Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/69 E. 2023/142 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/69 Esas
KARAR NO : 2023/142

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2022
KARAR TARİHİ : 31/05/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …. tic. 2007 yılında kurulduğunu ve … markası ile bu zamana kadar aydınlatma sektöründe Türkiye’nin en önde gelen şirketlerinden biri haline geldiğini, “…” markası türk patent enstitüsü nezdinde 04/03/2008 tarihinden itibaren … tescil numarası ile … ve … nolu hizmet sınıflarında tescilli olup koruma altında olduğunu, müvekkil markasını ciddi ve yoğun bir şekilde kullanarak markalarına ayırt edicilik kazandırmış olduğunu, sektöründe ayrıcalıklı bir yere getirdiğini, müvekkilin yaptığı reklam, fuar ve ismi bilinen büyük firmalarla çalışmaları sayesinde markası halk tarafından bilinir ve müvekkil firma ile ilişkilendirilir hale geldiğini, davalı taraf, müvekkilin yarattığı ve aydınlatma sektöründe markalaştırdığı “…” ibaresini kullanarak, müvekkilin markasına benzer şekilde “…” markasını tescil ettirdiğini, müvekkilin ciddi yatırımlar sonucu ulaşmış olduğu tanınmışlığını ve saygınlığını kullanarak ortalama tüketici nezdinde iltibas ve seri markası olduğunu zannetmesi muhtemel olduğunu, davalı taraf, müvekkil şirket ismi ve markası ile iltibas yaratacak şekilde “…” markasını 13/07/2020 tarihli başvurusu ve … tescil numarasıyla müvekkille aynı … nolu mal-hizmet sınıfında tescil edildiğini, (davalıya ait tescil belgeleri ek-3’de sunulmuştur.) “…” kelimesi aydınlatma sektöründe kullanılan bir kelime olmadığını, müvekkilimizin bulduğu ve isminde kullandığı söz konusu ibare markası ile özdeşleşmiş olup, müvekkil markasının ve unvanının ayırt edici unsuru haline geldiğini, davalının söz konusu marka ve ticari unvanın kullanımı ve tescili müvekkilin markasının ayırt ediciliğini olumsuz yönde etkilediğini, söz konusu tescil ile ilgili yidk’ya itiraz başvurusunda bulunmamıza rağmen, başvurumuz haksız ve hukuka aykırı bir şekilde red edildiğini, müvekkil markası “…” ve “…” kelimelerinin birleşiminden yaratılmış bir marka olduğunu, bu ismin birleşik ya da ayrı yazılması, kelime telafuz edildiğinde herhangi bir değişikliğe yol açmayacağını, davalının ifade ettiği üzere, “…” kelimesi türk dil kurumu sözlüğünde parlaklığı birdenbire artan, patlamalı değişen yıldız” anlamına geldiğini, müvekkilimizin iş bu kelimeyi aydınlatma sektöründe kullanması ve bundan bir marka yaratması yaratıcılığının açık bir göstergesi olduğunu, davalının yıllar sonra bu kelimeyi alarak adeta “kopyala-yapıştır” şekilde sonuna sadece life kelimesini koyarak kendisine marka yaratması, müvekkilimizin markasının özgünlüğünü ve ayırtedicilik özelliğini açıkça ihlal ettiğini, davalı taraf cevap dilekçesinde, davalının markasının ticari unvanının kök kelimesinden türetildiğini ve bu nedenle marka tescilinin haklı nedene dayandığını iddia ettiğini, firmanın 2018 yılında kurulmuş olduğu ve marka başvurusunu ise 2020 yılında yapmış olduğu görüldüğünü, bu bilgi ışığında, müvekkilimizin 14 yıldır aynı marka ve unvanı aydınlatma sektöründe kullandığı göz önünde bulundurulduğunda, davalının her nasılsa yine müvekkil ile aynı sektörde “…” kelimesini bularak unvan oluşturduğunu ve bundan esinlenerek marka yarattığı iddiasının gerçeği yansıtmadığı açıkça ortaya çıktığını, davalının cevap dilekçesinde “…” ibaresini içeren markalar adı altında sunmuş olduğu listede “…” kelimesi ile başlayan ve bariz bir şekilde karışıklık yaratacak bir kullanım bulunmamakla birlikte, listede ana sektörü aydınlatma olan firmalar bulunmadığını, ayrıca her cümle içerisinde “…” kelimesinin geçmesi, markaların benzer ve karıştırılma ihtimali olduğu sonucunu çıkarmayacağını, öncelikle yargılamanın sonuçsuz bırakılmaması ve/veya gereksiz yere uzamaması, dava sonucunda verilecek hükmün icrasının engellenmemesi veya etkisiz kılınmaması ya da etkisinin sınırlandırılmaması için dava sonuna kadar davalıya ait görünen “…” … tescil numarası ile tescilli markanın üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için tensiple birlikte öncelikle teminatsız şekilde, mahkeme aksi kanaatte ise uygun bir teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, kararın TPE’ye ivedilikle bildirilmesi için müzekkere yazılmasını, haklı davamızın kabulü ile davalı adına kayıtlı “…” … tescil numaralı markanın hükümsüzlüğünü ve marka sicilinden silinmesine, mümkün değil ise anılan markadan “…” ibaresinin çıkartılmasını, davalı adına kayıtlı “… Tic. Ltd. Şti.” ticaret unvanının terkinini, kabul edilmemesi halinde ticaret unvanından “…” ibaresinin çıkartılmasını, kararın hüküm kısmının ülke çapında yayın yapan bir gazetede ilanını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı markasının esas unsurunun yalnızca “…” ibaresinden oluştuğunun kabulü mümkün olmadığını, zira hem marka örneğinde hem marka isminde hem de davacının ticaret unvanında bu ibare tek kelime olarak ve “…” şeklinde yer aldığını, zira “…” kelimesi tdk kayıtlarıyla sabit olduğu üzere parlaklığı birdenbire artan yıldız anlamına gelmekte ve … ile …. Nice sınıflandırmasına dahil emtialarda çok yaygın kullanılmakta olduğunu, bununla birlikte davacı markasının tanınmış olduğu iddiaları da yersiz olduğunu, sayın Mahkemenizce de bilindiği markanın tanınmışlığını tayin edebilmek adına TPMK markalar dairesi başkanlığı tarafından belirlenen 18 kriter mevcut olduğunu, davacı ise Mahkemeniz dosyasına bu kriterleri taşıdığına yönelik hiçbir bilgi ya da belge sunmadığını, salt soyut beyanlarıyla tanınmışlığını iddia ettiğini, müvekkilimize ait tescilli marka aynı zamanda müvekkilimizin ticaret unvanının kök kelimesinden türetildiğini, bu şartlar altında müvekkilin marka tescili haklı bir nedene dayandığını ve SMK m.6/5 hükmünde yer alan haklı neden şartını sağladığını, marka olabilecek işaretlerin düzenlendiği SMK m.4 hükmünde marka olabilecek işaretlerin yalnızca TDK’de var olan sözcükler arasından seçilebileceği gibi bir zorunluluk bulunmadığını, bir anlığına davacının dediği gibi olduğunu düşünsek bile zaten TDK’de “…” şeklinde yazılan bir kelime de olmadığından yine davacı markasının “…” ve “…” olarak değerlendirilmesi mümkün olmayacağını, davacı “…” ibaresine ayırt edicilik kazandırabilecek kadar büyük ve tanınmış bir firma olduğu iddiasındayken davacının … isimli Instagram hesabında 342 takip edilen 225 de takipçi mevcut olduğunu, Mahkemece de malumunuz olduğu üzere bir kısmı sosyal medyadaki takibe takip kampanyalarıyla bir kısmı da çevre esnaftan oluşan 225 kişilik takipçi kitlesiyle bir firmanın tanınmış olduğunu iddia etmesi kabul edilebilir bir durum olmadığını, davacı, “her cümle içerisinde … kelimesinin geçmesi, markaların benzer ve karıştırılma ihtimali olduğu sonucunu çıkarmaz.” dediğini, davacının bu cümlesi bizim bütün savunmalarımızın bir özeti niteliğinde olduğunu ve davacının bile kendi haksız davasına inanmadığını açıkça ortaya koyduğunu, Haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliler toplanmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememize sunulan 19/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; davalı adına TPMK nezdinde … numara ile tescilli … ibareli markanın hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememize sunulan 06/03/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle ; Davacı vekilinin itirazları doğrultusunda yapılan inceleme neticesinde kök rapordaki kanaatin korunduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, davalı adına TPMK nezdinde … numara ile tescilli … ibareli markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
TPMK kayıtlarının incelenmesinde davacıya ait … ibareli … numara ile tescilli markanın … Sınıflarda 04.03.2008 tarihinde tescil edildiği görülmüştür. Hükümsüzlüğü talep edilen davalıya ait novalife ibareli … numara ile tescilli markanın ise, … Sınıflarda, 13/07/2020 tarihinde tescil edildiği görülmüştür.
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Hükümsüzlük halleri ve hükümsüzlük talebi başlıklı mad. 25/1 marka tescilinde mutlak red nedenleri başlıklı 5. Madde ve nispi red nedenleri başlık 6. Maddede sayılan halleri hükümsüzlük sebebi olarak saymıştır. .SMK Mad.5/ Iç hükmü Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler marka olarak tescil edilemez demektedir. Aynılık herhangi bir değişiklik veya ekleme olmadan, sonraki markanın münhasıran önceki işareti oluşturan unsurlardan oluşması veya bütün olarak bakıldığında işaretler arasında ortalama tüketiciler tarafından fark edilmeyecek derecede önemsiz farkların olması halinde işaretler aynı olarak kabul edilir. Aralarında küçük de olsa tüketiciler tarafından fark edilebilecek derecede değişiklikler bulunan markalar ise aynı olarak kabul edilemez. “…” ve … ibarelerini içeren markalar yanındaki diğer unsurlarla birlikte değerlendirilmeli ve ibarenin bütün olarak bıraktığı izlenim dikkate alınmalıdır. Buna göre, işaretlerin bütün olarak aynılığı ya da ayırt edilemeyecek kadar benzerliği durumları dışında, tek başına kök ibare benzerliği yoluna gidilmeyecek, salt kök unsur aynılığı ya da benzerliği nedeniyle işaretler ayırt edilemeyecek kadar benzer bulunmayacaktır. Davacının hükümsüzlüğe gerekçe gösterilen markası … iken davalının hükümsüzlüğü istenen markası novalife ibaresidir. İbareler arasında aynılık veya ayırt edilemeyecek kadar benzerlik söz konusu değildir. SMK Mad.6/I hükmü Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halktarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir, demektedir. Yukarıda belirtilen maddeler uyarınca bir markanın hükümsüzlüğüne karar verilebilmesi için aşağıdaki hususların değerlendirilmesi gerekir.
i. — Markalar arasında başvuru veya tescil tarihi bakımından öncelik/sonralık ilişkisi,
ii. — Aynı veya benzer mal ve hizmetleri kapsaması,
iii. — Markaların aynı veya benzer oluşu
iv. — Halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali
Somut olaya dönüldüğünde, markalar arasında başvuru ve tescil tarihi bakımından davacı adına tescilli …başvuru nolu novalux ibareli markasının, hükümsüzlüğü talep edilen … numara ile tescilli … markasından öncelikli olduğu anlaşılmaktadır.
Mal ve Hizmet Sınıfları Bakımından Yapılan İnceleme
Mal ve hizmetlerin benzediği veya ilişkilendirilebilir niteliği literatüre ve genel kabullere göre; “Mal ve hizmetlerin kullanım amacı ve olanlarının benzerliği, mal ve hizmetlerin kullanıcılarının benzerliği, malların fiziksel görünümünün benzerliği, mal ve hizmetlerin ticari pazar ulaşmasında kullanılan satış yollarının benzerliği, mal ve hizmetlerin birbirleriyle rekabet eder nitelikte bulunmasından kaynaklanan benzerlik, mal ve hizmetlerin birbirlerini tamamlayıcı nitelikte olmalsından kaynaklanan benzerlik, malların mağazalarında aynı reyonda veya rafta bulunmasından kaynaklanan benzerlik” durumlarında ortaya çıkabilir.
Davacının tescilli markası ile hükümsüzlüğü talep edilen marka… Sınıftaki mal ve hizmetler bakımından aynıdır. Ancak bu sınıfların içeriklerinin birebir örtüşmedikleri, ancak bu farklılıkların ya malların açık olarak sayılması veya … Sınıfta Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetlerinin sayılması noktasında oluştuğu bu noktada aynı veya benzer mal ve hizmetlerin kapsandığı anlaşılmaktadır.
Markaların Benzerliği Yönünden Yapılan İnceleme
Markaların benzerliğinin değerlendirilmesi, markada yer alan kelime veya şekil unsurlarının birbirlerinden bağımsız olarak tek tek ele alınması yoluyla değil (Yargıtay 11.HD. 21.06.2011 T., 2009/12972 E., 2011/7528K.) işaretlerin dikkat çekici özellikleri de gözetilmek suretiyle bütünsel açıdan üzerinde kullanılacağı ürünlerin ortalama tüketicileri nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak karışıklığa yol açıp açmayacağının dikkate alınması gerekir. İki işaret arasındaki benzerlik, telaffuzdan,biçim ve anlam benzerliğinden, genel görünümden ve çağrışımdan doğabilir. Bilirkişilerce yapılan incelemede, … kelimesinin TDK’ta tanımlandığı şekliyle parlaklığı birdenbire artan, patlamalı değişen yıldız anlamına geldiği, bu bakımdan aydınlatma ürünleri bakımından ayırt ediciliğinin kuvvetli olmadığı tespit edilmiştir. Davacı taraf reklam, fuar gibi çalışmalarla markanın ayırt edicilik kazandığı iddiasındadır. … sınıfta tescilli aydınlatma cihazlarında tescilli esaslı unsuru … + olan çeşitli marka tescillerinin TPMK nezdinde korunmakta olduğu görülmüştür. ( … , …, … , …, …)
Markaların esaslı unsurunun … ibaresi olduğu, davanın markası lux yan unsuru ve şekil unsuru taşırken, davalının markasının life yan unsuruna sahip olduğu ve düz yazı içerdiği görülmektedir. … 3. FSHH Mahkemesi Yargıtay tarafından onanan …, … sayılı kararında “İltibasta, itiraza dayanak markanın doğasından gelen veya sonradan kazanılmış ayırt ediciliği bulunup bulunmadığı da önem taşır. Zira itiraza dayanak önceki markanın ayırt edici ne kadar zayıf ise, sonraki başvurunun benzerlikten kurtulmak için ihtiyaç duyacağı yazılış ve m değişikliği de o kadar az olacaktır” demektedir. TPMK nezdinde … ibareli … ve … sınıfta birçok tescil olduğu, bütünsel açıdan değerlendirildiğinde esaslı unsurları benzer olmakla birlikte davacının markasının zayıf marka olduğu, davalının markasının benzerlikten kurtulacak ölçüde davacının markasından farklılaştığı kanaatine varılmıştır.
İlişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali
Karıştırma ihtimalinin belirlenmesinde tüketicinin her iki markayı her zaman aynı anda görmesi söz konusu değildir. İnceleme yaparken, markada yer alan yardımcı unsurların ve ayrım gücü az olan ifadelerin her zaman hatırda tutulamayacağının, tüketicinin daha önce gördüğü, yararlandığı, satın aldığı ve denediği bir malın yahut hizmetin göz ve kulağında kalan izine, hatırlayabildiği kadar hafızasında kalan özelliklerine dayanarak, sonraki aynı veya benzer ve hizmetlere ilişkin alışverişlerinde de aynı veya benzer markayı taşıyan ürünü satın almak yahut hizmetten yararlanmak isteyeceği, bu şekilde genel olarak ürünün önemine göre tanıdığı, beğendiği, bilinirliği ve güvenirliği kanıtlanmış bir markayı seçerek zaman kısıtlılığının yarattığı olumsuzluklardan kurtulmaya çalışacağı, markanın sağladığı garanti fonksiyonundan yararlanmayı düşüneceği dikkate alınmalıdır. Hitap edilen ortalama tüketicinin mal ve hizmetlerin… Sınıftaki emtiaların bir kısmı bakımından uzmanlık/ihtisas sahibi özel bir tüketici grubu iken gözlük, aydınlatma cihazlarının bir kısmı bakımında ise ortalama tüketici grubudur. Ortalama tüketici kural olarak alışveriş sırasında çok vakit harcayan, inceden inceye araştıran karşılaştıran bir tüketici anlamına gelmemekte, ancak bilgisi olan ve malı daha önce almış, kullanmış veya bilen bir tüketici olarak kabul edilmektedir. (İlhami Güneş, Uygulamada Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları/Haksız Rekabet Davaları sf.145-146)
Benzerlik incelemesinde de görüldüğü üzere, davalının markası davacının markasından benzerlikten kurtulacak ölçüde farklılaşmakta olup, ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali olmadığı gibi, hitap edilen özel tüketici grubu açısından ise bu olasılık tümüyle ortadan kalkmaktadır.
SMK mad. 6/5 uyarınca tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir. SMK mad. 6/5 bendine göre incelenecek hususlar,
a)işareti kullanmak için haklı bir sebep olmaması
b) tanınmış marka ile aynı veya benzer markanın tescil başvurusu
c) tescilli markanın Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedelenme hali WIPO Tavsiye Kararı m.2/1-(b)’de sıralanan ve sınırlı sayıda olmayan WIPO Kriterleri gerek yerli gerek yabancı doktrinde ve Yargıtay’ın da yerleşik içtihatlarında tanınmışlık tespitinde başvurulan esaslı ölçütler olarak genel kabul görmüş durumdadır. Buna göre bir markanın tanınmışlığının tespitinde aşağıda belirtilen kriterler esas olarak dikkate alınacaktır: a ) Toplumun ilgili sektöründeki bilinirlik veya tanınırlık derecesi, b ) Kullanıldığı süre, kapsam ve coğrafi alan, c ) Promosyonlarının süresi, kapsamı ve coğrafi alanı, d ) Tescillerin ve/veya başvurularının süresi ve coğrafi alanı, e ) Tanınmışlığına ilişkin yetkili makam kabulleri, f ) Markanın ekonomik değeri. “TRIPs düzenlemesiyle tanınmış markanın herkesçe bilinirlik ölçütünü tüm toplum olmaktan çıkarmıştır. Bu bağlamda markanın ticarete konu yapıldığı ilgili sektörde bilinir olması tanınmış marka olarak kabul görmesinde yeterli olacaktır. İlgili çevre tanımı ise o malın halihazır veya potansiyel tüketicileri, pazarlamasını yapan kimseler ve yine mala ilişkin faaliyetlerde bulunan ekonomik çevrelerdir.
Somut olaya dönüldüğünde, davacı taraf SMK mad.6/5 kapsamında da talepte bulunmuştur. Davacı reklam, fuar ve ismi bilinen büyük firmalarla çalışmaları olduğunu belirtmekte, yoğun kullanıma yönelik Google yorumları görselini sunmaktadır. Davacının sunduğu … yorumlarına bakıldığında 50 adet yorum olduğu, yine instagram takipçi kitlesinin de düşük olduğu, belli ölçüde reklam fuar katılımı olduğu ancak bunun Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği boyuta ulaşacak bir tanınmışlığa sahip olduğuna yönelik dosyada yeterli delil olmadığı anlaşılmaktadır. SMK mad. 6/6 uyarınca tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir. Davacının ticaret unvanının … Şirketi olduğu, unvanın çekirdek kısmının yukarıdaki marka incelemesindeki … ibaresi ile aynı olduğu, bu kapsamda davalının markası ile karıştırılmaya yol açacak bir benzerlik taşımadığı kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar muvacehesinde toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu bir arada değerlendirildiğinde sübut bulmayan davanın reddine dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 179,90 TL karar harcından peşin yatırılan 80,70 TL’nin mahsubu ile kalan 99,20 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.30/05/2023

Katip
¸

Hakim
¸