Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/31 E. 2022/24 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/31 Esas
KARAR NO : 2022/24

DAVA : Patent (Maddi Tazminat İstemli), Patent (Manevi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 09/11/2016
KARAR TARİHİ : 01/03/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Patent (Maddi Tazminat İstemli), Patent (Manevi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … adına ticaret siciline kayıtlı şirketin tescilli markası …, … olarak bilinen tasarım kolyenin üreticisi, tasarım ve patent sahibi olduğunu, ürünlerin Türkiye ve yurtdışında üretimi ve pazarlaması konusunda da tek yetkili firma olduğunu, …”ın satış mağazası … Caddesi Nişantaşı/İstanbul’da bulunduğunu, … tarafından tasarlanarak üretilen ve pazarlanan “…” isimli ürünün davalı … Tic. A.Ş. tarafından birebir taklit edilerek üretildiğini, üretilen bu ürünlerin davalının Türkiye çapındaki mağazalarında pazarlandığını, … 4.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin…Değişik İş ayılı dosyasında yapılan tespitte de görüldüğünü, söz konusu ürünler davalı tarafından müvekkilin izni alınmadan taklit edildiğini, piyasaya sürüldüğünü, müvekkil firma tarafından davalıya satış yapılan ürünlere ilişkin hiçbir lisans hakkı tanınmadığını, ürünlerin satışına ilişkin lisans bedeli de taraflarına ödenmediğini, maddi tazminat hesaplamalarında göz önünde bulundurulması gerektiğini, davalının tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüz nedeniyle uğranılan zararın miktarının belirlenmesi açısından tasarımın kullanılınası ve satılması yoluyla elde edilen kazancı gösteren tüm defter kayıtları, bilgisayar verileri ile belgelerin mahkemeye sunulmasını, müvekkilinin uğradığı maddi ve manevi zararın, yoksun kalınan kazanç miklarları ve tasarımın itibarının zedelenmesi nedeniyle uğranılan zararın göz önünde bulundurularak fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile1.000,00- TL maddi ve 100.000,00- TL manevi tazminat tutarlarının tazmin edilmesini, tasarım hakkına tecavüz dolayısı ile üretilmesi ve bunlardan kazanç elde edilmesi cezayı gerektiren tüm ürünlere ve de bunların üretiminde doğrudan doğruya kullanılan araç, cihaz, makine gibi vasılalara el konulmasını ve muhafazasını, tecavüzün devamını önlemek amacıyla el konulan ürünlerin imhası yoluyla tedbir alınmasına, Mahkemece verilen kararın kamuya ulusal gazetelere verilecek ilan yoluyla duyurulmasını, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde özetle; davaya konu oları ürünün anonim bir ürün olduğunu, tescil işleminden evvel de farklı kurumlarca üretiminin bulunması sebebi ile bu noktada anonimlik durumuna dikkat çekmek gerektiğini, davacı tarafından davaya konu edilen ürün anonim bir ürün olduğunu, pek çok farklı şekilde üretilmiş halleri her yerde satıldığını, gerek isi hakkı gerekse melek figürü ANONİM nitelik taşıdığını, tespit isteyen taraf olduğunu, tüm bu ürünlere karşı itibas niteliği taşıdığı iddiasının yersiz olduğu diye bildirildiğini, tescilli olduğu iddia edilen ürün ile satışa sunulan ürün birebir aynı olmayıp aralarında gözle görülür farklılıklar mevcut olduğunu, kılıcın topuz yerinin farklı olduğunu, kılıcın tutacak yerinin de farklı olduğunu, kılıcın tutma yeri ile kılıç bölümünün birleştiği yer farklı olduğunu, iki ürün arasında kullanıları malzemenin farklı olduğunu, kanat aralıklarının farklı olduğunu, kanat boylarının, kullanılan taş cins ve renkleri farklı olduğunu, ürünlerin benzemediğini, hazırda tecavüz teşkil eden bir eylemin bulunmadığını, … 4.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyadan tesis olunan ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, davacının tüm taleplerinin reddi gerektiğini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişiler mahkememize sundukları 19/03/2018 tarihli bilirkişi raporu ile; davalı tarafın davacı tarafın ürünün taklit ettiğini, davalının … ürünleri incelendiğinde Yeni ve Özgün olmadığını, anonim olarak düşünülmediğini, tüketici tarafından ilk bakışta davacının ürünüyle aynı formda görülerek ürünlerin birbirine benzediğini, bununla birlikte bu veriler ve 6769 Sayılı Sinai Mülkiyet Kanunu 56. Madde 4. Ve 5. Fıkrasından da yola çıkıldığında ürünlerin benzediği davalı tarafın davacı tarafın ürününü taklit ettiği görüş ve kanaatine varmışlardır.
Mahkememize sunulan 14/09/2018 tarihli mali müşavir – hesap uzmanı bilirkişi ek raporunda özetle ; … A.Ş.’ne satışı olan davalının defterlerinde yapılan incelemede “Davalı … Ticoret Anonim Şirketinin defterleri üzerinde yapılan incelemede dava konusu “…” adı altında herhongi bir ürün satışının bulunmadığının” belirtildiği. Ayrıca Davanın yanlış davalıya açıldığı ifadesinin muhasebe anlamında, perakende satışı olmayan ve sadece davaya sonradan dahil edilen …A.Ş.’ne satışı olan davali …Tic. A.Ş.’nin defterlerinden davacının tazminatının hesaplanmasının mümkün olmadığı için yapıldığı. 2) Davalı …A.Ş’nin merkezinde, davalının ticari defterleri üzerinde yopılan incelemede; Davalı Defterleri
Doküman Tipi Dönemi Tekil No .
Büyük Defter 01.01.2016-31.01.2016 …
Büyük Defter 01.12.2016-31.12.2016 …
Yevmiye Defteri 01.01.2016-31.01.2016 …
Yevmiye Defteri 01.12.2016-31.12.2016 …
6102 asılı Türk Ticaret Kanununun ticari defterlerin elektronik ortamda tutulması hölinde bu defterlerin açılışlarında ve yevmiye defteri ile yönetim kurulu karor detfterinin kapanışında noter onayı aranmaz. Elektronik Defter Genel Tebliğinin 3.3.2. maddesi uyarınca, elektronik defter tutma sürecinde hesap döneminin ilk ayının beratının alınması açılış onayı, son ayının beratının. alınması İse kapanış Onüyl yerine geçer. 3.3.5. v sOluşturulan elektronik defterler, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından onaylanan beratları ile birlikte Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu kapsamında geçerli kanuni defter olarak kabul edilecektir. Bu durumlarıyla davalı yan defterlerinin sahibi 1ehine delil niteliği ve ispat kuüvvetinin bulunduğu anlaşılmıştır. defterin Nev’i Tasdik Edan Noter Taşdik Tarlhi-Yevmiye N Kull, Yıl Envanter Defteri … 8.Nateri … A. 2016 6102 sayılı TTK. m.64 ve VUK. m.182 uyarınca zorunlu olan envanter defterlerin 2016 yılında tutulduğu ve ibraz edildiği, mübrez defterlerin açılış 6102 sayılı TIK m. 84/3 ve VUK m. 215-219 uyarınca yasal sürelerde ve usulüne Uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamının VUK m. 220-226 hükmü ile tekdüzen Muhasebe Planına ve usülüne uygun olduğu, DU durumuyla sahibi tehine delil niteliği ve ispat kuvvetinin bulunduğu anlaşılmıştır. 3) Davalı … A.Ş’nin Ticari defterleri, bilgisayar verileri ve online satışa ilişkin yapılan incelemede davacı tarafından bildirilen …, …, … barkod numaralı ürünlerin araştırmasının yapıldığı, ancak dosyaya sunulan defter kayıtları, faturalar ve e-faluralar iİle davacının …D.İş dosyasına sunduğu 26.07.2016 tarihli fatura ve 29.07.2016 tarihli e-faturadan anlaşılacağı üzere yapılan satışlarda herhangi bir ürün barkodu veya ürün ismi belirtilmeden salılan ürünün ayarı ve gramı ile işçilik olarak faturalandırıldığı, Dava konusu tescilli “…” isimli kolyenin davalı tarafından – satılıp – satılmadığının satıldıysa bile ne kadar satıldığının tespit edilemediği, dolayısıyla herhangi bir tazminat hesaploması yapılmasının mümkün olmadığı, dava konusu tazminat miktarının Mahkemeye ait olduğu görüş ve kanaati bildirmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, davalı kullanımlarının, davacı adına TPMK nezdinde …ve … numaraları ile tescilli “…” tasarım haklarına tecavüz oluşturup oluşturmadığının tespiti, tespit edilmesi halinde bunun durdurulması, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması ile birlikte maddi manevi tazminat ve hükmün ilanı istemine ilişkindir.
TPMK kayıtlarının incelenmesinde, dava konusu … numaralı tasarımın başvuru tarihinin 03/06/2015, tescil tarihinin ise 03/06/2015 olduğu, tasarım konusu ürünün “…” olduğu, tasarım sahibinin ise davacı olduğu, dava tarihi itibari ile koruma süresinin devam ettiği, … numaralı tasarımın başvuru tarihinin 15/07/2015 olduğu, tescil tarihinin 15/07/2015 olduğu, tasarım konusu ürünün “…” olduğu, tasarım sahibinin ise davacı olduğu, dava tarihi itibari ile koruma süresinin devam ettiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davacı tarafından, davalı olarak … Tic. A.Ş. gösterilmiş ise de, yargılamanın 9 numaralı celsesinde oluşturulan ara kararda da belirtildiği üzere, davalının … ünvanının esas unsur olduğu, buna bağlı şirketler grubunun çok sayıda olabileceği, davacı yanın dava dilekçesinde, davalı tarafı yanlış göstermesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması, kaldı ki bu hususta davalı tarafçada husumet itirazında bulunulmaması karşısında HMK md. 124/4 uyarınca iradi taraf değişikliğinin kabulüne karar verilmiş, yargılamaya davalı sıfatı ile …A.Ş olarak devam edilmiştir.
Dosyamız arasına alınan mahkememizin … D.iş sayılı dosyasının incelenmesinde, davalıya ait iş yerinde bilirkişi tarafından yapılan tespit sonucunda davacıya ait … isimli kolyenin satışa arz edildiğini, davacı tarafından tasarlanarak üretilen ve pazarlanan işbu kolye tasarımının davalı tarafından birebir taklit edilerek daha ucuz fiyatlara satıldığı, davacının Şişili Nişantaşında bulunan …isimli mağazasında işbu dava konsuu ürünün 1800 TLkarşılığında satılıyor olmasına karşın davalı iş yerinde 243 TL’ye satıldığına dair tespit ve kanaatlerini bildirdiği, tespit istenen tarafından yapılan benzerlik incelemesine ilişkin itiraz sonucu kuyumcu sektör bilirkişisi tarafından itiraz üzerine hazırlanan raporda da, davacı tarafından tescil edilmiş ürünün davalı yanın üretip sattığı, taklit edilen ürünlerin perkendeci kuyumcu ve nihai tüketiciler tarafından karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğu şeklinde görüş bildirdiği görülmüştür.
554 sayılı KHK 48/a mad. Tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın tasarımın aynını veya belirgin bir şekilde benzerini yapmak üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme akdi için icapda bulunmak, kullanmak, ithal etmek ve bu amaçlarla depolama ve elde bulundurmak gerek KHK kapsamında tasarım hakkına tecavüz sayılmaktayken, 6769 sayılı SMK’nun 59. maddesi kapsamında da bu haklar aynı şekilde koruma altına alınmıştır.
Uyuşmazlığın çözümü hukuk dışında özel ve teknik bilgi gerektiren hallerden olduğu gözetildiğinde, D. İş dosyasından alınan raporlara ilişkin itirazların da değerlendirilmesi bakımından mahkememizce usule uygun üç kişilik bilirkişiden oluşan heyete dosya tevdi edilerek rapor hazırlanması istenilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan, D.iş dosyasından alınan raporlar ile uyumlu olduğu görülen 19/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda alı tarafın davacı tarafın ürünün taklit ettiğini, davalının … ürünleri incelendiğinde Yeni ve Özgün olmadığını, anonim olarak düşünülmediğini, tüketici tarafından ilk bakışta davacının ürünüyle aynı formda görülerek ürünlerin birbirine benzediğini, davalı tarafın davacı tarafın ürününü taklit ettiği görüş ve kanaatine varmışlardır.
Mahkememizce de hükme esas alına bilirkişi heyeti raporu ve D.iş sayılı dosyadan alınan bilirkişi raporları bir arada değerlendirildiğinde, davacı tarafından tescil ettirilen ve üretilen ürünler üzerindeki formların ve davalı tarafından üretilen ürünlerle benzerlik gösterdiği, davalının ürünlerinin yeni ve özgün olmadığı, her ne kadar davalı tarafça iki ürün arasındaki farklılıklara işaret edilmiş ise de, tasarımların sadece küçük ayrıntılarda farklılık göstermesinin farklı ürünler olarak kabul edilemeyeceğine dair kanun hükmü dikkate alındığında nihai tüketiciler arasında ürünlerin benzer olarak algılanacağı, ürünlerin yüksek oranda benzer oldukları dolayısı ile tasarım hakkına tecavüz koşullarının somut olay bakımında oluştuğu kanaatine varılmıştır.
KHK 49/b mad. tasarımdan doğan haklara tecavüz fiillerinin durdurulması ve önlenmesini, KHK 49/c mad. Tecavüzün giderilmesi, maddi ve manevi zararın tazmini talebinin tasarım hakkı sahibi tarafından mahkemeden talep edilebileceğini, KHK 52. Maddesinde Tasarım hakkı sahibinin uğradığı zarar, sadece fiili kaybın değerini değil, ayrıca Tasarımdan doğan haklara tecavüz dolayısıyla yoksun kalınan kazancı da kapsayacağı, davacının da KHK 52/b kapsamında (tasarımdan doğan hakka tecavüz edenin tasarımı kullanmak ile elde ettiği kazanca göre) maddi tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır.
Davalı şirkete ait defter ve kayıtların muhasip bilirkişi tarafından incelenmesi sonucunda, davacı tarafından bildirilen …, …, … barkod numaralı ürünlerin araştırmasının yapıldığı, ancak dosyaya sunulan defter kayıtları, faturalar ve e-faluralar iİle davacının…D.İş dosyasına sunduğu 26.07.2016 tarihli fatura ve 29.07.2016 tarihli e-faturadan anlaşılacağı üzere yapılan satışlarda herhangi bir ürün barkodu veya ürün ismi belirtilmeden satılan ürünün ayarı ve gramı ile işçilik olarak faturalandırıldığı, dava konusu tescilli “…” isimli kolyenin davalı tarafından satılıp satılmadığının, satıldıysa bile ne kadar satıldığının tespit edilemediği, dolayısıyla herhangi bir tazminat hesaplaması yapılmasının mümkün olmadığına dair görüş bildirilmiştir.
Marka Hukuku ve Tasarım Hukukundan kaynaklanan davalarda, tazminat taleplerinin incelenebilmesi bakımından çoğu zaman defter incelemesinde ürünlerin alt gruplarının bulunmadığı, faturalarda ürün isimlerinin yer almadığı bir gerçek olup, bu husus yargılamada karışıklıklara sebebiyet vermekte, hesaplamanın yapılmasını oldukça güç bir hale sokmaktadır.
Her ne kadar bilirkişi raporunda tazminat hesaplaması yapılamadığı bildirilmiş ise de, tecavüzün tespitine dair yukarıda yapılan değerledirmeler sonucunda mahkemece uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekeceğine ilişkin emsal Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları dikkate alındığında bu hususta eldeki bilgi ve belgeler ışığında bir karar verilmesi gerektiği de izahtan varestedir.
Davacı vekiline talebinin SMK 151/2-b kapsamında olduğu dikkate alındığında mali bilirkişi raporu sonrasında hesaplama yöntemi bakımından açıklama yaptırılması istenilmiş ise de, davacı tarafça bu yönde herhangi bir beyanda bulunulmadığı görülmüştür.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50., 51. maddeleri uyarınca uğranılan zararın miktarı tespit edilirken ayrıca hakim olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri gözönünde tutarak zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler şeklindeki genel düzenlemeler gözetilmiştir.
Dosyamız arasına alınan … D.iş sayılı dosyasından, davacı tarafından tasarlanarak üretilen ve pazarlanan işbu kolye tasarımının davalı tarafından birebir taklit edilerek daha ucuz fiyatlara satıldığı, davacının …’nda bulunan … isimli mağazasında işbu dava konusu ürünün 1800 TL. karşılığında satılıyor olmasına karşın davalı iş yerinde 243 TL’ye satıldığına dair yapılan tespitler ışığında davalı şirket dava konusu ürünleri kendisine ait iş yerinde sergileyip, satışa sunduğu, satışı gerçekleştirdiği, 554 sayılı KHK’nın 48. ve 49. Ve Borçlar hukuku ilkeleri kapsamına göre sunulu delillere göre tescilli tasarıma tecavüzün gerçekleştiği hususunun sabit görüldüğü, davacı firmadan ürün satın almak isteyen müşteriler aynı tasarımdaki ürünün başka bir firmada daha ucuza satılması nedeniyle davacıya ait ürünü almaktan vazgeçmiş olabileceği, öte yandan davacı tasarım ile korunan ürün yönünden kar elde edilmesine yönelik koyduğu sermaye,mal üretim, satış ve pazarlama ağı, buna göre istihdam edeceği personel sayısı, ürünün piyasadaki rakipleri nedeniyle gerekli satış rakamlarına ulaşamaması hususları bir arada değerlendirildiğinde maddi tazminat miktarının TBK hükümlerine göre takdir edilmesi gerekmiş, talebe bağlı kalınarak 1000 TL maddi tazminat miktarının eldeki bilgi ve belgeler ışığında somut olay bakımından makul olabileceğine kanaatine getirilmiştir.
Davacı manevi tazminat da talep etmiş olup, davalının manevi eylemi davacının tasarım hakkına tecavüz olarak kabul edildiğinden, eylemin işleyiş biçimi, tasarım hakkına tecavüze konu ürün sayısı, tarafların aynı sektörde faaliyet göstermeleri dikkate alındığında, davacının manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp ve zarar durumu dikkate alınmak sureti ile 10.000 TL manevi tazminata hükmolunması hakkaniyete uygun bulunmuş, fazlaya ilişkin kısım bakımından sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vereceği gözetilerek bu kısım yönünden kısmen red kararı verilmiştir. Tüm bu açıklamalar muvacesinde davalı kullanımlarının davacıya ait “…” olarak bilinen kolye tasarımlarına tecavüz teşkil ettiğinin tespiti ile, bu tecavüzün durdurulmasına, bu bağlamda tasarım hakkına tecavüz eden ürünlerin, üretiminin ve satışının durdurulmasına, ilgili web sitelerinden görsellerin kaldırılmasına, HMK m.26 uyarınca 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, hüküm özetinin Türkiye çapında yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde bir kez ilanına dair karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalı kullanımlarının davacıya ait “…” olarak bilinen kolye tasarımlarına tecavüz teşkil ettiğinin tespiti ile, bu tecavüzün durdurulmasına, bu bağlamda tasarım hakkına tecavüz eden ürünlerin, üretiminin ve satışının durdurulmasına, ilgili web sitelerinden görsellerin kaldırılmasına,
2-HMK m.26 uyarınca 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Hüküm özetinin Türkiye çapında yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde bir kez ilanına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 751,41 TL karar harcından peşin yatırılan 529,41 TL’nin mahsubu ile kalan 222,00 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen tecavüz talepleri yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat miktarı yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat miktarı yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden davalı vekili yararına hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan: 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 463,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.263,50 TL’den kabul ve ret oranına göre hesap olunan 246,49 TL ve 558,61 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 805,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.01/03/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸