Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/89 E. 2021/22 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/89
KARAR NO : 2021/22

DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/05/2019
KARAR TARİHİ : 23/11/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesi ile; müvekkillerine ait “…” karakterinin tescilli bir marka ve FSEK kapsamında özgün bir eser olduğunu, internet sitesi ve telefon uygulamalarında fal yorumu yapılan ticari bir faaliyete konu olduğunu, “…” internet sitesi ve telefon uygulamasında kullanılan hayali bir karakter olduğunu, “…” internet sitesi ve telefon uygulamasında kullanılan hayalı bir karakter olduğunu, TPE nezdinde … nolu .., …, …, …, …, … numaralı sınıflarda, … nolu …, …, …. Sınıflarda tescilli olduğunu, aynı zamanda eser özelliğini gösterdiğini, davalıların bu görseli taklit ederek izinsiz kullandığını, … internet hesabında facebook hesabı … ve instagram hesabı ekran görsellerinin sunulduğunu, … ile temas kurularak teklif alındığını, konumu iletilen showrooma gidildiğinde 20 adet cam şişe çikolata ile etiketlerin satın alındığını, faturanan … -… olarak kesildiğini, , müvekkilerinin içinde çikolata olan cam şişe ürünü olmadığını, davalıların korsan ticareti yaptığını, davalıların herhangi bir izin ve lisansa dayanmaksızın haksız kazanç sağlandığını, delil tespiti yaptırılan … 2 FSHHM’sinin … D.iş dosyasında 20/06/2018 tarihindeki keşifte … tarafından verilen bilgiye göre 50.000 adet ürün bulunduğunun beyan edildiğini, ayrıca davalılar aleyhine … 2FSHCM … Esas dosyasında ceza davası açıldığını, taraflar arasında arabuluculukla sonuç alınmadığını, müvekkilleri adına tescilli markanın taklit edilerek haksız ve izinsiz kullanılarak çeşitli ürünlerde kullanıldığı, marka hakkı ile eser sahibi haklarına tecavüz oluşturulduğu hususunun tespitini, tecavüz oluşturan taklit ürünlerin ilan, reklam, tanıtım ve diğer basılı kağıtlarda, internet ortamında instagram ve facebook hesapları ile sair alan adları ve platformlarda kullanımın durdurulması, önlenmesini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla yoksun kalınan kazancın tespiti ile davalılardan 5.000 TL maddi tazminatın, 6769 sayılı kanun 149/1 ç, 150, 150/2, 151/2 c ile 5846 sayılı Kanunun 66, 68/1, 70 maddeleri gereğince davalılar müvekkiliyle lisans sözleşmesi yapsaydı rayiç bedelin üç katı tutarındaki tazminatın haksız eylem tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsilini,10.000 TL manevi tazminatın 6769 sayılı Kanunun 149/1-ç gereğince davalıların haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, dava konusu ürünler ile bunların imalinde kullanılan tüm malzemelerin 6769 sayılı Kanunun madde 149 ve TTK madde uyarınca, nerede bulunursa bulunsun, davalılara ait yerler veya ticari amaçla elinde bulunan 3.şahıslar yeddinde el konularak tüm masrafları davalılardan alınmak suretiyle imhasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili mahkememize sunduğu 15/11/2021 tarihli dilekçesi ile; dava açılışında talep ettikleri 5.000 TL maddi tazminatı taleplerini 17.500,00 TL arttırarak toplam 22.500,00 TL maddi tazminatın haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 10.000,00 TL manevi tazminatın haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun davetiye tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Bilirkişilerin mahkememize sundukları 15/09/2020 tarihli raporlarında; davalıların kullanımlarının davacıların tescilli markalarıyla birebir ayniyete varacak düzeyde olup, karıştırılma ihtimalini de taşıdığını, markaya tecavüze esas oluşturduğunu, davacılara ait marka logosunun FSEK anlamında “eser” niteliği taşımadığı, dolayısıyla davacıların taleplerinin FSEK gereği lisans rayiç bedelinin üç katı tutarında olamayacağı, mali değerlendirmeler sonucunda FSEK 68.m.kapsamında karar vermesi halinde maddi tazminat tutarının 67.500 TL olabileceği, SMK M.151/2-c kapsamında yoksun kalınan kazanç üzerinden karar verilmesi halinde ise 22.500 TL olabileceği sonuç ve kanaatine varmışlardır.
Bilirkişilerin mahkememize sundukları 31/05/2021 tarihli raporda; davacılara ait marka logosunun FSEK anlamında “eser” niteliği taşımadığı, dolayısıyla davacıların taleplerinin FSEK gereği lisans rayiç bedelinin üç katı tutarında olamayacağı, dolayısıyla kök raporda belirtilen hususlarda değişikliği gerektiren bir durumun tespit edilemediği husus yönünde görüş bildirmişlerdir.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, davalı kullanımlarının davacılara ait marka hakkına tecavüz oluşturup oluşturmadığı, aynı zamanda davacıların eser sahipliği iddiası da bulunmakla, davalı kullanımlarının eser sahipliğinden kaynaklanan haklara tecavüz teşkil edip etmediği, etmesi halinde SMK md. 151/2-c ve FSEK 68 ve 70. Maddeler uyarınca lisans bedelinin 3 katına kadar maddi tazminat ve manevi tazminat istemi ile birlikte hükmün ilanına karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı taraf dava dilekçesinden de görüleceği üzere hem marka hem de eser sahipliğine ilişkin haklarına dayanarak tespit ve tazminat taleplerinde bulunmuştur. Öncelikle marka hakkına tecavüz incelemesi yapılmış, bu bağlamda davacılara ait marka kayıtları celp edilmiştir.
TPMK kayıtlarının incelenmesinde, davacılara ait … numaralı “…+ şekil” markasının … ve …. Sınıflarda21/02/2014 tarihi itibari ile, … numaralı “… + şekil” markasının … ve … Sınıflarda 27/07/2016 tarihinde davacılar adına tescil edildiği, koruma sürelerinin halen devam ettiği anlaşılmaktadır.
Dosyamız arasına alınan … 2. FSHHM’nin …D. İş sayılı dosyası kapsamında alınan raporun incelenmesinde, davalılara ait iş yerinde üzerinde … markası bulunan 50.000 adet sticker ürün tespit edildiği, tespit mahallinde davalının “biz bunun marka olduğunu bilmiyorduk, yoksa kullanmazdık, toplamda 50.000 adet sticker var, bilseydik bunları da iptal ederdik kötü niyetimiz yoktur” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür. İnternet üzerinden davalıların kullanımına ilişkin yapılan tespitte ise, … sitesinde … karakterinin kullanıldığı, facebook ve instagram link adresleri üzerinden yapılan incelemede de çok sayıda … karakterli ürün reklamı yapıldığı, sayfanın domain bilgilerinden davalı …’e ait olduğu, davalıların tecavüz iddiasına konu markayı kullanmış oldukları anlaşılmıştır.
MARKA HAKKINA TECAVÜZ BAKIMINDAN YAPILAN İNCELEME
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
İlgili Kanunun 7 inci maddesi; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ite aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle betik tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci /fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. e)İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması. f)İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması. ” hükümlerine amirdir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d)bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
SMK m. 29/1-a atfıyla uygulanacak olan SMK m, 7/2- b’ye göre tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tesdili markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, marka hakkına tecavüz niteliği taşıyacaktır.
Mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde tutulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımın tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur (Erdal Noyan, Marka Hukuku, Ankara 2006, s.545). Bir marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde alıcıların karıştırılmasına sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerekir.
Somut olay bakımından yapılan incelemede, işbu dosya arasına alınan … 2. FSHHM’nin …D. İş sayılı dosyası kapsamında davalıların … işletme adıyla faaliyet gösterdiği, fatura esas alındığında bu işletmenin mali açıdan davalılardan … adına kayıtlı olduğu, tespit esnasında bu davalının markanın kullanımına dair ikrarda bulunduğu,…işletmesinin web sitesinin domain adresinden anlaşıldığı üzere diğer davalı … adına kayıtlı olduğu, bu davalı adına kayıtlı facebook ve instagram hesaplarında … adı altında ürün görsellerine yer verildiği, bu görsellerde kullanılan resminin, davacıların marka logosuna birebir aynı olduğu, diğer yandan resmin yanı sıra dosyada görülen etiketlerde “…” ibaresinin de kelime olarak yer aldığı görülmüştür.
Davalı …’ün de ikrarından anlaşıldığı üzere davacı adına tescilli markanın davalılar tarafından kullanıldığı noktasında çekişme bulunmamaktadır. Bu nedenle karıştırılma ihtimali, benzerlik incelemesi şeklinde markalar arasında karşılaştırma yapmaya gerek görülmemiş, markanın birebir aynısının kullanıldığı dikkate alındığında, marka hakkına tecavüzün varlığı sabit hale gelmiştir.
ESER SAHİPLİĞİNE İLİŞKİN YAPILAN İNCELEME
Davacılar tarafından tescilli marka şeklinin aynı zamanda FSEK anlamında “eser” özelliği taşıdığı da iddia edilmiştir.
Bilindiği üzere FSEK m.1; eser kavramını “Sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri” olarak tanımlamaktadır. İşbu davaya konu olan husus markanın logosuna yönelik olduğundan FSEK m.4 de yer alan güzel sanat eserleri tanımı içindeki resim, karikatür ya da tipleme kavramlarına gitmek gerekmektedir. Davacının logosunda yer alan “…” resminin karikatürize edilmiş bir tipleme olduğu iddia edilebilecektir. Görselde “…” kavramının özelliğinden yola çıkılarak elindeki kahve fincanına bakan yaşlı sayılabilecek bir kadın tiplendiği görülmektedir. Ancak “tipleme” ya da “karikatür” kavramlarının “hususiyet” taşıması kriterleri; yaratım gücünün yüksek olduğu, çeşitli çizim ve mesaj tekniklerini taşıdığı özellikleri aramaktadır. Sadece bir tipin çizilmesi, renklendirilmesi tek başına bir eser düzeyinde yaratım değildir. Eser kavramından söz edebilmek için sahibinin özelliğini içeren ve herkesin kolaylıkla üretemeyeceği bir orjinallik içermesi gerekmektedir. Oysa söz konusu görsel, “…” ya da “…” denildiğinde hemen herkesin hayalinde uyanan görselden ibarettir. Dolayısı ile “…” ibaresini resimlemenin ötesine geçmeyen bu çizimin, SMK kapsamında marka olarak korunabileceği ancak bir eser hususiyeti taşımadığından FSEK kapsamında korunamayacağı kanaatine ulaşılmıştır.
TAZMİNAT TALEPLERİ BAKIMINDAN YAPILAN İNCELEME
Davacı yan tazminat seçim yöntemini SMK 151/2-c kapsamında lisans seçeneğine göre belirlenmesini, ayrıca belirlenen lisans seçeneği kapsamında FSEK 68. Maddeye göre rayiç lisans bedelinin 3 katına kadar tazminat talep etmiştir. Ticaret Odası’na müzekkere yazılmış ve emsal alınabilecek lisans değeri sorulmuş ve taraflar arasında sözleşme yoksa marka cirosunun %15’inin emsal lisans bedeli olarak kabul edilebileceği yönünde cevap verilmiştir.
Yukarıda davacının eser sahipliği iddiasına dayalı taleplerinin, markaya ilişkin logonun hususiyet taşımaması nedeni ile FSEK kapsamında korumadan yararlanılamayacağına ilişkin yapılan açıklamalar dikkate alındığında, davacının FSEK md. 68 uyarınca rayiç bedelin 3 katı tutarındaki tazminat talebi yerinde görülmemiş, tazminat hesaplaması SMK 151/2-c maddesi kapsamında değerlendirilmiştir.
Davalıya ait vergi kayıtları üzerinde, mali bilirkişi tarafından yapılan incelemeye göre, davalı işletmenin 10.06.2019 tarihinde … adresinde “…” Ticaret Ünvanı ile mükellefiyet tesis ettirdiği, davalı tarafından 2019 yılında “…” olarak yani vergi hesaplamasına esas teşkil edecek kazanç elde etmediğine dair bildirim yapıldığı bu nedenle kar beyanında bulunulmadığından satışlarına ilişkin karlılık marjı tespiti yapılamadığı,24.05.2018 tarih ve … no’lu faturanın incelenmesinde miktar hanesinde karalama usulüyle düzeltme yapıldığı, fiyat ve tutar hanesinde fazladan sıfır atıldığı (digit farkı) gibi hataların olduğu, ürünlerin üzerinde barkod bulunmadığından satış adedinin kayıt ve belgeler üzerinden tespitinin mümkün olamayacağı ancak davalının tespit mahallinde ikrar ettiği 50.000 adet sticker etiketi satışa hazır halde bulundurmasının hesaplamaya baz alınacağı, bu sebeple satışa hazır 50.000 adet sticker x fatura birim satış fiyatı 3,00 TL = 150.000 TL’nin İTO’dan gelen emsal lisans bedeli olan %15 üzerinden yapılan hesaplamaya göre davacının SMK 151 2/c maddesi kapsamında dosyaya yansıyan ekonomik veriler doğrultusunda 22.500 TL talep edebileceği hesaplanmıştır.
Bilindiği gibi marka hukukundaki tazminat davalarında davacının uğradığı zarar/karşı tarafın elde ettiği kazanç, yada sunulan emsal lisans sözleşmeleri kapsamına göre davacının talep edilebileceği lisans yapılan yargılamada tam olarak tespit edilemiyorsa mahkeme tarafından dosyaya sunulu deliller kapsamına göre borçlar kanunu hükümlerine göre de mahkemece res’en değerlendirme yapabilmektedir.
Davalı taraf davaya cevap sunmadığı gibi, herhangi bir beyan ve delil listesi de sunmamış, dolayısı ile davalı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenememiştir. Davacı da dosyaya herhangi bir emsal lisans sözleşmesi sunmamıştır. Davalının tacir olarak kusuru bulunduğundan tazminat sorumluluğunun doğduğu açıktır. Bu nedenle her ne kadar vergi kayıtlarından davalıların kar elde etmediği görülse de, bunun ticari hayatın olağan akışına aykırılık oluşturacağı, tecavüzün varlığının somut olarak ispatlandığı gözetilerek; … 2. FSHHM’nin … D. İş sayılı dosyası, Vergi dairesi kayıtları, İTO yazı cevabı, tespit mahallinde ele geçirilen ürün adedi, davalının ikrarı, ve mali bilirkişi raporu ile tespit edilen 22.500 TL tutarın somut olayın oluş şekline göre hakkaniyete uygun bir tutar olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı manevi tazminat da talep etmiştir. Manevi tazminat yönünden marka hakkına yapılan tecavüzün niteliği, ,davacının manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp durumu, manevi tazminatın amaç ve içeriğine, hak, nesafet ve adalet ilkesine keza manevi tazminatın maddi bir zenginleşme talebinden çok manevi tatmine yönelik bir talep olması, dolayısıyla somut olaya göre davalının davacı markasını iltibas yaratacak ve haksız rekabete neden olacak şekilde izinsiz olarak kullandığı ,dolayısıyla eyleminde kusurlu olduğu gözetilerek, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik durumlarına göre 10.000- TL manevi tazminatın makul olabileceğine kanaat getirilmiş, bu bakımdan da talebin kabulüne karar verilmiştir.
Tüm bu açıklamalar muvacehesinde, tarafların iddia ve savunmaları sunulan deliller, … 2. FSHHM’nin …D. İş sayılı dosyası, Vergi dairesi kayıtları, İTO yazı cevabı, … 2. FSHCM’nin … Esas,… Karar sayılı ilamı, hükme esas alınan bilirkişi raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalıların kullanımlarının davacıların tescilli markalarıyla birebir ayniyete varacak düzeyde olup markaya tecavüz koşullarının oluştuğundan, davalılar tarafından gerçekleşen kullanımların davacıya ait … ve … numaralı “…” ibareli marka haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespiti ile, bu tecavüzün önlenmesine, durdurulmasına, bu doğrultuda tecavüz teşkil eden dava konusu ürünlerin yer aldığı, ilan, reklam, tanıtım ve diğer basılı evraklarda, internet ortamında, sosyal medya ve sair platformlarda kullanımın durdurulmasına ve önlenmesine, tecavüze konu ürünler ve bunların imalinde kullanılan malzemelerin davalıya ait yerler ve ya ticari amaçla elinde bulunduran üçüncü şahıslar yeddinde el konulmasına, kararın kesinleşmesine müteakip masrafı davalılara ait olmak üzere imhasına, davacılara ait marka logosunun FSEK anlamında “eser” niteliği taşımadığı, dolayısıyla davacıların taleplerinin FSEK gereği lisans rayiç bedelinin üç katı tutarında olamayacağı, SMK. M.151/2-c kapsamında yapılan hesaplama uyarınca 22.500,00 TL maddi tazminatın 28/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 10.000,00 manevi tazminatın 28/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davalıların eylemi aynı zamanda kusurlu olduğundan hüküm özetinin Türkiye çapında yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde, masrafı davalılara ait olmak üzere bir kez ilanına dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalılar tarafından gerçekleşen kullanımların davacıya ait … ve … numaralı “…” ibareli marka haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespiti ile, bu tecavüzün önlenmesine, durdurulmasına, bu doğrultuda tecavüz teşkil eden dava konusu ürünlerin yer aldığı, ilan, reklam, tanıtım ve diğer basılı evraklarda, internet ortamında, sosyal medya ve sair platformlarda kullanımın durdurulmasına ve önlenmesine, tecavüze konu ürünler ve bunların imalinde kullanılan malzemelerin davalıya ait yerler ve ya ticari amaçla elinde bulunduran üçüncü şahıslar yeddinde el konulmasına, kararın kesinleşmesine müteakip masrafı davalılara ait olmak üzere imhasına,
2-Eser sahipliğine ilişkin tecavüz taleplerinin reddine,
3-22.500,00 TL maddi tazminatın 28/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
4-10.000,00 manevi tazminatın 28/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Hüküm Hüküm özetinin Türkiye çapında yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde, masrafı davalılara ait olmak üzere bir kez ilanına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 2.220,08 TL karar harcından peşin yatırılan 555,03 TL’nin mahsubu ile kalan 1.665,05 TL bakiye karar harcının davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen marka hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması talepleri yönünden davacılar vekili yararına hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacılara verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden davacılar vekili yararına hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacılara verilmesine,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden davacılar vekili yararına hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacılara verilmesine,
10- Davalılar kendisini vekille temsil ettirmediğinden reddolunan eser sahipliğine ilişkin tecavüz talepleri yönünden davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-Davacı tarafından yapılan: 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 387,90 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.387,90 TL’den kabul ve red oranına göre hesap olunan , 2.540,00 TL ve 599,43 TL harç (ıslah+peşin+başvuru) olmak üzere toplam 3.139,68 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
12-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair tarafların yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.23/11/2021

Katip … Hakim …
E-İMZA E-İMZA