tarihli kararı ile “GÖREV YÖNÜNDEN REDDİNE” karar verilerek mahkememizin 2014/531 esas numarası ile tevzi edilerek mahkememizce açık yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememiz dosyası toplanan deliller ışığında bilirkişi makina mühendisi …’a tevdii edilmiş olup, bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu 20/10/2016 tarihli raporunda; dava konusu … plakalı aracın keşif tarihi itibariyle ikinci el değerinin 25.000,00 TL olduğunu, yine dava konusu … plakalı aracı keşif tarihi itibariyle ikinci el değerinin 29.000,00 TL olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Mahkememiz dosyasının İstanbul Adli Tıp Kurumu Üçüncü Adli Tıp İhtisas Kurulu’na gönderilmiş olup, Üçüncü Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun mahkememize sunmuş olduğu … tarihli raporunda; %8,1 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağını, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceğini bildirmiştir.
Mahkememiz dosyası davacılar ve davalıların beyan ve itirazları sonucunda ek rapor alınmak üzere bilirkişi Makina Mühendisi …, Sigorta Hukukçusu …, Aktüer … ve Sosyal Hizmet Uzmanı …’e tevdii edilmiş olup, bilirkişilerin mahkememize sunmuş olduğu 08/04/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda; kazanın oluşumunda … plaka numaralı taşıt sürücüsü …’in caddenin sol şeridinde nizami şekilde seyir halindeyken, çarpışma noktasının taşıtın sağ ön köşe kısmı olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, trafik sinyalizasyon ışıklarının mevcudiyetine rağmen yaya davacı …’ün ışıkların hemen ilerisiniden ani ve beklenmedik şekilde yola girmesi ve taşıta doğru yönelmesine karşı alabileceği kazayı önlemek adına ek bir tedbir bulunmaması, kural ihlali yapmadığı dikkate alındığında kazada kusuru bulunmadığı, davalı …Ş.’nin … plakalı vasıtayı, 33191140 numaralı trafik poliçesi ile 18/02/2012-2013 tarihleri arasında teminat altına aldığını, KTK, Zorunlu Trafik poliçesi genel şartları ve atıf yapılan Borçlar Kanunu Hükümlerine göre sorumluluğunun belirleneceğini, olayda araç sürücüsünün tamamen kusursuz olması nedeniyle, 818 sayılı BK 44. Mad gereğince ve KTK 86/1 Mad. Gereğince davalı … şirketinin, araç maliki/işleteni ve sürücüsünün sorumluluğunun bulunmayacağını, yapılan geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı hesaplamasına göre; davacı … için 4 aylık geçici işgöremezlik zararının 2.816,16 TL olduğunu, %8,1 sürekli işgöremezlik zararının 87.025,44 TL olduğunu, kaza tarihinde 16 yaşında olan davacı … için son Yargıtay kararlarında kazanç kaybı niteliğindeki geçici iş göremezlik zararının hüküm altına alınmayacağı yönünde kararlar verildiğini, yapılan hesaplamada araç sürücüsünün kusursuzluğu ve sorumsuzluk halinin dikkate alınmıdığını, davacılar … ve … tarafından tedavinin gerektiği diğer giderler kapsamında fatura edilmeyen tedavi giderlerinin ancak doktor bilirkişi tarafından tayin edilebileceği görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi zararın tazminine ilişkindir.
Dava konusu trafik kazası, 08.03.2012 tarihinde meydana gelmiş olup, davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile yaya konumunda olan davacı … arasında gerçekleşmiştir. Davacı taraf, meydana gelen trafik kazasından dolayı uğradığı maddi zararlardan; davalılar …’in sürücü sıfatıyla, … Tic A.Ş’nin işleten sıfatıyla, …nin ZMMS kapsamındaki sigortacı sıfatıyla sorumlu olduklarını iddia ederek uğradığı maddi zararın davalılardan müteselsilen tazminini talep etmiştir.
Yargılama sırasında meydana gelen trafik kazasındaki tarafların kusur durumunun ve davacı tarafın uğradığı maluliyet oranı kapsamında talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi raporunda kusur yönünden yapılan incelemede; olay günü … plakalı aracın caddenin sol şeridinde nizami şekilde seyir halinde olduğu, çarpışma noktasının taşıtın sağ ön köşe kısmı olduğu, trafik ışıklarının mevcudiyetine rağmen yayanın hemen ilerisinden ani ve beklenmedik şekilde yola girip taşıta doğru yöneldiği, sürücünün kazayı önlemek adına tedbir alamayağı, yayanın 2918 sayılı KTK m.68/b’de belirtilen kuralın ihlal ettiğini, bu nedenlerle davacının kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğu belirtilmiştir. Dosya kapsamındaki delillerin ve bilirkişi raporunun değerlendirilmesi sonucunda, davacı …’ün %100 kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı taraf, olay anında sürücü …’in sol gözünün protezli olması nedeniyle kusurlu olduğunu iddia ederek itiraz da bulunmuştur. Kaza; davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın caddenin sol şeridinde nizami şekilde seyir halinde iken davacı yayanın ani ve beklenmedik şekilde yola girmesi sonucu taşıtın sağ ön köşe kısmında meydana gelmiştir. Kazanın oluşumu dikkate alındığında sürücünün sol gözünün protezli olmasınınn kazanın meydana gelmesine bir etkisi olmadığı sonucuna varılarak davacı tarafın bu yöndeki itirazı reddedilmiştir.
Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre trafik kazasından kaynaklı tazminat davalarında kusur sorumluluğu esastır. Yani trafik kazası sonucu meydana gelen zararlardan sürücü kendi kusuru oranında, işleten ve ZMMS kapsamındaki sigortacı da sürücünün kusuru oranında sorumludur. Bu aynı zamanda “kimse kendi kusurundan yararlanamaz” ilkesinin tabi bir sonucudur. Somut olayda; meydana gelen trafik kazasında davalı sürücü …’in kusurunun bulunmadığı, davacı …’ün %100 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla trafik kazası sonucu meydana gelen zararlardan davalıların sorumlu olmadığı açıktır. Bu nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı … Tic A.Ş cevap ve beyan dilekçesiyle, dava konusu aracın maliki olarak gözüktüğünü, ancak söz konusu aracı …ye uzun süreli olarak kiraladığını, sürücü …’in şirket çalışanı olmadığını beyan ederek işleten sıfatının olmadığını iddia etmiş, bu sebeple davanın pasif husumet nedeniyle reddinin gerektiğini savunmuştur. Dosya kapsamındaki araç kiralama sözleşmesi ve davalı …’in SGK kayıtları incelenmesinde, davalı … San.ve Tic A.Ş’nin 52 adet aracın 24 ay süreyle kiralanması konusunda …ile anlaştığı, sürücü …’in aracın kiralandığı firmada çalıştığı anlaşılmıştır. Araç kiralama sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyetinin bulunmaması nedenleriyle davalı … Tic A.Ş’nin işleten sıfatına haiz olmadığı kanaatine varılmıştır. Dolayısıyla husumet sıfatı bulunmadığından davalı …Tic A.Ş hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Ancak kaza tarihi itibariyle malik tarafından aracın başka bir şirkete uzun süreli olarak kiraya verildiği hususunun davacı tarafça bilinmesi mümkün değildir. Davacı tarafından resmi kayıtlara göre dava açıldığından ve kiralama hususu bilinmediğinden davalı … Temizlik. Hizm. San.ve Tic A.Ş lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığı kararı verilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle, davalılar … ve …hakkındaki davanın, davacının %100 kusurlu olması nedeniyle esastan reddine, davalı … A.Ş hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE (Davalı … A.Ş açısından davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE),
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 24,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 20,10 TL harcın davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineyi irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … yargılama sırasında vekille temsil edilmiş ise de, davacı eldeki davayı açarken araç malikinin aracı uzun süreli kiralama sözleşmesi uyarınca devredildiğini bilebilecek durumda olmadığından, davalı … yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-Davalı …Ş. Ve Davalı … duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek AAÜT m.3/2 uyarınca eşit oranda davalılara verilmesine,
6-Davalı … TİC. A.Ş tarafından yapılan posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretlerinden oluşan 514,25 TL yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davalı … tarafına verilmesine,
7-Davalılar … ve … tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; tarafların yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/09/2019

Katip
¸

Hakim
¸