Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/87 E. 2022/175 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/87 Esas
KARAR NO : 2022/175

DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 24/05/2022
KARAR TARİHİ : 21/12/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil eden …’nin ülkemizin en önde gelen spor kulüplerinden biri olduğunu, gerek Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde gerekse WIPO nezdinde çok sayıda marka tesciline sahip olduğunu, vekil eden adına tescilli markaların tüketiciler nezdindeki çekim gücü ve güvenilir marka algısı nedeniyle kötü niyetli kişilerce vekil edenin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden taklit nitelikteki ürünler üretilmekte ve/veya satışa sunulduğunu, müvekkilin işbu ihlaller hakkında yoğun ve kararlı bir şekilde mücadele ettiğini, davalıya ait işletmede müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden taklit nitelikteki ürünlerin satışa sunulduğu bilgisinin taraflarına ulaştığını, taraflarınca ikame edilecek olan huzurdaki davada bu hususu delillendirmek amacıyla davalıya ait işletmeden taraflarınca ı(bir) adet “…” marka ve logolu şapka satın alındığını, satın alınan taklit nitelikteki şapka, fular ve maskeye ait fişlerin dilekçe ekinde sunulduğunu, davalı tarafın satışa sunmuş olduğu ve/veya ticari amaçla elde bulundurduğu ürünlerin müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil edip etmediğinin tespiti ve yine davalının eyleminin vekil edenin marka haklarına tecavüz. fiilini oluşturup oluşturmadığının, haksız rekabet teşkil edip etmediğinin tespiti ile işbu ihlallerin durdurulması amacıyla huzurdaki davayı ikame etme zaruretleri doğduğunu, davalı tarafın satışa sunmuş olduğu ve ticari amaçlı elde bulundurduğu ürünlerin vekil edenin marka haklarına tecavüz teşkil ettiğini, davalının eylemlerinin marka hakkına tecavüz fiiline karşılık geldiğini, davalıya ait “…” adresinde yer alan “…” isimli işletmede hukukçu marka vekili unvanına sahip bilirkişi eşliğinde keşif yapılmasını, yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesinde vekil edenin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden taklit nitelikte ürünlerin satışa sunulup sunulmadığının tespitini, satışa sunulan ve/veya ticari amaçla elde bulundurulan taklit nitelikte ürünler mevcut ise işbu ürünlerin adetinin, fiyatının ve keşif tarihi öncesinde kaç adet satışının gerçekleştiğinin tespitini, satışa ilişkin belge, fatura ve ayrıntılı görsellerinin düzenlenecek olan bilirkişi raporuna eklenmesini, davalının eylemlerinin 6100 sayılı HMK’nın 106. maddesi ve 6769 sayılı SMK’nın, 29 ve 149/1-a, TTK 55 vd. hükümleri uyarınca vekil edenin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, 6769 sayılı SMK’nın 149/1-c hükmü uyarınca vekil edenin marka haklarına yönelik ihlalin ve haksız rekabetin durdurulmasını, 6769 sayılı SMK’nın 149/1-d hükmü uyarınca vekil edenin marka haklarınatecavüz ve haksız rekabet teşkil eden taklit nitelikteki ürünlere el konulmasını, vekalet ücreti ve tüm yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı’ya usulüne uygun olarak dava dilekçesinin tebliğ edildiği herhangi bir cevap sunmadığı anlaşılmıştır.
Dosyada davacı tarafça bildirilen tüm deliler toplanmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememize sunulan 21/06/2022tarihli bilirkişi raporunda özetle ; tespit talep edilen “…” adreste, tespit talep eden yana ait “…” markasını ihtiva eder kullanımların gerçekleştirildiği, Davacı …’nin sahip olduğu “…” vurgunun davacı yana ait … markası kullanılmasının iltibas riskini arttırdığı, Mahalde tespit talep eden yana ait sair markaları itiva eden herhangi bir ürüne rastlanmadığı, Mahalde bulunan fişten anlaşıldığı kadarıyla söz konusu işletmenin “…Ltd. Şti.” adına işletildiği, İlgili kullanımlar ile tespit talep eden yana ait “…” markasını nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek kadar benzer olduğu ve buna binaen talep eden yan adına tescilli markalardan kaynaklanan haklara tecavüz teşkil eder mahiyette olduğunun değerlendirilebileceği, İlgili kullanımlar ile tespit talep eden yana ait “Beşiktaş” markasının nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek kadar benzer olduğu yönünde olduğu, görüş ve kanaati bildirmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, davalı kullanımlarının davacıya ait marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığının tespiti, durdurulması, önlenmesi ve sonucçlarının ortadan kaldırılması istemine ilişkindir.
TPMK kayıtları celp edildikten sonra, davalıya ait … adresinde bilirkişilerce inceleme yapılmış, yapılan inceleme sonucunda tespit talep eden/ davacı yana ait “…” ibaresini/markasını ihtiva eden 20 çift çorap tespit edildiği, ilgili kullanımlar ile tespit talep eden yana ait “…” markasının nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek kadar benzer olduğu ve buna binaen talep eden yan adına tescilli markalardan kaynaklanan haklara tecavüz teşkil eder mahiyette olduğu rapor edilmiştir.
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
İlgili Kanunun 7 inci maddesi; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ite aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle betik tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci /fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. e)İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması. f)İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması. ” hükümlerine amirdir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d)bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
SMK m. 29/1-a atfıyla uygulanacak olan SMK m, 7/2- b’ye göre tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tesdili markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, marka hakkına tecavüz niteliği taşıyacaktır.
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri Haksız Rekabete ilişkindir. Madde 54- “(1)Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2)Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükümlerine amridir. Yine TTK Madde 55- (1)Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a)Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;…. 4.Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,… dürüstlüğe aykırı davranmış olur. Şeklinde düzenlenmiş Madde 56 da “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a)Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b)Haksız rekabetin men’ini, c)Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d)Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e)Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş kararların ilanının talep edebileceği öngörülmüştür.
Mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde bulundurulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımının tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur (Erdal Noyan, Marka Hukuku, Ankara, 2006, s.545). Bir marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde tüketiciler tarafından karışıklığa sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerekir.
Somut olaya dönüldüğünde, davalıya ait iş yerinde yapılan tespit ve değerlendirmeler dikkate alındığında, davacı …’nin ülkeye mal olmuş futbol kulübünün sahip olduğu “…” vurgusunun davacı yana ait … markası ile birlikte kullanımının iltibas riskini arttırdığı, davalı kullanımlarının davacıya ait … markasını nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek şekilde benzer olduğu dolayısı ile davacıya ait marka hakkına tecavüz koşullarının oluştuğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca davalı kullanımlarının TTK md. 55/4 uyarınca “.Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,… ” şeklindeki hüküm doğrultusunda haksız rekabete de sebebiyet vereceği izahtan vareste olup, haksız rekabet koşullarının da somut olayda gerçekleştiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar muvacehesinde toplanan deliller, TPMK kayıtları, hükme esas alınan 21/06/2022 tarihli bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde davanın kabulü cihetine gidilerek,avalı kullanımlarının davacıya ait marka hakkında tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, bu haksız rekabetin durdurulmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu bağlamda marka hakkına tecavüz eden ve haksız rekabet teşkil eden davalı ürünlerine el konulmasına dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ İLE; davalı kullanımlarının davacıya ait marka hakkında tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, bu haksız rekabetin durdurulmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu bağlamda marka hakkına tecavüz eden ve haksız rekabet teşkil eden davalı ürünlerine el konulmasına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 80,70 TL harcın peşin alınan haçtan mahsubuna, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen davacı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.000,00TL bilirkişi ücreti, 237,00TL posta gideri olmak üzere toplam 2.237,00 TL ve 161,40 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 2.398,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne, davalının yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸