Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/57 E. 2023/68 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/57 Esas
KARAR NO : 2023/68

DAVA : Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini
DAVA TARİHİ : 02/04/2018
KARAR TARİHİ : 09/03/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin endüstri, otomativ, eğitim gibi sektörlerde teknik hizmetler sunan ve … tarafından akredite olmuş bir kuruluş olduğunu,… markasının … adına tescilli olduğunu, müvekkilinin bu markanın Türkiye’deki münhasır kullanım (lisans) sahibi olduğunu, davalı şirketin ikinci el oto ekspertiz sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, davalı şirketin talebi doğrultusunda 24-26 Ekim 2015 tarihinde davalı şirkete müvekkili tarafından denetim ve sertifikasyon hizmeti sağlandığını ve ikinci el araç ekspertiz hizmetleri için … sertifikası düzenlendiğini, sonrasında davalı şirketin …marka ve logosunu davalı şirkete sertifikasyon kapsamında iletilmiş bulunan … Logo Kullanım Talimatnamesi’ne aykırı şekilde kullanıldığını ve bu kapsamda davalı şirketin müvekkilinin iş ortağı olarak gösterildiğini ve bu haksız ve izinsiz haksız menfaat sağlama çabası içine girdiğini, davalı şirket yetkilisine markanın izinsiz olarak kullanıldığı ve … Logo Kullanım Talimatnamesi’ne uygun olarak nasıl kullanılması gerektiği yönünde 11 Aralık 2015 tarihinde mail gönderildiğini, davalı şirket yetkilisinin bu aykırılıkları 15 Aralık 2015 tarihinde kabul ettiğini ve giderdikleri yönünde cevap yazdığını, fakat davalı şirket tarafından …markasının talimatname dışında kullanılmakta olduğunun tespit edildiğini, bu yönde pek çok şikayet aldıklarını, müvekkili şirketin … belgelendirmesi yapma yönündeki … akreditasyonunun Haziran 2017 de iptal edilmiş olmasına rağmen ve davalı şirkete ilgili belge işaretlerini kullanmayı derhal bırakmasının söylenmesine rağmen davalının ekspertiz raporlarında müvekkiline ait marka ve logoyu kullanmaya devam ettiğini, kartvizitlerinde de kullanma devam ettiğini, davalı tarafın bunlarla yetinmeyip … isimli alan adın aldığını ve bu siteyi davalının kendi sitesi olan … isimli siteye yönlendirdiğini ve haksız kazanç sağlama girişimine girdiğini, Google arama motoruna “…” yazıldığında davalı otorapor tarafından kendi sayfasına yönlendirme yapılan … web sitesinin “…” başlığı altında müvekkilinin sayfasının üstünde olacak şekilde ilk sırada görüntülendiğini, davalının adeta kendini iş ortağı olarak gösterdiğini, davalı tarafa 12 Şubat 2018 tarihinde noter yoluyla ihtarname gönderildiğini fakat markaya tecavüz eylemlerinin devam ettiğini, açıklanan nedenlerle, … markasının davalı tarafça kullayımının durdurulmasını, maddi zararların tazmini için SMK m.151/2-c bendi uyarınca 50.000 ‘TL maddi tazminata hükmedilmesini, …. alan adı web sitesinin davalıya … alan adı yönlendirmesinin durdurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili ve görevli mahkemede açılmadığını, …’ün Almanca’da Teknik Denetim Kurumu’nun kısaltımı olduğunu, Dünyada birden fazla … şirketi olduğunu, müvekkilinin 2007 yılından bu yana Türkiye’de oto ekspertiz alanında faaliyet gösterdiğini, 2018 yılına kadar olan … tarafından verilen belgenin davacı yenilenmediğini, ara denetimlere gelinmediğini, davacının Türkak tarafından yetki belgesi alındığını, bunu kurumla çözmesi gerekirken … ile ilgili belge broşürlerini kaldırmalarının istendiğini, davacı tarafın ısrarları sonucu sertifikaların kaldırıldığını, davacı tarafça iddia edilen hususların 2016 yılına ait olduğunu, davaya sunuları delillerin eski ve sahte olduğunu, 05.11.2018 tarihine kadar hala geçerliliği olan belgenin varlığına rağmen hiçbir bedel ödenmeden kullanılıyor şeklinde ifadelere yer verildiğini, halihazırda… şeklinde bir kullanımlarının olmadığını, internet sitelerinde … ibaresinin kullanıldığını, sertifikasyon kuruluşlarından belge alındığında bumun sosyal medya ya da internet sitesinde paylaşılmasının doğal olduğunu, davalının … sitesinde … logosu bulunmadığını, bunun bir domain olduğunu, bu sitenin müvekkiline ait olmadığını, davacı tarafın kötüniyetli olduğunu, belge alındıktan 2 gün sonra tüm belge ve kullanımların kaldırılmasının istendiğini, müvekkili firmanın ekspertiz alanında öncü olduğu için arama motorlarında birinci sırada çıktığını, müvekkili tarafından hiçbir haksız kazanç sağlanmadığını aksine davacı tarafın müvekkilinin itibar kaybına uğramasına yol açtığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliler toplanmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememize sunulan 15/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; Davalının “…” markasına yönelik kullanımlarının hangi tarihlerde gerçekleştiğinin açıkça anlaşılabilmesi maksadı ile Sayın Mahkemenizce uygun görüldüğü takdirde, davacının iddialarını dayandırdığı…tarihli … yevmiye numaralı Noter e-tespit tutanağı ile … tarihli … yeymiye numaralı Noter E-Tespit Tutanaklarımın eklerinin sıralı ve silsile halinde (özellikle internet sitesi görsellerinin ve diğer fotoğrafların hangi tarihlere ait olduğunun açıkça gösterildiği biçimde) sunulmasının/celp edilmesinin davanın esasına ilişkin daha sağlıklı bir değerlendirmeyi olanaklı kılacağı; Davacı tarafın lisans sahibi olduğu … markasından kaynaklı haklarının davalı tarafça ihlal edilmediği; Dosya içerisinde yer alan davalı taraf kullanımlarının taraflar arasında imzalanmış sözleşmeden kaynaklı olduğu ve SMK m.7/f.5 kapsamında dürüst kullanım teşkil ettiği, bu bağlamda dosyada yer alan görsellerden davalının “… bayilik sunumu”…dosyasında (Ekim 17 başlıklı internet sayfası çıktısında) “kalite sertifikalarımız” başlığı altında “…” markasını ve “…” markalı kartvizitleri hangi tarihte kullandığı netleştirilmeden hak ihlaline yönelik bir değerlendirme yapılamayacağı; … isimli intemet sitesinin davalı tarafa ait olduğunun ispatlanamadığı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememize sunulan 18/08/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle ; Dosyaya usule uygun bir şekilde sunulması ancak mahkeme kararıyla mümkün kılınan … tarihli ve … yevmiye nolu … 5. Noterliği e-tespit tutanağının incelenmesi sonucunda 05.02.2018 tarihli … internet sitesi görsellerinde … markasının kullanılmadığının görüldüğünü, ayrıca www … sitesinden … sitesine yönlendirme yapıldığını gösteren herhangi bir kayda da rastlanmadığını, bu sebeple söz konusu tutanaktan 05.02.2018 tarihi itibarıyla davalı tarafından gerçekleştirilen herhangi bir hak ihlali olmadığı sonucundan başka bir neticeye varmak mümkün görülmediğini, buna karşılık … tarihli ve … yev. nolu … 5. Noterliği e-tespit tutanağının incelenmesi sonucunda 08.11.2017 tarihinde davalının … internet sitesinde izinsiz bir biçimde servislerinin “…” kalite standartlarına sahip olduğunun ifade edildiği ve gerçeğe aykırı bir biçimde sahip olduğu kalite sertifikaları arasında “…” belgesinin de bulunduğunu duyurduğu anlaşıldığını, buna ek olarak taraflar arasındaki ilişkinin sona erdiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar geçen sürede (30.06.2016-02.04.2018 arası dönemde) davalının … internet sitesinde … ibaresini izinsiz biçimde kullanmaya devam ettiği görüldüğünü, özellikle 08.07.2016, 23.07.2016, 03.08.2016, 31.08.2016, 04.09.2016, 05.09.2016, 10.10.2016, 14.11.2016, 09.12.2016, 11.02.2017, 15.04.2017 ve 06.06.2017 tarihlerindeki ekran kayıtlarından bu yetkisiz kullanımlar tespit edildiğini, dava tarihinden önce … sitesi aracılığıyla davalının …. sitesine yönlendirmede bulunulduğunu gösteren bir delile internet araştırmaları neticesinde ulaşılamadığını, ayrıca 08.11.2017 tarihli ve 05.02.2018 tarihli noterlik e-tespit tutanaklarında da … sitesi aracılığıyla davalının … sitesinde yönlendirmede bulunulduğunu ve … sitesinin davalıya ait olduğunu gösteren bir delile rastlanmadığını, Dosyada incelenen … tarihli ve … yev. no.lu noter e-tespit tutanaklarında, … vekili tarafından dosyaya sunulan 09.03.2021 tarihli cevap yazısında, … Üniversitesi’nin 08.06.2021 tarihli cevabı ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu İnternet Daire Başkanlığı’nın 03.06.2021 tarihli cevabi yazısında da … alan adlı sitenin kime ait olduğu ortaya konamadığını, Bunun üzerine tarafımızca …, …, … arama sitelerinden yapılan ek incelemelerde de … alan adlı sitenin sahibine ulaşılamadığını, sonuç olarak salt davacının tarihsiz internet çıktısı fotokopisine dayanarak … sitesinin davalıya ait olduğu kanaatine varmanın mümkün olamayacağı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
İşbu dava Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini uyarınca açılmış davadır.
TPMK kayıtlarının incelenmesinde davacıya ait … numaralı … markasının davacı adına … Sınıflarda tescilli olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı taraf Alman menşeili … adına TPMK nezdinde … tescil no’hu, 21.06.2006 başvuru tarihli … markasının Türkiye’deki münhasır lisans sahibidir. Münhasır lisans hakkına dayalı olarak davacı ikinci el oto ekspertiz sektöründe faaliyet gösteren davalı şirketi 24.10.2015 ve 26.10.2015 tarihlerinde denetlemiş ve davalının hizmet yeterliliğini tespit ederek ikinci el araç ekspertiz hizmetlerinde kullanması maksadı ile … sertifikası düzenlemiştir.
Yıllık denetimlerde yeterlilik gösterme şartıyla söz konusu … ve sertifikasını 3 yıl boyunca (05.11.2018 kadar) davalı tarafından kullanılması yetkisi verilmiştir. Davalı taraf söz konusu
…markasının dosya içeriğinde yer alan …logo kullanım talimatnamesine uygun kullanmakla yükümlü tutulmuştur, İlerleyen süreçte davacı tarafın 11.12.2005 tarihli e-postasıyla davalının … markasını hukuka aykırı şekilde kullanıldığı belirtilmiş (kullanımın ortak marka,
İş birliği içinde faaliyet, davalıya ait işyerinde hizmet verildiği algısı yarattığı); özellikle davalının … web sitesinde ve otorapora ait Instagram hesaplarında yer alan bu kullanımlarının sonlandırılması istenilmiştir.
Davalı taraf ise 15.12.2015 tarihli cevap mailinde iddia edilen kullanımların logo kullanım talimatının 2.11 maddesine aykırılık teşkil ettiğini bilmediklerini beyan etmiştir. Davalı taraf aynı mailde bayilerini de …markasını kullanmaktan men ettiklerini (bayilere kullanmama yönünde talimat verdiklerini) belirtmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın özü marka hakkının izinsiz kullanımına ilişkindir. Bu durumda davalının Haziran 2016 tarihinden sonra ekspertiz raporlarında ve kartvizitlerinde davacıya ait markayı kullanıp kullanılmadığının araştırılması gerekmektedir.
Markaya tecavüz teşkil eden hallerin belirtildiği SMK madde 29 hükmü: “1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izmi olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç)Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek, (2) 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü tecavüz davalarında def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esaş alınır. Marka tescilinden doğan hakların kapsamı Madde 7- (1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir. (2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsuyan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile ayrı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması, (3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret ultında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
görüldüğü üzere bu maddeler uyarınca mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullamılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde tutulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kulianılması, haksız olarak kullanımın tespitinde büyük önem taşır, Bir marka ana özellikleri ilibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüiz unsuru gerçekleşmiş olur’. Bir marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde alıcıların karıştırılmasına sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerekir.
Somut olaya dönüldüğünde … tarihli ve … yevmiye numaralı … 5. Noterliği e-tespit tutanağının incelenmesi sonucunda 08/11/2017 tarihinde davalının … internet sitesinde izinsiz bir biçimde servislerinin “…” kalite standartlarına sahip olduğunun ifade edildiği ve gerçeğe aykırı bir biçimde sahip olduğu kalite sertifikaları arasında … belgesinin de bulunduğunu duyurduğu anlaşılmaktadır. Buna ek olarak taraflar arasındaki ilişkinin sona erdiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar geçen sürede 30/06/2016-02/04/2018) davalının … internet sitesinde … ibaresini izinsiz biçimde kullanmaya devam ettiği, özellikle 08/07/2016, 23/07/2016, 03/08/2016, 31/08/2016, 04/09/2016, 05/09/2016, 10/10/2016 14/11/2016, 09/12/201611/02/2017, 15/04/2017 ve 06/06/2017 tarihlerindeki ekran kayıtlarından yetkisiz kullanımların tespiti karşısında markaya tecavüz koşullarının oluştuğu sonucuna varılmıştır.
Tazminat talepleri bakımından yapılan inceleme
Davacı taraf tazminat talebinin SMK 151/2-c maddesine göre talep etmiştir. Bu kapsamda rayiç bedele ilişkin İTO’ya müzekkere yazılmış ancak olumsuz cevap verildiği görülmüştür. Dosya kapsamında sunulan herhangi bir emsal lisans sözleşmesi de bulunmamaktadır.
Mali bilirkişi tarafından dosya kapsamında yapılan incelemede, taraflar arasında akdedilen 16/10/2015 tarihli iso… Yönetim Sistemi Belgelendirmesine yönelik teklifte belgelendirme ve denetim hizmetine ilişkin ücretin 900 Euro olacağına dair tespitte bulunulduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin 30/06/2016 tarihinde sona erdiği, davalının bu tarihten sonrada izinsiz kullanımlara devam ettiği dolayısı ile SMK 151/2-c kapsamında tespit edilen 900 Euro ( 4.392,00 TL) bedelin lisans ücreti olarak değerlendirilebileceği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında toplanan deliller, alınan bilirkişi kök ve ek raporları bir arada değerlendirildiğinde, davalı kullanımlarının davacıya ait …ibareli marka ve logosuna tecavüz teşkil ettiğinden bu kullanımlarının durdurulmasına, 4.392,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalı kullanımlarının davacıya ait … ibareli marka ve logosuna tecavüz teşkil ettiğinden bu kullanımlarının durdurulmasına,
2-4.392,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 300,01 TL karar harcından peşin yatırılan 853,88 TL’nin mahsubu ile fazla alınan 555,86 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tespit talebinin kabulü nedeni ile davacı lehine hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maddi tazminat talebinin kısmen kabulü nedeni ile davacı lehine hesaplanan 4.392,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maddi tazminat talebinin kısmen reddi nedenli ile davalı lehine hesaplanan 4.392,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan: 2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 1.060,96 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.160.96 TL ve 335,91 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 3.496,87 TL yargılama giderinin davanın kabul/red oranına göre hesaplanan 307,17 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yargılama masrafı yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.09/03/2023

Katip
¸

Hakim
¸