Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/203 E. 2022/152 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/203 Esas
KARAR NO : 2022/152

DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2020
KARAR TARİHİ : 24/11/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili İstanbul’da ressam olarak yaşadığını, ayrıca “…” adlı sanat galerisini yönettiğini, müvekkili 13 Kasım 2019 tarihinde davalılardan … adlı kişiye mülkiyeti kendine ait ressam …’ın yaptığı orijinal imzalı 3 sanat eseri tabloyu fiyatta mutabakata varılarak teslim ettiğini, bu davalının ödeme yapmadığı gibi galerici diğer davalıya sattığını bu nedenle de 3 tablonun üçüncü şahıslara satış ve devrinin önlenmesi ile maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini, tablolara ihtiyati haciz konulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu 2 adet tablonun diğer davalıdan 16.11.2019 tarihinde satın alındığını müvekkilinin davacı ile diğer davalı arasındaki ilişkinin muhatabı olmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, usul ve esas yönünden dayanaksız bulunan davanın reddi gerektiğini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerini davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı … vekili dosyaya vekaletname sunduğu, usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliler toplanmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememize sunulan 27/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davalı …’in davaya konu vakıalara ve davacı ve diğer davalı tarafından ileri sürülen teslim hususu ile ilgili olarak isticvabına karar verilip verilmeyeceği hususu Sayın Mahkemenin Takdirinde olduğu, Davalı … yönünden TBK 49/2 değerlendirme yapılabilmesinin diğer davacının isticvabından sonra mümkün olabileceğini” görüş ve kanaati bildirilmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, davacının, davalı …’e dava konusu 3 adet tabloyu teslim edip etmediği, tabloların satışı konusunda anlaşıp anlaşamadıkları, davalı …’ya bu tabloların diğer davalı tarafça satılıp satılmadığı, satılmış ise davalılardan …’nın kötü niyetli olup olmadığı ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı dava dilekçesinde davalı … ile davaya konu 3 tablonun satışı konusunda anlaştığını tabloların davalı …’e teslim edilmesine rağmen bedellerinin ödenmediğini belirtmiştir. Davalı … davaya cevap vermemiştir. Dosyada davaya konu tabloların davalıya teslim edildiğine ilişkin herhangi bir delile ve davalı …’in bu ilişkiyi kabulüne ilişkin bir delil veya beyana da rastlanmamıştır. Buna mukabil diğer davalı sunduğu delilde tablolardan ikisini Davalı …’den aldığını ileri sürmüştür. Dosyada davalının sunduğu belgede diğer davalı …’in imzası vardır. Ancak bu imzanın …’e ait olup olmadığının da tespiti gerekmektedir.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denilmektedir.Her iki taraf da ispat yükünün kime düştüğünü gözetmeden delil göstermişler ise bu halde hâkimin ispat yükünün hangi tarafa düştüğünü araştırmasına gerek yoktur. Çünkü hâkim, ilk önce tarafların gösterdikleri delilleri incelemekle yükümlüdür. İki tarafın (veya bir tarafın) gösterdiği deliller ile davaya ilişkin bütün çekişmeli olgular aydınlanmış ise yine ispat yükünün hangi tarafa düştüğünü araştırmakta bir yarar yoktur. Buna karşılık, gösterilen delillerin hâkime dava hakkında tam bir kanaat vermemesi halinde, ispat yükünün hangi tarafa düştüğünün tespit edilmesinde yarar vardır.
Delillerin davayı etkileyecek çekişmeli hususlarda gösterileceği ve ispat faaliyetinin çekişmeli vakıalar için söz konusu olduğu hususu göz önünde bulundurulmalıdır (1086 sayılı HUMK m. 238/1; 6100 sayılı HMK m.187/1). Türk Medeni Kanunun 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
İspat yükü ilk önce kural olarak davacıya düşer; yani davacı davasını dayandırdığı olguları ispat etmelidir. Hâkimin kendisine ispat yükü düştüğünü bildirdiği taraf, uyuşmazlık konusu olguyu ispat edemezse usul hükümleni gereği davasını kaybedecektir.
Kendisine ispat yükü düşmeyen taraf, karşı (kendisine ispat yükü düşen) tarafın iddiasını (olguyu) ispat etmesini bekleyebilir. Kendisine ispat yükü düşen taraf iddiasını ispat edemezse, diğer (kendisine ispat yükü düşmeyen) tarafın onun iddiasının aksini (hilafını) ispat etmesine gerek yoktur; o olgu ispat edilmemiş (yani dava bakımından yok) sayılır.
Somut olayda da bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere davalı …’in davaya konu vakıalara ve davacı ve diğer davalı tarafından ileri sürülen teslim hususu ile ilgili olarak isticvabına karar verilmesi gerekirken davacı tarafça bu yönde bir talepte bulunulmadığı, delil listesinde isticvap deliline de dayanılmamış olduğu, bu hali ile tabloların davalı …’e teslim edildiklerine dair dosyada herhangi bir somut olgunun bulunmadığı nazara alındığında ispatlanamayan davanın reddine dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan (eser sahipliği, maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden) 80,70*3=242,10 TL karar harcından peşin yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile kalan 187,70 TL bakiye karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalılar vekili yararına maddi tazminat talebi yönünden hesap olanan 500,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara 1/2 oranında (her iki davalı yönünden 500,00 TL’nin 1/2’si hesaplanmak suretiyle) verilmesine,
4–Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalılar vekili yararına manevi tazminat talebi yönünden hesap olanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara 1/2 oranında (her iki davalı yönünden 1.000,00 TL’nin 1/2’si hesaplanmak suretiyle) verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama masraflarının üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderlerinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
7-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/11/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸