Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/39 E. 2019/156 K. 22.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2013/39 Esas
KARAR NO : 2019/156

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/02/2013
KARAR TARİHİ : 22/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’ın alt işvereni … San. Ltd. Şti. Ve asıl işvereni … A.Ş.’ye bağlı şekilde elektrik arıza, onarım ve bakım bölümünde çalıştığını, 06/09/2012 tarihinde … ili, … ilçesi … köyünde elektrik arızasını gidermek için tırmandığı elektrik direğinde elektrik akımına kapılarak yaşamını yitirdiğini, bu kapsamda davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını, aynı zamanda müteveffanın Grup Ferdi Kaza sigortası ile 100.000,00 TL poliçe teminat bedeli ile sigortalandığını, bu nedenle kaza tarihi olan 06/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte 100.000 TL tazminat bedelinin davalıdan tahsili ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … San. Ltd. Şti.’nin müvekkili şirket nezdinde 31/12/2011-31/12/2012 tarihlerini kapsar şekilde grup ferdi sigorta poliçesi ile sigortalandığını, poliçede ölüm teminatı kişi başına 100.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, ancak sorumluluğun poliçe genel ve özel şartları dahilinde olduğunu, müteveffanın hattın elektriği kesilmeden direğe çıktığı ve elektrik çarpması sonucu düşerek vefat ettiğinin tespit edildiğini, sözleşme kapsamında teminatın geçerli olması için kablo döşemesi ve bakımı yapılırken tüm devre ve ekipmanlarda akımın tamamen kesilmesi ve devrelerin ve ekipmanların akım olmadığına dair test edilmiş olması halinde geçerli olacağını, müteveffanın üzerine düşen edimleri yerine getirmediğinden talebin poliçe teminatı kapsamı dışında kaldığını savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizce dava konusu celp edilen … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas, … karar sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama neticesinde; “Davacı tarafın maddi tazminat talebinin kabulü ile, Davacı … için 62.557,78 TL ve … için 2.998,04 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 06/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ile … Ltd.Şti’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile, … için 30.000,00 TL ve çocuklar … için 20.000,00 TL, … için 20.000,00 TL ve … için 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 06/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ile … Ltd.Şti’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine ” dair karar verilmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/11 esas 2014/69 karar sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama neticesinde; “Sanık …”ın taksirle insan öldürme suçundan sübut bulan eylemine uyan TCK 85/1 maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi, suçun konusunun önem ve değeri, sanığın asli kusurlu olması göz önünde bulundurularak sanığın takdiren sanığın takdiren 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Sanığın geçmişi, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları lehinde takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezasından TCK. nun 62 maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Kanuni ve takdiri başkaca artırım ve indirim maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına,
Sanık taksirli suçtan mahkum olduğundan TCK 53/1 maddesinin uygulanmasına yer olmadığına,
Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olması nedeniyle hapis cezasının CMK’nın 231/7 maddesi gereğince ertelenmesine yer olmadığına,
Sanık hakkında daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkum edilmemiş olması ve kişilik özellikleri itibarıyla yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varıldığından CMK’nın 231/5 maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına,
Sanığın CMK’nun 231/8 maddesi gereğince 5 yıl süreyle denetim süresine tabi tutulmasına, sanığın bu süre içerisinde takdiren herhangi bir yükümlülük altına alınmasına yer olmadığına,
Sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davrandığı takdirde açıklanması geri bırakılan hükmün ortan kaldırılarak davanın düşürülmesine,
Sanığın C.M.K’un 231/11 maddesi uyarınca denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi halinde hükmün açıklanacağının sanığa ihtarına (ihtar edilemedi),
Sanık …”ın taksirle insan öldürme suçundan sübut bulan eylemine uyan TCK 85/1 maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi, suçun konusunun önem ve değeri, sanığın asli kusurlu olması göz önünde bulundurularak sanığın takdiren sanığın takdiren 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Sanığın geçmişi, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları lehinde takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezasından TCK. nun 62 maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Kanuni ve takdiri başkaca artırım ve indirim maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına,
Sanık taksirli suçtan mahkum olduğundan TCK 53/1 maddesinin uygulanmasına yer olmadığına,
Sanığın suç işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık, geçmişteki hali ve suç işleme hususundaki eğilimi nazara alındığında mahkemece cezasının ertelenmesi yönünde olumlu kanaat hasıl olduğundan sanığa verilen hapis cezasının TCK’ nun 51/1-b maddesi uyarınca ertelenmesine,
Sanığın TCK 51/3 maddesi. uyarınca takdiren 1 yıl 8 ay süre ile denetim süresine tabi tutulmasına,
Sanığın kişiliği ve sosyal durumu nazara alınarak TCK 51/6 maddesi uyarınca denetim süresinde herhangi bir yükümlülüğe tabi tutulmamasına,
Sanığa TCK’ nun 51/7 maddesi uyarınca denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hâkimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi hâlinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirileceği hususunun ihtar edilmesine,( ihtarat yapılamadı)
Sanık hakkında daha önce işlemiş olduğu başka bir suçtan dolayı hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği , sanığın müştekinin zararını karşılamadığı ve kişilik özellikleri göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkememizce olumlu kanaate varılmadığı ve anlaşıldığından CMK’ nun 231 maddesi uyarınca takdiren hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına,” dair karar verildiği tespit edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Sigortacı … ile Aktüer …’a tevdii edilen dosyaya 14/12/2018 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2018/504 E  2018/1258 K. sayılı ilamı ; “…Meblağ sigortası olan koltuk sigortasında yolcunun ölümü halinde poliçedeki meblağın tamamı miras payları oranında mirasçılara eksiksiz ödenir. Mirasçı olmayan “destekten yoksun kalanlar” koltuk sigortasından yararlanamazlar. Bir destek tazminatı olmadığı içindir ki, tazminat hesabına gerek yoktur. Mirasçılar arasında ayrıca destekten yoksun kalanlar varsa, Koltuk Sigortasından paylarına düşen miktarın dışında ve bundan ayrı olarak, destekten yoksun kalma zararları için öteki sorumluluk sigortalarına başvurabilirler veya taşımacıya karşı dava açabilirler. Koltuk Sigortasından aldıkları sigorta bedeli hiçbir zaman ve hiçbir biçimde destekten yoksun kalma tazminatından indirilemez.”
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/6992 E. ve Y. 11. Hukuk Dairesinin 2012/2239 E. sayılı kararlarında; “..Ferdi kaza koltuk sigortası bir can sigortası türü olup meblağ sigortası olması itibariyle ölüm halinde limit kadar olmak üzere maktu tazminat ödenir. Mahkemece poliçe kapsamı dikkate alınarak ölüm halinde şahıs başına belirlenen teminat tutarında tazminata hükmedilmesi..” gerekir, “….Karayolu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortasının bu niteliği gereği, anılan sigorta kapsamında ölüm rizikosu nedeniyle, sigortalının hak sahiplerine yapılan ödemenin, sigortalının desteğinden mahrum kalanlar tarafından, zarar sorumlularından talep edilebilecek destek tazminatı hesabından düşülmesi mümkün değildir..” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/1974 E sayılı kararında özetle; “..meblâğ sigortasında ise, sigortacı, … ettirilen kişinin zarara uğraması durumunda, somut zarar ne olursa olsun, … sözleşmesinde belirlenen tutarı (meblâğı), başka bir deyişle, … poliçesinde yazılı olan “… bedelini” eksiksiz ve tam ödemek zorundadır..” şeklinde görüş bildirildiği, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2013/6921 ile 2013/9890 E. sayılı kararlarında özetle; olayın meydana gelmesinde taşımacının, sürücü ve yardımcılarının bir kusuru bulunmasa bile poliçede yazılı tutarın beden kayıp gücü oranına göre zarar gören kişilere ödeneceği” belirtilmektedir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacıların murisinin davalı … şirketine iş yeri sigortası ile sigorta örtüsü altında iken yüksek gerilim hattına kapılması nedeniyle ölümünden dolayı davacıların açtığı destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir.
Davalı tarafından, aralarında davacıların murisi …’ında bulunduğu …Şti adlı şirket çalışanları bakımından 15.05.2012-31.12.2012 tarihleri arasını kapsar şekilde ve kişi başı 100.000,00 TL limitle Grup Ferdi Kaza Sigorta poliçesi düzenlendiği, davacılar murisi … 06.09.2012 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat etmiştir. Davacılar murisinin vefat ettiği olay, sigorta poliçesinin yürürlükte olduğu döneme denk geldiği, davacılar tarafından … 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile açılan maddi ve manevi tazminat davasında alınan kusur raporu ile davacılar desteğinin %10 kusurlu olduğu belirlenmiş ve yine anılan mahkemece sorumluların müştereken ve müteselsilen %90 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre alınan hesap raporuna istinaden davacı Eş … ile Kızı … bakımından maddi tazminata hükmedilmiş. Diğer davacılar … ile …’ın maddi zararları SGK tarafından bağlanan gelirler nedeniyle karşılandığından reddedilmiştir. Söz konusu karar maddi tazminat yönünden kesinleşmiştir.
Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlarının 8/A maddesinde; “..Vefat Teminatının işbu poliçe ile temin edilen bir kaza, sigortalının derhal veya kaza tarihinden itibaren bir sene zarfında vefatına sebebiyet verdiği takdirde, sigorta bedeli poliçede gösterilen menfaattarlara, yoksa kanuni hak sahiplerine ödenir..” hükmü mevcuttur.
Davanın konusunun Ferdi Kaza Sigorta poliçesi kapsamında teminat altına alınan tutarın talep edilmesinden kaynaklı olması, meblağ sigortası kapsamında talep edilen alacağın destekten yoksun kalma ile bir ilgisinin bulunmaması, tarafların kusurunun ödenecek tutara bir etkisinin olmaması ve buna göre de poliçe limitinde yer alan tutarın maktu olarak ölenin geride kalan hak sahiplerine miras payları oranında ödenmesinin gerekecektir. Tarafların kusur durumuna bakılmaksızın ve her hangi bir destek zararı hesabı yapılmaksızın poliçede yer alan teminat tutarına göre davacıların bedeli talep edebileceği, davacılar tarafından … 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile açılan destek tazminatı dosyası ile anılan dosyada alınan kusur raporunun iş bu dosya kapsamında belirlenecek alacak tutarına bir etkisi söz konusu olmayacağından, poliçeye göre davalının Ferdi Kaza Sigorta poliçesi ile ölüm halinde vermiş olduğu 100.000,00 TL limitin müteveffanın geride kalan kanuni hak sahiplerine miras payları oranında ödenmesi gerektiğinden veraset ilamı dikkate alınarak davacıların miras paylarına göre davalıdan talep edilebilir alacak tutarının her bir davacı yönünden ayrı ayrı 25.000 TL olduğu, dava dilekçesinde 06.09.2012 olay tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulduğu, ancak davalı … şirketi olup, öncelikle temerrüt faizi talep edebilmek için davalının dava tarihinden önce temerrüde düşürülmesi gerektiği, her ne kadar dava dilekçesinde davacılara 03.01.2013 tarihinde ödeme yapılmayacağının davalı tarafından bildirildiği belirtilmiş ise de; dava dosyasında başvuru belgesi ile iddia edildiği gibi davacı taleplerinin davalı tarafından 03.01.2013 tarihinde reddedildiğini gösterir bir belge mevcut olmadığından dosya kapsamına göre davalının 05.02.2013 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, dava Ferdi Kaza Sigorta Poliçesinden kaynaklanmakta olup, sigorta poliçesi düzenlenmesi Türk Ticaret Kanunu Hükümleri gereği ticari nitelikte olduğundan 06.09.2012 tarihinde meydana iş kazası sonucu vefat eden …’ın geride kalan hak sahibi davacıların davalı tarafından düzenlenen ve 15.05.2012-31.12.2012 tarihleri arası yürürlükte olan Grup Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi kapsamında davalıdan talep edilebilir alacak tutarlarının her bir davacı yönünden ayrı ayrı 25.000 TL olmakla toplamda 100.000 TL tazminat bedelinin 05.02.2013 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … şirketinden alınarak davacılara verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, her bir davacı için ayrı ayrı 25.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … şirketinden alınarak davacılara verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 6.831,00 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 341,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.489,45 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacılar tarafından yatırılan 341,55 TL peşin harç ile 1.186,00 TL posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.527,55 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı taraflara verilmesine,
4-Davacı taraflar duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 10.750,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı taraflara verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/02/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”