Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/110 E. 2023/182 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/110 Esas
KARAR NO : 2023/182

DAVA : Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti, Kaldırılması, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 20/06/2022
KARAR TARİHİ : 20/06/2023

Mahkememizde görülmekte Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti, Kaldırılması, Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin “…” markasının sahibi olduğunu ve ilgili markanın TPMK nezdinde …, …, … ve … tescil no ile tescil edildiğini, davalı …’ın … “…” markasının, tescil edilen hali ile kullanılmayarak iltibas yaratacak şekilde kullanılması nedeniyle, müvekkili markasına olan tecavüzünü kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, taraf markaları arasında iltibasın söz konusu olmadığını, davacınını SMK m.25/6 kapsamında sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığını, markanın tescil edildiği şekliyle ayakkabı üretiminde kullanıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliler toplanmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle ; davalı taraf beyanlarına itibar edilmesi durumunda, davacı taraf açısından SMK m.25/6 kapsamında sessiz kalma yoluyla hak kaybına ilişkin şartların mevcut olacağı ve SMK kapsamında markaya tecavüzün gerçekleşmeyeceği, aksi durumda davalının, tescilli halinden uzaklaşır şekilde davacı markasına yaklaştırır şekilde markasal kullanımının, davacı markası ile iltibas yaratacak şekilde benzerlik arz etmesi nedeniyle SMK m.7 ve m.29 kapsamında markaya tecavüzün mevcut olacağı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık davalı kullanımlarının davacıya ait marka hakkına tecavüz oluşturup oluşturmadığının tespiti, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
TPMK kayıtlarının incelenmesinde davacıya ait … ibareli markanın … numara ile …. sınıflarda tescilli olduğu, … numara ile … sınıflarda tescilli olduğu,… numara ile … sınıflarda tescilli olduğu, davalıya ait … ibareli markanın … tescil numarası ile 25 sınıfta kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller, SMK’nın 7. maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29. Maddede düzenlenmektedir. 7. maddede “marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları” başlığı altında marka sahibinin yasaklayabileceği fiiller sıralanmakta, 29. maddede ise “marka hakkına tecavüz sayılan fiiller” düzenlenmektedir. Marka hakkına tecavüz sayılan fiiller incelenirken, 7. Madde ile 29. Maddenin birlikte dikkate alınması gereklidir.
Tecavüz, bir haksız fiildir. Tecavüzün varlığı için SMK’da belirtilen eylemin gerçekleşmiş olması ve somut olayda hukuka uygunluk sebeplerinden birinin mevcut bulunmaması gereklidir. Tescilli bir markanın, sahibinin izni olmaksızın kullanılması veya o markayı taşıyan mal ve hizmetlerin, tecavüzün bilinmesine rağmen pazarlanması, stoklanması, satış için teklif edilmesi, ihracı, ithali ya da tecavüzün bilinmesine rağmen ©o malların nereden sağlandığının bildirilmesinden kaçınılması, tecavüz olarak tanımlanmıştır ( Tekinalp, Ü.: Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 491 ).
SMK’nın 29. maddesi ise, hangi fiillerin marka hakkına tecavüz sayılacağını açıklamıştır. Buna göre; “Marka hakkına tecavüz sayılan fiille;
Madde 29- (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır.
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
d) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.”
Anılan madde metninde atıf yapılan SMK’nın 7. maddesi ise;
“Madde 7- (1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.” şeklinde düzenleme içermektedir.
Marka hakkı, tescil şekil koşuluna bağlıdır. Markanın sahibine sağladığı haklar tescil ile meydana gelir ve üçüncü kişilere karşı tescilin yayınından itibaren hüküm ifade eder. SMK 7/(1) maddeye göre: “Bu kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir”. SMK 7/(4) maddeye göre: “Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibariyle hüküm ifade eder.” şeklindedir.
Tescilli bir marka, sahibine tescil kapsamındaki mal ve/veya hizmetler üzerinde kullanılması şartıyla hukuki koruma sağlamaktadır. Buna karşılık, marka eğer tescilli olduğu gibi kullanılmıyor ve tescilli olduğundan farklı bir biçimde kullanılıyor ise, bu takdirde artık tescil herhangi bir koruma sağlamayacaktır. Bu durum 2 şekilde ortaya çıkmaktadır. Bunlardan birincisi, “markanın tescilli olduğundan farklı kullanımı”, diğeri ise “tescilin kapsadığı mal veya hizmetler bakımından aşkın kullanımdır. Tescilli bir marka, ancak tescilli olduğu haliyle kullanılması durumunda sahibine bir hukuki koruma sağlar. Eğer tescilli olduğundan farklı bir biçimde kullanılıyor ve böyle bir kullanım, bir başkasının tescilli markasına tecavüz teşkil ediyorsa, artık marka tescilinin, sahibine bir hukuki koruma sağlaması söz konusu değildir. Bir markanın tescilli olduğundan farklı kullanılması, o markanın asli ve ayırt edici unsurlarının yer almadığı kullanımlardır. Markaya tecavüz açısından değerlendirme yapılırken, taraf markalarının öncelikle tescil tarihlerinin, daha sonrasında karıştırma ihtimali nedeniyle işaretsel ve sınıfsal benzerliğin dikkate alınması gereklidir. Karıştırılma ihtimali, hem bir tescil engeli hem de bir tecavüz h: Markaların benzer olmaları durumunda, bu kez markaların tescilli olduğu mal veya hizmet ile markanın kullanıldığı mal veya hizmetin benzer olup olmadığı ve ortaya çıkacak duruma göre karıştırılma ihtimalinin bulunup bulunmadığı incelenmelidir.
Somut olaya dönüldüğünde, davalının Türkiye’de tescilli bir markasının bulunduğu, davalının kullanımının markasal nitelik arz ettiği, davalının, markasını tescil ettirdiği şekilde kullanmadığı, marka kapsamında yer alan “…” ibaresine yer verilmediği, bazı kullanımlarda ise sadece “…” ibaresinin yer aldığı, tescilli olduğundan farklı şekilde, tescil kapsamı ve özellikle davacı markası ile iltibas yaratacak ve davacı markasına yaklaştırarak kullandığı, davalının tescilli halinden uzaklaşır nitelik arz eden kullanımının, davacı markasıyla benzerlik arz ettiği, davalı kullanımının davacının tescil kapsamına giren mal ve hizmet sınıfında olduğu, davalının, markanın kapsadığı malın/hizmetin satışının teklifine yönelik kullanımının halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali doğuracağı, kullanımın davacının herhangi bir iznine dayanmadığının davacı beyanı ile sabit olduğu, dolayısıyla dosyanın mevcut içeriği itibariyle, davalı kullanımının, SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacının marka hakkına tecavüz oluşturacağı kanaatine varılmıştır.
Davalı tarafça davacının sessiz kalma sureti ile hak kaybına uğradığına ilişkin savunmaları yönünden yapılan incelemede, davalı tarafça sessiz kalmaya ilişkin savunmasına dayanak teşkil edecek herhangi bir belgi ve belgenin dosyada yer almadığı dolayısı ile yukarıda ifade edildiği üzere tecavüz koşullarının oluştuğu sonucuna varılmıştır.
Tazminat Talepleri Yönünden Yapılan İnceleme
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 28/12/2022 tarihli beyan dilekçesinde, 1.000 TL maddi tazminat talebinden vazgeçtiklerine ilişkin beyan dikkate alındığında maddi tazminat yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Davacı manevi tazminat talep etmiştir. Manevi tazminat yönünden marka hakkına yapılan tecavüzün niteliği, ,davacının manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp durumu, manevi tazminatın amaç ve içeriğine, hak, nesafet ve adalet ilkesine keza manevi tazminatın, maddi bir zenginleşme talebinden çok manevi tatmine yönelik bir talep olması, dolayısıyla somut olaya göre davalının davacıya ait marka hakkına tecavüz teşkil edecek şekilde izinsiz olarak kullandığı ,dolayısıyla eyleminde kusurlu olduğu dolayısı ile 20.000- TL manevi tazminatın uygun olabileceği, fazlaya ilişkin talebin sebepsiz zenginleşmeye neden olabileceği gözetilerek reddine dair kanaat oluşmuş, tüm dosya kapsamı alınan bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kısmen kabulüne dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın kısmen kabulü ile, davalı kullanımlarının davacıya ait … ibareli markasından doğan haklarına tecavüz oluşturduğunun tespitine, tecavüzün kaldırılmasına,
2-20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Maddi tazminat talebi yönünden, davacı vekilinin talebinden vazgeçtiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 1.366,20 TL karar harcından peşin yatırılan 80,70 TL’nin mahsubu ile kalan 1.285,50 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen tecavüz talepleri yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat talepleri yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden davalılar vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan: 1.750,00 TL bilirkişi ücreti, 326,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.076,00 TL’den kabul ve ret oranına göre hesap olunan 1.186,22 TL ve 161,40 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 1.347,62 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısımının davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.20/06/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza