Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/47 E. 2022/160 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/47 Esas
KARAR NO : 2022/160

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 06/11/2017
KARAR TARİHİ : 08/12/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … Şirketlerinin bir parçası olarak 1991 yılında kurulduğunu, bu tarihten beri her türlü altın ve kıymetli taş ile madenlerden mamul kuyumculuk malzemelerinin imalat, ihracat, toptan ve perakende ticareti ve ana sözleşmesinde yazılı diğer konularda iştigal ettiğini, … markasının müvekkili adına 20,11.2009 tarih ve … tescil numarasıyla … sınıfta 21.07,2009 tarih ve … tescil numarasıyla … sınıflarda 18.03.2009 tarih ve … tescil numarasıyla … sınıflarda 24,12.2011 tarih ve … tescil numarasıyla … sınıfta tescilli olduğunu, …’ın müvekkili tarafından müşterilere çeşitli ayrıcalık ve avantajlar sağlayan, harcadıkça puan kazandıran, kazanılan puanların parasal karşılığı kadar alışveriş ya da indirim imkanı sağlayan, bir ürün ve hizmet olarak sunulduğunu, davalının müvekkili adına …. sınıflarda tescilli … markasını haksız suretle kullandığını, müvekkiline ait markanın birebir aynısını müvekkilinden izin almaksızın tecavüz teşkil eder şekilde kullandığını, davalının müvekkiline ait tescilli markaları bilmesine karşın haksız kullanımlarına devam ettiğini, bu durumun … ve … adlı web sitelerinde görülebildiğini, davalının müvekkili markalarının tescilli olduğu …. sırıfta … başvuru numarasıyla … ibareli marka tescil başvurusunda bulduğunu, söz konusu başvuru yaptıkları itiraz neticesinde markanın reddedildiğini, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından yapılan incelemede Markalar Dairesi Başkanlığı’nca verilen ret kararının yerinde görüldüğünü, bunun üzerine davalının … 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi … Esas numarasıyla YİDK kararının iptali talebiyle dava açtığını, söz konusu Mahkemece davanın reddine karar verildiğini, bunun üzerine yine davalı tarafından yerel mahkeme kararına karşı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin 2017/633 Esas sayılı dosyasıyla İstinaf talebinde bulunulduğunu, bu Mahkemece de İstinaf başvurusunun reddedildiğini, davalının ayrıca müvekkili aleyhine … marka tescillerinin kullanmama sebebiyle iptali talebiyle …2. Fikri ve Sınai Hukuk Mahkemesi’nde …Esas sayılı dosyasıyla dava açtığını, davanın Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı nedeniyle reddedildiğini, ancak zaten dosya kapsamında yapılan bilirkişi incelemesinde müvekkilinin … markasını …. sınıflarda yer alan ürün ve hizmetlerde kullandığının tespit edildiğini, davalının … markasını adına tescil ettirememesine ve müvekkilinin markasını da iptal ettirememesine karşın müvekkiline ait markayı haksız suretle kullanmaya ve tecavüz teşkil eden eylemlerine devam ettiğini, davalı kullanımlarının 6769 sayılı Seinai Mülkiyet Kanunu m. 7 ve m. 149 uyarınca müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve TTK m. 55’e göre haksız rekabet teşkil ettiğini, bu neden ile davalıya ait … ve … adlı web sitelerinde müvekkiline ait tescilli … marka haklarının izinsiz, haksız ve hukuka aykırı bir şekilde kullanıldığının, söz konusu haksız kullanımın başlangıç tarihine ilişkin arşiv kayıtlarının, sitenin hak sahibinin ve sitede tamıtımı yapılan şirketin tespitini, davacının … ve … tescil numaralı … ibareli marka haklarına karşın davalı tarafından gerçekleştirilen vaki tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve kaldırılması, tecavüz ve rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, davalının müvekkiline ait tescilli marka haklarına karşı gerçekleştirdiği vaki tecavüz nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi için şimdilik 50.000,00 TL maddi tazminat ve 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini, yargılama masraflarını ve vekalet ücretinin davalı tarafına yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın bankacılık ve finansal hizmetler vermek üzere özel izinle kurulmuş ve ayrı bir denetime tabi Türkiye’nin en güçlü bankalarından biri olduğunu, müvekkilinin … markasını … sınıflarda tescil ettirmek üzere … başvuru numarasıyla Tütk Patent ve Marka Kurumu’na (“Kurum”) başvurduğunu, söz konusu başvuruya davacının itiraz etti iğini; itiraz neticesinde tescil talebinin teddedilmesi üzerine … 2. FSHHM’nit … Esas sayısıyla dava açıldığını; bu davanın reddedildiğini; bunun üzerine istinaf talebinde bulunduklarını; yapılan istinaf incelemesinde talebin teddedildiğini; bunun Ülzerine kararın temyiz edildiğini; bu nedenle henüz kararın kesinleşmediğini; davacının dayanağı olan markaların özellikle …. sınıflarda kullanıtmadığından bahisle … 1. FSHHM’nin … Esas sayılı dosyasında açılan kullanmama nedeni iyle iptal davasının reddedildiğini ancak dosyanın istinafta olması nedeniyle kararın kesinleşmediğini; davacının tescilli markalarını tescil edildikleri mal ve hizmetlerde markasal olarak kullanmadığını ve müvekkili bankanın … markasıyla benzer olmadığını; karıştırılma olasılığının bulunmadığını; müvekkili bankanın markasının bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini; bütünlük içinde … ibaresinin önde geldiğini; …yibaresinin tali unsur olduğunu; esasen bu sektörde…işaretinin tanımlayıcı olduğunu, dünyanın diğer ülkelerinde ve Türkiye’de bankacılık sektöründe bir bankacılık ürünü olan kredi kartlarının …, …, … şeklinde kategorize edildiğini, bu işaretlerin bir ayırt ediciliğinin olmadığını, … ibaresinin ayırt ediciliğinin bulunmadığını, müvekkili bankanın … ibaresinin Türkçesi olan … işaretini kendi ana markasıyla birlikte kullanılmasının dürüst kullanım olduğunu, davacı şirketin markasında … markasıyla birlikte kullandığını ve bu kartın sadece …’nda geçtiğini ve sadece Süslü Kuyumcu müşterileri tarafından kullanıldığını, diğer taraftarı … ibaresinin kurum tarafından başka bankalar adına asıl ayırt edici markaları yanında tescil edildiğini, dava konusu makul derecede tecrübeli ve ihtiyatlı kimsenin baz alındığını, bu nedenle markanın hitap ettiği tüketici kitlesinin markaları karıştırma olasılığının bulunmadığını, davacının … markasının sayısı bini geçmemiş sadece kendi müşteri çevresine hitap ettiğini, bu durumda bu markanın tanınmış olmadığını, müvekkili bankanın … markasını her zaman … markası ile birlikte kullandığını, bu nedenle ayırt edici olduğunu, kartların dağıtım kanallarının farklı olduğunu; kartların Müşteri kitlesinin farklı olduğunu; kartların birbiri yerine kullanılma özelliğinin bulunmadığını; bu nedenle marka ihlali olamayacağını; müvekkili banka ile davacının rakip olmamaları ve aynı sektörde faaliyet göstermemeleri kullanmasının dürüst kullanım olduğunu ve haksız rekabet teşkil etmediğini, bu nedenle tazminat koşullarının oluşmadığını, fiili olayda müvekkili bankanın … ibaresini kullanmakla bir gelir ve kazanç elde ettiğinden söz edilemeyeceğini, bir kazanç var ise bunun ancak …markasından elde edildiğini, hukuka aykırı eylem olmadığından davacının mal varlığında bir eksilme olmuşsa veya manevi üzüntü içindeyse bundan müvekkili bankanın sorumlu tutulamayacağını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliler toplanmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememize sunulan 15/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; Tarafımca incelenen web sitesi ekran görüntüleri ve içerikleri raporumda sunulmuş olup, “…” markasının “…/” ve “…” domain adresli web sitelerinde kullanıldığı tespit edildiği, görüş ve kanaati bildirilmiştir
Mahkememize sunulan 06/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m. 29 hükmü uyarınca davacıya ait … ve … tescilli markalarına karşı tecavliz eyleminin oluştuğu, davacıya ait … ve … tescilii markalarına yönelik davalı tarafça haksız rekabet hükümlerinin ihlal edildiği, görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememize sunulan 02/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; Takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, Sınai Mülkiyet Kanunun 151/2-b maddesi davalı tarafın net kazancının 61.975 TL olabileceği, Manevi tazminat hususunun Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, görüş ve kanaati bildirilmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, davalı kullanımlarının davacıya ait marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığının tespiti, tespit halinde bunun durdurulması, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması istemlerine ilişkindir.
TPMK kayıtlarının incelenmesinde, davacıya ait … numara ile tescilli … ibareli markanın … Sınıflarda 08/03/2010 tarihinde tescil edildiği,… numaralı … markasının da … Sınıfta 20/11/2009 tarihinde tescil edildiği görülmüştür. Tecavüz iddiasına konu davalıya ait … numaralı … sınıflardaki marka başvurusunun ise, yapılan itirazlar sonucunda kesin olarak reddedildiği görülmüştür.
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
İlgili Kanunun 7 inci maddesi; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ite aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle betik tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci /fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. e)İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması. f)İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması. ” hükümlerine amirdir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d)bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
SMK m. 29/1-a atfıyla uygulanacak olan SMK m, 7/2- b’ye göre tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tesdili markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, marka hakkına tecavüz niteliği taşıyacaktır.
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri Haksız Rekabete ilişkindir. Madde 54- “(1)Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2)Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükümlerine amridir. Yine TTK Madde 55- (1)Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a)Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;…. 4.Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,… dürüstlüğe aykırı davranmış olur. Şeklinde düzenlenmiş Madde 56 da “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a)Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b)Haksız rekabetin men’ini, c)Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d)Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e)Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş kararların ilanının talep edebileceği öngörülmüştür.
Mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde bulundurulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımının tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur (Erdal Noyan, Marka Hukuku, Ankara, 2006, s.545). Bir marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde tüketiciler tarafından karışıklığa sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerekir.
Somut olaya dönüldüğünde, bilirkişi raporunda da ifade edildiği üzere, markalar arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimaline dair inceleme yapılmasına gerek olmaksızın, davalı tarafından tescil ettirilmek istenilen … başvuru numaralı … marka başvurusunun Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 15/01/2019 tarih, 2017/3604 Esas, 2019/357 Karar sayılı ilamı ile kesin olarak reddedilmesi ile davalının marka başvurusunun benzerlik araştırmasında … 2.FSHHM’nin 15/02/2017 Tarih, … Esas, …Karar sayılı dosyasında geçirdiği yargılama aşamasında, davacıya ait markalar ile davalıya ait marka başvurusunun benzer oldukları kesinleştiği, dosya kapsamında alınan tespit raporunda belirtildiği üzere davalının 06/02/2015 tarihinden itibaren davacının tescilli markaları ile benzer kullanımların olduğu, kullanımların sabit olması karşısında 6769 sayılı SMK’nın 29/1(a) hükmünün, Kanunun7/2-b maddesine yaptığı atıf dolayısı ile söz konusu kullanımların marka hakkına tecavüz oluşturduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı vekili tarafından itirazlar kapsamında dosyaya sunulan davacısı aynı davalısı başka bir banka olan hükümsüzlük iddiasına konu … 2. FSHHM’nin … Esas, …Karar sayılı dosyasında markaların karıştırılma ihtimalinin bulunmayacağı, …ibaresinin zayıf marka olduğu, işbu ibarenin tasviri nitelikte bulunduğuna dair kesinleşmemiş bir karar örneği sunulmuş ise de, yukarıda da ifade edildiği üzere, benzerlik incelemesine ilişkin kesinleşen Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 15/01/2019 tarih, 2017/3604 Esas, 2019/357 Karar sayılı ilamı uyarınca bu savunmaya itibar edilmemiş, marka hakkına tecavüz koşullarının oluştuğuna kanaat getirilmiştir.
Davacı tarafça her ne kadar haksız rekabet iddiasında bulunulmuş ise de, davacı yanın kuyumculuk hizmetlerinde, davalı yanın ise bankacılık alanında faaliyet gösterdiği sabit olup, her ne kadar taraflar finansal ve parasal hizmetler bakımından ortak faaliyet alanında bulunsalar da, müşteri çevrelerinin aynı olamayacağı, davalının bankacılık faaliyetleri kapsamında dava konusu markayı kullandığı, ortalama tüketici nezdinde bunun kolaylıkla farkına varılabileceği dolayısı ile bilirkişi raporu hilafına TTK md. 54 kapsamında haksız rekabet koşullarının somut olay bakımından gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır.
6769 sayılı SMK’nun 151.maddesine göre; “(1) Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. (2) Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır:
a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir.
b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç.
c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.
(3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
(4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir.” hükmü amirdir.
Davacı tazminat seçim yöntemini 6769 sayılı SMK 151/2-b kapsamında talep etmiştir.SMK m. 151’de elde edilen net kazanca, yani kâra vurgu yapıldığı görülmektedir. Böylece Mütecavizin tecavüz fiiliyle ortaya çıkan brüt kazancı değil, maliyetlerin elde edilen gelirden düşürülmesiyle kalan net kazancın iadesi esas alınır. Net kazanç belirlenirken mütecavizin yaptığı tüm fiillerin markaya tecavüz fiili kapsamında olmadığı durumlarda tecavüz ile elde edilen gelirden işletmeye bağlı genel masraflar, muhasebe ve personel giderleri düşürülmeyecektir. Ürün için yapılan reklam masrafları da, elde edilen gelirden düşürülmeyecektir. Hatta marka hakkına tecavüz edenin tecavüz fiilinin dışında başka hiçbir ürünü satmamış olması halinde dahi genel masraflar bir bütün olarak elde edilen gelirden mahsup edilmeyecek, sadece hammadde ve satış maliyetleri gibi işin doğası gereği oluşan giderler tecavüz yoluyla elde edilen gelirden mahsup edilecektir.
Davalıya ait defter ve kayıtların mali müşavir bilirkişi tarafından incelenmesi neticesinde, davalı tarafın … ürününden ilgili dönemlerde toplam BSMV hariç 10.425.012 TL gelir elde ettiği, buna karşılık operasyonel maliyetleri toplam 10.625.239 TL, kart ile ilgili kart plastiği, reklam maliyetleri ve altın puan maliyetleri toplamı ise 6.381.076 TL olduğu, dolayısı ile 10.425.012 TL gelire karşı 17.006.315′ TL maliyetin söz konusu olduğu ancak altın puan maliyetlerinin esasen bankanın müşteri sadakatini sağlamak amacı ile katlandığı bir maliyet olduğu, 6769 sayılı kanunun 151/2-b kapsamında belirlenmesi gereken net kazancın hesabında dikkate alınmaması gerektiği kanaatine varılarak SMK md. 151/2-b kapsamında mali bilirkişi tarafından yapılan hesaplama uyarınca davalı tarafın net kazancının 61.975,00 TL olduğu sonucuna varılmış, belirlenen işbu tutarın dava tarihinden itibaren Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı manevi tazminat da talep etmiştir. Manevi tazminat yönünden marka hakkına yapılan tecavüzün niteliği, ,davacının manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp durumu, manevi tazminatın amaç ve içeriğine, hak, nesafet ve adalet ilkesine keza manevi tazminatın, maddi bir zenginleşme talebinden çok manevi tatmine yönelik bir talep olması, dolayısıyla somut olaya göre davalının davacı markasına tecavüz teşkil edecek şekilde izinsiz olarak kullandığı dikkate alınarak eyleminde kusurlu olduğu, somut olayın özelliğine göre 5.000- TL manevi tazminatın uygun olabileceği, fazlaya ilişkin talebin sebepsiz zenginleşmeye neden olacağı gerekçesi ile reddi kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar muvacehesinde toplanan deliller, hükme esas alınan bilirkişi raporları ve kesinleşen Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 15/01/2019 tarih, 2017/3604 Esas, 2019/357 Karar sayılı ilamı bir arada değerlendirildiğinde, davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek , davalı kullanımlarının davacıya ait …ve … numaraları ile tescilli … ibareli marka hakkına tecavüz oluşturduğunun tespiti ile bu tecavüzün durdurulmasına, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, haksız rekabete ilişkin talebin reddine, 61.975,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı ve reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalı kullanımlarının davacıya ait … ve … numaraları ile tescilli … ibareli marka hakkına tecavüz oluşturduğunun tespiti ile bu tecavüzün durdurulmasına, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,
2-Haksız rekabete ilişkin talebin reddine,
3-61.975,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı ve reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 4.575,06 TL karar harcından peşin yatırılan 1.229,16 TL’nin mahsubu ile kalan 3.345,90 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi talebi yönünden davacı lehine hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca haksız rekabetin tespiti talebinin reddi nedeni ile davalı lehine hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maddi tazminat talebinin kabulü nedeni ile davacı lehine hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca manevi tazminat talebinin kısmen kabulü nedeni ile davacı lehine hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
10-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca manevi tazminat talebinin kısmen reddi nedeni ile davalı lehine hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
11-Davacı tarafından yapılan: 3.150,00 TL bilirkişi ücreti, 300.60 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.450,60 TL ve 1.260,56 TL harç (peşin+başvuru+ıslah) olmak üzere toplam 4.711,16 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
12-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
13-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.08/12/2022

Katip
¸

Hakim
¸