Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/277 E. 2023/7 K. 05.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/277 Esas
KARAR NO : 2023/7

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavüzün Tesbiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 25/04/2016
KARAR TARİHİ : 05/01/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavüzün Tesbiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle: …’ nin 2011 yılında seçim şarkısı olarak kullandığı “…” adlı eserin sözlerinin müvekkiline ait olduğunu, müvekkilinin bu eserin üzerinde biraz daha çalışılması gerektiğini düşünürek eserin sözlerinin yazılı olduğu kağıdı bir dosyada saklarken çalındığını, … isimli şahsın bu eseri kendi adına tescil ettirdiğini, daha sonrada …’ in bu eseri seçim şarkısı olarak kullanması için eserle ilgili tüm haklarını …’ ye deviretiğini, eserin orijinal adının “…” olduğunu, …’ nin kullandığı eserde “… ” sözlerinin “…” olarak ve bazı yerlerinin değişitrildiğini, ayrıca eserde bazı mısralarının yerlerinin de değiştirildiğini ve sonuna da 4 satır ilave edildiğini, ayrıca müvekkilinin 2011 yılında …’ de işletmek üzere kafeterya açtığını, müvekkilinin bu eseri tamamlamadan çok güzel sözler yazdığını düşünerek heyecanla müzik yapımcısı arkadaşlarını arayarak böyle sözler yazdığını onlarla paylaştığını, bu paylaşımdan sonra işlettiği kafeteryaya iki şahsın ayrı ayrı zamanlarda gelip gittiğini, Bu şahıslardan …’ in “…” dergisinin yazı işlerinde çalıştığını, …’ in 5-6 kez müvekkilinin kafeteryasına gelip gittiğini, “…” adlı eserinden bahsettiğini, bu eserle ilgili ne yapılabilir konusunda uzun uzun sohbet ettiklerini, diğer kişinin de hiç tanımadığı … isimli şahıs olduğunu, …’ in müvekkiline kendisini araştırmacı gazetici olarak tanıttığını, …’ de danışmanlık yaptığını, müvekkilini … birileriyle tanıştırıp müvekkilinin eserlerini onlara sunabileceklerini söylediğini, bu şahısla müvekkilinin ara görüştüğünü, müvekkilinin eserinin sözlerinin bulunduğu kağıdın çalındığını … seçim şarkı piyasaya çıkınca fark ettiğini, daha sonra müvekkilinin …’ i arayıp şarkının sözlerini kimin getirdiğini sorduğunu, …’ in de kendisinin yazdığını iddia ettiğini, şarkının sözleri çalındıktan sonra … ve …’ in müvekkilinin ne yanına geldiğini, ne de aradığını bu nedenlerle “…” adlı şarkının orijinal hali olan “…” adlı eserin müvekkili …’ e ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … vekilinin davaya cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu eserin kamuoyunda duyulduğundan beri müvekkiliyle anıldığını ve eserin sözlerinin müvekkiline ait olduğunun bilindiğini, davacının iddiasının haksız olduğunu, davacının eserin çalındığı iddialarının da asılsız olduğunu, müvekkilinin dava dilekçesinde bildirilen diğer davalıları tanımadığını, bu nedenle müvekkili aleyhinde açılan haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer ikili davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı, davaya cevap vermediği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan ilk yargılamada bildirilen deliler toplanmış ve bilirkişi raporları alınmıştır.
Mahkememizin 2016/87 Esas, 2017/99 Karar ve 06/07/2017 Tarihli kararı ile, “Davacının davasının REDDİNE, Karar tarihi itibariyle alınması gereken 31,40TL peşin harcın başlangıçta yatırılan 48,10TL peşin harçtan mahsubu ile kalan 16,70TL nin karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine, Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Davalılardan … kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre hesap edilen 2.860,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ e verilmesine, Davalılardan … kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre hesap edilen 2.860,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ e verilmesine, Taraflarca dosyaya yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmın karar kesinleştikten sonra talep halinde ilgili taraflara iadesine, ” karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkememizce verilen karar davalı vekilince istinaf edilmiş olup, dosyayı inceleyen İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi 2018/1148 Esas, 2021/355 Karar ve 19/02/2021 tarihli kaldırma ilamında “1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İstanbul(kapatılan) …Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 06/07/2017 tarihli … E. – …K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 77,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalılardan alınarak, davacıya verilmesine, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,” denilerek Mahkememiz kararını kaldırdığı ve yeniden yargılama yapmak üzere dosyayı Mahkememize gönderdiği anlaşılmıştır.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, “…” isimli şarkının orjinali olduğu iddia olunan eserin …’e ait olup olmadığı, eser sahipliğinin tespiti istemine ilişkindir.
İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi 2018/1148 Esas, 2021/355 Karar ve 19/02/2021 tarihli kaldırma ilamında “Mahkemece davacıya şiirini sunması ve davalı adına tescil edildiği ileri sürülen şarkı sözlerinin ve tescil belgesinin getirtilmesi, davacının tanık listesindeki tanıklarının dinlenerek, eser vasfının , eser sahipliğinin belirlenmesi” gerekçesi ile önceki kararın kaldırıldığı görülmüştür.
Mahkememizce kaldırma kararı doğrultusunda Kültür ve Turizm Bakanlığına dava konusu … isimli esere ilişkin tescil belgeleri ve şarkı sözlerinin gönderilmesi hsuusunda müzekkere yazılmış, müzekkere cevabında, dava konusu esere ilişkin herhangi bir kayda rastlanılamadığına dair cevap verildiği görülmüştür.
Davacı yana davaya konu “…” isimli şiiri dosyaya sunması için süre verilmiş, davacının şiiri dosyaya ibraz ettiği görülmüştür.
Davacı yana tanık listesinde bildirmiş olduğu, tanıkların adres ve kimlik bilgilerini mahkemeye ibraz etmesi istenilmiş, davacı tarafça sunulan tanık listesinde yer alan isimlerden …’ın beyanının alınması için … Talimat Mahkemesine müzekkere yazılmış, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin…Talimat sayılı dosyasında;
Davacı tanığı …: “Ben davacıyı uzun senelerdir arkadaşım olması sebebiyle tanırım, davacı hem söz yazarı, bestekar, yorumcu hem de solisttir, albümleri olan bir arkadaşımdır, 20 yıldır tanışırız, iş yerimiz Un Kapanında karşılıklıdır, kendisi bestelerini bize getirip dinletir, nasıl olmuş diye sorar, bazen geceleri bile arar şöyle bir beste yaptım nasıl olmuş diye fikir alırdı, dava konusu olan eseri bana gelip işyerinde çıplak sesle okudu, biz de dinledik, fikrimizi beyan ettik, çok heyecanlıydı ve bu eseri siyasi partiye diye yazmıştı, seçim müziği olarak yazmıştı, ben de kendisine kendi bağlantılarımla bu şarkıyı …’ye gönderebileceğimizi söylemiştim, sonrasında kendisi bana ben bu şarkıyı kendi bağlantılarımla …’ye göndereceğim dedi, eğer kendisi gönderemezse bana başvuracağını söylemişti. … Seçim parçalarını yapan Uğur Işılak’ın benim kendi solistim olduğunu ve onun vasıtasıyla gönderebileceğimi davacıya söylemiştim ama davacı kendi bağlantıları ile ilerlediği için biz bir harekette bulunmadık, davacı bu eseri çok eskiden internet sayfasından yayınlamıştı, hatırladığım kadarıyla Müzik defteri ya da Şiir Defteri gibi ismi olan bir grup internet sayfasıydı davacının şahsi hesabı değildi. Davacının da aralarında bulunduğu bazı eser sahiplerinin eserlerinin yayınlandığı bir sayfaydı, ancak bir anda bu eser internet ortamından kaldırıldı, davacı bize bir gün gelerek davalılar ile görüşerek eseri … getireceklerini söylemişti ancak bir süre sonra yine yanımıza geldi ve eserinin çalındığını söyledi, kendi arkadaşlarından birinin eseri aldığı yönünde bir tahmini vardı ancak kim olduğunu ben bilemiyorum, davacı dosyasından karalama yaptığı kağıdın alındığını söyledi, benim bilgim bundan ibarettir, ben bu eseri yayınlanmadan önce kesinlikle davacı yazdığından, kendisinden bizzat dinlemiştim, bana kendi eseri olduğunu söylemişti, dinlediğim tarihi hatırlayamıyorum yaklaşık 11-12 sene önce dinlemiştim,.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Tanık listesinde yer alan diğer tanık …’nun beyanının alınması için … Talimat Mahkemesine yazılan müzekkere cevabında;
Davacı Tanığı … :Şuan hatırlayamadığım bir tarihte davacı ve avukatı … genel merkezine geldiler; o dönem ben genel merkezde medya ve tanıtım başkanlığında görev yapmaktaydım, kendileriyle görüştüğümde bana … adlı şarkının kendilerine ait olduğunu söylediler, ben de bu şarkı sözlerinin kime ait olduğunu bilmediğimi ve kurumsal olarak partimizinde bunu bilemeyeceğini, bunun için varsa iddialarını şarkıyı partinin aldığı ajans ile görüşmeleri gerektiğini söyledim. Olayla ilgili bilgim ve gördüğüm bundan ibarettir ” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkemeizce Kültür ve Turizm Bakanlığından gelen olumsuz yazı cevabı sonrasında bu kez …’a müzekkere yazılarak … isimli esere ilişkin tescil kayıtları istenilmiş ancak … tarafından verilen 11/11/2022 tarihli müzekkere cevabında dava konusu eserin veri tabanlarında kayıtlı olmadığına dair bildirimde bulunulduğu görülmüştür.
Kaldırma ilamında belirtildiği şekilde mahkememizce tüm deliller toplanmış ancak tanıklardan … dışında davacının eser sahipliğini ispata yarar herhangi bir delil elde edilememiştir.
Somut olayda uyuşmazlığın çözümünde ispat ve ispat yükü kavramlarına da değinilmesi gereklidir. İspat; davaya konu yapılan hakkın gerçekten var olup olmadığının anlaşılması, maddî hukukun o hakkın doğumunu veya sona ermesini kendisine bağladığı vakıaların doğru olup olmadığının tespit edilmesi sonucunda mümkün olur. İşte davaya konu hakkın ve buna karşı yapılan savunmanın dayandığı vakıaların var olup olmadıkları hakkında mahkemeye kanaat verilmesi işlemidir (Kuru, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001,6. b., 2.c., s. 1966 ).
Hâkim, davada hangi çekişmeli vakıanın ispat edilmesi gerektiğini tespit ettikten sonra bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi sorusu ile karşılaşır; buna da ispat yükü denir.
Konu ile ilgili genel kural 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6’ncı maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür”.
Yine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun “İspat yükü” başlığını taşıyan 190’ıncı maddesinin birinci bendi:
“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir”. Hükmünü içermektedir.
Nitekim aynı hususlar, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.04.2018 tarihli ve 2017/13-619 E., 2018/919 K. sayılı kararında belirtilmiştir.
Fsek md. 15/3 “Bir eserin kimin tarafından vücuda getirildiği ihtilaflı ise, yahut herhangi bir kimse eserin sahibi olduğunu iddia etmekte ise, hakiki sahibi, hakkının tespitini mahkemeden isteyebilir” hükmünü içermektedir.
Eser sahipliğinin tespitinde her türlü delile başvurulabilir. Yazılı delil, HMK md. 199 kapsamında mail yazışmaları, whatsapp yazışmaları, web sitesi kayıtları vb. Dışında ayrıca tanık beyanlarına da dayanabilir. Her ne kadara davacı tanıklarından … eserin daavcıya ait olduğunu iddia etmiş ise de, beyanlarından da anlaşılacağı üzere tanığın davacının arkadaşı olması, eser sahipliğine ilişkin, Kültür Bakanlığı ve … veri tabanında herhangi bir kayıt olmaması, davacının sunmuş olduğu şiirin incelemeye yarar yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belge türlerinden birine girmemesi dikkate alındığında ispatlanamayan davanın reddine dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 179,90 TL karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen davalılar vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılar … ve …’e verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/01/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸