Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/95 E. 2023/184 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/95 Esas
KARAR NO : 2023/184

DAVA : Marka ve Tasarım Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi, Kaldırılması, Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 03/06/2022
KARAR TARİHİ : 20/06/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka ve Tasarım Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi, Kaldırılması, Maddi Tazminat talepli asıl ve tasarım hükümsüzlüğü karşı davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan şirketin kendi web sitesinin kopyalanmak yolu ile … tarafından kullanıldığını kendisine gelen müşteri telefonları sonucu 2021 yılı Ekim ayında fark ettiğini, web sitesine girildiğinde davalı firmanın müvekkilinin tescilli tasarımının aynıyla kopyalandığını, müvekkili olan firmanın logosunu ve telefon numaralarını dahi aynıyla kopyaladığını, … firmasının, müvekkili olan firmanın web sitesini aynıyla kopyalaması sonucu, müvekkilinin müşterilerinin, müvekkili zannederek … firmasından alışveriş yaptığını, bu firmadan yapılan alışverişler hakkındaki şikâyetleri için müvekkiliyle iletişim kurulduğunu, müvekkilinin hem ismini kullanarak satış yapılması, hem de satılan ürünlerin vaktinde müşterilerine ulaşmaması sonucu itibar kaybı ve para kaybı yaşamaya başladığını, müvekkilinin uyarıları ile davalı firmanın iletişim bölümündeki Mutbex ismini ve irtibat bilgilerini değiştirdiğini, ancak tescilli tasarım sitede herhangi bir değişiklik yapmadığını, davalının müvekkiline ait tescilli bilgilerin/logoların ve tasarımı müvekkiline ait tescilli web sitesini izinsiz ve haksız olarak kullanıldığını belirterek, marka ve tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine ve 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Karşı davacı vekili asıl dava cevap karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 2007 yılında kurulduğunu, kendi internet adresi üzerinden özgün bir çok markanın sahibi olduğunu, tasarım ihlali, marka tecavüzü ve haksız rekabet koşullarının oluşmadığını, davacının iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı karşı davalıya ait …numaralı tasarımın uzun yıllar önce kullanılmaya başlandığı ve yenilik ve ayırt edicilik kriterlerine haiz olmadığını belirterek, asıl davanın reddine karşı davasının kabulü ile tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı Karşı davalı vekili asıl davada cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle ; müvekkilinin, web sitesini kendi tasarladığını ve tescil ettirdiğini, davalı karşı davacının dilekçesinde belirttiği web sitesi örnekleri ile müvekkil sitesinin hiçbir alakasının bulunmadığını, …”in bir marka olduğunu ve … ismi ile … harfi şekil olarak 19.07.2016 tarihinden beri müvekkili olan firma adına tescilli olduğunu, marka olan bir ismin bir harfini ya da üç harfini kullanmanın aynı derecede marka tecavi olduğunu, davalı firmanın bu harfi de müvekkilinin kullandığı şekil ile kullandığını, … harfinin Mutbex firmasının ilk harfi olduğunu, Google reklam sitesinde müvekkilinin işletme adına ve markasına reklam verdiğinin iddia edildiğini, çok kere farklı arama motorlarına “…” yazılarak aratılmışsa da hiçbir seferinde müvekkilinin adresinin çıkmadığını, tasarımın onay süreci tamamlandığını, davalı-karşı davacının 3 aylık sürede itiraz hakkını da kullanmadığını, web sitesinin müvekkili lehine tescil edildiğini belirterek, asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliler toplanmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememize sunulan 27/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; Davacı tarafa ait olduğu belirtilen … web sitesi ön bilgi bölümünde C maddesinde belirtildiği gibi … tasarıma sahip olduğu, yine ön bilgi bölümünde D. maddesinde belirtildiği gibi, dünya genelinde kullanılan en yaygın çerçeve yapısına sahip olduğu, bu tasarım şekli özellikle hayatımıza cep telefonları ve tabletlerin girmesi ile daha popüler hale geldiği, Web dünyasında artık frontend tasarımlar, bu çerçeve üzerinde geliştirilmekte olup tüm cihazlarla uyumlu hale getirildiği, bu tasarımlar için kullanılan teknolojiler ise, …, …, …, … ve … tabanlı … paketi olduğu, özellikle … tabanlı … paketinde hazır banner ve menü grupları, içerik tasarım çeşitleri, … ve … alanları, hazır slider geçiş yapıları, farklı form elemanları ve footer yapıları bulunduğu, açık kaynak olarak tasarımcıların hizmetine sunulan … yapıları ile hızlı bir şekilde web sitelerinin … bölümleri tasarlandığı, Web dünyasında bu yapılar kullanılarak hazırlanan web siteler aynı şablonları kullandığı için benzerlik oranları yüksek olduğu, davacı tarafa ait olduğu belirtilen …gibi benzer yapıda oluşturulmuş birçok web sitesi internet ortamında bulunduğu, …, https://…, https://…, — https://…, https://…, https://… ve … isimli sitelerin de benzer yapıda oluşturulduğu, arzedilen teknik veriler çerçevesinde … başvuru numaralı tasarımın tescil başvurusundan önce kullanıldığı, tasarımların yenilik ve ayırt edicilik niteliklerinin olmadığı, belirtilen sebepler uyarınca davaya konu … başvuru numaralı tasarım hakkında hükümsüzlük şartlarının oluştuğu, yapılan değerlendirme sonucunda davacı tarafa ait… başvuru numaralı tasarım ile davalı/karşı davacı tarafa ait siteye görseller arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, ancak davacı / karşı davalı yana ait davaya mesnet tasarımın başvuru konusu edildiği tarihte yeni ve ayırt edici olmaması nedeni ile hükümsüzlük koşullarının oluştuğu ve davalı / karşı davacı yanın herhangi bir tasarıma tecavüz eyleminin varlığından bahsedilemeyeceği, davacı / karşı davalı yana ait markalar ile davalı / karşı davalı yan tarafından yapıldığı iddia olunan markasal kullanımların bütünsel incelemeye tabi tutulmaları halinde markaların görsel, işitsel, anlamsal ve fonetik yönden benzerlik ihtiva etmediği, bu meyanda davalı / karşı davacı yanın kullanımında olduğu iddia edilen markasal kullanımların davacı / karşı davalı yana ait markalara tecavüz teşkil ettiğinden bahsedilemeyeceği, davalı karşı davacı tarafın davacı/karşı davalı tarafın web siteleri karşılaştırıldığında uyuşmazlık konusu tasarımdaki yeşil rengin mavi renk ile değiştirildiği, tasarımın benzeri niteliğinde olduğu, ancak söz konusu tasarımın yukarıda açıklandığı üzere yeni ve ayırt edici olmaması nedeni ile haklı kullanım çerçevesinde değerlendirilemeyeceği ve bu kapsamda haksız rekabet koşulları – oluşmadığı; markanın kullanımı bakımından ise benzerlik bulunmaması sebebiyle haksız rekabetin gerçekleşmediği, davacı/karşı davalının telefon numarasının davalı/karşı davacının web sitesinde yer verildiğinin ispatlanması halinde dahi, telefon numarası kullanımının tek başına bir karıştırma ihtimaline yol açmayacağı, nitekim bu telefon numarası arandığında da davacı/karşı davalıya ulaşılacağı, bunun ticari amaçlı kullanımı ispat bakımından yeterli olmadığı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, davalı/karşı davacının, davacı/ karşı davalı adına tescilli bilgilerin/logoların ve tasarımı kendisine ait tescilli web sitesini izinsiz ve haksız olarak kullanması SMK 29. maddesi uyarınca marka hakkına tecavüz oluşturduğunu, ayrıca davalı/karşı davacının fiillerinin haksız rekabet teşkil ettiğini, kullanımın durdurulmasını ve önlenmesini, davalı/karşı davacı ise karşı dava dilekçesi ile davacı / karşı davalı yanın tasarımının uzun yıllar önce var olan bir tasarım olup yenilik vasfi içermediğinden hükümsüzlüğünü talep etmiştir.
TPMK kayıtlarının incelenmesinde, … başvuru numaralı “…” ibareli ve görseli ihtiva eden 06.04.2022 başvuru tarihli ve 01.10.2022 tescil tarihli markanın Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in .. ve … sınıflarında davacı adına tescilli olduğu görülmüştür.
Bu çerçevede öncelikle karşı dava yönünden dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini sağlayıp sağlamadığı akabinde asıl dava yönünden tecavüz ve haksız rekabet koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin incelemele yapılması gerekmektedir.
Karşı Dava Yönünden Hükümsüzlük İncelemesi
6769 Sayılı SMK’nın 55. maddesinde tasarım; “Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür.” şeklinde tanımlanmış olup, tasarımın tanımı Topluluk Tasarım tanımı ile uyumlu hale getirilmiştir. Yine tasarım korumasının şartları 6769 sayılı kanunda “Tasarım Hakkı ve Kapsamı” üst başlığında ve “Yenilik ve Ayırt Edicilik” ile “Kamuya sunma” alt başlıkları ile düzenlenmiştir.
6769 sayılı kanunun 56. maddesinde yenilik şu şekilde düzenlenmiştir:
“(4) Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.”
56. maddeye göre ayırt edicilik şu şekilde düzenlenmiştir:
“5) Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
(6) Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.”
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 77-79 maddelerinde tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır:
“Hükümsüzlük hâlleri
MADDE 77-(1) Aşağıdaki hâllerde tasarımın hükümsüz sayılmasına mahkeme tarafından karar verilir.
c) Sonradan kamuya açıklanan aynı veya benzer nitelikteki bir tasarımın başvuru tarihi, tescilli bir tasarımın başvuru tarihinden önce ise.
Hükümsüzlük talebi
MADDE 78-(1) Tasarımın hükümsüzlüğü, ikinci fıkrada sayılan haller dışında menfaati olanlar tarafından istenebilir.
(2) Tasarımın hükümsüzlüğü, 77 nci maddenin birinci fıkrasının (c) bendine göre sadece önceki hak sahibi; 70 inci ve 73 üncü maddelere göre ise ancak tasarım hakkına sahip kişiler tarafından ileri sürülebilir.
(4) Hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde tasarım sahibi olarak kayıtlı kişiye karşı açılır. Tasarım üzerinde sicilde hak sahibi olarak görülen kişilerin davaya katılabilmelerini sağlamak için ayrıca bu kişilere bildirim yapılır.
(5) Tescilsiz tasarımlarda hükümsüzlük davası, hak sahibi olduğunu iddia eden kişiye karşı açılır.
Hükümsüzlüğün etkisi
MADDE 79- (1) Tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin karar geçmişe etkili olup, tasarıma bu kanunla sağlanan koruma hiç doğmamış sayılır. denilmek suretiyle tasarımın hangi hallerde hükümsüz kılınacağı düzenlenmiştir. Yine tasarım hakkının korunması, kapsamı, ve bu kapsamın belirlenmesinde nasıl bir yol izleneceği 6769 sayılı SMK’nın 58.maddesinde düzenlenmiştir.
“Koruma kapsamı ve koruma dışı hâller
MADDE 58- (1) Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu kanundan doğan haklarını kullanabilir.
(2) Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.
(3) Bu Kanun kapsamında sağlanan tasarım koruması, 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda aranan şartları taşıması hâlinde söz konusu Kanunla öngörülen korumaya halel getirmez.
(4) Aşağıda belirtilen hâller koruma kapsamı dışındadır:
a) Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı tasarımlar.
b) Ürünün teknik fonksiyonunun zorunlu kıldığı görünüm özellikleri.
c) Tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün, başka bir ürüne mekanik olarak monte edilmesi veya bağlanması için belirli biçim ve boyutlarda üretilmesi zorunlu ürünlerin görünüm özellikleri.
ç) Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamında yer alan hükümranlık alametleri ile bu kapsam dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, dini, tarihi ve kültürel değerler bakımından halka mal olmuş ve ilgili mercilerin tescil izni vermediği işaretlerin,armaların, nişanların veya adlandırmaların uygunsuz kullanımını içeren tasarımlar.
(5) 56 ncı maddedeki şartları karşılamak kaydıyla farklı veya eş birimlerden oluşan modüler bir sistemde bu birimlerin birbirleriyle sonlu veya sonsuz olarak çeşitli biçimlerde bağlantı kurmasını sağlayan tasarımlar korumadan yararlanır.”
a)Yenilik Unsuru
SMK’nın 56 ve 57. maddelerinde; belge verilecek korunacak olan tasarımların yeni ve ayırt edici niteliğe sahip tasarımlar olması gerektiği belirtilmektedir. Yenilik kriterini düzenleyen md. 54/4. fıkrası uyarınca; “bir tasarımın aynısı, tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir.” Bir tasarımın “aynısı” kavramı, aynı fıkranın ikinci cümlesinde açıklanmış bulunmaktadır. Buna göre; küçük ayrıntılarda farklılık gösteren tasarımlar dahi aynı kabul edilmektedir.
Şayet farklılık mevcut bir tasarım esas alınarak yapılmış, mevcut tasarımın bir versiyonu niteliğinde ise ve mevcut tasarımla aynı olmayı ortadan kaldırmıyorsa yenilik söz konusu olmaz.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/1538 E. , 2018/7172 K. , 19.11.2018 T., sayılı kararında “… itiraz mesnet marka ve ambalaj kompozisyonlarına konu ürünlerin kamuya sunum tarihinin, davacının tasarım başvuru tarihinden daha eski olduğu, davacının 29.05.2014 tarihinde gerçekleştirdiği … sayılı tasarımın davalının itiraz ve yargılamada istinat ettiği davalı şirkete ait … ve… sayılı faydalı model belgelerindeki görsellerde yer alan ürünlerin görünümünden hareketle gerçekleştirildiği, onların mevcut görünümüne, yani mevcut tasarımlara ek, onlarda bir değişiklik, onlardan bir sapma niteliği taşıdığı, başvuru konusu … sayılı tasarımın konusu olan ürünlerin biçimi ile davalı şirketin ticaret mevküne koyarak kamuya sunumunu gerçekleştirdiği ürünlerin biçimleri arasındaki farklılıkların sonrakinin mevcut önceki tasarım esas alınarak, ondan hareketle yapılmış olduğundan küçük kabul edilebileceği, zira genel izlenimde belirgin bir farklılık yaratmaya elverişli bulunmadığı, özetle başvuru konusu tasarımların yeni olmadığı…” sonucuna varılmıştır.
b) Ayırt Edicilik Unsuru
Tasarım tescilinde ve korunmasında ayırt edici sayılabilme açısından tescil konusu tasarımın yarattığı genel izlenimin mevcut külliyat karşısında farklılık” yaratması yeterlidir. SMK m.56/f.5-
.6’da düzenlenen ayırt edicilik unsuruna yönelik inceleme üç temele dayanmaktadır. Bunlar “genel izlenim”, “bilgilenmiş kullanıcı” ve “seçenek özgürlüğü” esaslarıdır. Bu üç esas, SMK m.58/f.1-f.2’deki koruma kapsamına yönelik incelemeye de temel teşkil eder, Zira tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı SMK’dan (SMK m.81’den) doğan haklarını kullanabilir.
SMK m.56/f.6 gereği, ayırt edicilik değerlendirilmesinde tasarımcının sahip olduğu seçenek özgürlüğü derecesi de dikkate alınacaktır. Seçenek özgürlüğü incelemesi, ayrık ve bağımsız bir mahiyet taşımayıp, genel izlenimde benzerlik değerlendirmesinin bir parçasını teşkil eder. İlgili pazarın tasarım külliyatında farklı görsel özellik arz eden çok sayıda tasarımın bulunduğu veya tasarımcının yaratma özgürlüğünün çeşitli sınırlamalara (ör. teknik işlevsel zorunluluklara) tabi olduğu hallerde ayırt edici bir tasarım yaratma imkanının güçleşeceği
açıktır. Yine bir kısım unsurun standardizasyona tabi tutulması, farklı tasarımcılar tarafından geliştirilmiş olsalar dahi ortak özellikler arz eden tasarımların ortaya çıkmasına yol açacaktır. Bu bağlamda ilgili pazarda ayırt edici karaktere sahip tasarım yaratma olanağı (tasarımcının yaratma özgürlüğü) kısıtlandıkça, koruma istenen tasarım ile mevcut tasarım külliyatı arasındaki ufak sapmalar dahi bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yaratılan genel izlenimde farklılığa yol açabilir. Buna karşılık, tasarımı geliştirmede yüksek bir seçenek özgürlüğünün bulunduğu hallerde ayırt edici karakterin mevcudiyeti sonucuna varmak için mevcut tasarım külliyatı karşısında önemli farklılıklara ihtiyaç duyulabilir. O halde geliştirme sürecinde geniş bir seçenek özgürlüğünden istifade etmenin mümkün olduğu hallerde, mevcut külliyat karşısında açık farklılıklar taşımayan tasarımların, bilgilenmiş kullanıcı üzerinde aynı genel izlenimi oluşturduğu neticesine varmak kolaylaşacaktır.
Tasarımcının seçenek özgürlüğü ayırt ediciliğin (SMK m.56/f.6) yanı sıra koruma kapsamının belirlenmesinde de (SMK m.58/f2) dikkate alınan bir unsurdur. Buna göre tasarımın geliştirilmesinde geniş bir seçenek özgürlüğünden istifade edilmesinin mümkün olduğu durumlarda, sadece ufak farklılıkların bulunması, sonraki tasarımı hak ihlali iddialarından muaf tutamayacaktır. Aksi durumda (seçenek serbestisinin dar/sınırlı olduğu ürünlerde) ise
yine aynı esas gereği, bu defa önceki tasarımların sunacağı koruma görece zayıflayabilecektir.
Somut olaya dönüldüğünde, davalı karşı davacı tarafından dava konusu web sayfası ara yüzünün yenilik kriterinden yoksun olup, standart bir site formatından ibaret olduğu, bahse konu web sayfası ara yüzünün benzer örneklerinin dünyada daha önce kamuya arz edilmiş ve bu ara yüzün birçok site formatında kullanılmış olduğu, örnek olması açısından davacı ve davalı gibi benzer endüstriyel mutfak ekipmanları satan www …. web sayfası, …., https:/….,https:/….,https://…. Https:/…/., https://…., https://… web sayfalarında kullanılan ara yüzün, davacının tescilli tasarımına benzer olduğunu, dolayısıyla davacının bahse konu tasarımı yenilik vasfından yoksun olduğundan SMK hükümleri uyarınca korumadan yararlanabilmesinin mümkün olmadığını iddia etmektedir.
Bilişim uzmanı tarafından, https://…/ alan adlı web sitesinin 13 Haziran 2020 tarihli ekran görüntüsünün incelenmesinde, … isimli web sitesine ait banner, logo, menü tipi ve menü rengi, arama (search) alanı, login giriş alanı ve slider (geçiş) yapısı incelendiğinde https://…/ ile benzer arayüze sahip olduğu, … isimli web sitesine ait menü alanının açılır menü özelliğinde olduğu, alt menü ve menülere ait görsellerin yerleşim şeklinin https:/…/ ile benzer arayüze sahip olduğu, … isimli web sitesine ait section (bölüm) ve kartlar incelendiğinde, online e-ticaret sitesi olduğu, ürünlerin yerleşiminin ilgili kartlar ve bölümlerdeki yapısının, yerleşim şeklinin https://…/ ile benzer arayüze sahip olduğu, … isimli web sitesine ait footer (alt alan) alanı incelendiğinde, iletişim formunda bulunan renklerin ve form elamanlarının yerleşim şeklinin https:/…/ ile benzer arayüze sahip olduğu nihayetinde, … isimli web sitenin 16.05.2019 ve 16.07.2020 tarihli web archive kayıtları incelendiğinde site önyüz yapısının (tasarımının) https://…/ isimli site ile aynı olduğu tespit edilmiştir. https://…,,https://…/https://…, https://…, https://…, https://ww … ve … isimli url adreslerinin de önceki tarihler itibari ile site önyüz yapısının (tasarımının) https://…/ isimli site ile aynı olduğu tespit edilmiştir.
Hal böyle iken… başvuru numaralı tasarımın tescil başvurusundan önce kullanıldığı bilirkişi heyeti tarafından tespit edilmiş olan tasarımların yenilik ve ayırt edicilik niteliklerinin olmadığı, belirtilen sebepler uyarınca davaya konu … başvuru numaralı tasarım hakkında hükümsüzlük şartlarının oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Marka Hakkına Tecavüz Yönünden Yapılan İnceleme
6769 sayılı Kanunda tasarım hakkına tecavüz sayılan fiiller madde 81’de sayılmıştır:
“(1) Aşağıda belirtilen fiiller tasarım hakkına tecavüz sayılır:
a) Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak.
b) Tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları
c) Tasarım hakkını gasp etmek.
(2) Başvuru, 65’inci maddeye göre tescil edilerek yayımlandığı takdirde, tescil sahibi, tasarım hakkına yönelik olarak bu maddede sayılan tecavüzlerden dolayı hukuk davası açma hakkına sahiptir. Tecavüz eden, başvurudan ve kapsamından haberdar edilmişse başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa yayımdan önce de tecas ün varlığı kabul edilir.
(3) Koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün, ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, bu maddede sayılan fiilleri tasarım hakkına tecavüz olmaktan çıkarmaz.
(4) Tescilsiz tasarımlar için, tasarım 57’nci maddeye göre kamuya sunulduğu takdirde, hak sahibi, tasarım hakkına yönelik ihlallerden dolayı dava açmaya yetkilidir.”
Madde hükmüne göre; tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak; tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek veya tasarım hakkını gasp etmek tasarım hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir.
Somut olaya dönüldüğünde, davalı/karşı davacı tarafa ait siteye görseller ile davacı/karşı davalının tescilli tasarımına ait görseller karşılaştırıldığında davalı/karşı davacıya ait web sitesi davacı/karşı davalıya ait tasarımdaki yeşil rengin mavi renk ile değiştirildiği, tasarımın benzeri niteliğinde olduğu görülmektedir. Davacı tarafa ait 2021/011244 başvuru numaralı tasarım ile davalı/karşı davacı tarafa ait siteye görseller arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, ancak davacı / karşı davalı yana ait davaya mesnet tasarımın başvuru konusu edildiği yeni ve ayırt edici olmaması nedeni ile hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu yönündeki karşı davada yapılan değerlendirmeler ışığında davalı / karşı davacı yanın herhangi bir tasarıma tecavüz eyleminin oluşmadığı sonucuna varılmıştır.
Haksız Rekabet Yönünden Yapılan İnceleme
TTK m. 54’e göre, “rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır”. Haksız rekabete dair hükümlerin temel amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Dürüst rekabetten anlaşılması gereken rekabet kapsamındaki davranışların dürüst ve ahlaklı olması gerekliliğidir. Rekabet ortamında gerçekleşen herhangi bir davranış veya uygulamanın rekabete etki etmese dahi, dürüstlük kurallarına veya ahlaka aykırı olması haksız rekabetin varlığı bakımından yeterli kabul edilmektedir (Hüseyin Ulgeıı/MeIıme( Helvacı/Arslan Kaya/N. Füsun Nomer Ertan, Ticari İşletme Hukuku, 2019, s. 555).
Genel ilke çerçevesinde haksız rekabet belirlenirken taraflar arasında rekabet olması, failin yarar sağlaması, failin kusurlu olması veya haksız rekabete uğrayan kimsenin zarar görmüş olması şart değildir. Haksız rekabetin varlığından söz edebilmek için, ticari nitelikte bir davranış veya uygulamanın bulunması, söz konusu davranış veya uygulamanın aldatıcı veya başka bir şekilde dürüstlük kurallarına aykırı olması ve rakipler arasında veya tedarik eden kimselerle müşteriler arasındaki ilişkinin etkilenmesi gerekmektedir.
Haksız rekabet tespitinde öncelikle özel hüküm olması sebebiyle TTK 55 hükmünde sayılan hallerden birinin olup olmadığı belirlenmelidir. Zira somut uyuşmazlık bu hallerden birine giriyorsa öncelikle bu hükmün esas alınması gerekir. Belirtilen halde TTK 54’te yer alan şartların sağlanıp sağlanmaması önemli değildir.
Somut uyuşmazlıkta davacı/karşı davalı vekili tarafından TTK m. 55/1/a, 4 ve 5. Hükümleri çerçevesinde, “(4) Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak, (5) Kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını, gerçeğe aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde; başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek” haksız rekabet bulunduğu ileri sürülmüştür. Kişinin, bir başkasının haklı olarak kullandığı mal veya iş ürünü ya da tanıtma vasıtasının bir benzerini veya aynısını kendi iş ve faaliyetlerinde ticari amaçlı kullanması, ilgili malı veya iş ürününü piyasaya sunması karıştırılmaya yol açan önlemler olarak kabul edilmektedir. Karıştırılmanın varlığı için, iki mal, iş ürünü, faaliyet veya işin söz konusu olması; bunların birbirinin aynısı olması veya aralarında karıştırılmaya müsait bir benzerlik bulunması; bunlardan birinin sahibi tarafından haklı olarak kullanılıyor olması ve diğer kimsenin benzer mal, iş ürünü veya tanıtma vasıtasını ticari amaçlarla kullanması ya da ticari amaçlı faaliyetler yürütmesi gerekir.
Karıştırılma ihtimali, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri, işleri ve tanıtma vasıtaları ile aynı veya benzerlik taşıyan mal, iş ürünü, faaliyet, iş ve tanıtma vasıtası kullanmak ile gerçekleşmektedir. Mal, iş ürünü, faaliyet, iş ve tanıtma vasıtaya örnek olarak, marka gibi her türlü fikri mülkiyet hakkı, ticaret unvanı, işletme adı, ürün fotoğrafı gösterilebilir (Füsun Nomer Ertan, Haksız Rekabet Hukuku, 2016, s. 191-192).
Bu açıklamalar doğrultusunda davalı/karşı davacı tarafın davacı/karşı davalı tarafın web siteleri karşılaştırıldığında uyuşmazlık konusu tasarımdaki yeşil rengin mavi renk ile değiştirildiği, tasarımın benzeri niteliğinde olduğu, ancak söz konusu tasarımın yukarıda açıklandığı üzere yeni ve ayırt edici olmaması nedeni ile haklı kullanım çerçevesinde değerlendirilemeyeceği ve bu kapsamda haksız rekabet koşulları oluşmadığı; markanın kullanımı bakımından ise benzerlik bulunmaması sebebiyle haksız rekabetin gerçekleşmediği sonucuna varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar muvacehesinde toplanan deliller, hükme esas alınan 27/02/2023 tarihli bilirkişi raporu bir arada değerlendirildiğinde asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile, davacı karşı davalı adına TPMK nezdinde 2021 011244 numara ile tescilli tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Asıl davanın REDDİNE,
2-Karşı davanın KABULÜ ile davacı karşı davalı adına TPMK nezdinde … numara ile tescilli tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
3-Asıl dava yönünden ; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 179,90 TL karar harcından peşin yatırılan 80,70 TL’nin mahsubu ile kalan 99,20 TL bakiye karar harcının davacı karşı davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karşı dava yönünden ; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 179,90 TL karar harcından peşin yatırılan 80,70 TL’nin mahsubu ile kalan 99,20 TL bakiye karar harcının davacı karşı davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Asıl dava yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı karşı davacı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı karşı davacıya verilmesine,
6-Karşı dava yönünden ; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı karşı davacı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı karşı davacıya verilmesine,
7-Davacı Karşı Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davalı karşı davacı vekilinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.20/06/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza