Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/200 E. 2022/172 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/200 Esas
KARAR NO : 2022/172

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 14/01/2020
KARAR TARİHİ : 21/12/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Londra’ da yaşamakta ve orada ticaret ile uğraşmakta olan bir Türk vatandaşı olduğunu, müvekkilinin yapmış olduğu ticaretlere ek olarak geliştirdiği ürün ile ilgili olarak İngiltere Marka Ofisinde 18/11/2016 tarihinde usulüne uygun başvuru yaparak, kendi isminin İngilterede telaffuz edildiği şekliyle, … unsurlu ve şekil ibareli markayı kendi adına tecil ettirdiğini, … ürünlerinin Türkiyede yaygınlaştırmak ve pazarlamak adına 23/11/2016 tarihinde … A.Ş. İle distribütörlük anlaşması yaptığını ve Türkiye’ deki satışlarını anılan şirket aracılığı ile gerçekleştirdiğini, davacının ayrıca 28/04/2017 tarihli vekaletname ile kayınbiraderi olan davalı …’ i çetişli iş ve işlemlerde bulunması için vekil tayin ettiğini, ancak davalının kendisine verilen yetki ve görevleri kötüye kullandığını bunun üzerine davacının 09/02/2018 tarihli noter marifetiyle göndermiş olduğu azilnameyle davalının bütün yetkilerinden azlettiğini, daha sonrasında yapmış olduğu araştırma neticesinde dava konusu 13/03/2017 tarih ve … tesil numaralı ” …” markasının TPMK nezdinde davalı … adına tescil edildiğini öğrendiğini, gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu bildirmiş olup, öncelikle davalıya ait … kod numaralı markanın 3. Kişilere devir ve temliğinin önlenmesi için kayıtlarına tedbir konulmasına, ayrıca markanın sicilden terkinine, hükümsüzlüğüne veya müvekkil şirkete devrine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; …’ ın kendi payını hukuki ve mali yükümlülükleri ile birlikte davalı müvekkilinin ablası olan …’ a devrettiğini, bu sebeple hukuki ve mali yükümlülükler 30/07/2018 tarihli Türkiye Sicil Gazetesindeki ilana göre dava açma ve ilgili hukuki yükümlülükler artık davacı …’ ın bir dahli olamayacağından, huzurdaki davanın şirket yetkilisi … tarafından verilen vekaletnameye dayanılarak açılması hususunda davanın reddinin gerektiğini, ayrıca müvekkilinin adresinin İstanbul olduğunu ve davaya bakmakla yetkili mahkemelerin ise İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri olduğunu bildirmiş olup davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas, … Karar ve 02/07/2020 tarihli Yetkisizlik Kararı ile dosyanın mahkememize tevzi olunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememize sunulan 10/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; SMK m.6/3 uyarınca Davalı markası açısından hükümsüzlük şartlarının mevcut olmadığı tespit edilmiş olmakla, işbu tespite dair nihai hukuki değerlendirme ve takdirin mahkememize ait olduğu, SMK m.6/9 uyarınca, Davalının, dava konusu markayı tescil ettirmesinin “kötüniyetli tescil” olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususundaki takdirin mahkememize ait olduğu, davanın açıldığı tarih olan 14 Ocak 2020 itibariyle Davacılardan …’ın; diğer davacı … A.Ş.’de herhangi bir payı ve ortaklığının kalmadığı, … A.Ş.Yönetim Kurulu üyeliğinde yer almadığı ya da mevcut yönetim tarafından kendisine herhangi bir yetki devrinin yapılmadığı, şirketin tüm paylarının sahibi, yönetim kurulu üyesi ve şirketi temsile yetkilinin … olduğu, tespit edilmiş olmakla, işbu tespitler kapsamında, şirketi temsil açısından Davacı …’ın HMK m.54 kapsamında taraf ehliyetinin değerlendirilmesi noktasında nihai hukuki değerlendirmenin mahkememize ait olduğu, her ne kadar dosya içindeki mevcut delillerde İngiltere’deki tescile dair bir belgeye ulaşılamamakla birlikte , Söz konusu “…” markasının İngihere’dekı tescilinin Davacı … adına olması halinde marka hakkı sahibi olması nedeniyle “taraf ehliyetinin” mevcut olacağı tespit edilmiş olmakla, HMK ve SMK kapsamında taraf ehliyetinin değerlendirilmesi noktasında nihai hukuki değerlendirme ve takdir mahkememize ait olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
İşbu dava 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış Marka Hükümsüzlüğü talepli davadır.
TPMK kayıtlarının incelenmesinde, davalı adına hükümsüzlüğü talep edilen … numara ile tescilli markanın davalı adına kayıtlı olduğu, tescil tarihinin 31/10/2017 olduğu ve halen davalı adına koruma süresi içerisinde yer aldığı görülmüştür.
Markanın hükümsüzlüğüne yönelik incelemeye geçilmeden önce davalı tarafça, davacının gerek kendi adına gerekse davacı şirket adına dava açma ehliyetinin bulunmadığına ilişkin dava şartı itirazında bulunduğu anlaşılmakla bu hususunun öncelikle incelenmesi gerekmektedir.
Mahkememizce celp edilen ticaret sicil evraklarından anlaşıldığı üzere davacı şirketin 08/04/2017 tarihli … yıllarına ait Olağan Genel Kurul Toplantı tutanağında, diğer davacı …’ın 3 yıl süre ile Yönetim Kurulu Üyeliğine seçilmesine karar verildiği, 10/04/2017 tarihli 2017/02 Karar No ile 1 yıl süreliğine …’ın Yönetim Kurulu Başkanlığına atanmasına karar verildiği, sonrasında Davacı …’ın, diğer davacı olan şirketteki paylarını devrettiği, ilgili sicil evraklarına göre, … Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı “Anonim Şirket Pay Devri Sözleşmesi” ile Davacı …’ın, dava dışı …’a 100 adet payını 50.000 TL bedelle, bütün hak ve borçları ile devrettiği görülmüştür. Devir işlemi sonrasında 17/07/2018 tarihinde 2016-2017 yıllarına ait Olağan Genel Kurul toplantısı yapıldığı, ilgili toplantı tutanağında …’ın 3 yıl süre ile Yönetim Kurulu üyeliğine seçildiği, 18/07/2018 tarihli 2018/03 karar no ile 1 yıl süreliğine Yönetim Kurulu başkanlığına atanmasına karar verildiği görülmüştür. Dosya içine celp edilen 25 Temmuz 2018 tarihli … Ticaret Sicil Müdürlüğü, Ticaret Sicil Tasdiknamesine göre “…, davacı şirketteki tüm paylara sahiptir ve 25 Temmuz 2018 Başlangıç-17 Temmuz 2021 Bitiş tarihleri arasında şirketi temsile yetkili Yönetim Kurulu üyesidir.” ibaresinin bulunduğu görülmüştür.
Temsil veya izin belgelerinin verilmesi
MADDE 54 – (1) Kanuni temsilciler, davanın açılıp yürütülmesinin belli bir makamın iznine bağlı olduğu hâllerde izin belgelerini, tüzel kişilerin organları ise temsil belgelerini, dava veya cevap dilekçesiyle mahkemeye vermek zorundadırlar; aksi takdirde dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamazlar. Şu kadar ki, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde mahkeme, kanuni temsilcilerin veya tüzel kişilerin organlarının, yukarıda belirtilen eksikliği gidermeleri şartıyla dava açmalarına yahut davayla ilgili işlem yapmalarına izin verebilir.
(2) İzin belgesinin alınması için mahkemeye müracaat edilmesi gerekiyorsa ilgiliye, müracaatı için kesin süre verilir. Bu süre içinde mahkemeye başvurulması hâlinde bu konuda karar verilinceye kadar beklenir.
(3) Süresi içinde belgelerin ibraz edilmemesi veya mahkemeye başvurulmaması hâlinde, dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır.
Anonim şirketler, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur. Yönetim kurulu esas sözleşmeye konulacak bir hükümle, düzenleyeceği bir iç yönergeye göre, yönetimi, kısmen veya tamamen bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine veya üçüncü kişiye devretmeye yetkili kılınabilir. Yönetim, devredilmediği takdirde, yönetim kurulunun tüm üyelerine aittir. Sermaye şirketlerinin organları temsil belgelerini, dava veya cevap dilekçesiyle mahkemeye vermek zorundadır; aksi takdirde dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamazlar. Ancak, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mahkeme, yetkili organın, temsil belgesine ilişkin eksikliği gidermesi şartıyla dava açmasına yahut davayla ilgili işlem yapmasına izin verebilir. Süresi içinde belgelerin ibraz edilmemesi halinde, dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır (HMK md.54). Bu çerçevede mahkeme, sermaye şirketince açılan davada, dava açanın/açanların gerçekten şirketi temsile yetkili olup olmadığını değerlendirir. Bunun için imza sirküleri istenebileceği gibi ticaret sicili kayıtlarına ve şirket sözleşmesine de bakılabilir.
Davada husumet ve sıfat kamu düzenine dair olup, yargılamanın her aşamasında resen gözetilir
6100 sayılı HMK’nin 114. maddesi uyarınca, aktif husumet ehliyeti dava şartı olup, aynı Kanunun 115. maddesi uyarınca, dava şartı noksanlığını taraflar her zaman ileri sürebilecekleri gibi, mahkemelerin de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının mevcut olup olmadığını araştırması gereklidir.
Dosyada yer alan mevcut ticaret sicil kayıtlarına göre Davacılardan …’ın; davanın açıldığı tarih olan 14 Ocak 2020 itibariyle, diğer davacı … A.Ş.’de herhangi bir payı ve ortaklığının kalmadığı, … A.Ş.Yönetim Kurulu üyeliğinde yer almadığı ya da mevcut yönetim tarafından kendisine herhangi bir yetki devrinin yapılmadığı, şirketin tüm paylarının sahibi, yönetim kurulu üyesi ve şirketi temsile yetkilinin … olduğu anlaşılmakla, şirketi temsil açısından HMK m.54 kapsamında davacıların taraf ehliyetlerinin bulunmadığı, davanın HMK md. 114/1-d maddesi uyarınca aktif husumet yokluğu nedeni ile usulden reddine dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 80,70 TL karar harcından peşin yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile kalan 26,30 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.21/12/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza