Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/391 E. 2021/1 K. 15.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/383 Esas
KARAR NO : 2022/23

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 11/10/2021
KARAR TARİHİ : 28/02/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; müvekkil şirketin TPMK nezdinde tescilli “…” ve “…” markalarının sahibi olduğunu, müvekkilinin …., ….,…, …., …., …., …., …., …. Ve … sınıflarda 01/10/2009 tarihinde başvurusu yapılmış ve 15/07/2011 tarihinde … tescil nolu “… şekil”, …., …., …., …., …., …., …., …., …. ve … sınıflarda 02/10/2009 tarihinde başvurusunun yapılmış ve 15/07/2011 tarihinde … tescil numaralı “…” markalarının sahibi olduğunu, müvekkil şirket sektöründe yasal izin kapsamında faaliyetlerini sürdüren sayılı bahis şirketleri arasında hatırı sayılır bir müşteri kitlesine sahip olduğunu, gün geçtikçe güçlenen belirli bir güvenilirliğe ve tanınmışlığa ulaşmış bir marka olduğunu, davalının markasının TPE nezdinde …. Sınıfta tescilli 24/06/2020 tarihinde başvurusu yapılmış ve koruma altına alınan … tescil numaralı “…” markasını kullandığını, ancak bu markanın müvekkili markası ile ayırt edilemeyecek kadar benzerlik bulunduğunu, müvekkilinin markası ile bağlantı yaparak haksız ve kötü niyetle hareket edip bundan menfaat sağladığını, müvekkiline ait tescilli marka ile davalı markası adı aynı olmakla birlikte davalıya ait marka logosunun renk ve şekil bakımından da müvekkil marka logosuna benzerliği bulunduğunu, davalının markasının 2020 tarihinde tescilinin yapıldığını, müvekkilinin ise 2009 tarihli tescilli marka olduğunu, davalının 10 yılı aşkın süre önce tanınmış statüsünü elde eden müvekkil şirketin marka haklarına saygı duymayıp, müvekkil markası ile faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin tanınırlığından yararlandığını, davalı şirketin müvekkilin markası ile benzer ve iltibas yaratacak nitelikte olan “…” markasının sahibi olup “…” alan adlı internet sitesinin sahibi olduğunu, davalının bu internet sitesi ile müvekkilin markası “…”‘un tanınmışlığı ve bilinirliğinden yararlanarak müvekkilin marka ve isim haklarına tecavüz ettiğini belirterek davalı adına 7. Sınıfta tescilli … numaralı “…” markasının müvekkiline ait markalar ve ünvanlar ile birebir aynı olduğundan, davalıların bu tescili hakkın kötüye kullanılması maksadı ile kötü niyetli yapıldığından tüm eylem ve davranışları ile müvekkilleri ile iltibas oluşturma gayretleri ortada bulunduğundan , iyi niyetli olmayan davranışları ile karışıklığa sebep olduklarından haksız ve kötü niyetle tescil edilen markanın 6769 sayılı SMK kapsamında hükümsüzlüğüne ve sicilden terkine, davalılara ait olan … alan adının müvekkillere ücretsiz olacak şekilde devrine, bunun mümkün olmaması halinde iptaline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin FSEK kapsamında ihlal edilen ve haksız rekabet dolayısıyla uğradığı tüm zararlarının karşılığı olarak 1.000,00 TL maddi tazminat taleplerinin haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 24/02/2022 tarihli dilekçe ile; taraflar arasında 18/02/2022 tarihli sulh protokolü imzalamış olduklarını, protokol uyarınca davalının, dava konusu “…” ibareli markanın ve “…” uzantılı alan adının mahkeme kararı ile davacı şirkete devrine rıza göstermiş olduğu, tarafların birbirlerinden karşılıklı olarak dava masrafları ve vekalet ücreti talebi olmadıkları belirtilmiştir.
Sulh 6100 sayılı HMK’nın 313 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre “Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir. Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.”
Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hâllerinde sulhun iptali istenebilir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde tarafların dava konusu hususunda sulh oldukları, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığı anlaşılmakla dava konusu TPE nezdinde … Sınıfta tescilli 24/06/2020 tarihinde tescil başvurusu yapılmış ve 24/06/2020 tarihi itibariyle … tescil numaralı “…” ibareli markanın ve “…” uzantılı alan adının davacıya devri konusunda sulh olduklarının tespitine, davacının maddi tazminat talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1 -Dava konusu TPE nezdinde … Sınıfta tescilli 24/06/2020 tarihinde tescil başvurusu yapılmış ve 24/06/2020 tarihi itibariyle … tescil numaralı “…” ibareli markanın ve “…” uzantılı alan adının davacıya devri konusunda sulh olduklarının tespitine, bu hususta TPMK’ya müzekkere yazılmasına,
Davacının maddi tazminat talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
2-Tarafların karşılıklı olarak yargılama masrafı talebi olmadığından harç alınmasına yer olmadığına,
3-Tarafların karşılıklı olarak avukatlık ücreti talebi bulunmadığından, davacı ve davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Tarafların karşılıklı olarak yargılama masrafı talebi bulunmadığından, davacı ve davalı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.28/02/2022

Katip

Hakim