Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/361 E. 2023/61 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/361 Esas
KARAR NO : 2023/61

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli), Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Manevi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 08/09/2021
KARAR TARİHİ : 28/02/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli), Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Manevi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … Aş’nin 35 yılı aşkın bir süredir sahibi bulunduğunu, … markalı spor ayakkabıların ticaretini yaptığını, tanınmış … markasının yurt içinde ve Avrupa Topluluğu da dahil birçok ülkede tescilli olduğunu, müvekkilinin her sezon 350’den fazla model spor ayakkabıyı tüketicilerin beğenisine sunduğunu, müvekkilinin kendi adına tescilli sayısız tasarım ve markası bulunduğunu, müvekkilinin bu faaliyetleri için gerekli personeli çalıştırıp gerekli her türlü yatırımı yaptığını, davalı şirketin, müvekkili şirket adına 01.09.2019 tarihinden itibaren TPMK nezdinde tescilli bulunan ve müvekkilinin 2020 tarihli ilkbahar yaz kataloğunda da yer alan … çoklu tescil kapsamında 7.1 sırasındaki … model nolu spor ayakkabı tasarımının birebir aynısını kullandığını, taklit ettiğini, e-ticaret siteleri de dahil olmak üzere her türlü mecrada satışını yaptığını, davalı tarafın internet sitesinden söz konusu taklit ayakkabının satın alındığını, davalının taklit ürünün e-ticaretini yaptığı bazı sitelerin olduğunu, davalı şirketin, müvekkili şirketin itibar ve tanınmışlığından haksız surette yararlanarak kazanç elde ettiğini, müvekkilinin haksız kullanım nedeniyle müşteri ve gelir kaybına uğradığını, bu durumun SMK hükümlerine açıkça aykırılık teşkil ettiğini, … 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti talepleri olduğunu, 17.05.2021 tarihli bilirkişi tespit raporunda müvekkiline ait … marka tescilli tasarım ile davalıya ait … markalı spor ayakkabının bilgilenmiş kullanıcı nezdinde yarattığı genel izlenimin benzer olarak algılandığının teknik olarak tespit edildiğini, davalı fiilinin hem haksız rekabet hem de tasarım hakkına tecavüz oluşturduğunu, bu nedenlerle müvekkilinin sınai mülkiyet hakkına tecavüz oluşturan davalı fiillerinin tespiti ve önlenmesinin yanı sıra SMK nun 151.2/b hükmü çerçevesinde müvekkilinin fiili kaybı ve yoksun kalınan kazançtan kaynaklanan zararı bulunduğundan, davalının elde ettiği net kazancın hesaplanarak belirsiz alacak davası şeklinde ve sonradan arttırılmak üzere şimdilik 3.000 TL maddi, 2.000 TL manevi tazminat talep ettiklerini, haksız rekabet ve tecavüz tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankası kısa vadeli kredilere uygulanan avans faiz oranından aşağı olmamak üzere temerrüt faizi ile birlikte tahsiline, dava harç ve masraflar ile avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun yıllardır ayakkabıcılık sektöründe faaliyet gösterdiğini, marka ve patent hakları kendisinde bulunan … Markası ile üretim ve satış yaptığını, müvekkili davalının haksız marka tecavüzü isnadı yönünden herhangi bir fiilinin bulunduğunu kabul etmemek kaydı ile davacının kendi adına tescilli markasının taklit edildiği iddiasının gerçeğe ve hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen üzerinde …yazılı ürünlerin davacı adına tescilli marka ile herhangi bir benzerliği bulunmadığını, … isminin davacıya ait … markasını çağrıştırır herhangi bir anlamı ya da niteliği de olmadığını, taklit edilme ve iltibas iddiasına dayanan davacının siyah ve sarı renkten oluşan markasına göre “…” ismi oldukça alakasız renklerden, beyaz ve maviden oluştuğunu, davalının taklit edildiği iddiası ile dosyada belirttiği müvekkiline ait internet sitesinde satılan ayakkabılar üzerindeki, renk, detay ve işlemelerin davacıya ait marka ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, davacıya ait … markası ile hiçbir benzerlik ya da taklit vasfi taşımayan, davalı müvekkilinin internet sitesinden satılan ayakkabıların taklit ürün olduğunu iddia etmenin hukuka ve gerçeğe aykırı bir iddia olduğunu, davacı tarafın ıslah dilekçesinde belirtilen 30.000 TL lik maddi tazminat talebinin haksız, fahiş ve hukuka aykırı olduğunu, davacının haksız rekabet ve tasarım hakkına tecavüz iddiaları da dosya kapsamında ispattan yoksun olduğunu, TTK’da haksız rekabet hallerinin net şekilde belirtilmiş olmasına karşın dosya kapsamında haksız rekabet iddiasını destekler herhangi bir olgu bulunmadığını, belirtilen cevap ve itirazları doğrultusunda müvekkili davalı firma ile hiçbir illiyet bağı bulunmayan iddiaların mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğunu, öncelikle usul yönünden, aksi halde esas yönünden davanın reddini talep etmiştir.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliler toplanmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememize sunulan 26/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; Davalının “…” markası altında satışını gerçekleştirdiği spor ayakkabısı ile davacının …numaralı tasarım ve ürünü arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları’ durumunun Bilirkişi Raporu ile tespit edildiği, Davalının 2020 ve 2021 yıllarına ait dosyaya sunduğu mizan değerlerinde toplam satış tutarlarının göründüğü, dava konusu ürüne ait satışların ayrıştırılamadığı, Davalının 2019-2020 ve 2021 gösterir Kurumlar Vergisi Beyannamelerinin Büyükçekmece Vergi Dairesi’nden müzekkere ile dosyaya alındığı, bu beyannameler ekindeki Gelir Tablosu bilgileri doğrultusunda davalının 2019 yılı için %51, 2020 yılı için %50 ve 2021 yılı için %28 oranında kar Marjı elde ettiği, Davacının SMK 151/2-b maddesi uyarınca tazminat talebinin mevcut olduğu, mezkur hüküm çerçevesinde tazminatın tespitinin mümkün olmaması durumunda maddi tazminat taleplerinin TBK 50/2 maddesi uyarınca hakkaniyete uygun olarak belirlenmesini talep ettiği, dava konusu ürüne ait satış bilgisinin dosya münderecatındaki bilgi ve belgelerden tespit edilememesi nedeniyle maddi tazminat hesabının yapılamadığı, maddi manevi tazminat takdir yetkisinin Sayın Mahkemeye ait olduğu, görüş ve kanaati bildirilmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, davalı kullanımlarının davacıya ait … tescil numaralı tasarım hakkına tecavüz edip etmediği ile bunun önlenmesi. Durdurulması, maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
TPMK kayıtlarının incelenmesinde, davacıya ait … numaralı tasarımın ayakkabı tasarımı olduğu, 01/09/2019 tarihinde tescil edildiği görülmüştür.
6769 sayılı yasanın “Tasarım hakkına tecavüz sayılan fiiller” başlıklı 81. Maddesi; “(1)Aşağıda belirtilen fiiller tasarım hakkına tecavüz sayılır: a)Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak. b)Tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek. c)Tasarım hakkını gasp etmek. (2)Başvuru, 65 inci maddeye göre tescil edilerek yayımlandığı takdirde, tescil sahibi, tasarım hakkına yönelik olarak bu maddede sayılan tecavüzlerden dolayı hukuk davası açma hakkına sahiptir. Tecavüz eden, başvurudan ve kapsamından haberdar edilmişse başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir. (3)Koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün, ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, bu maddede sayılan fiilleri tasarım hakkına tecavüz olmaktan çıkarmaz. (4)Tescilsiz tasarımlar için, tasarım 57 nci maddeye göre kamuya sunulduğu takdirde, hak sahibi, tasarım hakkına yönelik ihlallerden dolayı dava açmaya yetkilidir.” hükümlerine amirdir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
… 1 Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyası üzerinden alınan teknik bilirkişi raporunda davacıya ait …numaralı tasarım ve ürün ile davalıya ait ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu nedenle benzer olarak algılandıkları sonucuna varılmakla tasarım hakkına tecavüz koşullarının oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Tazminat Talepleri Bakımından Yapılan İnceleme
6769 sayılı SMK’nun 151.maddesine göre; “(1) Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. (2) Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır:
a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir.
b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç.
c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.
(3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
(4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir.” hükmü amirdir.
Davacı tazminat seçim yöntemini 6769 sayılı SMK 151/2-b kapsamında talep etmiştir.SMK m. 151’de elde edilen net kazanca, yani kâra vurgu yapıldığı görülmektedir. Böylece Mütecavizin tecavüz fiiliyle ortaya çıkan brüt kazancı değil, maliyetlerin elde edilen gelirden düşürülmesiyle kalan net kazancın iadesi esas alınır.
Davalı tarafça mahkemeye sunulan 22/09/2022 tarihli ara karar uyarınca 2019 tarihinden dava tarihine kadar olan döneme ait ticari defter ve kayıtların muhasip bilirkişi tarafından incelenmesi neticesinde 2020 ve 2021 yıllarına ait net satış gelirlerinin tespit edildiği ancak davaya konu … markası ile satışa sunulan spor ayakkabı modelinin, davalının mizanında spor ayakkabı kalemi gelir unsuru olarak yer almakla dava konusu ürüne ait satış tutarının toplam spor ayakkabı satışları içerisinden ayrıştırılmasının mümkün olmayacağı, davalının kar marjının 2019 yılında 0,51- 2020 yılında 0.50 – 2021 yılında ise 0.28 olduğu tespit edilmiş, ancak yoksun kalınan kazanca ilişkin bir hesaplama yapılamamıştır.
Marka Hukukundan kaynaklanan davalarda, tazminat taleplerinin incelenebilmesi bakımından çoğu zaman defter incelemesinde ürünlerin alt gruplarının bulunmadığı, faturalarda ürün isimlerinin yer almadığı, elde edilen kazançlarda markanın etkisinin ne miktarda olabileceğinin tespitinin güç olduğu bilinen bir gerçek olup, bu husus yargılamada karışıklıklara sebebiyet vermekte, hesaplamanın yapılmasını oldukça güç bir hale sokmaktadır.
Her ne kadar bilirkişi raporunda tazminat hesaplamasına yarar bir tespitte bulunulmuş ise de tecavüzün tespitine dair yukarıda yapılan değerledirmeler sonucunda mahkemece uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekeceğine ilişkin emsal Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları dikkate alındığında bu hususta eldeki bilgi ve belgeler ışığında bir karar verilmesi gerektiği de izahtan varestedir.
TTK’da tacir olmaya bağlanan hükümlerden biri “basiretli olma” yükümlülüğüdür (TTKm.18/2). Bu hükme göre, bir tacir faaliyetinde kullanacağı markayı seçerken aynı sektörde üçüncü kişiler adına tescilli/kullanılan bir markanın aynı/benzerini kullanmaması beklenir.
Zararın belirlenmesi, davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacak şekilde geniş olarak yorumlanamayacağı gibi ihlal edeni mükafatlandırır nitelikte de olmamalıdır. Somut olayda davalının tacir olarak kusuru bulunduğundan tazminat hakkaniyete uygun olarak belirlenmelidir. Zira tazminatın gerek elde edilen kazanca gerekse lisansa göre belirlenmesinde sektörün genelindeki parametreler, davacının bilinirlik durumu, markasının zamana göre daralma yada artış göstermesi, ülke ekonomisinin koşulları da taraf ciroları kadar gözetilmelidir. Elbetteki bu açıklanan unsurların bir çoğu bilirkişilerce saptanamadığından bu durumda hakim Borçlar Kanunu’ nun 51. maddesine göre somut olayın özelliklerine, kusurun ağırlığına ve hakkaniyete göre zararı tespit edecektir.
Borçlar kanununun 51/1 maddesinde “Hakimin tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını gözönüne alarak belirleyeceği” , Türk Medeni Kanun’un 4. maddesinde de “Kanun’un takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini yada haklı sebepleri gözönünde tutmayı emrettiği konularda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği” belirtilmiştir.
Somut olaya dönüldüğünde davalının tacir olarak kusuru bulunduğundan tazminat bakımından sorumluluğunun da doğduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında, davalı kullanımlarının sabit olması, ihlal süresi, kullanılan mecra ve bilirkişi raporundaki tespitler, TBK md. 50,51 hükümleri dikkate alındığında 15.000 TL’nin somut olay özelinde makul sayılabileceği, davacının sebepsiz zenginleşmesine sebebiyet verecek bir tutar olmadığı gözetildiğinde hak ve nesafet kurallarına göre maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı manevi tazminat da talep etmiştir. Manevi tazminat yönünden marka hakkına yapılan tecavüzün niteliği, ,davacının manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp durumu, manevi tazminatın amaç ve içeriğine, hak, nesafet ve adalet ilkesine keza manevi tazminatın, maddi bir zenginleşme talebinden çok manevi tatmine yönelik bir talep olması, dolayısıyla somut olaya göre davalının davacı tasarım hakkına tecavüz teşkil edecek şekilde izinsiz olarak kullandığı ,dolayısıyla eyleminde kusurlu olduğu dolayısı ile 2.000- TL manevi tazminatın uygun olabileceği kanaatine varılmış, tüm dosya kapsamı alınan bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kısmen kabulüne dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalı kullanımlarının davacıya ait … çoklu tescil kapsamında… numaralı tasarım hakkının tecavüz oluşturduğunun tespiti ile bu tecavüzün önlenmesine, durdurulmasına,
2-15.000,00 TL maddi tazminatın 17/05/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-2.000,00 TL manevi tazminatın 17/05/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 1.161,27 TL karar harcından peşin yatırılan 547,39 TL’nin mahsubu ile kalan 613,88 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tespit talebinin kabulü nedeni ile davacı lehine hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maddi tazminatın kısmen kabulü nedeni ile davacı lehine hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maddi tazminatın kısmen reddi nedeni ile davalı lehine hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca manevi tazminat talebinin kabulü nedeni ile davacı lehine hesaplanan 2.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan: 1.250,00 TL bilirkişi ücreti, 195,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.445,50 TL ve 606,69 TL harç (peşin+başvuru+ıslah) olmak üzere toplam 2.052,19 TL yargılama giderinin davanın kabul/red oranına göre hesaplanan 1.090,22 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı tarafça yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
11-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.28/02/2023

Katip
¸

Hakim
¸