Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1440 E. 2018/742 K. 27.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1440 Esas
KARAR NO : 2018/742

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/12/2014
KARAR TARİHİ : 27/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu kapsamda müvekkili tarafından faturalar düzenlenerek davalı tarafa malların teslim edildiğini, buna rağmen davalı tarafında fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine, borcun tahsili amacıyla … 7. İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının haksız itirazıınn iptali ile takibin devamını, % 20 oranında icra inkar tazminatı ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin çelik formları üretim faaliyetinde kullandığını, bu parçaların dışta kalan kısmına gömlek içeride kalan parçasına ise çekirdek denildiğini, iki malzemenin birbirine monte edilmiş haline ise kovan denildiğini, üretim faaliyeti içinde içeride yeralan çekirdek bir süre sonra yapranmakta ve değiştirilmesi gerektiğini, davacının da bu kapsamdaki işin yapmayı üstlendiğini, bu işe ilişkinde taraflar arasında eser sözleşmesi imzalandığını, ancak davacı tarafından üstlenilen işin gereği gibi yerine getirilmemesinden dolayı müvekkilinin üretimde kullanılması sırasında esneme olduğundan kovanın kullanılmaz hale geldiğini, bunun sebebinin gereği gibi yerine getirilmediğinden gerçekleştiğini, bu nedenle de davacının ücretini hak kazanmadığını, yaşanan olayın yazılı olarak firmaya bildirilerek sözleşmenin feshine ilişkin olarak ihtarname keşide edildiğini, müvekkilinin zarara uğradığını savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizce dava konusu celp edilen … 7. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu adına fatura bedelleri olan toplam 8.375,58 TL asıl alacak bedelinin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığı, davalının süresinde takip konusu borca itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu ve süresinde huzurdaki davanın açıldığı tespit edilmiştir.
Mahkememizin 23/12/2015 tarihli celsesinde dinlenen davalı tanığı … sözlü beyanında; ” Davalı …de imalat sorumlusu olarak çalışmaktayım. Şirketimiz pirinç çubuk üretir. Davacı şirkete üretimini yaptırdığımız dava konusu kovan çubuk üretiminde presleme aşamasında kullanılmaktadır. Davacı şirket tarafından üretilen kovanlar içerisinde kullanılan çekirdekler yurtdışından gelmekte ve belli bir kullanım ömrü olan malzemelerdir. Biz yurtdışından iki adet çekirdek getirmiştik. İki çekirdek ile beraber çekirdeklerin monte edileceği kovanı gönderdik. Davacı taraf birinci çekirdek ile ilgili işlemi yaptı. Kovanla birlikte bize geri gönderdi. Biz teslim aldığımız kovanı 1 hafta sonra işleme aldık. Zira bu çekirdeğin faaliyette bulunması 700 derecelik ısılarla gerçekleştiği için diğer üretimlerimizin aksamaması gerekiyordu. En uygun montaj zamanı da hafta sonuydu. Montajı hafta sonu yaptıktan sonra pazartesi ve salı günü çalıştı. Salı günü akşama doğru fire vermeye başladı. Çarşamba günü çalışmaz duruma geldik. Bunun üzerine şirket sahibi davacı şirket yetkilileri ile görüşerek, yapılan işe ilişkin ayıpları bildirdi. Düzeltmelerini istedi. Davacı tarafta bunu kabul etti. Bunun üzerine kovan soğuması beklenmek suretiyle perşembe günü davacı tarafa gitti. Bu sürede bir hafta çalışamadık. Bir hafta sonrası şirket sahibi davacı şirkete giderek işin bitip bitmediğini görmek istediği, ancak orada yapılan tadilatta uygun olmayan ölçülerde işlemin tamamlandığını, kovanın bu haliyle kullanılamayacağını görmesi üzerine davacı şirkete bırakılmış olan kovan ve henüz işleme girmemiş olan diğer çekirdek alınmak suretiyle davacı tarafa yaptırılmak istenen işlem başka bir şirkete yaptırıldı. Bu esnada ilk kullanılan çekirdek kullanılamaz çöp haline gelmişti.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 23/12/2015 tarihli celsesinde dinlenen davacı tanığı … sözlü beyanında; ” … pres operatoruyum. Davacı şirkete yaptırılan kovanlar benim kullandığım alette kullanılmaktadır. Davacı şirkete yaptırılan kovan iki üç gün kullanılınca arıza çıkardı. Bunun üzerine ben patrona haber verdim. Bunun üzerine biz sökerek davacı tarafa geri gönderdik. İlk kovan davacı tarafça yapılıp makineye takıldığında o esnada kullanılan diğer kovan sökülmüştür. Söküldükten sonra davacı tarafa gönderilmiştir. İşlem yapılan kovan arıza verince bu sefer bu kovanda gönderilmiştir. Bu nedenle belirli bir dönem iki kovanımızda davacı tarafın işletmesindeydi. Bundan dolayı 10-11 gün gibi üretim olmadı. Kovanları davacı tarafın yapamayacağı anlaşılınca patronum her iki kovanı da davacıdan alınarak başka bir kovancıda yaptırmıştır. Kovanın işleme hazır hale getirilmesi bir kovanın çeliği hazırsa en az 10 günlük bir işlem gerektirmektedir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 22/02/2017 tarihli celsesinde dinlenen davacı tanığı …. sözlü beyanında; ” Ben o dönemde davacı … firmasında usta başı olarak çalışıyordum, çalıştığım şirket alüminyum indiksiyon kalıpları yapar, davalı şirketle öteden beri çalışırız, davaya konu olay tarihinde davalı şirket bize 2 tane çekirdek değişimi için 2 adet kovan gönderdi, biz kovanların çekirdeklerini değiştirdik, kovanlar aynı tarihte geldiler, daha sonrasında kovanların tamir edilmesi için bize tekrar geri gelmedi. Davacı vekilinin talebi üzerine soruldu: Bir kovanın çekirdek değişimi takriben 2 hafta içerisinde tamamlanabilmekte, bir kovan çekirdek değişimi için çalıştığım şirkete müracaat edildiğinde en az 2 hafta sonrasına randevu verilmektedir, içerisinde çekirdek bulunan kovan dışardan öngörülen 500 derecelik ısının üzerine çıkıldığı taktirde zarar görebilir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamınca değerlendirilmesi amacıyla dosya bilirkişiler Mali Müşavir …, Hukukçu … ile Makine Mühendisi …’ya tevdii edilmiş olup, 21/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu uyuşmazlığın teknik değerlendirmeler yönünden; davalı … firmasının alaşım döküm ve plastik şekil verme işi ile iştigal ettiği, davacı … Mühendislik firmasının ise pirinç ve alüminyum ekstrüzyon pres sistemleri üzerinde uzmanlaşmış olduğu görülmektedir. Davanın kovan olarak adlandırılan şekillendirme işleminde kullanılan parçanın yenilenmesi hususunda olduğu, kovanın yenilenmesi için yapılmış herhangi yazılı sözleşme ve teknik şartnamenin mevcut olmadığı, dosya kapsamında malzemenin durumuna ilişkin akredite kurum tarafından hazırlanmış raporun mevcut olmadığı ve bağımsız kuruluş tarafından muayene ve heyet tarafından parçaların inceleme imkânı da bulunmadığı, yalnızca bir firma tarafından hazırlanmış malzeme ve sertlik değerlerini de içeren yazının mevcut olduğu, … Mühendislik firmasının iştigal konusu dikkate alındığında gelen kovanın malzeme, sertlik ve boyutlarını işe başlamadan önce kontrol etmesi, uygun olmayan durum tespit edildiğinde işi veren firmaya bildirimde bulunması gerektiği, işi veren firmanın da bu duruma göre tedbir alması gerekeceği, işin tamamlanmasından sonra boyut vesair kontrollerin yapılarak raporlanmış olmasının bekleneceği fakat dosya muhteviyatında bu konuda da tarafların herhangi bir bildiriminin bulunmadığı. Malın bitirilerek teslim edildiği dikkate alındığında malzemelerin değerlendirilerek yenilemenin gerçekleştirilmiş şekilde teslim edildiğinin kabulü gerektiği ancak kovanın tesliminden sonra sürekli imalat yapan firmada kovanın belirtilen süre içinde hasar görmesinin beklenen bir durum olmadığı, işi veren firmanın bu işi sürekli olarak gerçekleştiği düşünüldüğünde şişmenin yenileme sırasında uygun olmayan işlemlerden kaynakladığı sonucunun ortaya çıktığı, bu durumun işveren firma tarafından teslimatta hemen tespitinin mümkün olmaması, nitekim sorunun kovanın kullanımı sırasında ortaya çıkması nedeni ile yenileme işlemi sırasında yapılan imalatta gizli ayıp olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacının davalıya eser sözleşmesi kapsamında icra takibine koymuş olduğu faturalar kapsamında yapmış olduğu işlerin bedelinin ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında … 7. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası vaki itirazın iptali davasıdır.
Dosyamız kapsamına alınan 06/02/2018 tarihli sektör uzmanı, akademisyen, finans ve hukuk uzmanı akademisyen ve mali müşavir bilirkişi heyetinin dosyaya sunmuş olduğu ayrıntılı, irdeleyici ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda; davacının iddiası, yapılan işin bedelinin ödenmediği, davalının iddiası ise işin ayıplı yapılmış olduğu dolayısıyla herhangi bir ücrete hak kazanılmadığı, davalı taraf, davacıya ait ürünleri öngörülen şartlara göre yapmayı taahhüt ettiğinden taraflar arasındaki sözleşme, eser sözleşmesi olduğu teknik inceleme yönünden “kovanın tesliminden sonra sürekli imalat yapan firmada kovanın belirtilen süre içinde hasar görmesinin beklenen bir durum olmadığı, işi veren firmanın bu işi sürekli olarak gerçekleştiği düşünüldüğünde şişmenin yenileme sırasında uygun olmayan işlemlerden kaynakladığı sonucunun ortaya çıktığı, bu durumun işveren firma tarafından teslimatta hemen tespitinin mümkün olmaması, nitekim sorunun kovanın kullanımı sırasında ortaya çıkması nedeni ile yenileme işlemi sırasında yapılan imalatta gizli ayıp olarak değerlendirilmesi gerektiğinin ortaya çıktığı sonucuna varılmış olup” bu tespitler yönünden davacının dava konusu ürünleri ayıplı olarak ürettiği ve bu ürünlerdeki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, eser sözleşmesinin ayıp ihbarına ilişkin TTK. m. 474/1 hükmüne göre: “İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır”. hükmünün düzenlendiği, satım sözleşmesinin ayıp ihbarına ilişkin öngördüğü süreler kıyasen gözününde bulundurulduğunda, somut olay açısından ayıbın ihtarı için sekiz günlük sürenin uygulanması sözkonusu değildir. Gizli ayıplar derhal ihbar edilmesinin gerektiği, aksi takdirde verilen bu hizmet ayıp ile beraber kabul edilmiş sayılır. Ayıp ihbarları TTK. m. 18 hükmünde öngörülen ihtar ve ihbarlar kapsamında olmadığından herhangi bir şekle tabi olmadığı, ayıp ihbarını süresi içinde yapılmadığına ilişkin bir itirazın bulunmadığı da dikkate alındığında, ayıp ihbarının süresi içerisinde yapılmış olduğunun kabul edilmesi gerektiği, ayıplı ifa durumunda işsahibinin haklarını düzenleyen TBK. m. 475 hükmüne göre: “Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde işsahibi, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabileceği, bu kapsamda; eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme, eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme, işsahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır” hükmünün düzenlendiği, sözkonusu hüküm, ayıba karşı tekeffülde işsahibi lehine seçimlik bazı haklar öngörmüş olup, işsahibinin haklarından birisi de sözleşmeden dönmedir. Verilen mal ve hizmetin işsahibinin “kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı” olduğu, davacının ücret ödenmesine ilişkin talebinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesine uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 141,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 105,20 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT tarifesi uyarınca 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 20,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine çıkarılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/06/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”