Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1286 E. 2020/507 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1286 Esas
KARAR NO : 2020/507

DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/10/2014
KARAR TARİHİ : 02/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin devlet kurumlarına ve özel işletmelere teknik destek hizmeti sağlayan bir firma olduğunu, taraflar arasında 20/10/2010 tarihinde destek hizmet sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında davalı şirkete 39 elaman görevlendirildiğini, sözleşme devam ettiği sırada davalı … 4. Noterliğinin … tarihli, … sayılı ihtarnamesi göndererek 2011 Ağustos maaşları ile 2011 Temmuz SGK primlerini ödeyememe durumu olduğundan ödemelerin yapıldığını, sözleşme kapsamında teminat mektubunun verilmediğini bahsederek sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, ancak feshin haksız ve dayanağının bulunmadığını, davalı kar kaybı talebinde bulunmuş ise de hukuki dayanağının bulunmadığını, davalının hiçbir zararının oluşmadığını bu kapsamda teminat mektubunun paraya çevrilmesinin hiçbir dayanağının olmadığını, sözleşme kapsamında davalıya verilen … Bank A.Ş. … Şubesine ait 31/10/2014 tarihine kadar uzatılan 11/03/2011 tarihli, 324 sayılı, 55.000 TL bedelli teminat mektubunun dava sonuçlanıncaya kadar paraya çevrilmesinin önlenmesini, teminat mektubunun müvekkiline iadesi ile sözleşmenin haksız feshi sebebiyle müvekkilinin uğramış olduğu şimdilik 14.260 TL zarar bedelinin faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, davacının sözleşmeye aykırı davranması neticesinde sözleşmenin haklı sebeple feshedildiğini, davacının kar mahrumiyeti talebinde haksız olduğunu, davacının ihtiyati tedbir talep etme hakkının yasal olmadığını savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretin de davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla hukukçu ile mali müşavir bilirkişiye tevdii edilen dosyaya 14/02/2017 tarihinde tanzim olunan raporda özetle; davalı tarafından ibraz edilen ticari defterler ve tüm dosya muhteviyatı belgeler üzerinde yapılan incelemelerde, 2011 hesaba davacı tarafından tanzim edilen hizmet bedeli faturalarının davacı adına alacak, davacıya yapılan ödemelerin ve davacı adına yapılan SGK ödemelerinin de davacı borcu olarak kaydedildiği, tüm bu işlemlerin sonucunda davalının davacıya 31.12.2011 tarihi itibari ile hiçbir borcu olmadığı, 2012 ve 2013 yılında sözleşme feshedilmiş olduğundan kaydın bulunmadığı, 2014 yılında da hiçbir borç ve alacak kaydı yapılmadığı, sadece hesaba davacıya ait 55.000 TL tutarlı teminat mektubu bedeli 31.10.2014 tarihinde nakde çevrildiğinden hesaba önce tahsilat olarak davacı alacağı şeklinde işlendiği, yine aynı tarihte bu tutarın 426-Alınan Depozitolar hesabına virman kaydı yapıldığı ve cari hesap bakiyesinin 0,00 TL olduğu, davacının Ağustos 2011 de çalışanlara ödeme yapmamasının sözleşmede fesih sebebi olarak belirlenmiş “iflas veya konkordato ilan etmesi ya da herhangi bir borcu nedeniyle benzer bir durama düşmesi” durumu ile benzer olup olmadığının mahkemenin takdirinde olduğu, ancak iflas ya da konkardatonun sürekli bir ödeyememe hali olduğunun düşünüldüğü, fesih tarihinde bu durumun gerçekleşip gerçekleşmediğini takdirin mahkemede olduğu, tarafların teminat mektubu konusunda her ne kadar sözleşmede daha yüksek miktar kararlaşürsalar da sonradan sözleşme değişikliğine giderek 55.000 TL miktarda anlaştığının varsayılabileceği, fesih öncesinde davalı tarafından bu konuda bir ihtarda bulunulmuş olduğunun kanıtlanmış olmadığı bu konuda sözleşme ihlalinin olduğunu söylemenin mümkün olmayacağı, davacının talep edeceği kar kaybının 25,00TLx 39 eleman x 14 ay = 13,650,00 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacı ile davalı arasında 20.10.2010 tarihinde imzalanan destek hizmet sözleşmesi kapsamında davacının 2011 Ağustos maaşları ile 2011 Temmuz SGK primlerini ödeyemeceğini bildirmesi üzerine davalı tarafça sözleşmenin haklı nedene dayanılarak feshedilmesi üzerine davacı tarafın feshin haksız olduğu iddiasıyla uğradığı kâr kaybından doğan müspet zararına ilişkin tazminat davası ile sözleşme ilişkisi içerisinde davacı tarafından verilen teminat mektubunun iadesine ilişkin davadır.
Usul hukukunda davaya son veren taraf işlemlerinden birisi feragattir. Feragat, HMK. m.307’e göre; ‘‘…davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.’’ Maddi anlamda kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Feragat davacı tarafından hüküm kesinleşinceye kadar yapılabilir.
Adli yargıda açılan bir davada ispat yükünün hangi tarafa ait olduğuna ilişkin düzenleme HMK.’nın 190. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, ‘‘İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.’’
Davalı taraf her ne kadar zaman aşımı def’inde bulunmuş ise de davacı tarafın talebi 20.10.2010 tarihinde imzalanan destek hizmet sözleşmesi kapsamında uğranılan müspet zarar tazminine ilişkin olduğundan somut olayla genel zaman aşımı süresi olan 10 yıllık süre geçerli olacağından davalının bu itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafından 11.03.2011 tarih ve 324 nolu, 55.000 TL bedelli teminat mektubunun davalıdan iadesi istenmiş ise de 16/09/2020 tarihli celsede Harçlar Kanunu madde 30 ve devamı hükümleri gereğince davacıya gelecek celseye kadar kesin süre içerisinde iadesi istenen 55.000 TL bedelli teminat mektubu bakımından eksik harcın ikmal edilmesi gerektiği aksi halde dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılacağı ihtar edilmiş olup 17/09/2020 tarihinde davacı tarafından sunulan beyan dilekçesinde 55.000 TL bedelli teminat mektubunun davalı tarafından iade edilmesi davasından davacının davadan feragat ettiğini bildirdiği anlaşılmakla feragatin davaya son veren bir taraf işlemi olması ve maddi anlamda kesin hüküm gibi sonuç doğurması sebebiyle teminatın iadesi davasının feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının kâr kaybından kaynaklı müspet zarar istemi incelendiğinde; davalı tarafından 26.08.2011 tarihinde … 4. Noterliğinden gönderilen ihtarname ile 31.08.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, 20/10/2020 tarihli Destek Hizmet Sözleşmesin 5. Maddesinin 3. Fıkrası kapsamında davacı tarafça ‘‘2011 Ağustos ayı maaşları ve SGK müdürlüklerine ödemekle yükümlü olduğu 2011 Temmuz ayı SGK primleri, SGK bildirge damga vergileri, KDV vergileri ve muhtasar beyanname ödemelerini içinde bulunduğu ekonomik güçlük nedeniyle ödeyememe durumunun doğduğunun’’ davalıya bildirilmesi üzerine davalı tarafça sözleşmedeki ‘‘iflası veya konkordato ilan etmesi ya da herhangi bir borcu nedeniyle benzer bir duruma düşmesi…’’ hükmü gerekçe gösterilerek sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği iddia edilmiştir.
Davacı taraf ise sözleşmenin 5. maddenin 3. fıkrası kapsamındaki şartların oluşmadığını ve böyle olsa dahi fesih sonucunu doğuran nedenin 5. maddenin 2. fıkrası kapsamında ‘‘… Asıl işveren 7 gün içinde son verilmesi amacıyla Alt işveren’e ihtarname gönderecektir. Alt işveren gönderilen ihtarnameye rağmen sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirmezse, Asıl işveren yazılı ihbarda bulunmak suretiyle sözleşmeyi derhal hüküm doğurmak üzere tek taraflı olarak feshedebilir.’’ hükmü gereğince önceden yazılı bildirim yapılarak sözleşmenin feshedilmesi gerektiği iddia edilmiştir.
Mali bilirkişi inceleme ara kararına rağmen ticari defterlerin yalnızca davalı tarafından sunulduğu, davacının 03.05.2019 tarihli beyan dilekçesinde fiili imkansızlık sebebiyle ticari defterlerini sunamayacağını beyan ettiği görülmüştür.
Dosyaya davacı tarafından sunulan davacı şirket tarafından davalı şirkete verilen yazı ile yukarıda belirtilen borçların ödenemeyeceğinin davalı tarafça kabul edildiği, dosyaya celp edilen icra takip dosyalarının kesinleşerek yüksek miktarlarda haciz ihbarnamelerinin gönderildiği anlaşılmakla sözleşmenin 5.3 maddesindeki “herhangi bir borcu nedeniyle benzer bir duruma düşmesi” şartının somut olayda gerçekleştiği kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf her ne kadar somut olayda sözleşmenin 5.3 maddesindeki “herhangi bir borcu nedeniyle benzer bir duruma düşmesi” şartının gerçekleşmediğini iddia etmiş ise de bu iddiasını yani ekonomik durumunun iyi olduğunu ispatlayacak herhangi bir belgeyi dosyaya sunmadığı gibi mahkememizce kurulan ara kararda verilen ihtaratlı kesin süreye rağmen fiili imkansızlık nedeniyle ticari defter ve kayıtlarını sunamayacağını beyan ederek şirketin durumunun iyi olduğuna dair iddiasını çürütecek hiç bir delili de dosya sunmadığından davacı tarafça sözleşmenin 5.3 maddesindeki hal ispatlanmıştır. Yine davalı tarafça, bilirkişi raporunda da tespit edilen davacı adına yapılan ödemelerin müteselsil sorumluluk gereğince davalı şirketin hukuki sorumluluktan kurtulma amacıyla yapmış olduğu ödemeler olduğu anlaşılmakla davacının bu yönlerdeki itirazları dikkate alınmamıştır. Son olarak sözleşmenin 5.3 hükmü belirtilen özel hallere ilişkin özel bir hüküm niteliğinde olduğundan somut olayda 5.2 hükmünün uygulanma imkanı bulunmadığından davalının derhal fesih hakkı olduğundan somut olayda önceden yazılı bildirim şartı aranmayacaktır. Sonuç olarak davalı tarafça, sözleşmenin 5.3 maddesi gereğince haklı feshedildiği kanaatine varılmakla davacının müspet zararının tazminine ilişkin davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Her ne kadar feragat nedeniyle davanın esastan reddine karar verilse de teminatın iadesi davası yönünden dava dilekçesinde harçlandırılan bir bedel olmadığından ve verilen kesin süreye rağmen harcın ikmal edilmemesi nedeniyle davalı lehine bu dava yönünden maktu vekalet ücretine hükmetmek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının teminatın iadesi davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının müspet zararının tazmini davasının REDDİNE,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 243,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iade edilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 45,00 TL posta ve tebligat giderinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
6-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden davanın müspet zararın tazmininin reddine ilişkin miktar itibariyle AAÜT uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden davanın teminatın iadesi talebi yönünden AAÜT uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”