Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/249 E. 2021/645 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2013/249 Esas
KARAR NO : 2021/645

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/08/2013
KARAR TARİHİ : 21/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili dava dışı … tarafından keşide edilen … Bankası … Şubesi’ne ait … seri numaralı, 30/04/2013 keşide tarihli ve 51.500,00 TL tutarlı çeki zayi ettiğini, çekin keşide tarihi 30/04/2013 olması hasebiyle bankaya ibraz için araştırıldığında, çeklerin bulunamadığını ve TTK. M. 757 uyarınca … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile Zayi-iptal davası açıldığını, keşide tarihi olan 30/04/2013 günü davaya konu çek, “…Tic. Ltd. Şti.” Tarafından … Bankası A.ş. … Şubesi’ne ibraz edildiğini, çekin ibraz tarihinden yaklaşık 4,5 ay sonra davalı … Ltd. Şti. müvekkili ve ve 1 no’lu davalı aleyhine … 20. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davaya konu çekin ciro silsilesi taraflarınca incelendiğinde, müvekkilinden sonra …’un ve …Tic. Ltd. Şti’nin ciroları olduğu görüldüğünü, çekin bankaya ibraz edildikten sonraki görüntüsünün taraflarınca ulaşmasına müteakiben cirantalardan … ile görüşüldüğü ve bu görüşmede … böyle bir çek ciro etmediğini ve ne … Ltd. Şti.’yi … Ltd. Şti.’yi tanımadığını beyan ettiğini, nitekim daha sonra çekin görüntüsü mail olarak bu şahsa gönderildiğini ve bu şahıs yukarıda arz edilen beyanlarını teyid etttiğini ve çekte kendisine ait görünen cironun tamamen taklid olduğu ve kendisin de bu hususta Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunacağını beyan ettiğini, açıklanan ve mahkemece resen belirlenecek nedenlerle, lehdarı … Ltd. Şti, keşidecisi … olan, … Bankası … Şubesine ait, … seri numaralı, 30/04/2013 keşide tarihli, 51.500,00 TL tutarlı çek’e istinaden başlatılan … 20. İcra Müdürlüğü’nün …E.sayılı dosyası nedeniyle davalı şirket … Ltd. Şti.’ye ve kendisinden sonraki şekli ciranta …’a İİK. M. 72 uyarınca borçlu olmadığının tespitine ve davalı … Şti.’nin İİK. M.72/4 uyarıca takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, müvekkilinin davalı şirket tarafından açılan icra takibi nedeniyle mağduriyetinin artmaması ve dava neticesinde alacağını istirdat etmede zorluklarla karşı karşıya kalmaması amacıyla, İİK. M.72/3 uyarınca %15 teminat karşılığında icra dosyasına yatan paranın takip alacaklısı davalı şirkete ödenmesinin tedbiren dava sonuna kadar durdurulmasına, yargılama giderleri vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kendisinden önceki hamil ile temel borç ilişkisini ispat etme yükümlülüğü olmasa da …’a ürün satmış 2 fatura tanzim ettiğini ve faturaların defterlerinde kayıtlı olduğunu, …’un tacir olmamasının önem arz etmemekte olduğunu, tacir olup olmadığını denetleme yükümlülüğü altında olmadığı gibi şahıslara mal satmasının önünde de herhangi bir engel olmadığını, müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu, …’un çekteki cirosunun kendisine ait olduğunu, imzasının müvekkili şirket çalışanları önünde attığını, bu defiyi kendilerine süremeyeceğini, …’un imzasının sahteliği itirazının davacının ve keşidecinin imzalarının geçerliliğini etkilemeyeceğini, davacı tarafın … ile ticari ilişkisi olup olmadığı veya müvekkili ile davacının ticari ilişkisinin olmamasının müvekkili bakımından önem arz etmediğini, davacının her ne kadar dava dilekçesinde diğer davalı ile müvekkili arasında hiçbir ticari ilişki olmadığını belirterek bu hususun cironun taklit olduğunun ispatı olarak sunduğunu, öncelikle çekin sebepten soyut olduğunu ve sadece tacirler arasında ciro edildiğinde geçerli olacakmış gibi çek mantığı ile bağdaşmayan bir iddia olduğunu, netice itibariyle davacının yetkisi dahilindeki tek itirazın rızası hilafına çekin elden çıktığı itirazı olduğunu, çekin rızası dışında elden çıktığı itirazının iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceği, aksi kabul edilse dahi çekin davacının rızası dışında çıkmasının müvekkilinin kusuru bulunmadığını, müvekkilinin iyi niyetinin korunması gerektiğini bildirerek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin bahse konu çek keşide edenler ve ciro edenler ile hiçbir hukuki ve ticari ilişkisi olmadığını, müvekkilinin üniversiteden yeni mezun olduğunu ve master yaptığını, ticaretle iştigal konusu olmadığını, çekte isim ve imzasının olmasının şaşırtıcı olduğunu, soruşturma dosyasında da ifadesi alındığını, davanın müvekkili yönünden reddini talep etmiştir.
Mahkememizce dava konusu … 4. İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, … CBS … soruşturma sayılı dosyası, … 20. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyaları dosyamız arasına celp edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Mali Müşavir ile akademisyen bilirkişi heyetine tevdii edilen dosyaya 12/03/2019 tarihinde tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle;
Davacı Ticari defterleri:
Davacı tarafından sunulan ticari defter tasdik bilgileri raporda ayrıntılı olarak dökümü yapılmıştır.
Davacı tarafın 2013 yılı ticari defterlerinin 6102 SY 64.md.sinin 3.fıkrası son cümlesi kapsamında 06 Haziran 2013 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 28669 ile yapılan değişikliğin 15/a md.si kapsamında tasdiklerinin süresi içersinde yapıldığı, HMK 222./2 maddesi kapsamındaki koşulları taşıdığı belirlenmiştir.
Davalılar Ticari Defterleri :
Davalılar tarafından incelemeye ticari defter sunulmamıştır.
Davacı Ticari Defterleri Uyarınca Tespit Edilenler :
Davacı tarafından sunulan 2013 yılı ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde aşağıdaki tespitler yapılmıştır.
Çeke ilişkin tespitler :
Davacıya ait kebir defteri incelendiğinde 101 Alınan Çekler hesabı mevcut olmadığı, dava konusu çekin alındığına ilişkin kayıt mevcut olmadığı görülmüştür.
Çekin Keşidecisi …’na ilişkin kayıtlar :
Şirketin 500 Sermaye hesabı incelendiğinde , …’nun şirketin ortağı olduğu görülmüş olup, yine kebir defterinde 120.02 … hesabı olduğu görülmüştür. 120.02 hesabı incelendiğinde, …’na tanzim edilen 14.000 TL tutarlı fatura ve 14.000 TL tahsilat kaydı olduğu başkaca kayıt olmadığı görülmüştür.
Yine davacı ticari defterlerinde 131 Ortaklardan alacaklar ve 331 Ortaklara Borçlar hesapları incelendiğinde, 131 Ortaklardan Alacaklar hesabı olmadığı, 331 Ortaklara borçlar hesabının aşağıdaki şekilde olduğu …’na ilişkin kayıt olmadığı görülmüştür.
Çekte davacıdan sonraki cirantalara ilişkin kayıtlarda tespitler: Davacının 320 Satıcılar hesabı incelendiğinde … ve … firmalarına ilişkin herhangi bir kayıt mevcut değildir.
Davacı Ticari defterlerinde yapılan incelemeler neticesinde davacı şirket kayıtlarında davaya konu çekin alınış-verilişine ilişkin kayıt mevcut olmadığı, çekteki keşidecinin davacı şirketin ortağı olduğu, 120 Alıcılar ve 131 Ortaklardan Alacaklar – 331 Ortaklara Borçlar hesaplarında çeke ilişkin kayıt mevcut olmadığı, çekte davacıdan sonraki cirantalara ilişkin hesap mevcut olmadığı tespit edilmiştir.
Davalı …’ın Dosyaya Sunulanları Uyarınca Tespit Edilenler:
Davalı tarafından cevap dilekçesi ekinde 2 adet diğer davalı …’a 11.03.2013 tarihinde 24.840,00 TL ve 25.03.2013 tarihinde 25.920 TL tutarında tanzim ettiği faturalarını sunmuş
Davalı tarafından ticari defterler sunulmamış olmakla faturalara ilişkin kayıtlarda tespit yapılamamıştır
… 2 ATM … E. sayılı dosyası (Zayi Nedeniyle Senet İptali Davası) :
Davacı … tarafından 11.04.2013 tarihinde, …’ndan temin edilen 51.500 TL tutarındaki … nolu çekin, keşide tarihi 21.04.2013 olması hasebiyle bankaya ibraz için araştırıldığında bulunamadığından zayi nedeniyle senet iptali davası açmış olduğu, 19.04.2013 tarihinde çeke ödeme yasağı konulduğu,
Mahkemece 09.09.2013 tarihinde çekin ibraz edilerek icra takibine konu edilmesi nedeniyle konusuz kalan zayi nedeniyle iptali yönünde karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği mevcuttur.
İcra Dosyası :
Alacaklı … tarafından 13.08.2013 tarihinde borçlular aleyhine icra takibinde bulunduğu mevcuttur.
Savcılık Dosyası :
… tarafından … aleyhine 02.08.2013 tarihinde resmi belgede sahtecilik suçu ile savcılığa başvurduğu mevcuttur.
… 4.İcra Hukuk Mahkemesi … (… Borca ve İmzaya İtiraz Davası)
… tarafından 21.08.2013 tarihinde borca ve imzaya itiraz davasında alınan bilirkişi raporunda çekteki imzanın … eli ürünü olduğu tespit edilmiş olmakla davanın reddine karar verildiği mevcuttur.
GENEL DEĞERLENDİRME
Dava, dava konusu çekin çalınmış olduğu, dolayısıyla davacının çek nedeniyle davalılara karşı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı …, dava konusu çeki ciro yoluyla devralmıştır. İlke, kambiyo senetlerinin temel ilişkiden bağımsız (soyut) olması ve borçlunun temel ilişkiden doğan defi ve savunmalarını senedi ciro ile devralan hamile karşı ileri sürememesidir. TTK. m. 687/1 hükmü, bu kuralın istisnasını “hâmilin poliçeyi (çeki) iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması” şeklinde ifade etmektedir. Diğer bir anlatımla hamil, çek kendisine ciro edilirken bu ciro sonucunda borçlunun (keşidecinin) cirantaya karşı sahip olduğu bazı savunmaları kaybedeceğinin bilincinde olmalıdır.
Somut olayda olduğu gibi çekin çalıntı olduğuna ilişkin bir iddia da kişisel bir def’i oluşturup bu yöndeki iddianın da cirantaya karşı ileri sürülebilmesi için cirantanın kötünüyetli olduğunun kanıtlanması gerekir. Gerçekten de, yukarıda ifade edilmiş olduğu üzere, çekte de uygulama alanı bulan TTK. m. 686/1 hükmüne göre: “Bir poliçeyi elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa da kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde, yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse son ciroyu imzalayan kişi, poliçeyi beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır”. Davalı … şirketinin dava konusu çek üzerindeki hakları müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşılmaktadır. Yine çekte de uygulama alanı bulan TTK. m. 687/1 hükmüne göre: “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun”. Bu durumda, davacı tarafından, çekin çalıntı olduğunun ve bu hususun da davalı … şirketi tarafından bilindiğinin, buna rağmen bile bile çeklerin devir alınarak tahsil için bankaya ibraz edildiğinin, dolayısıyla da bir kötüniyetin bulunduğunun ispat edilmesi gerekir.
Davacı tarafından, çekin çalıntı olduğu ve bu hususun da davalı … tarafından bilindiği, buna rağmen bile bile çekin devir alınarak tahsil için bankaya ibraz edildiği, dolayısıyla da bir kötüniyetin bulunduğu hususları geçerli delillerle ispat edilememiştir. mali inceleme bölümünde de ifade edilmiş olduğu üzere, davalı …’ın sunmuş olduğu faturalardan, anılan şirketin dava konusu çeki bir ticari ilişkiye istinaden diğer davalı …’dan aldığı, çekteki imzanın …’a ait olduğu anlaşıldığından, davalı …’ın kötüniyeti olduğunun kabulüne olanak bulunmamaktadır.
Öte yandan, diğer davalı … vermiş olduğu cevap dilekçesinde, çek keşide edenler ve ciro edenler ile hiçbir hukuki ve ticari ilişkisinin olmadığı, çekteki imzanın kendisine ait olmadığı savunmalarında bulunmuş ise de, … 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasıda yapılan bilirkişi incelemesinde; dava konusu çekteki imzanın …’a ait olduğu tespit edilmiştir. Davalı …’un davacıdan herhangi bir alacağının bulunmadığı yönündeki ikrarı dikkate alındığında; davacının anılan davalıya karşı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği açıktır.
Davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi amacıyla … Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat kapsamında mali müşavir bilirkişi aracılığıyla düzenlenen 11/05/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı şirketin ticari defterlerini incelemek için davalı şirketin münferiden temsile yetkilisi ve
tasfiye memuru olan … ile görüşmem sonucu davalı şirketin 2012-2013-2014 ve bu
tarihten sonraki yıllara ait ticari defterlerin tamamının zaman aşımı 5 yıl olduğunu bildiğinden dolayı
imha ettiğini ve tarafıma imzalı yazı ile bildirmiştir. Davalı şirkete ait ticari defterler imha
edildiğinden ve tarafıma ibraz edilemediğinden davalı şirketin ticari defterleri incelenemediğini, … 4. İcra Hukuk Mahkemesinin …E. sayılı dosyasında yapılan bilirkişi incelemesinde;
dava konusu çekteki imzanın …’a ait olduğunun tespit edildiği,
… 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… E. sayılı dosyasında yapılan bilirkişi incelemesinde; davalı …’un davacıdan herhangi bir alacağının bulunmadığı yönündeki ikrarı dikkate alındığında davacının anılan davalıya karşı borçlu olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; … Bankası … Şubesine ait … seri numaralı olan 30.04.2013 keşide tarihli, 51.500,00 TL tutarlı çekten dolayı açılan menfi tespit davası olduğu ve bu çekin .. 20. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından takibe konmasından dolayı bu dosyadan dolayı da borçlu olmadığının tespiti yönünde açılan bir menfi tespit davasıdır.
İş bu dava … 2 ATM … E. sayılı dosyasındaki zayi nedeniyle çek iptali davasında çekin ibraz edilmesi nedeniyle davacıya istirdat davası açması için süre verilmesi üzerine ikame edilmiştir. Ancak davacı bu davada istirdat yerine menfi tespit talebinde bulunmuştur.
Dava konusu çek incelendiğinde keşide tarihinin 30/04/2013 olduğu, keşidecinin …, lehtarın davacı … Ltd. Şti. , ilk cirantanın davalı …, son ciranta yetkili hamilin davalı … Ltd. Şti. olduğu, çekin süresinde ibraz edildiği, ancak … 2 ATM … E. Sayılı dosyasından verilen 19/04/2013 tarihli ödeme yasağı kararı gereğince çek bedelinin ödenmediği görülmüştür.
Davacı taraf çekin rıza dışı elden çıktığını, kendisinden sonraki çekteki imzası görünen davalı cirantalar ile hukuki ve ticari ilişkilerinin bulunmadığı iddia edilmiştir. Ancak davacı şirket kendi imzasına ayrıca ve açıkça itiraz etmemiştir. Davacı, kendisinden sonraki ciranta …’a ait cironun sahteliği iddiasına da dayanmıştır. Bu iddiaya dayalı olarak da davalıların kötü niyetli olduğunu iddia etmiştir.
Çekin incelenmesi neticesinde, kambiyo senetlerinin mücerretliği ilkesi gereğince davacı tarafça çekteki imza inkar edilmediğinden davacı taraf çek bedelinden sorumlu olacaktır. Kendisinden sonraki ciranta davalı …’un sahte ciro itirazında bulunması davacının sorumluluğunu kaldırmayacaktır. Yine kambiyo senetlerinin mücerretliği ilkesi gereğince çekin ticari defterlere işlenmesi de şart değildir.
Davalı son hamil … şirketi ise kendisinden önceki ciranta …’a mal satarak 2 adet fatura düzenlendiğini, Bilun ile ticari ilişkisinin bulunduğunu, bu faturaların ticari defterlere işlendiğini, iyi niyetli hamil olduğunu iddia etmiştir. Cevap dilekçesi ekinde sunulan faturaların tarihlerinin 11.03.2013 ve 25.03.2013 tarihli faturalar olduğu, bu faturaların davalı … tarafından teslim alan sıfatıyla imzalandığı görülmüştür.
Davalı … ise çekteki kişilerle hiç bir ticari ilişkisinin olmadığını, isminin ve imzasının neden ve nasıl çekte yer aldığının anlaşılamadığını cevap dilekçesinde dile getirmiştir. Ancak tereddütsüz bir şekilde ayrıca ve açıkça imza inkarında bulunmamıştır. Ancak yapılan tebliğ üzerine 11/07/2018 havale tarihli dilekçeyle açıkça imza itirazında bulunmuştur. Davalı … tarafından davalı … tarafından düzenlenen faturalar ile bu faturalardaki imzalar inkar edilmemiştir.
Soruşturma dosyasında davacı lehtar şirketin yetkilisi olan …, anlamadığı şekilde çekin kaybolduğunu, çekteki davacı şirket adına atılan ciro ve imzanın kendisine ait olduğunu, çeki otelcilik işiyle uğraşan keşideci kardeşinden aldığını, çekteki kendisinden sonraki cirantalar ile ticari ilişkilerinin olmadığını beyan etmiştir. Keşideci … de beyanında çekteki imzayı kabul ettiğini belirtmiştir.
Soruşturma dosyasında, davalı son yetkili hamil … şirketi yetkilisi … tarafından çekin davacı lehtardan gıda satışına ilişkin ticari ilişki nedeniyle şirket çalışanları tarafından alındığı beyan edilmiştir. Bu davalı vekili tarafından şirket yetkilisinin çalışanları tarafından yanlış bilgilendirildiği gerekçesiyle bu şekilde ifade verildiği dosyaya beyan edilmiştir. Birden çok ticari işle uğraşan davalı şirket yetkilisinin bu şekilde savcılık aşamasında verdiği ifade davalı şirketi bağlamayacaktır ve ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacaktır.
Davalı … tarafından icra mahkemesine imza ve borca itiraz davasında çekteki imzanın bu davalıya ait olduğu tespit edildiğinden davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan kök heyet raporunda, ciro yoluyla dava konusu çeki devralan davalı … şirketine karşı, davacının çek keşidesine mesnet teşkil eden borç ilişkisine ait defileri ileri süremeyeceği, davalı … şirketinin iyi niyetli yetkili hamil olduğu, dava konusu çeki iktisap ederken bile bile borçlu zararına hareket ettiği hususunun kanıtlanamadığı, bu nedenle anılan şirket açısından davacının talebinin kabulüne olanak bulunmadığı, diğer davalı … vermiş olduğu cevap dilekçesinde, çek keşide edenler ve ciro edenler ile hiçbir hukuki ve ticari ilişkisinin olmadığı, çekteki imzanın kendisine ait olmadığı savunmalarında bulunmuş ise de … 4. İcra Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı dosyasıda yapılan bilirkişi incelemesinde; dava konusu çekteki imzanın …’a ait olduğunun tespit edildiği, davalı …’un davacıdan herhangi bir alacağının bulunmadığı yönündeki ikrarı dikkate alındığında; davacının anılan davalıya karşı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği yönünde görüş belirtilmiştir.
Davalı şirketin ticari defterlerinin incelemesi için talimat yazılmış olup bu raporda, davalı şirketin münferiden temsile yetkilisi ve tasfiye memuru olan … ile bilirkişinin iletişime geçtiği, davalı şirketin 2012-2013-2014 ve bu tarihten sonraki yıllara ait ticari defterlerin tamamının zaman aşımı süresinin 5 yıl olduğunu bildiğinden imha ettiğini bilirkişiye imzalı yazı ile bildirdiği, bu nedenle davalı şirkete ait ticari defterler imha edildiğinden ve bilirkişiye ibraz edilemediğinden davalı şirketin ticari defterlerinin incelenemediği anlaşılmıştır.
Savcılık soruşturma dosyasına resmi evrakta sahtecilik suçundan soruşturma yürütüldüğü, bu kapsamda alınmış bir imza incelemesi raporunun bu dosyadan alınmadığı mahkememize bildirildiğinden davalı …’un imzaya itiraz etmesi nedeniyle kendisine çekin keşide tarihi öncesine ait imza incelemesine esas belge asıllarını sunması ve mahkeme huzurunda imza örneklerinin alınması için meşruhatlı davetiye çıkarılmış olup verilen kesin süreye rağmen ara karar gereği bu davalı tarafından yerine getirilmediğinden teknik grafolog bilirkişi incelemesi yapılamadığından verilen meşruhatta belirtildiği üzere çekteki imzanın davalı …’a ait olduğu kabul edilmiştir.
Davacı tarafça çekin irade dışında elden çıktığı hususu dosya kapsamında kanıtlanamamıştır. Yine her ne kadar bilirkişi raporunda davalı … yönünden ikrar nedeniyle davanın kabul edilmesi gerektiği belirtilmiş ise de davalının sunduğu cevap dilekçesi, davacının netice i talebini kabul ettiği yönünden bir kabul beyanı değildir. Çekteki imza bu davalıya ait olduğundan, davacı tarafça da imza inkar edilmediğinden bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Diğer davalı … şirketinin ise iyi niyetli yetkili hamil olduğu anlaşılmış olup dava konusu çeki iktisap ederken bile bile borçlu zararına hareket ettiği hususu davacı tarafça ispatlanamamıştır. Tüm bu nedenlerle ispatlanamayan davanın davalılar yönünden ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İspatlanamayan davanın davalılar yönünden ayrı ayrı REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.009,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 950,60 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”