Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1073 E. 2020/234 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1073 Esas
KARAR NO : 2020/234

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/06/2014
KARAR TARİHİ : 12/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunmuş olduğu 04/06/2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile 08/06/2010 tarihli bayilik sözleşmesi ve sözleşmenin ayrılmaz eki olan genel esaslar ve şartlar konulu sözleşmenin imzalandığını ve bayilik sözleşmesinin 1/1.3 maddesine göre anlaşmanın 08/06/2010 tarihinde başlayıp, 08/06/2015 tarihinde bittiğini, sözleşmenin 1/1.3 maddesi gereğince davalının temin edeceği her nevi benzin, motorin, madeni yağ, gresler, hidrolik fren yağı ve antifriz satacağı ve ayrıca 13/07/2010 tarihinde otogaz bayilik anlaşması imzalandığını, sürenin 5 yıl olduğunu, bitiş tarihinin 13/07/2015 tarihi olduğunu,bu anlaşmaya göre davalı şirketin otogaz satacağını, bayilik sözleşmesinin icra edileceği taşınmazın … ili, … İlçesi, … mahallesinde bulunan 7822 Ada 1 parselinde kayıtlı taşınmaz olduğunu, bu taşınmaz üzerinde davalı şirket lehine 15 yıllık süre ile irtifak hakkı tesis edildiğini, irtifak hakkının bitiş tarihinin 02/04/2018 olduğunu, müvekkili ile davalı şirketin imzalamış olduğu bayilik sözleşmesinin icra edileceği taşınmaza ilişkin … 2 Sulh Hukuk Mahkemesinin … E, … Karar sayılı ilamı ile kiracı olan …Şti ve… A.Ş aleyhine tahliye kararı verildiğini, bu davada müvekkili şirketin taraf olmadığını, verilen tahliye kararının ile … 1 İcra Müdürlüğünün …E.sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, dava konusu taşınmaza 02/03/2012, 29/06/2012, 03/08/2012 tarihlerinde hacize gelindiğini, söz konusu yeri tahliye etmemek için tüm hukuki müdahaleleri yapmasına rağmen 13/02/2013 tarihinde taşınmazı icra yoluyla tahliye ettiğini, davalı şirketin … 23 Noterliğince düzenlenen … tarih ve … numaralı belge ile 08/06/2010 tarihli bayi sözleşmesinin fesih edildiğini, sonuç olarak 13/02/2013 tarihli ile 08/06/2015 tarihleri arasında dava konusu petrol istasyonu davanın kusurlu ve özensiz davranışları ve davalının haksız fesih nedeniyle çalıştırmadığını, dolayısıyla kar kaybının olduğunu bildirerek; belirsiz alacak olarak 100.000 TL’nin taşınmazın tahliye tarihi olan 13/02/2013 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte ve ayrıca 100.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili sunmuş olduğu 28/05/2019 tarihli dilekçesi ile 100.000 TL üzerinden açmış olduğu davasını 596.312,00 TL’ye arttırarak 13/02/2013 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiği, ıslah harcını yatırdığı anlaşılmıştır.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tensip zaptı, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş olup, davalı vekili tarafından sunulan 08/09/2014 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili şirket arasında imzalanan 08/06/2010 tarihli Bayilik Sözleşmesi uyarınca … İli, … İlçesi, … Mah. 7822 Ada, 1 parselde kayıtlı istasyon arazisinde … ve markası altında bayii olarak faaliyet göstermekte iken istasyon arazisi maliki …önceki işletmeci …ve intifa hakkı sahibi … A.Ş. aleyhine açılan davada verilen karar uyarınca tahliye işlemi gerçekleştiğini ve bayilik faaliyetinin devam edemez hale geldiğini bu nedenle davacının müvekkili şirkete malik tarafından cebren tahliye edildiğini ve bu tahliye işleminden dolayı şu ana kadar istasyonu işletemediklerinden ötürü haklı nedenle sözleşmeyi feshettiklerini ve uğradıkları kazanç kaybının talep edildiği yönündeki davacı iddialarının asılsız olduğunu, sözleşme hükümlerinden görüleceği üzeri muhatabın herhangi bir nedenle istasyonun zilyetliğini kaybetmesi halinde müvekkil şirketin söz konusu sözleşmeleri derhal fesih hakkı bulunduğu gibi, sözleşmede yazılı olan 1.000.000 USD cezai şart tutarını talep etme hakkı mevcut iken müvekkili şirket dışında kaynaklanan nedenlerle icra ve ifa edilemez hale gelen bayilik sözleşmesini müvekkili şirket haklı nedenle feshettiğini, ayrıca bayilerin lisanslarının verildiği EPDK’nun resmi internet sitesinde de sorgulandığında görüleceği üzeri iş bu davaya konu taşınmaz üzerine başkaca bayi atanmamış olduğunu, davacının lisansının EPDK tarafından 30/04/2014 tarihinde iptal edildiğini bildirerek: davanın reddine, yargılama gideri vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; Bayilik Sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle uğranılan kar kaybının ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
… 1 İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasının bir örneği getirtilmiş olup, yapılan incelemesinde; … 2 Sulh Hukuk Mahkemesinin … E, … Karar sayılı 23/12/11 tarihli ilamı ile verilen tahliye kararının icra takibine konu edildiği görülmüştür.
Mahkememizce verilen ara karar uyarınca … Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak mali müşavir bilirkişi ve akaryakıt sektör bilirkişisi marifetiyle davacı ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak 13/02/2013-08/ 06/2015 tarihleri arasındaki sözleşmenin feshinden dolayı kar kaybının tespiti edilmesine karar verilmiş, ibraz edilen 24/08/2016 tarihli talimat bilirkişi raporunda; davacının 2010,2011 yıllarına ait yevmiye defterlerinin açılış tasdikinin yapıldığı, kapanış tasdikinin yapılmadığı, dolayısıyla sahibi lehine delil olmadığı, 2012,2013 yıllarına ait yevmiye defterinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, TTK hükümleri gereği sahibi lehine delil olduğu, davacı şirketin 2013 yılında 209.388,08 TL, 2014 yılında 205.993,10 TL, 2015 yılında 180.930,96 TL olmak üzere 13/02/2013-08/06/2015 tarihleri arasındaki sözleşmenin feshinden dolayı kar kaybı brüt 596.312,14 TL olarak hesap edildiği bildirilmiştir.
Mahkememizce dosya ve davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, ibraz edilen 17/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davalının 2010-2011-2012 ve 2013 yıllarına ilişkin tutmakla yükümlü olduğu defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutuldukları, taraflar arasında süregelen ticari ilişki ve kalan borç/alacak bakiyesi açısından herhangi bir ithilaf bulunmadığından gereksiz raporun şişirilmemesi adına açık hesap ekstrelerine yer verilmediği, davacı taraf incelemeye katılmadığından maddi tazminat hesaplamasının yapılamadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce taraf vekillerinin talepleri üzerine dosya üzerinde yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş olup, mali müşavir…, akaryakıt uzmanı …, ve finansal kiralama uzmanı …”in hazırlamış olduğu 06/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacının işlettiği istasyonun malikinin davacı yan değil, dava dışı … olduğu, intifa hakkı tesisi de bu malik ile kurulan hukuki ilişki çerçevesinde tahakkuk ettiğini, buna ilişkin veriler davacının dosyaya sunduğu dava dilekçesinin ek-2 olarak teslim edilen ekinden çıkarıldığını, aynı belgeye göre intifa hakkı evvela … a.Ş lehine tesis edilmiş, sonra 23/08/2006 tarihinde …A.Ş. Lehine devir olduğu, davada davacı yanca kiraya dair anılan tahliye kararında taraflar …ve davalılar … A.Ş ve … ile … – … a.Ş ve … Petrol A.Ş olarak görüldüğünü, davacının beyanına göre 04/05/2012 tarihli tahliye tutanağı, davacı, … firmasının kiracısı olarak aynı mahaldeki istasyonu işlettiğini, davacı ile kira ilişkisi kuran davalı, eğer davacının o mahalde istasyon işletmesini sağlayacak şekilde 08/06/2015 tarihine kadar etkili olacak biçimde veya etkili olacağına dair davacı nezdinde yarattığı inanca istinaden bir kira ilişkisini davacı ile alt kira anlamında veya doğrudan intifa hakkının kendisine sağladığı yetkiye istinaden kurmuş ise, bu durumda davacının zilyetlik hakkını kaybetmesinin davacıdan kaynaklanan bir sebeple ortaya çıktığı savunmasının davalı yanca dermeyanı imkanı ortadan kalmış olacağını, bu varsayımda davacının kar kaybı isteminde bulunması muhik olduğunu, davacının talep edebileceği kar kaybı konusunda; davacının 1 günlük satışının 14.809,86 TL olacağı, giderlerin düşülmesi sonucunda 1 günlük karının 558,03 TL olacağı, 13/02/2013 tahliye işlemi tarihinden sözleşme bitiş tarihine kadar olan 845 gün için kar mahrumiyetinin 471.537,39 TL olduğu, davacının yeni bir istasyonda yeniden faaliyetlerine devam edebileceği sürenin 6 ay veya azami 1 yıl olabileceğinin kabulü halinde 6 ay için 100.455,83 TL, ve 1 yıl için 203.681,83 TL olacağının hesap edildiği bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; taraflar arasında 08/06/2010 başlangıç 08/06/2015 bitiş tarihli Bayilik Sözleşmesinin akdedildiği, sözleşmeye konu akaryakıt bayiinin … ili, … İlçesi, … mahallesinde bulunan 7822 Ada 1 parselinde kayıtlı taşınmazda kurulduğu ve anılan taşınmazda davalı şirket lehine 02/04/2018 tarihine kadar geçerli olmak üzere irtifak hakkı tesis edildiği, … 2. Sulh Hukuk Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından, anılan taşınmazda kiracı olan dava dışı … Ltd Şti hakkında 23/12/2011 tarihli tahliye kararı gereği icra marifeti ile 13/02/2013 tarihinde tahliyenin gerçekleştirildiği, sözleşmenin 08/06/2013 tarihinde feshedildiği ve davacının sözleşme süresinden önce davalının kusurlu davranışı nedeniyle feshedildiğinden bahisle kazanç kaybı ve manevi zararının davalıdan tahsilini talep eder olduğu, davalının ise taraf olmadıkları bir dava dosyasının neticesinden dolayı sorumlu tutulamayacaklarından bahisle davanın reddi gerektiğini savunduğu görülmüş, mahkememizce konusunda uzman mali müşavir bilirkişi vasıtası ile davacı tarafın ticari defterleri üzerinde, faaliyetin sürdüğü 2013 ile 2014 yıllarındaki satış ve karı dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde, davacının bir günlük karının 558,03 TL olduğu hesap edilmiş olmakla, taraflar arasında sözleşmenin 5 yıllığına ve 08/06/2015 tarihine kadar geçerli olmak üzere akdedildiği, davaya konu bayiliğin işletildiği yerin icra marifeti ile 13/02/2013 tarihinde tahliye edildiği, dolayısı ile sözleşme konusu işin 845 gün önceden bitirildiği, davacının iddialarının dolayısı ile sözleşmenin süresinden önce feshinin ve zararının tamamen davalının kusurundan kaynaklandığının kabulü halinde dahi davacının anılan sözleşmenin bitimi tarihine kadar başkaca bir iş ile iştigal etmeksizin ve kazanç sahibi olmaksızın boş durmasının makul ve yerinde olmadığı, somut olayda davacıdan zararını en düşük seviyede tutmak için gerekli bir takım önlemleri almasının bekleneceği, dolayısı ile davacının zararı davalının kusuru ile doğmuş ise de, somut olaydaki tüm şatlar değerlendirildiğinde, zararını azaltmak adına imkanı olduğu halde, zararı azaltma külfetini yerine getirmeyen davacının zararının artmasına sebep olduğu, mahkememizce davacının sözleşmenin feshinden itibaren bir yıl süre ile yeni bir faaliyette bulunup kazanç ve kar elde etmemesinin makul ve hayatın olağan akışına uygun olduğu kanaatine ulaşılmakla, davacının bu süre zarfından uğrayacağı kazanç kaybının 203.681,83 TL olduğu, davacının bu süreyi ve bu miktarı aşan kazanç kaybı taleplerinin ise kaynağı dürüstlük kuralı olan külfet yükümlülüğü ikame edilmediğinden yerinde olmadığı, davacının iş yerine defalarca haciz gelmesinin ve iş yerinden icra işlemi ile çıkartılmalarının manevi olarak kendilerinde zarara sebebiyet verdiğinden bahisle manevi tazminat talebinde bulunmuş ise de, manevi tazminatın ceza niteliğinde olmadığı, miktarının amacına göre belirleneceği, husumet konusunun manevi etkilerini bertaraf etmek adına hükmedilebileceği, takdir hakkı kullanılırken objektif ölçülerin ve kusura sebebiyet verdiği iddia olunan tarafın kusur durumunun da göz önünde bulundurulması gerektiği anlaşılmakla, mahkememizce davacının manevi tazminat taleplerinin haklı ve yerinde olmadığı kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne, 203.618,83 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, manevi tazminat talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 13.913,50 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 3.145,50 TL harç ile 8.475,76 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 11.621,26 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 2.292,24 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 11.621,26 TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan toplam 5.825,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısma tekabül eden 1.980,50TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 1.425,00 TL yargılama giderinin davanın reddedilen kısmına tekabül eden 940,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince maddi tazminat açısından davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 22.707,73 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince maddi tazminat açısından davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 35.934,11 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince manevi tazminat açısından davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 3.400 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/03/2020

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI

HARÇ BEYANI
K.H: 13.913,50 TL
P.H: 11.621,26 TL
B.H: 2.292,24 TL

DAVACI GİDERİ:
Posta ücreti : 400 TL
Bilirkişi ücreti: 5.425,00 TL
Toplam : 5.825,00 TL

DAVALI GİDERİ :
Posta ücreti: 150 TL
Bilirkişi ücreti: 1.275,00 TL
Toplam : 1.425,00 TL

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.