Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/388 E. 2018/365 K. 28.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2013/388 Esas
KARAR NO : 2018/365

DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 06/12/2013
KARAR TARİHİ : 28/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 25/12/2013 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında 17/01/2012 tarihinde “… dijital göstergeli metal bantlı kumlama makinesinin … Tic. Ltd. Şti. Tarafından satış ve kurulum ile ilgili olan şartlar dahilinde sözleşme yapıldığını, ancak davalı şirket ile müvekkili arasında yapmış olduğu sözleşme gereğini yerine getirmediğini, sözleşme teslim tarihi ile ilgili olan 6. Maddesi gereğince satıcı tarafından sipariş edilen makinenin 28.02.2012 tarihine kadar alıcıya teslim edileceği ve en geç 15.03.2012 tarihine kadar da montajının tamamlanıp alıcıya çalışır vaziyette teslim edileceği, aksi durumda geciken her gün için sözleşme bedeli olan (180.000 Euro)’nun %0,5’i kadar gecikme bedeli ödeyeceği şartı getirildiğini, 12.05.2012 tarihli 10 nolu … Servis formunda … imzası ile makine devralındığını, sözleşme şartları gereği 58 gün gecikme yaşandığını, geciken her gün için 180.000×0,005 = 900 Euro satıcının gecikme bedeli ödeyeceğinin kesinleştiğini, toplam 52.200 Euro satıcının gecikme bedeli ödemesi gerektiğini, müvekkili ile imzalanan söz leşmenin 4. Maddesi gereği makinayla ilgili detaylarda paketleme kısmına 6 metrelik ilave bant yapılacağı şartı da davalı şirket tarafından yerine getirilmediğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin özel şartlar ile ilgili 9. Madde kısmında yer alan yüklenici üretim hattı ile ilgili konularda idare tarafından yapılan uyarı ve istekleri 5 iş günü içerisinde yerine getirmek zorunda olduğu maddesine satıcının uygun hareket etmediğini, bu nedenle müvekkilinin ticari kaybı olduğu gibi menfi ve müspet zararları da olduğunu, davalı şirketin sözleşmenin 3. Maddesi gereği teknik destek verilmediği, bu hususta sözleşmede belirtilen şartların yerine getirilmemesi nedeniyle müvekkili şirketin uğramış olduğu ticari kayıp menfi ve müspet olan tüm zararların tespit edilmek kaydıyla davalı şirketin gerek sözleşmeye aykırılık gerekse de ayıplı mal nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu zararların tazmininini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; 17.01.2012 tarihinde sözleşmenin (8). maddesinde; ödeme şeklinin belirtilmiş olduğunu ve buna göre sözleşme imzalandığında davacı-alıcının, 50.000,00 TL’sini 17.01.2012 tarihinde müvekkili-satıcının bankadaki hesabına yatırılacağının kalanının ise makinenin kurulup sistem devreye sokulduktan 15 gün sonra müvekkilinin bankadaki hesabına havale yapılarak tek parça halinde ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davacının 17/01/2012 tarihinde 50.000,00 TL’nı gününde ödememesi sebebiyle müvekkili tarafından da makinenin sipariş edildiği İtalyan firmasına ödeme yapılamaması sonucu makinenin İtalya’daki üretiminin dolayısıyla da müvekkilinin davacı-alıcıya mal teslimatının geciktiğini, davacı, dava dilekçesinde, sözleşmenin (4). maddesine göre “paketleme kısmına 6 metrelik ilave bant yapılacağı şartının yerine getirilmediğini belirttiğini, bu iddianın da doğru olmadığını, müvekkil şirketin bu taahhüdünü yerine getirdiğini, sözleşmenin (9). maddesinde yer alan “yüklenici üretim hattı ile ilgili konularda, idare tarafından yapılan uyarı ve istekleri 5 iş günü içerisinde yerine getirmek zorundadır” hükmüne aykırı hareket ettiğini, arızaya müdahale için teknik servis hizmeti sunma ve malzeme temininde sıkıntılar yaşadığını belirtmiş ise de bu iddiaların gerçek olmadığını, davacının, makine ve parçalarının tam olarak teslim etmediği ve bundan dolayı üretimin aksadığı hususundaki iddialarının da yersiz olduğunu ve iddia edilen zararların gerçekleştiğinin davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini ve davacının, müvekkilinin sözleşmenin (3). maddesine aykırı olarak makinenin çalıştırılması ve bakımı için eksik eğitim verildiğini ve bu durumun davacı şirketin zararına neden olduğunu belirttiğini, bu iddiaların doğru olmadığını, müvekkilinin sözleşme konusu makinenin bakımı ve çalıştırılması için gerekli eğitimi verdiğini, öne sürmek davacının haksız ve hukuka aykırı talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; Davacı ile davalı arasında gerçekleşen 17/01/2012 tarihli sözleşme şartlarına aykırı davranılmasıdan kaynaklı ticari, müspet ve menfi zararın tespiti için açılan alacak davasıdır.
Mahkememizce, 28.04.2014 tarihli celse ara kararı uyarınca dosya üzerinde talimat yoluyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, talimat mahkemesi olan … 1. Asliye Hukuk Mahkemesince aldırılan 14/07/2014 tarihli raporda; dava konusu makine teçhizatı keşif günü kurulu ve çalışır halde yerinde inceldiğini, herhangi bir ayıplı durumu olmadığı kanaatine vardığını, sadece kumlama makinesinin ön kısmında yer alan vincin söyleşme ve faturada yer alan vinç olmadığını başka bir vinç olduğunu fakat orijinal vinci ve 6 metrelik bandın fabrikanın farklı bir yerde muhafaza edildiğini gördüğünü, dava konusu makine teçhizatın sözleşmenin 4. Maddesinde geçen özelliklere sahip, 6 metrelik bant davalı firma tarafından taahhüt edilen bant olduğunu, sadece hu bant makinenin paketleme kısmından sökülüp başka bir yerde muhafaza edildiğini gördüğünü, arızalar konusunda davacı firmanın davalı firmayı bilgilendirdiğine dair veya davalı firmanın arızalar konusunda herhangi bir şey yapıp yapmadığına dair herhangi bir bilgi veya belge olmadığını, dava tarihi İtibariyle davacı firmanın iddia ettiği gibi geç bir teslim söz konusu olduğunu, dosya muhteviyatında yer alan bilgi ve belgelere dayanarak, davalı firma zamanında yapması gereken taahhüdünü yerine getirmediğini, dava konusu makine teçhizatı 58 gün gecikme ile teslim ettmiş olduğu şeklindedir.
Taraf vekillerinin alınan bilirkişi raporuna karşı itirazda bulundukları, Mahkememizce itirazlar doğrultusunda yeniden inceleme yapılmak üzere … 1. Asliye Hukuk Mahkemesince aldırılan 07/01/2015 tarihli ek raporda özetle; Davacı, davalı satıcının makineyi geç teslim ettiğini iddia ederek sözleşmenin 6 maddesinde düzenlenen cezai şartı ve zararlarını talep etmekte, davalı ise davacının sözleşme tarihinde ödemesi gereken 50.000 TL peşinatı zamanında değil geç ödemesinin, yurt dışından gelecek ınalctne teslimi geciktirdiğini savunmaktadır. Alım satım sözleşmesi her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdir. Kural olarak alıcı ve satıcı borçlarını aynı anda ifa ederler, ancak sözleşmede bu durumun aksi kararlaştırılabilir, taraflar arasındaki sözleşmeye göre ifa edilmesi gereken ilk edim, davalı satıcının değil davacı alıcının ifa etmesi gereken edimdir. Bu edimde sözleşmenin 8.maddesinde sözleşmenin imzalandığı 17.01.2012 tarihinde ödenmesi gereken 50.000 TL satış bedelidir. karşılıklı edimleri ihtiva eden sözleşmelerdedir taraf kendi edimini ifa etmeden karşı taraftan edimini ifa etmesini talep edemez, davalının satılanı teslim ve montaj edimini ifa etmedi gereken tarih 15,03 2012 tarihi olııp, bu tarih davacının ilk ediminden sonra ki bir tarihtir. bu nedenle önce davacının 17 01 2012 tarihinde 50,000 TL satış bedeli ödemesi gerekirdi. Davacı bu bedeli 17.01 2012 tarihinde ödediğini iddia ve ispat etmemiş davalı ise 07.02.2012 tarihinde ödendiğini kabul etmiştir. 17.01.2012 -07.02.2012 tarihleri arasında 20 gün gepikme olup,bu sürenin davalının teslim suresine eklenmesi gerekir. Davalının teslim ve montaj bitim süresi 15.03.2012 tarihidir. Teslim 12.05.2012 tarihindedir. Normal gecikme süresi 58 gündür. Bu süreden davacının kusurundan kaynaklanan 20 gün tenzil edildiğinde gecikilen süre 33 gündür. Sözleşmenin (6.maddesine göre davacının talep edebileceği gecikme bedeli dava tarihi itibarı ile 95.616,36 TL olarak hesaplanmıştır. Davacı, dava dilekçesinde müspet ve menfi zararlarım talep etmiş ise de bu iki zarar aynı anda talep edilemez şeklindedir.
Davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı itirazda bulundukları, Mahkememizce itirazlar doğrultusunda 23/12/2015 celse ara kararı gereği yeniden inceleme yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler …, … ve … tarafından hazırlanan raporda özetle; ‘’Davacının, İhtarname tarihi (25.09.2013) itibariyle 62.054,46 TL, dava tarihi (20.12.2013) itibariyle 62.054,46 TL (asıl) ve 1.608,32 TL (işlemiş faiz) olmak üzere toplam 63.662,88 TL alacaklı olduğu, iş bu alacağını alacak aslına (62.054,46 TL) dava tarihinden itibaren TCMB Kısa Vadeli Krediler Avans Faiz oranlarının kademeli olarak tatbiki suretiyle hesaplanacak ticari faiz ile birlikte davalı şirketten talep edebileceği,” şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki 17/01/2012 tarihli sözleşmede “makine alım sözleşmesi” imzalanmış davacı davalıdan kumlama makinesi almış ve paketleme kısmına 6 metre ilave band yapılması kararlaştırılmış, makinenin 28/02/2012 tarihine kadar teslim edileceği, davalı sattığı ürünü en geç 15/03/2012 tarihine kadar devreye sokacağını taahhüt etmiş, gecikilen her gün için %0,5 oranında gecikme bedeli ödeneceği belirlenmiştir. Sözleşmenin 6. maddesinde gecikme bedeli belirlendiği, 4. maddesinde 6 metrelik ilave bant yapılacağı, özel şartların 9. maddesinde üretim ve satış kaybına ilişkinin düzenlemenin olduğu ve 3. Maddesinde makinenin çalıştırılması ve bakımı için eğitim verileceği iddiasına dayalı olarak davacı tarafça eksik ve gereği gibi ifa etmeme sebebiyle menfi ve müspet zararların tazmini ve cezai şart alacağına dair iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Talimat yoluyla alınan makine bilirkişinin 14/07/2014 tarihli raporunda dava konusu makine teçhizatı yerinde çalışır vaziyette yapılan incelenmesi neticesinde dosyaya sunulan raporda makinenin ayıplı olmadığı, sadece kumlama makinesinin ön kısmında yer alan vincin sözleşme ve faturada yer alan vinç olmadığı başka bir vinç olduğu orjinal vincin ve 6 metrelik bandın fabrikanın farklı bir yerinde muhafaza edildiği, makine teçhizatının sözleşmenin 4. Maddesinde belirtilen vasıflara sahip olduğu, 6 metrelik bandın davalı firma tarafından taahhüt edilen bant olduğu, bu bandın paketleme kısmından sökülüp başka yerde muhafaza edildiği, meydana gelen arızalar nedeniyle davacı firmanın davalı firmayı bilgilendirdiğine ve davalı firmanın arızalar nedeniyle bir şey yapıp yapmadığına dair herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, malzeme temini noktasında arızanın tespiti için bir uygulma olmadığından yorum yapılamayacağı, geç teslim olgusunun olduğu, dosya kapsamındaki belgelere göre davalının taahhüdünü zamanında yerine getirmediği ve 58 gün gecikme teslim yaptığı rapor edilmiştir.
İtiraz üzerine aynı makine bilirkişisinin sunduğu 15/12/2014 tarihli ek raporda sözleşmenin 6. Maddesi kapsamında dosyadaki belgelere göre 58 gün gecikme olduğu belirtilmiş, sözleşmenin 6. Maddesi gereği en son teslim tarihinin 15/03/2012 tarihi olduğu dikkate alınarak bu belirlemenin yapıldığı vincin orjinal vinç olmadığı , makinedeki vincin orjinal vinç olduğu, sözleşmeye konu orjinal vincin arızalı olduğundan işyerinin başka bir yerinde muhafaza edildiği , 6 metrelik bandın ihtarnameden sonra davalı tarafından iş yerine teslim edildiği, 6 metrelik bandın sözleşmedeki teknik özelliklere haiz olduğu ve işyerinde kumlama makinasından ayrı bir yerde muhafaza edildiği belirlenmiştir.
Talimat yoluyla alınan hukukçu ve mali müşavir bilirkişilerin sunduğu 07/01/2015 havale tarihli heyet raporunda davalının satılanı teslim ve monte etmesi gereken tarihin 15/03/2012 tarihi olduğu bu tarihin ilk edimden sonraki bir tarih olduğu davacaının 17/01/2017 tarihinde 50.000 TL satış bedelini ödemesi gerektiği, davacı bu bedeli bu tarihte ödediğini ispat edemediği, davalı tarafın kabulüne göre bu paranın 07/02/2012 tarihinde ödendiği davacıdan kaynaklı olan bu 20 günlük gecikme süresinin davalının gecikme süresine eklenmesi gerektiği belirtilerek davalının teslim ve montaj süresinin 15/03/2012 tarihi olduğu gözetilerek teslimin 12/05/2018 tarihinde yapıldığı gecikilen sürenin 58 gün olduğu ancak davacı tarafça 20 gün geç ödeme yapıldığından davacının kendi kusuruna dayanan bu gecikmenin düşülmesi neticesinde 38 gün üzerinden gecikme bedelinin sözleşmenin 6. Maddesine göre dava tarihi itibariyle 95.616.36 TL olduğu, sözleşme ayakta olduğu için menfi zararın talep edilemeyeceği, menfi ve müspet zararın aynı anda talep edilemeyeceği, makine mühendisince yapılan değerlendirme sonucunda kök ve ek raporda satılan üründe bir ayıp olmadığının tespit edildiği, 6 metrelik bandın davacının iş yerinde olması nedeniyle bu yönlerden bir talebin söz konusu olamayacağı belirtilerek hüküm kurmaya elverişli 2. Rapora itibar edilmiş olup davalıya dava öncesinde çekilen ihtarname davalıya 24/10/2013 tarihinde tebliğ edilmiş olup cezai şart 04/11/2013 tarihinde muaccel hale geldiğinden bu tarih itibariyle Merkez Bankası efektiş satış kuru 1EURO=2,7344 TL olduğundan 34.200×2,7344=93.516,48 TL ye tekabül ettiğinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Dosyamız kapsamında alınan 20/02/2017 tarihli son raporda yapılan hesaplama usulü mahkememizce yerinde bulunmadığından bu rapora itibar edilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 93.516,48 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 6.388,11 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 170,80 TL + 1.462,00 TL ıslah harcından oluşan toplam 1.632,80 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.755,31 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, davanın kabul oranı üzerinden AAÜT uyarınca hesap olunan 10.231,32 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 170,80 TL peşin harç + 1.462 TL ıslah harcından oluşan toplam 1.632,80 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 4.095,60 TL yargılama masrafında davanın kabul ve reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 4.005,60 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kalan kısmın davacı üzerine bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 474,40 TL ‘den kabul red oranına göre hesaplanan 10,40 TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kalan kısmın davalı üzerine bırakılmasına,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 2.099,88 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davalı tarafça dosyaya sunulan 2012 yılına ait yevmiye defterinin karar kesinleşinceye kadar mahkeme kasasında tutulmasına,
9-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatırılan gider avansını talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/03/2018

Katip … Hakim …
¸ ¸

5070 Sayılı Kanun gereğince e-imza ile imzalanmıştır.