Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/434 E. 2023/181 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/434 Esas
KARAR NO : 2023/181

DAVA : Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Durdurulması, Maddi, Manevi ve İtibar Tazminatı
DAVA TARİHİ : 30/12/2021
KARAR TARİHİ : 20/06/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Durdurulması, Maddi, Manevi ve İtibar Tazminatı davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Tekstil sanayinde yıllardan beri tasarım ve satış faaliyetinde bulunduğunu, müvekkilinin Türkiye’de ilk kez kendisi tarafından üretilerek kamuya sunulmuş olan düğme detaylı elbise tasarımı, ilk kez müvekkile ait … adlı instagram satış sayfasında 28.05.2021 tarihinde ve 09.07.2021 tarihinde kamuya sunulmuş olduğunu, söz konusu tasarımın müvekkilce üretilerek kamuya arz edildiği günden itibaren tasarım piyasada aranılan, bilinen ve müvekkil ile özdeşleşen bir ürün haline geldiğini, müvekkilinin tasarımının tescil edilmemesine rağmen tescilsiz tasarımların 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu, gerek 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve gerekse Türk Ticaret Kanunu haksız rekabet hükümlerine göre korunduğunu, Davalı …’nın sahibi olduğu … adlı iş yerinde taklit ürünlerin üretim ve satışı yapılmakta aynı zamanda … adlı instagram satış sayfasında da taklit ürünlerin satışı gerçekleştirildiğini, … 2.FSHHM … D. İş dosyasında yapılan tespit ve bilirkişi incelemesi sonucunda müvekkili ürünleri ile karşı taraf ürünleri arasında ayırt edicilikten ziyade tasarım bütünlüğü açısından benzerlik bulunduğu ve bilinçli müşteri tercihinde birebir aynı tasarım algısı (iltibas) oluşturacağı kanaatine varıldığını, tasarım hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin varlığı tespit edildiğini, müvekkilinin tasarım hakkına tecavüz oluşturmasa dahi davalının eyleminin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre haksız rekabet oluşturduğunu belirterek, endüstriyel tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesine, durdurulmasına, 1.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi ve 100,00 TL itibar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava dilekçesi usulüne uygun olarak davalı tarafa tebliğ edilmiş, davalı tarafça herhangi bir cevap ve beyan dilekçesi sunulmadığı, davalı vekilinin 4 ve 5 nolu celselerde davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dosyada bildirilen tüm deliler toplanmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememize 30/01/2023 havale tarihi ile sunulan bilirkişi raporunda özetle ; davalı kullanımlarının SMK m.81/1-a kapsamında tasarım hakkına tecavüz oluşturduğu, davalı kullanımının TTK m.55/1-a-4 anlamında haksız rekabet oluşturacağı, davacıya ait olan tutulması zorunlu yasal defterlerin açılış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit ettiği dolayısı ile TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş olduğu görülmüş, sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, davacının SMK 151/2-a maddesi uyarınca davalıdan talep edebileceği yoksun kalınan karın; 300 adet üretildiği varsayıldığında 135.000,00 x 0,15 = 20.250,00-TL, 500 adet üretildiği varsayıldığında 225.000,00 x 0,15 = 33.750,00-TL olabileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
ISLAH
Davacı vekili 11/02/2023 tarihli talep artırım dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 1.000,00 TL’den 33.750,00 TL’ye artırdığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, davalı kullanımlarının davacıya ait tescilsiz tasarım haklarından kaynaklanan tasarım haklarını tecavüz ve h0aksız rekabet oluştur oluşturmadığını tespiti oluşturması halinde bunun men’i ve ref’i ile maddi manevi ve itibar tazminatına ilişkindir.
… 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasında yapılan tespit ve bilirkişi incelemesi sonucunda “Tespite konu olan tescilsiz tasarım ile karşı taraf …adresinde tespit edilen ürünler incelendiğinde; tespit isteyen ve karşı taraf ürünleri arasında ayırt edicilikten ziyade tasarım bütünlüğü açısından benzerlik bulunduğu ve bilinçli müşteri tercihinde birebir aynı tasarım algısı (iltibas) oluşturacağı kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Tasarım, SMK 55/1 maddesinde tanımlandığı üzere ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin, çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür.
Koruma ile elde edilen tasarım hakkı, sahibine izni olmaksızın başka kişilerce tasarımın ticari amaçla kullanımını engelleme yetkisi vermektedir.SMK 59/1 maddesinde “Tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine aittir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunamaz.” fiilleri tasarım hakkına tecavüz olarak sayılmıştır.
SMK 59/2 maddesinde “Tescilsiz tasarım, sahibine birinci fıkrada belirtilen fiilleri engelleme hakkını sadece korunan tasarımın aynısının veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kopyalanarak alınması hâlinde verir. Korunan tasarımın kendi tasarımından önce kamuya sunulduğunu makul yollarla bilmesi mümkün olmayan bir tasarımcı tarafından bağımsız olarak yapılan tasarımın koruma kapsamındaki tasarımdan kopyalanmış olduğu kabul edilmez.” Hükmü ile tescilsiz tasarım hakkının kapsam ve sınırları belirtilmiştir.
Tasarımlarda koruma genel itibariyle iki farklı şekildedir. Tecilli tasarım korumasının sağlanması için tescil kıstası aranırken tescillenmemiş tasarımlar açısından kamuya sunma koruma için en temel kıstaslardandır. Özellikle moda, tekstil ve ambalaj gibi tasarımların kısa sürede hızlı moda eğilimlerine uğraması nedeniyle kısa süren ve ekonomik olmasıyla tescilli tasarıma göre kolay elde edilen tescillenmemiş tasarım koruması önem arz etmektedir.
SMK’nın 59. maddesinin 2. fıkrasında tescilsiz tasarım sahibi, üçüncü kişilere karşı tasarımdan doğan haklarını sadece tasarımın birebir aynısı veya genel görünüm itibariyle fark edilemeyecek biçimde kopyalanması durumunda iddia edilebilecektir. Tescilsiz tasarımlar açısından tescilli tasarımlara sağlanan haklardan daha sınırlıdır ve bu tasarım hakkı tekel olmayıp, yalnızca tasarımın bir başkasınca kopyalanmasının önüne geçilmesini sağlamaktadır. Tescilsiz tasarımların ihlalinde kötü niyet aranmaktadır. Haliyle tescilsiz tasarımdan bihaber olan başka bir tasarım sahibine karşı, tasarım hakkına tecavüz iddiasında bulunmak mümkün değildir. Yani tescilsiz tasarım hakkından bihaber olan kişilerce, farkında olmadan aynı tasarımın kullanılması halinde, tasarımın kopyalanması olarak kabul edilmeyeceği yasayla düzenlenmiştir.
Tescilsiz tasarım sahibinin tasarım üzerindeki münhasır hakkı sayesinde yalnızca tasarımın kopyalanmasını önlemeye yöneliktir. Tescilsiz tasarımlar haksız yapılan taklit ürüne karşı korunur. Taklit eylemi, emek hırsızlığı olması yanında; malın karışması, köken konusunda yanıltmaya sebep olur. Bir tasarımın, var olan bir tasarımdan haberi düşünüldüğü zaman, o tasarımcının tasarımı bir bağımsız yaratılmanın sonucuysa, tescilsiz tasarım kopya sayılmaz. Dolayısıyla tescilsiz tasarım hakkında bilgi sahibi olmayan kişiler, bu tasarımdan ayrı bir ürün yaratması durumunda kopya kapsamına girmeyeceği, yani bahsedilen bireylere karşı bu hakkın kullanılmayacağı maddeyle düzenlenmiştir.
Tescilsiz tasarımın, tescilli tasarım koruması kadar geniş bir koruma kapsamı bulunmamaktadır. Tescilsiz tasarımlar, ilk kez kamuya sunuldukları “üç yıl” süreyle korunacak olup bu süre sonundaki kullanımlar tasarım hakkına tecavüz oluşturmayacaktır.
Somut olaya dönüldüğünde, dosya kapsamında … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi … D.İş dosyasıdaki bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere, davacı taraf tasarımını Türkiye’de ilk defa 28.05.2021 tarihinde kamuya sunmuş olup, tescilsiz tasarımların SMK 69/2 kapsamında koruma altında olduğu 3 yıllık süre dava tarihi itibariyle henüz dolmamıştır. Dolayısıyla SMK kapsamında koruma altında olan davacı tarafın tasarım hakkına davalı tarafından tecavüz olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmekle, davalı tarafın, … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi …D.İş dosyasıdaki bilirkişi raporunda, 14.09.2021 tarihinde instagram hesabından paylaşım yaparak ve “…” adlı adreste tespit edilen 4 adet ürünü satışa sunarak dava konusu tasarımı kullandığı tespiti karşısında, SMK madde 59/2 gereğince, tescilsiz tasarım hakkına tecavüz oluşabilmesi için, korunan tasarımın aynısının veya genel izlenim itibariyle ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kopyalanarak alınması gerekeceği, korunan tasarımın kendi tasarımından önce kamuya sunulduğunu makul yollarla bilmesi mümkün olmayan bir tasarımcı tarafından bağımsız olarak yapılan tasarımın ise koruma kapsamındaki tasarımdan kopyalanmış olduğunun kabul edilmeyeceği, tasarım uzmanı bilirkişi tarafından yapılan incelemede, davacı ve davalı karşı taraf ürünleri arasında ayırt edicilikten ziyade tasarım bütünlüğü açısından ayniyet derecesinde benzerlik bulunduğu ve bilgilenmiş müşteri nezdinde birebir aynı tasarım algısı (iktibas) oluşturacağı, davacı tarafın tasarımını daha önce kamuya sunduğuna ilişkin dosyaya sunmuş olduğu delillerin, 28.05.2021 ve 09.07.2021 tarihinde sosyal medya hesaplarından yapılmış 2 adet paylaşımlar olduğu, davacının paylaşımları yaptığı sosyal medya hesaplarının herkesin erişimine açık olduğu, davalının bu paylaşımlara erişiminin mümkün olduğu da göz önüne alındığında, davalı kullanımlarının SMK madde 81/1-a kapsamında tasarım hakkına tecavüz oluşturduğu kanaatine varılmıştır.
Haksız Rekabet Yönünden Yapılan İnceleme
Bilindiği üzere Haksız rekabet, TTK 54. maddesi vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, dürüstlük kuralına aykırı olarak ekonomik düzeni bozan, ekonomik düzenin aktörleri aleyhine sonuçlar doğuran hareket ve fiillerin tümünü ifade eder. Diğer bir deyişle haksız rekabet, rakipleri ezmek ve onları iktisadi faaliyet alanından uzaklaştırmak amacıyla ve hüsnüniyet kurallarına aykırı suretlerle başvurulan, kanuna, nizama, adaba ve teamüle göre teviz edilemeyecek hareketlerin tamamıdır. Bu bağlamda başkasının serbestçe ifaya hakkı olduğu rekabet hareketini mene veya onu rekabet sahasından çıkarmaya ve kendi edalarını daha avantajlı göstermeye yarayan yasal olmayan vasıtaları kullanan kişi haksız rekabet fiilini işlemiş olur.
TTK 55/1-a-4 bendine göre “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” haksız rekabet sayılır. Karıştırılma (iltibas), ticari alandaki faaliyetlerde, şeyler arasında bir benzerliği veya karışımı ifade etmekte olup, satın alınan iki mal arasında veya kullanılan iki unvan arasında veya iş mahsullerinde birbirinden ayrılmayacak derecede benzerliğe istinat ettirilmesidir.
Somut olayda davacının kamuya sunduğu tescilsiz tasarımı ile davalı tarafından kullanılan elbise tasarımları karşılaştırıldığında, genel izlenim olarak davalı tarafından kullanılan elbiselerde kullanılan tasarımın davacının tescilsiz tasarımına genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzediği dikkate alındığında iktibas olan bu durumun TTK 55/1-a-4 maddesi anlamında haksız rekabet oluşturacağı sonucuna varılmıştır
Tazminat Talepleri Bakımından Yapılan İnceleme
6769 sayılı SMK’nın “Tazminat” başlıklı 150. maddesinde de ” Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. (2) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir. (3) Hak sahibi, sınai mülkiyet hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Tasarım sahibi kanunun 151.maddesi gereğince yoksun kalınan kazancını talep edebilir. Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır: a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir. b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç. c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli. (3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur. (4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında 2. Fıkranın (a) ve (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması halinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir.
Davacı vekili tazminat taleplerini 6769 sayılı SMK’nın 151/2-a uyarınca hesaplanmasını talep etmiştir. Mali bilirkişi tarafından davacıya ait 2021 ve 2022 yılları kayıtlarını içerir ticari defter ve belgeleri üzerinde yerinde inceleme yapılmış, davacıya ait olan tutulması zorunlu yasal defterlerin açılış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit ettiği dolayısı ile TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş olduğu tespit edilmiştir.
Gelir Tablosu verileri incelendiğinde; 2021 yılında gerçekleşen toplam satış tutarının 2.078.592,66 TL, satışlar için katlanılan maliyetler düşüldükten sonra 404.552,20-TL Brüt Satış Karına ulaşıldığı, 2022 yılı Eylül Sonu itibariyle 5.387.119,25 TL toplm satış gerçekleştiği, katlanılan maliyetlerin düşülmesinden sonra 9 aylık süreç için 662.502,17-TL Brüt Satış Karı elde edildiği görülmüştür.
Net Satışlar — Satılan Malın Maliyeti / Net Satışlar formülü ile kar marjı hesaplamasında, 2021 yılına ait kar marjının 0,19 olduğu, 2022 3. Dönem kar marjının 0,12 olduğu ortalama kar marjının ise 0,15 olduğu tespit edilmiştir.
… 2.FSHHM … D.İş dosyasında alınan tespit raporunda davalı adresinde yapılan tespitte 2 adet Kırmızı, 1 Adet Siyah, 1 Adet Nil Yeşili(Mint) olmak üzere 4 adet ürün tespit edildiği görülmektedir. Davacı yerinde incelemesi sırasında üretim reçetesinde beden bilgisinin standart (…) olarak belirtildiği görülmektedir. Standart ölçülerin ise 38,40,42,44,46 olmak üzere 5 adet bedenden oluştuğu, bir ürünün ilk piyasaya sunulma aşamasında 300 adet ya da 500 adet üretildiği davacı tarafından beyan edilmiş, mali bilirkişi tarafından da seçenekli olarak hesaplama yapılmıştır.
İncelenen faturalarda dava konusu elbise modelinin 3458 stok kodu ile takip edildiği, 15.02.2022 tarihli satış faturasında elbisenin 450.00-TL + KDV satış fiyatı ile faturalandırıldığı görülmüş, ürünün 300 adet üretildiği varsayıldığında 135.000,00 x 0,15 =20.250,00-TL, 500 adet üretildiği varsayıldığında 225.000,00 x 0,15 = 33.750,00-TL olabileceği hesaplanmıştır.
TTK’da tacir olmaya bağlanan hükümlerden biri “basiretli olma” yükümlülüğüdür (TTKm.18/2). Bu hükme göre, bir tacir faaliyetinde kullanacağı markayı seçerken aynı sektörde üçüncü kişiler adına tescilli/kullanılan bir markanın aynı/benzerini kullanmaması beklenir.
Zararın belirlenmesi, davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacak şekilde geniş olarak yorumlanamayacağı gibi ihlal edeni mükafatlandırır nitelikte de olmamalıdır. Somut olayda davalının tacir olarak kusuru bulunduğundan tazminat hakkaniyete uygun olarak belirlenmelidir. Zira tazminatın gerek elde edilen kazanca gerekse lisansa göre belirlenmesinde sektörün genelindeki parametreler, davacının bilinirlik durumu, markasının zamana göre daralma yada artış göstermesi, ülke ekonomisinin koşulları da taraf ciroları kadar gözetilmelidir. Elbetteki bu açıklanan unsurların bir çoğu bilirkişilerce saptanamadığından bu durumda hakim Borçlar Kanunu’ nun 51. maddesine göre somut olayın özelliklerine, kusurun ağırlığına ve hakkaniyete göre zararı tespit edecektir.
Borçlar kanununun 51/1 maddesinde “Hakimin tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını gözönüne alarak belirleyeceği” , Türk Medeni Kanun’un 4. maddesinde de “Kanun’un takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini yada haklı sebepleri gözönünde tutmayı emrettiği konularda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği” belirtilmiştir.
Somut olaya dönüldüğünde bilirkişi tarafından 300 ve 500 adet ürün üzerinden hesaplama yapılmış ise de yukarıda belirtilen açıklama uyarınca SMK md. 151/2-a kapsamında ortalama olarak 400 adet ürün üzerinden hesaplama yapılmasının hakkaniyete uygun olacağı, fazlaya ilişkin miktarın sebepsiz zenginleşmeye neden olacağı gözetilerek davacının yoksun kaldığı kazanç miktarının takdiren 27.000,00 TL olabileceği değerlendirilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 149. Maddesinin 1-ç bendinde ” Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini” belirtildiği üzere, tasarımdan doğan hakları tecavüze uğrayan tasarım hakkı sahibinin mahkemeden manevi zarar talep edebileceği hüküm altına alındığı, bu madde ve somut olay ele alındığında davacı tasarım hakkı sahibinin tasarımdan doğan haklarına tecavüz edildiği, manevi tazminatın yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmakla, eylemin ağırlığı tecavüze konu tasarım sayısı, paranın alım gücü, hak ve nesafet gözetilerek takdiren 20.000,00 TL manevi tazminatın yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafa ait tasarımın, davalı ürünleri karıştırılmaya sebebiyet verecek derecede benzer olması, tarafların aynı sektörde faaliyet göstermeleri, davalıların bunu bilmemelerinin mümkün olmaması kanaati ile 100,00 TL itibar tazminatın 21/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Tüm bu açıklamalar muvacehesinde toplanan deliller, … 2. Fikri Sınai Hukuk Mahkemesine sunulan …D.İş dosyası, usul ve yasaya uygun hükme esas alınan bilirkişi raporları bir arada değerlendirildiğinde davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek, davalı kullanımlarının davacıya ait tescilsiz tasarım haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, 27.000,00 TL maddi tazminatının 21/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek değişik oranlardaki ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 20.000,00 TL manevi tazminatının 21/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek değişik oranlardaki ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 100,00 TL itibar tazminatının 21/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek değişik oranlardaki ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalıların eyleminin aynı zamanda haksız fiil teşkil ettiği gözetilerek hüküm özetinin kararın kesinleşmesi halinde Türkiye de yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeten birinde masrafı davalıya ait olmak üzere bir defaya mahsus ilanına dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalı kullanımlarının davacıya ait tescilsiz tasarım haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2-27.000,00 TL maddi tazminatının 21/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek değişik oranlardaki ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-20.000,00 TL manevi tazminatının 21/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek değişik oranlardaki ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-100,00 TL itibar tazminatının 21/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek değişik oranlardaki ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye çapında yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde bir kez ilanına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 3.217,40 TL karar harcından peşin ve tamamlama harcı ile yatırılan toplam 919,64 TL’nin mahsubu ile kalan 2.297,76 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-a) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen tecavüz ve haksız rekabet talepleri yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-b) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat miktarı yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-c) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat miktarı yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-d) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen itibar tazminatı miktarı yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen maddi tazminat miktarı yönünden davalı vekili yararına hesap olunan 6.750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan: 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 275,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.275,50 TL’den kabul ve ret oranına göre hesap olunan 2.864,75 TL’si ve 978,94 TL harç (peşin+başvuru+tamamlama) olmak üzere toplam 3.843,69 TL ile … 2.FSHHM … D.İş sayılı dosyasında yapılan 2.500,00 TL bilirkişi ücreti, 11,00 TL posta gideri ve 157,00 TL harç (peşin+başvuru) toplam 2.668,00 TL olmak üzere 6.511,69 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.20/06/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza