Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/299 E. 2023/41 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/299 Esas
KARAR NO :2023/41

DAVA:Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/05/2015
KARAR TARİHİ:14/02/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 06.03.1997 tarihinde Sağlık Bakanlığına … adlı ürünün 7,5 miligramı için ruhsat başvurusunda bulunduğunu, takiben 05.12.1997 tarihinde aynı ürünün 15 miligramı için ruhsat talep edildiğini, akabinde “…” markasının tescili için TPE den ön araştırma talebinde bulunulduğunu, TPE’nin bu talebe …, “…”, “…” ve “…” markalan nedeniyle olumsuz cevap verdiğini, davalı yanın yaklaşık 1,5 yıl sonra 11.05.1998 tarihinde dava dışı “…” markasının 05. sınıfta tescili için 98/… nosu ile TPE’ye başvurduğunu, bu başvuruya müvekkiline itiraz edildiğini, müvekkilinin, “…” adlı ürünü için ilaç ruhsatı onaylandığından bu işareti 06.10.1999 tarihinden itibaren yoğun biçimde kullandığını, davalı yanın ise bu ibareyle herhangi bir kullanımının bulunmadığını, müvekkili … AŞ’nin “…” ibaresinin tescili için 2000/… no’suyla tescil başvurusunda bulunduğunu, ancak bu başvurunun dava dışı … markası gerekçe gösterilerek reddedildiğini ve bu ret kararının YİDK tarafından da onaylandığını, devamında taraflar arasında muhtelif davaların görüldüğünü, bu davalar sonucunda gerek ilk derece mahkemesi gerek de Yargıtay tarafından verilen kararlar neticesinde, “…” ve …” ibarelerinin ayırt edilemeyecek kadar benzer oldukları, “…” markasının davalı yan adına tesciline ilişkin müvekkilince yapılan itirazın gerekçeli olduğu, “…” markasının gerçek hak sahibinin müvekkili davacı olduğu hususlarının taraflar bakımından kesin hüküm teşkil ettiği, yukarıda belirtilen dava sürecinin uzun sürdüğünü, bu dava süreci nedeniyle davalı yaıun “…” markasının tescilini sağlayamadığını, ancak bu süreçte “…” markasının ayırt edilemeyecek derecede benzerlerini tescil ettirdiğini, bu itibarla davalı yanın söz konusu markalarının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 19.08.1999 tarihinden önce davacı yana ait “…” markasının varlığından haberdar olmadığını, iyi niyetli olduğunu, davacı yanın “…” markasının başvurusunun TPE tarafından engellendiğine ilişkin beyanının gerçeği yansıtmadığını, taraflar arasında ikame edilen davalar sonucunda ihtilafa konu “…” ve “… markalarının/işaretlerinin ne davacı yana ne de müvekkili davalı yana verildiğini, TPE nezdindeki tescil sürecinin baştan başlatılmasına karar verildiğini, davacı yanın 06.03.1997 tarihli ruhsat başvurusunun kullanma teşkil etmediğini, davacı yanın kullanımının 1997 yılına dayandığının kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin 98 … no’lu markasının terkin edilerek dosyalama/başvuru sürecinin yeniden başlatılmasına karar verildikten sonra müvekkilince 2010/… no’suyla başvuru yapılarak tescil sürecinin tekrar başlatıldığını, davacı yanın “…” markasının tesciline ilişkin başvuru yapmadığını ve müvekkilinin 2010/… no’lu başvurusuna da itiraz etmediğini, müvekkilinin bu başvurusunun 2015 yılında tescille sonuçlanmasının ardından dava ikame edilmesinin iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil ettiğini zira davacı yanın bu başvuruya uzun süredir sessiz kaldığını, davacı yanın ruhsatı almasının hemen akabinde, 1999 yılında, müvekkiliyle olan marka ihtilafı sona ermeden “…” markasını kullanmasının kötü niyetli bir davranış teşkil ettiğini, müvekkilinin dava konusu 2010/… no’lu “…” markasının ve 2010/… no’lu “…” markasının 05. sınıfın bir kısım emtiasında tescilli olduklarını bu bakımdan 05.01 sınıfına dâhil ilaç emtiasını içermediğini, davacının … markasının sadece 05.01 sınıfına dâhil ilaç emtiasında kullanıldığını, davacı yanca kullanılan “…” markası ile müvekkilinin dava konusu markalarının MarkKHK m, 7/1-b hükmü anlamında aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olmadığını, taraf markalarının karıştırılmasının söz konusu olamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava, Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) talepli davadır.
TürkPatent nezdinde davalı… SAN. VE TİC. A.Ş. adına tescilli olan, dava konusu hükümsüzlüğü talep edilen markalardan;
1)2010/… başvuru numaralı “…” ibareli, Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 05. Sınıfında tescil edilmiş markanın yenilenmeme sebel sona erdiği,
2)2010/… başvuru numaralı “…” ibareli, Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 05. Sınıfında tescil edilmiş markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona erdiği,
3) 2010/… başvuru numaralı “…” ibareli, Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 05. Sınıfında tescil edilmiş markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona erdiği,
4)2010/… başvuru numaralı “…” ibareli, Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 05. Sınıfında tescil edilmiş marka başvuru tescilinin geçersiz olduğu,
5)2010/… başvuru numaralı “…” ibareli, Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 05. Sınıfında tescil edilmiş marka başvurusunun/tescilinin geçersiz olduğu,
6)2010/… başvuru numaralı “…” ibareli, Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 0S. Sınıfında tescil edilmiş marka başvurusunun/tescilinin geçersiz olduğu,
7)2010/… başvuru numaralı “…” ibareli, Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 0S. Sınıfında tescil edilmiş marka başvurusunun/tescilinin geçersiz olduğu,
8)2010/… başvuru numaralı “…”- ibareli, Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 05. Sınıfında tescil edilmiş markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona erdiği,
9)2010/… başvuru numaralı “…” ibareli, Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 05. Sınıfında markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona erdiği,
10)2013/… başvuru numaralı “…” ibareli, Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 05. Sınıfında tescilli olduğu,
11)2013/… başvuru numaralı “…” ibareli, Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına ilişkin Tebliğ’in 05. Sınıfında tescilli olduğu,
12)2013/… başvuru numaralı “…” ibareli, Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 0S. Sınıfında tescil edilmiş markanın mahkeme kararı ile iptal olduğu,
13)2013/… başvuru numaralı “…” ibareli, Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 0S. Sınıfında tescil edilmiş markanın vazgeçme sebebiyle müddet olduğu görülmüştür.
TPMK kayıtlarından anlaşıldığı üzere …/…,…/…, …/…,…/…/…/…/…/…/…/… ve …/… başvuru numaralı markaların bir kısmı geçersiz bir kısmı da yenilenmediği için koruma süresinin sona erdiği görülmüştür. Her ne kadar ek bilirkişi raporunda 2023/… başvuru numaralı “…” ve 2013/… başvuru numaralı “… markaları için hükümsüzlük koşullarının oluştuğu belirtilmiş ise de söz konusu markaların “kullanmama nedeniyle iptaline” ilişkin mahkeme kararları dosyanın bilirkişilere tevdiinden sonra kesinleşmiştir. Gelinen aşamada, dosyaya konu bir kısım markaların müddet olduğu, bir kısım markaların ise mahkeme kararı ile iptal edildiği anlaşılmış olmakla, tüm markalar yönünden “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK m. 331 “1-Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” hükmünü haizdir. Bu bakımdan davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından yargılama giderlerinden sorumlu olması gerektiği görüşüne varılmış olup, davanın konusuz kalması nedeniyle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 80,70 TL karar harcından peşin yatırılan 27,70 TL’nin düşülerek kalan 53,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan: 1.800,00 TL bilirkişi gideri, 468,00 TL posta gideri ve 55,40 TL harç (peşin+başvuru), 117,10 TL (istinaf karar harcı+istinaf kanun yoluna başvurma harcı) olmak üzere toplam 2.440,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.14/02/2023

Katip …

Hakim …