Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2009/782 E. 2021/1017 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2009/782 Esas
KARAR NO : 2021/1017

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 19/10/2009
KARAR TARİHİ : 28/12/2021

Mahkememizdeki Alacak davasının mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketi yetkililerinin davalı …’in şahsında hatası ve …’in hile ve desiseleri sonucunda müvekkili şirketin talimatı doğrultusunda davalı …’e satılna dairelerden diğer davalıya muvaza suretiyle satışı gösterilen İstanbul ili, Başakşehir ilçesi … Köyü … Ada … Parsel de bulunan… arsa Paylı D… Blok … kat …nolu bağımsız bölüm meskenin tapu kaydına 3. şahıslara önlenmesi için İhtiyati Tedir Konulmasına Öncelikle Hata ve hile nedeniyle tapu kaydının iptaline kaydın eski maliki adına terkinine terkinine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretininde davalı taraflara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu dairelerin yatırım amacıyla alındığını, satış şartlarının davacı tarafından belirlendiğini müvekkili tarafından da şartların kabul edildiğini bu kapsamında ödemelerinde yapıldığını savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; aleyhine açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, inşaat mühendisi olarak çalıştığını ve dava konusu daireyi kredi kullanarak aldığını savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile celp edilen delillerin dosya kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Gayiremkul Uzmanı, İnşaat Mühendisi ile Mali Müşavir bilirkişi heyetine tevdii edilen dosyaya 04/12/2020 tarihinde tanzim olunan raporda özetle; davacının tapu iptali olarak beyan ettiği iş bu davasını 11.05.2012 tarihli dilekçesi kapsamında bedele tevdii etmesi sebebiyle yine sözleşmenin hile ile yapılmaya yöneltildiğine ilişkin ilk iddialarının da takdiri Mahkemeye ait olmak üzere hile ile yapıldığı bildirilen sözleşme ve tarafımızdan sözleşmeye ilişkin değerlendirme kapsamında davalının ödemeleri tamamlamadığı durumda, davacının 123.846,36 TL tutarı geçersiz sözleşmenin tarafı davalılardan …’den talep edebileceği yönünde yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi neticesinde tarafların beyan ve itirazlarının dosya kapsamında yeniden değerlendirilmesi amacıyla Gayiremkul Uzmanı, İnşaat Mühendisi ile önceki Mali Müşavir yanına yeni heyete eklenen Harita Mühendisi, Gayrimenkul Değerleme uzmanı ile İnşaat Mühendisi bilirkişi heyetine tevdii edilen dosyaya 22/09/2021 tarihinde tanzim olunan ek raporda özetle; kıymet takdiri yapılan … Sitesi D… Blok …Kat … no’lu bağımsız bölümün, tespit edilen şekliyle, mevki, konumu, niteliği, yapım kalitesi, kullanım durumu, rağbet derecesi, tapu kaydı, etrafındaki yapılaşma, çevresindeki emsal dairelerin satış bedelleri, belediye hizmetlerinden yararlanma durumu, ulaşım durumu, serbest piyasa maliyetleri, tasınır ve tasınmaz iç mimari yapılar gibi objektif değerleri, Dünyada ve ülkemizde yaşanan global ekonomik kriz sonrasında gelinen yeni ekonomik dengeler gibi kiymete etki eden olumlu-olumsuz bütün koşullar göz önüne alındığında, Rapor içerisinde izah edilen sebeplerle;
” Davaya konu İstanbul ili, Başakşehir İlçesi, Bahçeşehir …Kısım Mahallesi, … Cad. Manolya Sitesi.D… Blok. …kat… iç kapı no.lu bağımsız bölümüne dair rayiç bedellerini, Mahkemece tespitinin talep edildiği tarihler itibariyle aşağıdaki tabloda sunulmuştur:
D… Blok …KAT … NO’LU DAİRE :
Değer Tespiti Talep Edilen Târih – Rayiç Değer (TL):
1. Satış tarihi olan Kasım 2008 ile 2. Satış tarihi olan Ocak 2009 tarihi itibariyle 140.000,00TL
Dava tarihi olan Ekim 2009 itibari ile 145.000,00 TL
Keşif tarihi olan Haziran 2021 itibarı ile 540.000 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; davacı şirketin şahısta hata, davalı …’in hileli hareketleri nedeniyle davacı şirkete ait taşınmazın davalı … tarafından diğer davalı Şeyhmuz’a muvazaalı hareketlerle satışının yapıldığı iddiasıyla açılan tapu kaydının iptali ve eski malik adına tesciline ilişkindir.
Davacı vekili daha sonra 11/05/2012 tarihli dilekçe ile netice-i talebini açıkladığı dilekçede davanın muvazaalı işlem nedeniyle uğranılan zararın davalılardan tazminine ilişkin açılan tazminat davası olduğu belirtilmiştir.
Davacı tarafça hata, hile ve muvazaa nedeniyle dolandırıldığı ileri sürülerek dava açılmış olduğundan yargılamada ceza davasının sonucu beklenmiştir.
Davacı tarafça şahsi ilişkilere dayalı olarak tapuların devredildiği, karşılığında bonoların alındığı, taşınmazın satışı yapılan kişinin davalı Kayanın yeğeni diğer davalı Şeyhmuz olduğu, satış tarihinde Şeyhmuz’un inşaat mühendisliği öğrencisi olduğu, taşınmazı satın alacak bir gelirinin olmadığı, görünüşte bankadan kredi yoluyla satın alındığı izleniminin oluşturulduğu iddia edilmiştir.
Davalı …, zaman aşımının gerçekleştiğini, davacı ile diğer davalı arasındaki sözleşmenin tarafı olmadığını, bu nedenle husumet itirazı bulunduğunu, taşınmazın banka kredisi çekilerek alındığını, inşaat mühendisi olarak çalıştığını cevap dilekçesinde ileri sürmüştür.
Davalı …, zaman aşımının gerçekleştiğini, tarafların sözleşme gereğince 20 daire satışı konusunda anlaştığı, ödemenin senetler karşılığında yapılacağının kararlaştırıldığı, davacıya ödemenin ödeme ve ipotek verilmesi yoluyla yapılmasına rağmen davacı tarafça 20 taşınmaz üzerinden verilen senetler üzerinden işlem yapıldığı, suç duyurusunda bulunulduğu ve menfi tespit davası açıldığı beyan edilmiştir.
Mahkememizce bekletici mesele yapılan Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında şikayetçi vekilinin davalı Şeyhmuz yönünden beraat kararını temyiz etmemesi nedeniyle bu davalı sanık yönünden kararın 13/05/2016 tarihinde temyiz olmaması nedeniyle Yargıtay incelemesinden geçmeden kararın kesinleştiği, diğer sanık davalı … yönünden ise uzlaştırma hükümlerinin uygulanmadığı gerekçesiyle kararın bozulduğu dosyanın yeni esasının … E. Sayısını aldığı, yapılan yargılama neticesinde bu sanık yönünden uzlaşma sağlanamaması nedeniyle basit dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmü kurulduğu, bu kararın da temyizi üzerine dosya…E. Sayılı numarasını almış olup bozma ilamında belirtilen gerekçelerle CMK 223/e gereğince beraat kararı verilmesi gerektiği kanaati açıklanmış olup ancak suç tarihi itibariyle zaman aşımı nedeniyle dosyanın düşürülmesine karar verilmiştir.
Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesinin … E. Sayısı gerekçesi; “Sanıklar … ve … ile Katılan …’in suç tarihinden önce samimi olarak tanıştıkları ve görüştükleri, katılanın …AŞ.nin yönetim kurulu başkanı olduğu ve aynı zamanda … isimli firmanın sahibi olduğu, Sanıklar … ve …’in ise İzmir’de faaliyet gösteren … Ltd. Şti.nin yasal temsilcileri oldukları, suç tarihinden öncesinde Sanık …’in katılanın temsil ettiği şirkete ait İzmir ve Foça’da bulunan daireleri senet ile satın aldığı ve senetlerin bedellerini vade tarihlerinde düzenli bir şekilde ödediği, bu şekilde katılanın sanığa karşı bir güveninin oluştuğu, Sanık …’in katılan nezdinde bu şekil güven oluşturduktan sonra, katılanın mülkiyeti …Konut İdaresine ait İstanbul ili, Büyükçekmece İlçesi, … köyünde bulunan tapuda … nci bölge …ada, … parsel ve … ada, … parsel de kayıtlı Bahçeşehir toplu konut alanı … üncü Bölge Toplu Konutlarında yer alan …Evlerindeki taşınmazlardan bir kısmının …esince 28/09/2015 günü ve Yenimahalle … üncü Noterliğinin … yevmiye numaralı sözleşmesi ile …A.Ş. Ve…A.Ş. adlı şirketine verildiği, katılanın yönetim kurulu başkanı olduğu şirketin de bu şirketlerle yapmış olduğu, 11/05/2007 tarihli gayrimenkul satış vaadi inşaat sözleşmesi uyarınca … Evlerindeki çeşitli bloklardan 100 adet daireyi taksitle satın aldığı, bu dairelerin mülkiyetinin geçmesini tüm borcun ödenmesi ile tamamlanacağı, Sanık …’in katılanın iş bu dairelerinden haberdar olduktan sonra katılana zikrolunan daireleri derhal satabileceğini, tanıdıklarının bu evlerden istediklerini, böylelikle şirketinin kazanç sağlayacağını söyleyerek katılan ile 18/10/2008 tarihinde sözleşme imzaladığı ve iş bu sözleşmeye göre zikrolunan dairelerin senetler karşılığı satışının kararlaştırıldığı ve tapuların tüm senetlerin ödemelerinin bitirildiği tarihte verilmesi hususunda anlaşıldığı, ancak Sanık …’nın süreç içersinde tekrar katılana gittiği ve daireleri satın alacak kişilerin tereddüt etmekte olduğunu, vazgeçebileceğini, tapuların derhal kendisine verilmesini istediği, katılanın da güven duyduğu Sanık …’nın bu teklifini kabul ettiği ve 20 dairenin tapusunun Sanık …’e verildiği, sanığın zikrolunan dairelerin tapularını aldıktan sonra bu daireleri satmaya başladığı ve bu dairelerden 2 tanesinin akrabalık ilişkisi içersinde olduğu Sanık… ve Sanık … ‘na satıldığı, Sanık …’nın bu daireleri satarken kâr etmek amacıyla almış olmasına karşın satın aldığı bedelin çok altında sattığı ve Sanık …’nın satmış olduğu 7 daire üzerine bankalarca ipotek konulmuş olduğu, bunun üzerine katılanın sanığa karşı davalar ikamet etmeye başlaması üzerine Sanık …’in tapu kaydını üzerine aldığı dairelerden sekiz tanesini katılana iade ettiği, halen dairelerin bir kısmının kendilerinin ve bedellerinin iade edilmemiş olduğu, Sanık …’in de bu süreçte Sanık … ile birlikte hareket ettikleri ve sanıkların esasen ticari amaçla değil, satın almış oldukları daireleri satın aldıkları fiyatın altında bedellerle satışa çıkararak ve böylece katılana satın aldıkları dairelerin bedellerini ödememe hususundaki iradelerini ortaya çıkarttıkları iş bu eylemleriyle sanıklar … ve …’in üzerilerine basit dolandırıcılık suçunu işledikleri, bozmadan sonra dosyasının CMK 253 ve 254. maddeleri uyarınca …Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildiği, ancak tarafların uzlaşma teklifini kabul etmemesi sebebiyle uzlaşmanın gerçekleşmediği anlaşılmıştır.
Sanıklar savunmalarında suçu kabul etmemiş iseler de; katılanın beyanı, tanık …’in beyanı ile kovuşturma evresinde görevsiz mahkemece aldırılan 05/06/2013 tarihli uzman bilirkişi raporundan Sanık …’in kendi üzerinde 7 adet daireyi her ne kadar üçüncü kişileri satmış ve tapu üzerinde yani alıcılar sahibi olarak gösteriliyor ise de, alıcıların hemşerileri olması, hatta yanında çalıştırdıkları ve halen kira gelirlerini … tarafından tahsil edilmeye devam edilmesinin ticaretin doğal akışı içinde uygun düşmemekte ve muvazaalı satış düşüncesini kuvvetlendirdiği yönündeki raporu, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, tapu kayıtları, satış sözleşmeleri, satış vaadi sözleşmeleri, birlikte değerlendirildiğinde…Ltd. Şti. nin yasal temsilcileri olan sanıkların katılanın şirketinden 20 daireyi satmak amacıyla aldıkları ve satın almış oldukları bedelin çok altında bir fiyatla başkalarına satmış olmaları ve katılana olan borçları bu güne kadar ödememiş olmaları karşısında, sanıkların her ikisininde katılan ile sözleşme kurdukları esnada davaya konu dairelerin bedelini ödememe hususunda fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek basit dolandırıcılık suçunu işledikleri anlaşıldığından” şeklindedir.
Bu karar “Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 09.12.2019 Tarih, 2019/421 Esas ve 2019/630 Karar sayılı kararı, TCK’nun 157/1, 62/1, 52/2-4, 53/1, 51.maddesi uyarınca ertelenmesine karar verildiği, kararın katılan vekili ve sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 28.10.2020 Tarih, 2020/7330 Esas ve 2020/10807 Karar sayılı bozma ilamında;”Katılan …in …adlı firmanın sahibi olduğu, aynı zamanda da inşaat işleri ile ilgili olarak… A.Ş’nin yönetim kurulu başkanı olduğu, suç tarihinden 3 yıl kadar önce katılan ile aile ilişkisi kuran sanık …’in, katılanda oluşturduğu güven nedeniyle katılana ait olan …Evler adlı yerdeki daireleri satabileceğini belirterek, 20 adet dairenin tapusunu satmak amacıyla aldıktan sonra, bahse konu dairelerin bir kısmını haklarında ek takipsizlik kararı verilen … ve…adlı şahıslara, bir kısmını da temyiz dışı… ve …’na piyasa değerinin altında muvazaalı olarak satmış gibi gösterdiği, katılanın kendisine ait dairelerin piyasa değerinin altında satıldığını öğrenmesi üzerine sanık …’dan daire bedellerini istediği, sanığın ödeme yapmaması nedeniyle sanık … aleyhine dava açtığı, bunun üzerine sanık …’in tapu kaydını üzerine aldığı dairelerden 8 tanesini katılana iade ettiği,… isimli şahısların da 5 daireyi 580.000 TL para olarak iade ettiği, kalan 7 dairenin hala sanık … üzerinde kaldığı, tüm dairelerin kira gelirlerinin sanık …’nın eşi olan sanık …tarafından banka havalesi yoluyla alınmaya devam edildiği, sanıkları bu şekilde atılı dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia edilen olayda;
Katılanın şikayetinde, sanık …’nın …Evlerinde bulunan ve kendisine ait olan 20 adet daireyi satabileceğini, çevresinin geniş olduğunu vaad ettiğini belirttiği halde, sanık ile imzalamış oldukları 18/10/2008 tarihli sözleşme içeriğinin, bahse konu dairelerin katılan tarafından sanık …’e satışına dair koşullar ve tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesine ilişkin olması ve dairelerin tümü için sanık … tarafından 5.719.110 TL’nin ödeneceği hususunun belirlenmiş olması, sanık …’nın bu bedelin vadeler halinde ödenmesi için katılana her bir taksit karşılığında kambiyo senetleri vermiş olması, sanık …’in tapu kaydını üzerine aldığı 20 adet daireden 8 tanesini oluşan ihtilaf nedeniyle katılana iade etmesi, … soyisimli şahıslara satılan 5 adet dairenin de katılan tarafından geri alınması, sanıklar ile katılan arasındaki uyuşmazlığın alım satım aktinden kaynaklanan hukuki ihtilaf mahiyetinde olup, sanıkların katılanı hileli hareketlerle aldatmak suretiyle bahse konu dairelerin tapularını aldıklarına ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiklerine ilişkin mahkumiyetlerine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilememesi karşısında, sanıkların atılı suçtan beraatları yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine hükmolunması,
Kanuna aykırı olup Katılanın şikayetinde, sanık …’nın …Evlerinde bulunan ve kendisine ait olan 20 adet daireyi satabileceğini, çevresinin geniş olduğunu vaad ettiğini belirttiği halde, sanık ile imzalamış oldukları 18/10/2008 tarihli sözleşme içeriğinin, bahse konu dairelerin katılan tarafından sanık …’e satışına dair koşullar ve tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesine ilişkin olması ve dairelerin tümü için sanık … tarafından 5.719.110 TL’nin ödeneceği hususunun belirlenmiş olması, sanık …’nın bu bedelin vadeler halinde ödenmesi için katılana her bir taksit karşılığında kambiyo senetleri vermiş olması, sanık …’in tapu kaydını üzerine aldığı 20 adet daireden 8 tanesini oluşan ihtilaf nedeniyle katılana iade etmesi,… soyisimli şahıslara satılan 5 adet dairenin de katılan tarafından geri alınması, sanıklar ile katılan arasındaki uyuşmazlığın alım satım aktinden kaynaklanan hukuki ihtilaf mahiyetinde olup, sanıkların katılanı hileli hareketlerle aldatmak suretiyle bahse konu dairelerin tapularını aldıklarına ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiklerine ilişkin mahkumiyetlerine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilememesi karşısında, sanıkların atılı suçtan beraatları yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine hükmolunması,
Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca bozulmasına” karar verilmiş ve dosya yeniden esasa kayıt edilmiştir.” gerekçeleriyle bozularak Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosya numarasını almıştır.
Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası Yargıtay aşamasında olup gerekçesi “Müşteki … tic a.ş’nin yönetim kurulu başkanı olduğu, suç tarihinden 3 yıl kadar önce müşteki ile yakınlık kuran Sanık …’in müştekinin güvenini kazanarak, müştekiye ait bulunan …evler adlı yerdeki daireleri satabileceğini söyleyerek 20 adet dairenin satmak üzere sözleşme ile tapusunu aldıktan sonra bahse konu dairelerin bir kısmını haklarında ek takipsizlik kararı verilen … ve … adlı şahıslara bir kısmını da …ve … na piyasa değerinin altında muvazzalı olarak sattığı, müşteki dairelerinin rayiç değerinin altında satıldığını öğrenmesi üzerine sanıktan daire paralarını istediği ancak parayı alamaması nedeniyle dava açması üzerine Sanığın tapu kaydını üzerine aldığı dairelerden 8 tanesini müştekiye iade ettiği, ayrıca…ve … adlı alıcılarında 5 daireyi 580.000 TL alarak iade ettiği ,ancak 7 dairenin tapusunun sanık … üzerinde olduğu sanığın sattığı dairelerde dahil olmak üzere tüm dairelerin kira gelirlerinin sanık … nın eşi olan diğer sanık… tarafından banka havalesi yoluyla alındığı ve her iki sanığın bu şekilde müşteki aleyhine dolandırıcılık eylemini ger çekleştirdiklerinden bahisle kamu davası açıldığı,
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 09.12.2019 Tarih, … Esas ve … Karar sayılı kararı, TCK’nun 157/1, 62/1, 52/2-4, 53/1, 51.maddesi uyarınca ertelenmesine karar verildiği,
Kararın katılan vekili ve sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15.Ceza Dairesinin 28.10.2020 Tarih, 2020/7330 Esas ve 2020/10807 Karar sayılı kararı ile 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca bozulmasına” karar verilmiş ve dosya yeniden esasa kayıt edilerek yapılan yargılamada,
Sanık …’nın … Evlerinde bulunan ve kendisine ait olan 20 adet daireyi satabileceğini, çevresinin geniş olduğunu vaad ettiğini belirttiği halde, sanık ile imzalamış oldukları 18/10/2008 tarihli sözleşme içeriğinin, bahse konu dairelerin katılan tarafından sanık …’e satışına dair koşullar ve tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesine ilişkin olması ve dairelerin tümü için sanık … tarafından 5.719.110 TL’nin ödeneceği hususunun belirlenmiş olması, sanık …’nın bu bedelin vadeler halinde ödenmesi için katılana her bir taksit karşılığında kambiyo senetleri vermiş olması, sanık …’in tapu kaydını üzerine aldığı 20 adet daireden 8 tanesini oluşan ihtilaf nedeniyle katılana iade etmesi, … soyisimli şahıslara satılan 5 adet dairenin de katılan tarafından geri alınması, sanıklar ile katılan arasındaki uyuşmazlığın alım satım aktinden kaynaklanan hukuki ihtilaf mahiyetinde olup, sanıkların katılanı hileli hareketlerle aldatmak suretiyle bahse konu dairelerin tapularını aldıklarına ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiklerine ilişkin mahkumiyetlerine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilememişse de;
Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere suç tarihinin dava konusu dairelerin sanık …’e tapuda devrinin gerçekleştirildiği tarih olan 05/11/2008 olduğu, tüm bu hususlar dikkate alındığında sanıkların üzerine atılı bulunan Dolandırıcılık suçu bakımından suç tarihi itibariyle 12 yıllık zamanaşımı süresinin 05/11/2020 tarihi itibariyle dolduğu anlaşıldığından Sanıklar hakkındaki kamu davasının atılı suçun niteliği ve suç tarihi itibariyle olağan ve olağan üstü zamanaşımı süresinin dolması nedeniylme TCK.nun 66/1-e, 67/2-3-4 ve CMK.nun 223/8.maddeleri uyarınca zamanaşımı sebebiyle düşürülmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindedir.
Mahkememizce alınan 20.09.2021 tarihli bedel yönünden hükme elverişli rapora göre taşınmazın dava tarihindeki değerinin 145.000 TL olduğu ve sözleşmede davalı … adına devir bedelinin 142.000 TL olduğu, tapu resmi senedinde de davalı … adına devir bedelinin 142.000 TL olarak belirlendiği tespit edilmiştir. Davacı tarafından 142.000 TL bedel yönünden dava açılmıştır.
Davalılar zamanaşımı iddiasında bulunmuş iseler de hileli hareket yönünden ceza davası açılmış olup uzamış ceza zamanaşımı olan 12 yıllık süre uygulanacağından taşınmazın devir tarihlerinden dava tarihine kadar bu sürenin dolmadığı görülmekle bu itiraz yerinde görülmemiştir.
Davalı Şeyhmuz’un sözleşmede taraf olmadığından bahisle husumet itirazının değerlendirilmesinde, davacı tarafın satışların muvazaalı olduğunu iddia etmesi nedeniyle bu husus gerek ceza dosyasında tespitler ile gerekse de mahkememizce yapılacak yargılama neticesinde belli olduğundan husumet usuli itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı … tarafından davacıya verilen senetlerin ödendiğinde dair bir belge dosyaya sunulmamıştır.
Dosyaya kredi sözleşmesi, tapu kayıtları, ipotek senetleri celp edilmiştir.
Davalı … tarafından ödemeye ilişkin tüm belgeler dosyaya sunulduğundan bu yönden yeniden bankaya müzekkere yazılmamıştır.
Davalı Şeyhmuz tarafından 11.10.2021 tarihinde bankaya ve diğer davalı …’e yapılan ödeme dekontları sunulmuş olup incelenmesinde kredi geri ödemelerinin 21.01.2009 tarihi 07.10.2015 tarihleri arasında olduğu, davalı … adına yapılan ödeme tarihlerinin 23.10.2012 tarihleri ile 07.11.2017 tarihleri arasında olduğu kredinin yapılandırma sonucunda 2017 yılında ödendiği görülmüştür.
Davalıların dosya arasına alınan nüfus kayıtlarına göre dayı yeğen oldukları, emniyet tarafından mahkememiz ara kararı gereğince yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda davacı beyanları esas alınarak cevap verildiği, davalı …’un müfettiş olmadan önce en son 2011 yılı 2. ayı SGK kaydına göre 850 TL üzerinden bildiriminin yapıldığı, 2007/12 dönemden müfettiş olduğu tarihe kadar işçi olarak çalıştığı, tapu resmi senedine göre davalı …’un 26.01.2009 tarihinde taşınmazı davalı …’dan devraldığı görülmüştür.
Taşınmazın ilk olarak 05.11.2008 tarihinde davalı … adına daha sonra 26/01/2009 tarihinde davalı … adına devrinin yapıldığı, … tarafından ipoteğin 26/01/2009 tarihinde konulduğu, kredi borcunun 2017 yılında ödendiği görülmüştür.
Davacı taraf şirket olarak tacir vasfında olduğundan basiretli tacir gibi davranması gerekeceğinden davacının hata iddiasına itibar edilmemiştir.
Karşıyaka … İcra Ceza Mahkemesinin …E…. K. sayılı alacaklıları zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek suçundan davalı sanık … yönünden 25.02.2020 tarihinde Yargıtay onama ilamı ile kesinleşen ilamının gerekçesi ;”Mahkememize ait 22/03/2016 tarih ve … Esas … sayılı Kararın Sanık vekili tarafından temyiz edildiği, dosyanın temyiz talebi üzerine Yargıtay’a gönderildiği, Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 22/10/2018 tarih ve 2018/1476 Esas 2018/10654 Karar sayılı ilamıyla hükmün “Ceza dosyası kapsamında sanık müdafiinin savunmasını içeren yazılı dilekçe de … Belediyesinden alınan hak edişlerin şirketin …Bankasından aldığı ve başka bir icra takibine konu kredi borcunu ödemek için kullanıldığının belirtildiği ve dilekçe ekinde bu hususa ilişkin banka yazısının ibraz edildiğinin anlaşılması karşısında mahkemece bu hususta bankaya yapılan ödemenin miktarı ve tarihi araştırılarak alınan hak edişlerin borç ödemede kullanılıp kullanılmadığı araştırılmadan eksik kovuşturmayla yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, ayrıca CMK 253. Maddesinde belirtildiği şekilde 6763 SY’nın 34. Maddesinde düzenlenen uzlaştırma hükümlerinni uygulanması zorunluluğu….” nedenlerle bozulduğu, dosyanın bu kez Mahkememizin … Esas sırasına kaydının yapılarak yargılamaya devam edildiği ve yapılan yargılama sonucunda;
Karşıyaka… İcra Hukuk Mahkemesinin 03/11/2011 tarih ve…Esas… Karar sayılı ilamı ile… Belediye Başkanlığının Karşıyaka …İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasından başlatılan takibe konu borca istinaden, takip borçlusu …’in alacağı olduğunu beyanla borca istinaden dosyaya 59.154,56 TL yatırıldığı, ancak daha sonra takip dosyasına yapılan ödemenin borçlu …’in ortağı olan … Denetim Ltd Şti. nin hakediş hesabından yapıldığı, ancak takip yapılan dosya borçlusunun … olduğu, bu durumun … Belediye Başkanlığının 26/10/2011 tarih ve 7808 sayılı yazıları ile ekindeki belgelerle sübut bulduğu, dolayısıyla; İİK 361 maddesi uyarınca İcra Müdürlüğünce sehven ödendiği anlaşılan 59.154,56 TL nin iadesine dair verilen kararın doğru olduğu anlaşıldığından şikayetin reddine karar verildiği,
…Belediyesinden alınan hak edişlerin şirketin… Bankasından aldığı ve başka bir icra takibine konu kredi borcunu ödemek için kullanıldığının belirtildiği ve dilekçe ekinde bu hususa ilişkin banka yazısının ibraz edildiğinin anlaşılması karşısında; Mahkememizce … Bankası Menemen Şubesine müzekkere yazılarak gerekli araştırmalar yapılmış ve sanığın …Belediyesinden alınan hak edişleri… Bankası ve başka icra takibine konu edilen kredi borçları için kullanmadığı, yapılan araştırmada söz konusu hak edişlerin yanlışlıkla…Bankası Menemen Şubesine gönderildiği, alacağın Karşıyaka …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından 29/07/2011 tarihli karar ile iadesinin talep edildiği ve bu memur işlemine karşı şikayetin reddine yönelik karar verildiği, bu haliyle yapıldığı iddia edilen ödemenin …’in alacağı olmadığının sübuta erdiği, ilgili icra dosyasında yapılan kapak hesabında dosyanın derdest olduğu 12/11/2019 tarihli hesaplamayla bakiye borç miktarının 163.711,71 TL olduğu, bu haliyle hak edişlerin borcu ödemede kullanılmadığı sübuta erdiğinden, sanığın suç kastının yoğunluğu dikkate alınarak İ.İ.K. 331/1 maddesi uyarınca sanığın cezalandırılmasına karar vermek gerekmiş,” şeklindedir.
Küçükçekmece … Asliye Ceza Mahkemesinin görevizlik kararı verilen… E. Sayılı dosyasına 05.06.2013 tarihinde sunulan bilirkişi raporunda; “davalı …’in alacaklılarından mal kaçırma amacıyla hareket eettiği, davalı Şeyhmusun ifadesinde taşınmazı kredi yoluyla aldığını beyan etmesine rağmen Davalı Kayaya peşinatları peşinatları nasıl ve ne ile verdiklerini ispat edemediklerini, kira bedellerinin halen davalı … in eşi…’e banka havalesi yoluyla yapıldığı, bu hususların muvazaa düşüncesini kuvvetlendirdiği” tespit edilmiştir.
Davacı şirket tanığı Derya’nın duruşmadaki yeminli beyanı; “ben davacı şirkette 2011 yılından beri muhasebe müdür yardımcısı olarak çalışmaktayım, ben … in 2008 yılında 20 adet davacı şirketten daire satın aldığını, bunun karşılığında da 72 adet bono verdiğini, bu bonolardan sadece 8 adedi tahsil edildi, geri kalan bonolar ödenmedi, ben muhasebesel hususları biliyorum, hata, hile ve muvazaa ve kötüniyete ilişkin doğrudan şahit olduğum bir husus yoktur.” şeklindedir.
Davacı şirket tanığı Tuğrul’un duruşmadaki yeminli beyanı; “ben… şirketinde 2004 yılından bugüne kadar mali işlerde denetici ve müdür olarak çalışmaktayım, dava konusu taşınmazın satışına ilişkin doğrudan bilgi ve görgü sahibiyim, biz… şirketi olarak … e 20 adet daire sattık, toplamı 5.700.000 TL idi, bu dairelerin satışı karşılığından … in borçlusu olduğu 72 adet sıralı bono verildi, 2009 yılının Mayıs ayına kadar bonolar düzenli olarak ödendi, 2009 yılı Haziran ayından itibaren bonolar protesto olmaya başladı ve ödenmedi, para ödenmeyince biz daireleri geri istedik, 11 adedi geri verildi, 9 adedi geri verilmedi, dava konusu taşınmazda bu dairelerden biridir, davalı … geri vermediği 9 adet daireleri satıp paralarını almasına rağmen bizim borcumuzu ödemedi, ayrıca alıcı 3. Kişi davalı … un 17 yaşında olduğu ve yeğeni olduğunu öğrendik, davalı … kötüniyetli olarak hareket etmiştir, muvazaalı olarak daire davalı … a satılmıştır, bu 9 adet dairenin içerisinde olan 5 adet daire de şirketimiz tarafından dava açılınca 3. şahıs olan…ailesi tarafından tarafımızla iletişime geçilerek bizi … ile muhatap etmeyin, biz taşınmazların devrini size yapacağız dediler ve yaptılar, ben muhasebeden sorumlu en geniş yetkili kişi olduğum için taraflar arasındaki tüm sözleşmeleri biliyorum, biz güvene dayalı olarak taşınmazı davalı … e sattığımız için herhangi bir teminat ya da ipotek almadık. ” şeklindedir.
Ceza dosyası, davalı … yönünden temyiz olmadığından Yargıtay denetiminde geçmemiş, diğer davalı … yönünden ise olayın hukuki ihtilaf olduğu Yargıtay tarafından belirlenmekle muvazaa iddiaları artık mahkememizce ceza yargılamasından bağımsız olarak değerlendirilecektir.
Davalılar … ve … ile davacı …’in suç tarihinden önce samimi olarak tanıştıkları ve görüştükleri, davacının …AŞ.nin yönetim kurulu başkanı olduğu ve aynı zamanda … isimli firmanın sahibi olduğu, davalı … ve eşi …’in ise İzmir’de faaliyet gösteren… Ltd. Şti.nin yasal temsilcileri oldukları, taşınmaz devri öncesinde davalı …’in davacının temsil ettiği şirkete ait İzmir ve Foça’da bulunan daireleri senet ile satın aldığı ve senetlerin bedellerini vade tarihlerinde düzenli bir şekilde ödediği, bu şekilde katılanın sanığa karşı bir güveninin oluştuğu, davalı …’in davacı nezdinde bu şekilde güven oluşturduktan sonra, katılanın mülkiyeti … Toplu Konut İdaresine ait İstanbul ili, … İlçesi,…köyünde bulunan tapuda … nci bölge … ada, …parsel ve …ada, … parsel de kayıtlı…toplu konut alanı … üncü Bölge Toplu Konutlarında yer alan … Evlerindeki taşınmazlardan bir kısmının… idaresince 28/09/2015 günü ve Yenimahalle … üncü Noterliğinin…yevmiye numaralı sözleşmesi ile …A.Ş. Ve …A.Ş. adlı şirketine verildiği, davacının yönetim kurulu başkanı olduğu şirketin de bu şirketlerle yapmış olduğu, 11/05/2007 tarihli gayrimenkul satış vaadi inşaat sözleşmesi uyarınca … Evlerindeki çeşitli bloklardan 100 adet daireyi taksitle satın aldığı, bu dairelerin mülkiyetinin geçmesini tüm borcun ödenmesi ile tamamlanacağı, davalı …’in katılanın iş bu dairelerinden haberdar olduktan sonra katılana zikrolunan daireleri derhal satabileceğini, tanıdıklarının bu evlerden istediklerini, böylelikle şirketinin kazanç sağlayacağını söyleyerek katılan ile 18/10/2008 tarihinde sözleşme imzaladığı ve iş bu sözleşmeye göre zikrolunan dairelerin senetler karşılığı satışının kararlaştırıldığı ve tapuların tüm senetlerin ödemelerinin bitirildiği tarihte verilmesi hususunda anlaşıldığı, ancak davalı …’nın süreç içerisinde tekrar davacıya gittiği ve daireleri satın alacak kişilerin tereddüt etmekte olduğunu, vazgeçebileceğini, tapuların derhal kendisine verilmesini istediği, katılanın da güven duyduğu davalı …’nın bu teklifini kabul ettiği ve 20 dairenin tapusunun davalı …’e verildiği, sanığın zikrolunan dairelerin tapularını aldıktan sonra bu daireleri satmaya başladığı ve bu dairelerden 2 tanesinin akrabalık ilişkisi içerisinde olduğu dava dışı … ve davalı … ‘na satıldığı, davalı …’nın bu daireleri satarken kâr etmek amacıyla almış olmasına karşın satın aldığı bedelin çok altında sattığı ve davalı …’nın satmış olduğu 7 daire üzerine bankalarca ipotek konulmuş olduğu, bunun üzerine davacının davalıya karşı davalar ikamet etmeye başlaması üzerine Sanık …’in tapu kaydını üzerine aldığı dairelerden sekiz tanesini davacıya iade ettiği, halen dairelerin bir kısmının kendilerinin ve bedellerinin iade edilmemiş olduğu, davalı … eşi …’in de bu süreçte davalı … ile birlikte hareket ettikleri ve sanıkların esasen ticari amaçla değil, satın almış oldukları daireleri satın aldıkları fiyatın altında bedellerle satışa çıkararak ve böylece davacıdan satın aldıkları dairelerin bedellerini ödememe hususundaki iradelerini ortaya çıkarttıkları iş bu eylemleriyle … ve davalı …’in birlikte hareket ettikleri, davacının beyanı, tanık …’in beyanı ile kovuşturma evresinde görevsiz mahkemece aldırılan 05/06/2013 tarihli uzman bilirkişi raporundan Sanık …’in kendi üzerinde 7 adet daireyi her ne kadar üçüncü kişileri satmış ve tapu üzerinde yani alıcılar sahibi olarak gösteriliyor ise de, alıcıların hemşerileri olması, hatta yanında çalıştırdıkları ve halen kira gelirlerini …tarafından tahsil edilmeye devam edilmesinin ticaretin doğal akışı içinde uygun düşmemekte ve muvazaalı satış düşüncesini kuvvetlendirdiği yönündeki raporu, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, tapu kayıtları, satış sözleşmeleri, satış vaadi sözleşmeleri, birlikte değerlendirildiğinde …Ltd. Şti. nin yasal temsilcileri olan … ile davalı …’in davacı şirketinden 20 daireyi satmak amacıyla aldıkları ve satın almış oldukları bedelin çok altında bir fiyatla başkalarına satmış olmaları ve katılana olan borçları bu güne kadar ödememiş olmaları karşısında, her ikisininde katılan ile sözleşme kurdukları esnada davaya konu dairelerin bedelini ödememe hususunda fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek yönündeki ceza dosyasındaki tespitler mahkememizce dikkate alınmış olup davalı …’in muvazaalı hareket ettiğine mahkememizce kanaat getirilmiştir.
Yine davalı …’un diğer davalının yeğeni olduğu, taşınmaz devir tarihinde alım gücünün olmadığı, kaldı ki kendi beyanına göre de kredi borcunun 2017 yılında bittiği, kira bedellerinin davalı …in eşine gönderilmeye devam edildiği, kredi kullanım tarihi olan 27.01.2009 tarihinde davalının 2011 yılında müfettiş olmadan önce davalı Şeyhmuz’un gelen SGK cevabina göre taşınmaz alım tarihinde ödeme gücünün olamayacağı, dosyaya celp edilen icra mahkemesi kararlarından da anlaşılacağı üzere davalı …’un diğer davalı …’nın alacaklılarının alacağının engellemesi amacıyla yakın akrabalarına devirler yaptığı, bunlardan birinin de yeğeni davalı … olduğu, taşınmaz devirlerinin dosyaya celp edilen belgelerden ve yukarıda açıklanan tüm tespitler uyarınca muvazaalı olduğu kanaatine varılarak davanın kabulü ile 142.000 TL bedelin davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 142.000TL bedelin davalılardan tahsiline,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 9.700,02 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.917,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 7.783,02 TL harcın davalılardan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.917,00 TL peşin harcın davalılardan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesap olunan 17.440,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; müzekkere, posta, tebligat ve bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 5.959,50 TL yargılama giderinin davalılardan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davalılar tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK. 341. maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/12/2021
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“Bu belge 5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”