Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/392 E. 2022/37 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/392 Esas
KARAR NO : 2022/37

DAVA : Marka Hakkına Tecavüzün Durdurulması, Haksız Rekabetin Önlenmesi, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 31/01/2013
KARAR TARİHİ : 16/03/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkına Tecavüzün Durdurulması, Haksız Rekabetin Önlenmesi, Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; davalının müvekkili ile sözleşme yapmadan ve izin almadan … markalı ürünler üzerinde müvekkiline ait TSE garanti markasını izinsiz olarak kullandığını, bunun marka hakkına tecavüz oluşturduğunu ve müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını” iddia ile markaya tecavüzün durdurulmasını, haksız rekabetin önlenmesini, 6.500,00 TL maddi, 32.500,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini” talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, “davanın zamanaşımına uğradığını … adlı ürünlerin müvekkiline ait olmadığını, bunların … isimli bir kişiden alacağına mahsuben teminat olarak alındığını, satış amacıyla değil teminat amacıyla alınıp muhafaza edildiğini, davanın müvekkiline karşı değil, adı geçen kişiye karşı açılması gerektiğini, müvekkilinin bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememize sunulan 20/02/2014 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; davacı tarafça talep edilebilecek tazminatın tutarının 3.250,00 TL olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan ilk yargılama soncunda, Mahkememizin 2013/26 Esas, 2014/51 Karar ve 18/03/2014 Tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne, dava konusu ürünler nedeniyle davacının marka hakkına davalı tarafından tecavüzün durdurulmasına, davalının haksız rekabetinin önlenmesine, takdiren 3.250,00 TL maddi, 3.500,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Temyiz üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/517 Esas, 2015/1668 Karar ve 11/02/2015 tarihli Bozma İlamı ile 132 sayılı TSE Kuruluş Kanunu ve bu Kanun’un verdiği yetkiye dayanılarak çıkartılan TSE Ürün Belgelendirme Yönergesi hükümlerine göre belirlenecek ücretin iki katına hükmedilmesi gerekirken kararda yazılı gerekçelerle maddi tazminat isteminin kısmen kabulü doğru olmadığından kararın davacı yararına bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya mahkememize yeniden tevzi olunmuş mahkememizin, 2016/60 Esas, 2016/75 Karar ve 26/04/2016 Tarihli kararı ile Mahkememizce verilmiş önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.
Temyiz üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/11-29 Esas, 2021/896 Karar ve 01/07/2021 Tarihli bozma ilamı ile Mahkememiz kararını bozmuştur.
Dosya yeniden mahkememize tevzi olunarak yargılamayı devam olunmuştur.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık 556 sayılı KHK’nın 66/2-c maddesi uyarınca belirlenen maddi tazminat miktarının, davacı tarafından çıkarılan TSE Ürün Belgelendirme Yönergesi gözetilerek iki katına karar verilmesinin gerekli olup olmadığına ilişkindir.
Davalı tarafından satışı yapılan “…” markalı ürünler üzerinde ayrıca davacıya ait “TSE” garanti markasının izinsiz olarak kullanıldığı, bu durumun 556 sayılı KHK’nin 61. maddesi gereğince davacının marka hakkına tecavüz niteliğinde olduğu bozma öncesi yapılan yargılama sonucunda Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş olup, bu hususta yeniden inceleme yapılmamıştır. Bozma sonrası işbu dosya bakımından asıl uyuşmazlık konusu davalının bu eylemi nedeniyle davacı vekili tarafından eldeki davada TSE markasının yıllık kullanım bedelinin (lisans bedeli) TSE Ürün Belgelendirme Yönergesi gereğince iki katının maddi tazminat olarak talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 132 sayılı TSE Kuruluş Kanunu’nun 14. maddesi; “…nün toplanma esas ve usulleri, yönetimi, denetlenmesi, organlarının kuruluş, görev, yetki ve çalışma usulleri ile organ ve üyelerinin görev süreleri, bütçelerinin düzenlenmesi, gelirlerinin toplanması ve sarf şekilleri ile bu kanunun uygulanmasını ilgilendiren sair konular … Yönetim Kurulunca kabul edilecek yönetmeliklerde belirtilir.” hükmünü haizdir. Bu kapsamda olay ve dava tarihi itibariyle davacı Enstitü’nün yönetim kurulu tarafından çıkartılan TSE Ürün Belgelendirme Yönergesi’nin “TSE Marka/Markalarının Sözleşme Akdedilmeksizin Kullanılması” başlıklı 10.5 maddesi; “TSE marka/markalarını sözleşme akdetmeksizin kullanan ya da sözleşmesi herhangi bir nedenle sona erdiği halde TSE marka/markalarını ve/veya belgelerini kullananlar aleyhine; sözleşme akdetmeyerek Enstitü’yü zarara sokmaları sebebiyle Ürün Belgelendirme Merkezi tarafından tüm ilgili dokümanlar Hukuk Müşavirliği’ne bildirilir. Hukuk Müşavirliği’nce ürünle ilgili bir yıllık emsal belge kullanma tavan ücreti tutarının iki katından az olmamak üzere maddi tazminat, kamuoyunu yanıltmak ve haksız rekabete sebep olmak yoluyla Enstitü’yü kamu ve tüketici nezdinde güven kaybına uğratmaktan dolayı talep edilen maddi tazminatın beş katından az olmamak üzere de ek (manevi) tazminat talebi ile hukuki işlemler başlatılır.” şeklinde düzenleme içermektedir.
132 sayılı TSE Kuruluş Kanunu’nun 14. maddesinin yönetim kuruluna verdiği yetkiyle çıkarılan TSE Ürün Belgelendirme Yönergesi, hem Kanun’un ilgili maddesi hem de Yönerge’nin maddeleri gözetildiğinde Enstitü’nün kendi iç ilişkisine yönelik düzenleme niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu kapsamda TSE Ürün Belgelendirme Yönergesi’nin 10.5 maddesi, Enstitü’nün kendi bünyesinde yer alan Hukuk Müşavirliği’ne markaya tecavüz hâlinde talep edilecek maddi ve manevi tazminatın nasıl belirleneceğini gösteren talimatı içermektedir. Bu itibarla TSE Ürün Belgelendirme Yönergesi’nin 10.5 maddesinde yer alan maddi ve manevi tazminatı belirleme yönteminin mahkemeyi bağlaması söz konusu olamayacağından hesaplamanın bu doğrultuda yapılması gerekmektedir.
TSE markasının garanti markası niteliği bulunduğu ve bu hususun başlı başına bir çekim gücü olduğu, ayrıca TSE markasının kullanılmasının ürünün satışında ekonomik bakımdan önemli bir katkısının bulunduğu hususları gözetildiğinde 556 sayılı KHK’nin 66/2 maddesi gereğince belirlenen tazminatın aynı KHK’nin 66/3 ve 67. maddeleri gereğince artırılması gerekeceğine dair Hukuk Genel Kurulu bozma kararı dikkate alındığında, TSE garanti markasının izinsiz kullanılmasının, ürünün (mal veya hizmet) sağlık ve kalite açısından Türk Standartlarına uygun olduğu noktasında tüketiciyi yanıltma kastı içerdiği hususu da gözetilerek 556 sayılı KHK’nin 66/2 maddesi gereğince belirlenen tazminatın, genel hüküm niteliğindeki TMK’nin 4. maddesi ile TBK’nin 51. maddesinin çizdiği sınırlar dahilinde yeniden yapılan hesaplamada, önceki kararda hükmedilen 3250 TL maddi tazminat miktarı ile üst sınır niteliğindeki 6500 TL’nin ortalaması olacak şekilde takdiren 4.875,00 TL maddi tazminat tutarının makul olabileceğine dair mahkememizce kanaat getirilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/11-29 Esas, 2021/896 Karar ve 01/07/2021 Tarihli bozma ilamı doğrultusunda dava konusu ürünler nedeniyle davacının marka hakkına davalı tarafından tecavüzün durdurulmasına, davalının haksız rekabetinin önlenmesine, TMK m.4 ve TBK m.51 uyarınca takdiren 4.875,00 TL maddi, 3.500,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, dava konusu ürünler nedeniyle davacının marka hakkına davalı tarafından tecavüzün durdurulmasına, davalının haksız rekabetinin önlenmesine, TMK m.4 ve TBK m.51 uyarınca takdiren 4.875,00 TL maddi, 3.500,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 572,09 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen tecavüz ve haksız rekabet talepleri yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat miktarı yönünden yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 4.875,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat miktarı yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 3.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen maddi tazminat miktarı yönünden davalı vekili yararına hesap olunan 1.625,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden davalı vekili yararına hesap olunan 3.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan: 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 295,40 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.795,40 TL’den kabul ve ret oranına göre hesap olunan 385,47 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan: 100,50 TL yargılama giderinden (posta gideri) kabul ve ret oranına göre hesap olunan 78,92 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmının davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay Temyiz Yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.16/03/2022

Katip …

Hakim …