Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/216 E. 2018/290 K. 14.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/216 Esas
KARAR NO : 2018/290

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 30/06/2014
KARAR TARİHİ : 14/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı şirket vekilinin 30.06.2014 tarihinde sunduğu dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile 01.02.2011 tarihînde yapılan sözleşme gereği, dava konusu makinelerin müvekkili tarafın yapım işini üstlendiği işin bedelinin 360.000,00 TL olduğunu, bu bedelin 251.186,00 TL kısmı makinenin üretim sürecinde, geri kalan 108.814,00 TL kısmın 12 eşit taksitle ödeneceği kararlaştırıldığı, makinelerin tamamı davalı şirkete monte edildiği, ayrıca davalı davacıdan senet aldığını, davalı tarafından alınan teminat senedinin parke makinelerinin çalışmaya başlamasıyla birlikte iade edeceğini beyan ettiği verilen senedin teminat senedi olduğu ticari amaçla kullanılamayacağı beyan edildiğini, davalı şirket elinde olan teminat senediyle ilgili … 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde … Değişik iş dosyasıyla ihtiyati haciz talep ettiği mahkeme senedin teminat senedi olması nedeniyle davalının ihtiyati haciz talebini ret ettiği, ret talebine rağmen davalı şirket … 35 Asliye Ticaret Mahkemesinde … Değişik dosyasıyla ihtiyati haciz karan talep ettiği, ilgili mahkeme ihtiyati haciz kararı verdiği, verilen karara Temyiz yönünden itiraz edileceği, davalı ilgili teminat senedini … 18. icra müdürlüğü … esas takip dosyasıyla icraya koyduğu, ödeme emrinin tebliği ile birlikte … 8.icra Hukuk Mahkemesinin … esas, … esas sayılı dosyalarına %15 teminat bedeli olan 37.500,00 TL icra kasasına yatırılarak takibin durduğunu, takibe konu senet teminat senedi olup, senet arkasında teminat senedi yazılı olduğu, alacağın muaccel hale gelmediğini, davalı şirket teminat senedini İcraya koyarak yapılan haciz sırasında, davacıdan 5.000,00 TL nakit, 03.11.2013 keşide tarihli, 03.11.2015 vadeli 30.000,00 TL senet alındığı, bu senedin davalının elinde olduğu, ayrıca davalı icra dosyasına yatan %15 teminat bedeli olan 37.500,00 TL kısmı da çekmiş olduğunu, davalıya ödenen 5.000,00 TL ve 37.500,00 TL teminat bedellerinin istirdadını talep ettiği, ayrıca davalının elinde bulunan 03.11.2013 keşide tarihli ve 03.11.2015 vade tarihli 30.000,00 TL, bedelli senedin bilirkişi incelemesi yapılmasına, öncelikle takibin teminatsız olarak durdurulmasına veya teminat karşılığında icra takip dosyasının durdurulmasına, davalıya ödenen bedellerin istirdat na İstanbul 18. icra müdürlüğü 2013/23308 esas sayılı dosyasında borçlu olmadığımızın tespiti ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının takibe konu senedin teminat senedi olduğuna dair itirazlarında haksız olduğunu, teminat senedin metninde açıkça Teminat ibaresinin yazılı olması gerektiğini, senedin arka yüzünde yazılı olan teminat ibaresinin yeterli olmadığını, senedin neyin teminatını oluşturduğunu kambiyo senedine atıf yapan bir sözleşme ile ispat etmesi gerektiği, davacıların senetle ilgili iddialarını ispat eden belgeleri mahkemeye sunmadığı, dava dosyasına sunulan eski tarihlî sözleşme metninde teminata dair atıf yapılmadığı, verilen senet borca karşı verildiğini, taraflar arasında düzenlenen senet ile davacının, müvekkilden nakit para aldığı, karşılığında bu senedin düzenlenerek verildiği, senet sözleşme anında verilmediğini, senet üzerinde oynama yapılmadığı, bu nedenle hem talil ve hem de teminat senedi olduğu iddiasının ispat külfeti davacıya ait olacağı, davacı talepleriyle açılan davanın reddi ile %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Dava; Davacılar aleyhine … 18. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı icra dosyasındaki takibe esas teşkil eden bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası olduğu ve icra dosyasından çekilen para ile makbuz karşılığı ödenen paranın istirdaden tahsiline yönelik olarak açılan ve teminatsız olarak tedbirine lişikin açılan menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce, 13/05/2015 tarihli celse ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Bilirkişi … tarafından ibraz edilen 30/07/2015 tarihli raporunda özetle; davacı şirketin 6762 ve 6102 sayılı T.T.K.’nun amir hükümlerine göre; davacı şirketin 2013-2014 yılları ticari defterlerinin lehine delil teşkil ettiği, 2011-2012 yıllarına ait ticari defterlerinin lehine delil teşkil etmediği, taraflar arasındaki ticari ilişki 2009 TY.’da başladığı, 2010 yılında davacı davalıya 06.12.2010 tarih ve 021415 no.lu KDV dahil 15.000,16 TL bedelli fatura kesildiği karşılığında davalı şirket 70.191,12 TL muhtelif çeklerle ödeme yaptığı, 31.12.2010 tarih 273 no.lu kapanış hesaplarında davacı şirket davalı şirkete 54.425,96 TL borçlu olarak muhasebe kaydı bulunduğu, 2011 yılında davacı şirket davalı şirkete (20.01.2011 tarih 021425 no.lu KDV dahil 53.100.00 TL, 11.04.2011 tarih 021436 no.lu KDV dahil 96.760,00 TL, 21.06.2011 tarih 021440 no.lu KDV dahil 283.200,00 TL) bedelli 3 adet açık fatura keşide ettiği, karşılığında muhtelif tarih ve muhtelif bedeller nakit ve 9 adet çeklerle ödemeler yapıldığı, 25,.07.2011 tarih 173 yevmiye nolu muhasebe kaydında davacının davalıdan 30.239,06 TL alacaklı olduğu, 30.239,06 TL alacağın 01.01.2012 tarih 001 no.lu açılış fişinde de muhasebe kaydının yapılmış olduğu, 10.01.2011 tarih 0010 yevmiye maddesiyle bakiye düzeltmesi yapılarak taraflar arasında cari hesap yönünden (0,00 TL) borç-alacak ilişkisi kalmadığı dava dosyasına sunulan belgelerden tespit edildiği, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacı şirketin davalı şirkete 2010 yılında kestiği 1 adet açık fatura ve 2011 yılında kestiği 3 adet açık fatura ve fatura içeriğinde yazılı malzemelerin sevk irsaliyeleri ile davalıya teslim edildiği, davalının ayıp ihbarında bulunduğuna dair bir belge dava dosyasında sunulu olmadığı, davacı şirketin dava konusu istirdat davasıyla talep ettiği 37.500,00 TL … 18. icra dairesi … takip no.lu takip dosyasına 29.11.2013 tarihinde seri no:…, Sıra no: .., Özel no: … ile nakit yatırıldığı, yatırılan işbu miktar ilgili icra dosyasından 17.06.2014 tarihinde davalı şirket (alacaklı) vekiline ilgili kesintiler yapıldıktan sonra 33.337,50 TL ödemenin yapıldığına dair reddiyat makbuzu fotokopisi dava dosyasına sunulduğu, davacı şirket tarafından davalı şirket vekiline 02.10.2013 tarihli makbuzla 5.000,00 TL nakit ödeme makbuzu fotokopisi dava dosyasında sunulu olduğu, dava konusu olan 03.11.2013 keşide tarih, 03.11.2015 ödeme tarihli 30.000,00 TL bedelli senet fotokopisi davacı tarafından dava dosyasına sunulmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi sonucunda tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamınca yeniden değerlendirilmesi amacıyla dosya kök raporu düzenleyen bilirkişi tevdii edilerek dosyaya tanzim olunan 19/04/2016 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davacının dava konusu olan istirdat davasıyla talep ettiği 37.500,00 TL … 18. İcra Dairesi … esas sayılı dosyasına 29.11.2013 tarihinde seri no: …, Sıra no : …, özel no: … ile nakit olarak yatırıldığı, yatırılan bu miktar ilgili icra dosyasından 17.06.2014 tarihinde davalı şirket (alacaklı) vekiline İlgili kesintiler yapıldıktan sonra 33.337,50 TL ödeme yapıldığı, davacı şirket 37.500.-TL bedelin istirdadını talep ettiği, davacı şirket tarafından, Davalı şirket vekiline 02.10.2013 tarihli makbuzla 5.000,00 TL nakit ödeme makbuzuyla ödeme yaptığı, davacı şirket 5.000,-TL bedelin istirdatını talep ettiği, davacının davalıya ödediği toplam (37.500-TL + 5.000.-TL) 42.500.-TL tutarın davacıya iadesinin uygun olacağı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Ek raporun taraflara tebliğ edilmesinden sonra tarafların beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla dosya yeni bir bilirkişi heyeti olan hukukçu … ve Mali Müşavir …’in 14/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında ihtilaf konusu olan ve raporumuzda çözüme kavuşturulması gereken temel problemler, dava konusu senedin davacı tarafından teminat olarak verilmiş olup olmağı ve davalının davacıdan dava konusu senet nedeniyle herhangi bir alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplandığı, Türk Ticaret Kanunu m. 645 hükmüne göre, “kıymetli evrak öyle senetlerdir ki, bunların içerdikleri hak, senetten ayrı olarak ileri sürülemediği gibi başkalarına da devredilemez”. TBK. m. 103 hükmüne göre: “Borcu ödeyen borçlu, bir makbuz ve borcun tamamı ödenmişse, buna ilişkin borç senedinin geri verilmesini veya iptalini isteyebileceği, borcun tamamı ödenmemiş veya borç senedi alacaklıya başkaca haklar da vermekte ise borçlu, ancak makbuz •verilmesini ve ödemenin borç senedine işlenmesini isteyebilir”. Yine TBK. m. 104 hükmüne göre, “borç senedi borçluya geri verilmişse, borç sona ermiş sayılır” Hükümleri gereğince, kıymetli evraka bağlı olan hak münhasıran senedi takip ettiği için, senedin alacaklının elinde olması hali, senet bedelinin ödenmediğinin bir karinesini teşkil eder, aksini ispat külfeti, borçluya düşer yönünde Yargıtay içtihatlarının bulunduğu, dolayısıyla davacının, dava konusu bonodan kaynaklanan borçları ödediğini ya da bu bononun teminat amacıyla verildiğini veya tadil edildiğini yazılı belgeyle ispatlanması gerektiği, davacı, dava konusu bononun teminat amacıyla verildiğini iddia etmektedir. Öncelikle, dava konusu bononun, kambiyo niteliği gereği, temel ilişkiden soyut bir borç ikrarı oluşturması nedeniyle bu bono üzerine, “teminat senedidir”, “teminat içindir”, “teminat olarak verilmiştir” gibi ibareler yazılmış olsa dahi bu husus tek başına bononun teminat için verildiğini kanıtlamaya yeterli değildir. Hangi temel ilişkiye istinaden teminat olarak verilmiş olduğunun yazılı bir delille ispatlanması gerektiği,
Gerçekten de Yargıtay, bu konuyla ilgili olarak, vermiş olduğu bir kararında şu ifadelere yer vererek aynı yönde görüş belirtmiştir: “Dava konusu senette teminat kaydı varsa da neyin teminatı olduğu belirtilmediğinden senedi mücerretlik vasfını ortadan kaldırmaz. Kambiyo senedi geçerli olup, senede karşı iddiaların HUMK’nun 290. maddesi uyarınca yazılı delille ispatı gerekir” (YHGK.’nın E. 2010/19-67, K. 2010/99 sayı ve 24.2.2010tarihli kararı. Ayrıca bkz.; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14/03/2001 gün ve 2001/12-233 E., 2001/257 K.; 20/06/2001 gün ve 2001/12- 496 E., 2001/534 K. sayılı kararları; Y. 19. HD.’nin E. 2007/9954, K. 2008/3402 sayı ve 03.04.2008 tarihli kararı; Y. 12. HD.’nin E. 2004/21684, K. 2004/26551 sayı ve 23.12.2004 tarihli kararı).
Dolayısıyla dava konusu bono üzerlerine teminat ibaresi yazılsa dahi bu husus tek başına bononun teminat olarak verildiğini kanıtlamaya yeterli değildir. Bunun için ayrıca yazılı bir delilin ibraz edilmesi gerekmektedir. Her ne kadar bononun arkasına bu yönde yazılı bir ibare yer almış olsa bile bu ibarenin keşideci ve lehtar tarafından imzalanmamış olduğu görülmektedir. Dolayısıyla anılan ibarenin, senedin teminat olarak verildiğine ilişkin olarak bir yazılı delil kabul edilmesi mümkün değildir.
Davacı tarafından, dava konusu bonoların taraflar arasındaki sözleşmenin teminatı amacıyla verildiğine ilişkin herhangi bir somut delil sunulamamıştır. Bu durumda soyut borç ikarırını içeren bono nedeniyle davacının borçlu olduğunun kabulü gerekir.
Bononun bedelinin ödenmiş olunduğunun kanıtlanması halinde, bono bedelsiz kalacağından iade edilmesi gerekmektedir. Yukarıda, mali inceleme bölümünde yer alan/ “… Davacının sunmuş olduğu 2011 yılı ticari defterlerinin kapanış tasdikleri mevcut olmakla ve 2014 yılı sunulan yevmiye defterinin açılış ve kapanış onayları olmakla birlikte kebir ve envanter defterleri sunulmamakla TTK hükümleri uyarınca usulüne uygun tutulmadığı görülmüştür.
Davacının sunulanlar kapsamında davacının tanzim ettiği 448.060,16 TLfaturaları karşılığı 418.586,10 ödeme kaydı ve 30.239,06 TL düzeltme kaydının neye istinaden yapılmamış olduğunun (anlaşılmaması hususları) dikkate alındığında) borç alacâk mevcut değildir yönündeki tespitler ile 30.239,06 TL lik düzeltme kaydının neye istinaden yapılmamış olduğu dikkate alındığında, davacının, bono nedeniyle borcunun ‘BüTunmadığı “yönündeki iddialarının da kabulüne olanak bulunmamaktadır.
… 8. İcra Hukuk Mahkemesinin … esas… karar sayılı gerekçeli kararı ile bu karara ilişkin 02/07/2015 tarihli karar düzeltme talebinin reddine ilişkin Yargıtay İlamı dosyamız arasına alınmıştır.
… 8. İcraHukuk Mahkemesinin … esas, …. karar sayılı ilamı dosyamız arasına alındı.
… 8. İcra Hukuk Mahkemesinin … esas …. karar sayılı dosyasının uyap üzerinden dosyamıza gönderildiği görüldü.
… 1. İcra Dairesinin… talimat sayılı dosyasının uyap üzerinden dosyamız arasına alınmış olduğu görüldü.
… 18. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası dosyamız arasına alındı.
… 3. ATM.’nin… D.İŞ. Sayılı dosyası dosyamız arasında alındı.
… 35. ATM.’nin … D.İş. Sayılı dosyası dosyamız arasında alındı.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; … 18. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası incelendiğinde takip tarihinin 08.10.2013 tarihi olduğu, 12.03.2013 keşide tarihli, 12.05.2013 vade tarihli 250.000 TL miktarlı bono sebep gösterilerek kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapıldığı, 150.000 TL asıl alacak üzerinden takibe geçildiği, iş bu bono nedeniyle aynı bonoya dayalı … 35. ATM.’nin … D.İş. Sayılı dosyasından ihtiyati haciz talebinin 04/11/2013 tarihinde ihtiyati haciz kararının kaldırılması talebinin reddine karar verildiği görüldü. … 8. İcra Hukuk Mahkemesinin …. esas … karar sayılı dosyası incelendiğinde; davaya konu bononun teminat senedi olmadığından bahisle davacı …’in davasının reddine karar verildiği, daha sonra temyiz aşamasında Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 15/01/2015 tarihli bozma ilamı ile senedin teminat senedi olduğu belirtilerek bozma kararı verildiği, daha sonra 02/07/2015 tarihli karar düzeltme talebinin reddine ilişkin karar verildiği anlaşılmıştır. Bozma sonrası İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 10/11/2015 tarihli 2015/488 esas, 2015/828 karar sayılı ilamıyla takibe konu bonunun teminat senedi olduğundan bahisle İİK. 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar verildiği, bu kararın yüze karşı verildiği, vekalet ücreti yönünden tavzih edildiği, ancak kararın yüze karşı verildiği anlaşılmakla, her ne kadar kesinleşme şerhi düzenlenmemiş ise de kararın esas yönünden 20/11/2015 tarihinde kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar 14/07/2017 tarihli mali müşavir ve akademisyen hukukçu bilirkişi heyetinin vermiş olduğu raporda, dava konusu bononun teminat amacıyla verildiğine ilişkin somut delilin bulunmaması ve teminat senedi olduğunun yazılı belge ile ispatlanması gerektiği belirtilerek rapor tanzim edilmiş ise de bononun yargıtay ilamı ile sabit olduğu üzere teminat senedi olduğu hususu kesinleşmiş olduğu anlaşılmakla davacının 02/10/2013 tarihinde 5.000,00 TL lik ödemeyi ödeme makbuzu ile takip tarihi olan 08/10/2013 tarihinden önce yaptığı ve 29/11/2013 tarihinde 37.500,00 TL teminat bedelli takip tarihinden sonra takibe konu bono ile ilgili teminat senedi olduğundan bahisle icra hukuk mahkemesindeki dava derdest iken ödemek zorunda kaldığı, … 8. İcra Hukuk Mahkemesinin … esas, … karar sayılı ilamının karar tarihinin10/11/2015 tarihi olduğu da dikkate alındığında davacı tarafça toplam 42.500,00 TL nin takibe konu bononun Yargıtay bozma ilamı dikkate alınarak ilk derece mahkemesince teminat senedi olması nedeniyle karar verilmiş olmakla bononun teminat senedi olduğu hususu kesinleşmiştir. Mahkememizce de hüküm kurmaya elverişli ayrıntılı ve irdeleyici 30/07/2015 tarihli kök rapor ve 19/04/2016 tarihli ek rapor dikkate alınarak 42.500,00 TL tutarın davacıya iadesinin uygun olacağı kanaatine varılarak son rapor olan 14/07/2017 tarihli rapora öncelikle Yargıtay Bozma ilamında belirtildiği üzere teminat senedi olduğunun tespit edilmesi ve takibe konu bononun incelenmesinde açıkca bononun teminat senedi olduğu, neyin teminatı olarak verildiğinin yazılmış olduğu karşısında bu rapora itibar edilmeyerek itibar edilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜNE,
Davacı tarafça davalıya ödenen 42.500,00 TL nin davalıdan istirdatına,
Davacının … 18. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasında 12/03/2013 tanzim tarihli, 12/05/2013 vade tarihli, 250.000,00 TL miktarlı, bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 2.903,18 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.561,65 TL harç + tamamlama harcı olarak yatırılan 250,00 TL harçtan oluşan toplam 2.811,65 TL harçtan mahsubu ile bakiye 91,53 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 5.025,00 TL vekalet üceritinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 2.561,65 TL peşin harç, 250,00 TL tamamlama harcı, 2.349,00 TL bilirkişi, posta, tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 5.160,65 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.14/03/2018

Katip … Hakim …
¸ ¸

5070 Sayılı Kanun gereğince e-imza ile imzalanmıştır