Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/311 E. 2023/341 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/311 Esas
KARAR NO : 2023/341

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 30/11/2010
KARAR TARİHİ : 02/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili Banka … Şubesi müşterisi …Tic. A.Ş.nin … nolu vadesiz hesabından 21.09.2010 tarihinde internet şubesi kullanılarak 3 adette toplam 59.000,00-TL tutarındaki üçüncü şahıslara yapılan EFT işlemi ile ilgili olarak, müşteri zararının müvekkili Banka tarafından karşılanması nedeniyle müvekkili Banka nezdinde oluşan banka zararının davalılardan tahsili için işbu davayı açma zaruretinin doğduğunu, davaya konusu alacağın doğmasına sebebiyet veren 21.09.2010 tarihinde internet şubesi kullanılarak yapılan 3 adet EFT işlemi incelendiğinde saat 14:07’de 30.000-TL tutarında davalı …’ın … Bankası … Şubesindeki … nolu hesabına EFT yapıldığını saat 15:35’de 25.000-TL tutarında davalı …’ın … Bankası … Şubesindeki .. nolu hesabına EFT yapıldığını, saat 16:19’de 4.000-TL tutarında davalı … ‘ın … Bankası … Şubesindeki … nolu hesabına EFT yapıldığını, … firmasının hesabından söz konusu işlemlerin gerçekleştiği 21.09.2010 ve 22.09.2010 tarihli internet log kayıtlarında anlaşılacağını, … kodlu … firmasına … kodlu … (firmanın muhasebe müdürü) kullanıcısına ait bilgilerle iki gün boyunca 6 farklı 1P adresi ile bağlantı kurulduğunu, 21.09.2010 tarihinde saat 13:58 ile 22.09.2010 tarihinde saat 09:12 arasında …’a ait IP adresleri, bu saatlerin dışında kalan saatlerde ise …’a ait IP adreslerinin kullanıldığını, … ile bağlantı kurulduğu zaman dilimi içinde 59.000,00-TL tutarında davaya konu EFT işlemi gerçekleştirildiğini, …’a ait 4 farklı IP adresi ile toplam 15 bağlantı kurulduğunu, müvekkili Banka Teftiş Kurulu tarafından yapılan araştırmalar sonucunda, dava konusu işlemlerin, firma yetkilisi … adına kayıtlı … nolu cep telefonu numarası adına bir başka SİM kart çıkartılması sonucu oluştuğunun tespit edildiğini, konu ile iglili … firmasının internet hesaplarını kullanmaya yetkili personeli … ile yapılan görüşmede 21.09.2010 tarihinde telefonunun bilmediği bir nedenle kullanıma kapandığını ve …’de bulunan … İletişimden aynı telefon numarası adına bir SİM Kart çıkarıldığını ifade etmiş, söz konusu telefonu numarası adına bir başka SİM kart çıkartılırken ibraz edilen kimlik fotokopisini ve işlemi gerçekleştiren şahsa âit kamera görüntüsünü mahkemeye sunduklarını, … firmasına ibraz edilen … adına düzenlenmiş olan kimlikte; resmin, seri ve nosunun, verildiği nüfus dairesinin, kayıt numarasının …’in şimdiki asıl kimliğinden farklı olduğunu, söz konusu sahte kimliğin …’in eski tarihlerde kullandığı kimlikten üretildiği kimlik fotokopilerinden de açıkça anlaşıldığını, ilgili nüfus müdürlükleriyle yapılan görüşmelerde de, … isimli … bayisinden yeni SİM Kart alma işlemi yapılırken kullanıldığı belirlenen nüfus cüzdanının sahte olduğunun anlaşıldığını, … firması yetkilisi …’ın müvekkili Banka nezdindeki kişisel internet şubesine de 22.09.2010 tarihinde dolandırıcı şahıslar tarafından … firmasının internet hesaplarına bağlanılırken kullanılan …’a ait … nolu İP ile bağlantı kurulduğunu, …’in Kredi kartından 2 kez 3.500-TL nakit avans çekimi yapılmak istendiği fakat kredi kartının son kullanım tarihi doğru girilmediğinden işlem gerçekleştirilemediğinin tespit edildiğini, firma yetkilisi …’in banka hesaplarından da aynı gün benzer yöntemle dolandırıcılık teşebbüslerinde bulunulmasının organize bir dolandırıcık eyleminin olduğu şüphesini doğurduğunu, …’e ibraz edilen … adına düzenlendiğini, olan sahte kimlikte resmi görülen şahsın, daha önce de 13.11.2009 tarihinde bir başka internet dolandırıcılığı olayında da müvekkili Bankadan sahte kimlik ile para çektiğinin tespit edildiğini, müvekkili Banka internet şubesine giriş için, BDDK tarafından yayınlanan Bankalarda Bilgi Sistemleri Yönetiminde Esas Alınacak İlkeler gereği, iki ayrı Güvenlik aşaması bulunduğunu, İlk güvenlik aşamasını kullanıcıya özel olması gereken kullanıcı adı ve parola oluşturduğunu, bu aşamada doğru bilgiler girildiği taktirde hesaba tanımlı olan cep telefonuna cep şifre gönderildiği ancak cep şifrenin ilgili alana doğru girilmesi halinde internet şubesine erişim ve işlem yapmanın mümkün olmadığını, dava konusu para transferleri kullanıcı kodu ve parolanın Banka sistemine internet şubesi aracılığı ile doğru olarak girilmesinin yanısıra müvekkili Banka sisteminde firma yetkilisi … adına kayıtlı … nolu cep telefonu hattına SMS olarak gönderilen tek kullanımlık şifrenin kullanılması vasıtasıyla gerçekleştirildiğini, …’in Bireysel ve bu kişinin internet şubesinden işlemlerini gerçekleştirdiği … firmasının Kurumsal internet şube kullanıcı kodu ve paroları phising vb. yöntemle temin edilerek ilk güvenlik adımına geçilmiş ve sahte kimlikle SİM Kart alarak tek kullanımlık şifre Güvenlik adımını da atlattıklarını, dava konusu meblağlar, davalıların hesaplarına EFT yoluyla aktarıldığını, söz konusu tutarların davalılar tarafından bizzat çekilmiş /harcandığını, davalılardan … ve…, kendilerine ait olmayan ve EFT yoluyla hesaplarına gelen parayı, hesaplarından çektiklerini, bu suretle müvekkili bankanın zarara uğramasına sebebiyet verdiklerini, davalı …. ve firmanın acentesi davalı …Ş. de, yeni SİM Kart verilirken kullanılan nüfus kimlik kartı sahte olmasına karşın, kimlik bilgilerini sistemdeki bilgiler ile detaylı olarak karşılaştırmadan kimliğin gerçek kart sahibine ait olup olmadığını incelemediğinden gerekli dikkat ve özeni göstermediğini, basiretli bir tacir gibi davranmadığını, üzerine düşen yükümü yerine getirmekde kusurlu hareket ettiğinden dolayı, davalı …. firması ve acentesi de oluşan müvekkili Banka zararından sorumlu olduğunu, güvenlik önlemlerini yeterli düzeyde almayan ve yeterli incelemeyi yapmadan SİM kart çıkaran…A.Ş. ile acentanın bu işlemi adına gerçekleştirdikleri … A.Ş., söz konusu olayda kusurlu olduğunu, müşteri hesabından bilgisi dışında çekilen tutar müvekkili Banka tarafından ödenerek müşteri mağduriyeti giderilmiş olduğundan aynı tutarda müvekkili Banka zararı oluştuğunu, söz konusu tutarın davalılardan tahsili amacıyla dava açtıklarını, fazlaya ilişkin her türlü dava talep hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili Bankanın davalılardan 59.000,00-TL alacağının dava tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlarda reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Pasif Husumet ehliyetine ilişkin dava konusu olayda, sim kart değişikliğine ilişkin işlemler, … A.Ş. tarafından değil, … ürünlerini satan diğer davalı …Ş. tarafından yapıldığını, dava konusu zararın meydana geldiği olayla müvekkili şirket arasında herhangi bir illiyet bağının olmadığını, bayiilerin müvekkili şirketten tamamen ayrı gerçek veya tüzel kişilikler olduğunu, Sim kart değişikliği, hat satışları sair işlemleri gerçekleştirdiklerini, müvekkili şirketin ürünlerini satmakta olduklarından dolayı müvekkili şirket ile ticari ilişki içerisinde olmakla birlikte müvekkili şirketin temsilcisi konumunda olmadıklarını, dolayısı ile dava konusu olayda bankanın müşterisi ile bayi arasındaki ilişkiye müvekkili şirketin taraf olmadığını, hukukumuzda haksız fiil sorumluluğunun kusura dayalı, haksız fiil ile iliyet bağı olmayan gerçek veya tüzel kişinin, haksız fiilden sorumlu tutulmasının söz konusu olmadığını, kanundaki kusursuz sorumluluk halleri dışında, bir gerçek veya tüzel kişinin kusurlu eyleminden dolayı bir başka gerçek veya tüzel kişinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, şubelerin veya yetkili temsilcilerin doğrudan merkez adına hareket etme yetkisi olduğunu, diğer davalı …Ş. müvekkili şirketin şubesi değil bayisi olduğunu, müvekkili şirket adına hareket edemeyeceğini, yaptığı eylem ve işlemlerin sorumluluğunun kendisine ait olduğunu, müvekkili şirkete husumet yöneltilmesi hatalı olup pasif husumet yokluğundan dolayı davanın reddinin gerektiğini, davacı Bankanın açmış olduğu davanın hukuki temelinin bulunmadığını, davacı Banka, müşterisi olan …Tic. A.Ş.’nin hesaplarından rızası dışında çekildiği iddia edilen 59.000-TL’lik tutarı, müvekkili şirkete herhangi bir ihbarda bulunmadan ve hatta dava dışı …Tic. A.Ş.’nin olayda kusuru olup olmadığını araştırmadan ödediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için davacı bankanın olayda kusursuz olduğu kabul edilir ise kendisinin sorumluluğu bulunmayan bir konuda üçüncü şahsa ödeme yapıp, sonra da onun adına müvekkili şirkete rücu etme hakkının dayanağını açıklamasının gerektiğini, dolayısı ile davacı bankanın kusursuz olmasına rağmen davacıya ödeme yapmasının sorumlusunun kendisi olduğunu, davacının müşteri memnuniyetini sağlamak amacıyla yapmış olduğunu iddia ettiği ödemenin bankanın tek taraflı olarak almış olduğu bir karar olduğunu, bilerek ve isteyerek uğradığını iddia ettiği zararı müvekkili şirketten isteyemeyeceğini, davacı …A.Ş. emsal birçok olayda dolandırılan müşterilerin başvurularını, olayın oluşumunda kusuru olmadığı gerekçesiyle reddettiğini, … Tic. A.Ş. şahsi bilgilerini koruyamayarak, davacı Banka ise gerekli önlemleri almayarak olayın oluşumuna sebebiyet verdiğini, davacı Banka dava dilekçesinde … A.Ş.’nin şahsi bilgilerinin kötü niyetli, 3. Kişilerin eline geçmesinde kusurlu olup-olmadığı ihtimali üzerinde durmaksızın olayın oluşumunu yalnızca sim kart değişikliğine bağlamasının yasal dayanağının olmadığını, internet şubesine giriş yapabilmek için bankaların kullandığı güvenlik adımlarının bulunduğunu, kötü niyetli 3. Kişinin internet şubesine erişebilmek için, müşteriye ait olan parolayı ve şifreyi bilmesinin gerektiğini, olayın gerçekleşmesinde öncelikli kusur şahsi bilgilerini korumakta gerekli özeni göstermeyen … Tic. A.Ş.’ ye ait olduğunu, davacı Bankanın bir güven kurumu olup müşterilerine ait hesapların korunması için her türlü özeni göstermek ve gerekli önlemleri almak zorunda olduğunu, Zira Bankalar iş yüklerini azattmak ve daha fazla kazanç sağlamak amacıyla müşterilerine internet bankacılığı hizmeti sunduğunu, sunulan bu hizmetin tüm sorumluluğunun bankalara ait olduğu, tercih edilen güvenlik önlemlerinde inisiyatif ve sorumluluğun bankalara ait olduğunu, olayın gerçekleşmesinde günün şartlarına göre gerekli önlemleri almayan davacı bankanın ağır kusurlu olduğunu, müvekkili şirket tarafından sunulan hizmetin iletişim hizmeti olduğu, bu hizmetin bankacılık işlemlerinde kullanılmasına müvekkili şirketin rıza ve muvafakatinin olmadığı, günümüzde kişilerin birbirlerinin gsm hatlarını kullandığı düşünüldüğünde, aslında para transferi konusunda sms gönderme yönteminin dolandırıcılık eylemlerine ne kadar müsait olduğunun anlaşılacağını, başka bir ifade ile dolandırıcılık eyleminin asıl nedeninin müvekkili şirketin sunmuş olduğu hizmeti müvekkili şirketin rızası olmadan bankacılık işlemleri gibi önemli bir konuda kullanan davacı ile diğer davalı banka olduğu, dolandırıcılık eylemlerinde kullanılması mümkün olmayan sim kart, davacı ile diğer davalı bankanın anlaşması nedeniyle dolandırıcılık eylemlerinde kullanıldığı, aynı konuda müvekkili şirket aleyhine açılan davada … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas ve … Karar sayılı ilamında diğer davalı banka ile arasında bankacılık hizmetinde davacıya ortak hizmet vereceklerine dair bir taahhüt olmadığından davacının zararından … A.Ş.’nin sorumlu olmayacağı kanaatiyle bu davalı yönünden davanın reddine karar verildiği, bununla birlikte … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde aynı konuda görülmekte olan …E sayılı dosyaya sunulan bilirkişi raporunda bilirkişi heyeti “..davacının kullanıcı şifrelerini saklamakta yeterli özeni göstermediği ve bu şifrelerin 3. Kişilerin eline geçmesine kendi hatalı davranışı ile sebep olduğundan 450 kusurlu olduğu…’ şeklinde görüş bildirdiği, aynı raporda diğer davalı bankanın ise “…paranın üçüncü kişilerin hesabına aktarılması aşamasında gerekli dikkat ve özenin gösterilmemesi nedeniyle banka basiretli bir tacir gibi davranmadığından, objektif özen yükümlülüğünü yerine getirmediğinden en ufak sorundan bile sorumlu olacağını düşünerek %50 kusurlu olduğu kanısına varıldığı, müvekkili şirket açısından ise “…davalı banka ile aralarında parasal işlemleri içeren güvenlik gerektiren bir iletişim olacağı konusunda bir anlaşma olmadığından bu davalının sorumluluğundan söz edilemez…’ şeklinde görüş bildirdiklerini, müvekkili şirketin dava konusu olayın tarafları ile ne dolandırıcıların sorumluluğu gibi haksız eylemden, ne araç sahibinin sorumluluğu gibi kanundan, ne de taraflar arasında yapılmış bir sözleşmeden doğan bir sorumluluğunun söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin vermiş olduğu hizmetin cep telefonunun para transferlerinde kullanılmasına yönelik bir hizmet olmadığını, müvekkili şirketin, SMS mesajları ile şifre iletimesi ve para transferlerine ilişkin ne bir taahhüdü ne de bir onayının bulunmadığını, davacı banka yapılan sim kart değişikliğini bildiği halde bunu müşterisine doğrulatmadan para transferine izin verdiğini ve kendi kusuru ile müşterisini zarara uğrattığını, doğan zarara davacının kusurlu eyleminin neden olduğundan davanın reddinin gerektiğini, davacı Bankanın ödemiş olduğu 59.000-TL ye dava tarihinden itibaren faiz talep edildiği, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın talepte bulunma hakkı olduğu kabul edilse bile, talep edebileceği miktara reeskont faizi işletilemeyeceği, taraflar tacir olmakla birlikte aralarındaki ilişkinin ticari olmadığı, davacı bankanın haksız fiilden kaynaklanan zararı talep ettiğini, davacının bir alacağı olduğu kabul edilse bile söz konusu miktara reeskont faizi değil yasal faiz işletilmesinin gerektiği, müvekkili şirketin pasif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeni ile davanın usul yönünden reddini, müvekkili şirket aleyhine açılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esas bakımından da reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, dava dışı şirket hesabından internet şubesi aracılığıyla 3. Kişilere yapılan EFT işlemi nedeniyle banka müşterisine ödenen zararın davalıların kusuru ile meydana geldiğinden bahisle davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Dava dosyası 14. Asliye Ticaret Mahkemesi… Esas sayısıyla açılmış, 11/05/2011 tarihli duruşmada takip edilmeyen dosya işlemden kaldırılmış, davacı tarafından sunulan yenileme dilekçesiyle dosya yenilenmiş, 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin kapatılmasıyla dosyanın yargılamasına … 42. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas ile devam olunmuştur.
… 42. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyasının 30/01/2012 tarihli duruşmasında;
Davalı … Tanığı … (TN:…) beyanında; ” BEN olay tarihinde … İletişimde çalışmaktaydım, … İletişim oldukça yoğun bir merkezdir, bu nedenle olayın gerçekleştiği zamanı tam olarak şu anda hatırlayamayırom, ancak sim kart değişikliği yapılırken kimliğin sahte olduğunu tespit edemedikleri için kart değişikliği yapılmıştır, benim bilgim bundan ibarettir” şeklinde tanıklık etmiştir.
… 42. Asliye Ticaret Mahkemesi …Esas sayılı dosyası üzerinden 28/03/2012 tarihli ara kararı gereği, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, banka kayıtları ve dosya incelenerek davacının davalılardan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının nelerden ibaret ve ne kadar olduğu konusunda rapor alınmasına, karar verilmiş olup, Bilirkişi olarak İnternet ve Bilişim alanında uzman …ve Bankacı bilirkişi … ‘ın 20/07/2012 tarihli raporunda özetle, davacı bankanın, çok sayıdaki hadiselerde, hesap sahiplerinin zararını gidermediği ve hesap sahipleri tarafından istirdat davaları yolunu seçerken, dava konusu hadisede, hesap sahibinin zararını giderip, bilahare rücu davası açması, bankanın çekilen paranın tamamından gerekir şeklindeki yargıtay kararları çerçevesinde istisna ancak olağan gözüktüğü, davacı bankanın cep telefonlarına SMS şeklinde gönderdiği tek kullanımlık şifre(dinamik şifre) uygulamasının bankacılık düzenleme ve denetleme kurumunun tebliğine uygun olduğu ancak uygulamada cep telefonlarına SIM kartlarının sahte kimliklerle kullanılması nedeniyle bu yöntemin tek kullanımlık şifre üreten cihazlar (şifre matik) kadar tam güvence sağlanmadığı cep telefonu operatörlerinin devletten aldıkları özel imtiyaz ve lisansa istinaden bir anlamda kamu hizmeti verdikleri aynen bankalar gibi kusursuz sorumluluk ilkesine tabi oldukları cep telefonu operatörlerinin aralarındaki sözleşme süresi içinde telefon hattının mülkiyetinin telefon hattı sahibine devretmekle her türlü hizmeti sadece hat sahibine vermesi gerektiği müşterisini tanıma yönteminde zafiyet söz konusu olduğu, gerçek kart sahibi dışında bir kişiye yeni bir SİM kart verildiği, hırsızdaki telefona takılan yeni SIM kart başka bir IMEI numarasından sinyal verdiğinde bu sinyali uyarı olarak değerlendirme imkanından yararlanılmadığı, SİM kart değişikliğinin derhal devreye alınmakla bu tür dolandırıcılıklara zemin hazırlandığı, bu tür dolandırıcılıklar yıllardır devam ettiği halde başka bir tedbir almadığı, davalılardan … A.Ş. ‘nin dava konusu hadisede cep telefonu operatörü … A.Ş. ‘nin bayisi olduğu ve işlemleri … adına bayisi sıfatı ile yürüttüğü SIM kart yenileme işleminde sahte kimlik kullanılmasının … A.Ş. İle bayisi olan … A.Ş.’nin kendi aralarındaki bir sorun olduğu, …A. Ş. (…) tarafından SIM kart yenileme işlemi yapılırken … tarafından data base de hangi bilgilerin kullandırıldığının, ilk tesisteki (…) nüfus cüzdanı fotokopisine ve fotoğrafa erişim imkanı sağlanıp sağlanılmadığının bilinmediği kaldı ki bu hususların dava dışı olup .. ve … arasındaki konular olduğu SIM kart yenilenmesi sırasında alınan kimlik fotokopisinin iğfal kabiliyeti olup olmadığı konusunda yapılmış bir tespitte bulunmadığı noktalarından hareketle; davalı …. İle ilgili olarak davacı banka tarafından bilahare feragat dilekçesi verildiğinden bir önerimiz bulunmamaktadır, davalı …Ş. İle ilgili olarak bu davalının sorumluluğunun bayisi sıfatıyla … A.Ş. ‘ne karşı olduğu olayda sahte kimlik kullanılmakla birlikte kimliğin iğfa kabiliyeti konusunda bir tespit bulunmadığı ve SIM kart yenilenmede sahte kimlik kullanılmasının yanı sıra alınabilecek ek önlemlerin bu davalının iradesi ve egemenlik alanının dışında kaldığı anlaşıldığından bu davalının müşterek ve müteselsil sorumluluk kapsamı dışında kaldığı kanaatine ulaşılmaktadır, davalılardan … hesabına aktarılan 4.000-TL ‘nin ve … hesabına aktarılan 55.000-TL ‘nin çekildiği ve bankanın zararının doğduğu konusunda kuşku bulunmadığı ancak …’ın ceza davasında bu işi % 5 komisyon 2.750-TL karşılığı belirtmesi … Kültür’ün savcılık beyanında kartını kaybettiğini belirtmekle ve ifadesinde kuşku doğuran kısımlar (şifresine ne olduğu konusunda bilgi vermemesi hesabının … hesabında olduğu gibi kısa süre önce açıldığının gözükmesi) bulunmakla birlikte mevcut bilgilere göre bu kişi hakkında ceza davası aşamasına gelinmemesi noktalarından hareketle bu iki davalının banka zararının tamamında müştereken ve müteselsilen sorumlu olup olmadıkları konusunda takdirin mahkemede olduğunu, bu iki davalının davacı banka zararından müştereken ve müteselsilen sorumlu olmalarına dair karar verilmesi halinde davacı banka alacağına dava tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faizi talep edebilecektir görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce … hakkında yürütülen … Cumhuriyet Başsavcılığı … sayılı soruşturma dosyasının sonucu beklenilmiş, … 42. Asliye Ticaret Mahkemesi kapatılarak dosya … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyası olarak yargılamaya devam olunmuştur.
… Cumhuriyet Başsavcılığı … sayılı soruşturma dosyasına yazılan müzekkereye yanıt verildiği, davalı … Dal hakkında … 35. Ağır Ceza Mahkemesi … Esas sayılı dosyasının celbi istenildiği ve dosyanın kesinleştiğinin beklenilmesine karar verildiği,
Mahkememizce … 35. ASCM ‘nin… Esas sayılı dosyasının kesinleşmesini beklendiği celse arasında bekletici mesele yapılan dosyada verilen kararın kesinleştiğinin mahkememize bildirildiği anlaşılmıştır. Bekletici mesele yapılan dosyanın incelenmesinde, Mahkemece; olay tarihinde, katılan şirket …Tic. A.Ş’nin … Şubesi nezdinde … numaralı interaktif bankacılığa açık ve şirketin muhasebe müdürünün cep telefonuna mesaj yoluyla gelen şifrelerle takip edilen hesaba ilişkin olarak ilk olarak 21/09/2010 tarihi saat 13:00 sıralarında muhasebe müdürünün cep telefonunun bloke olması üzerine 22/09/2010 tarihinde şirkete ait hesap hareketlerinin kontrol edildiği, buna göre söz konusu hesaptan dava dışı …’ın hesabına 59.000 TL internet üzerinden havale yapıldığının anlaşılması üzerine bununla ilgili olarak … 14. Asliye Ceza Mahkemesince yargılama yapılarak adı geçen sanığın mahkumiyetine karar verildiği, aynı tarihte şirket hesabından ayrıca iş bu dosya sanıklarından …’in hesabına da 4.000 TL havale yapıldığının tespit edildiği, adı geçen sanık soruşturma aşamasında alınan beyanında 2009 yılı Eylül ya da Ekim aylarında …’e gitmek üzere metrobüse bindiğini, metrobüste cüzdanını çaldırdığını veya düşürdüğünü, o esnada cüzdanında … kartı ve iki tane ATM kartının bulunduğunu, bu kartları uzun süre kullanmadığı için hesabında para da bulunmadığını, bu nedenle ilgili resmi mercilere veya bankalara kayıp/çalıntı başvurusu da yapmadığını savunarak üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği, adı geçen sanığın Mahkeme huzurunda alınan savunmasında ise, beyanlarını tamamen değiştirerek gerçekte adına kayıtlı banka hesaplarına ait iki adet ATM kartını o dönem eşi olan …’e verdiğini, bu olaylar sebebiyle karakola çağrıldığında eski eşinin kendisini tehdit etmesi üzerine karakol ifadesinde söz konusu banka kartlarını çaldırmış veya kaybetmiş olabileceği yönünde beyanda bulunduğunu savunduğu, bunun üzerine Mahkemece maddi gerçeğin ortaya konulabilmesi bakımından sanık …’nin eski eşi … hakkında da suç duyurusunda bulunulması üzerine bu kişi hakkında da kamu davası açılarak iddianamenin gönderildiği, ikinci iddianamenin Mahkemeleri dosyası ile birleştirilerek yargılamanın her iki sanık yönünden birlikte görüldüğü, sanıklardan … hakkında benzer suçtan … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas, … karar sayılı kesinleşmiş mahkumiyet ilamı incelendiğinde; sanığın o Mahkemedeki savunmasında ise, 2009 yılında evine hırsız girmesi sebebiyle cüzdanının çalındığı yönünde savunma geliştirdiği, dosya kapsamında mevcut tüm bilgi ve belgeler ile sanıklardan …’in aşamalarda tamamen farklılaşan savunma içerikleri birlikte nazara alındığında, savunmalarının suç ve cezadan kurtulmaya yönelik beyanlar olduğu değerlendirilerek itibar edilmediği gerekçeleri ile …’in yukarıda anlatılan gerekçelerle üzerine atılı suçu işlediği sabit olduğundan eylemine uyan TCK’nın 142/2-e, 62, 53 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği, kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesi ilamı ile 10/06/2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava dışı … Tic. A.Ş.nin 401-10061 nolu vadesiz hesabından 21.09.2010 tarihinde internet şubesi kullanılarak 3 adette toplam 59.000,00-TL tutarındaki üçüncü şahıslara yapılan EFT işlemi ile ilgili olarak, dava dışı şirket tarafından rızası dışında gerçekleşen işlemlere ilişkin olarak davacı bankaya müracaat edildiği, davacı banka tarafından dava dışı şirketin zararının giderilerek eylemi gerçekleştiren ve sorumluluğunun bulunduğu davalı şirketlerden rücu isteminde bulunulduğu, dava konusu eylemlere ilişkin olarak elde edilen belgelerden, 21.09.2010 tarihinde internet şubesi kullanılarak yapılan 3 adet EFT işlemi incelendiğinde saat 14:07’de 30.000-TL tutarında davalı …’ın …Bankası … Şubesindeki … nolu hesabına EFT yapıldığının, saat 15:35’de 25.000-TL tutarında davalı …’ın … Bankası … Şubesindeki … nolu hesabına EFT yapıldığının, saat 16:19’de 4.000-TL tutarında davalı … ‘ın … Bankası … Şubesindeki … nolu hesabına EFT yapıldığının anlaşıldığı, yapılan havale işlemlerinin, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ve ceza mahkemesi dosyalarından anlaşıldığı üzere, dava konusu işlemlerin, dava dışı … A.Ş. firma yetkilisi … adına kayıtlı … nolu cep telefonu numarası adına … İletişimden yeni SİM Kart çıkarılarak, bu SİM kart üzerinden internet şubesi kullanılmak suretiyle yapıldığının tespit edildiği, banka kayıtlarından davalı …’a toplam 55.000,00 TL, davalı …’a ise 4.000,00 TL havale edildiğinin anlaşıldığı, davalılar … ve … hakkında açılan kamu davalarında davalıların nitelikli hırsızlık suçundan cezalandırılmalarına karar verildiği ve kararların ayrı ayrı kesinleştiği, maddi olaya ilişkin olarak ceza mahkemesi kararındaki tespitlerin hukuk hakimini bağlayacağı düşünüldüğünde diğer deliller ile uyumlu olarak davalıların haksız yere dava dışı şirket hesabından maddi menfaat elde ettiğinin sabit olduğu, davalılar … ve …’in eylemleri nedeniyle haksız fiil sorumlulukları bulunduğundan elde ettikleri menfaatler bakımından davacıya karşı rücuen tazminat sorumlusu bulundukları, diğer davalı … … Ltd. Şti. yönünden ise mahkememizce alınan bilirkişi raporunda meydana gelen haksız fiil eyleminde kusur atfedilmediği, yapılan tespitlerin bilimsel veriler ile uyumlu ve denetime elverişli olduğu anlaşılmakla hükme esas alınabileceği kanaatine varıldığı, diğer davalı … .. A.Ş. açısından ise davacı bankanın yetkilileri tarafından 10/02/2011 tarihli duruşmada davadan feragat ettikleri beyanında bulundukları, feragatin HMK 307 maddesi gereği kesin hüküm teşkil ettiği gözetildiğinde, davanın davalılar… yönünden ayrı ayrı reddine, davalı … yönünden davanın kısmen kabulü ile, 55.000-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı … yönünden davanın kısmen kabulü ile, 4.000-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın davalı …. Yönünden feragat nedeniyle reddine,
2-Davalı … Tic. Ltd. Şti. yönünden esastan reddine,
3-Davalı … yönünden davanın kısmen kabulü ile, 55.000-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı … yönünden davanın kısmen kabulü ile, 4.000-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 4.030,29 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 876,15 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.154,14 TL harç bedelinden 2.940,30 TL’sinin davalı …’dan, 213,84 TL’sinin davalı …dan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 17,15 TL başvuru ve 876,15 TL peşin harç toplamı olan 893,3 TL’nin 832,73 TL’sinin davalı …’dan, 60,56 TL’sinin davalı … dan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı …. tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davalı … Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan 50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek … Ltd. Şti. ‘ne verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 800 TL bilirkişi ücreti, 201,15 TL posta, tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 1.001,15 TL yargılama giderinden 933,27 TL’sinin davalı …’dan, 67,87 TL’sinin davalı … dan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Talep gibi davalı …. tarafına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-Davalı … Tic. Ltd. Şti. tarafı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden davanın reddedilen kısmın üzerinden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca hesap olunan 9.440,00 TL vekalet ücretinin davcıdan tahsil edilerek davalı … Tic. Ltd. Şti. tarafına verilmesine,
12-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden davanın kabul edilen değeri üzerinden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca hesap olunan 8.800,00 TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
13-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden davanın kabul edilen değeri üzerinden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca hesap olunan 4.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
14-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi gereğince talep aranmaksızın yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı diğer davalıların yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/05/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”