Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/319 E. 2022/69 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/301 Esas
KARAR NO : 2022/49

DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/04/2021
KARAR TARİHİ : 07/04/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalılardan … A.Ş. Arasında imzalanmış olan … Lisans Satış sözleşmesi kapsamında davalı … şirketine 18 adet yazılım lisansı sağlandığını, ancak … 15. Sulh Hukuk Mahkemesinin …D. İş sayılı dosyası ile davalı şirketlere ait adreste yapılan delil tespitinde “148 adet ürün lisansının kullanıldığı ve 130 adet kullanımın lisan miktarını aştığı” tespitinin yapıldığını, diğer davalı şirket … A.Ş. Aynı adresi kullanmakta olduğunu, yapılan delil tespitinde “… üzerinden yapılan teknik incelemede 14 adet ürün lisansının kullanıldığını, bu kullanımın herhangi bir hakka dayanmadığını, usulsüz kullanım niteliğinde olduğunun tespit edildiğini, müvekkile ait programı gerek lisans sözleşmesini aşarak gerekse herhangi bir sözleşme ve izne tabi olmaksızın bilgisayarlarında kullanan davalıların işi ve faaliyet alanları gereği bu programdan haksız kazanç elde ettiklerinin aşikar olduğunu, bu durum aynı zamanda müvekkilin mali haklarına tecavüz niteliği taşıdığını, tüm bu nedenlerle haksız eylem tarihinden itibaren şimdilik 10.000,00 TL ticari faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; davada ileri sürülen talep ile davacı tarafından arabuluculuk başvurusunda ileri sürülen talep ile uyuşmadığını, bu sebeple de geçerli bir arabuluculuk başvurusunun varlığından söz edilemeyeceğini, öncelikle davanın bu sebeple reddini gerektiğini, belirlenebilir kalemlere dair taleplerin, sembolik rakamlar üzerinden belirsiz alacak davası olarak ileri sürülmesinin kabul edilemeyeceğini, huzurdaki davada, davacı … ltd. şti.’nin aktif husumet ehliyetinin olmadığını, davanın husumet yokluğundan reddini talep ettiklerini, müvekkil şirket uyuşmazlık konusu hiçbir fikri hakka tecavüz etmediğini, davacının müvekkil şirketin fikri hakları ihlal ettiğine ilişkin mesnetsiz iddia ve taleplerinin tamamına itiraz ettiklerini, davaya dayanak olarak gösterilen delil tespiti dosyasında düzenlenen bilirkişi raporu bu davada delil olarak kullanılamayacağını, bilirkişi raporu tanziminin dayanağını oluşturan delil tespiti kararı hukuka aykırı olduğunu, delil tespiti dosyasında hazırlanmış olan bilirkişi raporu tarafsızlık ve bağımsızlığı hususunda ciddi şüphe bulunan bilirkişilerce usulsüz ve hukuka aykırı bir şekilde gerçekleştirilen incelemeye istinaden tanzim edilmiş olduğu için de içeriğinin kabul edilmesi ve huzurdaki davada delil olarak kullanılmasının asla mümkün olmadığını, delil tespiti dosyasında görevlendirilen bilirkişilerin konuyu inceleme yönteminin de hatalı olduğunu, hazırlanan bilirkişi raporunda hatalı incelemeler yapılarak hatalı sonuca varıldığını, bu sebeplerle de dikkate alınmasının mümkün olmadığını, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacak olması ve dava şartlarının mevcut olmaması nedenleriyle davanın usulden reddini, davanın esasına girilmesi halinde öncelikle aktif husumet yokluğu ile haksız ve hukuki dayanaktan yoksun, hiçbir dayanağı olmayan davanın her halükarda esastan reddini, tüm yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; davada ileri sürülen talep ile davacı tarafından arabuluculuk başvurusunda ileri sürülen talep uyuşmadığını, bu sebeple de geçerli bir arabuluculuk başvurusunun varlığından söz edilemeyeceğini, öncelikle davanın bu sebeple reddi gerektiğini, davada, davacı … ltd. şti.’nin aktif husumet ehliyetnin olmadığını, davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davacı taraf tecavüzün ref’i davası açarak telif tazminatı talep ettiğini, bu talep usule ve yasaya aykırı olduğunu, tecavüzün ref’i davasının açılması için yasada aranan koşullar mevcut olmadığını, müvekkil şirket uyuşmazlık konusu hiçbir fikri hakka tecavüz etmediğini, davacının müvekkil şirketin fikri hakları ihlal ettiğine ilişkin mesnetsiz iddia ve taleplerinin tamamına itiraz ettiklerini, huzurdaki davaya dayanak olarak gösterilen delil tespiti dosyasında düzenlenen bilirkişi raporu bu davada delil olarak kullanılamayacağını, bilirkişi raporu tanziminin dayanağını oluşturan delil tespiti dosyasında müvekkil şirket taraf olmadığını, müvekkil şirketin kayıtları üzerinde bir inceleme yapılmadığını, bu sebeplerle de dikkate alınmasının mümkün olmadığını, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacak olması ve dava şartlarının mevcut olmaması nedenleriyle davanın usulden reddini, davanın esasına girilmesi halinde öncelikle aktif husumet yokluğu ile haksız ve hukuki dayanaktan yoksun, hiçbir dayanağı olmayan davanın her halükarda esastan reddini, tüm yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık FSEK’ten kaynaklanan eser sahipliğine ilişkin md. 68 uyarınca maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesinin incelenmesinde davacının davalı … ile imzalamış olduğu lisans sözleşmesi kapsamında davalıya 18 adet yazılım lisansı sağladığı, davalı şirketlere ait adreslerde … 15. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasından yapılan tespitler sonucu, 148 adet ürün lisansının kullanıldığı ve 130 adet kullanımın lisans miktarını aştığının tespit edildiği, diğer davalı firma tarafından da 14 adet ürün lisansının kullanıldığı ve bu kullanımların herhangi bir hakka dayanmadığına dair iddialarda bulunulduğu görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nin 114. maddesi uyarınca, aktif husumet ehliyeti dava şartı olup, aynı Kanunun 115. maddesi uyarınca, dava şartı noksanlığını taraflar her zaman ileri sürebilecekleri gibi, mahkemelerin de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının mevcut olup olmadığını araştırması gereklidir.
Bir subjektif hakkı dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine aittir. Dolayısıyla o hakka ilişkin bir davada aktif husumet ehliyeti yani davacı olma sıfatı da o hakkın sahibine aittir.
Uyuşmazlık konusu olan … ürünü davacı tarafındn dosyaya sunulan Lisans Satış Ticaret Yetki Belgesinden de görüleceği üzere, dava dışı Idera Inc’e ait olan bir ürün olup, bu ürün üzerindeki tüm fikri mülkiyet hakları da dava dışı Idera Inc.’e ait olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı tarafça işbu yazılımlar yönünden hak sahibi olduğuna dair iddiada bulunulmuş ise de, lisanslı ürünün davacıya sağladığı mali hakları kullanma yetkisi ile FSEK bağlamında eser sahipliği farklı uyuşmazlık konularını oluşturmaktadır. Uyuşmazlık konusu olan yazılım ürünü davacı tarafa ait olmayıp, davacının FSEK m.68.’te düzenlenmiş olan davayı açması ve taraflar arasında bir sözleşme olması durumunda isteyebileceği miktarın üç kat fazlasını talep edebilmesi mümkün görülmemiştir.
FSEK m.68’de düzenlenmiş olan dava ve dolayısıyla huzurdaki dava tecavüzün ref’i davasıdır. FSEK m.68/2 uyarınca; izinsiz çoğaltılmış kopyalar satışa çıkarılmamışsa hak sahibi; (i) çoğaltılmış kopyaların, çoğaltmaya yarayan film, kalıp ve benzeri araçların imhasını veya (ii) kopyaların üretim maliyet fiyatını geçmeyecek uygun bir bedel karşılığında kendisine verilmesini ya da (iii) sözleşme olması durumunda isteyebileceği miktarın 3 kat fazlasını talep edebilir. Bu kapsamda davacı taraf tecavüzün ref’i davası açarak telif tazminatı talep ettiği görülmektedir.
Tecavüz’ün ref’i davasını açabilmek için öncelikle ilgili eser üzerinde hak sahibi olmak gerekir. Uyuşmazlık konusu olan … ürünün hak sahibinin dava dışı Idera Inc şirketi olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim taraflar arasında akdedilmiş sözleşme’nin 2. maddesinde de ürün “… ürünü” şeklinde belirtilmiştir. Bir an için davacının eser ile ilgili Idera Inc’den lisans almış olduğu kabul edilse dahi, bu ihtimalde de davacı huzurdaki tecavüzün ref’i davasını açamayacak ve sözleşme olması durumunda isteyebileceği miktarın 3 katı tutarında tazminat talep edemeyecektir. Zira öğretide ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere; lisans sahibi, üçüncü kişiden tecavüzün ref’ini ve telif tazminatı talep edemez. Dolayısıyla FSEK m.68/2’den kaynaklanan huzurdaki davanın, uyuşmazlık konusu yazılımın sahibi olmayan davacı tarafından açılması mümkün değildir. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2005/166 E. 2006/330 K. Sayılı ve 20.01.2006 tarihli kararında da lisans sahibinin FSEK m.68’e dayalı olarak dava açma hakkı olmadığı açık şekilde ifade edilmiştir.
Tüm bu açıklamalar muvacehesinde, FSEK m.68’e dayalı olarak açılan ve sözleşme olması durumunda istenebilecek miktarın 3 katı tutarında tazminat talep edilen davanın, uyuşmazlık konusu eserin sahibi olmayan davacı tarafından açılmış olduğu dikkate alındığında davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı sonucuna varılarak davanın HMK 114/1-d maddesi uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca peşin olarak yatırılan 170,78 TL’den hesap olunan 80,70 TL karar harcının düşülerek kalan 90,08 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalılar vekili yararına hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.07/04/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸