Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/309 E. 2018/18 K. 17.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2013/309 Esas
KARAR NO : 2018/18

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/10/2013
KARAR TARİHİ : 17/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 04.10.2013 tarihli dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı müvekkili şirketin davalı şirketten alacağının olduğunu, alacaklarını tahsil etmek amacıyla davalı aleyhine ödenemeyen faturalar dayanak yapılarak … 3. İcra Müdürlüğünde … Es. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ödeme emrine davalı şirketin tebliğ edilen borca ve yetkiye itiraz ettiğini, yetkiye ilişkin itiraza istinaden alacaklı tarafından icra dosyası yetkili İstanbul İcra Müdürlüğüne gönderilmiş olup, dosya .. 11. İcra Müdürlüğüne … E. sayıda kayıda alındığını, davalı şirketin bu defe borca İtiraz edilmek sureti ile icra takibinin durdurulduğunu, bu itirazın haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında ticari ilişkiden kaynaklı alacağının mevcut olduğunu, bu ilişki gereği müvekkili firmanın tüm edimlerini yerine getirmiş olmasına karşın davalı tarafın bu tarihe kadar borcunu ödemediği gibi tebliğ almış olduğu faturalara istinaden bir itirazda sunmadığını, davalı şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesine, davaya dayanak faturaların ilgili dönemde beyannamede yer alıp alınmadığının sorulmasını talep ettiklerini, müvekkili firmanın alacağını takip konusu edilmesi ile birlikte davalı tarafın borcunu ödemekten imtina amaçlı gerçek dışı iddialar ileri sürmekte olduğunu, davalı tarafın ödeme aşamasında gerçek dışı iddialarla kötü niyetli olarak ödemekten imtina amaçlı ileri sürdüğü beyanları kabul etmediklerini belirterek, borçlunun haksız ve hukuka aykın itirazının iptali ile takibin devamına, borcun ödenmemesinden kaynaklı müvekkili şirketin zararı arttığından, davalı aleyhine %40’tan az olmamak koşulu ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; icra takibine ve davaya konu fatura asıllarının dava dosyasına ibraz edilmesinin zorunluluk arz ettiğini, davacı şirket tarafından davaya konu faturalarda belirtilen miktarları karşılar mahiyette mal ve hizmet teslim edilmemiş olmakla yargılama neticesinde sübuta erecek bu husus tahtında davanın reddî gerektiğini, davacı tarafça … 11. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında belirtilen ve toplamda 21.611,39 TL asıl alacağa (işlemiş faizi ile beraber 23.394,36 TL) tekabül eden faturalar ile ne türden bir mal teslimi gerçekleştirildiği hususunda en ufak bir izahate yer verilmemiş bulunduğunu, davacı tarafın öncelikle davaya konusu tutan karşılar teslim iddiasını ispat etmesi gerektiğini, yerleşik Yargıtay kararları doğrultusunda bir faturanın tanzim edilip ilgisine gönderilmesi ve hatta bu faturaların ticari defterlere kaydedilmesinin bile başlı başına borç alacak durumunun tespit açısından yeterli olmadığını, taraflar arasında hesap mutabakatı sağlanmadan ve TTK 94, ve 97 maddelerindeki usule riayet edilmeksizin başlatılan icra takibinin hatalı ve hukuksal dayanaktan yoksun bir yaklaşım olduğunu belirterek, haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… 11. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası getirilmiş, yapılan incelemesinde; Davacı tarafından davalı aleyhine fatura alacağına dayalı olarak toplam 23.394,56 TL üzerinden ilamsız icra takibinin yapıldığı davalının yasal süresi içinde ödeme emrine itiraz ettiği takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, mali müşavir … tarafından ibraz edilen 18.06.2016 tarihli kök raporda: davacıya ait 2012 yılı yevmiye defterinin incelenmesinde davacı tarafından davalı adına 31.01.2012- 31.12.2012 tarih aralığında toplam 25.311.68 TL tutarında fatura tanzim edildiği, ancak 2012 yılında tanzim edilen toplam 25.311,68 TL tutarında faturanın tamamının bedeli tahsil edilmiş gibi davacının ticari defterlerine 100-Kasa hesabına borç olarak kaydedildiği, dolayısı ile davacının ticari defterlerinde davalı ile ilgili cari hesap bakiyesi bulunmadığı, ancak davalı tarafından dava dosyasına bu faturaların bedellerinin ödendiğine dair herhangi bir ödeme belgesi makbuz, banka dekontu bulunmadığı, davacı tarafından delil listesi ekinde dava dosyasına sunulan cari hesap dökümlerine göre de davacının davalıdan 21.611,39 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter kayıtlarına göre; davalının, davacıya 17.327,99 TL borçlu olduğu, dolayısıyla, davacının takip talebinde talep ettiği yutar ile davalının ticari defterlerindeki cari bakiyesi arasında 4.392,80 TL tutarında bir fark olduğu, bu farkın da (+)2,20 TL lik kısmının tarafların 01.01.2012 tarihli açılış kaydından kaynaklandığı, (+) 4.390,60 TL İlk kısmının ise davacı tarafından davalı adına tanzim edilen 1 adet bakım 3 adet elektrik malzemesi satış faturasının davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, taraflar arasındaki hesap farkını oluşturan 4.390,60 TL’lık faturalardan, 177,00 TL’lik bakım faturasını davalının da kayıtlarına davacı alacağı olarak işlemesi gerektiği, zira davacı tarafından davalı adına tanzim edilmiş 590,00 TL ve 3.516,40 TL tutarlı bakım faturalarını davalı kabul etmiş ve kayıtlarına işlemiş olduğu, dava dosyası içerisinde diğer 3 adet faturanın davalıya teslim edildiğini ispatlayan bilgi ve belge olmadığından bu faturalarla ilgili bir değerlendirme yapılamadığı, bu belgelerin dava dosyasına sunulması halinde yeniden inceleme ve değerlendirme yapılabileceği, belge sunulmaması halinde de davacı alacağı olarak dikkate alınamayacağı, bu durumda 21.611,39 TL tutarındaki icra takibinin yerinde olmadığı, davacının davalıdan 17.397,79 TL alacaklı olduğu, davacının takip talebinde talep etmiş olduğu. 1.783,17 TL’sı işlemiş faiz isteminin yerinde olmadığı, ancak takip tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini bildirmiştir.
Davalının itirazı üzerine aynı bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi tarafından ibraz edilen 1. Ek raporda; kök rapordaki tespitlerinin aynen devam ettiğini bildirmiştir.
Bilirkişinin raporunda davacı alacağı olarak hesapladığı 17.327 TL’nin üzerine 1.1.2012 tarihli açılış kaydından kaynaklanan 2.20 TL ve kabul edilmesi gerektiği belirtilen 177 TL’lik bakım faturasını da davalının kayıtlarında davacı alacağı olarak işlenmesi gerektiği belirtildikten sonra bu toplamlarının 17.506,2 TL olması gerekirken hatalı bir şekilde 17.397,79 TL olarak belirtilmesi hususunda ek rapor alınmasına karar verilmiş olmakla; aynı bilirkişi tarafından tanzim edilen 16.01.2017 tarihli 2. Ek raporda; davacı alacağının gerek kök raporda gerekse ek rapordaki gibi işbu 2.ek raporda da aynen devam ettiği, yani yapılan hesaplamaya göre davacının davalıdan (21.611,39 – 4.390,60+ 177,00=) 17.397,79 TL alacaklı olduğu hususunu, davalının karşı beyan dilekçesi içerisinde “İşbu davada, takip talebinde 23.394,56 TL talep edildiğini, bilirkişi tarafından ise 17.397,79 TL tespit edilmiş olup, tespit edilen tutarın daha az ve farklı olarak belirlendiği dikkate alındığında davacının icra inkar tazminatı talebinin koşullarının oluşmadığının açık olduğunu” belirttiği, 23,394,56 TL’lik takibin (4.283,40 + 17,327,99=) 21.611,39 TL’si fatura alacağı, l.783,17 TL’ si ise faiz olduğu kök raporda belirtildiği, 17.397,79 TL’nin de yukarıdaki hesaplama ile ulaşılmış davacı alacağı olduğunu bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dosyanın mali müşavir bilirkişiye sevki sonrasında 18.06.2016 tarihli kök raporda 3 adet faturanın davalıya teslim edildiğine ilişkin belgenin olmaması nedeniyle değerlendirme yapılamadığı, itiraz üzerine alınan ek raporda da …’ın davalının sigortalı çalışanlarından olup olmadığının … kaydının olmaması nedeniyle değerlendirme yapılamadığı belirtilmiş, davalı vekilinin araştırılmasını istediği personelin imzaısını taşıyan faturaların davalının kayıtlarına işlenmiş olduğu ve davacıya cari hesap ilişkisi içerisinde borçlu olduğu tespit edilmiştir. Son raporda da ilgili … belgeleri dosyaya celp edildikten sonra yapılan değerlendirmede bu kişilerin davalı firmada … kayıtlarının bulunduğu görülmüş olup birbiriyle uyumlu, irdeleyici ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporları dikkate alınarak son rapor doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Yine davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak taraflarca belirlenebilir mahiyette bulunan likit alacak miktarına kötü niyetli olarak itiraz edildiğinden, kabul edilen toplam alacak miktarı üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Davalı tarafından … 11. İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ile, takibin 17.397,79 TL üzerinden devamına, asıl alacak 17.397,79 TL’ye takip tarihinden itibaren davacının talebini aşmamak üzere avans faizi uygulanmasına,
Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.479,55 TL %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 1.188,44 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 399,55 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 788,89 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 399,55 TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 630 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısma tekabül eden 762,00 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davanın reddedilen kısmı üzerinden yapılan hesaplamaya göre davalı tarafından yapılan 259 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısma tekabül eden 66,38 TL sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesince davanın kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücreti maktu vekalet ücretinden az olayamacağı gibi kabul ve reddedilen kısmı da aşamayacağından 2.180 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, talep halinde ve karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 17/01/2018

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.