Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/60 Esas
KARAR NO : 2023/152
DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/04/2022
KARAR TARİHİ : 01/06/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Türkiye genelinde birçok şubesi ile özel teknik servis hizmeti verdiğini, beyaz eşya ve elektronik cihazların onarımı bakımından ticari faaliyetlerini sürdürmekte olduğunu, müvekkili adına … kod numaralı … ibareli markanın tescilli olduğunu, ilgili markanın bilinen ve aranan bir marka haline geldiğini, davalı yanın … uzantılı alan adı üzerinde yaptığı kullanımlar ile müvekkiline ait markalara tecavüz teşkil eder kullanımlar gerçekleştirdiği, bu eksende ilgili tecavüzlerin tespiti ile … domain adresi ile sitenin içeriğinde yer alan … ibarelerinin kaldırılmasına, tecavüzün önlenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinin usulüne uygun olarak davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı tarafça dosyaya cevap sunulmadığı anlaşılmıştır.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliler toplanmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememize sunulan 02/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; davalıya ait olduğu belirtilen bahsi geçen ‘…” internet web sitesinin güncel olarak kullanımda ve aktif olduğu, alan adının whois (sahip) bilgileri kontrol edildiğinde bu alan adının 23.05.2017 tarihinin kayıt olunduğu Ve internet sitesinin içerikleri detaylıca incelendiğinde genel olarak “…” adıyla “Arızalı ürünler için bakım ve servis hizmetleri verildiğine dair” internet sitesi olarak kullanıldığı, davalıya ait olan ilgili internet web sitesinin “…” adresinde davalı tarafından beyan etmiş olduğu gibi uzun yıllardan bu yana yoğun bir şekilde kullanıp kullanılmadığını tespit edebilmek adına dünyanın en önde gelen web arşiv sistemi üzerinden yapılan inceleme sonucunda ilgili internet sitesinin 2017 yılından bu yana arşiv kayıtlarına ulaşıldığı ve davalı tarafından “…” adıyla “Arızalı ürünler için bakım ve servis hizmetleri verildiğine dair” internet sitesi olarak yoğun ve aralıksız bir şekilde kullanıldığı tespit edildiği, davalı yanın tespit edilen kullanımlarının davacı yana ait tecilli markaya tecavüz teşkil eder mahiyette olmadığı, görüş ve kanaati bildirilmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, davalı kullanımlarının davacıya ait marka hakkına tecavüz oluşturup oluşturmadığının tespiti ile, oluşturması halinde bunun önlenmesi ve internet sitesine erişimin engellenmesi istemine ilişkindir.
TPMK kayıtlarının incelenmesinde, … kod numaralı, … görselini ihtiva eden markanın Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına ilişkin Tebliğ’in … Sınıfında yer alan “İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri. Temizlik hizmetleri; dezenfeksiyon hizmetleri; haşere ilaçlama hizmetleri; temizlik araçları ve makinelerinin kiralanması hizmetleri. Kara araçları servis istasyonu hizmetleri (bakım, tamir ve akaryakıt dolumu). Deniz araçlarının bakımı ve tamiri hizmetleri; gemi inşaatı hizmetleri. Hava taşıtlarının bakım ve tamiri hizmetleri. Mobilyalara ilişkin döşeme, tamir, restorasyon hizmetleri. Isıtma, havalandırma ve su tesisatının kurulması (tesis edilmesi), bakımı ve tamiri hizmetleri. Giysilerin temizliği, bakımı ve tamiri hizmetleri. Sınai makinelerin ve cihazların, büro makinelerinin ve cihazlarının, haberleşme cihazlarının, elektrikli ve elektronik cihazların tesisi, bakımı ve tamiri hizmetleri. Asansör tamiri ve bakımı hizmetleri. Saat tamiri hizmetleri. Madencilik, maden çıkarma hizmetleri. Ayakkabı, çanta, kemer tamiri hizmetleri.” hizmetleri bakımından davacı yan adına tecilli olduğu görülmüştür.
Davacı tarafça, davacı adına tescilli İstanbul Merkez Teknik Servis görselini ihtiva eden markaya davalı tarafça … uzantılı alan adı üzerinden tecavüz edildiğini iddia etmektedir.
Marka hakkına tecavüz 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29. maddesinde düzenlenmiş olup mezkur kanunun 29. maddesinde; “Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek(…)” marka hakkına tecavüz sayılan fiiller olarak sayılmıştır.
6769 sayılı Yasanın 7. maddesinde ise marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları “Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması, Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması fillerinin marka sahibi tarafından önlenebileceği” şeklinde düzenlenmiştir.
Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde “markanın ayırt edicilik gücü” de dikkate alınmalıdır. Gerek öğretide, gerekse … ve … uygulamalarında, “zayıf marka” ve “güçlü marka” ayrımı yapılmaktadır. Buna göre ayırd ediciliği zayıf olan markalar bakımından karıştırma ihtimalinin mevcudiyeti daha az olacaktır. Buna karşılık ayırd edicilik gücü yüksek olan markalarda karıştırma ihtimali daha kolay bir şekilde ortaya çıkabilecektir. Birinci halde “zayıf marka” söz konusudur. (Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, 4. Baskı, syf.247)
Zayıf marka kavramı, ayırt edicilik derecesi düşük olan veya tescili istendiği mal veya hizmete yakın duran, ait olduğu işletmenin mal veya hizmetlerini, diğer işletmelerin mal veya hizmetlerinden ayırt etme kapasitesi göreceli olarak az olan markalardır. Bir marka ister doğuştan ister kullanım yoluyla ayırt edicilik kazanmış olsun, ne kadar ayırt edici ise, karıştırma ihtimali de o ölçüde yüksektir. Zayıf marka tescilli olduğu mal ve/veya hizmet ile yakınlık içerisinde olan ya da günlük hayatta herkesçe ve her yerde kullanılan sıradan sözcükler bakımından söz konusu olabilir. Dünyanın her ülkesinde kullanılabilen, hemen akla gelebilen, gündelik yaşamda sıkça kullanılan sözcükler olmaları nedeniyle bu tür sözcüklerden oluşan markalar “zayıf marka” niteliğindedir.” (Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, 4. Baskı s.247 -248).
Benzerlik incelemesinde coğrafi yer/bölge adları da kural olarak ayırt edici gücü düşük ibareler olarak değerlendirilir (Bkz. Ankara 2. FSHHM, 10.12.2009, E. 2009/163, K. 2009/317, …) (Yargıtay 11. HD. E. 2015/12597, K. 2017/601, Datça bağ ve şarapçılık kararı). Buradaki hareket noktası; bu tarz genel ibarelerin tek bir kişinin tekeline bırakılmasının mümkün olmadığı; bu tür genel ve herkes tarafından bilinen bölge ve yer adlarının ancak yanına bir takım ekler konulmak suretiyle veya bir kısım biçim farklılıkları da eklenmek suretiyle marka olarak tescilinin mümkün olabileceği; ancak bu şekildeki eklerle marka olarak tescil olunsalar bile zayıf bir marka olarak korunabilecekleri şeklindeki yaklaşımdır.
Bir işarette yer alan unsurların ayırt edici gücü düştükçe işaretin içerdiği diğer (şekil ve/veya kelime) unsurlarla birlikte bir bütün olarak algılanması ihtimali arttığından, ayırt edici gücü zayıf olan ibarelerden oluşan ya da böyle ibareler içeren başvuruların ayırt edilemeyecek kadar benzerlik tespitinde karşılaştırmaya konu işaretlerin bütünsel olarak hemen hemen aynı olma hali seviyesinde bir benzerlik aranmalıdır. Ayırt edici niteliği düşük ve tanımlayıcı ibareleri beraber içeren işaretlerin benzerlik değerlendirmesinde, işaretin bütünü üzerinden ayırt edilemeyecek kadar benzerlik incelemesi yapılacaktır. (Marka İnceleme Kılavuzu, Türk Patent ve Marka Kurumu, 2019)
Zayıf marka tescilli olduğu mal ve/veya hizmet ile yakınlık içerisinde olan ya da günlük hayatta herkesçe ve her yerde kullanılan sıradan sözcükler” bakımından söz konusu olabilir. Bu halde zayıf marka incelemesi yapılır iken kullanılan sözcüğün kullanıma konu edildiği mal ve hizmetler bakımından günlük hayatta herkesçe kullanılan ibareler olup olmadığı üzerinde durulması gerekmektedir.
Somut uyuşmazlığa dönüldüğünde markasal kullanımlarda müştereken yer alan “…”, “…” unsurlarının ihtilaf konusu hizmetler bakımından zayıf unsurlar oldukları görülmektedir. Davacı yana ait markada yer alan unsurların marka koruması zayıf unsurlar oldukları değerlendirilebilir ise de bir unsurun zayıf marka olması marka sahibine koruma sağlamayacağı anlamına elbette gelmeyecektir. Ancak davalı yanın kullanımlarını sürdürdüğü internet sitesi üzerinde bilişim uzmanı bilirkişisi tarafından davalı yanca yapıldığı tespit olunan markasal kullanımların … şeklinde olduğu, her ne kadar site içerisinde açıklama yazılarında “…” kullanımı mevcut ise de ilgili kullanımların markasal kullanım olmadığı, arz edilen zayıf koruma kapsamı ve davalı yanın ilgili internet sitesi üzerinde 2017 yılından bu yana düzenli olarak yapmakta olduğu anlaşılan kullanımların davacı yana ait tescilli markaya tecavüz teşkil ettiğinden bahsedilemeyeceği kanaatine varılmakla, sübut bulmayan davanın reddine dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 179,90 TL karar harcından peşin yatırılan 80,70 TL’nin mahsubu ile kalan 99,20 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne, davalının yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.01/06/2023
Katip
e-imza
Hakim
e-imza