Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/92 E. 2023/78 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/92 Esas
KARAR NO : 2023/78

DAVA : Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Önlenmesi, Tespiti, Önlenmesi, Durdurulması, Kaldırılması
DAVA TARİHİ : 31/05/2022
KARAR TARİHİ : 21/03/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Önlenmesi, Tespiti, Önlenmesi, Durdurulması, Kaldırılması davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait markaların Türk Patent Kurumu nezdinde tescilli olduğunu … markasının tanınmış marka olduğunu, davalının meşru bağlantı ve hakkı olmaksızın vekil edene ait markayı alan adı olarak kullandığını, kendisini … olarak gösterdiğini, ayrıca davalının … adresli web sitesinde müvekkiline ait markayı kullandığını, ilgili web sitesi üzerinden vekil edenin hak sahibi olduğu markaları barındıran korsan ürünleri, kendisini … A.Ş. şirketiymiş gibi göstererek teşhir ederek satışını yaptığını, davalının haksız bir şekilde müvekkiline ait taklit/korsan ürünleri satarak gelir elde ettiğini, davalı eylemlerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu, …adresli web sitesi ve bu sitede satışa sunulan ürünlere ilişkin ekran görüntüleri sunularak davalının müvekkiline ait markayı alan adı olarak kullanmasının ve müvekkiline ait markaları ihtiva eden korsan ürünleri teşhir etmesi, satması şeklideki eylemlerinin müvekkilinin marka hakkına tecavüz oluşturduğunu, müvekkilinin Türkiye’de kalite sembolü haline geldiğini, davalı tarafından taklit ürünlerin düşük fiyatla satışının müvekkiline ait ürünlerin daha az satılmasına ve müvekkilinin gelirlerinin azalmasına sebep olduğunu, bunun haksız rekabet oluşturduğunu belirterek, davalı eylemlerinin davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitini, davalı eylemlerinin önlenmesi ve durdurulmasını, haksız rekabetin men’ ini ve haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, … URL adresli web sitesine erişimin engellenmesini, tecavüze konu ürünlerin teşhir edilmesinin satışının yasaklanmasını talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliler toplanmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememize sunulan 22/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; davacının belirtmiş olduğu web sitesi içeriği, inceleme tarihinden önce silinmiş/kaldırılmış olması sebebiyle içeriğe ulaşılamadığı, eski tarihli web sitesi görüntülerine ulaşmak için kullandığımız … isimli online programla da kontrol edilmiş fakat içeriklere ulaşılamadığı, Domain sorgulaması açık internet üzerinden yapılmış, domain sağlayıcıdan maskeleme özelliği ile domain kayıt edilmesi sebebiyle domain ( alan adı ) sahibi tespiti gerçekleştirilemediği, davacı her ne kadar dava dilekçesinde dava konusu web sitesinin ekran görüntülerini sunmuş olsa da, inceleme ve ekran görüntüleri tarafımızca tespit edilmediğinden, görüntüler üzerinden inceleme yapılması mümkün olmayacağı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ile bunun durdurulması, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması istemine ilişkindir.
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
İlgili Kanunun 7 inci maddesi; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ite aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle betik tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci /fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. e)İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması. f)İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması. ” hükümlerine amirdir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d)bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
SMK m. 29/1-a atfıyla uygulanacak olan SMK m, 7/2- b’ye göre tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tesdili markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, marka hakkına tecavüz niteliği taşıyacaktır.
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri Haksız Rekabete ilişkindir. Madde 54- “(1)Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2)Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükümlerine amridir. Yine TTK Madde 55- (1)Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a)Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;…. 4.Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,… dürüstlüğe aykırı davranmış olur. Şeklinde düzenlenmiş Madde 56 da “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a)Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b)Haksız rekabetin men’ini, c)Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d)Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e)Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş kararların ilanının talep edebileceği öngörülmüştür.
Mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde bulundurulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımının tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur (Erdal Noyan, Marka Hukuku, Ankara, 2006, s.545). Bir marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde tüketiciler tarafından karışıklığa sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerekir.
Dava dilekçesinde davalı site sahiplerinin açık kimliğinin belirtilmediği, Davaya konu internet sitesinin sahip ve yöneticilerinin kim olduğunun tespit edilemediği, HMK 119/1-b maddesi gereği davalının ad ve adresinin dava dilekçesinde belirtilmesinin bir usuli zorunluluk olduğu ve eğer dava dilekçesinde bu bilgiler yer almıyor ise HMK 119/son maddesi gereğince davacıya 1 haftalık kesin süre verilmesi ve eğer bu kesin süreye riayet edilmez ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, bununla birlikte internet ortamında gerçekleşen hak ihlalleri yönünden taraf teşkilinin bazı hallerde mümkün olmadığı, değişken IP kullanımı ve ihlalin gerçekleşmesinden itibaren aradan geçen süre nedeniyle IP numarası üzerinden site sahibine ulaşılmasının imkânsız hale geldiği, bu tür sitelerin genellikle sahte isim ve adres bilgileri kullanılarak oluşturulduğu, bu nedenle de davalının ad ve adres bilgilerinin tespitinin imkânsız olduğu, somut olayda da internet sitesinin gerçekte kime ait olduğunun belirlenemediği, bu durumda HMK 119/son maddesinin uygulanmasının adil olmayacağı ve ihlallerin durdurulmasını engelleyeceği, böyle bir yasal düzenleme yapılıncaya kadar yargılamanın çekişmesiz yargı biçiminde yapılmasının amaca uygun olacağı, site sahibinin mahkememize müracaatı durumunda ise durumun yeniden gözden geçirilebileceği ve eğer ihlal sona ermiş ise bir karar ile tedbir kararının yeniden değerlendirilebileceği gözetilerek, davacıya ait tescilli markanın davalı tarafından internet üzerinden aynen taklit edilerek kullanıldığı, taklit kullanımların tüketici gözünde davacı ile davalı arasında ticari ilişki var olduğu algısı yaratabileceği karşısında TTK md 55/1-a-4 kapsamında aynı zamanda haksız rekabet oluşturacağı, sonuç olarak davalı eyleminin davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, menine ve ref’ine, mahkememizin 07/06/2022 Uyap tarihli ara kararıyla verilen tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına, karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ İLE; davalı kullanımlarının davacıya ait marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ile bu tecavüz ve haksız rekabetin durdurulmasına, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu bağlamda … URL adresli web sitesine erişimin engellenmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 179,90 TL karar harcından peşin yatırılan 80,70 TL’nin mahsubu ile kalan 99,20 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Taraf teşkili sağlanamadığından ve davalı gerçek yada tüzel kişi tespit edilemediğinden şimdilik davacı taraf lehine yargılama gideri ve avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, yapılan yargılama giderlerinin şimdilik davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.21/03/2023

Katip
e-imza

Hakim
e-imza