Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/82 E. 2023/164 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/82 Esas
KARAR NO : 2023/164

DAVA : Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi, Kaldırılması, Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/05/2022
KARAR TARİHİ : 14/06/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi, Kaldırılması, Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “… kod numaralı “…” ibareli, Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in … Sınıflarında tescilli markanın müvekkili olan firmaya ait olduğunu, davalı yana ait markasal kullanımların müvekkili olan firmaya ait marka ile iltibasa yol açtığını, bu sebeple müşterilerden Müvekkiline şikayet bildirimleri geldiğini, davalı yanın “…” markasını kullanmasının müvekkili olan firmanın marka hakkına ve ticaret unvanına tecavüz teşkil ettiğinin noter aracılığı ile bildirildiğini, davalı yan kullanımlarının müvekkili olan firma marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, davalı yan eylemlerinin müvekkili olan firma ticaret unvanına da tecavüz teşkil ettiğini, davalı yan eylemlerinin haksız rekabete yol açtığını, davalı yanın kötü niyetli olduğunu, …ve instagram, e-ticaret sitelerindeki kullanımların durdurulmasını belirterek, Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi, Kaldırılması, ve 100.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili olan firmanın “…” ibaresini çalıştığı sosyal medya danışmanının tavsiyesi üzerine kullanmaya başladığını ve söz konusu ibarenin japonca “yeniden, tekrar tekrar baktığında hayret ve hayranlık veren şey” anlamına geldiğini, müvekkili olan firmanın davacı yana ait “…” markasından davacı yanın itirazları üzerine haberdar olduğunu, Müvekkili olan firmanın “…” ibaresini hiçbir. zaman markasal olarak kullanmadığını, dava konusu olan ibarelerin semantik açıdan farklı olduğunu, müvekkili olan firmanın söz konusu ticaret unvanını kullanımının iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliler toplanmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememize sunulan 26/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; davalı yanın markasal kullanımlarının davacı yana ait … ibareli markanın neredeyse birebir benzer olan … ibaresini ihtiva ettiği, bu minvalde ilgili kullanımların davacı yana ait markaya tecavüz teşkil eder mahiyette olduğunun değerlendirilebileceği, davalı yanın davacı yanın markasına ve kullanımlarına yakınlaşarak yaptığı kullanımların davacı yan ile haksız rekabet teşkil eder mahiyette olduğunun değerlendirilebileceği, davacı yan markası ve ticaret unvanı ile İltibas teşkil eden bir ibareyi ticaret unvanının esaslı unsuru olarak kullanan davalı yan ticaret unvanından … ibaresinin terkininin gerektiğinin değerlendirilebileceği yönünde tespit ve kanaati bildirilmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
İşbu dava 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış talepli Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi, Kaldırılması, Manevi Tazminat davadır.
TPMK kayıtlarının incelenmesinde, … numara ile tescilli markanın, … Sınıflarda davacı yan adına tescilli olduğu, …numara ile tescilli markanın da, … Sınıflarında davalı yan tarafından tescil başvurusuna konu edildiği ancak başvurunun yayınına yapılan itiraz çerçevesinde marka tescil başvurusunun reddedildiği anlaşılmıştır.
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
İlgili Kanunun 7 inci maddesi; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ite aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle betik tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci /fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. e)İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması. f)İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması. ” hükümlerine amirdir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d)bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
SMK m. 29/1-a atfıyla uygulanacak olan SMK m, 7/2- b’ye göre tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tesdili markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, marka hakkına tecavüz niteliği taşıyacaktır.
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri Haksız Rekabete ilişkindir. Madde 54- “(1)Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2)Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükümlerine amridir. Yine TTK Madde 55- (1)Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a)Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;…. 4.Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,… dürüstlüğe aykırı davranmış olur. Şeklinde düzenlenmiş Madde 56 da “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a)Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b)Haksız rekabetin men’ini, c)Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d)Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e)Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş kararların ilanının talep edebileceği öngörülmüştür.
Mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde bulundurulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımının tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur (Erdal Noyan, Marka Hukuku, Ankara, 2006, s.545). Bir marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde tüketiciler tarafından karışıklığa sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerekir.
Somut olaya dönüldüğünde, davacı taraf davalı yanın www…..com uzantılı alan adında ve sair mecralarda gerçekleştirdiği markasal kullanımların davacı yana ait markaya tecavüz teşkil eder mahiyette olduğunu iddia etmektedir.Davacı yanın davalı yana ait olduğunu iddia ettiği www…..com uzantılı alan adının incelenmesinde, alan adının “mesafeli satım sözleşmesi” linkine erişim sağlandığında ilgili sayfa içerisinde yer alan ticaret unvanının davalı yana ait olduğu bilirkişi tarafından da tespit edilmiştir.Her ne kadar davalı yan “…” unsurunun kendileri tarafından markasal olarak kullanılmadığını iddia etmekte ise de site üzerinde yapılan kullanımların markasal kullanım mahiyetinde olduğu, tespit edilen ilgili markasal kullanımlarının davacı yana ait … ibareli markanın neredeyse birebir benzeri olan … ibaresini ihtiva ettiği, tek harften oluşan farklılığın davalı kullanımına ayırt edicilik sağlamaya yetmeyeceği, ayrıca markanın şekil unsuru da taşımdağı, kullanımların aynı mal ve hizmet sınıflarında olduğu, nitekim davalı tarafça TPMK’ya yapılan marka başvurunun da aynı sınıfları kapsadığı, bu minvalde ilgili kullanımların davacı yana ait markaya tecavüz teşkil eder mahiyette olduğu kanaatine varılmakla 6769 sayılı Kanunun 29/7 maddesi uyarınca marka hakkına tecavüz koşullarının oluştuğu sonucuna varılmıştır.
Haksız rekabet yönünden yapılan değerlendirmede ise, Türk Ticaret Kanunu’nun 54. maddesine göre; davalı yanın davacı yanın markasına ve kullanımlarına yakınlaşarak yaptığı kullanımların davacı yan ile haksız rekabet teşkil eder mahiyette olduğu, benzer kullanımların tüketici gözünde davacı ile davalı arasında ticari ilişki var olduğu algısı yaratabileceği karşısında TTK md 55/1-a-4 kapsamında haksız rekabet koşullarının somut olay tahtında oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Ticaret ÜnvanınınTerkini Koşullarının Oluşup Oluşmadığı Yönünden Yapılan Değerlendirme
Tescilli tcaret unvanı 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 50. Ve 52. maddeleri hükümleri ile korunmaktadır. Bahse konu düzenlemeler; Türk Ticaret Kanununun 50. Maddesine göre; “Usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkı sadece sahibine aittir.” şeklindedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 52. Maddesine göre; “Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir. İlgili düzenlemelerden de açıkça görülebileceği üzere; tescilli ticaret unvanı sahibi; kendi ticaret unvanı ile karıştırılabilecek ticaret unvanlarının tescili halinde, ilgili unvanların terkinini talep etme hakkını ve yetkisini haizdir.
6769 sayılı yasanın 7/3-e hükmü çerçevesinde marka sahibi “İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılmasını yasaklayabilir.” demektedir.
Somut uyuşmazlıkta davacı yanın ticaret unvanı “… ŞİRKETİ.” şeklinde olmak ile birlikte; bahse konu ticaret unvanı davacı yan adına 16/04/2010 tarihinden bu yana … Ticaret Odası’nda kayıtlıdır. Davacı yanın, … Ticaret Odası kayıtlarında görülen faaliyet alanı ise; “Dış giyim eşyası imalatı, dokuma, örme (trikotaj) ve tığ işi (kroşe), vb. kumaştan olanlar (kaban, palto, ceket, pantolon, ‘takım elbise, döpiyes, anorak, yağmurluk, gece kıyafetleri vb.) (iş giysileri ve terzilerin faaliyetleri hariç)” şeklindedir. Yine davacı yan markası … numara ile Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in …Sınıflarında tescillidir. Davaya konu davalı yana ait ticaret unvanı ise … LTD. ŞTİ. şeklinde olup; ilgili unvan davalı yana ait eski ticaret unvanı olan … Ltd. Şti.’nin değiştirilmesi ile oluşturulmuştur. Davalı yanın, davacı yan ile aynı ticari faaliyet konularında hizmet sundukları, hal böyle olunca davacı yan markası ve ticaret unvanı ile iltibas teşkil eden bir ibareyi ticaret unvanının esaslı unsuru olarak kullanan davalı yanın davacı yana ait markaya tecavüz teşkil eder mahiyette olduğunun ve ilgili ticaret unvanından … ibaresinin terkini şartlarının oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Tazminat Talebi Bakımından Yapılan Değerlendirme
Davacı taraf aynı zamanda manevi tazminat talebinde de bulunmuştur. Marka hakkı tecavüze uğrayan kişi SMK m.l49/l/ç maddesinin TBK’nın 58. maddesi ile birlikte değerlendirilmesi sonucunda, şartların oluşması halinde manevi tazminat isteme hakkına sahiptir. Yukarıda da açıklandığı üzere, davalı kullanımlarının, davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği yönündeki tespit ve değerlendirmeler ışığında manevi tazminata hükmedilebilmesi için aranan kusur şartının gerçekleştiği kabul edilmekle, marka hakkına yapılan tecavüzün niteliği, ,davacının manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp durumu, manevi tazminatın amaç ve içeriğine, hak, nesafet ve adalet ilkesine keza manevi tazminatın maddi bir zenginleşme talebinden çok manevi tatmine yönelik bir talep olması, dolayısıyla somut olaya göre 25.000 TL manevi tazminat talebinin makul olduğuna kanaat getirilmiş, sebepsiz zenginleşmeye neden olmaması bakımından fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Tüm bu açıklamalar muvacehesinde toplanan deliller alınan bilirkişi raporları bir arada değerlendirildiğinde, davanın kısmen kabulü, tazminat talebi yönünden de talebin kısmen reddine, davalı kullanımlarının davacıya ait marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ile bunun durdurulmasına, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına bu bağlamda marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden … ibareli ürünlerin imalatının, satışının, ihracın önlenmesine, tecavüzü konu ürünlere ait etiket, kutu, koli ve ambalajlarına ve bunların yapımında kullanılan kalıp ve araçlara bulundukları yerde el konulmasına, kararın kesinleşmesi halinde imhasına, davalıya ait ticaret unvanında yer alan … ibaresinin terkinine, 25.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; davalı kullanımlarının davacıya ait marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ile bunun durdurulmasına, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına bu bağlamda marka hakkında tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden … ibareli ürünlerin imalatının, satışının, ihracın önlenmesine, tecavüzü konu ürünlere ait etiket, kutu, koli ve ambalajlarına ve bunların yapımında kullanılan kalıp ve araçlara bulundukları yerde el konulmasına, kararın kesinleşmesi halinde imhasına,
2-Davalıya ait ticaret unvanında yer alan … ibaresinin TERKİNİNE,
3-25.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 1.707,75 TL karar harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen talepler yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat talepleri yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden davalı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan: 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 127,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.127,50 TL’den kabul ve ret oranına göre hesap olunan 531,87 TL ve 1.788,45 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 2.320,32 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.13/06/2023

Katip
e-imza

Hakim
e-imza