Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/375 E. 2022/122 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/375 Esas
KARAR NO : 2022/122

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 27/09/2021
KARAR TARİHİ : 07/10/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkil …, uzun yıllardır sinema sektöründe faaliyet gösteren son yıllarda da “…”, “…” ve “…” isimli filmlerin yapımcılığını gerçekleştirdiğini, sektörde sevilen ve saygı duyulan bir sinema yapımcısı olduğunu, filmler üzerindeki mali haklar ise, davalı … tarafından kullanılmakta olduğunu, söz konusu sinema filmleri üzerindeki umuma iletim hakkını radyo-TV, uydu ve kablo gibi telli veya telsiz yayın yapan kuruluşlar vasıtasıyla veya dijital iletim de dahil olmak üzere işaret ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla yayınlamak, yayınlanması için lisans vermek suretiyle kullandığını, …’ın bahsi geçen filmlerdeki yapımcılık faaliyetinin ağırlığı, davalı tr 40 33 anonim şirketi müvekkil’e fsek m.80 kapsamında “uygun bedel” ödemekle yükümlü olduğunu, söz konusu üç filmin umuma iletimleri çeşitli mecralarda gerçekleştirildiğini ve FSEK m.80 “Fonogramlara tespit edilmiş icraların ve filmlerin, her ne suretle olursa olsun umuma iletilmesi halinde, bunları kullananlar, eser sahiplerinin yanısıra, icracı sanatçılara ve yapımcılara veya ilgili alan meslek birliklerine de bu kullanımlara ilişkin uygun bir bedeli ödemekle yükümlüdürler” hükmü uyarınca “…”, “…” ve “…” sinema filmlerinin yapımcısı olan müvekkil …’a, bu filmlerin umuma iletimlerinde kullananlardan olduğunu, davalı …’nin “uygun bedel ödeme” yükümlülüğü kapsamında şimdilik 15.000,00 TL bedeli ödemesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın usule aykırı, haksız ve mesnetsiz davasının arabuluculuk dava şartı eksik olduğuna karar verilerek, tamamlanması için arabuluculuk kanunu md. 18/a hükmü gereği davacıya süre verilerek aksi halde bu sebeple dava şartı noksanlığından davanın usulden reddi gerektiğini, belirsiz alacak davası açılmasında HMK md. 107 hükmüne göre sebepler oluşmadığının kabul edilerek davacıya talep etmekte olduğu 10 milyon tl için beyanda bulunmasının HMK md. 107/2 hükmü gereğince karar verilmesine aksi halde dava bedelinin 10 bin tl olarak belirlenmesini, dava değerinin 10 milyon tl olarak belirlenmesi halinde eksik harç yatırılmadığı halde davanın usulden reddini, aktif dava husumeti olmayan ve yapımcı sıfatına ilişkin bir tespit talebi de olmayan davacının tazminat taleplerinin HMK gereğince sıfat yokluğundan usulden reddini, davacı yapımcılık sıfatının tespitini talep etmekte ise talep sonucu belli olmayan davalının bu eksikliği gidermemesi halinde HMK.199 hükmü gereğince davanın usulden reddini, davanın görevsiz mahkemeden açılmasından dolayı usulden reddini, davacının gerek tazminat taleplerinin çeşitlenmesi gerekse FSEK hangi tazminat hüküm talebine dayandığı açık olmadığından talebin açık olmaması karşısında fikri haklar hususunda tahkikat yapılmaya elverişli talep eksikliğinden, sorumlululuğun hangi madde kapsamında talep edildiği açık olmadığından HMK md. 199 hükmü kapsamında davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesi gerektiğini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini savunmuştur.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, davacının FSEK md. 80 uyarınca “…”, “…” ve “…” isimli sinema filmlerinin yapımcısı olduğu iddiasına dayalı mali hak ihlaline dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı yan görev itirazında bulunmuş mahkememizce de öncelikli olarak bu husus ele alınmıştır.
Görev hususu HMK 114 1-c maddesi uyarınca dava şartlarından olduğundan mahkemece davanın her aşamasında re’sen göz önünde bulundurulması gereken hususlardandır.
Mahkememiz ihtisas mahkemesi olup, 5846 sayılı Yasa’nın 76.maddesinde açıkça belirtildiği üzere; Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun düzenlediği hukuki ilişkilerden doğan davalara, SMK ile düzenlenmiş olan marka, patent, tasarım gibi uyuşmazlık konusu davalara bakmakla görevlidir. (Bu yönde Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2014/3102-5641 sayılı 11/04/2014 tarihli kararı “5846 sayılı FSEK’in 1.ve 1/A maddelerinde amaç ve kapsamı düzenlenmiş olup, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahiplerinin ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek, öngörülen esas ve usullere aykırı yararlanma halinde yaptırımları tespit etmektir.”)
Taraflar arsında görülen … 33. İş Mahkemesinin … Esas, … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, … 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, … 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas ve … CBS … Sr. Numaralı dosyaları celp edilmiş ve incelenmiştir.
Dosya kapsamında sunulan deliller ve diğer dava dosyalarının incelenmesinde davacı ile davalı arasında 02/05/2016 tarihinde Belirsiz Süreli İş Sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin GÖREVLER başlıklı 5. Maddesinde, “Personel, zaman zaman İşveren’in tespit edeceği yer ve ofislerde, İşveren’in vereceği görevleri ifa edecektir. Personel İşveren’in hak ve menfaatlerini korumak için elinden gelen her türlü çabayı göstereceğini ve tüm mesaisini İşveren’in işi ve işlerine hasredeceğini kabul ve taahhüt eder. Personel, Sözleşme ile üstlendiği görevlerini dalma Türkiye’de yürürlükte olan ilgili mevzuata, İşveren’in emir ve talimatlarına uygun bir şekilde ifa edeceğini kabul eder. İşveren, işlerin verimli bir şekilde ifası için gerekli gördüğü hallerde İç Yönetmelik ve Tüzüklerinde değişiklikler yapabilir ve Personet’i bu değişikliklerden en kısa zamanda haberdar eder. Personel, görev nedeniyle, İşveren’in gerekli gördüğü yerlere ve belirlenen süre içerisinde, İşveren’in seyahat kuralları çerçevesinde seyahat etmeyi peşinen kabul ve taahhüt eder.” demektedir. Yine sözleşmenin FİKRİ ve SINAİ MÜLKİYET HAKKI başlıklı 12. Maddesinde, “Personel’in, iş sözleşmesi ile bağlı olarak çalışırken, işin mahiyeti gereği büyük ölçüde deneyim ve çalışmalarına dayanan teoriler, metotlar; zihni, ücari ve oyun faaliyetlerine ilişkin plan, usul Ve kurallar; edebiyat ve sanat eserleri, bilim eserleri, estetik niteliği olan yaratmalar; bilginin derlenmesi, düzenlenmesi, sunulması ve iletilmesi ile ilgili teknik yönü bulunan/bulunmayan usuller işi çerçevesinde yaptığı buluşlar, buluş niteliği taşımayan teknik iyileştirme teklifleri, işletmede yükümlü olduğu faaliyeti gereği gerçekleştirdiği veya iş ilişkisini işverenin gösterdiği belli bir işle ilgili olarak yerine getirmekle yükümlü olduğu kreatif hususlar olarak kabul edilir.
Personel, tüm mesalsini ve faaliyetini İşveren’e hasredecek olup, İşveren’in açık yazılı muvafakatini almadıkça fikri ve bedeni faaliyetinin mahsulü olan eser, haber, röportaj, resim, karikatüir, fotoğraf, sinema v.s, gibi bilcümle hususları İşveren’den başkasına devredemez; kullanılmasını veya neşrini terk edemez, ruhsat veremez. İşveren’in kurumsal kimliğinde etkili bulunan her türlü logo ve slogan söylem ile çalışma süresince geliştirdiği çalışmaların, kullanıldığında İşveren’ çağrıştıran görüntü, grafik, logo, müzik ve söylemlerin tüm mali haklarının İşveren’e ait olduğunu ve bu ürünleri başkaca kuruluşlara taşımamayı kabul, beyan ve taahhüt eder.
İşveren için görev esnasında Personel tarafından yeni bulunan veya oluşumunda görev alınan her türlü yeni fikir ve buluşlar için bağlı bulunan yönetici bilgilendirmelidir. Personel göreve devam ettiği sürece yeni oluşumlarla vücuda getirilen eser hizmet sonucudur, serbest eser niteliğinde sayıimaz. İlgili telif kaydı, eser işletme belgesi alınması, marka ve patent tescili veya telif hakları ile ilgili her türlü bilgi ve belge İşveren’n ilk talebini takiben derhal teslim edilecektir. Personel’n fikri çaba sonucu yarattığı ürünlere ilişkin çalışmalarına ilişkin ücreti asıl ücretin içerisinde olup, ayrıca ücretlendirilmez. Personel, bu hususa peşinen muvafakat eder.” demektedir.
Taraflar arsında imzalana sözleşme hükümleri, dosyada mübrez SGK kayıtları dikkate alındığında davacının, davalı şirkete bağımlılık unsuru ile çalışan bir personel olduğu anlaşılmaktadır. Yine dosyamız arasına alınan … 33. İş Mahkemesinin … Esas dosyasında davacı işbu dosya davacısının davalı şirket nezdinde 23/06/2016 tarihinden 01/03/2021 tarihine kadar …Meslek Kodu altında net 30.000 TL Aylık Ücret ile “Sinema Yapımcısı” görevinde çalıştığına dair beyanda bulunduğu görülmüştür. Yine dosyamız arasına alınan … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davalının/ işbu dosya davacısının davalı şirkette Ceo olarak çalştığını, hem yapımcılık hem de şirket yönetiminde sorumlu olduğuna dair beyanlarda bulunduğu görülmüştür.
Davacı taraf FSEK md. 80 bağlamında sinema filmi yapımcısı sıfatını taşıdığını iddia etmektedir. Bu hususta mevzuat ve doktrine kısaca değinmek gerekirse, Sinema filmi yapımcısı, bir filmin çekilmesi için gerekli koşulları sağlayan kişidir. Yapımcı bir projeyi/bir fikri/ bir film öyküsünü ya da senaryoyu filme almaya karar verir, işi başlatır, koordine eder, filmin finansmanı için bütçe sağlar, personeli işe alır ve ayarlar. Yapımcı filmin başından sonuna dek film çekiminin her aşamasında karar sahibidir. Yapımcı ürettiği filmin gelir getirici yönde pazarlanmasını sağlar. Öte yandan Yapımcı’ya film üretimi esnasında bir “yapım ekibi” hizmet verir. Filmin üretiminde aldıkları yer ve görevler üzerinden bu kişilere de çeşitli isimler takılır; Yürütücü Yapımcı, Uygulayıcı yapımcı, Yapım Amiri, Yapım Koordinatörü, idari yapımcı ya da genel yapım sorumlusu gibi. Bu yapım görevlileri Yapımcı adına çalışarak bir filmin gerçekleştirilmesi için yapımcıya yardımcı olurlar. Ancak bu kişilerin eser üzerinde mali ya da fikri hakları yoktur.
Somut olayımızda da yukarıda ifade edildiği üzere iş sözleşmesi ve davacının kendi beyanları ile görev tanımının idari yapımcı ya da genel yapım sorumlusu şeklinde yapımcı adına bir filmin gerçekleştirilmesi için yardımcı pozisyonda olan kişilerden olduğu anlaşılmaktadır. Davacının eser üzerinde mali haklarının bulunmadığı, 02.05.2016 tarihli sözleşmenin davalı ile davacı arasında bir iş sözleşmesi olarak düzenlendiği, sektörel uygulamalar ve işleyiş dikkate alındığında, bir “ortak yapım sözleşmesinin” esaslarını taşımadığı, davacının FSEK md.80 bağlamında yapımcı olarak değerlendirilmeyeceği , sektörel işleyişte yapımcının film ile alakalı olarak eser sahipleri ve icracı sanatçılarla devir anlaşmaları yapan konumda bulunduğu, davacının bu tür bir sözleşmesel konumunun olmaması nedeniyle bu bakımdan da FSEK md. 80 bağlamında yapımcı sayılamayacağı, bu doğrultuda, davacının, “eserin ilk yapımcısı”na tanınan FSEK tarafından tanımlanan bağlantılı hak sahipliği sıfatına sahip olmadığı, diğer bir deyişle, davacının FSEK md.80 hükmü anlamında bağlantılı hak sahibi olmadığı; yapımcı sıfatının bulunmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2015/21-139 Esas, 2018/316 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere hizmet Akdi kapsamında, FSEK’ten kaynaklanmayan işçi işveren arasındaki uyuşmazlıklara bakma görevinin İş Mahkemelerine ait olacağına ilişkin hüküm uyarınca iş veren direktifi altında yapılan faaliyetin yapımcılık sıfatı kazandırmayacağına dair somut olay bakımından yapılan değerlendirme sonucu taraflar arasındaki davada 5846 Sayılı Yasadan kaynaklanan bir hakkın varlığı, yokluğu veya ihlale ilişkin bir uyuşmazlığın bulunmadığı, uyuşmazlığın ayrıntılı olarak açıklandığı üzere iş sözleşmesinden kaynaklandığı, bu meyanda davalı yanın itirtazları haklı görülerek mahkememizin görevli olmadığı sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın görev yönünden reddine, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Dosyanın talep halinde görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 20.maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesini mütaekip iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi İş Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.07/10/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸