Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/376 E. 2022/85 K. 01.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/357 Esas
KARAR NO : 2022/77

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/08/2021
KARAR TARİHİ : 09/06/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil 1973 yılından beridir Türkiye’de ve Avrupa’da faaliyet gösteren, internet üzerinden www …, … ve … uzantılı web sayfaları üzerinden satışlar Yaptığını, aynı zamanda Türkiye’nin neredeyse her şehrinde “…” ve “…” ibareli yüzlerce mağazaları ve bayileri bulunduğunu, kendi ürünlerini piyasaya arz eden, büyük ölçekli ve herkes tarafından bilindiğini, sektörün öncü grup şirketlerden olduğunu, müvekkil firma halihazırdaki ticaret unvanını 12/09/1991 yılında ticaret sicile tescil ettirtiğini, bu tarihten beridir faal olarak faaliyetlerine devam ettiğini, müvekkilin 1993’ten bu yana Türk Patent nezdinde tescil ettirdiği … ve … uzantılı seri markaları bulunduğunu, müvekkile ait … markası tanınmış marka statüsünde olduğunu, müvekkile ait gerek marka gerekse de ticari unvan olarak tescilli … ibaresi davalı firma tarafından ticaret unvanında kullanılarak tescil edildiğini, dava aşamasından önce gönderilen ihtarnameye rağmen terkin işlemi gerçekleştirilmemiş olup unvanın ticaret sicilinden terkini gerektiğini, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa mahkememiz dosyasının ön inceleme tensip tutanağı ile dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup; davalı tarafça davaya cevap verilmemiş, yazılı ve sözlü yargılamaya katılmamıştır.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, TTK ve SMK hükümleri uyarınca, davalı adına ticaret sicil kaydında “…Tic. A.Ş. ” olarak tescilli ticaret ünvanı kullanımlarının davacıya ait … ibareli marka hakkına tecavüz oluşturduğu gerekçesi ile davalıya ait … ibareli ticaret ünvanının ticaret sicilinden terkini istemine ilişkindir.
HMK.nın 266 maddesine göre mahkeme çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Dava Ticaret ünvanının terkini istemine ilişkin olduğundan hakimin hukuki bilgisi ile çözümlenecek nitelikte bulunması nedeni ile bilirkişi incelemesine gerek görülmemiştir.
6769 Sayılı SMK 7/3-(e) hükmü uyarınca “işaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması” marka hakkına tecavüz eder bir kullanımdır. İşaret olarak belirtilen İbare, davacının tecavüz davasına konu markası, ticaret unvanından kasıt ise davalının ticaret unvanıdır. Dolayısıyla eğer davalının ticaret unvanı davacının markasını içeriyor ise, marka tecavüzü oluştuğu sonucuna ulaşılabilecektir. Ancak söz konusu düzenlemenin marka sahibine markasını ticaret unvanı veya işletme adı olarak kullanılmasını koşulsuz olarak yasaklama yetkisi verdiği söylenemez. Bu kullanımın yasaklanabilmesi için kullanımın markanın fonksiyonlarına zarar vermesi veya kullanım sonucunda haksız bir yararlanmanın söz konusu olması gerekir. SMK’nın mehazı olan AB Yönergesi’nin ilgili madde gerekçesinde de yasaklama yetkisi, markanın fonksiyonlarına zarar verilmesi halinde benimsenmiştir. [(Cahit SULUK, Temel NAL) Rauf KARASU, Fikri Mülkiyet Hukuku, Ankara, 2017, s. 213-214].
Bu bilgiler ışığında yapılan değerlendirme sonucunda, davalı şirketin ticaret ünvanını 24/07/2020 tarihinde tescil ettirdiği, davacı adına tescilli … ibareli seri markanın ise TPMK nezdinde ve yargı kararları ışığında tanınmış marka olarak tescil edildiği, davalının ticaret ünvanı kaydının davacının marka tescilinden sonra olduğu görülmüştür. Her ne kadar marka tescili ile ticaret ünvanı tescili farklı hukuki sonuçlar barındırsa da markanın da tescil edildiği tarihten itibaren aleniyet kazanacağı, davalının bu durumu bilemediği ve/veya bilemeyecek durumda olduğunun düşünülmesinin TTK md. 18 uyarınca basiretli tacir ilkesi gereği hayatın olağan akışına aykırılık oluşturacağı, davacıya ait marka tescil belgelerinden görüldüğü üzere “mutfak gereçleri, çatal kaşık bıçaklar, tencereler, elektrikli mutfak gereçleri, ev tekstili ürünleri, mobilyalar, dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar, halı, kilim, yolluk, pike, paspas, bornoz, perde, nevresim, çarşaf” gibi emtiaları kapsayan 7,8,11,20,24,27,35 ve 37. Sınıflarda tescilli oldukları, … Ticaret Sicil Müdürlüğünün 290/09/2021 tarihli yazı cevabında davalı şirketin, şirketin amaç ve konu başlıklı genel kurul kararından da görüldüğü üzere davacıya ait tescilli marka konulu ürün ve hizmet sınıfları ile amaç ve konu başlıklı davalıya ait ürün ve hizmetlerin birbiri ile çakıştıkları, aynı mal ve hizmet sınıflarını kapsadıkları, bu nedenle kullanımların hukuka uygun olamayacağı, davacı adına tescilli tanınmış marka ile davalı kullanımlarının aynı faaliyet alanlarını kapsadığı, davalı kullanımlarının tescilli, tanınmış markaya zarar vereceğinin kaçınılmaz olduğu gözetilerek davalıya ait ticaret ünvanının terkini koşullarının somut olay bakımından gerçekleştiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalıya ait ticaret unvanında yer alan “…” ibaresinin ticaret sicilinden TERKİNİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 80,70 TL karar harcından peşin yatırılan 59,30 TL’nin mahsubu ile kalan 21,40 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan: 94,20 TL posta gideri ve 118,60 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 212,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/06/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza