Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/103 E. 2023/135 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/103 Esas
KARAR NO : 2023/135

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/06/2022
KARAR TARİHİ : 23/05/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın, “…” adresindeki iş yerinde fiziksel olarak ve … alan adlı web sitelerinde çevrim içi ortamda müvekkili şirketin Türk Patent nezdinde …, …, …, …, …, … ve … sayıile kayıtlı markalarının aynı/benzerini, müvekkili markalarının da tescilli olduğu … sınıfta yer alan emtialar üzerinde, izinsiz ve hukuka aykırı bir biçimde kullandığının tespit edildiğini, dilekçesinin ekinde sunulan, davalı tarafa ait ürün fotoğrafları ve web sitesi adreslerindeki kullanımlar incelendiğinde davalı tarafın, müvekkili markalarının aynı/benzerini özellikle tescil kapsamı dışına çıkarak müvekkiline ait şekil markasının birebir aynısını, müvekkil markalarının da tescilli olduğu …. sınıfta yer alan emtialar üzerinde, izinsiz ve hukuka aykırı bir biçimde kullandığını, müvekkili şirketin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli “…” ibareli tanınmış markalarına vaki tecavüzün durdurulmasını, men’i ve ref’i, davalının haksız eylemlerine son verilerek “…” ve ” …” ibaresi/görselini taşıyan tüm ürünlere el konularak toplatılmasını, bu ibarenin her türlü ürün ve tanıtım aracından çıkartılmasını, bunun imkansız olması halinde bunların imhasını, davalının eylemleri neticesinde ortaya çıkan haksız rekabetin men’ini, haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılması ile davalı şahsa ait Türk Patent nezdinde tescilli 2012/108280 sayılı markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle bilirkişi raporundaki aleyhe hususlara itiraz ettiklerini, raporda 3. sayfada müvekkilin at üzerindeki logoyu kullandığı tespitine itiraz ettiklerini, bu logo ile ilgili aşağıda detaylı arz ettiğimiz üzere müvekkilin web sayfasındaki manken çocuklar görsel çeşitlilik adına kendi elbiseleriyle sayfada yer aldıklarını, bahsi geçen logoda resim uzak çekim olduğu için belli belirsiz vaziyette olduğunu, bu nedenle bu logonun müvekkil tarafından kullanıldığı tespitini kabul etmediklerini, raporda sayfa 5 de açıkça görüldüğü üzere yakınlaştırmak suretiyle logonun ancak belirlenebilir olduğu bu logonun da davacının logosu ile iltibas yaratacak şekilde birebir aynı olmadığı görülmekte olduğunu, davacının logosu ile dava konusu rapordaki uzak çekim ürün üzerindeki figürlerin belirgin olmadığı ancak yakınlaştırıldığında ise davacının logosu ile ilgisinin olmadığı anlaşılmakta olduğunu, bu nedenle müvekkilin bu logoyu kullandığı tespitine itiraz ettiklerini, müvekkil “…” markasını tescil için 25.12.2012 tarihinde TPE Kurumuna başvurmuş ve 11.03.2014 de … başvuru ve tescil no ile tescil ettirildiğini, müvekkil uzun yıllardır bu marka ile tekstil alanında faaliyet göstermekte olduğunu, davacı marka olan … haksız ve hukuksuz olarak müvekkilin markasının kendisini taklit ettiğini, müvekkilin markasının kendisine açık bir iltibas oluşturup zarar verdiğini iddia ettiklerini, ancak bu iddialar doğru olmayıp gerçeklikten uzak olduğunu, müvekkil hiç bir üründe “…” yazısını kullanmadığı gibi online internet sitesini de bu yazıyla ilişkilendirmediğini, İnternet sitesinde davacının kendi markasıyla ilişkilendirerek ileri sürdüğü gibi sadece “…” yazmadığını, “…” yazmakta olduğunu, davacı bir cümle içerisinden sadece öne sürmek istediği bir kelimeyi çekip çıkarttığını, müvekkilin davacı markayı taklit etmek ya da zarar vermek gibi bir düşüncesi ya da eylemi olmadığını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini, davacının hukuksuz tedbir talebinin müvekkilin ticari hayatı ve itibarı da göz önünde bulundurularak reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliler toplanmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememize sunulan 25/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; talep dilekçesinde belirtilen …alan adlı web sitesi üzerinde yapılan İncelemede; Site tescil bilgilerinde; Alan adının …Tic.A.Ş. firması tarafından kayıt edildiği, Alan adı sahiplik bilgilerinin internet alanadı dağıtımını sağlayan … tarafından alanadı kaydı sağlayan firmalara WHOISsorgulamalarından kişisel bilgilerin … (…) kapsamında 17 Mayıs 2018 tarihinden ren kaldırılması gerekliliğinden dolayı yer almadığı, Alan adının 06.01.2022 tarihinde kaydedildiği ve kayıt süresinin 25.01.2023 tarihinde son bulacağı bilgisinin yer aldığı, Sitenin içerik ve yer sağlayıcısının …Şti. Olduğu, Sitenin … adresi üzerinden yayınlandığı, …Tic.A.Ş. firma bilgilerinde; Firma adresinin “…”, Firma iletişim numarasının … olduğu görülmüştür. Sitenin hali hazırda yayında olduğu, site içeriğinde “…” ibaresinin ve logosunun kullanıldığı, Sitede firmanın, 22 yılı aşkın tecrübesiyle … marka adı altında bünyelerinde bulunan …ve …markaları ile Türkiye ve yurtdışında birçok farklı ülkeye ihracat yaptığı, Firma iletişim bilgilerinde; Firma iletişim numarasının …, Firma email adresinin … olduğu, Sitede sol tarafta yer alan menülerden “Ürünler” ve “Giriş” menülerine tıklandığında üyelik giriş sayfasının açıldığı, Söz konusu tişört ürünü üzerinde logosunun kullanıldığı, //…/ alan adlı web sitesinde yer alan tşört ürünü üzerinde logosunun kullanıldığı, ilgili kullanımların ….. üzerindeki … ihtiva etmek sureti ile davacı yana ait markalara yakınlaştığı kanaatine varıldığı tespit edilmiştir. Sitede firmanın … Mağazası olduğunun belirtil Firma iletişim bilgilerinde; Firma adresinin “…”, Firma iletişim numarasının … olduğu, Site tescil bilgilerinde; Alan adının MarkMonitor,İnc firması tarafından … adına kayıt edildiği, Alan adının 17.04.2017 tarihinde yapıldığı, kayıt süresinin 17.04.2023 tarihinde son bulacağının belirtildiği, Site içerik ve servis sağlayıcısının … olduğu, Sitenin 216.239.32.291P adresinden yayınlandığı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, davalı adına TPMK nezdinde … numara ile tescilli markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
TPMK kayıtlarının incelenmesinde davacı …, …’ye ait “…” markasının dünya genelinde tescil kayıtları ile koruma altında olduğu, TPMK nezdinde … numaralı “…” ibareli markanın …sınıfta, … numaralı “…” ibareli markanın …sınıfta, … numaralı “…” ibareli markanın ….sınıflarda, … numaralı “…” ibareli markanın …sınıflarda, … numaralı “…” ibareli markanın …sınıflarda, … numaralı “… ibareli markanın….sınıflarda, …numaralı “… görselini ihtiva eden” markanın ….sınıflarda, … numaralı “…” ibareli markanın …sınıfta, … numaralı “…” ibareli markanın …sınıfta, … sayılı “…” ibareli markanın…sınıfta, … sayılı “…” ibareli markanın …sınıfta, … sayılı “…” ibareli markanın …sınıfta, …sayılı “…” ibareli markanın …sınıfta, … sayılı “…” ibareli markanın … sınıflarda, … sayılı “…” ibareli markanın …sınıfta, … numaralı “…” ibareli markanın …sınıflarda, … numaralı “…” ibareli markanın ….sınıflarda, … numaralı “…” ibareli markanın …sınıflarda, … sayılı “…” ibareli markanın …sınıfta, … numaralı ” …” markanın …sınıfta, … numaralı”… ” numaralı markanın ….sınıfta, … numaralı “…” markanın ….sınıfta davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı … ibareli markanın incelenmesinde davalı adına 11/03/2014 tarihinde tescil edildiği görülmektedir.
İhlal iddiasına konu ürünlerin satışının yapıldığı … alan adlı web sitesi üzerinde bilişim uzmanı bilirkişisi tarafından yapılan incelemede; alan adının …Tic.A.Ş. firması tarafından kayıt edildiği, firma adresinin “…” olduğu tespit edilmiştir.
SMK 25. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilebilir.
SMK. m.6/1′ e göre tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
SMK m.6/1 kapsamında öncelikle markalar arasındaki benzerlik değerlendirmesi yapılması gerekmektedir. Dosya içerisinde bulunan davacı markalarına ilişkin marka tescil belgeleri incelendiğinde, davacının … ibaresini içeren birçok markasının bulunduğu görülmektedir. Bu markalarda … ibaresi …, … veya şekil unsuru ile birlikte kullanılmaktadır. Marka bütünü incelendiğinde … ibaresi söz konusu markalarda esas unsur olarak kullanıldığı görülmektedir.
Bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere davalıya ait sitenin hali hazırda yayında olduğu, site içeriğinde Polo Junior ibaresinin ve logosunun kullanıldığı, Mini Brand marka adı altında bünyelerinde bulunan … ve … markaları ile Türkiye ve yurtdışında birçok farklı ülkeye ihracat yapıldığının beyan edildiği bu nedenlerle SMK md. 6/1 kapsamında ayniyete varan kullanımlar neticesinde hükümsüzlük koşullarının oluştuğu kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/1 kapsamında incelenmesi gereken diğer husus, markaların tescil edildiği emtia sınıfları arasındaki benzerlik durumudur. Davacı tarafın … ibareli markalarının, davalınında tescilli olduğu … sınıf da dahil birçok sınıfta tescil edildiği görülmektedir. Taraflar aynı sektörde faaliyet gösterdiklerinden mal ve hizmet sınıfları açısından markaların aynı/ benzer olduğunun kabulü ile davalı markalarının SMK m.25/1 ve 6/1 uyarınca hükümsüzlüğüne karar verilebileceği kanaatine varılmaktadır. Kaldı ki davalı markaları ile davacı markalarının aynı mal ve hizmet sınıflarında tescilli olmamaları halinde dahi aşağıda incelenecek tanınmışlık iddiaları kapsamında davacının tanınmışlığına karar verilmesi halinde SMK md. 6/4 kapsamında tüm emtia sınıfları bakımından davalı markalarının hükümsüz kılınacağı da izahtan varestedir.
Tanınmışlık İddiası Bakımından Yapılan İnceleme
Davacı taraf … ibareli markalarının tanınmış marka niteliğinde olduğunu ve bu sebeple SMK m.6/4 ve 5 uyarınca ayrı bir değerlendirme yapılması gerektiğini ifade etmektedir. SMK m.6/4 uyarınca Paris Sözleşmesinin 1. mükerrer 6. maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir. Yine SMK 6 uyarınca tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hallerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hali saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
6769 sayılı SMK’nın 6 ıncı maddesinin (4) üncü bendinde, “Paris Sôzleşmest’nin 1. mükerrer 6. maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvurulan, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir” ifadesi yer almaktadır. Tanınmış markalardan söz eden bir başka hüküm de 6769 sayılı SMK m. 6/5’tir. Söz konusu maddede tanınmış marka ibaresi yer almasa da “tanınmışlık düzeyine erişmiş marka” şeklindeki ifade ile tanınmış markalar açısından bir düzenleme getirilmektedir.
Tanınmış marka, bir kişi ya da teşebbüse sıkı şekilde bağlı; garanti, kalite, kuvvetli reklam ve yaygın dağıtım içeren; müşteri ve diğer sübjektif ilgi ve ilişkiler aynını yapılmaksızın coğrafi sınır, kültür ve yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir yüksek çağrışımdır Markanın tanınmış olup olmadığının tespitinde 1997 tarihli WIPO kriterlerinden faydalanılır.
Marka koruması mal ve hizmetler için öngörülmektedir ve doğal olarak bu mal ve hizmetlerin hitap ettiği toplum kesimleri de farklı farklıdır. Bu nedenle tanınmış marka olarak değerlendirmeye alınacak markalar için mal ve hizmetleri ne olursa olsun aynı seviyede bir tanınmışlık derecesi aramak uygun bir yaklaşım değildir. Tanınmış markalardan söz edilebilmesi için, bir hizmet veya ticaret markasının toplumun ilgili kesiminde tanınmış olması gerekir. Yargıtay tarafından ilgili kesim; markanın kullanıldığı ürün ve hizmetlerin Türkiye’deki gerçek ve potansiyel alıcıları, bu alandaki iş çevreleri ve markanın kullanılacağı ürün ve hizmetlerin dağıtım kanallarında yer alan kişiler ve satıcılar olarak tanımlanmaktadır. Markanın pek çok mal ve hizmet grubunda tescilli olması durumunda, tanınmışlığın her mal ve hizmet için arı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Yapılan incelemede markanın tescile bağlanmış olan bazı mal ve hizmetler açısından tanınmış olduğunun tespit edilmesi durumunda, tanınmış marka korumasının yalnızca söz konusu mal ve hizmetler açısından sağlanması gerekmektedir. Koruma kapsamının farklı mal ve hizmetlere genişletilmesi konusunda ise, 6769 sayılı SMK m. 6/5 hükmünde sayılan koşulların varlığı ayrıca aranacaktır.
Markanın, korumanın talep edildiği ülkede tanınmışlığa sahip olması gerekir. Bu anlamda ilgili coğrafi alanda tanınmış olma, tüm ülke genelinde bilinir olmayı değil, ilgili ülkenin önemli bir kısmında bilinirliğe sahip olmayı ifade eder.
Tanınmışlık, çeşitli faktörlerin etkisiyle (piyasa koşullan, tanıtım faaliyetleri, pazar payı vs.) zaman içinde değişkenlik gösteren bir olgudur. Tanınmışlığın belirlenmesinde önemli olan tanınmışlık iddiasının ortaya atıldığı zamana göre değerlendirme yapılmasıdır. örneğin, itiraz sahibi, itiraz edilen markanın başvuru tarihinde tanınmışlığa sahip olduğunu göstermek zorundadır. Tanınmışlığa ilişkin delillerin de itiraz edilen markanın başvuru tarihinde markanın tanınmış olduğunu gösterir nitelikte olması gerekir. Bir markanın tanınmış marka olarak belirlenmesinde, markanın toplumun ilgili kesiminde sahip olduğu bilinirlik düzeyi, dikkate alınması gereken kriterlerden biridir.
Somut olaya dönüldüğünde; Davacı adına tescilli “…” ve “ şekil ” markalarının tanınmış marka olduğuna dair TPMK kararı, … 1.FSHHM’nin … E. …K. 13/03/2018 tarihli, … 2. FSHHM ‘nin… E. …K. 04/03/2015 ve …E. … K. 21/12/2016 tarihli, … 3. FSHHM’ nin … E. …K. 13/05/2014 tarihli kararları incelenmiştir.
Marka tescil belgelerine göre davacının, davalıdan çok önce marka tescilinin bulunduğu, yurt dışında da tescilli markalarının bulunduğu, tanıtım ve reklam için ciddi yatırım yaptıkları, tanınmışlıkla ilgili mahkeme kararları da dikkate alındığında davacı markasının Yargıtay içtihatları ile tespit edilen keza WİPO kriterleri ile belirlenen tanınmış marka olma kriterlerini sağladığı davacı tarafa ait … ibareli markaların markasının tekstil sektöründe oldukça yaygın olarak kullanılan bir marka olduğu ve bilinirlik düzeyinin yüksek olduğu, yukarıda sayılan kriterler ışığında değerlendirme yapıldığında tanınmış marka olarak kabul edilebileceği kanaatine ulaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar muvacehesinde toplanan deliller, TPMK kayıtları, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu, özellikle tanınmışlık iddiaları bakımından emsal nitelik taşıyan BAM ve İlk Derece Mahkeme kararları dikkate alındığında, davanın kabulü cihetine gidilerek davalı adına TPMK nezdinde … numara ile tescilli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ İLE, davalı adına TPMK nezdinde …numara ile tescilli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Davalı kullanımlarının davacıya ait marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, durdurulmasına, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 179,90 TL karar harcından peşin yatırılan 80,70 TL’nin mahsubu ile kalan 99,20 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan: 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 156,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.156,00 TL ve 161,40 TL harç (peşin+başvuru harcı) olmak üzere toplam 3.317,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.23/05/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸