Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2010/522 E. 2018/594 K. 25.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2010/522 Esas
KARAR NO : 2018/594

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 11/08/2010
KARAR TARİHİ : 25/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28/07/2010 tarihinde … hisse senedi piyasasında davacı …’ın davalı aracı kurum … A.Ş. aracılığı ile 28/07/2010 tarihinde … – … hisse senetleri tahtasında işlemler gerçekleştirdiği sırada dava konusu hisse senedi piyasasında toplam 5 milyon adet hisse senedinin açığa satış işlemine konu edildiğini, bu durumun davacı tarafından fark edildiğini, açığa satış işlemi gerçekleştirilen şahısların satım işlemlerinin davacı tarafından sisteme girilen alım emirleri ile karşılandığını, söz konusu tarihte davacının Global’e ilettiği tüm alım emirlerinin istisnasız ve itirazsız kabul edildiği ve gerçekleştirildiği, aynı tarihli ikinci seans sırasında davalı aracı kurum … yöneticileri … ve …’ nun davacıyı telefonla arayarak; “… aradı, hisse senedini satmanı istiyorlar, gün sonuna tüm pozisyonlarını kapatmak zorundasın” dediği ve yalan beyanlarla hisse senedini sattırmak istediklerini, davacıya “Eğer satmazsan Genel Müdür … tüm hisse senetlerini seans sonunda satacak ve en az 2 milyon TL zarar edeceksin” şeklinde şantaj ve tehditlerde bulunulduğunu, bunun üzerine 2 milyon TL zararı göze alamayan davacının rızası dışında tüm … hisse senetlerini satmak zorunda kaldığını, davacı tarafından gerçekleştirilen bu işlemlerin davalı aracı kurum … yöneticilerinin, davacı …’ a 1,48 TL ile 1,52 TL’ye alım emri ilettiklerini söylemeleri üzerine gerçekleştirildiği ve bunun açık bir şekilde manipülasyon olduğunu, davalı aracı kurum tarafından belirli bir müşteri ya da müşteri grubunun, davacıyı tercih edildiğini, davacıya ait hisse senedi ve nakit bilgisinin bu kişi ya da kişilere verildiği, bu kişilerin zarar etmemesi için davacının maddi olarak 400.000 TL, munzam olarak da 5 milyon TL zarar ettirildiğini bu kapsamda maddi ve munzam zararlarının tespit edilerek zarar bedellerinin tazminini ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yapmış olduğu hisse senetleri işlemleri sonucunda kredili hesabının … hisse senetleri ile ilgili alım işlemlerine bağlı olarak kredili hesabının teminatı olan öz kaynak oranını tehlikeli biçimde azalttığını, davacının alım satım işlemlerini kendisine tanınan kredili hesabı kullanarak yaptığını, …’ya göre müşterinin kredi teminatı olan öz kaynak oranın %35’in altına düşmesi halinde müşteriye öz kaynak tamamlama bildirimi yapılması gerektiği, öz kaynak oranın %50’ye çıkarılması istendiğini, davacının … hisseleri ile ilgili alım yapmasından kaynaklı olarak 28.07.2010 tarihinde yapılan alım sonrası 30.07.2010 tarihinde davacının öz kaynak oranın %-20,15 olduğunu, bu durumunda davalı aracı kurumun durumunu riske ettiğini, davacının yaptığı … hisse alımları olağan alımların üzerinde olduğunu bu durumun … yetkililerinin de dikkatini çektiğini, davacının hisse satışına zorlandığı iddialarının doğru olmadığını, davalının kredi oranını karşılamaya yetmeyecek kadar alım yapmasının, davacının bu oranı karşılayacak öz kaynak oranın olmadığı için davacının satış yaparak öz kaynak oranının SPK belirlediği orana getirilmesi talep edildiğini, davacı iddialarının aksine 28.07.2010 tarihinde saat 15.00’dan sonra davalı aracı kurumdan … satışı yapmadığını, satışların söz konusu hisseleri için başka aracı kurumlardan gerçekleştiğini, daha sonrada davacı takas tarihinde temerrüde düştüğünü, 30.07.2010 (T-2) tarihinde toplam borç miktarı temerrüt faizi hariç olmak üzere 11.960.963 TL olduğunu yalnızca 6.162.000 TL ödeme yaptığını bu nedenle haksız dava açıldığını ve davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi Muhasebe Finansman … ile Sermaye Piyasası …’ya tevdii edilen dosyaya tanzim olunan 28/05/2018 tarihli ayrık bilirkişi raporunda özetle;
İNCELEME TARTIŞMA VE DEĞERLENMDİRME:
Davacı yatırımcı ile davalı aracı kurum arasında ” Sermaye piyasası araçları alım-satımına ilişkin aracılık sözleşmesi,kredili menkul kıymetler sözleşmesi,açığa satış işlemleri sözleşmesi, türev araçların alım satımına aracılık çerçeve sözleşmesi” imzalandığı ve davacının davalı aracı kurum yatırım müşterisi olduğu, davacı ile davalı aracı kurum arasında yapılan sözleşmeler,telefon kayıtları,… ve … raporları, yapılan işlemlere ilişkin hesap ekstreleri ve dosyadaki mevcut diğer mübrez belgeler ve davacının iddiaları, davalının savunmaları göz önüne alınarak inceleme yapıldığı, davacı … 23.07.2010 tarihinde hesabında toplam 396.907 adet … hisse senedi bulunmakta iken 26-27.07.2010 dönemi içerisinde 2.345.284 adet alım, 1.480.263 adet satım işlemi gerçekleştirerek net 865.021 adet alım yaptığı ve 28.07.2010 tarih öncesinde stok seviyesine çıkardığı, dvacının 28-30.07.2010 tarihleri arasında 13.735.199 adet alım, 14.399.323 adet satım yapmak suretiyle net 674.124 adet satım işlemi yapmıştır. Dönem sonunda da hesabında 587.804 adet hissesi olduğu, 26.07.2010 tarihinde … hisselerine ilişkin davacı yatırımcıya ait alım işlemlerinin 2.320.283 adet hisse işlemlerinin %58,7 sine satım işlemlerinin de 1.455.263 adet ile %36,8’ine ulaştığı, davacı ile davalı aracı kurum yetkilisi … arasında geçen telefon görüşmeleri incelendiğinde;…’ın ” ..SPK aramış, baş uzman falan aramış…iş bayağı büyük brüt takas getirir….alacakları önlemleri söyleyeyim iş bayağı büyür….’dan yazı falan geldi şenle ilgili…Onlar verecek… verecek diyorum sen vermezsen onlar verecek…”.sözleri davacının baskıyla karşılaştığı, davacının davalı aracı kurumda söz konusu hisse senedinde; 28.07.2010 tarihinde 11.596.676 adet alım, 7.831.529 adet satım işlemi yaptığı hisse senedi alım işlemlerinin %54,8’e, satım işlemlerinin de %36,8 ulaştığı, ikinci seansta da net hisse senedi alım işlemleri devam ederken ikinci seansın bitimine yaklaşık 3,5 dakika gün içinde almış olduğu net 7.123.621 adet hisse senedinin 3.358.474 adedini sattığı, bu alımlar ve satımlar karşılığında hisse senedinin fiyatı %7’lik bir artışla 1.29TL’den 1,38 seviyesine ulaştığı, ikinci seansta da 1,48 seviyesine vardığı, davacı yatırımcının sözkonusu tarihler arasında yapmış olduğu alım satımlar neticesinde komisyon ile banka sigorta muameleleri vergisi hariç olmak üzere 317.591,72 TL menfaat kaybına uğradığı görülmektedir.Davacının realize edilmemiş stok değer azalışı sonucunda toplam zararı 326.683,18 TL olarak tespit edilmiştir.
MEVZUAT VE DEĞERLEME:
Davacı yatırımcının davalı aracı kurumda yapmış olduğu işlemlerin gerek İMKB gerekse … açısından değerlemesi yapılmıştır. … Teftiş ve Gözetim Kurulu Başkanlığı ve SPK tarafından da yapılan yapılan inceleme sonucunda;
… komisyon geliri elde etmek amacıyla; gerek …’a gerekse Global aracılığıyla en fazla açığa satış yapan yatırımcılardan … ile … adlı yatırımcılara mevzuata uygun olmayan işlem limitleri tahsis etmesinin ve/veya vafarmncıların mevzuatta belirlenen limitleri asacak şekilde isSem yapmalarına olanak tanımasının. sonrasında ise adı gecen yatırımcılara pozisyonlarını kapatmaları yönünde baskı uvouiamıs olmasının, SPK Seri: V, No:46 sayılı Tebliğinin 58’inci maddesinin(l) bendinde tanımlanan; “Aracı kurumlar, … Yatırımcıların hak ve yararlarını zedeleyici, iyi niyet kurallarına aykırı hareket edemez ve işlemlerde bulunamazlar, müşterilerin piyasa hakkında bilgisizlik ya da tecrübesizliklerinden yararlanıp bunların alım-satım kararlarını etkileyerek kendi lehlerine kazanç sağlayamazlar ve herhangi bir şekilde gelirlerini artırmak amacıyla müşterilerin gereksiz alım-satım yapmalarına ortam hazırlayamazlar. ” hükmüne,
Davalı … yetkililerinin Davacı …’ın 28.07.2010 tarihli alım işlemlerine ilişkin takas borcunu kapatamaması yönünde kaygılı oldukları dikkate alındığında Yatırımcı nın ödeme gücü haklarında şüpheli oldukları kanaatine ulaşıldığı, davalı … yetkililerinin Yatırımcı’va yüksek miktarda işlem limiti tahsis ederken ödeme gücünden değil, Yatırımcı’nın gün içinde aldığı hisse senetlerini tekrar gün içinde satacağı varsayımından hareket ettikleri ve Yatırımcı’nın ödeme gücünü tevsik edici belgeleri sunamadıkları dikkate alındığında, bu durumun; Kurulun Seri:V, No:65 sayılı Sermaye Piyasası Araçlarının Kredili Alım, Açığa Satış ve Ödünç Alma ve Verme İşlemleri Hakkında Tebliğ’în 9. maddesinde tanımlanan;
“Aracı kurumlar tarafından emri veren müşterinin nakit yükümlülüğünü yerine getirecek mali güce sahip olduğu hususunda gerekli araştırmaların yapılmış,7/9/2000 tarih ve 24163 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Seri: V,No:46sayılı Aracılık Faaliyetleri ve Aracı Kuruluşlara İlişkin Esaslar Tebliği ’nin 12 ’nci maddesinde yer alan müşteriyi tanıma kuralı çerçevesinde müşterinin borcunu karsılar tutarda, likiditesini dikkate alarak malvarlığı ve ödeme gücü olduğuna dair tevsik edici belgelerle kredi komitesinin olumlu görüşünün alınmış .. ve yönetim kurulu kararı ile limit tanınmış olması durumlarına takas tutarını aşmamak üzere herhangi bir teminat almaksızın alım emri kabul edilebilir. hükmüne aykırı olduğu,
Davalı aracı kurum …’in 28.07.2010 tarihinde farklı müşterilerine hesaplarında yeterli teminatları bulunmamasına karşın açığa satış işlemi yaptırmasının Kurulun Seri:V No:65 sayılı Sermaye Piyasası Araçlarının Kredili Alım, Açığa Satış ve Ödünç Alma ve Verme İşlemleri Hakkında Tebliğ’in 25.maddesinde tanımlanan; “Müşteri açığa satış işleminde başlangıçta asgari %508 oranında öz kaynak yatırmak zorundadır. Başlangıçtaki öz kaynak: açığa satılacak menkul kıymetlerin cari piyasa değeri kadar nakit veya menkul kıymetin peşin olarak yatırılmasını ifade eder. Açığa satış işlemlerinin devamı süresince öz kaynak oranının %35 olması zorunludur.
Seri: V, No: 46 sayılı tebliğin 58. maddesinin (i) bendi çerçevesinde, Global yetkilileri tarafından … adlı yatırımcıya pozisyonunu kapatması yönünde zorlayıcı nitelikte beyanlarda bulunulması ve baskı uygulanması hususu gözönünde bulundurulduğunda, … A.Ş.hakkında 2010 yılı için Kurulumuzca duyurulan idari para cezası asgari tutarları esas alınarak 17.170 TL tutarında idari para cezasının uygulanması, davalı aracı kurumun açığa satış işlemlerine ait toplam altı (6) hesapta yeterli teminat bulunmamasına rağmen açığa satış işlemi gerçekleştirilmesine izin verilmesi hususu dikkate alınarak, … A.Ş.hakkında 2010 yılı için 103.020 TL tutarında idari para cezasının uygulanması yönünde … raporu görülmektedir.
Davalı aracı kurumun söz konusu 6 kişinin açığa satış işlemlerindeki mevzuata aykırılıkları, diğer taraftan davacının davalı aracı kurumdaki aynı … hisse senetlerinde alıma geçmesi vb sorunlarla karşılanması,aracı kurumun … nun ilgili tebliğ ve hükümlerine aykırılığı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla bilirkişiler Sermaye Piyasası uzmanı …, Bankacı … ile Öğretim Üyesi …’a tevdii edilen dosyaya tanzim olunan 13/03/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
EK İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
(a) Dava konusu uyuşmazlığın ilgili bulunduğu 2010 yılı ticari defterleri ve dayanağı belgelerden hareketle, davacı tarafça zarara uğrandığı belirtilen zaman aralığındaki işlemler incelenmiş olup; dava konusu hisse senedi hareketleri ile buna bağlı alım ve satım değerleri analize tabi tutulmak suretiyle, bu işlemlerden kaynaklanan kâr ya da zarar bulunup bulunmadığı hususu aşağıda maddeler halinde açıklanmıştır.Dava konusu işlemlerin gerçekleştiği zaman aralığı 26 – 30 Temmuz 2010 (T-2) tarihlerini kapsamakta olup, davalı aracı kurumdan seans ve işlem saatlerini de içeren devir-alış-satış işlemlerinin tümü, miktar, fiyat ve tutar düzeyinde olmak üzere talep edilmiştir.
(b) Ek’te sunulan ‘‘Hisse Hareketleri ve Kâr Zarar Durumu” başlıklı tablo Davacı yönünden ortaya çıkan fiili ve 30.07.2010 (T-2), diğer bir ifadeyle 02.08.2010 tarihindeki gerçekleşebilir hisse stok miktarından hareketle kâr zararın hesaplanmasına dayanak oluşturmaktadır.
(c) Ek’teki tabloda esas alınan veriler Davalı şirketçe elektronik ortamda aktarılan veriler olup; mahallinde yaptığımız incelemeyi takiben tarafımıza ulaştırılan verilerdir.
(d) Ek’te sunulan hesaplamada Davacı yönünden her bir işlem saati itibariyle gerçekleşen alış ve satış işlemleri, maliyet-kârlılık hesabında büyük önem taşımaktadır.
(e) Bu noktada işaret edilmesi gereken diğer bir husus Davacının, dava dışı diğer kurumlardaki hesaplarına yapılan dava konusu hisse aktarımları ile yine bu kurumlardan Davalı kurumdaki hesabına yapılan hisse aktarımlarıdır.
(f) Bu işlemlere ait işlem saatleri itibariyle ortaya çıkan negatif bakiyeler, ortalama birim maliyetlerini ve dolayısıyla da kârlılık hesaplarını etkilemektedir.
(g) Hesaplamalarımızda açıklanması gereken diğer bir husus, 26.07.2010 (T-2) diğer bir ifadeyle 28.07.2010 tarihindeki işlemlere ait saatler ile bir önceki günden devreden hisse miktarları ile gün sonu devir bakiyeleri arasında tutarsızlık olduğundan hesaplamamızda dikkate alınmadığı hususudur.
(h) Bu çerçevede 27.07.2010-30.07.2010 (T-2) tarihleri arasında ortaya çıkan kâr-zarar durumu raporda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere özetle; davalı kurum nezdinde gerçekleşen alım ve satım işlemlerinden kaynaklanan davacı zararının 554.848,38 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi Sermaye Piyasası uzmanı …’a tevdii edilen dosyaya tanzim olunan 05/12/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
Seri V No 65 çerçevesinde çıkarılan yönetim kurulu kararma istinaden müşterinin tüm alım emirlerini kabul eden Açığa satış yapan müşterilerinin emirlerinde aynı tebliğin şartlarına göre teminat şartı aramadan kabul eden, ancak hisse senedinin işlem sırası tavan alışa geldiğinde, ve Davacı tarafın satış yapmazsa, bu durumun devam edeceği anlaşılınca, Seri V No 46 sayılı tebliğe aykırı davranarak müşterileri ile irtibata geçerek yönlendirmenin üzerinde baskı uygulamaya çalışan davalı kurumun bu işlemlerden ve doğurduğu sonuçlardan sorumlu tutulmaması imkansızdır.
Kurum yapılan incelemeler sonucu SPK dan idari para cezası almıştır.
Davacının hisse senetlerini baskı altında sattığı iddiası hakkında baskı yapıldığı konusunda hemfikir olurken, davacının bu baskıları savurup savurmadığı ve baskı altında yaptığı satış yaptığı kararı mahkemenizin takdirine bırakılmıştır. Davacı T+2 günü temerrütte düşme olasılığı yüksek bir ihtimaldir. Ancak bu durum kanıtlanamamaktadır. Ancak davacının temerrüt durumu T+2 de kesinleşecek bir mevzu olduğundan T+lveya T+2 de başka aksiyonlar davacı tarafından yada davalı kurum tarafından anlaşılarak, alma bilinirdi.
baskı altında satış yapıldı seklinde olur ise; Hisse senetlerinin satılmaması durumunda, Davacının genel portföyünde, … şirketin sermayesinin %9,23’ü olacaktır. Bu miktar ilgili hissenin fiili dolaşım oranının %25,17 olduğu düşünüşülerse, fiili dolaşımdaki oranın %36,67sine tekabül etmektedir. Son 3,5 dakika içinde Açık Satış işlemlerini alım yaparak kapatan müşteriler, dava dosyasında tespit edilememiştir. … denetim raporunda belirtilen 19 farklı kurumdan 84 farklı yatırımcı 3.887.843adet Açık Satış işlemi gerçekleştirmişlerdir. Bu durum sermayenin %3.89’u ,fiili dolaşım oranının %9.79’u dur. Davalı kurumdan bu satış işlemlerinin %27,33’ü yapılmıştır.
Mevcut piyasa koşulları ve piyasada yaşanan geçmiş örnekler göz önüne alındığında, takip eden işgünleri için,
Açık satış miktarının öncelikli kapatılması gerekliliği, davacı tarafın portföyünde bulunan miktarın bu işlemlerin kapatılmasında kilit rol oynayacağı,satış emirlerini vermeden bu kriz durumunun çözülmeyeceği aşikardır.. Bu durum bir gün sürebileceği gibi birkaç günde de çözülebilir. Burada Davacı taraf ve Davalı tarafın anlaşmaları önemlidir.
28.07.2010 tarihinde Dyo Boya hisse senedinin, son 3.5 dakikada 1.52 tavan fiyat olduğu göz önüne alınarak, ileriki günlerde davacı tarafın satış yapması ile hisse senedindeki durum çözülecektir. Satış işlemlerine başlandığı güne kadar hisse senedinin fiyatı işlem hacmi dar bir şekilde fiyatı ise hızlı bir şekilde yükselecek, ancak davacı tarafından satışın başladığı andan itibaren hisse senedi, hızlı bir şekilde değer kaybedecektir.
Bu durumda 1,48 ağırlıklı ortalama ile olası olasılıklar hesaplanırsa , (Davacının ilgili dönemde net satış ortalaması 1.35 TL olarak hesaplanmıştır)
a. T+l’de 1. Seans 1,68 2. Seans 1,85TL tavan fiyat olur , 1,85 fiyattan satış başlandığı düşünülürse ortalama satış fiyatı 1,70 olabileceği düşünülebilir.. Bu durumda 0.35TL fiyat farkı yaklaşık 3.230.000TL.’sına tekabül eder.
b. T+2’ de 1.seans 2,04TL., 2.seans 2,25TL tavan fiyat olur , 2,25TL fiyattan satış başlandığı düşünülürse ortalama satış fiyatı 2,00TL civarı olabileceği düşünülebilir.. Bu durumda 0.65TL fiyat farkı yaklaşık 5.999.500TL.’sına tekabül eder.
c. T+3’ e bırakılırsa (bu durumda T+2 temerrütler kesinleştiğinden davalı kurum T+2 gün sonu ihbar çekerek müşteri mallarını satışı ve alışı için baskı kurabilecek satış ve alış işlemlerini kendi yapabilecektir.) Bu durum da ilk seans taban fiyat olan 2,01 ile 2.senas taban fiyat olan 1,80 ortalaması 1,91TL baz alına bilinir… Bu durumda 0.56TL fiyat farkı yaklaşık 5.168.800TL.’sına tekabül eder.
… Bank Ödünç piyasası işlemleri bakımından durum incelendiğinde, mevcut piyasa koşulları ve geçmiş örnekler göz önüne alındığında,
Hisse senetlerinin satılmaması durumunda, Davacının genel portföyünde, … Boya şirketin sermayesinin %9,23’ü olacaktır. Bu miktar ilgili hissenin fiili dolaşım oranının %25,17 olduğu düşünüşülerse, fiili dolaşımdaki oranın %36,67sine tekabül etmektedir. Son 3,5 dakika içinde Açık Satış işlemlerini alım yaparak kapatan müşteriler, dava dosyasında tespit edilememiştir. SPK denetim raporunda belirtilen 19 farklı kurumdan 84 farklı yatırımcı 3.887.843adet Açık Satış işlemi gerçekleştirmişlerdir. Bu durum sermayenin %3.89’u ,fiili dolaşım oranının %9.79’u dur. Davalı kurumdan bu satış işlemlerinin %27,33’ü yapılmıştır.
Böylesi bir durumda fiili dolaşımdaki payın %36.67’sine sahip olan davacının ödünç faizinin belirlenmesinde etkisi olacağı ödünç işlemlerinde ödünç veren tarafın en az %90’nmın davacı taraf olacağı ve kendi yararına en iyi faizi almak isteyeceği açıktır. Bu gibi bir durumda olabilecek ödünç faizi %100 ile%5000 arasında farklılık gösterebilir. (Takas Bank verileri incelendiğinde daha yüksek oranlarda mevcuttur.)
Yukarıdaki açıklamalar neticesinde hesaplama yapılırsa;
(… Bank Ödünç piyasasında faiz hesapları; ((ilgili hissenin miktarı X bir önceki seans AOF(ağırlıklı ortalama fiyatı) X faiz oranı)/365)X Gün)) olarak hesaplanmaktadır.)
(Ödünç miktarının %10’u piyasa %90’ı davacı tarafından karşılandığı varsayımı üzerinden 3.500.000adet olarak hesaplanmıştır. Oluşabilecek minumum ve maximum rakamlar belirtilmiştir.)
a_ Açık Satışlar T+l’de alım yapılarak kapatılır ise, 30.07.2010 tarihinde ödünç işlemleri yapılacak %100 faiz oranından 48.904TL.,%5000 faiz oranından 2.225.205TL. faiz geliri oluşacaktır.(29.07.2010 ikinci seans için AOF 1.70 hesaplanmıştır.)
b_ Açık Satışlar T+2’de alım yapılarak kapatılır ise, 30.07.2010 tarihinde ödünç işlemleri yapılacak %100 faiz oranından 53.219TL.,%5000 faiz oranından 2.660.959TL. faiz geliri ne ilave 02.08.2010 tarihinde tekrar ödünç işlemleri yapılacak %100 faiz oranından 19.178TL., %5000 faiz oranından 958.904TL. Dolayısıyla %100 faiz genelinde 72.397TLİ %5000 faiz genelinde 3.619.863TL faiz geliri oluşacaktır.
c_ Açık Satışlar T+3’de alım yapılarak kapatılır ise, 30.07.2010 tarihinde ödünç işlemleri yapılacak %100 faiz oranından 53.219TL.,%5000 faiz oranından 2.660.959TL. faiz geliri, 02.08.2010 tarihinde tekrar ödünç işlemleri yapılacak %100 faiz oranından 21.575TL., %5000 faiz oranından 1.078.767TL. ve 03.08.2010 tarihinde üçüncü kez ödünç işlemleri yapılacak % 100 faiz oranından 16.397TL., %5000 faiz oranından 819.863TL. Dolayısıyla %100 faiz oranı genelinde 91.191TL. %5000 faiz oranı genelinde 34.559.589TL faiz geliri (29.07.2010 ikinci seans için AOF 1.85, 30.07.2010 ikinci seans için AOF 2.25, 02.08.2010 ikinci seans için AOF 1.71 hesaplanmıştır.) oluşacağı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla bilirkişiler Sermaya Piyasası Uzmanları … ile … , Borsa Uzmanı … ile …, Öğretim Üyesi …’ya tevdii edilen dosyaya tanzim olunan 31/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı …’ın davalı … Değerler A.Ş.’nin 1171 hesap numaralı müşterisi olduğu, davalı … tarafından 27/07/2010 tarihli Yönetim Kurulu kararıyla davacıya 15.000.000 TL tutarında özel işlem limiti tanınmak suretiyle takas süresini (T + 2) aşmamak üzere bu limite kadar hisse senedi alım hakkı sağlandığı,
Davacı tarafından davalı aracı kurum nezdindeki hesabına 28/07/2010 tarihinde … Boya hisse senedi piyasasında yaklaşık 11 milyon TL tutarında alış yapıldığı, davanın esasını, alınan bu hisse senetlerinin satılması yönünde davalı aracı kurum tarafından davacıya baskı, tehdit ve şantaj yapılması ve davacının bu baskı altında yapmış olduğu … Boya hisse senedi satış işlemlerinden kaynaklandığını ileri sürdüğü zararın tazmininin oluşturduğu,
Davacının davalı aracı kurum nezdindeki hesabında 28/07/2010 tarihinde 9.439.929 adet alış, 1.425.000 adet satış olmak üzere net olarak 8.014.929 adet alış gerçekleştirdiği, bu işlemler ve hesapta gerçekleştirilen diğer işlemler neticesinde davacının davalı aracı kurum nezdindeki cari hesabında takas tarihi olan 30/07/2010 tarihinde 10.898.784,32 TL tutarında borç bakiye oluştuğu,
Davacının yaklaşık olarak 2. seansın son 3.5 dakikasında yapmış olduğu satış işlemleri neticesinde büyük kısmı oluşan nakit bakiyeler kaynaklı olmak üzere iki farklı aracı kurumdan 2.900.000 TL ve 3.262.000 TL’sını (toplam 6.162.000 TL) davalı aracı kurum nezdindeki hesabına gönderdiği, bu sayede davacının davalı aracı kurum nezdindeki hesabında oluşan borç bakiyesinin 4.736.784,32 TL’sına düştüğü, davacının 30/07/2010 takas tarihi itibariyle oluşan bu borcunu davalı aracı kuruma ödeyemediği ve bu tutarda temerrüde düştüğü,
Davacı 29/07/2010 tarihinde gerek davalı aracı kurum nezdindeki hesabı ve gerekse dava dışı aracı kurumlar nezdindeki hesapları aracılığıyla satış işlemleri gerçekleştirdiği, bu işlemler neticesinde sağlanan nakit tutarlar ile davacının 02/08/2010 takas tarihi itibariyle cari hesabındaki borç bakiyenin 721.543,39 TL’sına gerilediği; benzer şekilde 30/07/2010 tarihinde de davacının satış işlemleri gerçekleştirmeye devam ettiği ve bu işlemler neticesinde 03/08/2010 takas tarihi itibariyle davalı aracı kurum nezdindeki borç bakiyesini kapattığı, sadece kredi hesabında 3,87 TL borç bakiye kaldığı,
Davalı aracı kurum çalışanının davacıya yapmış olduğu işlemler dolayısıyla Sermaye Piyasası Kurulu uzmanları tarafından aracı kurumun aranıldığı, konunun SPK tarafından İncelenmekte olduğu, SPK tarafından brüt takas gibi tedbirler uygulanabileceği hususunda yorumlar yapmak suretiyle davacının 28/07/2010 tarihinde … Boya hisse senedinde satış yapması yönünde beyanlarda bulunduğu, ayrıca davalı çalışanı davacıya SPK uzmanlarının kendisinin telefonunu istediğini, kendisini arayabileceklerini söylediği, bunun üzerine davacının ise “Beni arasınlar lütfen, onlar aradıkları zaman ben onlara çok daha eüzel izah ederim bunu tamam mı …. beni arasın abi, beni arasın ben görüşürüm. ” şeklinde cevap verdiği, davalı aracı kurum çalışanının … uzmanlarının aramış olmasını kullanmak suretiyle davacıya hisse senedinde satış yapması amacıyla baskı yapmak istediği, ancak davacının kendisi açısından çekinilecek bir durum olmadığı, kendisini aramaları durumunda gerekli açıklamaları yapacağı yönünde vermiş olduğu cevaplarla satış baskısı oluşturulmasını engellediği, diğer taraftan, davacı vekilinin iddialarına ilişkin olarak dava dosyasında mübrez ses kayıtlarında “… aradı, hisse senedini satmanı istiyorlar, gün sonuna tüm pozisyonlarını kapatmak zorundasın’’ şeklinde doğrudan bir ifadeye rastlanılmadığı, akabinde, davacının … yetkilisi …’a “… ile görüştüm abi, herhangi bir problem yok” dediği ve bu sayede … üzerinden yapılmaya çalışılan baskının tamamen ortadan kaldırıldığı, ayrıca, davacının “Ben …’va da söyledim, ben T+2’de öderim abi naramı… Bunun dışında yapacağınız her türlü izahat, kayıtlara da aldırdım, ya ben bu isleri bilmeyen adam değilim. ” demek suretiyle uyuşmazlığa konu olay ve sahip olduğu haklar konusunda bilgi sahibi olduğunu ifade ettiği,
Davacı vekilinin … yetkililerinin müvekkiline “Eğer satmazsan Genel Müdür … tüm hisse senetlerini seans sonunda satacak ve en az 2 Milyon TL zarar edeceksin” şeklinde şantaj ve tehditlerde bulunulduğunu iddia ettiği, … yetkililerinin …’la yaptığı telefon görüşmelerinde yer alan “Gökhan verecek diyorum bak, sen vermezsen onlar verecekler oradan” şeklindeki ifadelerden, davacının satış yapmaması halinde … genel müdürü … tarafından re’sen satış yaptırılacağı yönünde davacıya baskı yapılmaya çalışıldığı izlenimi edinildiği,
Ancak, davacının telefon görüşmelerinde, kendi talimatı ve iradesi dışında hesabından 1 lot dahi satış yapılması durumunda dava açacağı, takas süresi sonunda parasını getirip, karşılığında hisse senetlerini talep edeceği hususlarını açık ve net bir şekilde ifade ettiği, dolayısıyla, davalı aracı kurum tarafından hesabındaki hisse senetlerinin re’sen satılacağı yönünde oluşturulmaya çalışılan baskıyı ortadan kaldırdığı, nitekim davalı aracı kurum tarafından davacı hesabında re’sen satış yapılmadığı,
Diğer taraftan, dava dosyasında mübrez ses kayıtlarında davacı vekilinin iddia ettiği üzere “Eğer satmazsan Genel Müdür … tüm hisse senetlerini seans sonunda satacak ve en az 2 Milyon TL zarar edeceksin ” şeklinde bir ifadeye rastlanmadığı, davacı vekilinin 2 Milyon TL zararı göze alamayan müvekkilinin rızası dışında tüm … hisse senetlerini satmak zorunda kaldığı iddiasının doğru olmadığı, nitekim davacının 28/07/2010 tarihinde tüm … hisse senetlerini de satmadığı,
Davacı tarafça … tarafından belirli bir müşteri ya da müşteri grubunun, müvekkili …’a tercih edildiğinin, müvekkiline ait hisse senedi ve nakit bilgisinin bu kişi ya da kişilere verildiğinin iddia edildiği; gerek Borsa ve gerekse SPK uzmanları tarafından düzenlenen Raporlardan; … tarafından açığa satış yapan müşterilerine de pozisyonlarını kapatmaya yönelik baskı uygulanmaya çalışıldığı, bazı müşterilerin alım yapmak suretiyle açığa satış pozisyonlarını kapattığı, bazı müşterilerin ise alım yapmayı kabul etmediği, … tarafından bazı müşteri hesaplarında resen alım yapılmak suretiyle pozisyonların kapatıldığı, bazı müşterilerin bilahere yapmış oldukları itirazlar neticesinde ise … tarafından zararlarının bir kısmının karşılandığı,
Ayrıca, 28/07/2010 tarihinde açığa satış tuşu kullanılmak suretiyle 84 farklı yatırımcı tarafından 4.151.507 adet satım emri iletildiği, bu emirlerin 3.882.843 adedinin gerçekleştiği, 100.000 adet ve üzeri açığa satış emri ileten 12 farklı yatırımcı olduğu ve bu yatırımcıların 10 farklı aracı kurum aracılığıyla emir ilettiği, açığa satış işlemlerinin sadece % 27.33’ünün (1.061.003 adet) … müşterileri tarafından gerçekleştirildiği, Global aracılığıyla açığa satış yapan 8 yatırımcıdan 7’sinin bu tarihteki işlemlerinden zarar ettiği, pozisyonunu kapatmayan 1 yatırımcının ise yalnızca 91 TL kâr elde ettiği dikkate alındığında, … tarafından belirli bir müşteri ya da müşteri grubunun, …’a tercih edildiği iddiasının geçerli olamayacağının değerlendirildiği, İMKB ve SPK uzmanları tarafından düzenlenen Raporlarda da bu yönde görüş oluştuğu,
Davacının … Boya işlemlerinin manipülasyon fiili kapsamında … tarafından detaylı olarak incelendiği, davacının, 26-30/07/2010 döneminde hisse senedinin piyasasında en fazla işlem (%36) gerçekleştiren kişi olduğu, davacıdan sonra en fazla işlem yapan yatırımcının işlemlerinin payının %3’ün altında olduğu dikkate alındığında, davacının bu hisse senedinde ne kadar yüksek montanlı işlem gerçekleştirdiğinin ortada olduğu, dava konusu işlemlerin gerçekleştirildiği 28/07/2010 tarihinde ise davacının hisse senedinin piyasasında gerçekleştirilen alışların %54.8’ini, satışların ise %37.01’ini gerçekleştirdiği, yine, davacıdan sonra en fazla işlem yapan yatırımcının payının % 3’ün altında kaldığı, dolayısıyla, davacı dışında hisse senedinde yoğun miktarlarda işlem gerçekleştiren başka bir yatırımcının bulunmadığı, işlemlerin çok sayıda farklı yatırımcılara dağıldığı, davacının fiyat artıran alış miktarı payına bakıldığında, … uzmanlarının Raporuna göre, 28/07/2010 tarihinde davacının fiyat artıran alış miktarı payının % 83.24 gibi oldukça yüksek bir seviyede gerçekleştiği, davacının işlemlerinin … uzmanlarının Raporunda belirli kriterler kapsamında detaylı olarak incelendiği ve manipülasyon suçunun manevi unsurunun oluşmadığı sonucuna ulaşıldığı, bu tespitler kapsamında, 28/07/2010 tarihinde hisse senedinin fiyatının yükselmesindeki en önemli etkenin davacının gerçekleştirdiği alış işlemleri olduğu, yükselen fiyatlardan gerçekleştirilen bu alış işlemleri neticesinde davacının alım maliyetinin de yükseldiği ve yapılan satış işlemleri sonucunda da zarar oluştuğu, dolayısıyla davalı … tarafından manipülasyon yapıldığı yönündeki davacı iddiasının aksine SPK tarafından davacının işlemlerinin manipülasyon fiili kapsamında incelendiği, Davacı …’ın şikayeti kapsamında … Boya hisse senedinde gerçekleştirilen işlemlere yönelik yapılan incelemede … tarafından davalı aracı kurumun sermaye piyasası mevzuatına aykırı işlemleri nedeniyle bazı hususlarda uyarıldığı, bazı konularda ise hakkında idari para cezası tesis edildiği,
Bununla birlikte, …’nun 09/11/2012 tarihli toplantısında; “…’ın iddiaları çerçevesinde, Aracı Kurum faaliyetlerinin Kurulumuz düzenlemelerine uyumuna ilişkin işlem tesis edilmesini gerektirir bir hususun bulunmadığı, ” yönünde karar alındığı,
Esasen davalı aracı kurum tarafından gerek … tarafından gerçekleştirilen alım işlemlerinin ve gerekse diğer bazı müşterileri tarafından gerçekleştirilen açığa satış işlemlerinin doğurabileceği riskin müşterilerini ve kurumu etkileme ihtimali ile sermaye piyasası mevzuatı kapsamında kurumun olumsuzluk yaşamaması adına bir yandan …’a satış yaparak pozisyonunu azaltması, bir yandan da açığa satış yapan müşterilerine alış yaparak pozisyonlarını kapatmaları yönünde telkinde bulunulduğu, baskı yapılmaya çalışıldığı, ancak, bu konuda sonuç alınamadığı ve aracı kuruma SPK tarafından önemli tutarlarda idari para cezası uygulanmasının önüne geçilemediği,
Sonuç olarak, davacı tarafından 28/07/2010 tarihli 2. seansın yaklaşık olarak son 3.5 dakikasında toplam 4.206.529 adet … Boya hisse senedi satıldığı, davacı tarafça söz konusu hisse senetlerinin davalı aracı kurum yetkililerinin baskısıyla satıldığı ve satış işlemlerinin bir kısmının davalı … aracılığıyla yapıldığının ileri sürüldüğü, ancak dava konusu satış işlemlerinin dava dışı aracı kurumlar olan Mira Menkul ve Marbaş Menkul aracılığıyla satıldığı, davacının … nezdindeki hesabından satış yapmadığı,
Kaldı ki, davalı aracı kurum yetkilisinin davacıya kendi kurumlan üzerinden aldığı hisse senetlerinin bir kısmını başka bir aracı kuruma çekmesini teklif ettiği ancak davacının bu teklife itibar etmediği, davalı aracı kurumun davacıyı yüksek miktarlarda (yaklaşık 11 milyon TL) fonlamak istemediği, ancak bu durumun davacının başka aracı kurumlar üzerinden alım yapmasını engellemediği, davacının başka bir aracı kurumda nakdinin ya da kredi limitinin olması durumunda 28/07/2010 tarihinde sahip olduğu maddi gücü dahilinde Dyo Boya hisse senedi alabilme imkanının bulunduğu,
Davacının dava konusu satış işlemlerini davalı aracı kurum nezdindeki hesabından yapmadığı, diğer aracı kurumlar nezdindeki hesaplarından gerçekleştirdiği, böylece satış yaptığı aracı kurumlan kendisi belirlediği gibi, satış zamanını, satış miktarını ve satış fiyatlarını da kendisinin belirlediği ve hatta davalı aracı kurum çalışanlarına yüksek fiyatlardan satış yapabilmesini sağlamak amacıyla sürekli tavan fiyat seviyelerinden, yüksek fiyatlardan ve fazla miktarlarda alış emri iletilmesi yönünde baskı uygulamaya çalıştığı, dolayısıyla davacı hesabında oluşan zarardan dolayı davalı aracı kurumun sorumluluğunun bulunduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla bilirkişiler Sermaya Piyasası Uzmanları …, Borsa Uzmanı … ile …, Öğretim Üyesi …’ya tevdii edilen dosyaya tanzim olunan 29/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
İNCELEME, TESPİT VE DEĞERLENDİRME:
Dava konusu satış işlemlerinden dolayı alım satım kaynaklı maddi zarar miktarı:
… uzmanlarının 30/01/2012 tarihli Denetleme Raporunda da belirtildiği üzere (Sf.2G); davacı 26-30/07/2010 döneminde gerçekleştirdiği, … işlemleri neticesinde 317.591,72 TL tutarında alım satım kaynaklı zarar etmiş olup, bu tutara komisyon ve BSMV dahil değildir. Ayrıca, davacının hesaplarında 587.804 adet hise senedi bulunmaktadır.
Bu hisse senetlerini satmamış olsaydı belirtilen … hisse senetlerinin dolaşımda olan hisse miktarları, davacının satın almış olduğu hisse miktarlarının toplam dolaşımdaki hisse miktarlarına oranı
Mahkemenin 18/12/2015 tarihli müzekkeresi ile … A.Ş.’e … Boya hisse senedinin 28/07/2010 tarihi İtibariyle fiili dolaşımdaki pay miktarı ile fiili dolaşım oranı sorulmuş olup. … A.Ş.’nin 29/12/2015 tarihli ve BİAŞ-6-12891 sayılı cevabi yazısında, söz konusu bilgilerin mevzuat gereği … A.Ş. (MKK) kayıtlarında yer aldığı, MKK’nın web sitesinde yapılan sorgulamada 30/09/2010 tarihli verilere ulaşılabildiği, belirtilen tarihe ilişkin verilerin MKK’dan talep edilebileceği ifade edilmiştir
Borsa tarafından gönderilen yazıda, 30/09/2010 tarihi itibariyle Şirket sermayesinin 100.000,000 TL olduğu, fiili dolaşımdaki pay miktarının 24.219,925,14 TL olduğu ve fiili dolaşım oranının %24,21 olduğu ifade edilmektedir.
Kök Rapor’da belirtildiği üzere, 27/07/2010 tarihli gün sonu itibariyle 1.261.928 adet hisse senedine sahip olan davacının dava konusunu oluşturan söz konusu satıs İşlemleri öncesinde 28/07/2010 tarihi İtibariyle net alış miktarının 7.971.676 adet olduğu dikkate alındığında toplam 9.233.604 adet … Boya hisse senedine sahip olacağı görülmekledir. Bu miktar fiili dolaşımdaki pay miktarına oranlandığında, (Dosyada mübrez Borsa tarafından 30/09/2010 tarihine ilişkin verilen bilgi kullanılmış olup, MKK’dan 28/07/2010 tarihine ilişkin bilgi talep edilmesinde fayda bulunduğu değerlendirilmektedir) fiili dolaşım oranının % 38,12’sine tekabül edeceği anlaşılmaktadır.
Bu senetlerin açığa satıcısı konumunda olan satıcıların gün sonunda açıklarım lamamlayamadtklart takdirde oluşacak piyasa koşulları,
… hisse senedinin piyasasında 28/07/2010 tarihinde açığa satıcı konumunda olan satıcıların gün sonunda açıklarım tamamlayamadıkları takdirde oluşacak piyasa koşullan 8. madde ile birlikte değerlendirilmiştir.
Davacının T+2 ‘deki temerrüt durumu
05/12/2016 tarihli Kök Rapor’da açıklandığı üzere, davacının davalı aracı kurum nezdindeki hesabında 28/07/2010 tarihli işlemlerin takas tarihi olan 30/07/2010 tarihinde 10.898.784,32 TL tutarında borç bakiye oluşmuştur. Davacı 2, seansın son dakikalarında dava dışı diğer aracı kurumlar aracılığıyla yapmış olduğu dava konusu satış işlemleri neticesinde büyük kısmı oluşan nakit bakiyeler kaynaklı olmak üzere iki farklı aracı kurumdan 2.900.000 TL ve 3.262.000 TL’sım (toplam 6.162.000 Tl.) davalı aracı kurum nezdindekİ hesabına göndermiş ve bu sayede davacının davalı aracı kurum nezdindekİ hesabında oluşan borç bakiyesi 4.736.784,32 TL’suıa düşmüştür. Davacı takas tarihi itibariyle oluşan bu borcunu davalı aracı kuruma ödeyememiş ve davacı hesabında 30/07/2010 tarihinde 4.736.784,32 TL tutarında temerrüt oluşmuştur. Davalı taraf dilekçelerinde de davacının temerrüde düştüğü ifade edilmektedir.
Davacının dava dışı aracı kurumlar nezdindeki hesaplan aracılığıyla 28/07/2010 tarihinde gerçekleştirdiği dava konusu 4.206.529 adet satış işleminin parasal tutannın 6.107.940 TL olduğu dikkate alındığında, sözkonusu satış işlemlerinin gerçekleştirilmemesi durumunda bu nakit tutarı da görıderemcyeceği ve davacının davalı aracı kurum nezdindekİ hesabında 30/07/2010 takas tarihi itibariyle oluşabilecek temerrüt tutarının 10.844.724,32 TL olabileceği değerlendirilmektedir.
Davacının davalı aracı kurumla arasındaki kredi ilişkisi
Davacının davalı aracı kurum nezdindekİ hesabında 15.000.000 TL’lik günlük alış/satış limiti ve davalı taraf beyanına göre kendisine tahsis edilen 1.900.000 TL tutarında kredi limiti bulunmaktadır. Davacının cari hesabında oluşan borç tutarı Kök Raporda detaylı olarak açıklanmıştır.
Davacının cari hesabında oluşan borcuna ilaveten davalı aracı kurum nezdindeki kredi hesabında 30/07/2010 tarihi itibariyle 1.063.570,02 TL tutarında kredi borcu bulunmakta olup, söz konusu kredi borcunu 03/08/2010 tarihi itibariyle (3.87 TL borç kalmış) kapatmıştır
Senetlerini satmadığı takdirde bu sen eder İni davacı vekilinin belirttiği gözaltı ödüne pazarında değerlendirip değe rlen diremey eceği, bundan gelir elde edip edemeyeceği
Davacı vekilinin dilekçesinde belirttiği “gözaltı ödünç pazarı” isimli bir pazar olmamakla birlikle …bank tarafından işletilen “Ödünç Pay Piyasası” nın (ÖPP) kastedildiği anlaşılmaktadır, Ödünç Pay Piyasasında, piyasa mevzuatına uygun olmak koşulu ile her yatırımcı işlem yajKtbilmekte olup, menkul kıymetlerini ödünç veren taraf Ödünç alan taraftan belirli prosedür çerçevesinde hesaplanan bir gelir elde etmektedir.
Ödünç Pay Piyasası (ÖPP), …bank tarafından belirlenen tür, miktar vc dönemlerde teminat karşılığı ödünce konu kıymet ödünç almak veya vermek isteyen Aracı Kurum, Banka ve Sermaye Piyasası mevzuatı uyarınca bu piyasada işlem yapabilecek kuruluşlar İle bunların müşterilerinin talep ve tekliflerinin karşılaşmasını sağlayan, …bank tarafından kurulan ve işletilen bir piyasadır. Diğer bir ifade ile …bank, ÖPP işlemlerinde açık teklif yöntemi ile merkezi karşı taraftır. Ödünç verene karşı ödünç alan, ödünç alana karşı ödünç veren konumundadır, ÖPP’de yapılan işlemler için Takasbank tarafından hesaplanan komisyon tutarı işlemlere taraf olan üye hesaplarından re’sen tahsil edilir.
…, olay tarihinde İMKB Hisse Senetleri Piyasası Ulusal Pazarda işlem görmektedir. Bir fikir vermesi açısından 26.07.2010 – 30.07.2010 tarihleri arasında …bank ÖPP’da gerçekleşen İMKB 100 dışı hisse senedi işlemlerine ait kamuya açıklanan bilgiler aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Görüleceği üzere 93.000 adet … hisse senedi, (piyasa değeri 122.760,00 TL 81.665,78 S) 30.07.2010 tarihinde 3 gün valürlü olarak ortalama %204,19 faiz oranı üzerinden ve 2 sözleşme olarak işlem görmüştür. Diğer bir İfade ile 2 işlemle ödünç olarak piyasadan 3 günlük … hisse senedi alınmıştır. Basit olarak hesaplandığında ödiinç veren taraf, 3 günlük 2.060,25 TL brüt gelir elde etmiştir.
Davacının baskı altında sattığını ileri sürdüğü senetlerini satmamış olması durumunda, bir kısırımı ÖPP’da Ödünç verip gelir elde etme ihtimali bulunmaktadır. Davacı, dava konusu 4.206,529 adet …. hisse senedini satmamış olsaydı, 28/07/2010 işlem tarihi ve 30/07/2010 takas tarihi itibariyle hesaplarında 9.233,604 adet hisse senedi bulunabilecekti.
Kök raporda da belirtildiği üzere, 28/07/2010 tarihinde 84 farklı yatırımcı tarafından toplam 3.882,843 adet hisse senedi açığa satılmıştır. Açığa satış işlemlerinin sadece % 27,33’ü (1.061,003 adet) Global müşterileri tarafından gerçekleştirilmiştir.
Buna göre, toplam 3,882.843 adet hisse senedi açığa satılmış olmakla birlikte, … raporundan bazı yatırımcıların açık pozisyonlarım davacının 28/07/2010 tarihli 2, seansın son 3.5 dakikasında yaptığı dava konusu satış işlemlerine başlamadan önce kapattığı görülmekledir. Örneğin, SPK raporunda Soymenhn bir müşterisinin 250,000 adetlik açık pozisyonunu saat 15:14:36 itibarıyla kapattığı İfade edilmektedir. Ancak, dava dosyasında açık pozisyonların toplamda ne kadarının kapatıldığı ve ne zaman kapatıldığı bilgisi bulunmamaktadır, Borsadan 28/07/2010 tarihinde Dyo Boya hisse senedinin piyasasında gerçekleştirilen işlem bilgilerinin yatırımcı bazında ve manyetik ortamda temin edilmesi durumunda, davacının dava konusu satışlara başlamadan önce açık pozisyonların ne ölçüde kapanmış olduğunun tam olarak hesaplanması mümkündür.
Dosyadaki bilgiler kapsamında, yukarıda belirtilen 250.000 adetlik açık pozisyonun kapatıldığı, ayrıca 30/07/2010 tarihinde 93.000 adet … Boya hisse senedinin ödünç işlemine konu olduğu ve fakat davacı tarafça bu hisse senetlerinin kendilerince ödünç verildiği ve gelir elde edildiği yönünde beyanda bulunulmadığı dikkate alındığında, en az söz konusu tutarların davacının ödünç verebileceği hisse miktarından düşülmesi gerekmektedir.
Buna göre, davacının dava konusu satışlarını yapmamış olması durumunda en fazla 3.539,843 adet hisse senedi açık pozisyonuna sahip yatırımcılara ödünç hisse senedi verme ihtimali bulunduğu varsayılmaktadır. Yukarıda da belirtildiği üzere, açık pozisyonunu kapatmış başka yatırımcıların bulunması durumunda söz konusu miktarların da düşülmesi gerekmektedir.
Bu noktada değerlendirilmesi gereken önemli bir nokta, davacının ne ölçüde hisse senedini Ödünç verebileceğine ilişkindir. Yukarıda da belirtildiği üzere, davacının 30/07/2010 takas tarihi itibariyle hesaplarında 9.233.604 adet … Boya hisse senedi bulunabileceği ve bu miktarın … Boya hisse senedinin fiili dolaşımdaki miktarına oranının % 38,12 olduğu dikkate alındığında, bu oranda hisse senedinin davacı tarafından ödünç verilebileceği, kalan kısmın ise elinde hisse senedi bulunan diğer yatırımcılar (fiili dolaşımdaki payların % 61,88’i diğer yatırımcılara aittir) tarafından ödünç verilebileceği yönünde değerlendirme yapılabilir. Nitekim, fiili durumda 28/07/2010 tarihli işlemler neticesinde 30/07/2010 … tarihi itibariyle davacının hesaplarında 5,027.075 adet hisse senedi bulunmasına rağmen, bu tarihte gerçekleşen 93.000 adet … Boya hisse senedi ödünç işleminin bir kısmına taraf olunduğuna ya da gelir elde edildiğine yönelik davacı bey anı bulunmamaktadır.
Bu varsayım dahilinde, ödünç talebinde bulunulması muhtemel olan 3.539.843 adet hisse senedinin % 38,12 ’si 1.349.388,15 adet olarak hesaplanmış olup, söz konusu hisse senetlerinin piyasa değeri toplamının satışların yapılmamış olması durumunda tavan fiyat olan 1,52 TL’den 2.051.070 TL olarak hesaplanabileceği ve davacının 3 günlük 34.422,57 TL tutarında ödünç hisse senedi İşlem geliri elde edebilme ihtimali bulunduğu görülmektedir.
Diğer taraftan, davacının davalı aracı kurum nezdindeki hesabında dava konusu satış İşlemlerinden gelen nakde rağmen 30/07/2010 takas tarihi itibariyle 4.736.784,32 TL tutarında temerrüt oluşmuştur, Ayrıca, davacının davalı aracı kurum nezd indeki kredi hesabında 30/07/2010 tarihi itibariyle 1.063.570,02 TL tutarında kredi borcu bulunmaktadır. Buna göre, davacının dava dışı aracı kurumlar nezdindeki hesapları aracılığıyla 28/07/2010 tarihinde gerçekleştirdiği dava konusu 4.206.529 adet satış işleminin parasal tutarının 6.107.940 TL olduğu dikkate alındığında, sözkonusu satış işlemlerinin gerçekleştirilmemesi durumunda bu nakit tutan da gönderemeyeceği ve davacının davalı aracı kurum nezdindeki hesabında 30/07/2010 takas tarihi itibariyle oluşabilecek temerrüt tutarının 10.844.724,32 TL olabileceği değerlendirilmektedir.
Bu kapsamda, davacının cari hesabına 30/07/2010 tarihinde yansımış olan 6.315,72 TL (mevcut 4.736.784,32 TL tutarındaki borç bakiye üzerinden uygulanmış) tutarındaki temerrüt faizine İlaveten 8443.92 TL tutarında bir temerrüt faizi daha tahakkuk ettirileceği, benzer şekilde 30/07/2010 tarihinde uygulanan 315,79 TL tutarındaki BSMV’ye ilaveten 407,20 TL tutarında daha BSMV tahakkuk ettirileceği değerlendirilmektedir. Söz konusu temerrüt faizi ve BSMV tutarları davacının cari hesabında uygulanan oranlar dikkate alınarak oransal olarak hesaplanmış olup, 28/07/2010 tarihinde satış yapılmayıp 29/07/2010 tarihinde satış yapılması halinde katlanılacak toplam ilave maliyetin 8.551,12 TL olacağı görülmektedir. Bu tutarın ödünç hisse gelirinden düşülmesi durumunda davacının 25.871,45 TL tutarında gelir elde edebileceği değerlendirilmektedir.
Yukarıda da belirtildiği üzere, bu tutar hesaplanabilecek en fazla tutar olarak olarak hesaplanmış olup, davacının dava konusu satış işlemlerine başlamadan önce açık pozisyonunu kapatan başka müşteri bulunması durumunda, kapanan pozisyon miktarına tekabül eden tutarın da düşülerek hesaplama yapılması gerekmektedir.
Diğer taraftan, aşağıda detaylı olarak açıklanan gerekçeler kapsamında yukarıda belirtilen açık pozisyonların 29/07/2010 tarihinde kapatılabileceği değerlendirilmiştir.
Davacının bu hisse senetleri elinde olarak piyasa kapanmış olsaydı hisse senedi tahtasının işlem hacmi de nazara alınarak yeni işlem günlerinde oluşabilecek piyasa hareketten ve varsa davacının yoksun kaldığı kâr (munzam zarar)
Heyetimizce düzenlenen Kök Raporun sonuç kısmında;
“Kaldı ki, davalı aracı kurum yetkilisinin davacıya kendi kurumlan üzerinden aldığı hisse senetlerinin bir kısmını başka bir aracı kuruma çekmesini teklif etliği ancak davacının bu teklife itibar etmediği, davalı aracı kurumun davacıyı yüksek miktarlarda (yaklaşık 11 milyon TL) fonlamak istemediği, ancak bu durumun davacının başka aracı kurumlar üzerinden alım yapmasını engellemediği, davacının başka bir aracı kurumda nakdinin ya da kredi limitinin olması durumunda 28/07/2010 tarihinde sahip olduğu maddi gücü dahilinde Dyo Boya hisse senedi alabilme imkanının bulunduğu,
Yukarıda detaylı alarak açıklanan hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacmm dava konusu sal ış işlemlerini davalı aracı kurum nezdindeki hesabından yapmadığı, diğer aracı kurumlar nezdindeki hesaplarından gerçekleştirdiği, böylece satış yaptığı aracı kurumlan kendisi belirlediği gibi, satış zamanını, satış miktarını ve satış fiyatlarını da kendisinin belirlediği ve hatta davalı aracı kurum çalışanlarına yüksek fiyatlardan satış yapabilmesini sağlamak amacıyla sürekli tavan fiyat seviyelerinden, yüksek fiyatlardan ve fazla miktarlarda alış emri iletilmesi yönünde baskı uygulamaya çalıştığı, dolayısıyla davacı hesabında oluşan zarardan dolayı davalı aracı kurumun sorumluluğunun bulunduğunun söylenemeyeceği’’ denilmek suretiyle davacının munzam zararının bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Bununla birlikte dava konusu hisse senedi satışlarının baskı altında yapıldığı yönünde karar tesis edilmesi durumunda, olası munzam zarar hesaplamaları aşağıda sunulmuştur.
Yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere, davacının 28/07/2010 tarihli 2. seansın yaklaşık olarak son 3,5 dakikasında sattığı toplam 4.206.529 adet … hisse senedinin satılmadığı varsayımında söz konusu tarihle açık pozisyonunu kapatamamış yatırımcıların hisse miktarının en fazla 3.632.843 adet olabileceği» buna mukabil davacının hesaplarında 9.233.604 adet Dyo Boya hisse senedi bulunabileceği varsayılmaktadır. Bu durumda. 29/07/2010 (T+l) tarihinden itibaren çok sayıda yatırımcının açık pozisyonunu kapatmak üzere loplam 3.632,843 adet hisse senedi alma gerekliliğinden bahsedilirken» davacının da davalı aracı kuruma olan borcunu ödeyebilmesi İçin 9.233.604 adet … Boya hisse senedinin büyük kısmım satması beklenmekledir. Zira, dava konusu hisse senetlerin satılmaması durumunda davacının davalı aracı kurumda nezdindeki cari hesabında takas tarihi 30/07/2010 İtibariyle 10.844.724,32 TL tutarında borcu olabileceği değerlendirilmekte olup, ayrıca 1.063.570,02 TL tutarında da kredi borcu bulunmaktadır. Nitekim, davacı» hesaplarındaki … Boya hisse senetlerinin büyük kısmım 29 ve 30 Temmuz 2010 tarihlerinde satarak davalı aracı kuruma olan borçlarını kapatmış olup, davacının 30 Temmuz 2010 tarihi itibariyle hesaplarında sadece 587,804 adet … Boya hisse senedi kalmıştır.
Bu kapsamda, 29/07/2010 tarihinde hisse senedinin piyasasında oluşabilecek fiyat ve miktar tahminlerini değerlendirebilmek amacıyla 23-30/07/2010 tarihinde hisse senedinin piyasasında gerçekleştirilen işlem bilgileri ile davacı hesabına gerçekleştirilen işlemler bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak sunulmuştur.
Bilirkişi raporunda dökümü yapılan 23-27/07/201 ü döneminde davacının nel alış işlemleri gerçekleştirerek 27/07/2010 tarihi itibariyle 1.261,928 adet hisse senedine sahip olduğu ve hisse senedinin fiyatının bu dönemde % 3,2 oranında artarak 1,25 TL’den 1,29 TL’sına yükseldiği görülmektedir. Bu dönemde seans bazında ortalama işlem miktarı 904.411,60 adet olarak gerçekleşmiş olup. Özellikle 26/07/2010 tarihli 2, seansta gerçekleşen 3.614.271 adetlik işlem miktarı ortalamayı yükseltmiştir. Bu seansta gerçekleşen alış işlemlerinin %61,9’u ve satış İşlemlerinin %40,3’ü davacı tarafından gerçekleştirilmiştir.
Hisse senedinin piyasasında 28/07/2010 tarihli 1. seansta 8.149.653 adet işlem gerçekleşmiş olup, fiyat % 7 oranında yükselmiştir. Bu seansta gerçekleşen işlem miktarı önceki dönem ortalamasının yaklaşık 9 kat, bir önceki seansta gerçekleşen işlem miktarının ise yaklaşık 40.7 kat üstünde gerçekleşmiş olup, alış işlemlerinin % 79,51i ve satış işlemlerinin % 24,8’i davacı tarafından gerçekleştirilmiştir. Dava konusu işlemlerin gerçekleştiği 2. seansta ise I3.0l2.5l2 adet işlem gerçekleşmiş olup, fiyat % 7,2 oranında yükselmiştir. Bu seansta gerçekleşen İşlem miktarı önceki dönem ortalamasının yaklaşık 14.4 kat, 27/07/2010 tarihli 2. seansta gerçekleşen işlem miktarının ise yaklaşık 65 kat üstünde gerçekleştirildiği, alış işlemlerinin % 39,3 ü ve satış İşlemlerinin % 44,6’sı davacı tarafından gerçekleştirilmiştir.
Ggerçekleştirilen toplam 3.882.843 adet açığa satış işleminin 2.282,843 adedinin l, seansta, l.600.000 adedinin ise 2. seansta gerçekleştirilmiş olabileceği düşünülmüştün … raporunda davalı aracı kurumun açığa satış yapan müşterilerinin T i hariç zarar ettiği belirtildiğinden ve 2. seans fiyatın yüksek olmasından hareketle açığa satış işlemlerinin daha fazla oranda l. seansta gerçekleştirildiği varsayılmıştır,
Buna göre, hisse senedinin piyasasında gerçekleştirilen satış işlemlerinden davacının gerçekleştirdiği satış miktarı ile açığa satış miktarı düşülmek suretiyle diğer yatırımcılar tarafından gerçekleştirilen satış miktarı bulunmuştur. Tablodan görüldüğü üzere, 28/07/2010 tarihli l. seansta diğer yatırımcılar tarafından 3.841.810 adet, 2, seansta ise 7.205,983 adet satış gerçekleştirilmiş olabileceği hesaplanmıştır. Diğer yatırımcı lan n hisse senedinin piyasasında gerçekleştirdiği satış miktarının artması büyük oranda hisse senedinin fiyatında meydana gelen yükselişten kaynaklanmaktadır, Şöyle ki, 23-27/07/2010 döneminde % 3,2 oranında yükselen hisse senedinin fiyatı 28/07/2010 tarihli 1. seansta %7. 2, seansta ise % 7,2 oranında daha yükseImiştir, Yani, 23-28/07/2010 dönemindeki fiyat artışı % 17,69 olmuştur. Yükselen fiyat seviyesinin de (özellikle L ve 2. seanstaki yükselişin hızlı olması) daha fazla yatırımcının satış yapmasına neden olduğu gibi bir kısım yatırımcıların açığa satış yapmasına dahi sebep olduğu değerlendirilmektedir.
… Boya hisse senedinin piyasasında 29/07/2010 tarihinde açığa satış gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği bilinmediğinden açığa satış miktarı dikkate alınmaksızın diğer yatırımcıların satış miktarı hesaplanmıştır. Hattızatında, bu noktada Önemli olan toplam satış miktarıdır. Yukarıdaki tablodan 29/07/2010 tarihli l, seansta diğer yatırımcılar tarafından 6*765.206 adet 2. seansta İse 2.725.910 adet olmak üzere toplamda 9.491.116 adet satış gerçekleştirildiği görülmektedir. Bu tarihte davacı tarafından gerçekleştirilen satış miktarı ise 4.519.286 adettir. Dolayısıyla bu tarihte toplam 14.010.402 adet satış işlemi gerçekleştirilmiş olup* 28/07/2010 tarihinde gerçekleştirilen açığa satış işlemleri neticesinde açık pozisyonu kapatılmadığı değerlendirilen en fazla mikıann 3.632,843 adet olabileceği dikkate alındığında, bu miktarın 29/07/2010 tarihinde gerçekleşen fiili satış miktarı içindeki payının % 25,93 olduğu ve bu tarih itibariyle açık pozisyonların tamamının alış yapılmak suretiyle kapatılabileceği değerlendirilmektedir. Kaldı ki, davacının dava konusu 4*206.529 adet satış İşlemini 28/07/2010 tarihinde gerçekleştirmemiş olması durumunda davalı aracı kuruma olan borcunu ödeyebilmek için 29/07/2010 tarihinde çok daha fazla satış işlemi yapması gerekeceği, dolayısıyla satış miktarının daha da fazla olabileceği açıktır.
Bu durumda, 28-29/07/2010 tarihlerinde hisse senedinin piyasasında oluşabilecek fiyat bilgisinin tahmin edilmesi ve bu doğrultuda davacının hisse senetlerini daha yüksek fiyatlardan satabilme ihtimalinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
28/07/2010 tarihli 2, seansta hisse senedinin piyasasında toplam 13.012.512 adet işlem gerçekleştirildiği, AOFYn 1,48 TL olduğu dikkate alındığında, toplam işlem hacmi 19.25K.517.76 Tl. olarak hesaplanmaktadır. Davacının haskı altında sattığını ileri sürdüğü 4,206.529 adet hisse senedim salmamış olması durumunda toplam 6.107.940 TL değerindeki senedini satmamış olacağı ve hisse senedinin piyasasında 2. seansta toplam 8.805.983 adei işlem (son 3,5 dakikada gerçekleşmiş tüm işlemler yok kabul edilmiştir) gerçekleşmiş olabileceği, işlem hacminin 13.150.578 TL olabileceği ve hisse senedinin ağırlıklı ortalama fi yat m m 1,4934 TL olabileceği düşünülebilir (Seansın son 3.5 dakikasında başka işlem gerçekleştirilmediği varsayılmaktadır). Görüldüğü üzere, söz konusu satışların yapılmamış olması durumunda ve seansın sonuna kadar başka işlem de gerçekleştirilmediği varsayımında hissenin AOF’i yaklaşık % 0,9 oranında daha yüksek olabilecektir. Dava konusu satış işlemlerinin gerçekleştirilmemesi durumunda seansın kapanış fiyatının da tavan fiyat olan 3,52 TL/sından gerçekleşme ihtimali bulunmaktadır. Kapanış fiyatının günlük ağırlıklı ortalama fiyatının üzerinde olması durumunda bir sonraki seans açılışında da fiyatın yükselme eğiliminde olması beklenebilir.
Buna göre, 29/07/2010 tarihinde açık pozisyon kaynaklı kapaitlması gereken 3.632.843 adet alım talebi olabileceği değerlendirilirken, diğer yatırımcıların fiili durumda gerçekleştirdiği 14,010.402 adetlik alış miktarı ile 9.491,116 adetlik satış miktarı, davacının fiili durumda gerçekleş lirdi ği 4.519.286 adetlik satış miktarı ve ilaveten davacının dava konusu 4.206.529 adet pay satışım 28/07/2010 tarihinde yapmamış olması varsayımında bu payların bir kısmını daha 29/07/2010 tarihinde satma İhtimalinden bahsedebilecektir. Zira, paylarını satmadığı ölçüde davalı aracı kuruma olan temerrüt borcu yükselecektir.
Davacının 28/07/2010 tarihli 2, seansın son 3,5 dakikasında baskı altında yaptığını ileri sürdüğü 4.206.529 adet hisse senedi satış işlemleri neticesinde hisse senedinin fiyatı 1,52 Tl/ndan % 15,15 oranında düşerek 1,32 TL olmuştun Söz konusu fiyat düşüşü tamamen davacının satış işlemlerinden kaynaklanmakta olup, davacı daha az miktarda satış yapsaydı, fiyatın daha az düşeceği açıktır. Kök raporda detaylı olarak açıklandığı üzere, davacı, satış yaptığı aracı kurumlan kendisi belirlediği gibi, satış zamanını, satış miktarını ve satış fiyatlarını da kendisi belirlemiştir. Satış miktarım daha düşük belirlemesi durumunda gerek kapanış fiyatı, 1,32 TL’den ve gerekse AOF 1,48 TL’den daha yüksek olabilecek ve 29-30 Temmuz tarihlerinde gerçekleştireceği satışlarının ortalama fiyatı da daha yüksek olabilecekti.
Raporda dökümü ayrıntılı olarak tabloda açıklandığı üzere, davacı 29/07/2010 tarihli L seansta net olarak 2.344.938 adet; 2, seansta 611,987 adet; 30/07/2010 tarihli 1. seansta net olarak 1.102.437 adet; 2. seansta ise 379.909 adet satış gerçekleştirmiştir. Hisse senedinin AOF’ı ise 29/07/2010 tarihli L seansta % 7,4 ve 2. seansta % 3h6 oranında; 30/07/2010 tarihli 1. seansta % 1,5 (1,30 TL) ve 2. seansla % 1,5 (1,28 TL) oranında düşmüştür. Davacının baskı altında sattığını ileri sürdüğü 4.206.529 adet hisse senedini sattığı 28/07/2010 tarihli 2, seansta ise hissenin AOFı 1,48 TL‘sidir. Görüldüğü üzere, söz konusu 1,48 TL /lik AOF’ın altında olmasına rağmen davacı düşen fiyatlardan satış yapmaya devam etmiştir. Zira, 5, maddede açıklandığı Üzere davacının davalı aracı kurum nezdîtıdeki hesabında 30/07/2010 tarihi itibariyle 4.736.784,32 TL tutan uda temerrüt oluştuğu, ayrıca kredi hesabında da 1.063.570,02 TL tutarında kredi borcu bulunduğu ve davacının 29-30 Temmuz 2010 tarihlerinde gerçekleştirdiği satış işlemlerinden elde ettiği nakit ile davalı aracı kuruma olan temerrüt borcu ile kredi borcunu ödediği dikkate alındığında, bu satışları borçlarını ödemek İçin gerçekleştirdiği açıktır. Davacı tarafça tüm satışların baskı altında yapıldığı ileri sürülse de, dava dosyasında 29-30 Temmuz 2010 tarihinde gerçekleştirdiği satış işlemlerinin baskı altında yapıldığına İlişkin bir bilgi, belge bulunmamaktadır. Kaldı ki, 29/07/2010 tarihinde ve 30 Temmuz 2010 tarihli 1. seansta sadece satış işlemi yapılmamış, davacı tarafından bir yandan alış işlemleri de gerçekleştirilmiştir.
Bunu göre, 29/07/2010 tarihli L seans açılışında gerek fiyat hareketi ve gerekse açık pozisyonunu kapatmak isleyen yatınmcıların alım talebi doğrultusunda hissenin fiyatında yükseliş beklenmekle birlikte, yukarıda açıklanan fiili satış miktarlarına ilaveten yükselen fiyat seviyelerinden çok daha fazla sayıda yatırımcının satış yapabileceği ve hatta açığa satış da yapılabileceği ve davacının yapması muhtemel satış miktan da dikkate alındığında seansm bütününde hissenin fiyatının düşme ihtimalinin fiili duruma benzer ve fakat daha düşük oranlarda olabileceği değerlendirilmektedir. Zira, yükselen fiyat seviyelerinden gerek diğer yatırımcıların ve gerekse davacının yapması muhtemel satış işlemleri hisse senedinin fiyatını düşürebilecektir.
Dava dosyasına sunulan 05/12/2016 tarihli Bilirkişi Ek Raporunda, davacının ilgili dönemde net satış ortalamasının 1,35 TL olarak hesaplandığı belirtilmiş ve bu rakam baz alınarak munzam zarar hesaplaması yapılmıştır. Oysa, davacının satış yaptığı dava dışı aracı kurumlar olan … ve … tarafından Sayın Mahkemelin talebi kapsamında sadece 28/07/2010 tarihli işlemlere İlişkin bilgi ve belge ibraz edilmiştir. Yani, 29 ve 30 Temmuz tarihlerinde davacının dava dışı … ve … Menkul nezdindeki hesaplan aracılığıyla gerçekleştirdiği … Boya satış işlemlerine ilişkin dava dosyasına bîr belge ibraz edilmemiştir. Buna göre, davacının Dyo Boya hisse senedinde 28-30 Temmuz 2010 döneminde gerçekleştirdiği satış işlemlerine İlişkin fiyat ve miktar bilgisi dosyada bulunmadığından satış İşlemlerinin ağırlıklı ortalama fiyatını hesaplamak mümkün değildir.
Davacı, 28/07/2010 tarihinde baskı altında sattığını ileri sürdüğü 4,206,529 adet hisseye İlaveten 29-30 Temmuz 2010 tarihlerinde toplam 4.439,271 adet … Boya hisse senedini net olarak satmış olup, davacının toplam satış miktarının 8.645.800 adet olduğu görülmektedir. Davacının hesaplarında 30/07/2010 tarihli gün sonu İtibariyle 587,804 adet hisse senedi bulunmaktadır,
Buna göre, davacının ilgili dönemdeki net satış ortalaması olarak 05/12/2016 tarihli Bilirkişi Ek Raporunda hesaplandığı belirtilen 1,35 TL’sinin doğru olduğu varsayımında davacının munzam zararının raporda ayrıntılı olarak dökümünün yapılmıştır.
Davacının baskı altında yaptığını ileri sürdüğü satışların yapılmaması durumunda yukarıda açıklanan piyasa koşulları dikkate alınarak 05/12/2016 tarihli Bilirkişi Ek Raporunda hesaplandığı belirtilen 1,35 TL tutarındaki davacının net satış ortalamasının doğru olduğu varsayımında davacının ortalama satış fiyatının % l, % 2 ve % 3 oranlarında daha yüksek olabilmesi ihtimali dahilinde olası munzam zarar hesaplamaları sunulmuştur Munzam zarar hesaplamalarında 28/07/2010 tarihli 2. seansta baskı altında satıldığı iddia edilen 4.206.529 adet hisse ile 29-30 Temmuz 2010 tarihlerinde davacı tarafından net olarak satılan 4.439.271 adet hisse İçin ayrı ayrı hesaplamalar yapılmış olup, bu kapsamda, hisse senetlerini ödünç verme İhtimali doğrultusunda 25.871,45 TL tutarında gelir elde edebileceği, piyasa koşullan dikkate alınarak davacının munzam zararının en düşük 56.788,14 TL, en yüksek 350.154,90 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacının … A.Ş. Hesabı nezdinde bulunan hesabındaki 28/07/2010 tarihinde günlük işlemlerin yapıldığı esnada Dyo boya hisse senetlerinde 1.3.000.000 lot … A.Ş den olmak üzere toplamda 5.000.000 lot lisse senedinin açığa satışının yapıldığının ve davacı tarafça bunların satın alındığı, tüm alım emirlerinin davalı şirket tarafından itirazsız olarak kabul edilerek sisteme girildiği, kayıt altına alındığı ve davalı tarafça yapılan işlemlerden dolayı davalı tarafın uğramış olduğu maddi ve munzam zararın tespiti ve tazminine ilişkin olduğu anlaşıldı.
Dosyamız kapsamına alınan hüküm kurmaya elverişli, ayrıntılı ve irdeleyici … Baş Uzmanı, Borsa Aracı Kurumları Yöneticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı, Mali Uzman Akademisyen ve … A.Ş. Denetim ve Gözetim Başkan Yardımcısı tarafından hazırlanan raporda yine aynı heyetçe düzenlenen yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan 29/11/2017 tarihli ek raporda yapılan tespit ve değerlendirmeler kapsamında davacının munzam zararının bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 118,80 TL harçtan mahsubu ile bakiye 82,90 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT tarifesi uyarınca takdiren 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/05/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”