Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/48 E. 2022/57 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/48 Esas
KARAR NO : 2022/57

DAVA : Marka Hakkına Tecavüzün Önlenmesi, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 06/11/2012
KARAR TARİHİ : 19/04/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Marka Hakkına Tecavüzün Önlenmesi, Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, … ticaret unvanının 25/07/1984 tarihinde tescil ettirdiğini, keza … adına tescilli “…” markasını …tescil numarası ile 2000 yılında TPE’de tescil ettirdiğini, bu markanın davacı şirkete 20/06/2011 tarihinde devredildiğini, markanın tanınmış olduğunu; 10/11/2005 tarihinde … Protokolü çerçevesinde uluslararası marka başvurusunda bulunulduğunu, … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası … karar sayılı kararı ile bu hususun tesbit edildiğini, markanın uzun süredir kullanılan maruf bir marka olduğu yönünde karar verildiğini, Yargıtay 11. HD’nin 1999/1724 esas ve 1999/7608 karar sayılı kararında da markanın meşhur ve maruf olduğuna atıf yapıldığını, dava konusu markaların bir kısmını davalıya devreden…’un kötüniyetli olduğunun, markayı devralan şirketin fiilen kullanılan tanınmış bu markanın asıl sahibinin kim olduğunu bilmediğinin farzedilemeyeceğinin tesbit edildiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2006/2828 esas ve 2007/5993 karar sayılı onama kararında davacının markasının tanınmış olduğuna atıf yapıldığını, … 1. FSHH Mahkemesinde açılan … esas … karar sayılı dosyada verilen kararda da markanın meşhur marka olduğunun belirtildiğini, davacı markasının “yiyecek, içecek sağlama” hizmetlerinde tescilli olduğunu, davalının iltibas yaratarak haksız rekabette bulunduğunu, markanın esas unsurunun … ibaresi olduğunu; açıkça bu markanın çok benzerini kullandığını, davalının markaların bir bölümünü …’un gayriresmi ortağı olduğu, …Şti.’den satın aldığını, davalı adresi ile … adreslerinin aynı olduğunu, … FSHHM’nin … esas ve … karar sayılı kararında, … sayılı markanın …’un ortağı olduğu …Ltd.Şti’den …’a devredilmesinin … ile … arasındaki bağlantıyı gösterdiğini, … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… esas ve … sayılı kararında, …adına tescilli markaların hükümsüzlüğüne karar verildiğini, ve daha sonra … tarafından davalı firmanın ortağı olan …’e işyerlerini devrettiğini, …’un tecavüz fiilinde bulunduğundan davalı şirketin habersiz olmasının mümkün olmadığını, kötüniyetli olduğunu, belirterek bu nedenle marka tecavüzü ve haksız rekabet son verilerek, davalı adına tescilli alan adının iptaline ve şimdilik 10.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tecavüz ve haksız rekabet olarak davacının iddia ettiği fiillerin, tescile dayalı kullanım olduğunu, marka tescilli olduğu için marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetten söz edilemeyeceğini, davacının markasını ilk kez 14/05/2010 tarihinde tescil ettirebildiğini, davacının … markasını aslında marka olarak değil, semt adıymış gibi kullandığını, …şeklinde bir … türünün bulunduğunu, davalının çok sayıda tescilli markası bulunduğunu, davacının uzun süre sessiz kaldığını, ayırt edici unsurun … ibareleri olduğunu, markalar yan yana konulduğunda, davacı ve davalı markalarının birbirine benzemediğini, … Ltd.Şti.’den 05/05/2009 tarihinde bu markaları bedeli karşılığında satın aldığını, markanın devredildiği tarihte davacı adına tescilli marka dahi bulunmadığını, …ile olan ihtilafların ancak kendi taraflarını bağladığını, davalının, tüm bu ihtilaflardan sonra tescilli olan markaları devraldığını, dolayısıyla marka tecavüzü ve/veya haksız rekabet olup olmadığının tesbit edilmesi gerektiğini belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
Taraflar arasında görülmekte olan Marka Hakkına Tecavüzün Önlenmesi, Maddi ve Manevi Tazminat davasının 26/10/2021 günlü celsesinde davacı yanın mazeretsiz olarak katılmaması, davasını takip etmediği ve gider avansını yatırmamış olması nedeniyle dosya işlemden kaldırılmış ve HMK’nun 150/5 maddesi gereğince işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 aylık yasal süre içinde yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK’nun 150/5 maddesi hükmü gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince peşin ve ıslah ile yatırılan toplam 8.619,75 TL’den hesap olunan 80,70 TL karar harcının tahsili ile kalan 8.539,05 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili yararına hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.19/04/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸