Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/23 E. 2023/130 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/23 Esas
KARAR NO : 2023/130

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 07/04/2017
KARAR TARİHİ : 23/05/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 1986 yılında kurulduğunu, Türkiye’nin en büyük optik markası haline geldiğini, verdiği hizmetin kalitesiyle sektöründe kabul görmüş piyasada tanınmış yüksek itibara sahip bir firma olduğunu, şirket adına tescilli “…” markasının tescile konu mallarla ilgili olarak kullanım sonucu ayırt edicilik kazandığını, “…” markasının davacı adına …,…, … sayı ile tescilli olduğunu, ayrıca …, … sayı ile tanınmış marka olarak kabul edildiğini, davalının … sayılı “…” markasının davacı “…” markaları ile aynı/ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, aynı sınıflara sahip olduğu, davacı tanınmış markaları ile karıştırılacağı, haksız rekabete neden olacağı ve davalının haksız kazanç sağlayacağını, davaya konu “…” markasının tüketiciler tarafından davacı firmanın bir alt ve yan markası olarak algılanacağını, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin kabulü için tüketicinin mutlaka bir marka olduğu zannıyla başka bir markayı alması gerekmediği, işletmeler arasında ekonomik ya da yönetimsel bir bağ olduğu fikrine kapılmasının yeterli olduğunu, davacı “…” ibareli markası ile davaya konu “…” markasının …. Sınıfta tescilli olması, gözlük sektöründe aynı emtialar üzerinde kullanılması, birbiri ile iltibas yaratacak ve halkı yanıltacak mahiyette olduğunu belirterek, davalı adına tescilli …tescil numaralı “…” markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı karşı davacı vekili asıl davaya cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … tarafından 1903 yılında ABD’de kurulduğunu, dünya genelinde tanınmış olan pek çok araba markasının sahibi olduğunu, …’ın 1959 yılında kurulduğu, …’nın en büyük ticari araç üretim merkezi konumunda olduğunu, Türkiye’nin en fazla ihracat yapan ilk 3 şirketi arasında yer aldığını, … markasının Türkiye’de ilk olarak 1928 yılından tescil ettirildiğini, dünya genelinde 78 ofis ve tesisi ile faaliyet gösterdiğini, Mustang markasının 2.Dünya savaşında kullanılan … savaş uçaklarının isminden esinlenerek oluşturulduğunu, ayırt edici bir kelime olduğunu , günlük dilde kullanılan genel geçer bir ifade olmadığını, Dünya çapındaki Mustang bilinirliğinin davacıdan kaynaklandığı, bu bilinirlik dışında yaygın kullanımı olan bir kelime olmadığını belirterek, asıl davanın reddini, karşı davanın kabulü ile davacı karşı davalıya ait Mustang ibareli markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı karşı davalı vekili asıl davada cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle ; müvekkilinin davaya konu taleplerinin … markaları ile ilgili değil … ibareli markalar ile ilgili olduğunu, davalı yanın … markasının tanınmış bir marka olmadığını, ayrıca ilk kez davalılar tarafından da kullanılmadığını, müvekkili şirketin kötü niyetinden bahsetmenin mümkün olmadığını, davada tarafların marka tescillerinin farklı sınıflarda olduğunu, karıştırma ihtimalinin bulunmadığını belirterek, asıl davanın kabulü ile davalı markasının hükümsüzlüğünü, karşı davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliler toplanmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememize sunulan 11/07/2021 tarihli bilirkişi kök raporunda ve 24/02/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle ; Davacı karşı davalıya at … markasının …. Sınıfta yer alan “…” emtiasında, davalı karşı davacının “…” markasının ise … Sınıfta yer alan “Otomobil (Motorlu kara taşıtları)” emtiasında tanınmış marka oldukları, asıl davada, davacı karşı davalının …. Sınıfta “Gözlük çerçeveleri ve gözlükler” emtialarında, karşı davada, davalı karşı davacının … Sınıfta “Otomobiller” emtiasında … markasının gerçek hak sahibi olduğunu, davalı karşı davacının … Sınıfta “Gözlükler, güneş gözlükleri, okuma gözlükleri, optik çerçeveler, optik lensler, optik aynalar, gözlükler ve güneş gözlükleri için kılıflar; gözlük aksesuarları, yani gözlük askıları, bantları ve kordonları; gözlük temizleme bezleri” emtialarında hükümsüzlüğü talep edilen … sayılı markasının, davalı- karşı davacının önceki tescilli markaları kapsamında seri marka olarak nitelendirilemeyeceği, taraf markalarının kötü niyetle başvurulmadığı, davalı- karşı davacının aradan geçen 27 yıllık süreden sonra davacı- karşı davalının … Sınıfta yer alan “Gözlük” emtiası açısından tanınmış … markalarının hükümsüzlüğünü talep etmesinin hakkın kötüye kullanımı teşkil ettiği, davalı karşı davacı adına tescilli asıl dava konusu … sayılı … şekil markasının karıştırılma ihtimali ve tanınmışlık nedeniyle hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, Davacı karşı davalı adına tescilli karşı dava konusu …, …, … sayılı markalarının dava tarihi itibarıyla tescil tarihlerinin üzerinden SMK 25/6. maddesinde belirtilen 5 yıllık hak ücü sürenin geçmiş olması nedeniyle anılan markaların hükümsüzlüğünün talep edilemeyeceği, davacı karşı davalı adına tescilli karşı dava konusu … ve … sayılı markalar açısından davacı karşı davalının kazanılmış hakkının bulunduğu, üzlük koşullarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine ulaşıldığı bildirilmiştir.
Mahkememize sunulan 09/01/2023 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle ; Asıl davada, davacı karşı davalının mustang ibaresi üzerinde … Sınıfta “Gözlük çerçeveleri ve gözlükler” emtialarında gerçek hak sahibi olduğu, Davalı karşı davacı adına tescilli asıl dava konusu … sayılı … Şekil markasının bütünsel açıdan değerlendirildiğinde hitap edilen tüketici nezdinde davacı karşı davalı markaları ile karıştırılma ihtimali olduğu, Davalı karşı davacının … Sınıfta tescilli … sayılı … markasının seri marka olarak nitelendirilemeyeceği, Karşı dava açısından davacı karşı davalı adına tescilli …,…, …, …, …, … markaların tescil tarihi açısından davalı karşı davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybı oluştuğu, bu markaların tescilinde kötü niyet olduğuna yönelik bir tespit yapılamadığı, Karşı dava açısından Davacı karşı davalı adına tescilli karşı dava konusu … sayılı marka açısından davacı karşı davalının gerçek hak sahibi olduğu, niyetin söz konusu olmadığı h ik koşullarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine ulaşıldığı bilidirilmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
İşbu dava 6769 sayılı SMK uyarınca açılmış asıl dava yönünden davalı karşı davacıya ait … numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü ile karşı dava yönünden davacı karşı davalıya ait … ibareli markaların hükümsüzlüğü talebine ilişkin davadır.
Davalı karşı davacı vekili 07/03/2023 tarihli dilekçesi ile asıl dava yönünden hükümsüzlük talep edilen … tescil numaralı markasını geri çektiklerini, karşı dava yönünden ise davadan feragat ettiklerine dair beyanda bulundukları anlaşılmıştır.
HMK’nın 308 ve devamı maddelerinde davanın kabulü ve şekli açıkça belirtilmiştir. Buna göre “Madde 308- (1) Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. (2) Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur. Madde 309- (1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.(2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (3) Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. (4) Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Madde 310- (1) Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Madde 311- (1) Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir. Madde 312- (1) Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir.” belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, asıl dava yönünden dava konususuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, karşı dava yönünden davalı karşı davacı vekilinin vaki feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Asıl dava yönünden dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karşı dava yönünden davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE,
3-Asıl dava yönünden ; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 179,90 TL karar harcından peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile kalan 148,50 TL bakiye karar harcının davalı karşı davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karşı dava yönünden ; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 179,90 TL karar harcından peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile kalan 148,50 TL bakiye karar harcının davalı karşı davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Asıl dava yönünden ; Her ne kadar dava konusuz kalmış ise de, dava açıldığında haklılık durumu uyarınca HMK m.331 gereği Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdiren davacı karşı davalı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacı karşı davalıya verilmesine,
6-Karşı dava yönünden ; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı karşı davalı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacı karşı davalıya verilmesine,
7-Davacı karşı davalı tarafından yapılan: 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 511,75 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.511,75 TL ve 62,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 3.574,55 TL yargılama giderinin davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine,
8-Davalı karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.23/05/2023

Katip
e-imza

Hakim …
e-imza