Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/239 E. 2021/28 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/239
KARAR NO : 2021/28

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2016
KARAR TARİHİ : 23/11/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle müvekkilli … ilim ve Hizmet Vakfının 1979 yılında …nin ise 2011 yılında …’nun desteği ile … tarafından kurulmuş olduğu ve yıllardır vakıf amaçları doğrultusunda hizmet verdiğini… yılında yaptırıldığı ve müvekkili vakıf ve derneğin eğitim ve ilim hizmetleri derneği olmak üzere gösterilen alanlarda faaliyette bulunduğu müvekkilinin … tescil nolu … ve ….sınıflarda tescilli … markasının ve … sayılı …+şekil markasının …-… sınıflarda tescil edildiğini … sayılı … markasının … ve … sınıfları arasında tescil edilmiş olduğunu davalılarını 9.sınıfta … numaralı … markasının sahibi oldukları bu sınıfta herhangi bir ticari faaliyette bulunmadıkları müvekkili vakfın ve dernekleri temsil ettikleri cemaatin isminden haksız şekilde faydalanmak amacıyla markayı tescil ettirdikleri davalıların da yönetim kurulu üyesi olduğu fatih medreseleri isimli oluşumun … adını kullanarak bir takım faaliyetlerde bulunduğunu bu nedenle oluşumun başkan ve yöneticisine … 40.Noterliğinden ihtarname gönderilerek bu kimselerin cemaatten uzaklaştırıldığını davalılar adına tescil edilen markanın iltibas yarattığı ve ayırt edilemeyecek kadar benzerlik nedeniyle iptali gerektiğini, davalıların söz konusu internet sitesinde de müvekkilinin marka ve isim haklarını tecavüze uğratan yayınlar yaptığını ve sitede …ve …. faaliyetlerini tanıtımı ve reklamları için kötü niyetli olarak kullanıldığını, davalıların iyi niyetli olmadığını, daha önce yapılan marka başvurularının TPMK tarafından reddedildiğini, davalıların … ve …adıyla kurmak istedikleri TV için yaptıkları marka başvurusunun reddedilmesi üzerine FM TV adı ile kanal işletmeye başladıklarını belirterek davalı markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkini, davalı alan adının müvekkillerine devri olmadığı takdirde iptali davalıların vaki marka tecavüzünün tespiti durdurulması ve önlenmesi ile verilecek kararın ilanını talep etmişlerdir.
Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı dernek ve vakıfların müntesipleri tarafından daha önce açılan aynı iddialara dayalı davanın reddedildiğini, … 1.FSHHM’nin ….D.İş sayılı tespit dosyasında mahkemece haksız rekabetin olduğuna veya markasal bir kullanım olduğuna ilişkin tespit yapılamadığını 556 sayılı KHK’nin 7/1-j bendi uyarınca dini değer ve sembollerin marka olarak tescil edilemeyeceğini, müvekkilinin bir camii ismini yada sembolünü kullanarak haksız kazanç elde etmediği ve haksız rekabet yaratmadığını belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
… 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 12.04.2018 tarih ve … esas-… karar sayılı kararı ile “…Davacılar tarafından davalılar aleyhine açılan davanın kabulü ile, Davalılar adına TPMK nezdinde tescilli … tescil nolu “…” markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, Davalılara ait … alan adının iptaline, Davalıların marka tescili dışında kullanımları nedeniyle davacı yanın marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetinin tespiti, men’i ve ref’ine, Masrafı davalılardan alınmak üzere kesinleşen hüküm özetinin yurt çapında yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde bir kez ilanına…” dair karar verildiği, verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesi’nin 04.12.2020 tarihli 2018/2488 esas-2020/2116 karar sayılı İstinaf Kararı ile ;…İlk derece mahkemesince dosya kapsamında 18/12/2017 tarihli bilirkişi heyet raporu alınmış, raporda, “davalıların ticari/markasal kullanımın bulunmadığı, internet sitesindeki kullanımın marka hakkına tecavüz ya da haksız rekabet oluşturmadığı” beyan edilmiş, davacılar vekilinin yeniden rapor alınması talebi 08/02/2018 tarihli ara karar ile reddedilmiş ancak gerekçeli kararda, bilirkişi raporunda beyan edilen görüşlere neden itibar edilmediği gerekçeleriyle açıklanmamıştır. Mahkemenin gerekçeli kararında, … 1. FSHHM’nin dosyasında alınan bilirkişi raporundaki görüşlere yer verilmiştir. … 1. FSHHM’nin … Esas sayılı dosyasında davacılar tarafından davalı … A.Ş. Aleyhine marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni ve refi davası açıldığı, yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği ancak kararın henüz kesinleşmediği, dosyanın istinaf incelemesinde bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK’nın 266. maddesi uyarınca mahkemece, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilebilecektir. HMK 281 ve 282. maddeleri uyarınca Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirebilmekle birlikte bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği gibi, yeni bir heyetten de rapor alabilecektir. Mahkemece bilirkişi raporunun hükme dayanak yapılamayacağı kanaatine varılması halinde, gerekçelerinin açıklanması gereklidir. Farklı davalı aleyhine açılan davada alınan bilirkişi raporuna dayanarak ve hangi somut tespitlerin esas alındığı açıklanmadan karar verilmesi yerinde olmamıştır.
Dairemizce yapılan incelemede de; ilk derece mahkemesince görevlendirilen bilirkişi heyetinde bilişim uzmanı bilirkişi bulunmadığı, alınan raporda internet sitesi içeriklerine yer verilmediği, yeterli inceleme içermediği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davaya konu internet sitesinde “…” ibaresinin markasal kullanılıp kullanılmadığı, kullanılıyorsa somutlaştırılarak ne şekilde olduğu, kullanımın davalıların markasının tescil sınıfı içerisinde kalıp kalmadığı, davacı markalarının tescil sınıflarında kullanılıp kullanılmadığı, hangi mal ve hizmet sınıfında kullanıldığı ve kullanılıyorsa bu kullanımın ve alan adının dava tarihinde yürürlükte olan 556 Sayılı KHK 9/1-c maddesinde düzenlenen “ticari etki yaratacak biçimde” olup olmadığı konusunda bilişim uzmanının da bulunduğu heyetten rapor alınarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi, davacı tarafın markanın kötüniyetli olarak tescil edildiğine yönelik iddiasının incelenmesinde de, davalının marka başvurusunda bulunulduğu sırada kötüniyetli olup olmadığı tartışılmadan ve delil olarak sunulan hususlar irdelenmeden eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmediğinden, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilerek, yukarıda yer verilen eksiklikler konusunda da ayrıntılı rapor alınarak ve taraf iddia ve delilleri değerlendirilerek karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine…” gerekçesi ile … 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 12.04.2018 tarihli … esas-…karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesi’nin 04.12.2020 tarihli 2018/2488 esas-2020/2116 karar sayılı İstinaf Kararına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı asil …’nin 20.04.2021 tarihli duruşmada “… markasının üçüncü kişiler tarafından kullanılmasının engellenmesi amacı ile bu markayı tescil ettirmiştik, niyetimiz tamamen cemaati korumaya yöneliktir. Ancak daha sonra böyle bir uyuşmazlık çıktıktan sonra biz marka tescilini yenilemedik, ayrıca derneğimizin ismini de değiştirdik. … “…” ismine yönelik biz talebimiz yoktur, … ismine yönelik haklarımızdan feragat ediyoruz, bu iş uzasın istemiyoruz…” şeklinde beyanda bulunduğu, Davalı asil …’ın 20.04.2021 tarihli duruşmada “… markasının üçüncü kişiler tarafından kullanılmasının engellenmesi amacı ile bu markayı tescil ettirmiştik, niyetimiz tamamen cemaati korumaya yöneliktir. Ancak daha sonra böyle bir uyuşmamzlık çıktıktan sonra biz marka tescilini yenilemedik, ayrıca derneğimizin ismini de değiştirdik. … “…” ismine yönelik biz talebimiz yoktur, …ismine yönelik haklarımızdan feragat ediyoruz , bu iş uzasın istemiyoruz…” şeklinde beyanda bulunduğu, davalı asil …’ın 18.11.2021 tarihli dilekçesinde; Davaya ilişkin haklarından feragat ettiğini, davanın kabulü yönünde karar verilmesini talep ettiğini bildirdiği, davalı … mirasçıları …, …’e velayeten ve kendi adına …’ün 19.11.2021 tarihli dilekçesinde, haklarından feragat ederek davanın kabulü yönünde karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
KANAAT VE GEREKÇE
HMK.nun 308 ve devamı maddelerinde davayı kabul ve şekli açıkça belirtilmiştir. HMK 308. Maddesi düzenlemesine göre kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir.
Kabul beyanı dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır, hüküm ifade etmesi için karşı tarafın veya mahkemenin muvafakatine bağlı değildir (HMK 309. Madde). Kabul hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir (HMK 310. Madde).
Davalıların duruşmada davayı kabul ettiklerine ilişkin beyanları ve 19/11/2021 havale tarihli kabul beyanlarını içerir dilekçe doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde davanın kabulüne vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-HMK m.308 uyarınca davanın KABULÜ İLE, davalılar adına TPMK nezdinde tescilli … sayılı … markasının hükümsüzlüğüne,
2-Davalılar ait … alan adının davacılara devrine, kararın ….’ye bildirilmesine,
3-Hüküm özetinin Türkiye çapında yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde, masrafı davalılara ait olmak üzere bir kez ilanına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 80,70 TL karar harcından peşin yatırılan 29,20 TL’nin mahsubu ile kalan 51,50 TL bakiye karar harcının davalılardan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacılara verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; 1.700,00 TL bilirkişi ücreti, 427,75 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.127,75 TL ve 58,40 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 2.186,15 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
7-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair hazırda bulunanlar yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2021

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.