Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/193 E. 2023/51 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/193 Esas
KARAR NO : 2023/51

DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan), Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/08/2020
KARAR TARİHİ : 21/02/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Fikir ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan), Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil firmanın alanında başarılı, …’nda çanta, cüzdan üretimi ve/veya satışını yapan bir firma olduğunu, kendi tasarımlarını yaptığı çantaların imali için temin edilecek ürünün modeli, renkleri, adeti, kullanılan aksesuarları, ölçüsü, kullanılan derinin hangi firmadan hangi renk alınacağı ve kalitesinin nasıl olacağına kadar her türlü ince detay müvekkil tarafından seçildiğini, davalı firmanın da çanta üretim ve/veya satışını gerçekleştirmekte ve talebe konu çantaları birebir müvekkilin tasarımıyla üretmekte ve/veya satmakta olduğunu, ekte sunulan faturalarda görüldüğü üzere müvekkilin tasarımının çalındığının ve tasarım hakkına tecavüz edildiği tarafımızca tespit edildiğini, müvekkil firmaya ve davalı firmaya ait çantalar yan yana incelendiğinde tasarımlarının birebir aynı olduğunu ve müvekkilin mevzuat tarafından korunan tasarım hakkına tecavüz edildiği açıkça ortada olduğunu, … 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …D.iş sayılı dosyasında buna ilişkin fotoğraflar huzurunuza sunulduğunu, müvekkilin tasarım hakkına tecavüz edildiği ortada ve açıkça tespit edildiğinden müvekkilin tecavüz fiili sebebiyle uğradığı maddi zararın (fiili zarar ve yoksun kaldığı kazanç) tazminini talep etmek zorunluluğu hasıl olduğunu, öncelikle tazminat yükümlülüğünün söz konusu olabilmesi için ortada hukuka aykırı eylemden doğan bir zararın bulunması gerektiğini, ileride alınacak bilirkişi raporuyla tespit edilecek tazminat tutarı ve fazlaya ilişkin haklarımızı saklı tutmak kaydıyla davalı aleyhine belirsiz alacak olacak şimdilik 1.000-TL maddi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkilin inşa ettiği ve sürekli gelişmekte olan imajın, davalının müvekkile ait tasarımları çalmasıyla zarara uğradığı açıkça ortada olduğunu, müvekkil şirket Nişantaşı’nda tek dükkanı bulunan, çantalarını kendi tasarlayarak özel işçilik ve kaliteyle üreten ve yurtdışına da satan bir şirket iken davalının müvekkilin imajına ve hukuka aykırı şekilde tasarımlarını çalarak ucuz iş gücü ile çantaları üretmesi ve/veya satması müvekkilin itibarını sarstığını, bu sebeple davalı aleyhine 2.000-TL itibar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, davalının yukarıda bahsi geçen fiilleri ve istemlerimize ilişkin zorunlu arabulucuya 25.02.2020 tarihinde başvurulduğunu, 15.06.2020 tarihli son oturumda taraflarca anlaşmaya varılamadığını belirtmiş ve müvekkilin uğradığı fiili zarar ve yoksun kalınan kazanca binaen, müvekkil lehine 1.000-TL maddi tazminata hükmedilmesini, tespit edilecek ilk ihlal tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle beraber alınarak müvekkile ödenmesini, müvekkilin tasarım hakkına tecavüzü sebebiyle oluşan ticari ve kişisel varlığında meydana gelen olumsuz zararların ortadan kaldırılması adına davalı şirket aleyhine 15.000-TL manevi tazminata hükmedilmesini, tespit edilecek ilk ihlal tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle beraber alınarak müvekkile ödenmesini, müvekkilin itibarının sarsılması sebebiyle davalı aleyhine 2.000-TL itibar tazminatına hükmedilmesini, tespit edilecek ilk ihlal tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle beraber alınarak müvekkile ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 149. Maddesi’nde Sınai Mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan kişilerin tecavüzü önlemek amacıyla mahkemeden talep edebilecekleri haklar seçimlik olarak sunulduğunu, davacı şirket tarafından SMK 149/1-d kapsamında “Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulmasını” talep ettiğini, … 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi …Esas dosyasında, ihtiyati tedbir talep eden vekilin talebiyle bağlı kalmaksızın doğrudan SMK 149/1-a fikrası kapsamında fiilin tecavüz olup olmadığının tespitine ilişkin delil tespit işlemine karar verdiğini, … 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin davacının talebi olmaksızın re’sen delil tespitine başvurması taleple bağlılık ilkesini açıkça ihlale ettiğini, bu sebeple davacının talebi olmaksızın mahkemenin re’sen delil tespitine başvurması hukuka aykırı olduğunu, davacı şirket tarafından davalı müvekkil şirketin dava konusu çantaları üretip sattığı bu sebeple tasarım hakkına tecavüz edildiği ileri sürüldüğünü, müvekkil şirket imalatçı bir firma olmadığını, ticari ilişkisini alım-satım üzerine kurduğunu, işyerinde bulunan başta dava konusu çantalar ve diğer çantalar müvekkil şirket tarafından üretilmediğini, … 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi …Esas dosyası kapsamında tasarım uzmanı bilirkişi …ile davacı şirket vekili…müvekkil firmaya giderek delil tespiti işlemi gerçekleştirdiğini, yapılan tespit işleminde de görüleceği üzere müvekkil firmaya ait iş yerinde ürünün üretiminin yapıldığına dair herhangi bir cihaza, makineye ve ürünün müvekkil firma tarafından üretildiğine ilişkin bir ibareye rastlanılmadığını, müvekkil davalı şirket, dava konusu çantaların tasarımının davacı şirkete ait olduğu iddiasını iş yerinde yapılan tespit işlemi sırasında öğrendiğini, Çanta üzerinde çantanın başka bir firmaya veya şahsa ait olduğuna ilişkin herhangi bir ayırt edicilik unsuru bulunmadığını, bu sebeple müvekkil davalı, çantanın alımı sırasında çantanın başka bir şahsa veya firmaya ait olduğunu bilemediğini, nitekim davalı müvekkil şirketin davacı tarafın iddia ettiği ihlalin varlığını bilmesi, bilecek durumda olması mümkünde olmadığını, tespit işlemleri sırasında davalı şirket yetkililerinin tutum ve davranışları da iyi niyetlerini açıkça ortaya koyduğunu, tespit tutanağında da görüleceği üzere müvekkil şirket müdürü … tespit işleminin her aşamasında bilirkişi ve davacı yana yardımcı olmaya çalıştığını, tespit işleminin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi için elinde geleni yaptığını, müvekkil davalı şirkette tespit edilen çantalar müvekkil şirket tarafından üretilmemekle birlikte tasarım hakkının ihlal edildiği de bilinmediğini, kaldı ki müvekkil şirkette tespiti yapılan çantalar ile tasarımı davacı şirkete ait çanta birbirinden farklı olup mevzuat tarafından korunan tasarım hakkına tecavüz edildiği iddiası asılsız olduğunu, müvekkil davalı şirkette tespit edilen çantanın ürün kapağı dikişli olduğunu, tasarımı davacı şirkete ait olan çantanın kapağında dikiş bulunmadığını, müvekkil davalı şirkette tespit edilen çantada kapağın açılışı alttan mıknatıslı olduğunu, tasarımı davacı şirkete ait olan çantada kapağın açılışı üsten geçmeli olduğunu, müvekkil davalı şirkette tespit edilen çanta ile tasarımı davacı şirkete ait olan çantada kullanılan ön metaller birbirinden farklı olduğunu, müvekkil davalı şirkette tespit edilen çanta ile tasarımı davacı şirkete ait olan çantanın yan taraflarında bulunan troklar birbirinden farklı olduğunu, müvekkil davalı şirkette tespit edilen çanta kullanılış itibariyle yandan çaprazlı olarak kullanılırken tasarımı davacı şirkete ait olan çanta kısa kulplu tutmalı olarak kullanıldığını, müvekkil davalı şirkette tespit edilen çanta ile ile tasarımı davacı şirket ait olan çantanın yandan birleştirme kesimleri birbirinden farklı olduğunu, müvekkil davalı şirkette tespit edilen çantanın yanları yapıştırmal olduğunu, tasarımı davacı şirkete ait olan çantanın yanları gerçek dikişli olduğunu, müvekkil davalı şirkette tespit edilen çantanın dikiş deseni ve boyutu tasarımı davacı şirkete ait olan çantadan farklı olduğunu, müvekkil davalı şirkette tespit edilen çantanın kapak iç kısmında marka logosu mevcut olmadığını, tasarımı davacı şirkete ait olan çantanın kapak iç kısmında marka logosu simli baskı ile tanımlandığını, davacı şirket tasarım hakkı sahibi olduğu çantalarının müvekkil davalı şirket tarafından piyasaya sürüldüğünü iddia ettiğini ve bu iddiasına delil olması amacıyla müvekkil davalı şirket tarafından kesilmiş faturalar dosyaya sunduğunu, dosyaya sunulan faturalarda belirtilen ve satışı yapılan çantalar, müvekkil iş yerinde tespit edilen dava konusu çantalara ilişkin olmadığını, ürünlerin fiyatlarına bakıldığı taktirde de görüleceği üzere satılan bir ürünün fiyatı 30 TL iken bir diğeri ise 60 TL olduğunu, bu sebeple davacı müvekkilin iddia ettiğinin aksine dosyaya sunulan faturalar tasarımı ihlal edilen çantalara ilişkin olmadığını, davacı taraf dava dilekçesinde … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …D.İş sayılı dosyasında bilirkişi ile birlikte tespit işlemi için müvekkil davalının iş yerine gittiklerini, söz konusu çantaların çeşitli renklerle giriş katında satışa sunulduğunu ve yine depoda tahmini en az 300 – 400 adet çantanın olduğunu iddia ettiğini, üst katta istiflenmiş olarak bulunan çantaların sayısı 50 – 60 adet civarında olduğunu, davacı tarafın tahmini en az 300 – 400 adet iddiası gerçeği yansıtmadığını belirtmiş ve davacı tarafın haksız, mesnetsiz ve gerçeği yansıtmayan iddialarını içeren davasının reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasını karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Dava
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … 2.FSHHM nin …E. sayılı davasında davalı … Tic. Ltd. Şirketinin açtığı tasarım hakkına tecavüz sebebi ile maddi tazminat talebi ile yargılandığını ve açılan bu dava ile maddi – manevi Menfaatinin zarar gördüğünü, müvekkilinin uzun yıllardır çantacılık sektöründe … semtinde çalıştığını ve imalat yapmadan önce toptan satın aldığı çantaları bireysel tüketicilere satışla gerçekleştirdiğini, … 2.FSHHM’nin … E. sayılı davası ile davaya konu çanta tasarım ve tescilin varlığına muttali olduğunu, dava konusu çanta tasarımının ayırt edilemeyecek kadar birebir … ibareli … markasına ait olduğunu, davalıya ait dava konusu çanta tasarımının 10/01/2018 tarihli … numaralı tasarım tescili ile korunurken … firması (…) birebir çanta tasarımını çok önce ortaya koyduğunu, imal ettiğini, satışa sunduğunu ve 13/09/2017 tarihinde reklamlarla sosyal medyada mankenler kullanarak çantaları satışa sunduğunu, davalının 10/01/2018 tarihli … numaralı tasarım tescili öncesi kamuya sunulan ayırt edilemeyecek kadar benzer ürünleri bulunmadığını, dava konusu tasarımın tescil tarihinin 10/01/2018 tarihinde olması nedeni ile davalı tasarımcılar ya da başvuru sahibi tarafından 10/01/2017 ve öncesinde tescilli tasarım konusu ürünlerin kamuya sunulduğuna ilişkin herhangi bir tespit bulunmaması nedeni ile müvekkilinin … 2.FSHHM’nin …E. sayılı davasında müvekkilinin tarafça tasarım tesciline tecavüz suçlaması ile karşı karşıya olduğundan dava soncunda tazminat neticesi maddi – manevi zarar göreceğinden yenilik ve ayırt edicilik taşıyan hiçbir biçimsel unsur taşımayan davalı taraf tasarımlarının yeni ve özgün olmaması ile 2017 tarihinde … firmasının tescilli tasarımlarının birebir kopyası olması sebepleri ile davalı adına tescilli tasarımlar hakkında endüstriyel tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Birleşen dosya davacısının huzurdaki davada hukuki yararı bulunmadığını, müvekkilinin söz konusu tasarımı taşıyan ilk ürünlerini, 20.04.2017 tarihinde Instagram hesabından paylaşarak kamuya arz ettiğini, karşı tarafın tasarımı kamuya arz ettiğini ileri sürdüğü … isimli marka ise ilk paylaşımını Eylül 2017 tarihinde, dolayısıyla müvekkilinin tasarımı kamuya arzından daha sonra yapmış olduğunu, bu hususun müvekkilinin sosyal medya hesaplarında yerinde bilirkişi incelemesi yapılarak da tespit edilebileceğini, kaldı ki birleşen dosya davacısının sunmuş olduğu tasarım hakkı ve tazminata ilişkin görüşte bir tasarımın daha önce kamuya açıklanan benzer tasarımlarının olup olmadığını tespit edebilmek için yöntemleri ne olduğundan söz edildiğini, taraflarınca tescil sorgulaması Türkpatent, EUIPO ve WIPO’dan sorgulandığı 3.üncü kişiye ait tescilli tek bir tasarıma rastlanmadığını, Birleşen dosya davacısının iddiası uyarınca, üçüncü kişinin tasarımı olduğu iddia edilen ürünlerin tescilsiz tasarım olarak kabul görmesi halinde ise müvekkili şirketin söz konusu tasarımı bahsi geçen üçüncü kişiden daha önce kamuya arz etmiş olduğu sosyal medya paylaşımları ile sabit olduğunu, müvekkiline ait markanın, bahsi geçen firmadan daha çok bilinirliği olan, yurt içinde ve yurt dışında büyük firmalar ile çalışılan bir marka olduğunu, dava konusu tasarımın ise müvekkilinin ilk ürettiği ürünlerden olup kamuda markanın imzası niteliğinde olduğunu, müvekkiline ait bu tasarımların müvekkili şirketin markasıyla Beymen, Vakkorama gibi büyük firmalarda yıllardır satılan ve müvekkilini temsil eden bir marka olduğunu, tüm bu nedenlerle dava konusu tasarımı tescil tarihinden önce ilk kez müvekkili şirketin kamuya arz etmiş olduğu hususu gözetildiğinde tasarımın hükümsüzlüğünü gerektiren bir olgu ileri sürülemediğini ve davanın reddine karar verilmesi gerekliliğinin bulunduğunu, bu kapsamda dava dışı … isimli markanın, tasarımı müvekkiline ait olan ürünü taklit etmiş olduğunun kuşkusuz olduğunu ve bu hususta ilgili firmaya karşı dava hazırlığında olduklarını da bildirdiklerini, davalının bugüne kadar ileri sürmediğini ve dayanaksız bir hususta dava ikame ederek Mahkemenizce asıl davada verilecek kararı ötelemeyi amaçladığını, yoksa dava konusu ürünlerin, üçüncü kişi konumundaki …’tan önce müvekkili tarafından kamuya arz olunduğunun açık olup davalının taleplerin de açıkça kötü niyetli olduğunu, birleşen dosya davacısının dosyaya ibraz ettiği mütalaayı da kabul etmediklerini, ayrıca birleşen dosya davacısının dilekçesinin her aşamasında tasarım tescil tarihi 2017 tarihiymiş gibi tasarımın müvekkilince 2017 tarihi öncesinde kamuya arz ettiğine dair bir husus bulunmadığını ileri sürmekteyse de; tasarımın tescil tarihinin 10.01.2018 olup karşı tarafın sürekli olarak 2017 yılını işaret etmesi mahkemeyi yanıltma kastı taşıdığını, kaldı ki müvekkilinin ilgili tasarımının Nisan 2017’de kamuya arz edildiği ve karşı tarafın bu yöndeki çabasının karşılıksız kaldığı ve bu nedenlerle de davanın reddi gerektiğini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen dosyada taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporları alınmıştır.
Mahkememize sunulan 31/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; Davacı tarafa ait … numaralı tasarım tescili ile…D.iş dosyası kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda görselleri yer alan davalı tarafa ait ürünler arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememize sunulan 27/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; 153 adet ürün üzerinden 258.479,33 TL tazminat talep edilebileceği, 60 adet ürün üzerinden 101.36444 TL tazminat talep edilebileceği, görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememize sunulan 22/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; Dosya konusu tasarım görselinin, “Instagram” adlı Sosyal Ağ Sağlayıcı nezdindeki hesaplardan, İçerik Sağlayıcının esas dosya davacısı olduğu değerlendirilen “…” …çerik Sağlayıcı hesapta 20/04/2017 tarihinde ilk kez yayınlandığı; İçerik Sağlayıcının dava dışı üçüncü taraf olduğu değerlendirilen “(…” rumuzlu hesapta tespit olunabilen ilk yayın tarihinin 23/08/2017 olduğu; Dosya konusu tasarımın, esas dosya davacısına atıflı Sosyal Ağ Sağlayıcı nezdindeki hesapta, dosyada işaret edilip dava dışı üçüncü tarafa ait olduğu değerlendirilen hesaptan yaklaşık 4 (dört) ay önce yayınlanmış olduğunun anlaşıldığı; Esas doşya yönüyle; Davalı (…Tic. Ltd. Şti. ve Davacı (… Tic. Ltd. Şti.) tasarımlarının karşılaştırılmasında; tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde; ayırt edicilikten ziyade tasarım bütünlüğü açısından benzerlik bulunduğu ve bilinçli müşteri tercihinde BİREBİR AYNI TASARIM algısı (iltibas) oluşturacağı kanaatine varıldığı, Birleşen dosya yönüyle; davalının … tescil numaralı tasarımı ile dava dışı … Firması (…)’ın tasarımları arasında tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde; ayırt edicilikten ziyade tasarım bütünlüğü açısından benzerlik bulunduğu ve bilinçli müşteri tercihinde BİREBİR AYNI TASARIM algısı (iltibas) oluşturacağı kanaatine varıldığı, ancak davalı tarafın (… Tic. Ltd. Şti.) hükümsüzlüğü talep edilen tasarımının dava dışı … Firması (…) tasarımlarından yaklaşık 4 (dört) ay önce kamuya sunulması ile SMK açısından ve bu sebeple … Birleşen dosyada hükümsüzlüğü talep edilen birleşen dosya davalısı … Tic. Ltd. Şti’ne ait … numaralı tasarım tescili 10/01/2018 başvuru tarihli olsa da,… rumuzlu Instagram sosyal ağındaki hesapta dava konusu edilen tasarım çanta görsellerinin 20/04/2017 tarihinde paylaşıldığı ve açıklanan nedenle SMK 57/2 uyarınca tasarımın başvuru tarihinden önceki 12 (on iki) ay içinde sunulduğu anlaşıldığından,…numaralı tasarım tescilinin @… rumuzlu Instagram Sosyal ağındaki hesapta 20/04/2017 tarihinde paylaşılmasının tasarımın yenilik ve ayırt ediciliğini etkilemediği, görüş ve kanaati bildirilmiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, asıl davada tasarım hakkına tecavüzden kaynaklanan maddi, manevi ve itibar tazminatı istemi birleşen davada ise, davalı/ asıl dosya davacısı adına TPMK nezdinde …numara ile tescilli tasarımın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemine ilişkindir.
TPMK kayıtlarının incelenmesinde dava konusu …numaralı tasarımın başvuru ve tescil tarihinin 10/01/2018 olduğu, 09/02/2018 tarihli bültende yayınlandığı, davacı adına koruma süresinin devam ettiği görülmüştür.
Mahkememizce öncelikle birleşen dava bakımından tasarımın hükümsüzlüğü incelenmiş, birleşen davacı tarafça dosyaya sunulan 2017 tarihli … firmasının tescilli tasarımlarının, işbu dava konusu tasarım yönünden yenilik ve ayırt edicilik karşılaştırılması teknik bilirkişilerce yapılmıştır.
6769 sayılı SMK’da tescilli tasarımların korunma şartları belirlenmiştir.
Tasarım ve ürün; Madde 55- (1)Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür.
Yenilik ve ayırt edicilik; Madde 56- (1)Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur. (4)Bir tasarımın aynısı; a)Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir. (5)Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a)Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir. (6)Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır
Madde 77- (1)Aşağıdaki hâllerde tasarımın hükümsüz sayılmasına mahkeme tarafından karar verilir: a)55 inci maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan tanımlara uygun olmadığı, 56 ncı ve 57 nci maddelerde belirtilen şartları taşımadığı, … başvurunun kötüniyetle yapıldığı ve bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını içerdiği ispat edilmişse. b)Hak sahipliğinin başka kişiye veya kişilere ait olduğu ispat edilmişse. c)Sonradan kamuya açıklanan aynı veya benzer nitelikteki bir tasarımın başvuru tarihi, tescilli bir tasarımın başvuru tarihinden önce ise…. Madde 79- (1)Tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin karar geçmişe etkili olup, tasarıma bu Kanunla sağlanan koruma hiç doğmamış sayılır. 2)Tasarım sahibinin ağır ihmali veya kötüniyetli hareket etmesinden zarar görenlerin tazminat talepleri saklı kalmak üzere, hükümsüzlüğün geçmişe dönük etkisi aşağıdaki durumları etkilemez: a)Hükümsüzlüğe karar verilmeden önce tasarımın sağladığı haklara tecavüz nedeniyle verilen kesinleşmiş ve uygulanmış kararlar. b)Hükümsüzlüğe karar verilmeden önce yapılmış ve uygulanmış sözleşmeler. (3)İkinci fıkranın (b) bendinde belirtilen sözleşme uyarınca ödenmiş bedelin hakkaniyet gereğince kısmen veya tamamen iadesi talep edilebilir. (4)Tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin kesinleşmiş karar herkese karşı hüküm doğurur.
Madde 78- (1) Tasarımın hükümsüzlüğü, ikinci fıkrada sayılan hâller dışında menfaati olanlar tarafından istenebilir.(2) Tasarımın hükümsüzlüğü, 77 nci maddenin birinci fıkrasının (c) bendine göre sadece önceki hak sahibi; 70 inci ve 73 üncü maddelere göre ise ancak tasarım hakkına sahip kişiler tarafından ileri sürülebilir.(3) Tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin olarak koruma süresince veya tasarım hakkının sona ermesini izleyen beş yıl içinde dava açılabilir.(4) Hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde tasarım sahibi olarak kayıtlı kişiye karşı açılır. Tasarım üzerinde sicilde hak sahibi olarak görülen kişilerin davaya katılabilmelerini sağlamak için ayrıca bu kişilere bildirim yapılır.(5) Tescilsiz tasarımlarda hükümsüzlük davası, hak sahibi olduğunu iddia eden kişiye karşı açılır. Hükümlerine amirdir.
Bir tasarımın önceki bir tasarımla aynı kabul edilmesi için birebir ayniyet göstermesi gerekli değildir. Birbiri ile karşılaştırılan iki tasarımın sadece küçük ayrıntılarda farklılık göstermesi halinde de iki tasarımın aynı olduğu kabul edilir . Şayet farklılık mevcut bir tasarım esas alınarak yapılmış, mevcut tasarımın bir versiyonu niteliğinde ise ve mevcut tasarımla aynı olmayı ortadan kaldırmıyorsa yenilik söz konusu olmaz .
Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
Somut olaya dönüldüğünde, bilişim uzmanı bilirkişisi tarafından yapılan tespitlerde, dava konusu tasarım görselinin davacıya ait , @… rumuzlu Instagram hesabında 20/04/2017 tarihinde ilk kez yayınlandığı, dava dışı @… rumuzlu hesapta ise ilk yayın tarihinin 23/08/2017 olduğu görülmüştür. Dolayısı ile davacı/birleşen davalıya ait tasarımın inceleme konusu diğer tasarımdan 4 ay kadar önce yayınlandığı anlaşılmıştır. Davacı/ birleşen davalıya ait … tescil numaralı tasarım ile dava dışı … firması …’ın tasarımları arasında tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimlerde ayırt edicilikte ziyade tasarım bütünlüğü açısından benzerlik bulunduğu, bilinçli müşteri tercihinde birebir aynı tasarım (iltibas) oluşturacağı ancak hükümsüzlüğü talep edilen … tescil numaralı tasarımın dava dışı … tasarımlarından yaklaşık 4 ay önce kamuya sunulması, bu nedenle SMK 57/2 uyarınca tasarımın başvuru tarihinden önceki 12 ay içinde kamuya sunulduğu gerekçesi ile yenilik kriterlerini sağladığı bu sebeple … numaralı tasarım tescilinin hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Tasarıma tecavüz iddiası yönünden;
6769 sayılı yasanın “Tasarım hakkına tecavüz sayılan fiiller” başlıklı 81. Maddesi; “(1)Aşağıda belirtilen fiiller tasarım hakkına tecavüz sayılır: a)Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak. b)Tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek. c)Tasarım hakkını gasp etmek. (2)Başvuru, 65 inci maddeye göre tescil edilerek yayımlandığı takdirde, tescil sahibi, tasarım hakkına yönelik olarak bu maddede sayılan tecavüzlerden dolayı hukuk davası açma hakkına sahiptir. Tecavüz eden, başvurudan ve kapsamından haberdar edilmişse başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir. (3)Koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün, ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, bu maddede sayılan fiilleri tasarım hakkına tecavüz olmaktan çıkarmaz. (4)Tescilsiz tasarımlar için, tasarım 57 nci maddeye göre kamuya sunulduğu takdirde, hak sahibi, tasarım hakkına yönelik ihlallerden dolayı dava açmaya yetkilidir.” hükümlerine amirdir.
Somut olaya dönüldüğünde, taraflara ait tasarımların karşılaştırılması sonucunda tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde ayırt edicilikten ziyade tasarım bütünlüğü açısından benzerlik bulunduğu ve bilinçli müşteri tercihinde birebir aynı tasarım algısı oluşturacağı, dolayısı ile tecavüz koşullarının oluştuğu sonucuna varılmıştır.
Tazminat Talepleri Bakımından Yapılan İnceleme
6769 sayılı SMK’nın “Tazminat” başlıklı 150. maddesinde de ” Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. (2) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir. (3) Hak sahibi, sınai mülkiyet hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Tasarım sahibi kanunun 151.maddesi gereğince yoksun kalınan kazancını talep edebilir. Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır: a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir. b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç. c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli. (3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur. (4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında 2. Fıkranın (a) ve (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması halinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir.
Davacı vekili tazminat taleplerini 6769 sayılı SMK’nın 151/2-a uyarınca hesaplanmasını talep etmiştir. … 1 FSHHM’nin …D.iş sayılı dosyası kapsamında tespit edilen ürün sayısı ve davacıya ait defter ve kayıtların incelenmesinde … 1 FSHHM’nin …D.iş sayılı dosya kapsamında somut olarak adet bilgisi bulunmadığı, bilirkişi raporunda “Giriş kat kısmında 8 adet ürün olduğu, üst depolama kısmında ise ambalajlı ve istif halinde ürünlerin bulunduğu” ifade edildiği somut olarak istifli ürün sayısının yapılamadığı, davacı tarafça 300-400 adet ürün olduğunun iddia edildiği, davalı tarafçada 60 adet ürün olduğu sa-vunmasında bulunulduğu, ürünleri stok kartlarında ayırt edici bir kod ile takip yapılmadığı, dolayısı ile ne kadar ürün olduğunun tespit edilmesinin mümkün olamayacağı da gözetilerek bilirkişi tarafından alternatifli bir hesaplama yapılmış, davacının vergiler hariç satış fiyatından ürün maliyetinin çıkarılması sonucu 153 adet ürün üzerinden davacının talep edebileceği tutarın 258.479,33 TL, davalı beyanına göre 60 adet ürün üzerinden davacının talep edebileceği tutarın ise 101.364,44 TL olabileceği hesaplanmıştır.
Bilindiği gibi tasarım hukukundaki tazminat davalarında davacının uğradığı zarar/karşı tarafın elde ettiği kazanç, yada sunulan emsal lisans sözleşmeleri kapsamına göre davacının talep edilebileceği lisans yapılan yargılamada tam olarak tespit edilemiyorsa mahkeme tarafından dosyaya sunulu deliller kapsamına göre borçlar kanunu hükümlerine göre de mahkemece res’en değerlendirme yapabilmektedir.
Zararın belirlenmesi, davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacak şekilde geniş olarak yorumlanamayacağı gibi ihlal edeni mükafatlandırır nitelikte de olmamalıdır. Somut olayda davalının tacir olarak kusuru bulunduğundan tazminat bakımından sorumluluğunun da doğduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında, her ne kadar davalı tarafından B çantası adı ile kesilen faturalar mevcutsa da bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere kesilen faturaların stok kodu ile hususi olaraktan ayırt edici bir tanımlama içermemesi, ne kadarının tecavüze konu tasarıma ilişkin olduğunun tam olarak belirlenememesi karşısında TBK md. 50,51 hükümleri dikkate alındığında bilirkişilerce tespit edilen 101.364,44 TL’nin somut olay özelinde makul sayılabileceği, davacının sebepsiz zenginleşmesine sebebiyet verecek bir tutar olmadığı gözetildiğinde hak ve nesafet kurallarına göre maddi tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı manevi tazminat da talep etmiştir. Manevi tazminat yönünden tasarım hakkına yapılan tecavüzün niteliği, ,davacının manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp durumu, manevi tazminatın amaç ve içeriğine, hak, nesafet ve adalet ilkesine keza manevi tazminatın, maddi bir zenginleşme talebinden çok manevi tatmine yönelik bir talep olması, dolayısıyla somut olaya göre davalının davacı tasarımına tecavüz teşkil edecek şekilde izinsiz olarak kullandığı ,dolayısıyla eyleminde kusurlu olduğu, ürün miktarının da azlığı gözetilerek 15.000- TL manevi tazminatın uygun olabileceği, fazlaya ilişkin kısmın reddi kanaatine varılmıştır.
Davacı yanın, dava dilekçesinde itibar tazminatı talebinde de bulunduğu anlaşılmıştır. SMK 150/2 hükmüne göre; sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir.
Öncelikle bu tür tazminata hak kazanmak için markaya/ tasarıma yapılmış bir tecavüzün bulunması gerekmektedir. Ancak, bu durum yeterli olmayıp, kötü ya da uygun olmayan şekilde kullanım unsuru da gerçekleşmelidir. Marka/ Tasarım sahibi, bu iki hususu da ispat etmelidir. “Kötü kullanma”, markanın kötü malda, kötü ambalajda, ve kötü satış şartlarında kullanılmasıdır.
Bu çerçevede somut uyuşmazlıkta dosyada mübrez delil, bilgi ve belgelerden davalının tasarımı yukarıda anılan şekilde kötü kullandığına ilişkin dosyada somut bir delil bulunmadığı, davacının da bu yönde dosyaya sunmuş olduğu bir delil olmaması karşısında bu yöndeki tazminat talebinin de reddine karar verilmiştir.
Tüm bu açıklamalar muvacehesinde toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları bir arada değerlendirildiğinde, asıl davanın kısmen kabulü ile, 101.364,44 TL maddi tazminatın 15/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin talebin reddine,15.000,00 TL manevi tazminatın 15/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İtibar tazminatına ilişkin talebin reddine, birleşen dava yönünden davanın reddine dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Asıl davanın KISMEN KABULÜ İLE, 101.364,44 TL maddi tazminatın 15/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-15.000,00 TL manevi tazminatın 15/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İtibar tazminatına ilişkin talebin reddine,
4-Birleşen dava yönünden davanın reddine,
5-Asıl dava yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 7.948,85 TL karar harcından peşin yatırılan 4.705,40 TL’nin mahsubu ile kalan 3.243,45 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maddi tazminat talebinin kısmen kabulü nedeni ile davacı lehine hesaplanan 16.204,67 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maddi tazminat talebinin kısmen reddi nedeni ile davalı lehine hesaplanan 16.204,67 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca manevi tazminat talebinin kabulü nedeni ile davacı lehine hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca itibar tazminat talebinin reddi nedeni ile davalı lehine hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan: 1.750,00 TL bilirkişi ücreti, 166,00 TL posta/tebligat gideri olmak üzere toplam 1.916,50 TL ve 4.759,80 TL harç (peşin+başvuru+ıslah) olmak üzere toplam 6.676,30 TL yargılama giderinin, davanın kabul/red oranına göre hesaplanan 2.820,11 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı tarafından yapılan: 3.000,00 TL (bilirkişi ücreti) yargılama giderinin, davanın kabul/red oranına göre hesaplanan 1.732,77 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
12-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
13-Birleşen dosya yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 179,90 TL karar harcından peşin yatırılan 80,70 TL’nin mahsubu ile kalan 99,20 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsiline,
14-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın reddi nedeni ile davalı lehine hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
15-Taraflarca yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
16-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.21/02/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸