Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/236 E. 2022/163 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/236 Esas
KARAR NO : 2022/163

DAVA : Tecavüzün Ref’i, Men’i , Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/12/2020
KARAR TARİHİ : 15/12/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tecavüzün Ref’i, Men’i , Maddi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2012 yılında yayın hayatına başladığını, müvekkilinin haber, blog ve interaktif çeşitli içerikler sağlayan sosyal medya platformu olduğunu, davalı tarafın ise klasik gazete – televizyon kültüründen geldiğini, müvekkili şirketin yaptığı araştırmalar neticesinde davalı tarafın müvekkilinin içeriklerini izinsiz şekilde kullandığını, … 2. FSHHM … D. İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile toplam 157 ihlalin tespit edildiğini belirterek, tecavüzün ref’i ve men’ine, her bir ihlal için 500,00 TL olmak üzere toplam 78.500,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu içeriklerin Fsek kapsamında eser niteliğinde olmadığını, eser olduğu kabul edilse dahi söz konusu içeriklerin / yayınların kaynağı belirtilerek müvekkilinin imtiyaz sahibi olduğu internet sitesinde haber verme ve kamuoyunu bilgilendirme amacıyla kullanıldığını, dava konusu yayınların birçoğunun zamanaşımına uğradığını, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliler toplanmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememize sunulan 06/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; davacının davalının intihal yaparak sitesinde yer verdiğini belirtmiş olduğu ürünlerin FSEK bağlamında eser olarak değerlendirilme imkanının bulunmadığı, sahibinin hususiyetini taşıyan bir ürün olmayıp, haber mahiyeti arz ettiği, ancak bu yöndeki davacının haber içeriklerinin kopyalanmasına yönelik ihlal iddialarının TTK m.54/2 ve TTK m.55/1-a -4: “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,” şeklinde haksız rekabet hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesinin mümkün olabileceği, bununla birlikte davacının bu yönde talebine rastlanmaması yanında mahkemece haksız rekabet yönünden bir değerlendirme ve tazminat hesabı yapılması yönünde istem olmadığından bilirkişi olarak mahkemenizin talepleri ile bağlı olduğumuzdan bu yönde bir hesaplama yapılmadığı ancak mahkemenizce arzu edilirse yapılabileceği bununla birlikte bu durumda bir mali bilirkişinin de heyetimizde görevlendirilmesinin daha doğru olacağı yönünde görüş ve kanaati bildirilmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, FSEK md. 66 ve 69 maddeleri uyarınca tecavüzün ref’i ve men’i ile birlikte FSEK md. 70/2 maddesi uyarınca maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyası kapsamında davalı tarafından 157 adet ihlalli kullanım gerçekleştirildiğini, FSEK md. 25/2 hükmü uyarınca eserin tekrardan umuma iletiminin yapılabilmesinin izne tabi olduğunu, davacı tarafın … isimli haber, blog ve interaktif çeşitli içerikler sağlayan, alanında ilk olma özelliğini taşıyan yeni nesil yayıncılık faaliyetleri gösteren bir firma olduğunu, davalı yanın ise, klasik gazete- televizyon kültüründen gelen internet yayıncılığı konusunda davacıya kıyasla içerik bakımından daha sınırlı kapsam ve etki alanına sahip olduğunu, değişik iş dosyası kapsamında tespit edilen 157 adet ihlal oluşturan kullanımların davacıya ait FSEK’ten kaynaklanan haklara ihlal oluşturduğu, bu nedenle FSEK Md. 66 uyarınca tecavüzün ref’i ile birlikte tazminat taleplerinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere ülkemizde fikir ve sanat eserleri kapsamındaki emeğin hukuki koruması temelini Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndan (FSEK) almaktadır. Bern, Paris Antlaşmaları ve EPC hükümlerine uyumlu olarak hazırlanan bu kanunda, fikir sahibinin hakları ile toplumun gelişimi arasında bir denge gözetilmeye çalışılmıştır. Sadece fikir hakları sahiplerinin katı bir şekilde korunması halinde tekelleşmenin oluşacağı ve toplumsal gelişimin durabileceği endişesiyle hem eser sınıflarında ve kapsamında sınırlamalar getirilmiş, hem de bazı durumlar için istisnalar belirlenmiştir.
FSEK kapsamında korumadan yararlanacak bir fikri yaratımın öncelikle eser olması, daha sonra bu eserin Kanun’da sayılan sınıflardan birine girmesi aranmaktadır. Eser sayılmanın koşullarından biri de yaratanın hususiyetinin taşınmasıdır. Ancak bu niteliklere haiz olmayan ürünlerin de bağlı eser olarak korunması mümkün olabilmektedir.
5846 sayılı FSEK’nun 1/B a maddesinde “Sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, Musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri” eser olarak değerlendirilmektedir. Bir eserin, yasa karşısında eser niteliğini kazanabilmesi için iki unsur gereklidir. Birincisi objektif unsur ki yasa bunu mahsul (ürün) olarak belirtmiştir. Buna göre eser, evvela temellüke, tasarrufa elverişli maddi bir varlık olarak var olmalıdır. İkincisi de, subjektif unsur olup eserin sahibinin özelliğini taşıyan bir fikir ve sanat eseri olmasıdır. O halde, bir eserden bahsedebilmek için, ortada “Sahibinin” hususiyetlerini taşıyan bir fikir ve sanat “mahsulünün” bulunması gereklidir.(Prof. Dr. Fırat Öztan; Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku, Seçkin Yayınları,2008 sayfa 81 vd.) Aynı Kanunun 2 ve devamı maddelerinde, fikri ve sanat eserleri; ilim ve edebiyat eserleri, Müzik eserleri, güzel sanat eserleri, sinema eserleri, işlenme eserler ve derlemeler olarak gruplara ayrılır. Burada bahse konu resimler vs. başka yerlerden alınmış olmakla eser olmaktan çok haber niteliğine haiz yayınlardır.
Unutulmaması gereken diğer bir husus ise, FSEK kapsamında koruma altında olan eserlerin haklarına yapılacak her müdahalenin tecavüz olarak nitelendirilmemesidir. Kanun Koyucu genel menfaat mülahazasıyla eser sahiplerinin haklarına bir takım sınırlamalar getirmiştir. Bunlardan biri 36. maddede yer alan gazete münderecatıdır. Gerçekten de bu şekilde, haber alma hürriyetinin gerçekleşmesi (Informationfreiheit) haberlerin serbestçe akımını (free low of infomation)’nın sağlanması amaçlarına yönelik olarak; eser sahibine ait çoğaltma, yayma ve temsil haklarına müdahale imkânı yaratılmaktadır. Ancak basın olarak iktibas hakkı, günlük olaylara, adli ve polisiye olaylara, kazaya veya bir spor gösterisine vs., ilişkin havadis ve haberler, sırf bir vakayı nakletme amacıyla sınırlıdır, muhabir, sadece gördüğü ve işittiğini başkalarına nakletmiş ve kendisinden ilave yapmadığı, herkesin gördüğünü ve işittiğini başkalarına naklettiği için bu tür fikir mahsulleri (FSEK1/B/a) mahiyetinde değildir. Kaideten, basın ve radyo tarafından yayınlanan haber ve havadisler, umumun malı olarak serbesttir. Gazete ve dergilerde çıkan makale ve fıkralar, hususiyeti haiz fıkır mahsulü vasfını taşıyorsa, diğer eserler gibi bunlar da himaye görür.
Öte yandan, 1 fıkrada; Basın Kanunu’nun 15. maddesi hükmünün saklı olduğu belirtilmektedir. Bu maddenin içinde yer aldığı 5680 sayılı Basın Kanunu, 26/06/2004 tarihli Resmi Gazete ile yürürlüğe giren 5187 sayılı Basın Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır; yeni kanuna göre, basın yoluyla verilen (yayımlanan) günlük haberler, başkaları tarafından serbestçe iktibas olunabilecektir; ancak, kaynak göstermek şarttır. (BsnK 24/1). İşaret olunan haber, yazı ve resimlerin yayın hakkı saklı tutulmuşsa, süreli ‘yayın sahibinin iznin alınması’da gereklidir. (BsnK 24/11)
Somut olaya dönüldüğünde; her ne kadar davacı, davalı yayın kuruluşunun davacıyı zarara uğrattığı iddiasıyla iş bu davayı açmış ve tecavüzün tespiti, ref’i, müdahalesinin men’i ile FSEK’in 70.maddesi uyarınca tazminat talep etmiş ise de; bilirkişilerce de tespit edildiği üzere FSEK md. 36 kapsamında davalı kullanımlarının gazete ve dergilerde yayınlanan günlük meselelere ilişkin kullanımlar kapsamında kaldığı, davacı yayınlarının incelenmesinde madde kapsamında iktibas hakkı saklı tutulan eserlerin (makale ve fıkralar vb.) yer almadığı, bahse konu kullanımların fsek kapsamında değerlendirme imkanının bulunmadığı, olsa olsa mevcut kullanımların haksız rekabet bakımından incelenebileceği sonucuna varılmış, davacının dava dilekçesinin incelenmesinde haksız rekabet hükümlerine ayrıca dayanılmadığı görülmekle HMK md. 26 kapsamında bu yönde ayrıca bir inceleme yapılmamıştır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle, toplanan deliller, hükme esas alınan 06/09/2022 tarihli bilirkişi raporu bir arada değerlendirildiğinde ihlal iddiasına konu kullanımların raporda ifade edildiği üzere eser niteliğine sahip olmadığı dolayısı ile FSEK korumasından yararlanamayacağı, kullanımların FSEK md. 36 kapsamında iktibas serbestisi sınırları içerisinde kaldığı anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddi cihetine gidilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca, peşin olarak yatırılan 1.340,59 TL’den 80,70 TL karar harcının mahsubu ile kalan 1.259,89 TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen tecavüzün ref’i ve men’i talepleri yönünden davalı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen maddi tazminat miktarı yönünden davalı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.15/12/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza