Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1142 E. 2018/712 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1142 Esas
KARAR NO : 2018/712

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 30/12/2009
KARAR TARİHİ : 21/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunduğu dilekçe ile müvekkilinin 1993 yılından bu yana yetkili satıcısı ve 1999 yılından itibaren davalının yetkili servisi olarak görev yaptığını, ödemelerini hiç aksatmadığını, buna rağmen davalının 2004 yılında müvekkilinin hak edişlerini ödemediğini ve piyasada kolayca satılacak araçlardan temin etmediğini, bu suretle kar kaybına neden olduğunu ve bayiler arasında haksız rekabet yarattığını, müşterilerinin bir çoğunun dava dışı diğer firmalara yönlendirildiğini, 2004 yılı itibariyle devletçe yapılan düzenleme sonucunda hurda indirimi yapılmakta olduğunu, ayrıca davalı şirketin satış politikası gereği filo indirimi uygulandığını, müvekkiline kiralama yapmak ve satmak üzere kendi adına aldığı 55 adet araca filo indirimi yaptırdığı halde filo katılımı adı altında ödemesi gereken bu bedeli ödemediğini, bedelin 10 adedini ödediğini, 45 adedin ödenmediğini, kendisinden araçların 6 ay satılmayacağı garantisini istediğini, garanti verilmesine rağmen araçların teslim edilmediğini, müvekkilinin ihtar çekerek parayı talep ettiğini ve davalının müvekkilini sözleşmeyi feshetmekle tehdit ettiğini, bu nedenle müvekkilinin 125.512-TL kar kaybı oluştuğunu, davalı şirketin bunun yanında piyasada kolay satılan araçları müvekkiline vermeyip, … Otomotiv ve … Otomotiv gibi şirketlere verdiğini ve bunun açıkça Rekabetin Korunması hakkındaki kanunun 4 ve 6. maddelerine aykırı olduğunu, bu açıdan da müvekkilinin 480.000-TL zararının oluştuğunu, mahkemece tespiti halinde 1. 500.000 ile 2.000,000-TL arasında zararının olduğunu, … müşterilerinin bilinmez bir şekilde … Otomotiv’e kaydırıldığını ve yine bu şirkete 2007-2008 yıllarında pazarlama desteği altında ekstra ödemeler yapıldığını ve bunun bayiiler arasında eşitsizlik yarattığını, müvekkilinin müşteri kaybettiğini, bu haksız uygulamalar sonucunda müvekkilinin primlerini kestiğini, 2009 Ekim ayında yayınlanan sirküler ile araçlarda % 20 iskonto yapılması gereken araç üzerinden ödeme yapılmayacağının müvekkiline bildirildiğini ve müvekkilinin bu nedenle 8.50-TL zarar ettiğini, ayrıca Polis Derneğine yapılan satışlarda … Otomotiv’e çok yüksek oranda indirim uygulanarak müvekkilinin zararına yol açtığını, davalının bu zararlarını ödemesinin gerektiğini belirterek şimdilik kaydı ile 100.000-TL maddi ve 100.000-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ise sunduğu cevap dilekçesinde; hurda indiriminin yürürlükte olduğu dönemde … Otomotiv’in kendi inisiyatifinde aldığı kararla hareket ettiğini, müvekkilinin bayiiler arasındaki eşitlik ilkesine sadık kalması nedeni ile davalının dayatmalarına itibar etmediğini, davalının 1 Ocak 2007 tarihinde sunulan yeni Yetkili Satıcılık Sözleşmesine hiç bir itirazı kayıt ileri sürmeden imzaladığını ve bu nedenle eskiye yönelik talebi ileri süremeyeceğini, davacının Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunun 4. ve 6. maddelerine aykırı davranıldığını idda ettiğini, bunun öncelikle Rekabet Kuruluna bildirilmesinin gerektiğini, inceleme yapıldığında görüleceği üzere davacıya daha çok araç temin edildiğini ve bu nedenle davacının Türkiye sipariş karşılama oranı % 84 iken % 93 oranında siparişinin karşılandığını, … ürünleri içinde kar ettiren araç kriteri olmadığını, … Otomotiv’e fazla araç verilmediğini, müvekkilinin nihai müşteriye toplu satıştan indirim verdiğini, tüketicinin araç alacağı bayii seçmekte özgür olduğunu, … satışlarında alıcının yazılı belgesi ile işlem yapan bayii alıcı firmaya araç satmaya yetkili bayii konumuna gelmekte olduğuna ilişkin davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin böyle bir uygulamasının olmadığını, dava dışı … Otomotiv’in elinde olmayan nedenler ile zor durumda kalması sonucunda müvekkilinin destekde bulunduğunu, bunun ise belediyenin yaptığı metro çalışmalarının bu şirketin işlerine sekte vurmasından kaynaklandığını, müvekkilinin zor durumda kalan tüm bayiilere yardım ettiğini ve davacıya da 25. Yıl çekiliş kampanyası nedeni ile destekte bulunduğunu, müvekkilinin bayiiler arasında farklı davranışlar bulunarak haksız rekabet yaratmadığını, davacının müşteri memnuniyetinin yüksek olduğunu ve kendisine diğer bayiilere 150-TL pirim verilirken 223-TL pirim verildiğini ayrıca 2009 yılında ortalama araç satışı % 59. 2 iken davacının % 50 olarak ortama performansın altında kaldığını, 2009 yılı Mays, Haziran ve Eylül aylarında 2. Seviye olan % 55- 61 aralığında yer alabildiğini ve primlerden faydalandığını bunun bağımsız Denetim Kuruluşlarınca saptandığını, % 20 iskonto oranının doğru olmadığını, hangi araçlar için yapılması gerektiğinin belirtildiği taktirde cevap verileceğini, Polis Sandığının yazılı olarak … Otomotiv’i davet ettiğini, burada müvekkilinin bir katkısı olmadığını belirterek yersiz olan davanın esastan reddine, ayrıca öncelikle Rekabet Kurumuna başvurularak 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunun 4 ve 6.maddelerinin ihlal edildiğinin tespitine ilişkin karar alındıktan sonra davanın açılması gerektiği, bu şart yerine getirilmeden açılan davanın ön şart yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul Kapatılan 38 Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Davacı ile davalı arasında 1993 yılından önce Yetkili Satıcılık Sözleşmesi ve 1999 yılında da Yetkisi Servis Sözleşmesinin düzenlendiği, Davacı tarafın … genelinde davalının en çok satış yapan bayiisi olduğu, Davalı tarafça sunulan Rekabet Kurulu kararları veya Yargıtay kararları incelendiğinde davacının tek satıcı konumunda olmadığı ve Rekabet Kurumunun 23.12.2010 günlü ve 10-… sayılı kararı dikkate alındığında Özel Hukuk Sözleşmesinden kaynaklanan bir durum söz konusu olduğu, sunulan Yargıtay kararları incelendiğinde uyuşmazlıkların tek marka satışına zorlamadan kaynaklandığını ve Rekabet Kanunun 57. maddesinde belirtilen durumunun gerçekleşmediği sonucuna varıldığı, davalının davanın ön şartı bulunmadığı yolundaki itirazın yerinde olmadığı, davacının yetkili satıcı ve servis olarak çalıştığı dönemde diğer bayilere oranla yüksek satış yaptığı, davacıya tanınan vadelerin diğer bayilere tanınandan daha kısa olduğu, 50 araç alımına ilişkin taahhüt edilen indirimin davacıya uygulanmadığı, davalının taahhüt ettiği hurda indiriminden davacıyı yararlandırmadığı, kâr eden araçları davacıya diğer bayilere nazaran daha az tedarik ettiği, filo iskontosunda davacı aleyhine davrandığı, 1-2 gün içinde cevap vermesi gerekirken davalının ilk talebi 8 gün sonra, ikinci talebe 24 gün sonra, üçüncü talebe 63 gün sonra cevap verdiği, 4.teklife cevap vermeyerek doğrudan teklif verdiği ve diğer bayilerden araçların tedarik edilebileceğini belirterek sonuçta davacının filo satışının engellendiği, … Otomotiv’e muhtelif adlar altında 2.279.403 TL.kaynak sağlandığı, Polis Sandığı’na yapılan satışların ilgili Sandığın teklifiyle gerçekleşmesi nedeniyle davalının kusuru bulunmadığı, aynı şekilde müşteri memnuniyeti piriminin bağımsız denetim kuruluşu tarafından yapılan değerlendirmeye dayalı olması nedeniyle davalının sorumluluğunun bulunmadığını davacının şahsına yönelik manevi zararın doğduğunun ispatlanamadığı gerekçeleriyle manevi tazminat isteminin reddine, talep sonucunun ıslahla arttırıldığı dikkate alınarak maddi tazminat isteminin kısmen kabulüyle 5.991.802 TL.nin dava tarihinden işleyerek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İstanbul Kapatılan 38 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/162 Esas, 2012/150 Karar sayılı ilamı davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2012/17646 E, 2013/15038 Karar sayılı 01/10/2013 tarihli ilamı ile bozulmuş, bozma ilamında; “…Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir
Davacı vekili dava dilekçesinde 100.000. Tl maddi tazminat talebinde bulunmuş, yargılama aşamasında ise maddi zarara ilişkin talep sonucunu artırarak toplam 6.091.802,34 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece dava açılırken talep edilen alacağa dava tarihinden, ıslah ile talep edilen alacağa ise ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, dava tarihi itibarıyla davalının tüm tazminat miktarı açısından temerrüde düştüğü gerekçesi ile kabul edilen maddi tazminat karşılığı 5.991.802,34 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Davalı vekilinin hükme esas alınan bilirkişi kök raporuna ilişkin olarak yaptığı itirazda, davacının talep ettiği hurda indiriminin hiçbir bayiye yapılmadığı; satışı kolay olup alıcı bulan ve kâr ettiren 307 … araçlarının tedarikinin tüm bayilere aynı şekilde yapıldığı, bayilerin ön siparişlerinin göz önüne alındığı ve bayilere en az satış hedeflerini gerçekleştirmeye yetecek miktarda araç sağlandığı; … Otomotiv’e vade ve satış desteği adı altında sağlanan kolaylıkların bu bayinin özel durumundan kaynaklanması nedeniyle ayırımcılık sayılamayacağı gibi bilirkişi kurulunun bu konuda yapmış olduğu tespitlerin maddi hataya dayalı olduğu ve hesaplama tarzlarının da isabetli olmadığı; müvekkilinin pazarlama politikalarında ve filo iskontolu satış uygulamalarında haksız ve eşitlik ilkesine aykırı davranmadığı belirtilmiştir. Mahkemece davalı vekilinin kök rapora yönelik itirazları üzerine aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmışsa da söz konusu ek rapor davalı vekilinin itirazlarını karşılamadığı gibi Yargıtay denetimine elverişli yeterli ayrıntıları da içermemektedir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, içlerinde otomotiv sektöründen uzman bir bilirkişinin de bulunduğu yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınıp, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesinden ibarettir. Bu yönler gözetilmeden eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır….” şeklinde hüküm oluşturulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay 19 Hukuk Dairesinin 2012/17646 E, 2013/15038 Karar sayılı bozma ilamına uyulmuş, bozma ilamı kapsamında Makine Mühendisi Prof. Dr. …, Otomotiv sektöründe uzman …., Borçlar Hukukçusu Prof. Dr. …, mali müşavir … , yine Hukukçu Doç. Dr. …’ten oluşan bilirkişi kurulu aracılıyla tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır. Bilirkişi kurulu tarafından sunulan 23/05/2017 tarihli kök raporda; mali incelemeler sonucunda davalı tarafından hurda indiriminin hiçbir bayiye yapılmadığı, bu sebeple defter kaydının sunulamayacağının bildirildiğinden kayıtlar kapsamında hurda indirimi yapılıp yapılmadığının malen tespitinin mümkün olmadığı, satışı kolay olup alıcı bulan ve kar ettiren 307 … araçlarının tedariklerinin tüm bayiilere aynı şekilde yapılıp yapılmadığı, bayiilerin ön siparişlerinin göz önüne alınıp alınmadığı ve bayiilere en az satış hedeflerini gerçekleştirecek miktarda araç sağlanıp sağlanmadığına ilişkin yapılan incelemede 2003 yılına ait 307 … araçlarına ilişkin 46 bayiiliği içeren bayii siparişleri , Popaş satışı( alış miktarları ) ve bayiinin satışlarını içeren incelemeler sonucunda; bayiiler tarafından sipariş edilip siparişinin en az karşılandığı bayiinin davacı … Otomotiv olduğu, sipariş edilen 290 ürüne karşılık Popaş tarafından 192 adet ürünün satıldığı, … Otomotiv firmasının yapmış olduğu sipariş tutarının diğer bayiilerin sipariş tutarına bakıldığında … firmasının karşılanabilir ve makul bir düzeyde olduğu, … Otomotiv firmasının 290 adet siparişine karşılık 98 adet eksik ürün verildiği, tüm bayiilere ilişkin sipariş ve popaş satışları karşılaştırıldığında verilen siparişler arasında en fazla popaş satışı karşılığı olan bayiinin davacı olduğu, davacı dışında diğer 11 bayiinin sipariş altında popaş satışları olduğu, diğer siparişi az olan satışlara ilişkin ikinci en yüksek sipariş satış farkının 33 araç olduğu, 33 bayiinin sipariş üstünde popaş satışı bulunduğu, … firması için 97 adet, … firması için 72 adet, … firması için 71 adet sipariş miktarı üzerinde karşılanan … 307 modelle ilgili araç olduğu, 2004 yılında 307 … araçlarına ilişkin yapılan incelemede; 2004 yılına ilişkin sipariş tutarlarının bulunmadığı, sipariş ve satış arasındaki farklılaşmanın tespit edilemediği, davalı tarafından sunulan popaş satışlarında 307 1.4 … modellere ilişkin bir önceki yıla göre tüm bayiiler ortalamasına göre %48 popaş satış artışının mevcut olduğu, davacının 2003 yılındaki siparişinin %44 eksiğiyle karşılandığı, … ve … isimli bayiilerin siparişlerin 2003 yılında %55 ve %44 fazlasıyla karşılandığı, tüm 307 siparişlerinin davalı tarafından karşılanma oranının %101 olduğu, davacının 2003 yılı siparişinin ise %8 eksiğiyle karşılandığı, sipariş ile satışlar arasında belli bir oranlama olmadığı, en yüksek siparişin davacı tarafından verilmiş olmasına rağmen popaş satış sıralamasında davacının 5.sırada olduğu, siparişlere göre tedariklerin aynı şekilde yapılmadığı, 2003 yılında davacının siparişleri karşılansa idi ve genel olarak bayiilerin 2003 yılı üzerinde gerçekleşen satışlar sebebiyle davacının aynı imkandan yararlanamadığı zarara uğradığının açık olduğu, 2004 yılında da araçların satış adetlerinin artma trendinin devamlılık gösterdiği, önceki alınan mevcut raporda davacının 2003, 2004 eksik üründen kaynaklanan zararına ilişkin olarak ve pazar payı esas alınmak suretiyle tespit edildiği anlaşılan 566.510,04 tutarındaki meblağın uygun bir meblağ olduğu, davalının … Otomotive vade ve satış desteği adı altında sağlanan kolaylıkların bu bayiinin özel durumundan kaynaklanması nedeniyle ayrımcılık sayılmayacağı, davacı … otomotiv San ve Tic A.Ş firması ile … Otomotiv Servis ve Tic A.Ş unvanlı davacıya ait servis şirketine de garanti kapsamında ödemelerin yapıldığı iddiasına ilişkin yapılan incelemeler sonucunda; … Otomotiv Servis ve Dış Tic A.Ş’ye ilişkin sunulan hesaplarda bayii geliştirme, promosyon katılım, YP prim , çeşitli adlardaki katılım payları, ticari destek, garanti sürprim vs. Açıklamalı tutarların 2006 -2009 yılları arasında 3.078.635,69 TL’lik davacı için tutar hesaplandığı, taraflar arasında pazarlama satışa yönelik salt reklam ve desteklere ilişkin tüm kayıtlar incelendiğinde; reklam katılım, satış faaliyet katılım, bayiilik geliştirme, süper bonus, kurumsal kimlik pazarlama, aktivite destek katılım, radyo medya hizmet, blue lion kamp açıklamalı tutarların kayıtlarda olduğu, bu bedellere ilişkin 2006,2007,2008,2009 4 yıllık dönemde toplamda 1.535.065,56 TL … Otomotiv’e katkı sağlanırken, … otomotiv’e bunun yaklaşık yarısı kadar katkı sağlandığı, katkı tutarı farkının 742.999,40 TL olduğu, … otomotiv’e eksik yapılan tanıtım ve diğer katkı ödemesinin 742.999,40 TL bulunduğu, (bilirkişi raporunda davacı … Otomotive eksik yapılan katkı ödemesinin 742.999,40 TL olarak bulunmuş olmasına rağmen raporun 21.sayfasında 13.tabloda katkı ödemesi sehven 742.799,40 TL olarak 200 TL eksik olarak geçirildiği, yine tablo 14’te de katkı ödemesi farkının 742.799,40 TL olarak 200 TL sehven eksik yazıldığı, bu tabloda toplamında 2.225.851,51 TL olarak sehven 200 TL eksik alındığı Mahkememizce tespit edilmiştir. )Vade uzatımlarına ilişkin Efe Otomotiv ve Yıldırım Otomotiv 2007,2008,2009 yılı dönemi gerçekleşen tahsilat dönemi vadelerinin aritmetik ortalamasının analizine ilişkin 01/06/2012 tarihli KPMG raporu sunulduğu, 2007 yılında ödemelerin aynı vadelerde olduğu, 2008 yılında 16 günde fatura ödemeleri gerçekleştirilmiş ise de; … Otomotiv için 51 günde ödeme olduğu, 2009 yılında …’da 23 günde ödeme gerçekleşmiş ise de … Otomotiv’de 47 günde ödeme gerçekleşmiş olduğu, fatura ödeme vadelerindeki gün farkı esas alındığında faiz tutarının 681.798,59 TL olarak hesaplandığı, üç bayiiye ait 2003 yılı sipariş,bayiiye tahsis ve satış oranlarının karşılaştırılmasından toplam taşıt siparişlerinin %35 nin 307 XR 1.4 tip taşıt için olduğu, diğer 307 modellerinin %67 oranında oldukları, … ve … firmalarının siparişlerinin sırasıyla %44,96, ve %44,28 olmasına rağmen tahsis edilen ve satılan taşıtlarda oranların yine sırası ile %29,77 ve %68,41 olduğu, 2004 yılında Yıldırım firmasına toplam 392 adet 1/4 … tahsis edilmiş iken diğer 307 modellerinden 613 adet satış gerçekleştirildiği, … ve … firmalarının ise yakın sayıda 1.4 … almalarına karşı bu adetlerden daha az sayıda diğer 307 modeli aldıkları, bu durumun Yıldırım firmasına daha fazla 1.4 … tahsis edilmesi halinde satış potansiyelinin bulunduğuna delalet ettiği, davacının satış adedindeki oransal artış miktarının da diğer firmalarının çok üzerinde ve buna paralel olduğu, bu oranın üstünde satış artışı gerçekleştirilen tek firmanın ise davacı … firması satış adedinin yarısının altında taşıt satmış olduğu, promosyon ve reklam ödemeleri açısından … Firmasının sipariş adedinden hareket edilmesi halinde yüksek adette sipariş edilmesine rağmen tahsisatın bunun altında olması dolayısıyla satış adedinin hedefinin altında kalması nedeniyle hedefin yakalanamadığı intiba oluştuğu, bu durumun bayii insiyatifinde değil dağıtıcı firmanın tahsisatından kaynaklandığını, tahsis edilmeyen sipariş oranına göre prim uygulamasının izah edilemeyeceğini, sipariş adedi üzerinden tahsisat alan bayiilere yüksek prim ödemesi gerçekleştirilmesinin rekabet kuralları ile uyuşmadığı, dosya içerisinde mevcut rapor ve ek raporda tespit edilen filo iskonto tutarı 62.112,09 TL tutarın pazarlama politikalarında ve filo iskontolu satış uygulamalarında gerçekleştirdiği fiillere ilişkin 2004 ve 2008 yıllarına ilişkin olarak hesaplanan 172.631,39 TL’lik tutara iştirak edildiği, bu kapsamda davacının tazmine konu olacak toplam alacak tutarının 2.225.851,51 TL olduğu (sehven 200 TL eksik hesap edilmiştir.) davalının davranışlarının davacıya karşı ayrımcı uygulamalar içerdiği, davalının hakim durumda bulunduğunun ya da diğer bayiilerle arasında bu yönde bir gizli anlaşmanın veya uyumlu eylemin varlığının ispat edilememesi nedeniyle davacının ayrımcılık iddiasına dayalı rekabet hukuku temelli iddialarının ele alınmasının mümkün olmadığı, davacının iddialarının taraflar arasındaki ticari ilişkiye sözleşmeye dayalı olduğu, bu tür sözleşme ilişkilerinde genel dağıtıcının temel edim yükümlerinden birinin bayiinin desteklenmesi olduğu, bu yükümlülük çerçevesinde genel dağıtıcının ürün ikmali yapmak ve sadakatli davranmak durumunda olduğu, genel dağıtıcının bütün bayiilerini desteklemek, onlara ürün sevkiyatı yapmak ve sadakatle hareket etmek borcu olduğunu, aksi takdirde söz konusu bayiileri kendisine bağlamış olmasının ekonomik ve hukuki açıdan bir anlamı olmayacağını, bütün bayiilere eşit davranma yükümlülüğü ihlalinin sözleşmenin ihlali anlamına geleceği ve bayiinin sözleşmeye aykırılık sebebi ile zararının tazminini talep edebileceği, davalı genel dağıtıcının ürün teslimi ve sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğinin yapılan mali incelemeler sonucunda ortaya konulduğunu, bu yükümlülüğe aykırı hareket etmesi sebebiyle ortaya çıkan zararları tazminle yükümlü olduğu bildirilmiştir.
Davalı ve davacının bilirkişi raporuna yapmış oldukları itirazların değerlendirilmesi açısından bilirkişilerden ek rapor alınmış, bilirkişiler 04/04/2018 tarihli ek raporlarında; davalı taraf iddialarının madde madde karşılanması durumunda kök raporda 2003 2004 yılına ait yılına ait 43 ve 45 adet bayiinin durumuna toplam rakamları içeren karşılaştırmalı tabloların sunulmuş olduğunu, bunlardan benzer adetlerdeki 5 ve 3 tanesinin ayrıca işaretlendiğini, istatistiki açıdan geçerli bir metod olan benzer numune örneklemesinin yapıldığını, bu tablolarda tüm bayilerin incelenmesi halinde de benzer istatistiki sonuçlara ulaşılacağının açık olduğunu, buna rağmen davalı tarafça muadil firmaların incelenmesinin talep edildiğini, bu türden bir inceleme yapılacak ise firmaların talep ve satış adetlerinin, tahsis edilen taşıt niteliklerinin ve bunların ne oranda karşılandığının, firmaların tahsisat alamamaları nedeni ile diğerleri ile mukayeseli olarak diğer modellere ne oranda yöneldiklerinin ticari açıdan mukayeseye esas teşkil etmesi gerektiğinin açık olduğunu, dağıtıcı firmanın bayi tarafından yapılan yatırım dikkate alınsa dahi pazardaki kârına esas satış adetlerinin kapitalist sistemde çok daha önde geleceğini, nitekim servis faaliyetlerinin ve getirilerinin de bu oranlara bağlı olduğunu, sadece daha yüksek oranda yatırım yapılmasına değil gelecekteki pazar payı açısından bayilerin kendilerini geliştirmesinin de dikkate alınması gerektiğini, bu halde kendini geliştiren firmaların da daha fazla yatırım yapma potansiyeline ve arzusuna kavuşacağını, metro inşaatı gibi olumsuz gelişmeler nedeni ile bir firmanın desteklenmesi kararı alınmış olsa dahi bunun diğer firmaları ticari ve ekonomik açıdan etkilemeyecek şekilde birçok yöntemle gerçekleştirilebileceğini, bu metodların davalı ile kıyaslandığında da toplam satış/sipariş/taşıt tipi oranlarının her alanda misli ile fazla olduğunun görülebildiğini; kıyasa konu … firmasının iki bayisi bulunduğu dikkate alınsa dahi davacı firma oranları ile karşılaştırıldığında iki kattan daha yüksek bir oranın mevcut olduğunun açıkça görülebildiği (%29,77 ve %68,41) beş ve üç firma arasında yapılan karşılaştırmaların modeller arasındaki orantısızlığı çok net şekilde ortaya koyduğunu, davalı tarafça verilen karşılaştırma talep edilen firmalar tablosundaki verilerin sadece satış adetlerini içerdiği, bu tarihlerin de dosyaya konu zaman ile uyuşmadığını, davalı taraf itirazında belirtilen bayinin coğrafi pazar alanı, bölgesi ile ilgili hususla çelişki içerdiği, davaya konu tarihlerdeki verilen sipariş-satış adetleri üzerinden değerlendirme yapılması halinde ise istatistiki açıdan, ticari anlamda, bu bayilerin durumunun heyet tarafından kıyaslanan firmalar dikkate alındığında aynı örnek grubunda yer alamayacak değerlere haiz olduklarını görülebildiğini, Filo satışlarının, taşıt görünürlüğü açısından ve stok eritme gibi yönlerden tercih edilebilir olduğu düşünülebilecek olsa dahi bu tip satışların kârlılığının düşük olduğu, bahsi geçen yıllarda dağıtıcının yeterli sayıda taşıt tahsis edemediğinin kendisi tarafından ikrar edilmesi nedeni ile makul ve mantıklı bir açıklamasının mevcut olmadığının açıkça ortada olduğu, teknik ve sektörel ağdan kök raporda sunulan kanaatte değişikliğe neden olacak somut ek bir belge/bulgu/bilgi sunulmadığı, davalının itirazları açısından kök raporda sunulan kanaatin isabetli olduğu, davacının itirazlarının değerlendirilmesi açısından … Otomotiv’e 90 gün vade verilmesi, aynı vadenin davacıya verilmemesi nedeniyle Uğranılan Zarar hesaplamasına” itiraz edildiği,vade farkının faturalara ilişkin gerçekleşen ödeme tarihleri üzerinden hesaplandığını, bu husustaki itirazın yerinde olmadığı, Bilirkişi Raporunun 15 sayfasında yer alan tablo 4/a’da bulunan A-REKLAM KATILIMI başlığı altında 2008 yılı … Servis A.Ş. için yazılan 50.184.22 TL sı (-ki işbu Faturanın kendisi A.Ş.’den değil LTD. ŞTİ.’nden kesilmiştir) mükerrer yazılmış olup bu tutar … Ltd. Şti. için yazılan 66.251.10 TL sının içindedir. Sehven yapılmış olduğunu düşündüğümüz bu mükerrerliğin Sayın Bilirkişi Heyetince düzeltilmesi gerekmektedir.” yönündeki itirazın yerinde olduğu, sehven aynı tutarın düşümünün mükerrer yapıldığı , farka ilişkin bu tutarın da eklenmesi ile tablo 4/a – 4/b ‘de hesaplanan farkın 742.999,40 TL’ye bu tutarın eklenmesi ile fark 793.183,62 TL olarak hesaplandığı, Davalı tarafından 2003-2004 yılında sipariş satılan araca ilişkin netice olarak dilekçesinde 13. sayfada raporda yapılan bir kısım veri tespitlerinden sonra farklı adetlere ulaşıp, herhangi bir hesaplama yapmadan, önceki rapordaki 556.510,04 TL tutarındaki meblağın uygun bir meblağ olduğunun bildirilmesine yönelik itirazın değerlendirilmesi neticesinde; “satışı kolay olup alıcı bulan ve kar ettiren 307 hdi araçlarının tedariklerinin tüm bayilere aynı şekilde yapılıp yapılmadığı, bayilerin ön siparişlerinin göz önüne alınıp alınmadığı ve bayilere en az satış hedeflerine gerçekleştirmeye yetecek miktarda araç sağlanıp sağlanmadığı, hususlarındaki incelemeler kapsamında Davacının 2003 yılındaki siparişinin %44 eksiği ile karşılandığı, … ve … siparişlerinin 2003 yılında %55 ve %44 fazlası ile karşılandığı, Tüm 307 siparişlerin davalı tarafından karşılama oranın %101 olup, davacının 2003 yılı siparişinin ise %8 eksiği ile karşılandığı … modelin tüm siparişlerinin karşılaması %101 olup, davacı için ise %44 eksiği ile karşılandığının hesaplandığı, Siparişler ile satışlar arasında belli bir oranlama olmadığı, en yüksek siparişin davacı tarafından verilmiş olduğu halde, … satış sıralamasında 5. Sırada olduğu görülmüş olup, siparişlere göre tedariklerin aynı şekilde yapılmadığının tespit edildiği, Önceki raporda ise toplam tutarlar üzerinden Pazar payı hesaplandığı, ortalama tahsisat oranı bulunarak olması gereken satış miktarının 398 adet ve eksik kalan 206 adet olarak hesaplandığı, taraflarından yapılan sistematikte ise, davalının diğer bayilere onların vermiş olduğu sipariş miktarları üzerinde araç teslimatı yaptığı … Satış verilerinde mevcut olduğu, Davacıya ise, sipariş miktarının karşılanması bir tarafa siparişin ancak % 44’ü oranında araç teslimatı yapıldığı, Siparişten Fazla satış yapılan tutarlardaki oranlar Mepa için % 94 fazla, En düşük fazla % 43,56 oranında … firması için hesaplandığı, Ortalama en yüksek oran haricinde % 49 fazla diğer iki bayiye satış yapıldığı, Buna mukabil … firmasının ise %44 eksiği ile siparişi karşılandığı, Ortalama fazlaya göre hesap yapıldığında taraflarından aynı oranda fazla ile davacının siparişi karşılansa idi kendisine teslim edilecek araç miktarı 432 adet olarak hesaplandığı, Bu durumda satışı yapılan 192 adet ile farkın 240 araç olarak hesaplandığı, Yargıtay Bozması kapsamında yapılan bu karşılaştırma ve oransal çalışmanın bayiler arasındaki davalının satış korelasyonuna ilişkin olduğu, Diğer bayiler ile davalıya yapılan satış korelasyonu ve fark adet tespitleri yapıldığı, ve yine bu kapsamda Yargıtay’ın bildirdiği 307 … araçların tedarikinin tüm bayilere aynı şekilde yapılıp yapılmadığı, bayilerin ön siparişlerinin göz önüne alınıp alınmadığı ve bayilere en az satış hedeflerini gerçekleştirmeye yetecek miktarda araç sağlanıp sağlanmadığı hususundaki bu tespitlerin pazar payına göre hesaplaması yapılan tutarları karşıladığının belirlendiği, davacı bayiinin kök rapordaki tanıtım ve katkı ödemesine yönelik itirazının yerinde olduğu, tanıtım ve katkı ödemesinin 793.183.62 TL olarak düzeltilmesi gerektiği, davacı bayiinin normal koşullarda karşılanması gerekli iken karşılanmayan siparişlerin sebebi ile uğramış olduğu zararın da 566.510,04 TL olarak hesap ve kabul edilebileceği bildirilmiştir.
İstanbul Kapatılan 38 Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 2011/162 E, 2012/150 karar sayılı ilamında; davalının öncelikli olarak rekabet kuruluna başvuruda bulunulması ve 4054 sayılı kanunun 4 ve 6.maddelerinin ihlal edildiğini tespitine dair karar alınması gerektiği yolundaki itirazın yerinde görülmediği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, özel hukuk sözleşmesinden kaynaklandığının tespit edildiği, davalının temyiz nedenleri arasında bulunan”…müvekkilinin sorumluluğunun sözleşmeye aykırılığa değil tamamen 4054 sayılı rekabetin korunması hakkındaki kanuna dayandırıldığı, bu konudaki yetkili ve görevli mercinin Rekabet Kurumu olduğuna…” yönelik itirazının diğer temyiz itirazlarının reddine denerek reddedildiği görüldüğünden davalının bu yöne ilişkin talepleri yeniden irdelenmemiştir.
Taraflar arasında akdedilen Bayiilik Sözleşmesi kapsamında sağlıyı olan olan davalı düzenli olarak ürün teslimi yapmak, sadakatli davranmak, bütün bayiilerini desteklemek, bütün bayiilerine eşit davranmak yükümlülüğü altındadır bu yükümlülüğe aykırı hareket edilmesi sözleşmenin ihlali anlamına gelir ve sözleşmeye aykırılık sebebiyle bayinin uğradığı zararın tazminini talep etme hakkı mevcuttur.
Yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda; ibraz edilen kök ve ek raporda, davacının tüm bayiilerle kıyaslandığında toplam satış, sipariş, taşıt tipi oranlarının her alanda misli ile fazla olduğu, kıyasa konu … firmasının iki bayiisi bulunduğu dikkate alınsa dahi davacı firmanın oranları ile karşılaştırıldığında 2 kattan daha yüksek bir oranın mevcut olduğu, yüksek adette siparişi bulunmasına rağmen kendisine sağlanan tahsisatın az olduğu, bu nedenle satış adedinin hedefinin altında kaldığı, bunun da davacının zararına oluşturduğu, … Otomotiv’e iki ayrı satış mağazası olması ve büyük mağazası önünde metro inşaatının bulunması sebebiyle … Otomotiv’in desteklenmesinin diğer firmaları ticari ve ekonomik açıdan etkileyemeyecek şekilde yapılması gerektiği, filo satışlarının taşıt görünürlüğü açısından ve stok eritme gibi yönlerden tercih edilebilir olduğu düşünülse bile karlılığının düşük olduğu tespit edilmiştir.
Sağlayıcının mal teslim etme yükümlülüğünün olduğu kabul edilmekle beraber iyi niyet kapsamında sağlayıcının bütün siparişleri karşılamasının zorunlu olmadığı kabul edilse bile diğer bayilere daha fazla mal verilmesi davacının satış cirosunun yüksekliğine rağmen siparişlerinin diğer bayilere kıyasla önemli ölçüde karşılanmaması eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaktadır. Eşit bayilere farklı muamele şartları uygulanması farklı şartlara tabi tutulan bayilerin birbirlerine rakip olmaları ve bu ayrımcı uygulamalar sonucu olarak davacının rakibi olan diğer bayiler karşısında dezavantajlı duruma düşmesi de davalı tarafından sözleşmenin ihlalini oluşturmaktadır. Bayilik sözleşmelerinde tarafların aralarındaki güven ilişkisi kapsamında iş birliği yaparak ilişkilerini devam ettirmeleri ve sağlayıcının iş birliği kapsamında bayinin faaliyetlerini destekleme yükümlülüğü mevcuttur. Bu yükümlülüğe aykırı davranılması Borçlar Kanunu’nun 96. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden tazminat talep etme hakkı vermektedir.
Davalının düzenli biçimde mal teslim etme yükümlülüğünü sadakat ve tek satıcıyı destekleme yükümlülüğünü ihlal ettiği tespit edilmiş olduğundan, davacının filo iskonto tutarından 62.112,09 TL , HDI satışlarından oluşan kar mahrumiyeti olarak 566.510,04 TL , pazarlama filo iskonto satış uygulamalarından 172.631,39 TL vade farkı ve erken ödeme kar payından 681. 798,59 TL , 2006,2007,2008,2009 yıllarına ait muhtelif zamanlarla tanıtım ve katkı ödemesi farkı olarak 793.183,62 TL olmak üzere toplam 2.276.235,73 TL’lik maddi tazminat talep edebileceği hüküm vermeye elverişli denetime açık son kök ve ek bilirkişi raporu ile anlaşıldığından 2.276.235,73 TL maddi tazminatın 100.000 TL’sine dava tarihinden, 2.176.235,73 TL’sine ıslah tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, davacının manevi şahsiyetine ağır ve hukuka aykırı bir saldırının olduğu ispat edilemediğinden manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın kısmen kabulüne, 2.276.235,73-TL maddi tazminatın 100.000-TL ‘na dava tarihinden 2.176.235,73-TL’na ıslah tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
Manevi tazminat talebinin reddine,
2- Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 155.489,66 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 2.700 TL peşin harç, 87.493,30 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 90.193,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 65.296,36 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 90.193,30 TL harç ile, yine davacı tarafından bozmadan önce yapılan 5.625,00 TL, bozmadan sonra 10.124,60 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 15.749,60 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısma tekabül eden 5.039,87 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davanın reddedilen kısmı üzerinden yapılan hesaplamaya göre davalı tarafından bozmadan önce yapılan 147,50 TL yargılama giderinden davanın red edilen kısma tekabül eden 92,92 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince 84.343,54 hesaplanan TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 103.355,67 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Reddedilen manevi tazminat açısından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, talep halinde ve karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin ve şirket yetkilisinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 15 günlük sürede Temyizi kabil olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/06/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

HARÇ BEYANI
K.H: 155.489,66 TL
P.H: 90.193,30 TL
B.H: 65.296,36 TL

DAVACI GİDERİ (Bozmadan önce)
BİLİRKİŞİ ÜCRETİ : 5500 TL
TEBLİGAT GİDERİ 125 TL
TOPLAM: 5.625,00 TL

DAVACI GİDERİ (bozmadan sonra )
BİLİRKİŞİ ÜCRETİ : 10000TL
TEBLİGAT GİDERİ 124,60 TL
TOPLAM: 10.124,60 TL

DAVALI GİDERİ: 147,50 TL