Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/189 E. 2023/91 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/189 Esas
KARAR NO : 2023/91

DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli), Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli)
DAVA TARİHİ : 28/07/2020
KARAR TARİHİ : 28/03/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli), Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı adına …, …, …, …, …, …, … numara ile tescilli endüstriyel tasarımların davalıya ait … tarafından davalıya ait “…” internet sitesinde haksız ve izinsiz olarak aynı locarno sınıfındaki ürünlerde aynen kullanıldığını, sitede “…” markası altında satışa sunulduğunu, bu şekilde tasarım hakkına tecavüz edildiğini, … 20. Noterliği, … tarih ve … yevmiye numaralı ve … 20. Noterliği … tarih ve … yevmiye numaralı e-tespit tutanağı ile haksız kullanımların tespit edildiğini, ayrıca davalı şirket yetkilisi … hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı … soruşturma sayılı dosyası ile marka hakkına tecavüz suçu sebebiyle şikayette bulunulduğunu, tescilli bir tasarımın sahibine münhasır bir hak sağladığını ve üçüncü kişiler tarafından tasarımın izinsiz kullanımını önleme yetkisi verdiğini, davalı kullanımlarının SMK 81. maddede sayılan tecavüz fiilleri kapsamında kaldığını, önlenmesi ve kaldırılması gerektiğini ileri sürerek davacının tasarımına tecavüzün önlenmesi adına davalıya ait tasarım hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin işlendiği “…” internet sitesine erişimin engellenmesini, davalı fiilinin Sınai Mülkiyet Kanunu uyarınca tasarım hakkına tecavüz teşkil ettiğinin tespitini, tasarım hakkına tecavüzün kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının İtalya’da kurulu, başta İtalya olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerinde e-ticaret faaliyeti gösteren sektöründe tanınır bir firma olduğunu ve e-ticaret faaliyetlerini “…” ibareli domain üzerinden gerçekleştirdiğini, ülkemiz sınırları içerisinde herhangi bir ticari faaliyetinin bulunmadığını, davacının davalı ile 2013 yılından beri ticari faaliyetleri bulunduğu halde, davalı ticari adresini Türkiye olarak belirttiğini, davacı ile olan ticari faaliyeti sakladığını, davacının kötü niyetli olduğunu, davalının “…” internet sitesi üzerinden çeşitli mobilya, aydınlatma ürünleri, dekorasyon ve ev tekstil ürünlerinin online satışını gerçekleştirdiğini, davacının davalı şirketin 2013 tarihinden itibaren ürün tedarikçisi olduğunu, davacının bünyesinde gerçekleşen ortak değişikliği sonucunda, Ocak 2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davalı ile yeniden tedarik sözleşmesi imzaladığını, davalının işbu davanın konusunu oluşturan ve fatura karşılığında, sözleşmeye, hukuka uygun olarak satın aldığı ürünleri satmak istediğinde davacının herhangi bir haklı gerekçe ileri sürmeden, davalının satış yapamayacağını ihtar ettiğini, davalının bu nedenle ürünleri daha önceden online olarak satın alan müşterilere teslim edemediğini ve maddi olarak kayba uğradığını ve ticari itibarının sarsıldığını, davacıya ait ihlal oluşturduğu iddia edilen tasarımların ülkemizde tescilli olduğunu, ancak, ihlal oluştuğu iddia edilen ve ticari etkilerin görüldüğü yerin ise ülkemiz olmadığını, davalıya ait olan homemania.net ibareli sitesinin ülkemizde ticari faaliyet göstermediğini, satışa kapalı olduğunu, dolayısıyla hiçbir şekilde ticari bir etki oluşturmadığını, buna karşılık, 6769 Sayılı SMK Hükümleri uyarınca, tasarım tescilleri bakımından ülkesellik esasının benimsenmiş olduğunu, her tasarımın tescil edildiği ülke bakımından hüküm ifade ettiğini, bu sebeple, ülkemizde tescilli olan bir tasarım tescil belgesinin, ülkemiz dışında (hukuka Uygun ve sözleşmeye dayalı olarak) gerçekleşen bir ürünün satışının engellenmesi için başvuru konusu yapılmasının ülkesellik esasına aykırı olduğunu, kaldı ki, belirtildiği gibi, davalının satmış olduğu ürünleri sözleşmeye göre gerçekleşen bir tedarik sonunda, bedeli ödenerek fatura karşılında teslim alınan ve satılan ürünler olduğunu, bu sebeple, davacının tasarım hakkının da tükendiğini, kabul etmemekle birlikte bir an kanaat oluşsa dahi, sözleşmeye dayalı olarak ve fatura karşılığında, hukuka uygun bir şekilde satın alınan bir ürünün satışının da hukuka uygun olduğunu, ürün tedarik sözleşmesi uyarınca davalının sözleşmede belirtilen ürünlerin üretimini ve satışı gerçekleştire lerin … markası ile satılacağını, davalının sözleşme hükümleri uyarınca başta İtalya olmak üzere, Almanya, Avustuya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Romanya, Hollanda ülkelerinde “…” ibareli site üzerinden online satışını gerçekleştireceğini, emsal teşkil etmesi bakımından davalı aleyhine aynı koşullarda davalı tarafından ikame edilen bir başka davada muhtemel tazminat talepleri doğrultusunda arabuluculuk kurumuna başvuruda bulunulduğunu ve Arabuluculuk başvurularının da yetkisizlik sebebiyle reddedildiğini, … Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde mevcut … Soruşturma numaralı dosyanın ise halen soruşturma aşamasında olduğunu, davalının tüm eylemlerinin hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddini gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliler toplanmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememize sunulan 22/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Bilişim yönünden; Davalı yana atfedilen “…” internet alan adının ilk 05/04/2013 tarihinde tahsis edildiği, içerik sağlayıcısının … Olduğu, İnceleme tarihi itibariyle “homemania.net” web sitesinde dosya konusu “…” marka ve benzeri ibarenin kullanımına ve/veya iddia olunan markayı taşıyan ürünlerin içerikte yer aldığına yönelik bir olguya rastlanmadığı, “…” — web sitesi ana sayfasının erişilebilen 19/09/2019 tarihli arşiv kaydında, dosya konusu markanın umuma yayınlandığının gözlendiği; arşiv içeriklerinin tam olmaması nedeniyle, detay ürün görsellerine erişilemediği, Davalıya atfedilen web sitesinin güncel içeriğinin “…” başlıklı bölümünde, satışını yaptığı ürünleri ulaştırıldığını umuma duyurduğu ve “Türkiye” adına, anılan liste içinde rastlanmadığı, Dosya sunumlarında atıfta bulunulmuş e-ticaret siteleri üzerinde, yapılan araştırma sonucunda, işaret edilen “…”, “…” ve “…” internet alan adresli e-ticaret sitelerinde, dava konusu “…” markası ile uyumlu kategoride bir içeriğe erişilemediği; “veepe.com” internet alan adlı e-ticaret sitesinin sevk alanı içinde “Türkiye” adına rastlanmadığı; Tasarım yönünden; Davacı tarafa ait …. numaralı yenilenmemiş tasarım tescilleri ile Dava dilekçesi ekinde yer alan 08.03.2020 tarihli Noter tespit belgesinde yer alan ürün görselleri arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, Davacı tarafa ait … numaralı yemilenmemiş tasarım tescili ile Dava dilekçesi ekinde yer alan 08.03.2020 tarihli Noter tespit belgesinde yer alan ürün görseli arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, Tasarım hakkına tecavüz şartlarının incelenmesi yönünden; Davalının internet üzerinde kullanımlarının Türkiye’deki tüketiciyi hedeflemediği ve Türkiye sınırları içerisinde ticari etki yaratan bir kullanım olmadığı ve dolayısıyla davacı tasarım hakkına tecavüz oluşturmayacağı görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Mahkememize sunulan 31/01/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Kök rapordaki görüşlerimizin korunduğunu Takdir Sayın Mahkemeye ait olacağı görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, davalı kullanımlarının davacıya ait tasarım hakkına tecavüz oluşturup oluşturmadığının tespiti ile bunun men’i, ref’i istemine ilişkindir.
Fikri haklarda ülkesellik ilkesi, bu haklar ile bulundukları ülke arasında oluşan bağı ifade eder. Fikri hakların doğumu, hakların kazanılması kime ait oldukları her hukuk sisteminde ayrı ayrı belirlenir. Koruma hangi ülkede talep ediliyorsa, korumanın içeriği o ülke hukukuna göre belirlenir. Tasarım hangi ülkede tescil edilmişse o ülke sınırları içerisinde korunur. Korumanın ülkeselliği ilkesi uyarınca, tasarımı Türkiye’de tescili bulunan kişi, bu tescile dayanarak, izni olmadan tasarımının kullanılmasına ancak Türkiye sınırları içinde engel olabilir. Tescilin hak sağlayıcı ve koruyucu etkisi tescil edildiği ülkenin sınırlarını aşamaz. Türkiye’de tescilli tasarıma sağlanan koruma, sicilde hak sahibi olarak gösterilen kişiye aittir. Buna göre davacı, dava tarihinde Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde adına kayıtlı bulunan tescilli tasarımlara dayanarak ancak Türkiye sınırları içinde gerçekleşen haksız kullanımları engelleme hakkına sahiptir. Türkiye’de tescilli olan tasarımın sağladığı koruyucu etki, Türkiye dışında geçerli değildir. Bu nedenle davacının tescili tasarımlarına dayalı hak iddiası değerlendirilirken öncelikle davalı kullanımlarının hukuka uygun olup olmadığının ve kullanımların Türkiye sınırları içerisinde gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarının tespit edilmesi gerekmektedir.
Taraflar arasında akdedilen 01.01.2017 tarihli Tedarik Sözleşmesi’nin incelenmesinde başlangıç kısmında, sözleşmenin amacının, davalının müşterileri, perakendecileri, toptancıları ve internet sayfalarına ürün satabilmesi için, davacının “…” markası ve referanslarını, miktarlarını, perakende ve satış fiyatlarının davalıya garanti edilmesi ve sözleşmenin (1) nolu ekinde belirtilen ürünlerin satışının organize edilmesi olduğu, “Mutabık Kalınan Konular” kısmında “Başlangıç Tarihi”nin sözleşmenin (2) nolu ekinin birinci maddesinde belirtildiği, “Fikri Mülkiyet Hakları”nın tescil ettirilmiş veya ettirilmemiş tüm ticari markalar ve tescil edilmiş tasarım haklarını içerdiği, “Bölge”nin Almanya, Avusturalya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Fransa, İspanya, İsviçre, İtalya, Polonya, Romanya ve Hollanda anlamına geldiği, Sözleşmenin 1. Maddesinde anlaşma yürürlükte kaldığı süre boyunca Satıcının (1) nolu ekte belirtilen ürünleri Alıcıya satacağı ve tedarik edeceği, Alıcının da münhasır bir şekilde söz konusu ürünleri Satıcıdan satın alacağının kararlaştırıldığı, “Fesih ve Süre” başlıklı 13.1. maddesinde Sözleşmenin imza tarihi itibariyle yürürlüğe gireceği ve imza tarihini takip eden 4 yıl boyunca geçerliliğini koruyacağı, sözleşmenin tüm hususlarının yılın sonunda gözden geçirileceği ve 4 yıllık sürenin geri kalan kısmına yönelik olarak bu hususlar üzerinde her iki tarafça mutabakata varılacağının kararlaştırıldığı görülmektedir.
Davacı, sözleşmenin 2. yılın sonunda her iki tarafça 4 yıla uzatılmak istenir ve bu konuda yazılı mutabakata varılırsa 4 yıl için geçerli olacağını, aksi takdirde 2 yılın dolması ile kendiliğinden sona ereceğini, taraflarca sözleşmenin uzatılmasına ilişkin mutabakat sağlanamadığından 2 yıl dolduktan sonra, bahsi geçen tedarik sözleşmesinin 31.12.2018 tarihinde kendiliğinden sona erdiğini, dolayısıyla bu tarihten sonra ürünlerin davalı tarafından satışa sunulamayacağını, davalı tarafından satılan ürünlerin davacıdan satın alınan ürünler olmayıp, üçüncü kişilere yaptırılan ürünler olduğunu ileri sürmektedir. Buna karşılık davalı ise davacının herhangi bir haklı gerekçe ileri sürmeden, davalıya ait ürünlerin satışını yapamayacağını ihtar ettiği, davalı tarafından satışı yapılan ürünlerin sözleşme kapsamında davalıdan satın alınan faturalı ürünler olduğunu savunmaktadır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşme şartları yönünden yapılan değerlendirmede, 01.01.2017 tarihli sözleşmenin 4 yıl süre ile geçerli olduğu ve sözleşmenin süresi içinde davacıdan satın alınan tasarım tesciline konu ürünlerin internet ve diğer yollarla teşhir ve satışının, davacının tescilli tasarım hakkına tecavüz oluşturmayacağı kanaatine varılmıştır.
Davalı kullanımlarının Türkiye’de ticari etki yaratıp yaratmadığı yönünden yapılan inceleme
SMK 81.maddeye göre aşağıda belirtilen fiiller tasarım hakkına tecavüz sayılır:
a) Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak.
b) Tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
c) Tasarım hakkını gasp etmek.
Ülkesellik prensibi gereği Türkiye’de tescil edilmiş bir tasarım sadece Türkiye sınırları içerisinde korunmaktadır. Buna göre Türkiye’de tescilli bir tasarıma karşı SMK 81. maddede sayılan tasarım hakkına tecavüz teşkil eden fiiller ancak Türkiye sınırları dahilinde ticari etki yaratması halinde hak sahibi tarafından tecavüzün tespiti ve durdurulması talep edilebilir. Ancak internetin doğası gereği internet üzerinde gerçekleştirilen kullanımlara dünyanın herhangi bir yerinden anında erişilebilmektedir. Bu noktada çelişen iki durum söz konusu olmaktadır: internetin “global” yapısı ile ulusal kanunların “bölgesel” yapısıdır. Bu bakımdan, herhangi bir internet kullanımının söz konusu ülke sınırları içerisinde korunan bir hakkı ihlal etmesi için o ülke sınırları içerisinde kullanım teşkil edip etmediğinin belirlenmesi gerekmektedir. …’nun İnternette Marka ve Diğer Sınai Mülkiyet Haklarının Korunmasına Dair Ortak Tavsiye Metninde; bir ülkede bulunan internet kullanıcıları tarafından erişilebilir olmasına rağmen, işaretin internet üzerinde gerçekleştirilen her kullanımı bu ülkede kullanılmış olarak kabul edilmemektedir. Daha ziyade, yalnızca belirli bir ülkede ticari yansımaları olan, başka bir ifade ile ticari etkisi olan kullanımlar, bu ülkede gerçekleşmiş olarak kabul edilmektedir. Bir işaretin kullanımının üye bir devlette ticari bir etki yaratıp yaratmadığını belirlemede dikkate alınacak faktörler aşağıda sayılanlarla sınırlı olmamak üzere tavsiye metninin 3/1 Maddesinde yer almaktadır. Bunlardan bazıları;
– Üye devlette yerleşik müşterilere fiilen hizmet verilip verilmediği ,
– Sunulan mal veya hizmetlerin üye devlette bulunan müşterilere teslim edilip edilemeyeceği,
– Üye Devlette garanti veya satış sonrası hizmet gibi bazı faaliyetler sunulup sunulmadığı;
– Sunulan mal veya hizmetlere ilişkin fiyatların ilgili ülkenin resmi para biriminde gösterilip gösterilmediği,
– İşaretin üye devletteki internet kullanıcılarının erişebillir. interaktif iletişim araçlarında kullanılıp kullanılmadığı,
– İşaretin kullanımıyla bağlantılı olarak üye devlette bir adres, telefon numarası veya diğer iletişim araçlarını belirtip belirtmediği;
– İşaretin söz konusu ülkeye ait birinci seviye alan adı bağlantılı olarak kullanılıp, kullanılmadığı gibi faktörlerdir.
İnternet üzerinde kullanılan bir işaretin belirli bir ülkede veya bölgede kullanılmış olarak addedilmesi için somut olayın tüm özelliklerinin değerlendirmeye alınması gerekmektedir. Bunlar arasında mal ve hizmetin niteliği, internet sitesinin içeriği, mal ve hizmetlerin internet sitesinden satın alımının mümkün olup olmaması, internet sitesi sahibinin veya reklam verenin belirli bir ülkeye/bölgeye bu site üzerinden satış yapıp yapmadığı, internet sitesi ve reklam verenin niyeti gibi unsurlardır.
Somut olaya dönüldüğünde; taraflar arasında imzalanan 01.01.2017 tarihli sözleşmeye göre alıcı konumunda bulunan davalının, davacıdan satın aldığı ürünleri Almanya, Avusturalya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Fransa, İspanya, İsviçre, İtalya, Polonya, Romanya ve Hollanda’yı kapsayan bölge içerisinde satışa sunabileceğinin kararlaştırıldığı, davalıya ait web sitesinin güncel içeriğinin “…” başlıklı bölümünde, davalının satışını yaptığı ürünlerin teslim edileceğini duyurduğu ülkeler arasında “Türkiye” nin bulunmadığı, davacı tarafından davalı … internet sitesinde … 20. Noterliği vasıtasıyla 06.03.2020 ve … tarihlerinde yapılan E tespit tutanakları incelendiğinde ürünlerin Euro para birimi ile İngilizce dilinde satışa sunulduğu, davalı … web sitesinde yer alan “…” başlıklı bölümde tüketicinin satın aldığı ürünü dilerse 14 gün içinde …, adresine iade edebileceği, iade politikasına ilişkin uyarı ve bilgilendirmenin Avrupa Birliği’nin Tüketici Haklarına İlişkin Kanun Hükmünde Kararname ve direktiflerine uygun olarak hazırlandığı tespit edildiğinden ve dosya kapsamında davalının, davacıya ait tasarımlara haiz ürünleri Türkiye’de ticari etki yaratacak şekilde kullandığını kanıtlar bir delil bulunmadığından, davalı kullanımlarının Türkiye’deki tüketiciyi hedeflemediği ve Türkiye sınırları içerisinde ticari etki yaratan bir kullanım olmadığı ve dolayısıyla davacı tasarım hakkına tecavüz oluşturmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar muvacehesinde toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları bir arada değerlendirildiğinde sübut bulmayan davanın reddine dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 179,90 TL karar harcından peşin yatırılan 108,80 TL’nin mahsubu ile kalan 71,10 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yargılama masrafı yapmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/03/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸