Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/288 E. 2019/390 K. 10.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2013/288 Esas
KARAR NO : 2019/390

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/03/2013
KARAR TARİHİ : 10/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davası İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/119 esas, 2013/119 karar sayılı 08/03/2013 tarihli görevsizlik kararı üzerine dosya Mahkememize tevzii edilmekle yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete trafik sigortası ile sigortalı bulunan … plakalı aracın sürücüsünün 26.12.2011 tarihinde ehliyetsiz ve kusurlu olarak karışmış olduğu trafik kazası neticesinde dava dışı … plakalı araç sürücüsü …’ın vefat ettiğini, mirasçılarına 35.252,95 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, Trafik Sigortası Genel Şartları’nın B.4.c. maddesi gereğince gereken ehliyetnameye sahip olmayan kimseler tarafından aracın sevk edilmesi sırasında meydana gelmesi durumunun bir rücu sebebi olduğunu, bu durumun aynı zamanda ağır kusur olarak kabul edildiği, karşı davalı tarafından ödeme yapılmadığı ve dava açma mecburiyeti doğduğu diğer hususlarla birlikte belirtilerek fazlaya dair dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla … 11. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamına, 35.252,95 TL hasar bedelinin ödeme tarihi olan 13.02.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, yargılama giderleri ve ücreti vekâlet ile birlikte davalıdan tahsili ile … adına kayıtlı araç ve gayrımenkullerin UYAP üzerinden tespit edilerek 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için teminatsız ihtiyati tedbir konulmasına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 26.12.2011 günü saat 16:00 sıralarında mülkiyeti kendisine ait olan, ehliyeti olmadığı için arkada yolcu olarak bulunduğu motosikleti ehliyeti olan arkadaşı …’un yönetimindeki … plakalı motosiklet ile … köyüne doğru seyir halinde iken karşı yönden …’ın kullandığı … plakalı motosikletin çarpışmasıyla …’ın hayatını kaybettiğini, motosikleti kullanan arkadaşı …’un ağır yaralandığı kazanın meydana geldiğini, HMK gereği yetkili mahkemenin trafik kazasının olduğu yer veya davalının ikametgah mahkemesi olduğunu, kaza yerinin ve ikametinin … olmasına rağmen davanın İstanbul’da açıldığını, yetkisizliğe karar verilmesi gerektiğini, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturması neticesinde motosikleti …’un kullandığı, kazadan 20 gün sonra kısmen sağlığına kavuştuğunda ifade verebildiğini, ifadesini …’un da doğruladığını, böylece üzerine atılı suçu işlemediğinden hakkında ek takipsizlik karar verildiğini, ceza yargılaması sırasında …’a 2 yıl 1 ay hapis cezası verildiğini, kendi hakkında bir hüküm kurulmadığını, kazada kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını, icra takibine 21.12.2012 tarihli dilekçe ile itiraz ettiği diğer hususlarla birlikte belirtilerek davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizce dava konusu celp edilen … 11. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında fatura alacağının tahsili amacıyla 35.252,95 TL asıl alacak ile 2.679,22 TL faizden oluşan toplam 37.932,17 TL bedelinin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının borca ve takibe itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, süresinde de huzurdaki davanın açıldığı tespit edilmiştir.
… Asliye Ceza Mahkemesi’nde sanık konumundaki … hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan ikame olan 2012/62 Esas sayılı kamu davasında alınan 2012/300 sayı ve 24.06.2013 tarihli karar ile; 1/6 oranında indirimli 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, (A2) sınıfı sürücü belgesinin 2 yıl 1 ay süre ile geri alınmasına Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere kurulan hükmün temyiz edilmesi üzerine gönderildiği T.C. Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2014/391 Esas, 2014/23337 Karar ve 19.11.2014 tarihli ilamı ile onararak kesinleştiği ve infazının gerçekleştirildiği, Ceza Mahkemesince esas alınan kusur oranı bağlayıcı değil ise de Ceza Mahkemesince tespit edilen maddi olgular ve delillerin Hukuk Mahkemesini bağlayıcı nitelikte olduğu, T.C. YARGITAY Hukuk Genel Kurulu’nun E. 2013/4-1008, K. 2014/490, 09.04.2014 tarihli ilamının “…Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına ve öğretideki genel kabule göre, maddi olgunun tespitine dair ceza mahkemesi kararı hukuk hâkimini bağlar” şeklinde hüküm kurulduğu, Yargılama sırasında ATK tarafından hazırlanan raporda; karşı şeride giren sanık sürücü …’un asli kusurlu, müteveffa sürücü …’ın koruyucu kask takmadan araç kullanması nedeniyle alt düzeyde tali kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaate varılmıştır.
Tarafların iddia ve savunamları, celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla dosya Sigortacı …, Makine Mühendisleri … ile …’ya tevdii edilen dosyaya 24/04/2014 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; kazanın meydana gelmesinde, davacı …Ş.’e KZMS Trafik poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı motosikleti kullanan sürücüsü …’un şerit tecavüzü sebebiyle asli ve %80 oranında kusurlu olduğu, karşı yönden gelen … plakalı motosikletin kazada ölen sürücüsü …’ın ölümü ile illiyet bağı olmak üzere koruma başlığı kask kullanmaksızın motosiklet kullandığı için tali ve %20 oranlarında kusurlu olduğu, davacı şirkete sigortalı aracı kullananın kimliği hakkında farklı beyan ve tespitler olduğu, ancak … Asliye Ceza Mahkemesi, davalı …Ş.’ne Trafik Sigortası ile sigortalı motosikletin maliki olan sürücü belgesiz davalı …’ün kullanmadığı, motosiklette olan diğer kişi …’un kullanmakta olduğuna karar verdiği, bu durumda davacı şirketin davalı …’e rücu hakkının bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dava konusu kazaya ilişkin … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 2011/2262 numaralı soruşturma sonucunda hazırlanan 2012/43 Esas ve 2012/20 numaralı iddianamede; taksirle ölüme nende olma suçundan şüpheli ve … plakalı motosikletin sürücüsü konumunda …’un olduğu, TCK 53/6 ve 85/1 sevk maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmesinin kamu adına talep ve iddia olunduğu, taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verildiği, hazırlık tahkikatı sırasında J. Bçvş. … tarafından hazırlanan 26.12.2011 tarihli bilirkişi raporunda; olay yerinde yapılan incelemelerde kazaya karışan araçların durduğu yer, araç parçalarının dağıldığı bölge ve çarpışmadan hemen önde oluştuğu anlaşılan … plakalı motosiklete ait sürtünme izi değerlendirildiğinde çarpışmanın … plakalı motosikletin şeridinde meydana geldiğinin anlaşıldığı belirtilerek sürücü …’ün KTK 56/1-a ve 84/g kuralları gereği asli kusurlu olduğu, sürücü …’ın herhangi bir kusurunun olmadığı görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla dosya Nöroloji uzmanı …’ya tevdii edilmesi neticesinde 30/03/2015 tarihinde tazmin olunan bilirkişi raporunda özetle; almış olduğu alkol miktarı sorgulandığı …’un 26/12/2011 tarih ve 71831 sayılı raporundaki tespit ışığında 4.1 promil alkollü olduğu, ancak raporda saat belirtilmediği için kanın kazadan ne kadar sonra alındığı bilinmediği ve nedenle şahsın kaza anındaki alkol düzeyini belirlemenin mümkün olmadığı, alkolün etkisi 20 promilin üzerinde başladığından bu haliyle şahıstaki alkolün etkisi anlamlı olmadığı, ancak raporu veren kurumdan kanın alınış zamanıyla ilgili bilgi alınması halinde şahsın kaza anındaki gerçek alkol düzeyinin ve etkisinin belirlenmesinin mümkün olacağı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Nöroloji uzmanı tarafından tanzim olunan bilirkişi raporunun taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazları ile celp edilen deliller kapsamında yeniden değerlendirme yapılması amacıyla nöroloji uzmanına tevdii edilen dosyaya 24/11/2016 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; dosyanın tetkikinde, kanı alıp, alkol raporu veren kurumun bu işi ve işlemi hangi saatte yaptığına ilişkin yeni bir bilgi ve belgenin dosya kapsamında bulunmadığı, önceki beyanlarını aynen tekrarla alkol raporunu veren kurumdan kanın alınış zamanıyla ilgili bilgi alması gerektiği, bundan sonra şahsın kaza anındaki gerçek alkol düzeyini ve bunun etkilerini belirlemenin mümkün olacağı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Nöroloji uzmanı tarafından tanzim olunan bilirkişi raporunun taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazları ile celp edilen deliller kapsamında yeniden değerlendirme yapılması amacıyla nöroloji uzmanına tevdii edilen dosyaya 23/10/2017 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle; alınan alkolün bilinç durumuna etkisinin sorulduğu …’un 18/05/2015 tarihinde … İlçe Devlet Hastesinden gönderilen raporunda 26/12/2011 tarih ve saat 17:27’de alınan kanındaki alkol 4.1 etanol olarak belirlendiği, kandaki alkol promil değeri üzerinden hesaplandığı, etanol ise etil alkol olduğu, bir ölçü birimi olmadığı, kanda mg/dl olarak ne kadar olduğunu belirtmediği, bulgular adli tıp hekimliği ile de konsülte edilerek gönderilen rapordaki verilerin hatalı olduğu ve bu verilen üzerinden de kişinin alkollülük derecesinin tespitinin mümkün olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Kusura ilişkin alınan bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla dosya Aktüer …, Sigortacı … ile Makine Mühendisi …’e tevdii edilen dosyaya 27/11/2018 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle;
KUSUR YÖNÜNDEN İNCELEME ve DEĞERLENDİRME:
Olay yerine intikal eden … Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliği’nden Polis Memurları … ve … tarafından tanzim olunan “Trafik Kazası Tespit Tutanağı”na göre; 40.11077,27.63237 koordinatlı olay mahalli yerleşim yeri içi, cadde yolu, bölünmemiş, 5 metre genişliğinde, iki yönlü, asfalt kaplama, yüzey kuru, yatay güzergah düz, düşey güzergah eğimsiz, vakit gündüz, hava ve görüş açık olup, mahalde aydınlatma bulunmakta, trafik lambası, yol şerit çizgisi, yaya kaldırımı, banket, trafik işaret levhası, yolda çalışma, görüşe engel cisim, yol sorunu, kavşak, geçit bulunmamaktadır. “Kaza Özeti”’nde; sürücü …’ün … plakalı motosiklet ile şehir merkezi … mahallesi istikametinden … caddesini takiben… istikametine seyir halinde iken karşı istikametten gelen sürücü …’ın idaresindeki … plakalı motosikletle karşılıklı çarpışmaları neticesi kazanın meydana geldiği belirtilmiş, kaza yeri inceleme ve kaza sonrası motosikletlerin duruş şekline göre kazanın oluşumunda sürücü …’ün 07 kodlu şeride tecavüz etme nedeniyle tek kusurlu olduğu, sürücü …’ın kusuru olmadığı görüş ve kanaatine yer verilmiş, sürücü …’ın olay mahallinde ex olduğu, diğer sürücü … ile aynı motosikletin arkasında yolcu olarak bulunan …’un ise yaralı olarak hastaneye sevk edildikleri belirtilmiştir. Çizilen “Kaza Krokisi”nde; çarpışma noktası 5 metre genişliğinde, bölünmemiş, iki yönlü cadde yolunda sürücü …’ın … istikametine seyir halinde olduğu şeridin içerisinde ve … köyü istikametindeki şeridin sağ kenarına 3,70 metre mesafede işaretlenmiş, çarpışma noktasından önce zeminde yolun soluna doğru yönelen 1,60 metre uzunluğunda sürtünme izi bulunduğu, yolun sol kenarında kan izleri ve 15 metre ileride kask bulunduğu resmedilmiştir.
Değişik polis memurları tarafından; 26.12.2011 günü saat 17:45’de düzenlenen “Olay Yeri İnceleme ve Tespit Tutanağı”nda; 116 nolu evin hemen önünde …’ın kanlar içinde asfalt üzerinde sol tarafına yatar vaziyette ex olduğu, 116 numarlaıl evin tam karşısındaki inşaat halindeki evin önünde … ve … isimli şahısların kanlar içinde yaralı vaziyette yerde yattıkları, asfalt üzerinde kazadan dolayı motosikletlerin plastik, cam ve kask kırıklarının olduğu, … plakalı motosikletin ön gösterge panelinin tamamen, aynalarının kırık, ön maşanın motor kısmına doğru eğilmiş, ön çelik jantın yanak kısmından yaklaşık %25 oranında kırık, direksiyonun hemen yanda kırılmış bir kask, ön korkuluk demirinin sağ tarafının içe doğru eğilmiş olduğu, … plakalı motosikletin ise ön gösterge panelinin tamamen kırılmış, ön maşaların motora doğru eğilmiş, ön jantın yamuk, jant tellerinin bir kısmının kırılmış, sağ ön aynanın kırık, ön metal çamurluğun eğrilmiş olduğu, görüntü itibarıyle her iki motosikletin kullanılamaz vaziyette olduğunun görüldüğü, çizilen krokide 116 nolu evin önünde …’ın yattığı, karşısındaki inşaat halindeki evin önünde motosiklet, önünde kırılmış kaskın yarısı, önünde diğer motosiklet, önünde far, panel, ayna ve plastik parçaları ile iki şahsın yerde yattığı, ileride çenelik kısmı kaskın bulunduğunun resmedildiği, 26.12.2011 günü saat 18:15’de düzenlenen “Olay Tutanağı”nda; 116 numaralı evin önünde yol kenarında asfalt üzerinde …’ın sol tarafı üzerinde yerde yatar vaziyette ve baş kısmından kanların görüldüğü, 116 numaralı evin karşısında inşaat halindeki evin hemen önünde yol kenarında yerde yatar vaziyette ve vücutlarının muhtelif yerlerinde kanamalı yaraları bulunan … ve …’un olduğu, bilinçlerinin açık ve kendilerinde olduğu, 29.12.2011 günü saat 16:00’da düzenlenen “Görüntü İzleme Tutanağı”nda; … mahallesi … caddesinde faaliyet gösteren Karşıyaka Eczanesi isimli işyerinin kameraları incelendiğinde kameranın caddeyi göstermediğinin anlaşıldığı, aynı yerde faaliyet gösteren … Eczanesi’ne ait kamera görüntüleri incelendiğinde motosiklet üzerinde iki şahsın (öndeki sürücü kasklı) geçtiğinin görüldüğü, ters açıdan görüntü olması nedeniyle şahısların yüzleri ve sürücünün tespit edilemediği, teknik sebeplerden dolayı görüntülerin kopyalanmasının mümkün olmadığı, 29.12.2011 günü saat 16:20’de düzenlenen “Görüntü İzleme Tutanağı”nda; … caddesinden … kavşağından … caddesine doğru söz konusu motosiklet ve üzerinde iki şahsın dönüş yaptığının görüldüğü, motosikleti kullanan şahsın kafasında siyah renkli kask olduğu, arkadaki şahsın sürücüye sarılarak seyrettiklerinin tespit edildiği, arkadaki şahsın şüpheli … isimli şahsa benzediği ancak net olarak anlaşılamadığının değerlendirildiği, 30.12.2011 günü saat 17:00’de düzenlenen “Tutanak”ta; kazaya karışan motosikletlere ait olan siyah renkli, … marka, L59-60 numaralı kaskın ön çene kısmının dış sağ kısmından kırık olduğu, ön kısmı açılır kaskın yediemin otopark görevlisinden alınarak Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim edildiği belirtilmiştir.
… plakalı motosikletin müteveffa sürücüsü …, 1947 doğumlu ve olay günü 64 yaşında olup tutanakta sürücü belgesiz ve kasksız olduğu, alkol durumu doktor ibaresi olarak belirtilmiştir.
… Devlet Hastanesi’nin 26.12.2011 tarihli raporunda; kan numunesi alınış saati belirtilmemesine rağmen yapılan analizinde 1,6 mg/dl etanol tespit edildiği belirtilmiş, 26.12.2011 tarih ve saat 19:04’de istem üzerine saat 19:06’da kabul edilen numunenin saat 19:31’de incelendiği, buna göre numune alınış saatinin 19:04 kabul edilebileceği mütalaa edilmiş, 26.12.2011 tarihli “Ölü Muayene ve Otopsi Tutanağın”nda; kafatası kemiklerinin sağlam, sol elmacık kemiğinde kırık, yüz sol taraf çene altında sürtünme ve taş batmasına bağlı çeşitli ebatlarda ekimoz ve sıyrıkların, sağ el işaret parmağında 2 cm ebadında yüzeysel sıyrık, sol ön kol radius kemiğinde el bileğinin 5 cm üzerinde parçalı kırık, sağ bacak diz üst iç yanında 2×1 cm yüzeysel sıyrık … olduğu, boyun kırığının olmadığı, ölümünün trafik kazası sonucunda başını çarpmasına bağlı kalp ve akciğer dolaşımının bozulması sonucu gerçekleştiği belirtilmiştir.
… plakalı motosikletin muallak sürücüsü …, 1984 doğumlu ve olay günü 27 yaşında olup tutanakta sürücü belgesiz ve kasksız olduğu, alkol durumu doktor ibaresi olarak belirtildiği, … Devlet Hastanesi’nin 26.12.2011 tarih ve 71892 sayılı “Genel Adli Muayene Raporu”nda; basit tıbbi müdahale ile iyileşmeyecek, hayati tehlike mevcut olacak nitelikte yaralandığı, alınan kan numunesinde 2,7 mg/dl etanol tespit edildiği belirtilmiş, polis tutanağında sağ kruriz üst uç medialde 5×2 cm lezyon, çeneden alt dudağa uzanan 3,5 cm kesi, sağ el bileğinde ödem, basit tıbbi müdahale ile iyileşmez, hayati tehlike mevcut, kati rapor plastik cerrahi, ortopedi ve beyin cerrahi uzmanınca verilecek, alkol yok şeklinde ilk müdahale sonrası rapor düzenlenip … Devlet Hastanesi’ne sevk edildiği belirtilmiştir.
… plakalı motosikletin muallak sürücüsü …, 1986 doğumlu ve olay günü 25 yaşında olup yeterli … seri numaralı (A2) sınıfı sürücü belgesine 09.08.2010 tarihinden itibaren haiz olduğu, … Devlet Hastanesi’nin 26.12.2011 tarih ve 71891 sayılı “Genel Adli Muayene Raporu”nda; basit tıbbi müdahale ile iyileşmeyecek, hayati tehlike mevcut olacak nitelikte yaralandığı, alınan kan numunesinde 4,1mg/dl etanol tespit edildiği belirtilmiş, polis tutanağında yapılan ilk müdahale sonrası sol kaş dışta 2 cm kesi, sol göz kapağında ekimoz, alt dudakta 1 cm kesi, çenede sol mondibular bölgede 5 cm kesi, sağ diz kapağında 3×6 cm ebadında açık yara mevcut, basit tıbbi müdahale ile iyileşmez, ortopedi servisine yatışı yapıldı, alkol yok, kati rapor ortopedi ve beyin cerrahi uzmanınca verilebileceği belirtilmiştir. Olayın olay anını gösteren araç içi-dışı kamera görüntüleri bulunmamakta, dolayısıyla olayda etkili olabilecek başkaca unsurlar bilinmediği, olay yerine motosikleti sürücüleri tarafından birbirlerine doğru düz olarak gelindiği, Karayolundan faydalanan sürücülerin bir bütün olarak trafik kurallarına uymaları mecburidir. Kurallara uyan sürücülerin kazaya sebep olma oranları oldukça düşük olup değişken şartlar karşısında gösterecekleri anlık kaotik tavır ve davranış şekillerinin önceden tahmin edilmesi güç olduğundan trafik kurallarının tümü bir bütünlük arz eder ve özellikle trafik içinde yolun durumuna göre uygun zamanda ve biçimde olayları algılayıp, yorumlayarak tehlikeleri zamanında fark etmesi ve ona göre davranışını sergileyebilmesi içindir. Sürücülerin hem genel trafiğin bünyesinde barındırdığı, hem de değişik kaza risk ve tehlikeleri nedeniyle dikkatlerini yoğunlaştırmaları, müteyakkız davranarak yola ve çevrelerine gereken dikkat ve özeni göstermeleri, kendileri ile trafikte bulunan diğer sürücü, yolcu ve yayaların can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürmemek adına tedbirli ve kontrollü ilerlemeleri, trafiği tehlikeye düşürecek hareketlerden sakınmaları, hızlarını yolun ve trafiğin icap ve şartlarına göre ayarlamaları, özen gereği olası kaza tehlikesini savuşturmak adına etkili fren veya direksiyon manevrası gibi önleyici etkili tedbirleri zamanında almaları, tehlikeleri ön görüp yolu gereği gibi etkin şekilde kontrol etmeleri, dikkatli ve kontrollü ilerlemeleri gerekmektedir. Normal şartlar altında gündüz vakti, görüşün açık olduğu ve görüşe engel bir durumun bulunmadığı düz meskun mahalde bir sürücünün şerit takibi yapamaması, karşı yönden gelen motosikleti görememesi, dikkate alamaması, yeterli süre ve mesafesi mevcut iken yapısı gereği yüksek manevra kabiliyetine haiz motosiklet ile zamanında şeridine yönelememesi, dikkatli, tedbirli ve özenli davranamaması için olumsuz bir neden bulunmamaktadır. Bilindiği üzere T.C.K. 22/2 maddesinde; “taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesi” şeklinde tanımlanmıştır. Meydana gelen trafik kazası, dikkatli, tedbirli ve özenli davranılması halinde önlenebilir niteliktedir.
Olay anında … plakalı motosikletin sürücüsü kaza tutanağına göre davalı …, savcılık iddianamesi ve ceza yargılaması kararına göre de dava dışı …’tur. Tanık … tarafından ilk ifadesinde motosikleti …’ün kullandığı belirtilmesine rağmen sonraki ifadesinde tam olarak süren şahsı görmediğini beyan etmiş, görüntü izleme tutanağında arkada oturan şahsın …’e benzediği belirtilmiştir. Mevcut bilgi ve belgelere göre net ve tartışmasız şekilde sürücünün kim olduğu heyetimizce anlaşılamamış, kesin bir kanaat hasıl olmamış, bu hususla ilgili olarak görüşlerimizin huzurdaki yargılama sırasında hazırlanan diğer bilirkişi raporları ile benzer mahiyette olduğu değerlendirilerek ceza yargılaması kararında hakkında hüküm tesis edilen …’un sürücü olduğu kabul edilmiştir.
Kazaların rekonstrüksiyonu; kaza oluşumunun her bir fazı kendi zamansal ve mekansal akışı içinde değerlendirilebilecek şekilde kazanın tüm detay ve dinamiğini kapsar. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda; karayolu-trafik için, kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlar, trafik-yayaların, hayvanların ve araçların karayolları üzerindeki hal ve hareketleri, şerit-taşıtların bir dizi halinde güvenle seyredebilmeleri için taşıt yolunun ayrılmış bir bölümü, taşıt yolu (kaplama)-karayolunun genel olarak taşıt trafiğince kullanılan kısmı olarak tanımlanmıştır (K.T.K. Mad. 3). Gabari, araçların yüklü veya yüksüz olarak karayolunda güvenli seyirlerini temin amacı ile uzunluk, genişlik ve yüksekliklerini belirleyen ölçüler olup karayollarında trafiğe çıkarılacak araçlarda yüklü ve yüksüz olarak uyulacak boyutlar için azami genişlik 2,55 metredir (K.T.Y. Mad. 128). Seri üretim motosikletlerin gidon genişliği genellikle 60 cm-75 cm civarında olup 5 metre platform genişliğindeki iki yönlü yolda yan yana sorunsuz, tehlikesiz ve temassız ilerlemeleri mümkündür. Kaza tutanağında çarpışma noktası 5 metre genişliğindeki yolda müteveffa sürücünün … istikametine seyir halinde olduğu şerit içerisinde işaretlenmiş olup karşı yönden gelip … istikametine seyir halinde olan … plakalı motosiklet sürücüsünün karşı şeride tecavüz ettiği anlaşılmıştır. Tanıklardan … ve … tarafından müteveffa sürücünün 40 km/saat hızla ilerlediği ve karşılaştıktan yaklaşık 40 saniye sonra çarpışmanın gerçekleştiği beyan edilmesine rağmen hem bisikletin ilerlemesi hem de saniye yaklaşık 13 metre ilerleyen motosikletin 40 saniye sonra 520 metre geride bir olması dikkate alındığında ayrıntıların bilinemeyeceği, ayrıca çarpışma noktasının çizilen krokiler ile uyuşmadığı mütalaa edilmiştir.
Karayolları Trafik Kanununda ve Yönetmelikte yazılı kayıt ve şartlar dışında ve aksine bir işaret bulunmadıkça yerleşim yeri içinde motosikletler için azami hız sınırı 50 km/saat olup (K.T.Y. Mad. 100) sürücüler aksine bir karar alınıp işaretlenmemişse belirtilen hız sınırlarını aşmamak zorundadırlar (K.T.K. Mad. 51, K.T.Y. Mad. 101). Hız tahdidini belirleyen aksine bir işaret bulunmayan yerleşim birimleri içinden veya civarından geçen şehir dışı karayollarının bu kesimlerinde, can ve mal güvenliği açısından, karşıdan karşıya geçişler bir fiziki engelle yasaklanmış veya alt ve üst geçitlerle belirlenmiş ise ve hız yapmak yaya ve taşıt trafiği açısından bir engel teşkil etmiyorsa, taşıt sürücüleri yol ve trafik durumunu dikkate alarak yönetmeliğin kendilerine tayin etmiş olduğu azami hız sınırları içerisinde seyredebilirler (K.T.Y. Mad. 101). Meskun mahal cade yolunun sağ ve sol kenarında değişik taşınmazlar bulunmakta olup karşıdan karşıya yaya geçişleri herhangi bir fiziksel engel ile yasaklanmamıştır. Teknik olarak çarpışma sırasında ortaya çıkan momentum, kütleler, hız, çarpma açısı ve temas eden yüzeylerin sönümleme özellikleri ile değişmektedir. Örneğin 120 km/saat hızla düz bir duvara çarpma sırasında ortaya çıkan momentum ile 60 km/saat hızla birbirlerine doğru yaklaşan araçların kafa kafaya çarpışması sırasında ortaya çıkan momentum benzer etkiye sahiptir. Euro Ncap-önden çarpışma testleri 64 km/saat, yan çarpışma testleri 50 km/saat, yaya çarpışma testleri 40 km/saat hızda gerçekleştirilmektedir. Hızın artması ile hem kaza ihtimali artmakta, taşıt kontrolü güçleşmekte, durma mesafesi uzamakta, hem görüş açısı daralmakta, hem de kaza sonuçları ağırlaşmakta, çarpma anında transfer edilen kinetik enerji de o kadar yükselmekte, kaza anında enerjinin transfer edildiği araç, aracın içinde bulunan insanlar ve aracın çarptığı araç, engel ya da yaya o kadar zarar görmektedir. Saatte 80 km/saat hızla seyreden bir araçta bulunan bir kişinin ölme ihtimali, saatte 30 km/saat hızla giden bir araçta bulunan bir kişiye göre 20 kat daha fazladır. 35 km/saat hızla sert bir cisme çarpılması durumunda araç içerisindekiler yaklaşık 3 ton yüke maruz kalmaktadır. Ortalama hızın %5 artması, yaklaşık olarak tüm yaralanmalı kazalarda %10, ölümlü kazalarda ise %20 düzeyinde artışa yol açmaktadır. Kaza ihtimali ve kaza sonuçları ile ilişkisi nedeniyle hız, temel bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Aşırı hız, yasal hız sınırlarına; uygun olmayan hız ise, çevresel koşullara göre uygun hız sınırının üzerine çıkılması anlamına gelmektedir. Her iki durumda da meydana gelebilecek kazalar yasal hızda ya da uygun hızda oluşabilecek hasarın üzerinde olmaktadır. Dolayısıyla hızın kontrol edilmesi durumunda çoğu kaza önlenebilir ve oluşabilecek zarar ve kayıplar azaltılabilir niteliktedir. İki tekerlekli motosikletlerde seyir güvenliği ise tamamen denge üzerine kuruludur. Sürücü üzerinde dışarıdan bu dengeyi bozacak her türlü etki zamanında, etkili ve doğru şekilde fren, gidon ve denge kontrolü ile bertaraf edilmedikçe devrilme eğilimi kazanmaktadır. Tehlikelere açık, korunmasız halde sürücü ve yolcusu ile yaklaşık 300 kg ağırlığında belli bir hızla birbirlerine doğru ilerleyen motosikletlerin ön kesimleri ile çarpışmaları durumunda çarpışmanın şiddetine, hızına, açısına ve temas eden yüzeylerin katılığına bağlı olarak hem doğrudan sadme hem ani frenleme ivmesi sonucu aynı hızla savrularak devrilme sonrası zemine temas sırasında vücutlarının değişik kesimlerinden değişik derecelerde yaralanacakları ve etkilenecekleri açıktır. Tehlikeli bölge, kişilerin sağlık ve güvenlik yönünden riske maruz kalabileceği, ekipmanında veya çevresinde bulunan bölge, maruz kişinin ise tamamen veya kısmen tehlikeli bölgede bulunan kişi, açık tehlikenin ise mevcut durumda normal davranışta bile her an kazaya açık olan durumlar, olası tehlikenin ise güvenli görünen durumda davranış, durum ve pozisyonun değişmesi ile kaza olasılığı olan durumlar olarak tanımlanmaktadır. Hadisenin meydana geliş şekline, beyan ve sonuçlarına göre; çarpışmanın şiddetli yaşandığı, dava dışı sürücü …’un idaresindeki … plakalı motosiklet ile meskun mahal yolun icap ve şartlarına uygun olmayan bir hızla ilerlediği mütalaa edilmiştir.
Motorlu araçların, sürücü belgesi sahibi olmayan kişiler tarafından karayollarında sürülmesi ve sürülmesine izin verilmesi yasaktır. Araçlar, kanunda sınıfları belirtilen sürücü belgelerine sahip sürücüler ile iki veya çok taraflı anlaşmalara göre sürücü belgesi bulunan veya geçerli uluslararası sürücü belgesi olan kişilerce sürülebilir. “A2” sınıfı sürücü belgesi, motosiklet kullanacaklara verilen sürücü belgesidir (K.T.K. Mad. 36,38). Ehliyetsiz araç kullanmak trafik cezasını gerektiren bir durum olup (A2) sınıfı sürücü belgesine haiz olmayan sürücü …’ın motosiklet kullanmayı bildiği, sevk ve idare edebildiği, ehliyet sahibi sürücülerin de benzer şekilde kazalara karışabildiğinin bilindiği, teknik açıdan ehliyete sahip olup olmamasının olayın meydana gelişi ve sonuçları ile illiyet bağı olmadığı mütalaa edilmiştir.
Uyuşturucu veya keyif verici maddeleri almış olanlar ile alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin kara yolunda araç sürmeleri yasaktır (K.T.K. Mad. 48). “Taksi veya dolmuş otomobil, minibüs, otobüs, kamyon, çekici gibi araçlarla kamu hizmeti, yük ve yolcu taşımacılığı yapan sürücüler ile resmi araç sürücüleri alkollü içki kullanmış olarak bu araçları süremezler. Alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kanlarındaki alkol miktarı 0,50 promilin üstünde olanlar araç kullanamazlar” şeklinde olan K.T.Y. 97. maddesi 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan değişiklik ile “uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile kanlarındaki alkol miktarı 0,50 promilin üzerinde olan hususi otomobil sürücülerinin ve kanlarındaki alkol miktarı 0,20 promilin üstünde olan diğer araç sürücülerinin karayolunda araç sürmeleri yasaktır” şeklinde değiştirilmiştir. Metabolizma sonucu kandaki alkol düzeyinde bireysel farklılıklar olmakla beraber, bir saatte 0,12-0,18 promil, ortalama 0,15 promil azaldığı tıbben bilinmektedir. Kandaki alkol seviyesinin 0,50 promilin üstünde olması halinde bireysel derece farkları olmakla birlikte dikkat düzeyinde azalma, refleks aktivite hızında düşme, doğru karar verebilme yeteneğinde ve psikomotor koordinasyon kapasitesinde azalma oluşmakta, 1,00 promilin üzerindeki alkol seviyesinde yetenekler açıkça bozulacak derecede etkilenmekte, 1,50-2,00 promil alkol seviyesinde ataksi, belirgin sarhoşluk, mide bulantısı, sendeleyerek yürüme, koordinasyon kaybı, uyuklamaya eğilim, 2,00-3,00 promil alkol seviyesinde ise letarji, kusma, uyuklama, koma riski ortaya çıkmaktadır. Alkollü olarak trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde “emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde” olup olmadığının tespiti, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, akomodasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı, dahili muayenesine ait tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkündür. Alkollü araç kullanmanın güvenli sürüş yeteneğini bozduğu sınır, başka bir deyişle tehlikelilik sınırı (kim olursa olsun etkileyecek düzey) 1,00 promil kabul edilmelidir. Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu’nun bu konudaki raporlarında da 1,00 promil sınırı bu suçlarda ölçüt olarak kabul edilmekte ve bu sınırın üzerinde bir değer saptandığında bu kişilerin her halükarda aracı güvenli sürme yeteneğini kaybedecekleri, güvenli araç kullanamayacakları belirtilmekte, bu değerin altında ise bazı tıbbi saptamalar yapılması gerektiği ortaya konulmaktadır.
20.04.2015 tarihli müzekkereye cevaben … İlçe Devlet Hastanesi’nin 18.05.2015 tarihli yazısında; …’un hastanenin acil servisine 26.12.2011 günü saat 16:51’de geldiği, 26.12.2011-16.01.2012 tarihleri arasında Ortopedi ve Travmatoloji Servisi’nde sağ femur parçalı kırığı ve açık yara nedeniyle yatırıldığı, 26.12.2011 günü saat 16:52’de alınan kan numunesinin etanol sonucusunun 4,1 olarak belirlendiği, … için düzenlenen 26.12.2011 tarih ve 71891 sayılı “Genel Adli Muayene Raporu”nda; sol dış taraf kaşta 2 cm kesi mevcut, sol göz kapağında yaygın ekimoz, 1 cm kesi, çenede sol mondibular bölgede 5 cm kesi ve sağ diz kapağında 3×6 cm açık yara mevcut, hayati tehlike mevcut, basit tıbbi müdahale ile iyileşmez, etanol 4,1 mg/dl, kesin raporun ortopedi ve beyin cerrahi uzmanı tarafından verilmesinin uygun olduğunun belirtildiği, … Devlet Hastanesi’nin 26.12.2011 tarihli “Laboratuvar Sonuç Dökümü”nde; …’ta 26.12.2011 günü saat 16:52’de alınan kan numunesinin incelenmesi sonucunda etanolun 4,1 tespit edildiği, birim belirtilmediği, cihazın 10-636 mg/dl aralığındaki ölçme limitlerinin altında kaldığı için birim belirtilmeme ihtimalinin yüksek olduğu, zira değerin yanında düşük anlamına gelen (L:low) ibaresi bulunduğu, ayrıca kan analizlerinde laboratuvar cihazlarının (mg/dl) olarak ölçüm yaptıkları ve buna göre kalibre edildikleri, kanın alındığı andaki alkol değerini gösterdiği, nefes ölçümü yapan alkolmetre cihazlarının ise promil üzerinden değer belirttiği, (1 promil=100 mg/dl) olduğu, nörolog bilirkişi tarafından hazırlanan raporların bazılarında ise sehven 4,1 promil alkollü olarak değerlendirildiği, kaza tutanağına göre saat 16:20’de meydana gelen kazadan 32 dakika (0,533 saat) sonra kan numunesinin alındığı, metabolizma sonucu kandaki alkol düzeyinde bireysel farklılıklar olmakla beraber, bir saatte 0,12-0,18 promil, ortalama 0,15 promil azaldığı tıbben bilindiği, buna göre kazadan 32 dakika sonra alınan kan numunesinde 4,1 mg/dl (0,041 promil) alkol tespit edilen …’un olay anında asgari 0,105 promil, azami 0,137 promil, ortalama 0,121 promil alkollü olduğunun hesaplandığı, dolayısıyla olay tarihinde geçerli mevzuata göre sürücü …’un yasal 0,5 ve teknik 1,0 promil sınır değerlerinin altında alkollü olduğu mütalaa edilmiştir.
Benzer şekilde … plakalı motosikletin müteveffa sürücüsü …’da, kazadan 164 dakika sonra (2,733 saat) alınan kan numunesinde 1,6 mg/dl (0,016 promil) etanol tespit edilmiş olup olay yerinde vefat ettiğinden ve vücut fonksiyonları çalışmadığından ayrı bir nörolog değerlendirmesine muhtaç olmasına rağmen aynı hesap yöntemi ile olay anında asgari 0,344 promil, azami 0,508 promil, ortalama 0,426 promil alkollü olduğunun hesaplandığı, dolayısıyla olay tarihinde geçerli mevzuata göre sürücü …’ın yasal 0,5 ve teknik 1,0 promil sınır değerlerinin altında alkollü olduğu, hadisenin meydana geliş şekline göre olay yerine nizami şekilde şeridinde yaklaştığı, sol ilerisinden gelip ters yönde şeridine girerek üzerine doğru yönelen motosikletin sadmesine maruz kaldığı, teknik açıdan kazada etkili rolü veya hatalı davranışı bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
…’de ise 2,7 mg/dl (0,027 promil) etanol tespit edilmiş olup kan numunesinin alınış saati bilinmemekle birlikte … ile benzer şekilde kazadan 32 dakika (0,533 saat) civarında sonra alındığının kabulü halinde olay anında asgari 0,09 promil, azami 0,12 promil, ortalama 0,10 promil alkollü olduğu, Bisiklet, motorlu bisiklet ve sepetsiz motosiklet sürücülerinin, sürücü arkasında yeterli bir oturma yeri olmadıkça başka kişileri bindirmeleri ve yönetmelikte belirtilen sınırdan fazla yük taşımaları yasaktır. Sürücü arkasında ayrı oturma yeri olan bisiklet, motorlu bisiklet ve sepetsiz motosikletlerle bir kişiden fazlası taşınamaz (K.T.K. Mad. 66/c). Sürücü …’un idaresindeki … plakalı motosiklete ait motorlu araç trafik ve tescil belgesinden koltuk kapasitesinin sürücü dahil 2 olduğu, koltuk yapısının sürücü ve bir yolcu taşımaya müsait olduğu, dolayısıyla arkasında yolcu taşınmasında teknik bir sakınca bulunmadığı, istiap haddi aşımının vb. bir durumun söz konusu olmadığı mütalaa edilmiştir.
Belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur. Kullanma ve yolların özelliği gözetilerek hangi tip araçlarda sürücülerinin ve yolcularının şehir içi ve şehirlerarası yollarda hangi şartlarda hangi koruyucu tertibatı kullanacakları ve koruyucuların nitelikleri ve nicelikleri ile emniyet kemerlerinin hangi araçlarda hangi tarihten itibaren kullanılacağı yönetmelikte belirtilir (K.T.K. Mad. 78). Sürücü ve yolcular için, nicelik ve nitelikleri Yönetmeliğin ekinde yer alan 1 sayılı cetvelde ve Karayolları Trafik Kanunu’na göre çıkarılan diğer yönetmeliklerde gösterilen koruyucu tertibatlardan; üç tekerlekli yük motosikletleri hariç, motorlu bisiklet ve motosikletlerde sürücülerin koruma başlığı ve koruma gözlüğü, yolcuların ise koruma başlığı bulundurulması ve kullanılması zorunludur (K.T.Y. Mad. 150). Hadisenin sonuçlarına göre; motosikletlerin ön kesimleri ile meydana gelen sadme sırasında ve akabinde devrilip savrularak zemine düştüğü anlaşılan müteveffa sürücü …’ın olay sırasında koruyucu başlık kullanmadığı, dava konusu zarara neden olan ölümü ile arasında illiyet bağı bulunduğu, mevzuata göre kullanılması zorunlu koruyucu başlıkların (kask) baş bölgesini (beyin) sert darbelere karşı koruyacak şekilde tasarlandıkları, kendi can güvenliği ve sağlığına azami dikkat ve özeni göstermediği, zararın doğmasında ve artmasında rolü bulunduğu mütalaa edilmiştir.
Hadisenin meydana geliş şekline ve sonuçlarına göre; sürücü …’un idaresindeki … plakalı motosiklet ile karşı yönden gelen yol kesimine 1,20 metre girip yaklaşmış durumdaki motosikletin üzerine doğru yönelerek kontrolsüz, tedbirsiz ve özensiz davranışının asli derecede etkili olduğu, ağır kusur ile ilişkili olarak kasıtlı veya bilinçli taksirle davrandığına dair veri bulunmadığı ve bir kanaat hasıl olmadığı, müteveffa sürücü …’ın ise koruyucu başlık kullanmamasının tali derecede etkili olduğu görüş ve kanaatine varılmış, daha önce hazırlanan 06.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda izafe edilen kusur oranları uygun bulunmuştur.
Karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemler 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve alınacak tedbirler ile ilgili olarak, gerekli görülen ve bunların uygulanmasına ait esas ve usulleri belirleyen Karayolları Trafik Yönetmeliği ile belirlenmiştir.
Bunlara göre; Karayollarında trafik sağdan akar. Aksine bir işaret bulunmadıkça sürücüler, araçlarını gidiş yönüne göre yolun sağından sürmek, şerit değiştirmeden önce gireceği şeritte sürülen araçların emniyetle geçişini beklemek, trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirmemek (K.T.K. Mad. 46/a,b,c), trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen kural, yasak ve zorunluluk veya yükümlülüklere uymak (K.T.K. Mad. 47/d), belirtilen hız sınırlarını aşmamak (K.T.K. Mad. 51), hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak (K.T.K. Mad. 52/b), taşıt yolunun sağına veya soluna yanaşırken, sağa veya sola dönerken karayolunu kullananlar için tehlike doğurabilecek ve bunların hareketlerini zorlaştıracak şekilde davranmamak (K.T.K. Mad. 67/a) zorundadırlar. Bisiklet, motorlu bisiklet ve motosikletlerle diğer araçlar izlenirken, geçilirken, manevra yapılırken karayolunu kullananların hareketini zorlaştırıcı, tehlike doğurucu davranışlarda bulunulması (K.T.Y. Mad. 136/a), karayollarında, kamunun rahat ve huzurunu bozacak veya kişilere zarar verecek şekilde, özel amaçlarla keyfi veya kasıtlı davranışlarda bulunmak suretiyle yaya veya araç trafiğinin seyir emniyetini ihlal etmek veya tehlikeye düşürmek suretiyle tedbirsiz ve saygısız davranışlarda bulunmaları ve araç sürmeleri yasaktır (K.T.Y. Mad. 145/e). Araç sürücüleri trafik kazalarında şeride tecavüz etme, doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma hallerinde asli kusurlu sayılırlar (K.T.K. Mad. 84/f,g).
Olayda aksine davranarak sevk ve idaresindeki … plaka numaralı motosiklet ile hızını ve direksiyon sapma açısını meskun mahal yolun icap ve şartlarına göre, güvenle sevk ve idare edebileceği seviyelerde ayarlamayan, tehlikeleri ön görmeyerek şeridini terk etmeye başladığını ve karşı şeride girdiğini algılayıp zamanında etkili fren ve direksiyon manevra tedbiri ile seyir şeridine yönelemeyen, yolun kendisine ait sağ şerit kesiminden tehlikesiz ilerlemesi mümkün iken karşı yönden yaklaşan motosikleti dikkate almayan, karşı şeride girip üzerine doğru yönelerek ön kesimleri ile çarpışmaya neden olan, dikkatsiz, tedbirsiz, kontrolsüz ve özensiz davrandığı mütalaa edilen sürücü …’un yapılan değerlendirmeler sonucunda önlenebilir nitelikteki olayın meydana gelmesinde, zararın doğmasında ve artmasında %80 oranında asli kusurludur.
Sürücüler trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen kural, yasak ve zorunluluk veya yükümlülüklere uymak (K.T.K. Mad. 47/d) zorundadırlar. Belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur (K.T.K. Mad. 78). Sürücü ve yolcular için, nicelik ve nitelikleri Yönetmeliğin ekinde yer alan 1 sayılı cetvelde ve Karayolları Trafik Kanunu’na göre çıkarılan diğer yönetmeliklerde gösterilen koruyucu tertibatlardan; üç tekerlekli yük motosikletleri hariç, motorlu bisiklet ve motosikletlerde sürücülerin koruma başlığı ve koruma gözlüğü, yolcuların ise koruma başlığı bulundurulması ve kullanılması zorunludur (K.T.Y. Mad. 150). Baş bölgesinden yaralanarak ölümü ile sonuçlanan olayda aksine davranarak sevk ve idaresindeki … plaka numaralı motosiklet ile kendisine ait şerit kesiminde nizami seyir halinde iken karşı yönden şerit tecavüzü yaparak gelerek diğer motosiklet sürücüsünün sadmesine maruz kalan, kazada etkili olan hatalı bir davranışı ve kazaya engel olabilmek adına alabileceği herhangi bir tedbir bulunmayan, motosikletlerin ön kesimleri ile gerçekleşen şiddetli çarpışmanın akabinde savrulup düşerek zemin ile de sadmeye maruz kalan, koruyucu başlık kullanmadığı için ölümü ile illiyet bağı bulunan, zararın doğmasında veya artmasında etkili olan, kendi can güvenliği ve sağlığına azami dikkat ve özeni göstermediği mütalaa edilen müteveffa sürücü …’ın yapılan değerlendirmeler sonucunda olayın ölümü ile sonuçlanmasında, zararın doğmasında ve artmasında %20 oranında tali kusurludur.
SİGORTA ve DAVALININ SIFATI YÖNÜNDEN İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Sürücü …, somut olayda %80 kusurlu bulunmuş, davalı ise sürücü …’un kullanmakta olduğu motosikletin maliki-İŞLETENİ konumundadır. Somut olayda, davalının kusursuz olması, olayda meydana gelen zarardan sorumlu olmayacağı anlamına gelmez. Karayolları Trafik Kanunu m.85 “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Ifadeleri ile somut olayda sürücü ile araç malikinin müteselsil sorumluluğun hükme bağlamıştır. Kanunun 3.maddesinde de “İşleten : Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” Ifadeleri ile, malikin işleten olduğunu teyit etmektedir.
Bu durumda hem sürücü, hem de işletenin meydana gelen zararın %80 kısmından sorumlu olduğu tespit edilmektedir. İşte bu sorumluluk riskleri Karayolları Trafik Kanunu m.91 ile Mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğunu düzenlemiş; “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur….” Ifadelerine yer vermiştir. Davalı işleten de bu görevini davacı … ile akdettiği 21.09.2011-21.09.2012 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMSS poliçesi sağlamış ve … plakalı aracın yol açacağı zararlar bakımından ölüm hallerinde kişi başına azami 200.000,00 TL limit ile teminat altına alınmıştır.
Davacı, sigortacı sıfatı ile ödediği tazminatı gerek TTK m.1472, gerekse TTK m.1481 gereği ödemede bulunduğu destekten yoksun kalan …’a yasal halef olmuştur. Ancak zaten davalı …’ün riskini sigorta güvencesine alan davacının ödemesi ile davalı …’e rücu edemeyeceği açıktır. Davacı zaten davalı ile müteselsil sorumluluğunu yerine getirmiş; artık sigortalısına rücu hakkı olmayağı, dava dışı sürücünün kusurlu olması halinde dahi İşletene rücu hakkı olmaz. Burada, sürücünün kasten veya alkollü araç kullanmasında sürücüye rücu hakkı olabilecek; ancka kusursuz sorumlu işletene kendi sorumluluk sigortacısının rücu hakkı olmayacaktır. Olayda, sürücünün kusurunda kasıt veya alkol etkisinde ağır kusurlu olduğu da tespit edilmiş değildir. Bu yönüyle sürücüye de müracaat edilemeyeceği değerlendirilmekte olup, işbu dava konusu edilmemiştir.
TAZMİNAT YÖNÜNDEN İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Davacı … şirketi tarafından 13.02.2012 tarihinde …’ın … Bankası A.Ş. hesabına “… Dosya Ödemesi” açıklaması ile 35.252,95 TL’nın havale yolu ile gönderildiği sabittir. Davacının davası rücuen tazminat davasıdır. Ödemesinden fazlasını talep edemeyeceği gibi, ancak davalı tarafın kusuru oranında bu talebini yöneltebilir. Bu ödeme aktüerya hesap uzmanı hesabına dayanmakta olup, davalı tarafın %100 kusurlu olduğundan hareketle yapılmıştır. Gelinen aşamada bu miktarın davalı taraf kusur oranında, yani %80 kısmını eğer şartları varsa, davalı tarafa rücu edebilecektir.
Davacının ödeme yaptığı tarihteki verilere göre zarar görenlerin maddi zararı hesaplandıktan sonra hesaplanan maddi zarar tutarının %80 oranına isabet eden tazminatın, TTK m.1472 ve m.1481 hükümleri gözetilerek, kendi ödeme tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceği, zira davacı ödemesinin haksız fiile dayalı olduğu tespit edilmektedir. Bu noktada belirtmek gerekir ki; davacının kendi sigorta ettireni-sigortalısına rücu etmektedir. Bu nedenle, öncelikle davacının rücu şartları olup olmadığı sorumluluk sigorta sözleşmesi ve sunulan poliçe şartları ile ve yine 01.07.2012 tarihinden önce gerçekleşen trafik kazası olgusu gözetilerek 6762 sayılı TTK hükümleri gözetilerek değerlendirilmesi gerektiği, heyetçe sigortacının rücu hakkı olmadığı kanaatine varıldığından yanılgıya sebebiyet vermemek için ödeme tarihindeki verilere göre zarar görenlerin nihai ve gerçek maddi zararı ve davacının alacak hesabı yapılmayağı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacı … şirketi tarafından davalı aleyhine açılan … 11. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu kazanın 26.12.2011 günü saat 16:20 sıralarında sürücü …’un sevk ve idaresindeki, yolcu olarak bulunan davalı … adına tescilli, davacı …Ş. tarafından 21.09.2011-21.09.2012 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … ZMS Trafik sigorta poliçesi ile ölüm hallerinde kişi başına azami 200.000,00 TL limit ile teminat altına alındığı, … plaka sayılı, … marka, … tipinde, 2011 model, siyah renkli motosiklet ile … ili, … ilçesi, … mahallesinde bölünmemiş, iki yönlü, 5 metre genişliğindeki …caddesi yolunu takiben … istikametinden … köyü istikametine seyir halinde iken olay mahalli olan 11 6 nolu taşınmaz hizasına geldiğinde şeridini terk ederek karşı şeride girdiği esnada ön kesimleri ile karşı yönden gelen sürücü belgesiz sürücü …’ın sevk ve idaresindeki, kendi adına tescilli, … plaka sayılı, … marka, … tipinde, 2009 model, kırmızı renkli motosikletin ön kesimleri ile çarpışmaları ve akabinde devrilmeleri sonucu trafik kazası meydana gelmiş, olay sürücü …’ın başını çarpmasına bağlı kalp ve akciğer dolaşımının bozulması sonucu olay yerinde ölümü, sürücü … ile yolcu …’ün basit tıbbi müdahale ile giderilemez nitelikte yaralanmaları ve motosikletlerde maddi hasarlar meydana geldiği, kazanın oluşumunda … plakalı motosikletin sürücüsünün %80 kusurlu olduğu, bu kusur oranında malik-işleten davalı …’ün ise işleten sıfatı ile kusursuz sorumlu olduğu, sorumluluk sigortacısı ile sürücü ve işletenin meydana gelen zararda müteselsil sorumlu olacağı, … plakalı motosikletin müteveffa sürücüsü …’ın ise olayda %20 oranında kusurlu olduğu, davacının ödemesinin %100 kusur oranı gözetilerek tam tazmin şeklinde 35.252,95 TL miktarında olduğu, kusur oranı gözetilerek davalı ve sürücüsünün sorumlu tutulabileceği miktarın 28.202,36 TL hesaplandığı, davacının sorumluluk sigortacısı sıfatı ile ödediği tazminatı kendi sigortalısına rücu edebilmesi için, sigortalısı veya sigorta ettirenin kasten zarar verme şeklinde ağır kusuru bulunduğunun ispatı gerektiği, somut olayda davalı işletenin bu derece bir kusurunun sabit olmadığı, davacının ödemede bulunduğu Adviye’ye halef olması sebebi ile de olsa, kendi sigortalısı davalı işletene rücu edemeyeceği, rücu şartlarının oluşmadığı hüküm kurmaya elverişli ve yukarıda ayrıntılı dökümü yapılan 23/11/2018 tarihli makina, sigorta hukuku uzmanı ve aktüer bilirkişi heyet raporundan anlaşılmakla davacının sübut bulmayan davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 412,45 TL harçtan mahsubu ile bakiye 368,05 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 4.227,82 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğten itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 10/04/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”