Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/219 E. 2022/6 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/219 Esas
KARAR NO : 2022/6

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 17/11/2020
KARAR TARİHİ : 18/01/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkili … AŞ’nin kurucusu …’in … Ltd.Şti’inde çalışırken, kendi kişisel ilişkilerini kullanarak … Merkezli …Şirketinin global tüm haklarına sahip olduu arttırılmış gerçeklik oyunu olan “…”nun Türkiye’de franchise haklarını almak üzere anlaşarak 11/05/2019 tarihinde sözleşme imzaladığını, sözleşme imzalamadan önce görüşmeler yapılırken Sportant şirketinin kurucusu … tarafından …, …, … domain isimlerini aldığını, sözleşme akabinde …’nun Türkiye’de yaygınlaştırılması adına gereken tanıtım çalışmalarını yapmaya başlayan davacının yaygın sosyal medya uygulamaları üzerinden hesaplar açtığı ve paylaşımlar yapmaya başladığını, davalının tüm bu paylaşımlardan sonra 27.05.2019 tarihinde … markasını 09.28.35.41 sınıflarında kötü niyetli olarak tescil ettirdiğini, tüm bu çalışmalar devam ederken, “…” markası ve oyununun üreticisi konumunda bulunan …Şirketi ile tekrar bir araya gelerek 31/05/2019 tarihinde oyunun …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, .., …, …, …, …, …, …, … ve …’de ki Franchise haklarını satın aldığını, …Şirketi, 31/05/2019 tarihinde imzalanan sözleşme ile birlikte 22 ülkede “…”nun tüm haklarına sahip olan … Ltd.Şti ve …’in çalışmaları neticesinde “…”nun yaygınlaşması ve işlerin büyümesi neticesinde sadece “…” oyunuyla ilgili faaliyet gösterecek bir şirket kurmasını ve “…” ile ilgili çalışmaların bu şirket üzerinden yapımasını talep ettiğini, bu talebi olumlu karşılayan …’in iş bu davanın davacısı konumunda bulunan …A.Ş’yi kurarak , …Şirketiyle 09/06/2020 tarihinde 2 adet sözleşme imzalayarak çalışmaları bu şirket üzerinden sürdürmeye devam ettiğini,… tarihinde Türkiye’de … Türkiye Lansmanı yapıldığını, T.C Gençlik ve Spor Bakanlığı kontrolünde, E-Spor Federasyonu ile … türkiye arasında 18/06/2020’de yapılan protokol ile Türkiye’de … branş sporu haline geldiğini, milli takımı kurulduğunu, … Üniversitesi ile … ile ilgili kurulacak kulüplerin eğitimci ihtiyacını karşılamak ve oyuncu sağlığı ile ilgili konularda araştırma yapmak üzere protokol imzaladığını ve … kurulu … AVM’de showroom açılarak halka tanıtım yapılmaya başladığını, müvekkilinin yaklaşık 1,5 yıldır ülkemizde ve dünyada yaşanan pandemiye rağmen tüm emek ve mesaisini bu işe harcadığını, …’nun yaygınlaşmasına çaba gösterdiğini, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde maliki bulunduğu markanın haksız ve hukuka aykırı kullanımı nedeniyle zarara uğradığını, iş bu durum nedeniyle TTK kapsamında haksız rekabet oluşturduğunu, müvekkilinin çok uzun süre emek ve mesai harcayarak geliştirdiği markayı davalının kötü niyetli tescilde bulunması ve müvekkili şirketin faaliyetlerinin taklit ederek kullanılması neticesinde davanın kabulü ile davalının … oyununun içeriğine dair fikri olmamakla beraber, oyunun oynanabilmesi adına gereken lisans ve teknik donanıma sahip olmadığından davalının kötü niyetli olarak tescil ettiği … markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davacının dava dilekçesinde markanın gerçek sahibinin Tokyo merkezli şirket olduğunu ileri sürdüğünü ancak yurt dışı marka tescil belgelerini dosyaya sunmadığını, sunduğu lisans sözleşmelerinin davacıya ait olmadığını, davacı şirket taraf sıfatına haiz olmadığını, dava açmada menfaati bulunduğunu, davalı müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, marka hukukunda ülkesellik ilkesi gereğince davaya konu … markasını ilk tescil ettiren hak sahibinin müvekkili olduğunu, davacının Türkiye’de tescilli bir markasının bulunmadığını, dosyaya herhangi bir yurt dışı tesciline ilişkin belge de sunmadığını, davalının TPE nezdinde … numaralı … markasının ve 09.28.41 sınıflarda maliki olduğunu, davalının markasının davacı tarafından haksız ve hukuka aykırı şekilde kullanılmak suretiyle tecavüze uğradığını, bu hususla ilgili bu davadan önce davacı tarafa ihtarname çekildiğini, davacının bu ihaleye son vermek yerine kötü niyetli olarak bu davayı ikame ettiğini haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle ; davacıya ait olduğu belirtilen “…” internet web sitesinin güncel olarak kullanımda ve aktif olduğu, ancak ilgili alan adına girildiğinde yine davacıya ait olduğu belirtilen “…” alan adına yönlendirildiğini, alan adlarının whois bilgilerin kontrol edildiğinde bu alan adının 20/04/2019 tarihinde kayıt olunduğunu ve internet sitesinin içerikleri detaylıca incelendiğinde “…” isimli spor oyun hakkında internet sitesi olarak kullanıldığı, davacıya ait olan internet web sitesinin “…” adresindeki internet sitesinin 07/07/2020 yılından bu yana arşiv kayıtlarına ulaşıldığı ve davacı tarafından “…” isimli spor oyun hakkında kullanıldığı, davacı tarafında dosyaya sunulan bahsi geçen “I…” , “…” ve “…” sosyal medya hesaplarına ait sayfaların kullanımda ve aktif olduğunu, “…” isimli spor oyun hakkında tanıtım ve görsellerinin kullanıldığını, Facebook hesabının ve Youtobe kanalının 13/05/2019 tarihinde oluşturulduğunu, instagram hesabından ilk paylaşımın “10 Mayıs 2019” tarihli olduğu, bu hesaplar oluşturulduğundan bu yana aktif olarak kullanıldığı, ilgili sosyal medya sayfalarının sahibi ile internet sitesinin sahibinin aynı kişi/kişiler olduğu, … ve Amerika’da tescilli … markasına sahip olan ve … oyununun yaratıcısı, maliki ve satıcısı konumunda bulunduğu davacı Şirket ile yaptığı sözleşmelerde ifade eden … adlı firmanın … oyunlarının Türkiye’de lisanslı ve münhasır satıcısının ve temsilcisinin davacı şirket olduğu, davacının … spor oyunu ile ilgili olarak sadece satış değil, tanıtım, müsabaka, turnuva düzenleme ve seçme yapma gibi … oyunu ile ilgili tüm alanlarda lisanslı olduğu, davalı …’nün … markasını Türkiye’de tescil ettirmesinin dışında … spor oyunu ve …’nun maliki Meleap firması ile herhangi bir bağlantısı, lisansı ve başkaca bir hakkı bulunmadığı, davalının …tescil numaralı … markasının davacının … ibareli markası ile ayırt edilemeyecek denli benzer olduğu ve bu sebeple iltibas yarattığı, … numaralı … markası üzerinde davalının tesciline rağmen davacının üstün öncelikli hak sahibi olduğunu, davalının… numaralı ile tescilli “…” markasının SMK md.25/1 uyarınca hükümsüzlük ve sicilden terkin şartlarının oluştuğu yönünde sonuç ve kanaatine varmışlardır.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, davalı adına TPMK nezdinde … numara ile tescilli “…” ibareli markanın SMK m.25/1 uyarınca hükümsüzlüğüne ve sicilden terkini istemine ilişkindir.
TPMK Kayıtlarının incelenmesinde hükümsüzlüğü istenilen davaya konu … markasının 27/05/2019 tarihinde, 09.28.41 sınıflarda, … numara ile davalı adına tescil edildiği ve halen geçerliliğini koruduğu görülmüştür.
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Hükümsüzlük Hâlleri Ve Hükümsüzlük Talebi Başlıklı 25. Maddesi; “1)5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir”.2)Menfaati olanlar. Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. 3)Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. 4)Bir marka, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. 5)Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. 6)Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği halde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 7)6 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü def i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19 uncu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlar. ” hükümlerine amirdir.
Bu madde metninde atıf yapılan 5. ve 6. maddeler, marka tescilinde mutlak ve nispi red nedenleri başlıkları altında toplanmaktadır.
Kanunun “Marka tescilinde mutlak ret nedenleri” başlıklı 5. Maddesine göre ; “Aşağıda belirtilen işaretler, marka olarak tescil edilmez: a) 4 üncü madde kapsamında marka olamayacak işaretler. b) Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler. c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler. ç) Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler. d) Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler. e) Malın doğası gereği ortaya çıkan şeklini ya da başka bir özelliğini veya teknik bir sonucu elde etmek için zorunlu olan veya mala asli değerini veren şeklî ya da başka bir özelliğini münhasıran içeren işaretler.f) Mal veya hizmetin niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı gibi konularda halkı yanıltacak işaretler. g) Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesine göre reddedilecek işaretler. ğ) Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamı dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, tarihi ve kültürel değerler bakımından halka mal olmuş diğer işaretler ile yetkili mercilerce tescil izni verilmemiş olan armaları, nişanları veya adlandırmaları içeren işaretler. h) Dinî değerleri veya sembolleri içeren işaretler. ı) Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı işaretler.i) Tescilli coğrafi işaretten oluşan ya da tescilli coğrafi işaret içeren işaretler.(2) Bir marka, başvuru tarihinden önce kullanılmış ve başvuruya konu mal veya hizmetler bakımından bu kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmışsa bu markanın tescili birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre reddedilemez. (3) Bir marka başvurusu, önceki marka sahibinin başvurunun tesciline açıkça muvafakat ettiğini gösteren noter onaylı belgenin Kuruma sunulması hâlinde birinci fıkranın (ç) bendine göre reddedilemez. Muvafakatnameyeilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.” hükümlerine amirdir.
Buna göre mutlak red nedeni olarak tescili yasaklanmış işaretlerin ayırt etme gücüne sahip olmamaları veya herkesin kullanımına açık olmaları sebebiyle kamu menfaati gözetilerek tescil edilmeleri mümkün değildir.
Kanunun “Marka tescilinde nispi ret nedenleri” başlıklı 6. Maddesine göre; “1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir. 2)Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir. 3)Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir. 4)Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir. 5)Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmıştık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir. (7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir. (8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir. (9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” hükümlerine amirdir.
6769 sayılı SMK’nın 25. Maddesine göre 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
Somut olay bakımından yapılan incelemede, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere SMK md. 6/1 uyarınca markalar arasında yapılan karşılaştırma sonucu her iki markanın aynı ibareyi taşıması ve kullanım durumlarına ilişkin tespitler sonucu aynı mal ve hizmet sınıflarını içermesi nedeni ile halk nezdinde karıştırılma ihtimalinin kaçınılmaz olduğu izahtan varestedir. Bu nedenle bu hususta ayrıntılı değerlendirme yapılmaya gerek görülmemiştir.
İhtilaf konusu asıl uyuşmazlığın … markasının SMK md. 6/3 kapsamında gerçek hak sahipliği iddiası noktasında toplandığı görülmektedir. Davacı taraf lisans sözleşmesine dayalı kullanım iddiasına dayanarak, lisans aldığı markanın gerçek hak sahibinin … merkezli…isimli bir şirket olduğunu ve bu markanın 04.12.2015 tarihinden beri Japonya’da tescilli olduğunu, mezkur marka her ne kadar Türkiye’de kayıtlı değil ise de, markayı ilk defa kullanan ve ayırt edicilik kazandıran firma tarafından kendisine verilen lisans kapsamında işbu dava konusu marka yönünden gerçek hak sahibinin Türkiye’de kendisi olduğunu iddia etmektedir.
Gerçek Hak Sahipliği İddiası
Markaların tescilinde ülkesellik ilkesi olduğu bilinmektedir. Her marka sahibi markasını tescil ettirdiği ülke hukukuna göre korunmaktadır. Bu nedenle davacının Türkiye’de tescilli olmamasının davalının tescilinin “Sicil bakımından” önünü açtığı açıktır.
Ancak bilindiği üzere tescil, “marka hukukumuzda 556 sayılı KHK ve Sınai Mülkiyet Kanunu ile tescil ilkesi temel alınmakla birlikte, tescilin gerçek hak sahipliğini de yansıtması gerekir. Başka deyişle bir işareti kendi adına marka olarak tescil ettiren veya tescil için başvuran kişi, kural olarak hak sahipliği veya öncelik açısından bir karine elde etmiş olur (şekli hak sahipliği). Ancak maddi anlamda hak sahipliği ilkesi de temel olarak kabul edildiği için tescilli hak sahipliğinin aksi ortaya konularak tescille elde edilen karinenin çürütülebilmesi mümkündür/’ (Fatih BİLGİLİ, Marka Hukukunda Hakkın Kötüye Kullanılması, Ankara, 2006, s. 92) Zira “İsviçre-Türk markalar hukuku, marka üzerindeki hakkın iktisabı ve korunması ile ilgili alarak üç önemli ilkeye dayanır. Marka üzerindeki öncelik hakkı, o markayı, ihdas ve içtimai eden ve piyasada maruf hale getiren kişiye aittir. Buna “gerçek hak sahibi” denilir ve bu tescil açıklayıcı etkiye sahiptir Buna mukabil bir markayı ihdas ve istimal etmeksizin seçip tescil ettiren kimsenin bu tescili kurucu etkiye sahiptir. Ancak, bu tescil sadece hak sahibine başlangıçla şarta bağlı bir hak sağlayabilir. Gerçek hak sahibinin dava açıp bu markayı tescil ettireceği tarihe kadar kurucu etkiye sahipliği devam eder Çünkü, hakiki, gerçek hak sahipliği ikinci bir bağımsız ve münferit mülkiyete hak vermez. Markanın hakiki hak sahibi markasının aynısını veya tefrik edilemeyecek benzerini her nasılsa marka olarak tecil ettiren kimsenin sonradan tescil edilmiş markanın hükümsüzlüğünün istenebileceği kabul edilmektedir.” (Yargıtay 11. HD. 6.7.1998. E.1998/1734, K.1998/5146) Başka deyişle tescili önce olan taraf karşısında gerçek hak sahipliğini, diğer deyişle o markayı piyasada önce kullanarak ayırt edici hale getirdiğini ileri süren tarafın, bu karineyi çürütmesi de mümkündür.
Davacı Şirket’in 18/02/2020 tarihli Ticaret Sicil kayıtlarındaki ana sözleşmesi incelendiğinde, şirketin bilişim ve bilgisayar sektörü için kurulduğu “her marka artırılmış gerçeklik üzerine çalışan yazılım donanım ve bilgisayar sistemleri, bilgisayar oyunları, oyun ve projeleri tasarım, geliştirme espor faaliyetleri oluşturmak, frencaise sözleşmeleri yapmak için faaliyet yaptığı anlaşılmıştır.
… markasının … firmasına ait olduğuna dair Japonya marka belgesi, Türkçe tercümeleri ile birlikte davacı tarafından ibraz edilmiş, yapılan incelemede markanın Japonya’ daki tescil tarihinin 04/12/2015 olduğu görülmüştür.
Davacı … ile … firması arasında imzalanan 09/06/2020 tarihli MASTER FRANCHİSE SÖZLEŞMESİ’nin 2.0. maddesinde “Bölge” olarak “Türkiye (Türkiye Cumhuriyeti)” gösterilmiştir. Bu sözleşmede Lisans alan konumunda davacı …” şirketi yer almaktadır. Sözleşme’de “… isminin, … tarafından … ismi altında üretilen ve satılan artırılmış gerçeklik oyunları arasında , işbu sözleşmeye ekli EK A belgesinde listelenenler anlamında geleceği belirtilmiştir. (1.8. madde)
Sözleşmenin 2.7 maddesinde Lisans Alan’ın (Davacı …) Bölge içinde (Türkiye) … ürünleri satmaya yetkili tek kurum olduğu kabul edilmiştir.
Sözleşmenin 5. Maddesinde Lisans alanın Bölge’de … için etkinlik, sergi, turnuva organize etme ve işletme hakkına sahip olacağı kabul edilmiştir.
Anılan sözleşme hükümlerden davacı şirketin Franchise (lisans) sözleşmesindeki yükümlülükleri gereği tüm Türkiye’de … oyununun tanıtımı ve satışı için münhasıran tek yetkili konumuna getirildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından dosyaya Türkçe tercümeleri sunulan meleap firması tarafından …’da tescil ettirilmiş olan … markası, davalı şirketin … markasını Türkiye’de tescilinden önceki bir tarihe tekabül ettiği görülmektedir.
Davalı Şirket’in … markasını tescil tarihi 27/05/2019 olup, davacı …Şirketi’nin … firması ile … oyunu için Lisans Sözleşmesi 09/06/2020 tarihinde imzalanmıştır.
Yine dosya arasına alınan delillerin incelenmesinde T.C Gençlik ve Spor Bakanlığı nezaretinde E-Spor Federasyonu ile … Türkiye arasında 18/06/2020 tarihinde protokol yapıldığı, Türkiye’de …’nun branş sporu haline geldiği ve milli takımı kurulduğu görülmüştür.
Dosya arasında bulunan deliller, bilirkişi heyeti tarafından yapılan tespitler ışığında, davacının Lisans Sözleşmesi yaptığı Lisans Veren Meleap inc. firması adına “…” markasının Japonya’da 04.12.2015, ABD’ de 19.02.2018 tarihinden beri tescilli olup koruma altında olduğu, Lisans Veren … firmasının Türkiye’de … şeklinde bir markası bulunmadığı, … Firmasının ABD ve Japonya’da … ibareli marka tescilinin, davalının 27.05.2019 tarihli … marka tescilinden önce olduğu, bilişim uzmanı bilirkişisi yapılan tespit sonucu “…” ve “…” alan adlarının 20.04.2019 tarihinde kayıt olunduğu ve “…” isimli spor oyunu hakkında internet sitesi olarak kullanıldığı, yine davacı tarafından dosyaya sunulan Facebook hesabının ve Youtube kanalının “13 Mayıs 2019” tarihinde oluşturulduğu, Instagram hesabından yapılan ilk paylaşımın “10 Mayıs 2019” tarihli olduğu, bu hesapların oluşturulduğu tarihten beri aktif olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamından davalının … numara ile tescil ettirdiği … markasının kullanımı ve ilk kullanım tarihi tespit edilememiş olup marka başvuru tarihi olarak 27.05.2019 tarihi esas alınmıştır. Davalının marka başvuru tarihinden önce; davacı firmanın sahibi …’ in, dava dışı … Ltd. şirketinde SGK’ lı olarak çalışırken Lisans Veren … Firması ile 11.05.2019 tarihinde Lisans Sözleşmesi imzaladığı anlaşılmaktadır. Sözkonusu sözleşme öncesinde 20.04.2019 tarihinde alan adı kaydının yapıldığı ve sosyal medya kullanımlarının başladığı görülmektedir. Davacının … ibareli marka kullanımının davalı marka başvurusundan önce olduğu dolayısıyla davacının markanın gerçek hak sahibi, öncelikli hak sahibi olduğu, davalı …’nün ise … markasını Türkiye’de tescil ettirmesinin dışında … espor oyunu ve …’nun maliki … firması ile herhangi bir bağlantısı, lisansı veya başkaca bir hakkı bulunmadığı dosya içeriğinden anlaşıldığı, … numaralı … markası üzerinde davalının tesciline rağmen, davacının üstün/öncelikli hak sahibi olduğu, davalının… numara ile tescilli “…” markasının SMK md. 25/1 uyarınca hükümsüzlük ve sicilden terkin şartlarının oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar muvacehesinde toplanan deliller, lisans sözleşmesi, TPMK kayıtları, hükme esas alınan bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalı adına tescilli … markasının, lisans veren dava dışı … Şirketi tarafından …’da 04.12.2015,..’de 19.02.2018 tarihinden beri tescilli olduğu, davacının bu markayı lisans sözleşmesi kapsamında kullandığı, davalının markayı kullandığına dair dosyaya somut bir bilgi veya belge sunamadığı, davalının tescilli markasının koruma altında olduğu sınıflar ile davacının kullanımlarının incelenmesinde aynı sınıfları içerdiği, … numaralı … markası üzerinde davalının tesciline rağmen, davacının üstün/öncelikli hak sahibi olduğu, davalının … numara ile tescilli “…” markasının SMK md. 6/3 ve 25/1 uyarınca hükümsüzlük ve sicilden terkin şartlarının oluştuğu kanaatine varılmakla davanın kabulü cihetine gidilerek, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ İLE, TPMK nezdinde davalı adına …numara ile tescilli “…” ibareli markanın SMK m.25/1 uyarınca hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 26,30 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan: 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 172,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.172,50 TL ve 108,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 3.281,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yargılama masrafı yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.18/01/2022

Katip …

Hakim …