Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/91 E. 2022/22 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/91 Esas
KARAR NO : 2022/22

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 22/06/2012
KARAR TARİHİ : 24/02/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan yukarıda tarafları yazılı Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
DAVA /
Davacı vekili 17.03.2010 tarihli dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı taraf ile 01.06.2009 tarihinde bir sözleşme imzaladığını; sözleşmeye göre davalı yan, yapımcılığını müvekkilinin üstlendiği televizyon dizisinde oyuncu olarak görev alacağını; davalının TV dizisinin ilk 39 bölümü için bölüm başına stopaj ve KDV hariç 35.923, 07 TL alması konusunda anlaşıldığını, sözleşme kapsamında davalı tarafa 428.750 TL avans ödemesi yapılmış olup bu ödemeyle ilgili olarak da vergi dairesine 87.500 TL stopaj ödendiğini; müvekkili şirket ile davalı arasında imzalanan sözleşmeye konu TV dizisinin çekimlerine başlanmasına rağmen henüz bir bölüm dahi tamamlanamadan yayıncı kuruluşun talebi üzerine dizi çekimlerinin durdurulduğu, müvekkili şirket ile davalı arasında 01.06.2009 tarihinde imzalanan sözleşme’nin 14.04. maddesi uyarınca sözleşmenin, noter aracılığı ile feshedilmiş olduğunu,müvekkilince noter aracılığı ile gönderilen fesih beyanında, ödenen avansın sebepsiz kaldığı ve iadesi veya başka bir projede bu avansa karşılık davalının görev alması gibi hususların karara bağlanması adına toplantı talebinde bulunulduğunu; davacının 21.10.2009 tarihinde saat 14′ de müvekkilinin merkez adresinde yapılacak toplantıya davet edilmiş olduğunu; ancak davalı tarafın bu davete icabet etmediği gibi herhangi bir ödemede de bulunmadığını, bu nedenle kendinse ve kendisi adına vergi dairesine ödenen toplam 516.250 TL ‘nin 15.10.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile beraber davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP /
Davalı vekili 26.04.2011 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın hukuka aykırı olduğunu; tarafların hak ve yükümlülüklerini anılan sözleşmede kararlaştırıldığını; yapımı kararlaştırılan “…” isimli televizyon filminin ilk bölüm çekimlerinin 3 Ağustos 2009 tarihinde tamamlanmış olduğunu, yine davacının talebi üzerine tüm serinin tanıtım çekimlerinin de müvekkilinin katılımı ile çekildiğini; ancak ilk serinin ilk bölümünün 2009 Eylül ayında vizyona girmesinin planlanmış olmasına rağmen, dizinin yayınlanacağı … ile yapımcı arasında çıkan anlaşmazlık nedeniyle gösterimin gerçekleştirilemediğini;bunun üzerine sözleşme gereği 2009 ve 2010 yıllarını tamamen davacıya amade kıldığını, bu nedenle anılan dönemde bir başka iş ve çalışma yapamadığını ve çekimi yapılan dizinin bir türlü yayınlanmadığını bildirip birçok defa sözlü olarak davacı yapımcıya başvurmasına rağmen tatmin edici bir cevap alamadığını; müvekkilinin sonunda 12.10.2009 tarihli noter ihtarnamesi ile sözleşmenin aynen ifasını, aksi takdirde sözleşmeyi feshedip tüm zararını talep edeceğini bildirdiğini; davacı şirketin bu ihtarnameye cevap vermeyerek, 15.10.2009 tarihli noter ihtarnamesi ile sözleşmenin 14.04 maddesi uyarınca anılan sözleşmeyi feshettiklerini, feshin sonuçlarını görüşmek üzere müvekkilini 21.10.2009 tarihinde saat 14’de şirket merkezinde toplantıya davet ettiklerini;ancak anılan tarihte müvekkilinin görüşme imkanı bulamadığını, sözleşmenin 14.04. maddesine göre istirdat edilemeyeceğini davacı şirketin avans olarak müvekkiline yapmış olduğu ödemenin istirdat edilemeyeceğini, müvekkili …’e ödenen avanslardan kalan bakiyenin, müvekkilinin yine davacının yapımcılığını üstleneceği her hangi bir yapım için alacağı bedelden düşüleceğini; oysa davacı şirketin sözleşmeyi feshettikten sonra ciddi, inandırıcı, müvekkilinin şeref, haysiyet ve sanatçı kişiliği ile uyumlu herhangi bir yeni yapım teklifinde bulunmadığı ve böyle bir yapımın ön bilgisini dahi vermediğini; hal böyle iken yapımcı şirketin 01.06.2009 tarihli sözleşmeyi tek taraflı olarak, herhangi bir yeni teklif getirmeden, salt kendisiyle görüşülmediğini gerekçe göstererek ödenmiş avansların iadesini talep etmesinin doğru bir davranış olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan ilk yargılama soncunda, Mahkememizin 2017/61 Esas, 2017/91 Karar ve 24/04/2017 Tarihli kararı ile taraflar arasında imzalanmış ve sureti dosyaya 10/04/2017 havale tarihli olarak ibraz edilen sulhün tasdikine karar verildiği anlaşılmıştır.
Temyiz üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 07.02.2019 tarih ve 2017/3202 esas-2019/956 karar sayılı ilamı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya mahkememize yeniden tevzi olunmuş ve yargılamaya devam olunmuştur.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında akdedilen 01/06/2009 tarihli yapım sözleşmesinin davacı tarafından feshedilmesi nedeni ile ödenen avansın istirdatı istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin 10/04/2017 havale tarihli dilekçesinde karşı tarafla arasında akdedilmiş olan sulh protokolünü dosyaya ibraz etmiştir. Dosyaya sunulan sulh sözleşmesi içeriği aşağıdaki şekildedir:
“İşbu protokol bir tarafta … adresinde mukim … T.C kimlik numaralı … (bundan sonra borçlu olarak anılacaktır.) ve vekili Av. … ile diğer tarafta … AŞ (bundan sonra alacaklı olarak anılacaktır.) ve vekili … arasında aşağıda belirtilen hususlarda tam bir mutabakata varılarak düzenlenmiştir. İş bu protokolde alacaklı ve borçlu birlikte taraflar olarak anılacaktır.
KONU
İş bu protokolün konusu, borçlunun … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … esas, …karar sayılı ilama (ilam) dayalı olarak başlatılan … 29.İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyasına (icra dosyası) ilişkin borcunun taksitlendirilmesi suretiyle ödenmesi ve bu kapsamda tarafların karşılıklı hak ve yükümlülükleridir.
HÜKÜMLERİ
1)Borçlu … 29. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibine ilişkin borcu ve tüm perilerini kabul etmekle birlikte, iş bu borcu, alacaklının avukatına ait karşı yan vekalet ücreti hariç olmak üzere 750.000 TL olarak ödeyecektir. Borçlu söz konusu borcu;
1.20 Kasım 2015 tarihinde 150.000 TL
2.20 Ocak 2016 tarihinde 150.000 TL
3.20 Şubat 2016 tarihinde 150.000 TL
4.20 Mart 2016 tarihinde 150.000 TL
5.20 Nisan 2016 tarihinde 150.000 TL olarak alacıklıya…bank …Şb. Iban:… nolu hesabına ödeyecektir.
2)Alacaklının avukatına ait icra vekalet ücreti 43.400 TL’dir. Bu ücret alacaklı ve borçlu tarafından 1/2 oranında ödenecektir. Borçlu kendi üzerine düşen icra vekalet ücreti net 21.700 TL’yi alacaklı vekili …’a ait …bank … Şubesi Iban:… nolu hesabına, en geç 20/11/2015 tarihinde ödeyecektir.
3)İcra dosyası borcunun 750.000 TL ve 21.700 TL alacaklının avukatına ait karşı yan vekalet ücreti olarak anlaşılmış olması sebebiyle, alacaklı İlam’da borçlu ve borçlunun avukatı lehine hükmedilen karşı yan vekalet ücreti, yargılama gideri ve her ne nam altında olursa olsun borçluya ve/veya borçlu vekiline herhangi bir ödeme yapmayacaktır. Borçlu ve vekili, alacaklıyı ilam bakımından en geniş anlamda ibra etmektedirler.
4)İşbu tutar tarafların serbest iradeleri ile anlaşma suretiyle belirlenmiş olup; Taraflar bu hesaplama konusunda mutabıktırlar. Bu bedel dışında taraflar ve vekilleri birbirlerinden söz konusu ilamdan kaynaklanan, başka bir alacakları (yargılama gideri, harç, vekalet ücreti vb.) olmadıklarını kabul ederler. Ancak hacizlerin kaldırılması için gereken tüm harçlar ve masraflar borçlu tarafından ödenecektir.
5)Alacaklı, borçlu tarafından söz konusu bedelin tamamı ödeninceye kadar icra dosyasından feragat etmeyecek ve hacizler kaldırılmayacaktır. Borç ödeninceye kadar mevcut bir haczin düşmesini engellemek adına, alacaklı haciz talebini yenileme hakkına sahiptir.
6)Protokol konusu borcun tamamen ödenmesinden sonra olmak üzere; borçlu talep ve feragat harcını ödemeyi kabul ettiği takdirde alacaklı, protokol konusu icra takibinden derhal feragat etmeyi kabul, beyan ve taahhüt eder.
7)Borçlunun, protokol konusu konusu borcu ödemek amacıyla adına kayıtıl olan ve alacaklı tarafından haciz konan …’de bulunan taşınmazı satmak istemesi durumunda, borçlunun taşınmaza ilişkin satış bedelini doğrudan alacaklının hesabına yatırılmasını temin etmesi, taşınmazın devrinden önce alacaklı ile alacağın devri sözleşesi yapması ve/veya alacaklının talep ve kabul ettiği işlemlerin borçlu ve/veya devir alacak 3.kişi tarafından gerçekleştirilmesi şartıyla, alacaklı, taşınmaz üzerindeki haczi, tüm masrafı borçluya ait olmak üzere kaldırabilir. Alacaklının insiyatifine göre taşınmaz üzerindeki haciz kaldırılmış olmasına rağmen herhangi bir sebeple satış bedeli alacaklıya ödenmez ise, borçlu ifaya eklenen cezai şart olarak alacaklıya 100.000 USD cezai şart ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt eder.
8)Borçlu, ilam hakkında karar düzeltme yoluna başvurmuşsa da; bu protokolün imzalandığı gün, karar düzeltme hakkmdan vazgeçtiğine dair dilekçeyi … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkamesi’nin … esas, … karar sayılı dosyasına sunacaktır.
9)1.maddede belirtilen ödemelerin herhangi birinin belirlenen tarihte borçlu tarafından yapılmaması ya da protokol maddelerinden herhangi birisine aykırı davranılması halinde işbu protokol hükümsüz hale gelecek olup alacaklı tarafından borçlu aleyhinde derhal hukuki takibata devam edilecektir.
10)Taraflar iş bu protokoldeki adreslerinin tebligata elverişli adresleri olduğunu, bu adreslere yapılacak tebligatın geçerli bir tebliğin bütün sonuçlarını doğuracağını, uyuşmazlık halinde İstanbul Merkez Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olacağını kabul, beyan ve taahhüt etmişlerdir.
İş bu protokol 10 madde ve 2 sayfadan ibaret olup iki nüsha şeklinde 03/11/2015 tarihinde düzenlenmiştir.
Bozma ilamı öncesinde mahkememizin 2017/61 Esas, 2017/91 Karar sayılı ilamı ile taraflar arasında imzalanan 10/04/2017 tarihli sulh sözleşmesinin tasdikine ilişkin karar verilmiş ise de, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2017/3202 Esas, 2019/956 Karar sayılı bozma ilamının gerekçesinde, davacı tarafça sunulan sulh protokolü üzerine duruşma açılmaksızın protokol hükümlerine göre hüküm kurulduğu, 6100 sayılı HMK 154/3-ç maddesi gereğince duruşma açılarak davanın taraflarının beyanları ve imzaları alınmak suretiyle karar verilmesi gerekeceği, bu nedenle kararın bozmayı gerektirdiğine dair yazılı gerekçe dikkate alındığında, mahkememizce bozma sonrasında yazı ve imza incelemesi yapılmış, ilgili kurum ve kuruluşlara müzekkere yazılarak imza örnekleri celp edilmiş ve davalıların imzaları mahkeme kaleminde usulüne uygun olarak alınmıştır.
Tüm bu eksiklikler giderildikten sonra dosya grafoloji uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiş, Grafoloji Uzmanı Bilirkişisi … tarafından tanzim edilen 03/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda söz konusu imzaların, davalılardan …’ün eli ürünü olduğu, diğer davalı … bakımından ise, imzanın …’ın eli ürünü olmadığına dair tespitte bulunulduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunda, imzanın davalılardan …’ün eli ürünü olduğuna dair yapılan tespit sonucunda protokolün geçerliliği için asilin imzasının bağlayıcı olduğu bu nedenle taraflar arasında akdedilen sulh sözleşmesinin tarafları bağladığı, bozma ilamı ile sınırlı olmak üzere mahkememizce yapılan araştırmalar sonucunda taraflar arasında imzalanan 10/04/2017 tarihli sulh sözleşmesinin tasdiki bakımından yasal şartların oluştuğu görülmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Taraflar arasında imzalanan 10/04/2017 tarihli sulh sözleşmesinin tasdikine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 80,70 TL karar harcından peşin yatırılan 7.666,35 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 7.585,65 TL bakiye karar harcının talep halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Tarafların karşılıklı olarak avukatlık ücreti talebi bulunmadığından, davacı ve davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Tarafların karşılıklı olarak yargılama masrafı talebi bulunmadığından, davacı ve davalı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay Temyiz Yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/02/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸