Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/248 E. 2022/1 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/248 Esas
KARAR NO :2022/1

DAVA:Alacak (Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/05/2018
KARAR TARİHİ:11/01/2022

Mahkememizde yapılan Alacak (Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan) talepli yargılama sonucunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalılar arasında ” …” adlı dizi film projesine ilişkin 28/09/2017 tarihli “Oyuncu Sözleşmesi” ‘nin imzalandığını, 20/12/2017 tarihli devir protokolü ile projenin yapımcılığı üçüncü kişilere devredildiğini, sözleşmenin devri kapsamında taahütlerin yerine getirilmemesi üzerine sözleşmeden doğan yükümlülükleri yerine getirilmesi hususunun yayıncı kuruluşa ihtar edildiğini, yayıncı kuruluşun ödeme yükümlüğünü yerine getirilmemesi üzerine …. İcra Müdürlüğü’ nün … esas ve …. İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyaları ile takip başlatıldığını, icra takibine kısmi ödemede bulunan yayıncı kuruluşun borca itiraz etmesi üzerine bakiye tutar üzerinden …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali davası açıldığını, davanın halen derdest olduğunu, oyunculuk sözleşmesinin, sözleşme süresince yapımcı dışında üçüncü bir gerçek veya tüzel kişinin yapımında veya bir yayın kuruluşunda oyunculukla ilgili görev alınamayacağı yönündeki 6/c ve 7(d) hükmü, “Sözleşme kapsamındaki hak ve vecaiblerini yapımcının önceden yazılı izni olmaksızın kısmen ve/veya tamamen üçüncü şahıslara devir, temlik ve ciro edilemeyeceği” yönünde devir yasağına ilişkin 7/(i) ve 8/2. Hükmü, “Sözleşme kapsamında yapımcıya ait gizli bilgilerinin üçüncü kişilerle paylaşılamayacağı” yönündeki 10/(d) bendi hükmü davalı taraflarca ihlal edilerek sözleşmeye aykırı davranılmış olup belirtilen madde hükümlerinin ihlali nedeniyle ahde vefa ilkesine aykırı davranan davalıların cezai şart ihlal sayısının tespit edilerek cezai şart alacağımızın miktar olarak tespitini, fazlaya ilişkin hakları ile diğer hakları saklı olmak üzere şimdilik 100,00-TL cezai şartın temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi oranında ticari temerrüt faiziyle birlikte alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin davaya cevap dilekçesi özetle; öncelikle davacı tarafla dava dışı yayıncı kuruluşun sözleşme ilişkisinin, devir yoluyla sona ermesinin, davacının bu sözleşmeyi devam ettirme çabasının, hakkın kötüye kullanılmasına yönelik örnek teşkil ettiğini, davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi değil Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri’ nin olduğunu, görevsizlik kararı verilerek davanın İstanbul Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ ne gönderilmesini, sözleşmenin devrinde sözleşmeye bağlı bütün hak ve borçlar devredenden devralana geçtiğini, davacı tarafın oyuncu sözleşmesini feshetmemesi dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacının sözleşmeye aykırı davrandığını, davacının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, haksız ve hukuksuz davanın reddini, huzurda görülmekte olan haksız ve kötü niyetli davanın esastan reddini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Dosyanın ilk olarak …. Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığı, …. ATM’nin … E, – 2019/… K. Sayılı 04/03/2019 tarihli görevsizlik kararı ile dosyanın Mahkememize tevzi olduğu, Mahkememizce yapılan ilk yargılama sonucunda 2019/… E, – … K. Sayılı ve 07/11/2019 tarihli kararı ile usulden red olduğu, davacı vekilinin kararı İstinaf ettiği, İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesinin 2020/1248 E, – 2020/2252 K Sayılı ve 25/12/2020 tarihli kaldırma kararı ile dosyanın esas ile değerlendirilmesi gerektiği gerekçesi ile Mahkememizin kararının kaldırılmasına karar verildiği ve yeni esas numarası ile Mahkememize tevzi olduğu anlaşılmakla yargılamaya devam olunmuştur.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, 5846 sayılı FSEK hükümleri uyarınca açılmış oyunculuk sözleşmesinden kaynaklı sözleşmeye aykırılığın tespiti ve cezai şart alacağı talebine ilişkindir.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, taraflarca sunulan deliller dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce kaldırma ilamı öncesinde davanın husumet yokluğu nedenile usulden reddine karar verilmiş ise de, İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesinin 2020/1248 E, – 2020/2252 K Sayılı ve 25/12/2020 tarihli kaldırma kararı “Protokolün 4.3 maddesi; “…TV Dizisinin 8.bölümüne kadar 8.bölüm dahil sözleşme yükümlülüklerine yerine getirmiş olup Turkuvaz’a iş bu bölümlere ilişkin doğmuş tüm hakları Sözleşmenin 5.1. Maddesi başta olmak üzere devrettiğini kabul, beyan ve taahhüt eder. … Yapım ve taahhüt eden …’ın 3.bölüme kadar vadesi gelmiş ödemeleri ifa ettiğini, vadesi gelmemiş ödemeleri ve gene sözleşmenin 17.3. Maddesinde belirtilen mahsuplaşma ile ifa yükümlülüğü dışında herhangi bir nam ve da altında yükümlülüğü olmadığını kabul eder” şeklinde düzenlenmiş olup davacı … sözleşmesinin ilk 8 bölümü yönünden doğacak hakların devredilmediğini ve cezai şart alacağı oluştuğunu da iddia ettiğinden davacının talebinin esas yönünden incelenmesi gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş, davacı vekilinin isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-a-6 md gereğince kaldırılmasına” karar verilerek esasa ilişkin inceleme yapmak üzere dosya yeniden mahkememize gelmiş, yeni esas numarası alarak yargılamaya devam olunmuştur.
Kaldırma ilamı sonrasında 06/04/2021 tarihinde yapılan duruşmada FSEK bağlamında özel ve teknik bilgi gerektirmesi, sözleşmenin yorumlanması bakımından FSEK uzmanı bir bilirkişiye dosyanın HMK 266. Maddesi uyarınca gönderilmesine dair ara karar oluşturulacak ise de, davacı vekilinin bilirkişi talepleri olmadığı, bilirkişi ücreti ödemeyeceğine dair beyanları kapsamında dosya bilirkişiye gönderilememiştir. Davacı vekili aynı zamanda isticvap talebinde bulunmuş olup, mahkememizce de bu yönde talep doğrultusunda davalı …’a isticvap davetiyesi göndermiştir.
07/12/2021 tarihli duruşmada isticvap olunan davalı …’a, 28/09/2017 tarihli oyunculuk sözleşmesinin hükümleri doğrultusunda davacı ile taraf oldukları oyunculuk sözleşmesi yürürülükte iken başka bir yapım şirketi ile sözleşme imzalayıp imzalamadıklarına ilişkin sorulan soruya davalı tarafça verilen cevapta; “Ben tiyatrocu oyuncuyum, uzun saatler çalıştığımız davaya konu dizinin set ortamında, ilk imzaladığım oyunculuk sözleşmesinde kimle diyalog kurduysam, sette aynı kişiler mevcuttu, mesela … … bizim yürütücü yapımcımızdı, zaten set ortamında oyuncu ile diyalog kuracak kişi bellidir, bu konular için genellikle oyuncunun menejeri ile iletişim kurulur, bize … Yapım olarak devam edileceği söylendi, dizinin devam edeceği söylendi, zaten biz hali hazırda bölümleri çekiyorduk, esasında bu durum bizi ilgilendirmemekte, ben sadece oyuncuyum, bize bunda sonra bu şirket ile çalışılacağı söylendi, her hangi bir sebep söylenmedi, ben işimi yapmaya devam ettim, dizinin ismi …’di, konu bizim dışımızdan geliştiği için ben de sözleşmeyi imzaladım, benim zaten bunun dışında yapabileceğim bir şey yoktur.” dediği anlaşılmıştır.
Davalıya, … Prodüksiyon A.Ş yayın kuruluşu ile … isimli dizinin ilk sekiz bölümünün oyunculuk bedelinin konuşulduğu bir toplantıya katılıp katılmadığı ,ilk sekiz bölümün oyunculuk bedelini almadığına yönelik bir beyanda bulunup bulunmadığı sorulmuş, davalı tarafça verilen cevapta, “… A.Ş yayın kuruluşu ile … isimli dizinin ilk sekiz bölümünün oyunculuk bedelinin konuşulduğu bir toplantıya katılmadım, lk sekiz bölümün oyunculuk bedelini almadığıma yönelik bir beyanda bulunmadım” dediği anlaşılmıştır.
Davalıya, “…” dizisinin ilk sekiz bölümünün oyunculuk bedeline ilişkin davacı şirket dışında üçüncü şahıslardan ödeme alıp, almadığı sorulmuş, davalı tarafça, “Dizi devredilmeden önce bize yapılan ödemeler gecikmeye başlamıştı, bu konu ile oyuncunun menejeri ilgilenir, ben de bu konuyu menejerime sordum, sonra bana kanaldan birileri tarafından ödeme yapıldığı bildirildi, bu ödeme şahsıma mı, menejerime mi yapıldığını, olayın üzerinden üç dört yıl geçtiği için hatırlamıyorum, ancak menejerime yatırılsa dahi o da bana ücreti ödüyordu, bunun üzerine menejerimi aradım ve neden ücreti yapım şirketi değil de kanal yatırdı diye sordum, menejerim de bana bunun nedenini öğreneceğini söyledi, yapım şirketi ve kanal arasındaki diyalogları bilmediğimiz için bu karışıklığın neden kaynaklandığını bilemiyorum, iki gün sonra … Yapım’dan aynı miktarda yine bir ödeme yapıldı, bunun üzerine yeniden menejerimi aradım ve ücretin geri iadesini yapmasını istedim, son olarak bu ödemelere ilişkin karışıklığın nedenini bir oyuncu olarak bilmem mümkün değildir, bizim için kanal veya yapım şirketi hepsi bir arada bir işveren konumundadır, biz de orada o işi yapmakla görevli kişileriz, bu konuların dışında bilgim yoktur” dediği anlaşılmıştır.
Davalıya, dizinin 6,7 ve 8. Bölümlerinin ücretinin kanal tarafından karşılanmaması halinde kime başvurulacağı sorulmuş, davalı tarafça, “Ben ücret alamadığım vakit, bunu sadece menejerime soruyordum, benim kanal nezdinde tanıdığım hiç kimse yoktur, dizi sektöründe görüldüğü üzere oyuncular çoğu zaman ücretlerini önceki haftalardan geriden gelerek tahsil edebiliyorlar, bu gecikme zaten sıklıkla yaşanan bir durum, ama üç dört bölüm geriden gelmek olağan durumun dışında bir durumdur, ben ücretimle ilgili olan hususlarda sadece menejerime soruyordum, bunun dışında da kimseyi tanımıyorum, 6.7, ve 8.bölümlere ilişkin faturaların kime kesildiği bilmiyorum.” dediği anlaşılmıştır.
İsticvap beyanlarından da anlaşılacağı üzere, davalının oyuncu olarak mali hususlar ile ilgili bir bilgisinin olmadığı, ödemeleri tamamen menajeri vasıtası ile takip ettiği, yapım şirketi ve kanal arasındaki ilişkiden haberdar olmadığı görülmüştür. Her ne kadar dava konusu uyuşmazlığın çözümünde isticvap ile değerlendirilebilecek bir husus bulunmasa da, davacı vekilinin bu yöndeki taleplerinin dava ve savunma hakkının kısıtlanmaması bakımından mahkememizce uygun görüldüğü ancak uyuşmazlığın çözümüne bir katkısının bulunmadığına kanaat getirilmiştir.
Taraflar arasında 28/09/2017 tarihli sözleşme incelendiğinde; konusunun “…” isimli dizi filmine ilişkin olduğu, davacı … Ltd.’nin sözleşmede yapımcı olarak yer aldığı, davalı …’ın oyuncu olarak diğer davalı …’nin ise ajans/menajer sıfatıyla sözleşmede imzasının bulunduğu, yine aynı tarihli “Mali Hak Devir Beyanı” başlıklı sözleşmeyle davalı oyuncu Selen Kurtaran’ın sözleşmeye konu diziden kaynaklı mali haklarını davacı … Ltd.’ye devrettiği, aynı tarihli “Muvafakatname” başlıklı sözleşmeyle dizideki hakların davacı yapımcı tarafından yayıncı kuruluş olan … Prodüksiyon A.Ş’ye devrine muvafakat verildiği, daha sonra davacının yayıncının ve dava dışı … Yapım Ltd.Şti.’nin taraf olduğu “… isimli TV dizisinin yapım sözleşmesi ek protokol 1” başlıklı ek bir protokolün yapılarak davacının ilk sözleşmeden kaynaklı yapımcılık hak ve yükümlülüklerini ek protokolün 4. Bendi gereği dava dışı … Yapım Ltd.Şti’ne devrettiği, ek protokolün 4.3. Bendinde … Yapım Ltd.Şti.’nin ve taahhüt eden sıfatıyla… 9. Bölümden itibaren sözleşmeye taraf olduğu sözleşme ile belirlenmiş tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getireceğini taraf değişikliği dışında sözlemenin aynı şartlarla devam ettiğinin belirtildiği, 3. Bölüme kadar taraf yükümlülüklerinin yerine getirildiği 8. Bölüme kadar olan davacının hak ve yükümlülüklerinin devam ettiğinin kabul edildiği ve bakiye hususların kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Borçlar Kanunu 26.maddesi “taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler” hükmüne amirdir.
Sözleşme özgürlüğü, bireylerin özel borç ilişkilerini hukuk düzeninin sınırları içinde özgürce kurabilme ve düzenleyebilme yetkisi olarak tanımlanmakta olup, bu kapsamda tarafların özel borç ilişkilerinde ceza koşulu yanında ayrıca diledikleri oranda faiz ödemeyi kararlaştırabilecekleri ve bu hususun sözleşme özgürlüğünün gereği olduğu izahtan varestedir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereği davalı oyuncunun sözleşme süresince yapımcı dışında üçüncü oyunculukla ilgili görev alınamayacağı yönündeki 6. ve 7(d) hükümleri ile sözleşme kapsamındaki hak ve vecaiblerini yapımcının önceden yazılı izni olmaksızın kısmen ve veya tamamen üçüncü şahıslara devir temlik ve ciro edilemeyeceği yönünde devir yasağına ilişkin 7/(i)ve 8(2) ve sözleşme kapsamında yapımcıya ait gizli bilgilerin üçüncü kişiler ile paylaşılamayacağı yönündeki 10 (d) bendinin davalı taraflarca ihlal edilerek sözleşmeye aykırı davranıldığı, belirtilen madde hükümlerinin ihlali nedeniyle ahde vefa ilkesine aykırı davranan davalıların cezai şart ihlal sayısının tespit edilerek cezai şart alacaklarını tespiti ile fazlaya ilişkin haklarını ile diğer haklarının saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL cezai şartın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsili talep etmiş ise de; davacının taraf olduğu devir sözleşmesi dikkate alındığında, hem sözleşmeyi imzalayıp hem de bu sözleşmeden kaynaklı olarak bu sözleşme gereği edimlerini yerine getiren ya da bu edimler kapsamında tahsilat yapan davalılara (davacının sorumlu olduğu ilk 8 bölüme ilişkin dahi olsa ) sözleşmeye aykırılık iddiasında bulunulmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğu, yine davalıların bir kısım bakiye ödemeleri dava dışı 3. Kişilerden tahsil etmiş olmasının davacının ticari sırlarına aykırılık olarak kabulünü gerektirir bir durum olmadığı gibi haksız rekabet olarak kabulünün mümkün olmadığı, zira ek protokolde 3. Bölümden 8. Bölüme kadar bakiye kalan ödemeler yönünden mahsuplaşmanın dikkate alınacağının kabul edildiği, davacının isticvap taleplerinin davanın konusuyla ilgili olmadığı düşünülse de, dava ve savunma hakkının kısıtlanmaması bakımından mahkememizce talebin uygun görülerek davalının isticvabına karar verildiği, isticvap beyanlarından da anlaşılacağı üzere, davalının oyuncu olarak mali hususlar ile ilgili bir bilgisinin olmadığı, ödemeleri tamamen menajeri vasıtası ile takip ettiği, yapım şirketi ve kanal arasındaki ilişkiden haberdar olmadığı, davacının 3. Kişiye bakiye ödemeleri kimlerin söylediği, kimlerden bu durumun yayıldığına ilişkin iddia ve taleplerin esasen davanın konusu olmadığı gibi davacının 3. Kişi olarak iddia ettiği dava dışı kişilerin sözleşme ve protokole taraf olarak imzalarının bulunduğu, sözleşmesel sorumluluklarının olduğu, şu hale göre davacının davalıların sözleşmeye aykırı davrandıkları iddiasına dayalı cezai şart talebinin dinlenilme imkanının bulunmadığı anlaşılmakla, sübut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 80,70 TL karar harcından peşin yatırılan 35,9 TL’nin mahsubu ile kalan 44,80 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalılar vekili yararına hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara (davalı … A. Ş. ve davalı …’a ) 1/2 oranında verilmesine,
4-Davalı … tarafından yapılan: 30 TL yargılama gideri (posta gideri) davacıdan alınarak davalı … Kurtalan verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.11/01/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza