Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1392 E. 2019/166 K. 26.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1392 Esas
KARAR NO : 2019/166

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/11/2014
KARAR TARİHİ : 26/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 28/11/2014 tarihli dava dilekçesinde; … Genel Müdürlüğü tarafından müvekkili şirkete gönderilen ihbarda, 1994 yılından beri 17.612.39 TL asıl ve 57.776,93 TL gecikme faizi olmak üzere 75.389.32 TL tanker suyu kullanım bedelinin tahsilini talep ettiğini, su kullanımını yapan müvekkili şirket olmasına rağmen, şirket ortaklarında ihbarname göndermek sureti ile bu borcun hem ortaklardan hem de müvekkili şirketten talep edildiğini, … Genel Müdürlüğü’nün müvekkilinden 1989 ile 2008 yılları arasında mevcut bir abonelik bulunmadığı gerekçesi tanker suyu kullandığı için tanker suyunun bedelinin tahsilini istediğini, tanker suyunu müvekkilinin kendi parası ile 3.kişilerden satın aldığını, borcun 01.09.1999 tarihine kadar oları kısmının ( 778.112,00) TL, 1999 yılında müvekkili şirketten talep edildiğini ve müvekkilince iş bu miktarın o tarihte ödendiğini, 2004 yılına kadar olan kısmın zamanaşımına uğradığını, 2004 yılından şebeke aboneliği yapıldığı ve şebeke suyu kullanıldığını, harcanan su bedellerinin fatura edilmiş bedellerinin müvekkili tarafından banka aracılığı ile ödendiğini, davalı kurumun … Şubesi’ne 24.11.2014 tarih ve … kayıt numarası ile vermiş olduğu itiraz dilekçesi ile bu durumun düzeltilmesinin talep edilmiş olmasına rağmen herhangi bir cevap verilmediğini bildirerek müvekkilinin davalıya 17.612.39 TL borçlu olmadığının (ferileri 57.766,93 TL Faiz Toplam 75.389,32 TL) tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; …Tic. Ltd. Şti. adına 17.612,39 TL su bedeli ve 58,259,89 TL gecikme cezası olmak özere toplam 75.872,28 TL tahakkuk edildiğini, … nolu mukaveleye 28/05/1998 tarihinde hukuk kodu koyulduğunu, davacı tarafın her ne kadar tanker suyunu kendi parası ile 3.kişilerden satın aldığını beyan etmiş ise de, … Tarifeler Yönetmeliği’nin Kullanılmış Suların Uzaklaştırılması Bedeli Tarifesi Başlıklı 22. Maddesinde, idarenin şehir şebeke suyu hizmetlerinden yararlanmayıp kuyu, kaptaj, havuz vs benzeri tesislerden veya tankerle yeraltı ve yüzeysel suları temin ederek kullanan veya kanalizasyon şebekesinden yararlanan özel ve tüzel kişilerin kullanılmış suların uzaklaştırılması hedefini ödemekle yükümlü olduğunun belirtildiğini, tüketilen her bir m3 su üzerinden alınan kullanılmış suların uzaklaştırılması bedelinin, abonenin ait olduğu tarifenin yarısı olarak belirlenir” şeklinde düzenlendiğinden atık suyun bedelinin istendiğini, davacı şirket tarafından ödendiği iddia edildiği bedellerin … mukaveleye ait olduğunu, 24/12/2014 tarihli keşif ve tespit tutanağı ile tanker hattının iptal olduğunu ve … nolu sözleşmeden şebeke suyu kullandığının tespit edildiğini, abone foyü ve mukavele dosyasından ilgili belgeler suretinin yazı ekinde ibraz edildiğini, idare tarafından yapılan işlemlerin, yürürlükteki mevzuat hükümlerine uygun olduğunu, sonuç itibariyle dava konusu menfi tespiti istenen bedelin 2560 s.lı … Kanunu ve bu kanuna istinaden düzenlenen tarifeler yönetmeliğine göre alınmasının gerekli olduğunu, idare tarafından yapılan işlemlerin yürürlükteki mevzuat hükümlerine uygun olduğu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizce, bilirkişi olarak inşaat mühündesi … ile makina mühendisi …’nun tayinine, keşfen inceleme yapılmasına karar verilmiş olup, ibraz edilen 26.11.2017 tarihli kök raporda; Yerinde yapılan keşif çalışması ve dava dosyası üzerinde yapılan tespit ve incelemeler neticesinde, dava konusu işletmenin halen faal vaziyette bulunan bir vana üretim tesisi olduğu, tesisin eski ve bakımsız görüntüsü itibariyle tahminen 40 yıldır dava konusu yerde üretim faaliyetlerini sürdürdüğü, keşif tarihi itibariyle kullanım suyunun … tarafından şebekeden sağlandığı, atık sular için kanalizasyon hattının olmadığı, bunun yerine tesisin birbirine yakın iki ayrı noktasında her biri ortalama 10 m3 hacminde iki adet betonarme pis su çukuru (fosseptik) bulunduğu ve belirli aralıklarla hizmet talep edilen vidanjörler vasıtasıyla atık suyun söz konusu pis su çukurlarından davacı “… Tic. Ltd. Şti tarafından kendi imkanlarıyla çekilip atıldığı tesis bünyesinde, temiz su ve atık su kullanımının söz konusu olduğu yerlerin sadece tuvaletler, lavabolar ve duşlardan ibaret olduğu, tesise sağlanan kullanma suyunun bina girişinde bulunan …, …, … ve … numaralı dört adet su sayacı ile kayıt altında tutulduğu, bu sayaç numaralarından ikisinin, davalının mahkemeye 13.06.2015 tarihinde sunduğu dilekçe ekinde bahsi geçen sayaçlarla örtüştüğü, buna göre … numaralı sayacın dava dışı …’e ait olduğu ancak 9172489 numaralı sayacın 01.12.2006 tarih ve … sözleşme numarası ile davacı işletmeye ait olduğu, … Tarifeler Yönetmeliği’nin 18. ve 22. maddeleri gereği; davacının kullanım suyunu, davalı idareden temin etse de etmese de, atık suyunu kendi imkanlarıyla uzaklaştırmış olsa bile atık su bedeli ödemekle yükümlü olduğu ancak kendisine tahakkuk edilen dava konusu 17.612,39 TL’si asıl ve 57.776,93 TL’si gecikme faizi olmak üzere toplam 75.389,32 TL borcun davalı idare tarafından ne şekilde hesaplandığının tespit edilemediği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce, davalıya tebligat yapılarak, bilirkişi raporunda belirtilen davaya konu atık su bedeli ve buna ilişkin faiz hesaplamasının neye göre yapıldığının bildirilmesi için süre verilmesine, bildirildiğinde aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, ibraz edilen 23.03.2017 tarihli 1.ek raporda; davalı idarenin davacı aboneden atık su bedeli talep etmesinin söz konusu hizmetin doğasına uygun olduğu ve mevcut yönetmelikle örtüştüğü ancak tahakkuk edilen tutarın ve faizinin ne şekilde hesaplandığının halen tespit edilemediği ve davalı tarafın bu yönde rasyonel veriler ortaya koyamadığı, yerinde ve dava dosyasında yapılan incelemeler sonucunda heyetçe elde edilen verilerin bunlarla sınırlı olduğu ve taraflar arasında hukuki ihtilafa sebebiyet veren (zaman aşımı, yüksek faiz, belediye kanunu vb.) tüm konuların heyet yetki sınırları dışında kaldığı ve çözüme yönelik takdirin mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce, dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdiine ve ek rapor düzenlemelerinin istenilmesine, karar verilmiş olup, ibraz edilen 13.06.2017 tarihli 2.ek raporda; Davalı idare tarafından davacı aboneye tahakkuk edilen faturaların anapara tutarlarının davacı işletmenin sayaçsız kuyu tanker abone olması sebebiyle … tarafından hazırlanan Abone Sabit Averaj Bilgileri menüsünden günlük averajının 3 m3 olarak belirlendiği ve bu değere göre döneme ait ortalama birim fiyatların fatura dönemine esas gün sayısı ile çarpılarak tespit edilen aylık bedellere ulaşılarak oluşturulduğu, buna karşılık gecikme cezasının ne şekilde tespit edildiğin (hangi faiz oranlarının uygulandığı ve yasal dayanakları) konusunda açıklayıcı herhangi bir bilgi bulunmadığı, bulunsa bile konunun hukuki bir konu olması sebebiyle heyet yetki sınırları ve uzmanlık alanı dışında kalmasından dolayı muhatabının yalnızca mahkeme olacağı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce, önceki bilirkişi heyetinde olan inşaat ve makine mühendisi bilirkişi heyetine mali müşavir Kemal Taştan’da dahil edilerek, dosyanın bu bilirkişi heyetine tevdii edilip, dosya üzerinden dosyaya sunulan bilgi ve belgeler incelenerek, tarafların önceki rapora itirazları ve sundukları belgelerde incelenerek rapor düzenlemelerinin istenmesine karar verilmiş olup, ibraz edilen 14.05.2018 tarihli kök raporda; Davacı yanın, bir kısım borçların ödendiğine ilişkin banka ödeme dekontlarının dava dosyasın sunulduğu halde değerlendirilmediğinin iddia edildiği, banka ödeme dekontlarının kök raporda yer verilen ödenmeyen borçlar tablosundaki hangi borca karşılık olduğu konusunda ayrıntılı bilgi verilmemesi nedeniyle değerlendirilemediği, taraflar arasında abone sözleşme ilişkisi bulunduğu, Borçlar Kanunu’nun 146 maddesi uyarınca sözleşme ilişkisi bulunan durumlarda her türlü alacağın, 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu hükmüne yer verildiği, dava konusu olayda … alacaklarının ihtar edildiği 07.11.2014 tarihinden itibaren 10 yıl içerisinde talep ve tahsil edilmeye alacakların zaman aşımına uğramış olacağı, kök raporda yapılan hesaplama tablosunda son ödeme tarihi 15.10.2004 tarihinden itibaren geriye dönük olarak tahakkuk eden 10.965,39 TL ana para, 46.536,70 TL gecikme faizi ve 4.074,20 TL DV ve olmak üzere toplam 61.576,29 TL ‘nin 10 yıllık zaman aşımına uğramış olduğu, zaman aşımı dışında kalan tutarların 6.647,00 TL ana para, 14.483,40 TL gecikme faizi, 1.271,14 TL KDV olma üzere toplam 22.401,54 TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce, dosyanın önceki bilirkişi heyetine verilerek, 28/11/2004 tarihinde 28/11/2014 tarihine kadar süre içerisinde davalının talep edebileceği ve bu tarih aralığında davacının davalıya yaptığı tüm ödemeler ayrı ayrı incelenip hesaplanarak davacının davalıya borçlu olup olmadığına karşı varsa miktarının tespitine yönelik ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş olup, ibraz edilen 29.11.2018 tarihli ek raporda; Menfi tespit davasına konu edilen …’nin IY 1900571-9 sözleşme numarası kapsamındaki alacaklar 27.04.1994-15.02.2008 tarihleri arasındaki dönemlerini kapsadığı, davalı tarafından sunulan 27.04.1994 ile 15.02.2008 dönemini ödenmeyen atık su bedelleri listesi ile davacı tarafından sunulan banka hesap dökümünde yer verilen … su bedeli tutarlarından, üç adet ödemenin aynı döneme denk geldiği görülmekle birlikte, fatura ödeme tutarları farklı olup, yatırılan tutarların IY -91022558 numaraları abonelik sözleşmesi adına yatırıldığı, (191,00 TL ve 9,00 TL 17.12.2007 IY – 91022558 – 239,00 TL ve 10 TL’nin 15.01.2008 IY – 91022558 – 141,00 TL ve 9,00 TL’nin 15.02.2008 IY – 91022558), davalının 28.11.2004-28.11.2014 tarihleri arasında talep edebileceği alacak tutarının, fatura asıl borç tutarı 6.647,00 TL, Tahakkuk Eden Faiz Tutarı 14.483,45 TL ve KDV 1.271,14 olma üzere Toplam 22.401,59 TL olduğu, dava konusu alacakları için 28.11.2004-28.11.2014 tarihleri arasında, dava konusu IY 1900571-9 no.lu … sözleşmesi kapsamında, davacı tarafından ödem yapıldığına ilişkin bir belgeye rastlanmadığı, davacının, davalı …’ye IY 1900571-9 no.lu sözleşeme kapsamında 28.11.2004 – 28.11.2014 tarihleri arasındaki dönemler için 22.401,59 TL borcu bulunduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, dosya içerisinde bulunan abone hesap kartı, bu aboneye ait tahakkuk ettirilmiş faturalar, tahsilat makbuzu örnekleri ve ihbarname örneğinden davalının davacıya ihbarname gönderilerek tanker suyu kullanım bedeli ödeme talebinde bulunduğu görülmüştür. Davacı vekili davalının müvekkiline herhangi bir hizmet vermediğini, bu nedenle bu bedeli talep edemeyeceğini savunmuş davalı vekili ise davacının … sorumluluk alanında faaliyette bulunduğunu, buraya …’nin vidanjör ile hizmet verdiğini, atık suların arıtmasını …’nin yaptığını davacının da atık sularının sisteme dahil olduğundan …’nin bu hizmeti vermiş olduğunu ve hizmet karşılığı olan bedelin tahsilini istediklerini savunmuştur. Davalı kurumdan davacının aboneliğine ilişkin tüm bilgi ve kayıtlar celp edilmiş, inşaat ve makine mühendisi bilirkişilerle davacının faaliyet yürüttüğü adreste keşfen inceleme yaptırılmış, bilirkişiler tarafından düzenlenen 26/01/2017 tarihli raporda; keşfen inceleme yapılan mahalde kullanıp suyunun … tarafından şebekeden sağlandığı, atık sular için kanalizasyon hattının olmadığı, tesiste birbirine yakın iki ayrı pis su çukuru bulunduğu, vidanjörler vasıtasıyla atık suyun söz konusu çukurlardan davacının kendi imkanlarıyla çekilip atıldığı, tesiste temiz su ve atık su kullanım olan yerlerin sadece tuvalet lavabo ve duşlardan ibaret olduğu, … Tarifler Yönetmeliği aboneye18. ve 22. maddeleri gereğince davacını kullanım suyunu davalı idareden temin etse de etmese de atık suyu kendi imkanlarıyla uzaklaştırmış olsa bile atık su bedeli ödemekle yükümlü olduğunu, davalının 17.612,39 TL asıl, 57.776,93 TL şeklinde yaptığı tahakkukun ne şekilde hesaplandığının tespit edilemediğinin rapor edildiği görülmüştür. Bilirkişi heyetine mali müşavir bilirkişi de dahil edilerek aldırılan 14/05/2018 tarihli raporda; son 10 yıllık süre içerisinde 6.647 TL ana para 14.483,40 TL gecikme faizi 1.271,14 TL KDV olmak üzere toplam 22.401,54 TL davalının talep edebileceği alacağının olduğunun rapor edildiği, bilirkişilerden aldırılan 29/11/2018 tarihli raporda; davacının 28/11/2004 ile 28/11/2014 tarihleri arasında davalının 22.401,59 TL alacaklı olduğunun rapor edildiği görülmüştür. Davacı davasında …’nin vermediği bir hizmete karşılık …’nin vermediği bir hizmetin bedelini tahsil etmek istediğini savunmuş, davalı ise … Tarifeler Yönetmeliği Hükümlerince davacının hizmet verdikleri saha içerisinde olduğundan bu bedeli ödemekle yükümlü olduğunu savunmuştur. Davaya konu hukuki uyuşmazlıkta davalının davacıdan 2560 sayılı kanun ve 3305 sayılı kanunla eklenen ek 4.madde düzenlemesi gereğince; atık suların uzaklaştırılması için hizmet verdiğinden atık su bedelini davacıdan talep ettiği, davacının kanalizasyon hattı bulunmadığını bu durumda atık su uzaklaştırma hizmet bedeli talep edilemeyeceğini savunduğu yapılan keşfi ile davacının tesisinin kurulu olduğu adreste davalı idareye ait kanalizasyon hattının bulunmadığının tespit edilmiş olduğu bu konuda bir uyuşmazlığın bulunmadığı, bu durumda hizmet vermeyen davalı idarenin atık su uzaklaştırma bedeli talep edip edemeyeceğinden oluştuğu, Anayasa Mahkemesi tarafından 31/03/1987 tarih ve 1986/20 esas 1986/9 karar sayılı kararı ile Belediye Gelirleri Kanunun 97. maddesindeki: “Belediye mücavir alan sınırları içerisinde yer altı sularından kamu ve özel kişiler tarafından ede edilen kullanma ve sanayi suları, yeraltı sularından kamu ve özel kişiler tarafından elde edilen kullanma ve sanayi sularına ait ücretler, … 3030 sayılı kanunun uygulandığı yerlerde büyükşehir belediyeleri tarafından tahsil edilir.” düzenlemesini iptal etmiş olduğu, bu iptal kararından sonra yeni bir yasal düzenleme yapılmamış olduğu görülmüştür. Davalı …’nin davacıya tahakkuk ettirdiği bedelin kendi tarifeler yönetmeliğine dayanarak tahakkuk ettirmiş olduğu, Anayasa Mahkemesi’nin belediyelere mücavir alan sınırları içerinde yeraltı sularından elde edilen kullanma ve sanayi sularından ücret alma yetkisini veren kanun hükmünün iptal edilmiş ve yerine aynı yetkiyi içerene herhangi bir kanun hükmü çıkarılmamış olduğu, davalı …’ye bu yönde bir yetki veren yasal düzenlemenin de bulunmadığı, bu nedenle davacı …’nin kendi tarifeler yönetmeliğini esas alarak davaya konu tahakkuku yapmış olmasının hukuki dayanağı bulunmadığından konuya ilişkin Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin de 26/06/2018 tarih, 2018/3744 esas, 2018/7147 karar sayılı kararında ayni mahiyette karar verilmiş olduğu, davalı …’nin davacı hakkında yapmış olduğu tahakkukun hukuki dayanağının bulunmaması nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığından, davacının davasının kabulüne, davalının 04.11.2014 tarihli 64707109.314.01.04 sayılı ihtarnamede davacı adına tahakkuk ettirdiği 17.612,39 TL su bedelinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalının 04.11.2014 tarihli 64707109.314.01.04 sayılı ihtarnamede davacı adına tahakkuk ettirdiği 17.612,39 TL su bedelinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 1.203,10 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 300,80 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 902,30 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 300,80TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 3.794,60-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan vekalet ücreti, maktu vekalet ücretinden az olamayacağından 2.725-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/02/2019

Katip

Hakim

Harç Beyanı
K.H.= 1.203,10 TL
P.H.= 300,80 TL
B.H.= 902,30 TL

Davacı yargılama gideri
3.150,00 TL bilirkişi ücreti
206,30 TL keşif harcı
206,30 TL keşif harcı
232,00 TL posta gideri
3.794,60 TL Toplam yargılama gideri