Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/105 E. 2018/125 K. 01.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2011/105 Esas
KARAR NO : 2018/125
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 17/02/2011
KARAR TARİHİ : 01/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 17/02/2011 tarihli dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin ortaklarının aldığı karar ile tasfiyeye girdiğini, şirket ortağı … tarafından diğer ortak … …’e 08.12.2010 tarih … no.luihtarname ile tasfiye öncesi banka işlemlerinde kendi imzasının taklit edildiği, usulsüz olarak şirketin dolandırıldığının ihtar edildiğini, savcılığa Şikayette bulunulduğunu YKB’deki …. Şb.sinin … no.lu USD, 39120155 no.lu TL, … Şb.sindeki 3010150-1 USD, … no.lu Euro ve 156103 no.lu hesapların boşaltıldığını, faksla davalı bankaya gönderilen talimatların banka tarafından sorgulanmadan talimat asılları talep edilmeden, imzalar teyit edilmeden muamelelerin tamamlandığını, … münferit imza ile paraları transfer yapmasının hukuken kabul edilemez olduğunu ve bundan davalı bankanın da sorumlu olduğunu, tedbirsiz, dikkatsiz ve ihmalkar davranan davalı bankanın müvekkili aleyhine oluşan zarardan sorumlu olduğunu, güven kurumu olan davalı bankanın TTK. 20. md.si gereğince basiretli bir tacir gibi davranmadığını ve yasadan kaynaklanan özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini müvekkilinin bilgisi dışında yapılan işlemlerin temsil yetkisinin aşılarak gerçekleştirildiğini, bu nedenle hükümsüz olduğunu, bankanın yetki sınırlarını bilmesi gerektiğini ve müvekkiline karşı sorumlu olduğunu bildirerek; Fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak, şimdilik 20.000,00 TL tazminatın ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsiline,yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş, davalı vekili vermiş olduğu 02/05/2011 tarihli cevap dilekçesinde; Davacı şirketin tasfiyesinin devam edip etmediğinin önem arz ettiğini, müvekkili banka aleyhine husumet yöneltilemeyeceğini, şirket ortağı olan …r’in yaptığı usulsüzlüklerin davacının iç meselesi olduğunu, bankanın iş bu davaya taraf olma sıfatı olmadığını, alacağın B.K. 60. md.sine göre zaman aşımına uğradığını, davacı tarafın fakstalimatı ile gerçekleştirdiği işlemler nedeniyle açtığı benzer davalarda da … Bankası, … Bankası, …bank, …bank A.Ş nezdindeki hesaplarda işlemler gerçekleştirildiğinin tespit edildiğini, davacı şirket ortağının aynı şekilde başka bankalardaki hesaplarda da ileri sürülen işlemleri yapmış olduğu iddia edildiğine göre bu durumun oluşmasına davacının sebebiyet verdiğini, denetim ve kontrol yükümlülüklerinin yerine getirilmediğini, bu çalışma düzenin teamül haline geldiğini, şirket ortaklarından…’in şirket hesaplarında usulsuzlük yaptığı iddialarının şirketin iç meselesi olduğunu, davacının davasında 20.000,00 TL tazminat talep ettiğini, alacağının dayanağı olan işlemleri açık ve net olarak belirtmediğini, Mahkeme tarafından açıklattırılmasını talep ettiklerini, müvekkili bankanın davacı tarafından ibraz edilen belgeler doğrultusunda işlemleri gerçekleştirdiğini, … ve …’in kuruluştan beri şirkete 25 yıllığına kaşe üzerine münferit imza yetkilisi olduklarını, müvekkili bankanın davacının imzaladığı sözleşmelere ve mevzuata uygun hareket ettiğini, aralarındaki sözleşmenin 58. maddesine göre bankanın sorumlu olmadığı durumların düzenlendiğini, buna göre davacı tarafından gönderilen faks talimatlarındaki yanlışlık, hata, hile ve sahtecilik sonuçlarından bankanın sorumlu olmadığını kabul ettiğini, müvekkilinin tüm işlemlerin davacı şirketin bilgisi dahilinde ve usulüne uygun yaptığını, dava konusu edilen talimatlar nedeni ile davacının bir zararının olmadığını, tüm yapılan işlemlerin davacının lehine olduğunu, davacı şirketin bu işlemlere izin ve icazet verdiğini, davacı şirketin ortağı olan …in imzasının taklit edildiği ve kopya imza ile talimat düzenlendiğinin iddia edildiğini, ortağın üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğinden var olan zararın meydana geldiğinin ortada olduğunu, …’in şirketinde olan biteni ve banka hesaplarını bilmesi gerektiğini, hiç kimsenin kendi kusurundan dolayı sebebiyet verdiği zararı başkasına yükletemeyeceğini, tasfiye memurunun ayrıca davacı şirketin iki ortağına davayı açması gerektiğini, arada yapılan ticari müşteri sözleşmesinin 74.maddesi, hesap taahhütnamesinin 13.26 maddesi delil niteliğimde olduğunu ve bankanın kayıtlarının delil niteliğinde olduğunu, bir zarar oluşmadığında ayrıca faiz talebinin de ret edilmesi gerektiğini bildirerek; Banka aleyhine açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH; Davacı vekili 26/06/2012 tarihli dilekçesi ile 20.000 TL üzerinden açmış olduğu davasını 980.000 TL ıslah ederek toplamda 1.000.000 TL’ye arttırmış olup ıslah harcını yatırmıştır.
Mahkememizce dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, ibraz edilen 16/12/2013 tarihli raporda: … Noterliğinin 15/06/2015 tarih ve … yevmiye numaralı imza sirkülerine göre şirket müdürlerinden … ile …’in şirket adına atacakları müşterek imzaları ile şirketi her hususta ve en geniş anlamda temsil ve ilzama yetkili oldukları,banka ile imzalanan 24/08/2004 tarihli ticari müşteri sözleşmesinin 57.maddesinde faksla gönderilen talimatın bütün asıl nüshalarının teyit için faks gönderilmesini müteakip derhal posta ile veya müşterinin yetkili elamanları tarafından elden bankaya teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, …Noterliğinin 30/09/2013 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletnamesi ile davacı şirket yetkilileri … İle …’in …’ı 30/11/2015 tarihinde bankalarda transfer talimatı vermeye yetkili kıldıkları, dava konusu edilen işlemlerin bir kısmının yetkili kılınan bu kişi tarafından yapıldığı, davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesiyle sağlıklı bir sonuca ulaşılamayacağını, yurt dışındaki çıkışlarının kısmen defterlerde tespit edildiğini, ancak bunların karşılığında gelen mallar ya da …Noterliğinin 30/09/2013 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletnamesi ile davacı şirket yetkilileri … İle…’in …’ı 30/11/2015 tarihinde bankalarda transfer talimatı vermeye yetkili kıldıkları, dava konusu edilen işlemlerin bir kısmının yetkili kılınan bu kişi tarafından yapıldığı, davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesiyle sağlıklı bir sonuca ulaşılamayacağını, yurt dışındaki çıkışlarının kısmen defterlerde tespit edildiğini, ancak bunların karşılığında gelen mallar ya da bu çıkışların geri dönüşümünün teslim edilmediğini, İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesince yaptırılmış olan bilirkişi incelemesinde de; benzer durumun tespit edildiğini, davalı bankanın davacının itiraz ettiği hesap hareketlerini reddetmediğini ancak bu hareketlerle faturaların ödendiği gibi davacının yararına işlemler yapıldığı gerekçesiyle davaya karşı çıktığını, davalı bankanın davacı şirket ile müşterisi arasındaki alışverişin gerçek mahiyetini aralarındaki anlaşmanın yerine gelip gelmediğinin bilebilmesinin mümkün olmadığını, davacının zararının yurtdışı işlemlerinden kaynaklandığını, gerçek olmayan fotokopi imzalar nedeniyle yapılan bu işlemlerinin sorumlusunun her durumda mutlak olarak davalı banka olduğunu, davacı şirketin söz konusu talimatları kabul etmediğini, bankanın müşterisinin talepleri ile bağlı olarak davacının temsil ve ilzama yetkililerinin talimatları dahilinde hareket etmesi gereğinin mutlak olduğunu, imzaların fotokopi ile çoğaltıldığı konusunun açıklığa kavuştuğunu, tek imzalarla yapılan ödemelere ilişkin olarak davalı bankanın hesap açılışında davacıdan ibraz ettiği belgeleri aldığını, kendisine verilen imza sirkülerinde davacı şirket ortağı …’in münferit imzası ile şirketi ilzama yetkili olduğu görüldüğü savunmasında bulunulmuş ise de; önceleri tek imzalı talimatlar gelirken sonradan çift imzalı talimatlar gelmesinin nedeninin bankaca araştırılması gerektiğini, bu durumun araştırılmadığını, davalı bankanın davacının hesabından yapmış olduğu ödemelerin dayanağını oluşturan talimat asıllarının kendisinde olmadığını kabul ettiğini, özen borcunu yerine getirmediğini, itiraza konu yurt dışı ödemeler dolayısıyla davacının davalıdan dava tarihi itibariyle; TCMB döviz efektif satış kuru 1,5802 olduğu göz önüne alınarak:1.202.157.- USD = 1.899.648,4914 TL alacaklı olduğu, bu alacağına dava tarihinden itibaren TCMB en yüksek avans faiz oranı olan 17,75’ten başlamak üzere değişen oranlarda faiziyle birlikte alacaklı olduğunu bildirilmişlerdir.
Davalının rapora yapmış olduğu itirazların değerlendirilmesi açısından bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş ibraz edilen 09/09/2014 tarihli bilirkişi ek raporunda; bilirkişiler kök rapordaki görüşlerini aynen tekrar ettiklerini , görüşlerini değiştirecek herhangi bir durumun mevcut olmadığını bildirmişlerdir.
İstanbul…Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda ibraz edilen bilirkişi raporuyla mahkememize ibraz edilen bilirkişi kök ve ek raporu arasında çelişkiler bulunduğu, bu haliyle kök ve ek raporun hüküm vermeye elverişli olmadığı anlaşıldığından İstanbul …Ağır Ceza Mahkemesince alınan bilirkişi raporlarının değerlendirilmesi, dava dışı …’in bankadan çekmiş olduğu paraların dava dışı şirketlere aktarıldığı, bu şirketlerde…’in de ortak olduğu bu şirketlere aktarılan paraların hangi tarihlerde aktarıldığının tespit edilerek davalı banka tarafından gerçekleştirildiği iddia olunan usulsüz işlemler nedeniyle bir zarar doğup doğmadığı, zarar doğdu ise müterafik kusur olup olmadığı, varsa kusur oranlarının tespiti açından dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, ibraz edilen 10/04/2017 tarihli raporda: Davacının 2005-2006 yılına ilişkin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, 2007 yılına ilişkin tutmakla yükümlü olduğu, ticari defterlerinin ise usülüne uygun tutulmadığı, ve sahibi lehine delil vasfına haiz olmadığı, Davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, banka talimatlarının şirketin işleyişinde normal olarak yapılan banka işlemleri olduğu, talimatların üzerinde bazen…’in kaşe üzerine imzasına, bazen de diğer ortak … imzası ile birlikte olduğunu görüldüğü,yapılan iş ve işlemlerin şirketin ithalatının devamı için tedarikçi firmalara yapıldığı, ayrıca 18 adet talimat gereği dava dışı ancak; Davacı şirketin ortakları … ve … bazen de diğer ortak …’in ortağı oldukları …Ltd. şirketine 762.810,00 USD olarak ve “Faturaya istinaden peşin ithalat transferi” açıklaması ile yapıldığı, yapılan transferlerin davacının olağan banka işlemleri olduğu görüldüğü, ancak Davacı şirket ortağının da İstanbul … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı davasında 01.04.2014 tarih 1 no.lu celsede katılan …’in beyanı ile kabul ettiği üzere; Davacı şirketin 23.05.2007 tarihinde … tarafından tek imzalı banka talimatı ile; 670.000,00 USD’nin diğer ortak …’e aktarıldığı, bu tutarın davacı şirkete iade edildiğine ilişkin dava dosyası kapsamında herhangi bir belgeye rastlanmadığı, ilgili transferde davalı bankanın ihmali sebebiyle borçlu olduğunun kabulü halinde; davacının 17.02.2011 dava tarihinde 670.000,00 USD alacağına dava tarihi olan17.02.2011 tarihinde geçerli olan TCMB döviz efektif satış kuru 1,5907 TL ile değerlenmesi ile;Davacının 17.02.2011 dava tarihinde (670.000,00 USD x 1,5907 TL =) 1.065.769,00 TL davacı şirketin alacaklı olduğu, TCMB verilerinden 17.02.2011 dava tarihi itibariyle avans faizi oranının %11,75 olduğu görüldüğünden, davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren %11,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği bildirilmiştir.
İbraz edilen bilirkişi kök raporunda önceki bilirkişi raporundan ayrılma nedenin gerekçelendirilmediği, tek imza ile faks talimatı ile yapılan işlemlerin bankacılık mevzuatına aykırı olup olmadığının gerekçesiyle açıklanmadığı, 670.000 USD lik para transferine ilişkin sadece şirket ortaklarının ceza yargılamasındaki beyanlarına dayanıldığı, bankacı bilirkişi tarafından imzasının altında … bank kredisi olduğuna ilişkin beyanda bulunulduğu, rapor içeriğinde 670.000 USD’lik bedelin kredi olup olmadığı, kredi ise hangi bankadan çekildiğine ilişkin herhangi bir bilginin yer almadığı. Bu şekli ile raporun denetlenmeye elverişli olmadığı anlaşıldığından bilirkişilerden önceki bilirkişi raporundan ayrılma gerekçeleri, tek imzalı faks talimatı ile para transferi yapılmasında bankacılık mevzuatı gereğince bankaya yüklenecek bir kusurun olup olmadığı, varsa kusur oranının, banka kayıtları ve gerektiğinde, davacı şirket kayıtları incelenmek suretiyle 670.000 USD’lik paranın… banktan çekilen kredi olup olmadığının tespiti yapılan bu işlemlerden dolayı davacı şirketin zararı olup olmadığının gerekçesi ile açıklanmak suretiyle bilirkişilerden ek rapor alınmasına, karar verilmiş ibraz edilen 13/12/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda; 10.04.2017 tarihli bilirkişi kök raporundaki görüş ve değerlendirmelerimizi değiştirecek rapor sonrasında başkaca somut belgenin dava dosyasına ibraz edilmediği, Bahse konu banka talimatlarının şirketin işleyişi içerisinde ve normal olarak yapılan banka işlemleri olarak değerlendirildiği, talimatların üzerinde bazen … kaşe üzerine imzasına, bazen de diğer ortak … imzası ile birlikte olduğunun görüldüğü, 18 adet talimatla dava dışı ancak; davacı şirketin ortaklarının da ortağı oldukları … Ltd. şirketine 762.810,00 USD ve “Faturaya istinaden peşin ithalat transferi” açıklaması ile yapılan ve davacının olağan banka işlemleri olduğunun görüldüğü, İstanbul … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı davasında 01.04.2014 tarih 1 no.lu celsede katılan davacı şirket ortaklarından …’in beyanı ile kabul ettiği üzere; Davacı şirketin 23.05.2007 tarihinde… tarafından tek imzalı banka talimatı ile; 670.000,00 USD’nin diğer ortak … e aktarıldığı, bu tutarın davacı şirkete iade edildiğine ilişkin dava dosyası kapsamında herhangi bir belgeye rastlanmadığı,Davalı şirket ortaklarının … ve … olduğu, davalı bankanın davacı şirkete ait tek imzalı 21 adet talimat ile de işlem yapmış olduğu; 23.05.2007 tarihli 670.000 USD şirket hesabından (…bank kredisi) diğer ortak hesabına aktarılması işleminde tek imza (…) olması ancak, …’in hesabına aktarıldığını beyanında (İst. …. Ağır Ceza Mah. … E. dosya 01.04.2004 duruşmada) kabul etmesinin, işlemde her iki şirket ortağının kabulü anlamını taşıdığının düşünüldüğü, bu durumda davalı bankanın söz konusu bankacılık işleminde kusuru bulunduğunun ileri sürülemediği gibi, işlemden davacı şirket zararının ise davalı banka dışında araştırılması gerektiğinin düşüldüğü, (İstanbul … Ağır Ceza Mahkemesi …T., … E. – … K. dosyada katılan Şirket ortağı sanık… hakkında … ile ilgili gerekçeli karar verilmiştir) Kök raporda sehven faiz oranın %11,75 olarak belirtilmiştir. Halbuki 01.01.2011-31.12.2011 tarihleri arasında %15 olarak avans faizinin geçerli olduğunu, Mahkemece davalının davacı tarafından yapılan 23.05.2007 tarihli …’in tek imzası ile verilen banka talimatı ile ödenen; 670.000,00 USD’lik işlemden kaynaklı sorumluluğu olduğunun kabulü halinde; 17.02.2011 dava tarihinde 670.000,00 USD’nin 17.02.2011 dava tarihindeki TCMB döviz efektif satış kuru olan 1,5907 TL ile değerlenmesi ile; (670.000,00 USD x 1,5907 TL=) 1.065.769,00 TL davacı şirketin alacaklı olacağı, TCMB verilerinden 17.02.2011 dava tarihi itibariyle avans faizi oranı %15,00 olduğu görüldüğünden, davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren %15,00 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği bildirilmiştir.
İstanbul … Ağır Ceza Mahkemesinin …Esas sayılı , … Karar sayılı dosyası getirtilmiş yapılan incelemesinde; davacı şirket ortağı …’in hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik suçlarından cezalandırılması istemi ile kamu davası açıldığı, diğer şirket ortağı müşteki …’in para transferinin yapıldığı … şirketinde sanık … ile ortak oldukları, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan rapora göre dava konusu banka talimatları ile yapılmış olan işlemlerin rutin işlemler olduğu ve müşteki ve sanığın ortak olduğu … şirketine bu paraların aktarıldığı, bu sebeple bir zararın doğmadığı, sanığın yüklenen suçları işlediğine dair mahkumiyetine yeterli somut kesin bir delil bulunmadığı gerekçesiyle beraat kararı verildiği görülmüştür.
İstanbul … Ağır Ceza Mahkemesince yaptırılan inceleme bilirkişi incelemesi sonucunda ibraz edilen raporda; …Şti’nin … ve… tarafından kurulduğu, bu kişilerin bu şirkette ortak olduğu, dava konusu banka talimatları ile ilgili yapılmış olan 155 adet işlemin rutin işlem olduğu, … ile …’in ortağı ve yetkili temsilcisi oldukları …şirketine yapıldığı, bu nedenle bir zararın doğmadığı, …’in bu işlemlerden kaynaklanan kendisine mal edilen meblağın bulunmadığı, … tarafından tek imza ile imzalanan talimat ile 670.000 USD nin müşteki …’in şahsi hesabına virman yapıldığı, bu miktarın şirket kayıtlarına geri dönüşüne rastlanmadığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Davacı şirketin ortaklarının %50 şer pay oranı ile … … olduğu, her iki ortağın da 20/05/2004-20/05/2029 tarihine kadar müşterek imza ile şirketi temsile yetkili oldukları, şirketin 20/09/2017 tarihinde tasfiyeye girdiği, tasfiyenin ticaret sicil memurluğunun 25/10/2017 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edilmiş olduğu, … Noterliğinin 15/06/2015 tarih ve …yevmiye numaralı imza sirkülerine göre şirket müdürlerinden … ile …’in şirket adına atacakları müşterek imzaları ile şirketi her hususta ve en geniş anlamda temsil ve ilzama yetkili oldukları, ticaret sicil gazetesinin incelemesinden anlaşılmıştır.
Davacı ile davalı banka arasında akdedilen 24/08/2014 tarihli ticari müşteri sözleşmesinin 57.maddesinde faksla gönderilen talimatın bütün asıl nüshalarının teyit için faks gönderilmesini müteakip derhal posta ile veya müşterinin yetkili elamanları tarafından elden bankaya teslim edileceğinin, 58.maddesinde bankanın müşterinin faks talimatını aldığında 57.madde uyarınca gönderilecek yazılı talimatın gönderilmesini beklemeksizin talimatın gereğini kendi anlayışına göre yerine getireceği, bankanın faksla kendisine iletilen talimatın üzerindeki imzaları müşterinin kendisine tevdi ettiği imza sirküleri ile karşılaştırılırken makul bir dikkat göstereceği düzenleme yapılmıştır.
Bankalar hükümetçe imtiyaz sureti ile verilen bir işi yapan müesseseler olduklarından, BK.nun 116/2 ve 3 maddeleri uyarınca akdi sorumlulukta sorumsuzluk sözleşmesi yapabilirlerse de ağır kusur halinde sorumluluktan kurtulma şartları geçersizdir. Sorumluluktan kurtulma şartının ancak hafif kusur halinde mümkün olduğu kabul edilmiş ise de; BK.nun 115/3 maddesi uyarınca hükumet tarafından imtiyaz sureti ile verilmiş bir sanatı icra eden kuruluşlar yönünden hafif kusur halinde dahi sorumluluktan kurtulma şartının mutlak olarak kabul edilmeyeceği düzenleme konusu yapılmıştır.
Davacı, 2005,2006 ve 2007 yılları arasında şirketin müşterek imza ile temsil edilmesine rağmen tek imza ile yapılan para transferleri dolayısıyla şirketin zarara uğradığını, bankanın üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemesi sebebi ile sorumlu olduğunu iddia ederek zararının tazminini talep etmiştir. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda ibraz edilen son kök ve ek rapor ile İstanbul … Ağır Ceza Mahkemesinin …E.sayılı dosyası üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda ibraz edilen raporda; dava konusu edilen ve tek imzalı faks talimatları ile yapılan para transferlerinin davacı şirketin ortakları olan … ve …’in ortağı bulunduğu dava dışı … şirketine yapıldığı, bu transferlere faturaya istinaden peşin ithalat transferi açıklaması yapıldığı, dava konusu edilen banka talimatlarının şirketin işleyişince normal olarak yapılan banka işlemleri olduğu, talimatların üzerinde bazen …’in imzasının bazen de diğer ortak …’in imzası ile birlikte bulunduğu, yapılan iş ve işlemlerin şirketin ithalatının devamı için tedarikçi firmalara yapıldığı, yapılan bu işlemler dolayısıyla şirketin herhangi bir zararının doğmadığı, davacı şirketin hesaplarından 2005 ile 2007 yılları arasında bu kadar yüklü miktarda para transferleri yapılmasından haberdar olmamasının mümkün olmadığı, şirketin her iki ortağının da yapılan işlemleri bildiği ve bilebilecek durumda olduğu, aktarılan paraların yine şirketin iki ortağı tarafından kurulan … unvanlı şirkete gönderildiği, bu durumda bankaya sorumluluk yüklenmesinin mümkün olmadığı,(aynı mahiyette davacı şirket tarafından …bank A.Ş aleyhine açılmış olan tazminat davasının İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı dosyası üzerinden bankaya tek imza ile gerçekleştirilen talimatlar dolayısıyla sorumluluk yüklenemeyeceğine dair verilmiş olan red kararının Yargıtay …Hukuk Dairesinin … E, … Karar sayılı, 03/03/2014 tarihli ilamı ile onanmış olduğu görülmüştür.)
23/05/2007 tarihinde şirket ortağı … tarafından tek imzalı banka talimatı ile 670.000 USD’nin diğer ortak …’e aktarılmasını sağladığı, bu tutarın davacı şirkete iade edildiğine ilişkin dava dosyasında herhangi bir belgenin bulunmadığı, İstanbul … Ağır Ceza Mahkemesinin … E.sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında …’in 01/04/2004 tarihli duruşmada …’tan çekilen 670.000 USD’lik paranın şirket hesabından kendi hesabına aktarıldığını kabul ettiği, bu durumda bu işlemin de her iki şirket ortağının bilgisi dahilinde gerçekleştiğinin kabulünü gerektirdiği, yapılan işlemler dolayısıyla davacının herhangi bir zararının doğmadığı, davalı bankanın bankacılık işleminde kusurlu olduğunu ileri sürmenin mümkün olmadığı hüküm vermeye elverişli denetime açık son kök ve ek bilirkişi raporuyla anlaşıldığından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davacının davasının reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 35,90 TL’nin, peşin alınan 297,00 TL ve 14.553,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 14.850,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 14.814,10 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 53.950,00TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 1.700,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı … davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı … davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341.maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …

HARÇ BEYANI
K.H: 35,90 TL
P.H: 14.850,00 TL
İ.H: 14.814,10 TL

DAVALI YARGILAMA GİDERİ: 1.700,00 TL (bilirkişi ücreti)