Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/122 E. 2023/126 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/399 Esas
KARAR NO : 2023/145

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 18/11/2021
KARAR TARİHİ : 31/05/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Şirketinin isim ve logosu Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) nezdinde marka olarak tescilli olduğunu, bu kapsamda Müvekkil Şirketin markası “…” tanınmış marka statüsünde olduğunu, TÜRKPATENT nezdinde “…” tescil numarası ile de koruma altında olduğunu, Müvekkilin … markasına ilişkin TÜRKPATENT nezdinde koruma altında bulunan … ve … tescil numaralı ve şekline ilişkin de … tescil numaralı marka tescillerin de bulunmakta olduğunu, davalı işyeri yetkilisi tarafından işletilen ve “…” adresinde bulunan işletmede Müvekkil Şirket’in tescilli markalarının yahut ayırt edilemeyecek derecede benzerlerinin mağaza tabelasında ve diğer her türlü tanıtım vasıtalarında kullanıldığının tespit edildiğini, … 21. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilmiş ise de davalı tarafından marka hakkına teşkil eden eylemlere devam ettiğini, belirtilen nedenle davalı aleyhine ihtiyati tedbir istemli delil tespiti davası açıldığını, dosya … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasına tevzi olduğunu, Mahkemece verilen … D.İş, … K. nolu karar uyarınca delil tespiti istemimizin kabulüne karar verildiğini ve davalı adresinde tespit işlemi gerçekleştirildiğini, Tespit işlemi akabinde bilirkişi tarafından sunulan 20.08.2021 tarihli rapor İle; “Aleyhine tespit istenilen işyerinin adresinin “…” olduğu, işyeri tabelalarında ve iç dekorasyonunda belirgin bir şekilde … ve … markalarının kullanıldığı ve karşı tarafça markaların kullanımına ilişkin lisans sözleşmesi veya fatura sunulmadığı tespit edildiğini ileri sürmektedir. … 6, İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ikame edilmiştir. 29.09.2021 tarihinde … 6. İcra Müdürlüğü kararının uygulanması amacıyla işyeri adresine gidildiğini, … marka ve logolarının dükkan sahibi tarafından sökülerek kaldırıldığını ve boyanarak kapatıldığı görüldüğünü, arabuluculuk sürecine başvurulduğu ancak anlaşılamadığını, söz konusu işyerinin tabelalarında ve iç dekorasyonunda belirgin bir şekilde Müvekkil Şirket’in izni olmaksızın Müvekkilinin tescilli markalarını kullandığını, izni olmaksızın markasının kullanılmasının, Müvekkilin markalarının itibarından faydalanmak suretiyle haksız kazanç elde etme fiilinin, 6769 sap Sınai Mülkiyet Kanunu Madde 7 ve Madde 29 bağlamında marka hakkına tecavüz oluşturduğunu, davalının söz konusu fiillerinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin tespitini, tecavüzün önlenmesini, durdurulmasını ve Müvekkil Şirket’in uğramış olduğu maddi ve manevi zararların tazmini ile Mahkeme tarafından verilecek hükmün tirajı en yüksek 3 gazetede ve en az 3 gün süre ile yayınlanmak suretiyle ilanını, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin telefon bayisini devir aldığı 01.09.2020 tarihinde ülkemizde covid 19 salgını sebebiyle pandemi koşullarında telefon bayisinin sadece resmi açılışını yaptırmış olduğunu ancak fiili bir şekilde işletmeye başlamamış olduğunu, Müvekkilinin 07.09.2020 tarihinde telefon bayisini / dükkanını devir aldığında davacıya ait tabelanın işyerinde olduğunu ancak müvekkilinin bu tabelanın hukuka aykırı olarak kullanıldığını bilmediğini ihtarnamenin eline geçmediğini geçse ve hukuka aykırılığı bildiği takdirde tabelayı derhal kaldıracağını – davalının eline ulaşan ilk tebligatta tabelayı söktüğünü davalı müvekkilinin davacının markasından dolayı herhangi bir ticari menfaat elde etmediği, bu hususun müvekkilin vergi dairesi kayıtları ile sabit olduğunu müvekkil pandemi döneminde devir aldığı dükkan sebebiyle zarar etmiş ve hatta yakın zamanda faaliyetine de son vermek zorunda kaldığını … Vergi Dairesine müzekkere yazılarak davalı olan müvekkilinin vergi kayıtları ile bu bilginin doğrulanacağını, davacının maddi tazminat olarak istediği yıllık lisans bedeli ile manevi tazminat tutarı haksız olduğu gibi fahiş olduğunu iyiniyetli olan ve tabeladan dolayı herhangi bir kazanç elde etmeyen ve bunu bilinçli olarak kullanmayan, davacının maddi ve manevi tazminat talepleri ile diğer tüm talepleri yönünden davasının reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliler toplanmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememize sunulan 15/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; … adresinde Davacıya ait tescilli markaların davalı tarafından aynen veya çok benzer şekilde taklit olarak kullanıldığı bu durumun da SMK 29/1 MADDESİ GEREĞİNCE “MARKA HAKKINA TECAVÜZ” OLUŞTURDUĞU, Dava konusu taklit kullanımın tüketici gözünde davacı ile aleyhine tespit istenen arasında ticari ilişki var olduğu algısını yaratabileceği karşısında tüketicide oluşacak bu karıştırılmanın TTK 55/1-a-4 maddesi anlamında haksız rekabet oluşturacağı algısını yaratabileceği karşısında tüketicide oluşacak bu karıştırılma nedeniyle TTK 55/1-A-4 MADDESİ ANLAMINDA HAKSIZ REKABET OLUŞTURACAĞI, Davacı taraftan dosyaya herhangi bir emsal lisans sözleşmesi sunulmadığı, Davalı tarafın 2020 ve 2021 yıllarında ticari faaliyetlerinden zarar ettiği, görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememize sunulan 29/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; Davacı taraf vekili tarafından sunulan faturaların … Şirketi’ne ait olmadığı, Söz konusu faturaların içeriğinde davacı tarafın itirazlarında belirtilen “bayilik ücreti” adı altında herhangi bir bedel bulunmadığı veya “lisans bedeli” v.b. ücret veya tutarların yer almadığı, fatura içeriklerinde emsal bedel teşkil edecek herhangi bir bedele rastlanmadığı ve bu nedenle bahse konu faturaların emsal teşkil edemeyeceği kanısı hasıl olduğu, … Vergi Dairesinin 30.09.2022 tarihli cevap yazısında, Davalı … ‘un ticareti faaliyetine 07/09/2020 tarihinde başladığı ve 31/12/2021 tarihinde bu faaliyetine son verdiği, Yine Davalı tarafın 2020 yılına ait Gelir Vergisi Beyannamesine göre ticari faaliyetlerinden 1.679,80-TL zarar ettiği ve yine 2021 yılına ait Gelir Vergisi Beyannamesine göre de ticari faaliyetlerinden 17.584,07-TL zarar ettiği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, davalı kullanımlarının davacıya ait marka hakkına tecavüz oluşturup oluşturmadığının tespiti, tespiti halinde bunun durdurulması, önlenmesi ile birlikte SMK m.151/2-c uyarınca maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
TPMK kayıtlarının incelenmesinde, davacıya ait … ibareli markanın … numara ile tanınmış marka statüsüne sahip olduğu görüldü.
…1. Fikri ve Sınai haklar Hukuk Mahkemesi … D.İş sayılı dosya kapsamında davalıya ait işyerinde yapılan 20/08/2021 tarihli bilirkişi incelemesinde davalı tarafından davacıya ait markanın herhangi bir hak sahibi olunmaksızın yoğun olarak kullanıldığı, sözkonusu kullanımın tespit talep edenin haklarını ihlal eder mahiyette olduğu kanaatine varılmıştır.” şeklinde tespitte bulunulduğu görülmüştür. Buna göre davalı tarafın tespit tarihinde cep telefonu dükkanının girişinde … logolu tabelayı kullandığı ve bu şekilde gerçekleştirdiği ihlallerin SMK ve TTK kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
6100 sayılı SMK 29/1 maddesi “Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır.
a) — Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.”
SMK 149/1 maddesi “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir:
a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti.
b) Muhtemel tecavüzün önlenmesi.
c) Tecavüz fiillerinin durdurulması.
ç) Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. …”
TTK 54/1-2 maddesi “Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
TTK55/1 maddesi “Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle; 4. Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,
5. Kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde; başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek,…” hükümlerini içermektedir.
Kavram olarak “marka” bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlayan işaretlerdir. Marka’nın bir işaret olması yanında “ayırdedicilik” vasfı da taşıması gerekir (Yasaman/Yusufoğlu, Marka Hukuku, İstanbul 2004, s.15 vd.; Kaya, A.: Marka Hukuku, İstanbul 2006, s.32 vd.). Markanın ayırdedicilik niteliği taşıyan, özgün ve karakteristik kısmı asli unsuru olarak kabul edilirken, bu niteliği taşımayan ve herkesçe kullanılabilen unsurlarına tamamlayıcı unsur denilmektedir.Başkasının hak sahibi olduğu bir markanın aynen kullanılması iktibas suretiyle marka hakkına tecavüz sayılır.
Marka hukuku açısından iktibas, bir markanın aynısının veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kullanılması olarak tanımlanabilir. Marka hakkına tecavüz eden fiillerde tescilli markanın aynısı yahut ayırt edilemeyecek derecede benzerinin kullanılması iktibas oluşturmaktadır. Markayı aynen kullanma belirlemesi yapılırken iki kıstas değerlendirilebilecektir. Bunlardan ilki bir markaya ait işaretin aynısının kullanılmasıdır. İkinci kıstas ise markanın aynı nitelikteki mal veya hizmet için kullanılmasıdır. SMK’nın 29/b maddesinde “Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek” ve 29. maddenin 7. maddesine atfında “Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılma” ifadelerine yer verilmiştir. Tescilli markanın aynısı, iki işaretin tıpatıp olması ve farkının bulunmaması anlamına gelmektedir. Bu husus araştırılırken önce markalar arasında, daha sonra mal veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığına bakılmalı ve benzerliğin saptanmasında markaların bütün olarak bıraktıkları genel izlenim dikkate alınmalıdır (Teoman, Ö Yaşayan Ticaret Hukuku, C.1, Hukuki Mütalaalar, İstanbul 1992, s.34, 120 vd. – naklen: Cengiz, D.: Türk Hukukunda İktibas veya İltibas Suretiyle Marka Hakkına Tecavüz, İstanbul 1995, s.7,)
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut uyuşmazlığa dönüldüğünde, dava konusu … adresinde davacı şirketin adına tescilli … marka ve logoları hem dükkanın dışında hem de içinde bulundurması ayrıca bu eylemleri kendisine tespit öncesi … 21. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesi keşide edilmiş olmasına rağmen devam etmiş olması marka hakkına tecavüz eyleminin kesintisiz biçimde sürdürüldüğünü dolayısı ile bu durumda SMK 29/1 maddesi uyarınca “marka hakkına tecavüz” koşullarının oluştuğu, dava konusu taklit kullanımın tüketici gözünde davacı ile davalı arasında ticari ilişki var olduğu algısını yaratabileceği karşısında tüketicide oluşacak bu karıştırılmanın TTK 55/1-a-4 maddesi anlamında haksız rekabet oluşturacağı algısını yaratabileceği karşısında tüketicide oluşacak bu karıştırılma nedeniyle TTK 55/1-A-4 maddesi uyarınca haksız rekabet koşullarının da oluştuğu sonucuna varılmıştır.
Tazminat Talepleri Bakımından Yapılan İnceleme
Davacı vekilinin SMK 151/2-c Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeli maddesi uyarınca maddi tazminat talep ettiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan 29.06.2022 tarihli duruşmada, 4 no’lu ara karar ile davacı tarafa emsal lisans sözleşmesi ibraz etmek üzere 2 haftalık süre vermiş olup, davacı tarafın 06.07.2022 tarihli beyan dilekçesinde söz konusu hesaplama için dosyaya örnek lisans sözleşmesinin ibraz edilmesi zorunluluğu bulunmadığı ifade edilmiş ve herhangi bir emsal lisans sözleşmesi ibraz edilmemiştir. Yine mahkememizce hesaplamaya yarar delil tespiti bakımından … Vergi Dairesinden davalıya ait ticari defterlerin onaylı örneği istenmiş olup, Beyoğlu Vergi Dairesinin 30.09.2022 tarihli cevap yazısında 213 sayılı VUK 254. maddesi gereğince defter tutmak mecburiyetinde olanların, tuttukları defterleri ilgili bulundukları yılı takip eden takvim yılından itibaren 5 yıl süre ile muhafaza etmeye mecbur oldukları ve bu nedenle mükellefe ait defter ve kayıtların, tarh dosyası ve bilgisayar kayıtlarında bulunmadığı belirtilmiştir. Aynı Vergi Dairesinin 08.07.2022 tarihli yazısında ise; Davalı … ‘un tarh dosyası ve bilgisayar kayıtlarının tetkikinde belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalarda telekomünikasyon teçhizatının perakende ticareti faaliyetine 07/09/2020 tarihinde başladığı ve 31/12/2021 tarihinde görülmüş olup, 2020 yılına ait Gelir Vergisi Beyannamesine göre ticari faaliyetlerinden 1.679.80-TL ve 2021 yılına ait Gelir Vergisi Beyannamesine göre ise ticari faaliyetlerinden 17.584,07-TL zarar ettiği tespit edilmiştir,
Bilindiği gibi marka hukukundaki tazminat davalarında davacının uğradığı zarar/karşı tarafın elde ettiği kazanç, yada sunulan emsal lisans sözleşmeleri kapsamına göre davacının talep edilebileceği lisans yapılan yargılamada tam olarak tespit edilemiyorsa mahkeme tarafından dosyaya sunulu deliller kapsamına göre borçlar kanunu hükümlerine göre de mahkemece res’en değerlendirme yapabilmektedir.
Zararın belirlenmesi, davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacak şekilde geniş olarak yorumlanamayacağı gibi ihlal edeni mükafatlandırır nitelikte de olmamalıdır. Somut olayda davalının tacir olarak kusuru bulunduğundan tazminat hakkaniyete uygun olarak belirlenmelidir. Zira tazminatın gerek elde edilen kazanca gerekse lisansa göre belirlenmesinde sektörün genelindeki parametreler, davacının bilinirlik durumu, ülke ekonomisinin koşulları da taraf ciroları kadar gözetilmelidir. Elbetteki bu açıklanan unsurların bir çoğu bilirkişilerce saptanamadığından bu durumda hakim Borçlar Kanunu’ nun 51. maddesine göre somut olayın özelliklerine, kusurun ağırlığına ve hakkaniyete göre zararı tespit edecektir.
Somut olaya dönüldüğünde, her ne kadar bilirkişi tarafından hesaplama yapılmasının mümkün olmayacağına ilişkin kanaat bildirilmiş ise de, yerleşik Yargıtay ve BAM içtihatları dikkate alındığında, tecavüz olgusu ve buna bağlı olarak zararın doğduğunun sabit olması karşısında mahkemece TBK md. 50 ve 51. Maddeleri uyarınca uygun bir tazminat bedeline hükmedilmesi gerekeceğine dair emsal kararlar dikkate alındığında davacı tarafça dava dilekçesinde talep edilen 1000 TL’nin somut olayın özellikleri dikkate alındığında makul sayılabileceği, bu bedelin hakkaniyete uygun olacağı gözetilerek maddi tazminat talebi bakımından davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı manevi tazminat da talep etmiştir. Manevi tazminat yönünden marka hakkına yapılan tecavüzün niteliği, ,davacının manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp durumu, manevi tazminatın amaç ve içeriğine, hak, nesafet ve adalet ilkesine keza manevi tazminatın maddi bir zenginleşme talebinden çok manevi tatmine yönelik bir talep olması, dolayısıyla somut olaya göre davalının , davacı markasına tecavüz ve haksız rekabet teşkil edecek şekilde izinsiz olarak kullandığı ,dolayısıyla eyleminde kusurlu olduğu gözetilerek 5.000- TL manevi tazminatın uygun olabileceği, fazlaya ilişkin kısmın sebepsiz zenginleşmeye neden olabileceği gerekçesi ile reddine dair karar verilmiştir.
Tüm bu açıklamalar muvacehesinde toplanan deliller alınan bilirkişi raporları bir arada değerlendirildiğinde, davalı kullanımlarının davacıya ait marka haklarına tecavüz oluşturduğunun tespiti ile bu tecavüzün önlenmesine, durdurulmasına,1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalından alınarak davacıya verilmesine,5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalından alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davalı kullanımlarının davacıya ait marka haklarına tecavüz oluşturduğunun tespiti ile bu tecavüzün önlenmesine, durdurulmasına,
2-1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalından alınarak davacıya verilmesine,
3-5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalından alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 409,86 TL karar harcından peşin yatırılan 1.297,89 TL’nin mahsubu ile fazla alınan 888,03 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tespit talebinin kabulü nedeni ile davacı lehine hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maddi tazminat talebinin kabulü nedenli ile davacı lehine hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca manevi tazminat talebinin kısmen kabulü nedeni ile davacı lehine hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca manevi tazminat talebinin kısmen reddi nedenli ile davalı lehine hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan: 4.250,00 TL bilirkişi ücreti, 104,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 4.354,50 TL ve 1.357,19 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 5.711,69 TL yargılama giderinin davanın kabul red oranına göre hesaplanan 450,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
11-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.30/05/2023

Katip
¸

Hakim
¸